25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER 7 dishab@cumhuriyet.com.tr 25 OCAK 2021 PAZARTESİ Moskova ile Biden yönetimi arasındaki ilk gerilim, Navalny yüzünden çıktı Rusya ABD’yi sucladı Rusya ile Joe Biden yönetimi arasındaki ilk gerginlik Rus muhalif Aleksey Navalny yüzünden yaşanıyor. ABD’nin Moskova Büyükelçiliği’nin önceki gün düzenlenen protesto gösterileri öncesinde eylemlerin saat ve yerlerini, güzergâhı kendi vatandaşlarıyla paylaşması krize yol açtı. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, ABD Büyükelçiliği’ni Rusya’nın içişlerine müdahale etmekle suçladı. Peskov bir devlet televizyon kanalına verdiği demeçte, “Elbette, bu tür bir paylaşım uygunsuzdur ve içişlerimizde kesinlikle bir müdahaledir” dedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı da bu girişimin diplomatik kurallara aykırı olduğunu bildirdi. ‘Kendi sorununla uğraş’ Bakanlığın açıklamasında ABD yönetiminin, sosyal adaletsizlik ve eşitsizliğin Amerikan toplumunda yarattığı bölünme dahil kendi sorunlarıyla uğraşması gerektiği vurgulanarak “Ahlak kurallarını görmezden gelen Amerikan diplomasisinin radikal unsurları kışkırtma çabaları, başaPutin’in Sözcüsü, Navalny için düzenlenen ve 3 bin 500’den fazla kişinin tutuklandığı eylemler öncesinde ABD Büyükelçiliği’nin, güzergâhı vatandaşlarıyla paylaşmasına tepki gösterdi. rısızlığa mahkumdur ve ikili ilişkiler için olumsuz sonuçlar doğuracaktır” ifadeleri yer aldı. Rusya’nın suçlamalarına ABD’nin Moskova Büyükelçiliği Sözcüsü’nden yanıt geldi. Dünyanın dört bir yanındaki ABD büyükelçiliklerinin ve konsolosluklarının rutin olarak ABD vatandaşlarına güvenlik mesajları yayımladığını söyleyen Sözcü “Bu, birçok ülkenin diplomatik misyonlarının ortak, rutin bir uygulamasıdır” dedi. Geçen yıl 20 Ağustos'ta Sibirya'dan Moskova'ya giden bir uçakta hastalanmış ve uçak Omsk'a acil iniş yapmıştı. Birkaç gün sonra Navalni'nin Noviçok sinir gazıyla zehirlendiği açıklanmış ve tedavi için Almanya'nın başkenti Berlin'e götürülmüştü. Tutuklamalar nedeniyle de Moskova’ya dünyadan tepki yağıyor. Fransa Dışişleri Bakanı JeanYves Le Drian, “Otoriterliğe doğru bu kayışı çok endişe verici buluyorum” diyerek kitlesel tutuklamaların hukukun üstünlüğüne “tahammül edilemez bir hakaret” olduğunu kaydetti. AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell de AB’nin bugükü toplantısında Rusya’daki gelişmelerin tartışılacağını söyledi. Navalny’nin tedavi gördüğü Almanya’dan dönüşünde tutuklanması üzerine ülke çapında yapılan protestolarda 3 bin 500’den fazla gösterici gözaltına alınmıştı. ‘Diyaloğa hazırız’ Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, dün Rusya’nın yeni Biden yönetimiyle bir diyalog kurmaya hazır olduğunu da belirterek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ABD’nin konuşma isteğine “nazikçe” yanıt vereceğini söyledi. İlişkileri Soğuk Savaş’ın sonundan bu yana en düşük seviyede olan iki ülke önce Ukrayna’da sorununda anlaşmazlığa düştü. Ardından Rusya’nın ABD seçimlerine karıştığı iddiaları geldi. ABD, son olarak da Rus yetkililere Navalny’yi destekleyen gösterilerde gözaltına alınan protestocuları ve gazetecileri serbest bırakma çağrısı yaptı. Sadece Navalny değil Brezilya’nın yerli kabile liderleri Bolsonaro’yu ‘insanlığa karşı suç işlemekle’ suçluyor DENİZ BERKTAY Rusya’da muhalefetin önde gelen ismi olan ve geçen hafta Almanya’dan Rusya’ya dönüşte gözaltına alınan Alaksey Navalny’nin tutuklanmasına yönelik protesto gösterileri, son 89 yılın en geniş katılımlı eylemlerine dönüştü. On binlerce kişinin katıldığı bu gösteriler, 2011 parlamento seçimlerine hile karıştırıldığı iddialarının ardından patlak veren gösterilerden bu yana en büyük protesto gösterileri olma özelliğini taşıyor. Navalny, Rusya’ya dönüşünden kısa süre önce hazırladığı ve Putin’in Karadeniz kıyısındaki Gelencik’te zimmetine geçirdiği paralarla saray yaptırdığı iddiasını içeren bir videoyu, tutuklanmasından hemen sonra yayına koydurttu. Bu, Navalny’nin, doğrudan Putin’i hedef alan ilk yayınıydı ve Kremlin yönetimi, iddiaları reddetti. Ancak gösterilerin Navalny’nin tutuklanması ve Putin’in sarayı iddialarından daha derin nedenleri var. Kırım etkisi zayıfladı Öncelikli olarak, ülkede uzun süredir devam eden ve salgının derinleştirdiği ekonomik durgunluk, kitlelerin tepkisine neden oluyor. Rusya’nın 2014’te Ukrayna’daki krize müdahale edip Ukrayna’nın Kırım Yarımadası’nı ilhak etmesi, uluslararası kamuoyunun tepkisine neden olsa da Rusya’da Putin’e desteği rekor düzeye çıkarmıştı. Bunun ardından Batılı ülkelerin Rusya’ya yaptırım uygulamaları, kitlelerin Putin’e daha sıkı bağlanmasına neden olmuştu. Son gösteriler, bu “Kırım etkisinin” epey zayıfladığını gösteriyor. İkincisi, ekonomik sıkıntıların yanı sıra, merkezçevre ilişkilerinde son zamanlarda sıkıntılar ortaya çıkmaya başlamıştı. Bunun en somut göstergesi, Kremlin’in geçen yıl doğudaki Habarovsk ilinde seçilmiş valinin yerine atadığı kayyıma yönelik protestolardı. Üçüncüsü, Putin Rusya’da halen toplumun büyük kesimi tarafından, ülkeyi 90’lı yıllardaki ekonomik ve toplumsal çöküşten kurtaran isim olarak görülüyor. Ama, bugün 25 yaşındaki bir Rus genci, 90’ları hatırlamıyor ve “değişim” söylemlerine daha açık durumda. Büyük şehirlerde yaşayıp dış dünyayla iletişim halinde olanlar da öyle. Bu nedenle, Navalny’nin destekçilerinin asıl olarak 90’ları hatırlamayan genç kesimden ve büyük şehirlerden olması, tesadüf değil. Dolayısıyla, “Rus halkı Putin’e karşı” demek, gerçeğe ters olsa da protestoların toplumun dinamik kesimlerini içerdiği söylenebilir. Bir diğer konu, ABD’nin etkisi: Kremlin’e yakın çevreler, Navalny’nin Almanya’da olduğu dönemde ABD tarafından dolduruşa getirildiğini ve bir ABD projesi olduğunu söylüyor ve Biden’ın göreve gelir gelmez protestoların başladığına dikkat çekiyor. l KİEV Şefler Lahey’e gidiyor Brezilyalı yerli kabile liderleri, ülkenin sağcı Devlet Başkanı Jair Bolsonaro hakkında yağmur ormanlarındaki yıkım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) dava açılması için başvuruda bulundu. Ülkenin önde gelen yerli liderlerinden Kayapoların şefi 91 yaşındaki Raoni Metuktire ve Paiter Suruilerin şefi Almir Narayamoga Surui yerli halka zulmetmek, yaşam alanlarını yok etmek ve haklarını görmezden gelmekle suçladıkları Bolsonaro’nun “insanlığa karşı işlenen suçlar” kapsamında soruşturulması istemiyle UCM’ye başvurdu. Paris merkezli bir avukat olan William Bourdon, Bolsonaro’ya ilişkin ön soruşturma talebini önceki gün Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sundu. Bunun çok acil bir mesele olduğunu söyleyen Bourdon, Amazon yağmur ormanlarındaki yıkım düşünüldüğünde zamana karşı yarıştıklarını söyledi. Soruşturma açılıp açılmayacağına savcılık karar verecek. Bolsonaro’nun 2019’da göreve gelmesinden bu yana, Brezilya’nın büyük bir bölümünü kapsayan Amazon bölgesindeki yağmur ormanlarındaki kıyımın yaklaşık yüzde 50 arttığı bildirildi. 2019’da yerlilere ait topBolsonaro’nun 2019’da göreve gelmesinden bu yana, Brezilya’nın Amazon bölgesindeki yağmur ormanlarındaki kıyımın yaklaşık yüzde 50 arttığı bildirildi. rakların madenciler tarafından işgali yüzde 135 oranında arttı, 18 kişi arazi nedeniyle çıkan çatışmalarda öldürüldü. Amazon havzasında çevreye karşı işlenen suçlara verilen cezalar yüzde 42 oranında azaldı, hükümet çevre suçlarıyla mücadele için ayırdığı bütçeyi yüzde 30’a yakın oranda düşürdü. Le Monde gazetesinde yayımlanan bir haberde de ormanların maruz kaldığı tahribatın bir yılda yüzde 34,5 arttığı, yerli liderlere yönelik suikastın 11 yılın en yüksek seviyesinde olduğu vurgulandı. Yerli liderlerinin ABD, Brezilya ve Fransız hukukçularla hazırladığı 68 sayfalık raporda, cinayet, zorla yerlerinden edilmek ve yerli halkların kültürlerinin yok edildiğini gösteren ve “insanlığa karşı suç” olarak tanımlanabilecek kanıtlar yer alıyor. ‘Çevre soykırımı suçu tanınsın’ Çevre aktivistleri, UCM tarafından tanınan suçlara, soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarının yanı sıra çevresel soykırımın da eklenmesini istiyor. BM destekli mahkeme, 2016’da soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçları, çevre ve kültürel suçları da içerecek şekilde daha geniş kapsamlı değerlendirme kararı almıştı. Çevreciler, Bolsonaro’yu Amazon’un servetini yağmalamak için tüm engelleri kaldırmak istemekle suçluyor ve yağmur ormanlarının yok edilmesinin yalnızca Brezilya’yı değil, tüm insanlığı ilgilendirdiğini vurguluyor. Çin ile ABD’de Joe Biden yönetiminin ilk günlerinde ÇinTayvan gerilimi ABD’nin tırmanıyor. Çin savaş uçaklarının iki gün üst üste adanın yakınında uçmaTayvan sı üzerine ABD, bir uçak gemisi grubunu Güney Çin Denizi’ne göndergerilimi di. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Çin’in, Tayvan dahil komşularına gözdağı verme çatırmanıyor balarının endişeyle not alındığı” ifade edildi. Tayvan Savunma Bakanlığı önceki gün, Çin’in Tayvan’ın güneybatısındaki hava sahasına nükleer silah taşıma kapasiteli sekiz bombardıman uçağı ve dört jet uçağı gönderdiğini duyurmuştu. Tayvan dün de 12 jet uçağı dahil Çin uçaklarının hava sahasına girdiğini bildirdi. USS Theodore Roosevelt liderliğindeki ABD uçak gemisi grubu da önceki gün “denizlerin özgürlüğünü” desteklemek için Güney Çin Denizi’ne girdi. 11 madenci kurtarıldı Çin’in Şandong eyaletinde iki hafta önce meydana gelen patlama sonucu göçük altında kalan 22 madenciden 11’inin kurtarıldığı bildirildi. Birinin yaralı olduğu belirtilen madenciler hastaneye kaldırıldı. Altın madenindeki göçükte bulunan 10 madenciyi kurtarma çalışmaları sürüyor. Atina ve Ankara 5 yıl sonra yeniden masada İstanbul’da ‘keşif’ görüşmesi Türkiye ve Yunanistan, 20022016 yılları arasında 60 tur boyunca sürdürdükten sonra ara verdikleri öngörüşmelere (istikşafi görüşmeler), 5 yıl aradan sonra bugün yeniden başlıyor. İstanbul’da yapılacak olan ön görüşmelerin 61. turunda iki ülke dışişleri bakanlığı yetkilileri, 5 yıl aranın ardından birbirlerinin müzakere konularına yönelik tutumunu görmüş olacak. İstanbul’da bugün yapılacak olan öngörüşmelerin 61. turunda Türk heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, Yunan heyetine ise ön görüşmelerin önceki turlarına da başkanlık eden eski Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan, emekli Büyükelçi Pavlos Apostolidis başkanlık edecek. Görüşmenin İstanbul’da nerede yapılacağı ise açıklanmadı. 14 yılda 60 görüşme Türkiye ile Yunanistan arasında ilişkilerdeki yumuşama havasının estiği dönemde temelleri atılan ve 2002’de başlayan ön görüşmelerde iki ülke arasında Ege Denizi odağında yaşanan sorunların niteliğinin keşfedilmesi ve bunlara çözüm üretilmesi amaçlanmıştı. İki ülke ilişkilerindeki atmosfere bağlı olarak dönem dönem sıklaşıp dönem dönem seyrelen öngörüşmelerin 60. turu 1 Mart 2016’da Atina’da yapılmıştı. Karşılıklı olarak iki ülkenin farklı kentlerinde yapılan ve “gizlilik uzlaşısı” nedeniyle tüm konularda tam uzlaşıya varılmadan içeriği açıklanmayan görüşmelerin konu başlıkları arasında Ege Denizi’ndeki karasuları, kıta sahanlığı, hava sahası, uçuş bilgi, (FIR) arama kurtarma, (SAR) Navtex (Seyrüsefer bildirimi) meseleleri bulunuyor. Görüşmelerin 60. turunun yapıldığı 2016’dan bu yana iki ülke arasındaki sorunlara Doğu Akdeniz meselesi de eklendi. ‘Pozisyonlarını göreceğiz’ Yunanistan’ın ön görüşmelerde sadece deniz yetki alanı meselesinin görüşülebileceği yönünde ısrarının olduğu biliniyor. Türkiye ise Doğu Ege adalarının Yunanistan tarafından ihlal edilen gayri askeri statüsü ile aidiyeti belirsiz adalar meselesinin de aralarında bulunduğu iki ülke arasındaki tüm sorun başlıklarının görüşmelerde ele alınması gerektiği görüşünü savunuyor. Yunanistan’dan gelen bu açıklamalarla ilgili Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel ziyareti sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, “Sadece bir konuyu görüşelim, diğerlerini görüşmeyelim dersek o zaman tüm bu gerginlik ve sorunlar devam eder. Hangi amaçla bunu söylüyorlar anlamış değilim. İlk toplantıda gerçek düşüncelerini görmüş olacağız, pozisyonlarını göreceğiz” ifadelerini kullanmıştı. l ANKARA/Cumhuriyet AB BEKLEYIP GÖRECEK AB dış politika şefi Josep Borrell, Türkiye ile Yunanistan arasındak istikşafi görüşmelerin başlamasına ilişkin Reuters’e yaptığı açıklamada “bir fırsat penceresi gördüğünü” ancak, Türkiye’nin “çatışmacı tutumundan” vazgeçerek, diyalog yolunu seçmesi gerektiğini söyledi. Brüksel’den bir diplomat da, Türkiye’den büyük bir jest bekledklerini söyleyerek iyimser olmak için bir neden görmediğini ifade etti. ACILARINIZI PAYLAŞIYORUZ... Vefat ve başsağlığı ilanlarınız için yaptığınız ödemenin yüzde 20’sini Cumhuriyet Vakfı Burs Fonu’na aktarıyoruz. Bu fondan, yetenekli, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Yakınlarınızın adı bu burslarla yaşasın. www.cumhuriyetvakfi.org.tr ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle