01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 25 OCAK 2021 PAZARTESİ HABER Uğur Mumcu’yu katledilişinin 28. yılında büyüyen bir özlemle anıyoruz Ona bir borcumuz var Aracına konan bombanın patlaması sonucu 28 yıl önce katledilen gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’yu, özlemle ve sevgiyle andık. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Mumcu’nun yıllar öncesinden bugünlere ışık tutan yazıları okunurken yaşamını yitirdiği alana ailesi, sevenleri ve okurları karanfiller ve mumlar bıraktı. Yıllarca çalıştığı Cumhuriyet’in dünkü sayısını da yaşamını yitirdiği alana bırakan okurlar, “Uğur Mumcu’lar ölmez” sözleriyle, Mumcu’ya özlemlerini dile getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Karanlığa ışık tutmayı ondan öğrendik” sözleriyle Mumcu’yu anarken salgın tedbirleri nedeniyle tedbirli gerçekleştirilen anma töreninde yine yüzlerce okuru Mumcu’yu ve ailesini yalnız bırakmadı. NECATİ SAVAŞ Güldal Mumcu, Özge Mumcu ve Özgür Mumcu (soldan) Uğur Mumcu’nun gömütüne mum bıraktı. İlk tören, sokağında Mumcu için ilk tören, evinin önünde UğurMumcu Sokağı’nda, yaşamını yitirdiği yerde düzenlendi. Mumcu’nun evinin karşısında bulunan Mumcu’nun anıtındaki tören öncesi, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Mumcu’nun evinde, eşi Güldal Mumcu, kızı Özge Mumcu Aybars ve oğlu Özgür Mumcu ile görüştü. Görüşmenin ardından Mumcu ailesi ve Kılıçdaroğlu, anıta karanfiller ve mumlar bıraktı. Törene, CHP genel başkan yardımcıları Seyit Torun, Bülent Kuşoğlu ve Ali Öztunç, CHP milletvekilleri Utku Çakırözer, Tekin Bingöl, Yıldırım Kaya, Uğur Bayraktutan, Murat Emir, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP Parti Meclisi üyesi Umut Akdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, gazetemiz yazarları Işık Kansu ve Mustafa Balbay, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş, eski CHP milletvekilleri Şahin Mengü ve Yılmaz Ateş, um:ag çalışanları ve gazeteciler katıldı. Kılıçdaroğlu, Mumcu’nun katledilmesinin ardından çekilen anma fotoğraflarının yer aldığı alanı da gezdi. Sevenleri adına mum yaktı Mumcu için ikinci tören, Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü başında düzenlendi. Eşi Güldal Mumcu, oğlu Özgür Mumcu ve kızı Özge Mumcu Aybars, Mumcu’nun gömütüne kırmızı karanfiller bıraktı; mumlar yaktı. Mumcu’nun gömütü başındaki anmaya da Mumcu ailesinin yanı sıra CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve sevenleri katıldı. Öte yandan, bu yıl Mumcu’nun okurları ve sevenleri, salgın yüzünden törendeki kısıtlamalar nedeniyle anmaya katılamadıkları için um:ag’ın “Bir mum da sen yak” çağrısı ile evlerinde, saat 20.00’de, anısına mum yaktı. ‘Mumcu’dan öğrendiklerimiz’ Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında, bugün de gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile tiyatro oyuncusu ve yönetmen Ali Nihat Yavşan, “Uğur Mumcu’dan öğrendiklerimiz” başlıklı söyleşide konuşmacı olacak. Ankara Cumhuriyet Okurları (CUMOK) tarafından düzenlenecek söyleşi, saat 20.00’de, zoom programı üzerinden gerçekleştirilecek. l ANKARA/Cumhuriyet Uğur Mumcu bir Cumhuriyet değeri Uğur Mumcu anıtına karanfil bıraktıktan sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “O sizden birisiydi, halktan birisiydi. Bir Kuvayı Milliyeciydi. Araştırmacı gazeteciliği ondan öğrendik. Karanlıklara ışık tutmayı ondan öğrendik. Direnmeyi, kalpaklı Kuvayı Milliyeci olmayı ondan öğrendik” dedi. Mumcu’nun katledilmesinin ardından dönemin yetkililerinin “Bütün karanlıkların aydınlanacağını, faillerin yakalanacağını ve asıl faillerin üzerine gidileceğini ısrarla söylediklerine” dikkat çekerek şunları kaydetti: “28 yıl geçti. Asıl failler hâlâ karanlıkta. Ona bir borcumuz var. O, ölmeden önce diyordu ki ‘Vurulduk hey halkım, unutma bizi.’ Ülkesini, bayrağını seven herkes Uğur Mumcu’yu hiç unutmayacaktır. Uğur Mumcu medyanın bir lideridir, önderidir, aydınlanmacısıdır. Dolayısıyla bir cumhuriyet değeridir. Bizler var oldukça Uğur Mumcu da var olacaktır.” Dostları Uğur Mumcu’yu anlattı ‘Hâlâ bize ışık tutuyor’ TRT’den iki skandal TRT, Uğur Mumcu’nun ölümünün 28. yılında iki skandala imza attı. Uğur Mumcu’nun konuşmalarının yer aldığı videolar arşivden kaldırıldı. Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu, sosyal medya hesabından TRT’yi etiketleyerek “Bir cevap bekliyoruz” paylaşımında bulundu. Mumcu’ya yanıt veren TRT’den, “Uğur Mumcu’nun arşivinin kaldırılması söz konusu değildir. Bu görüntüler TRT İZLE’ye taşınmaktadır. Uğur Mumcu arşivi en kısa sürede TRT İZLE’den Türkiye’nin ulaşımına açılacaktır” açıklaması geldi. Daha sonra TRT Arşiv hesabından, Mumcu için anma paylaşımı yapıldı. Ancak, videoda Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu yerine, 21 Ekim 1999’da katledilen gazetemiz yazarı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı’nın konuşması konuldu. Kışlalı’nın konuşmasının altında, “Güldal MumcuUğur Mumcu’nun Eşi” yazıldı. Kışlalı, videoda, “Sadece yakaladıklarını söylediler, bombacının da itiraf ettiğini” ifadelerini kullanıyor. Mumcu’nun aracına bombayı yerleştiren Oğuz Demir, 28 yıldır kayıp ve aranıyor. Öte yandan, TRT, gazetemizin haberi ve yurttaşların tepkilerinin ardından söz konusu videoyu kaldırdı. Videodan, Kışlalı’nın konuşması çıkarılarak, yenisi paylaşıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Küçükkaya Uğur Mumcu, Maltepe Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikle anıldı. Maltepe Türkân Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’nın yönettiği anma etkinliğine gazetemiz yazarları Ali Sirmen, Ataol Behramoğlu ve müzisyen Haluk Çetin katıldı. Sosyal medya üzerinden canlı olarak yayımlanan etkinliğe Mumcu’nun kızı Özge Mumcu Aybars Ankara’dan, CHP Münih Birliği’nden Gülbey Kılıç, CHP Frankfurt Birliği’nden Ali Ercan, CHP İsviçre Birliği’nden Nadir Köklü, CHP Belçika Birliği’nden Derya Bulduk, CHP Hollanda Birliği’nden Bülent Çoban, CHP Strazburg Birliği’nden Burak Özkuzucu, CHP İngiltere Birliği’nden Kazım Gül ise bulundukları şehirlerden online olarak katıldı. Program Haluk Çetin’in, Uğur Mumcu anısına yazılan “Uğurlar olsun” türküsünü seslendirmesiyle başladı. Cumhuriyet aydını Ali Sirmen, bir yıl önce Mumcu’nun da dostu olan eşini kaybettiğini anımsatarak “Cenaze günü cami avlusunda herkes kederliydi. Bir adam gördüm. Gelip, ‘kutlarım sizi’ dedi. Ben ise şaSirmen Behramoğlu Çetin şırdım. Adam, ‘Ne mutlu size ki hayatınızı böyle bir insanla geçirmişsiniz’ dedi. Söyledikleri beni çok etkiledi. İçimde sıcak bir rüzgâr esti. Bugün de ben aynı şeyi Mumcu’nun dostları, yakınları, okurları için ve Türk insanları için söylemek istiyorum. Ne mutlu onlara, bize ki Uğur Mumcu gibi bir insana sahiptik. Uğur Mumcu gibi bir yazarımız, bir düşünürümüz, bir dostumuz vardı” dedi. Mumcu’nun bir Cumhuriyet aydını, bir Cumhuriyet projesi olduğunu aktaran Sirmen, “Uğur Mumcu araştırmacı gazeteciliğiyle, yürekliliğiyle, eşsiz enerjisiyle, bilgisiyle Cumhuriyet’in yeni insan projesinin en başarılı örneklerini ortaya koymuştur. Bugün hâlâ bize ışık tutmaktadır” diye konuştu. Ataol Behramoğlu ise Uğur Mumcu ile Ankara’dan arkadaş olduklarını anımsatarak özetle şunları söyledi: “Aynı tarihte doğduk. Bir ara avukatım oldu. Zekâ, önsezi, bilgi, çalışkanlık, cesaret bütün bunlar Uğur Mumcu’nun kişiliğinde vardı. Bütün bunların yanında edebiyatçı, yazar kişiliği de olan seçkin bir aydınımızdı. Bir Cumhuriyet aydınıydı. Özellikle bizim kuşağımız Ali Sirmen, Uğur Mumcu ve ben; Turan Emeksizlerle Denizler arasındaki bir yerdeyiz. 1960 kuşağının delikanlılarıyız. Hep de öyle kaldık. Denizlerin ağabeyleriyiz. Biz Cumhuriyet ve Atatürk aydınlanmacılığıyla toplumcu düşünceyi, bilimsel sosyalizmi birleştirmiş kimseleriz. Yurtseverlikle toplumcu olmayı bilen kişileriz. Mumcu’nun büyüklüğü gazeteci ve aydın olarak budur. Uğur Mumcu’yu anmak karanlık derin devletin uzantılarıyla mücadele etmek demektir.” Behramoğlu konuşmasının ardından Mumcu’nun vefatının ardından yazdığı, “Uğur’a ağıt değil övgü” isimli şiirini okudu. Varlığınız güç veriyor Özge Mumcu Aybars ise her 24 Ocak’ta duygu dolu olduklarını belirterek “Her yıl olayı tekrar tekrar yaşıyoruz. Bizler, sizlerin varlığından güç alıyoruz. Yıllardır bizi, mücadelemizi yalnız bırakmadınız. Varlığınız bize güç veriyor” dedi. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, Cumhuriyet emekçileri adına “Mumcu’nun ilkelerinden bir milim dahi sapmayacağız” diyerek anma programını bitirdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Hep gerçeği yazdı Uğur Mumcu İzmir Selçuk’ta da anıldı. Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, CHP İlçe Örgütü Başkanı Mehmet Karanfil, örgüt üyeleri, sivil toplum örgütleri başkan ve temsilcileri ile vatandaşların katıldığı törende, Uğur Mumcu Sevgi Yolu’nda bulunan Özgürlük Anıtı’na karanfil bırakan katılımcılar daha sonra Uğur Mumcu Anıtı’na yürüdü. Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “Gerçekleri yazmaktan, hakikati savunmaktan asla vazgeçmeyen, büyük bir gazeteciyi, yazarı, dahası düşünürü anıyoruz” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Coşkun: İlkelerini inatla takip ediyoruz Atatürkçü Düşünce Derneği BerlinBrandenburg şubesi, “Adalet ve Demokrasi Haftası” kapsamında Uğur Mumcu’yu anmak için sosyal medyada bir etkinlik düzenledi. Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi Alev Coşkun, ADD BerlinBrandenburg Yönetim Kurulu Başkanı Olcay Başeğmez’e bir mesaj gönderdi. Coşkun mesajında şu ifadeleri kullandı: “Mumcu’yu hasretle anarken faili meçhul cinayet metotlarıyla öldürülen Atatürkçüleri de anıyoruz. Muammer Aksoylar, Bedrettin Cömertler, Cavit Orhan Tütengiller, Bahriye Üçoklar, Onat Kutlarlar, Ahmet Taner Kışlalılar... Bu isimlerin ortak yanı, hepsinin Atatürkçü oluşudur. Hepsinin Cumhuriyet gazetesinin yazarı oluşudur. Bu durum tesadüf değildir. Bu, bilerek yapılan bir seçimdir. Hem Atatürkçüleri aramızdan alıyorlar hem de Cumhuriyet gazetesine bir gözdağı veriyorlar. Ancak, Cumhuriyet gazetesi susmaz. Hangi iktidar Cumhuriyet gazetesini susturmakta başarılı oldu? Hiçbiri... Sevgili Uğur, rahat uyu. Senin ilkelerini inatla takip ediyoruz. Sevgili Uğur, sen kalpaksız Kuvayı Milliyeciydin. Bugün Cumhuriyet gazetesi, senin ideallerin ve düşünce sisteminin içerisinde yeniden yoluna devam ediyor. Biz yolumuza, Atatürkçülüğe devam edeceğiz. Dönen dönsün, biz dönmeyiz yolumuzdan.” l Haber Merkezi Tarafsız olmak mı?.. Hayatta hiç kimse tarafsız değildir. Küçük yaşlarımızda “ailemize tarafızdır”. Kimi zaman ömrümüz boyunca bu “aileye taraflılık” sürüp gider. Sonraki dönemlerimizde “okul”, “arkadaşlar”, “meraklarımız” bizi “kendine taraf” eder. Ergenlikten başlayıp erişkinliğe kadar uzanan süreçte hayatımıza bir eksen bulunca “bu eksene taraf” olarak tutumumuzu ayarlarız. Ben bir “Cumhuriyet çocuğu olarak” (1930 doğumlu) yetişirken öğrendiğim “özgür akılcılığa taraf” oldum, yaşamım boyunca da bu “taraflılığı” değiştirmedim. “Özgür akılcılığa taraf” olmak bize Atatürk’ün temsil ettiği “Aydınlanma ilkelerini” anlatıyordu. Bu ilkeler, ortaçağın dogmalarına karşı “özgür akılcılığın uygarlığını” kurmuştu. Dogma ya da Arapça “nas”, sorgulanamaz, tartışılamaz, değiştirilemez kesin yargılardı. “Özgür akılcılık” ise her şeyi sorgular, tartışır, gerekirse değiştirirdi. Akılcı bilimin temeli buydu. Sanatın temeli her zaman buydu. “Özgür akılcılığa taraf olmak” akılcı bilime, sanata, çağdaş uygarlığa taraf olmaktı. Bunu kabul etmeyen dogmacılık “özgür aklı” yok saymak, görmezden gelmek zorundaydı. Günümüzdeki “özgür akılcılık dogmacılık çatışması” özetle budur. Cumhurbaşkanı tarafsız olur mu? Cumhurbaşkanı tarafsız olamaz. Hiçbir cumhurbaşkanı da tarafsız olmamıştır. Önemli soru, cumhurbaşkanının “neye taraf olmasının zorunlu olduğudur”. Bu yemin içinde yer alan “.... Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma... adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma... namusum ve şerefim üzerine ant içerim...” sözlerine taraf olması cumhurbaşkanı için kesin koşuldur. Cumhurbaşkanı, andına taraf olmak zorundadır. Cumhurbaşkanı, anayasaya taraf olmak zorundadır. Cumhurbaşkanı, adalete taraf olmak zorundadır. Cumhurbaşkanı, “laik Cumhuriyet ilke ve inkılaplarına” taraf olmak zorundadır. Bu zorunlulukları milletin önünde ant içerek kabul etmiştir. Şimdi konu, bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu andına sadık kalarak hareket edip etmediğidir. Kendisi, çeşitli zamanlarda “kendi davalarının İslam dininin değişmez, değiştirilemez hükümlerine bağlı kalmak” olduğunu söylediğine göre “neye ve neden taraf olduğu” açık olmalıdır. Bu çelişki, bugün yaşadığımız pek çok siyasal bunalımın temelini oluşturuyor. Siyasal iktidar “neye ve neden taraf olduğunu” ortaya koyduğuna göre muhalefet de “neye ve neden taraf olduğunu” açıkça ortaya koymalıdır. “Özgür akılcı uygarlığa” taraf olduğunu açıklamak, bu uygarlığın “akılcı bilim, laiklik, laik eğitim, laik yaşam” olduğunu anlatmak dogma iktidarına karşı en etkili yöntemdir. Cumhuriyetçi cesur olur Cumhuriyetçi, siyasal iktidar olmak zorundadır. Siyasal iktidar, meydan okuyarak olunur. Cumhuriyetçi güçler, sağdan güvenilmez ortaklar arayarak sağ taraftan iktidar olamazlar. Cumhuriyetçi güçler, kendileri siyasal iktidar olmayı hedeflerler. Bu hedefte, elbette, birçok ortakla seçim ittifakı yapabilirler. Ama “Cumhuriyetçi” olmanın özelliği, ilkelerinden ödün vermemektir. Bu seçim ittifakları Cumhuriyet ilkeleri gölgelenmeden yapılmalıdır. Bir kuruluşun ilkeleri onun karakteridir. Cumhuriyetçi güçler bu karakterle iktidar olursa gerçekte iktidar olmuş sayılır. İlkeler değişirse o iktidar “Cumhuriyetçi” olamaz. Bugün iktidarda olan “İhvancı dogmacılar” kendilerini açıkça ortaya koyuyor ve meydan okuyorlar. Cumhuriyetçi güçlerin de kendilerini temel ilkeleriyle açıkça ortaya koyarak meydan okumaları zorunludur. Tarihteki mücadelenin içindeyiz Bugün ülkemizin içindeki durum “tarihsel mücadeledir”. Dünya tarihinin “ortaçağın dogmaları Aydınlanmanın akılcılığı” mücadelesi ülkemizde yaşanmaktadır. Bizim tarihimizin “Osmanlı’nın çöküşü Cumhuriyet’in kuruluşu” mücadelesi günümüzde yinelenmektedir. Yaşanan mücadele özünde kültürel karşıtlığın mücadelesidir. “Geçmişte yıkılan dogmacılık” ile “Gelen yapıcı akılcılık” siyasal çatışma görünümünde ülkemizde yaşanmaktadır. Hangisi mi kazanacak? Dünyada ve tarihte hangisi kazandı ise ülkemizde de o kazanacaktır. Hiçbir yerde, hiçbir zaman son kazanan “dogmacılık” olmamıştır. Kazanan her zaman, “özgür akılcı uygarlık” olmuştur. Kolay olmamıştır, olamaz da. Acılar çekilmiştir, çekilir de. Çatışmalar yaşanmıştır, yaşanır da. Ama hiç kuşku yoktur ki her zaman “özgür akılcı irade” kazanmıştır. Biz, ne olduğunu düşünerek, neden olduğunu bilerek “Mustafa Kemal Atatürk’e taraf olduk.” Biz, “özgür akılcı uygarlığa taraf olduk”. Tarafımızı hiç değiştirmeden yaşadık. Bugün de bu taraftayız ve biz kazanacağız. Biz kazanacağız...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle