01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 25 OCAK 2021 PAZARTESİ yi anlatıyordu. Ama tüm mesajları bugüne taşınıyordu. Yüzbaşı Selahattin, Osmanlı’nın bitip yeni Türkiye’nin başladığı kuşağın Cumhuriyet: Y’nin temsilcilerinden biriydi. Avrupa’dan kovulan imparatorüstünde şarapnel var luğun doğuda yeniden var edilebileceğine inanıyordu. Yolum gazeteye pek düşmüyor. Haliyle posta kutum şiştikçe şişiyor. Geçen, bir fırsat kapıdan girdim. Tam çıkacakken “Bir dakika” dedim. Hatıra olsun, Cumhuriyet logosunun altında fotoğraf çektireyim. Ama “y” harfinin altında. Evet, elimde yıllar sonra basılan İlhan Selçuk’un kitabı, “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı” var. Yanında da çoğu hapishanelerden yazılmış mektuplar. Ama ayrıntı bu değil; Cumhuriyet’in “y”sinin üstündeki saldırı izi. O yazıdaki leke konuşsa, “Beni unutmayın” diyecek gibi. Hayır, bir kutlamada havaya ateş ederken olmadı. Terörist bir parça, bile isteye oraya saplandı. Önceki gün, Ergenekon kumpas davasının sanıklarından birinin öldürülmesiyle bir kez daha hatırlandı. Cumhuriyet gazetesi dincilerin kışkırttı20 Aralık 1914’te, 20 yaşında bir teğmenken, İstanbul’dan Turan’ı fethetmeye çıkmıştı. Gelgelelim İstanbul’a dönüşü 5 Şubat 1919 günü yenik bir şekilde oldu. Yüzbaşı Selahattin; Halil Paşa ile Kafkasya’da Bekir Sami Bey ile Ortadoğu’da savaşmıştı. Gelgelelim öksüz Selahattin, “vatan benim anamdır” diye büyüdüğü halde vatanının neresi olduğunu bilmiyordu. Trablus mu, Kafkasya mı, İran mı, Irak mı, Orta Asya mı, Anadolu mu? Selahattin, kararını son eylemiyle verdi. Seçenekleri ikiydi: İşgal İstanbul’unda kalıp kariyer subayı olmak mı, Milli Mücadele’de nefer olmak mı? Yüzbaşı Selahattin, “sonu bilinmeyen serüven” dediği ikinci yolu seçti. 21 Mayıs 1919 günü İstanbul’u bir kez daha terk etti. “Vatan nedir” sorusu da böylece yanıt buluyordu. ğı, FETÖ’nün yönettiği militanlar tarafından defalarca saldırıya uğradı. 5, 10, 11 Mayıs 2006 tarihlerinde gazete binası kumpasçı Osman Yıldırım’ın da aralarında olduğu ekip tarafından üç kez bombalandı. 29 Mart 2008 günü gazete binası molotoflandı. Gazete tehdit edildi, kurşunlandı. Yetmedi, Cumhuriyet kendisine yapılan saldırıların faili yapıldı. Bir gece sabaha karşı evinden alınan İlhan Selçuk, Ergenekon kumpasında sanık oldu. Ömrü, davanın sonunu görmeye yetmedi. İlginç, “y” harfinin üzerindeki izi gazetenin eskilerine sordum. Hangi saldırıdan olduğunu kimse hatırlamıyordu. O döneme tanıklık eden güvenlik görevlisine göre, bombalardan birinin marifetiydi. Milli Mücadele bir ihtilaldi Bir tarihsel olay herkesin gözünden elbette farklı görünebilir. Anıları da Yüzbaşı Selahattin’in bakışıyla sınırlanıyor. Ama bir nefer tanıklığı, çoğu tarih kitabından daha çok şey öğretiyor. Zira Selahattin, Anadolu’nun işgali hazmedemediğini de karşısındaki teröre ve aşağılanmaya karşı çaresizliğini de anlatıyor. Elleriyle Yunan ordusuna devlet binalarını teslim eden valiler mi dersiniz, korkudan evlerini Yunan bayraklarıyla donatan halk mı? Sonuçta savaş, şiddete karşı daha büyük bir şiddet yaratmakla kazanılabiliyor. Yüzbaşı Selahattin, verilen mücadelenin sadece dış düşmana değil, içerdeki işbirlikçilere karşı da olduğunu fark ettikçe yaptıklarının ihtilal olduğunu anlıyor: Osman Yıldırım’ın mesajı Eve döndüm. Zarfları açtım. Bir tanesi farklıydı. “Görüldü” damgalı, Edirne F Tipi Cezaevi’nden gelen bir fakstı. Gönderen kısmında “Osman Yıldırım” yazıyordu. Yani Cumhuriyet’e bombaları atan, ardından Danıştay’a saldırarak Türkiye’yi karanlığa boğan kişi. Yazdıkları 5 kelimeden ibaretti: “Atatürk’ten ve cumhuriyetçilerden özür diliyorum.” Belli ki yıllar önce FETÖ’cü savcıların “Osmanım” diyerek kullandığı Osman Yıldırım, bugün konuşmak istiyordu. Süreci bilen avukat Zeynep Küçük’ü aradım. Osman Yıldırım’ın son durumundan haberdardı: “Danıştay cinayeti nedeniyle Ankara’daki mahkemeden müebbet hapis cezası aldı. Ancak cezası onanana kadar korkunç bir şekilde tutuklanmadı, ev hapsi verildi. Cezasının Yargıtay’da onandığı gün, kaçıp sınırı geçmeye çalışırken Edirne’de ya“İhtilal, kişilerin bir amaç uğruna ölüme atılmalarıyla başlar. Bu kişilerin çokluğu ve güçleriyle orantılı olarak yaşar. Milli Mücadele kahramanları tarihin sinesine ihtilalle girdiler.” Yüzbaşı Selahattin cami kürsülerine çıkıp “bağımsızlık vaazı” verirken, ilk döktükleri kanın öyküsünü de şöyle aktarıyor: “Alaşehir camilerine dört hoca gelmiş, halka vaaz ederek diyorlarmış ki: ‘Yunan ordusu padişah emriyle geliyor, sakın hürmette kusur etmeyin!’ Bekir Sami, bu hocaların sabahleyin kaymakamlık binası önüne getirilmesini söylemişti. (…) Bekir Sami umulmadık bir an içinde tabancasını çekip dört hocayı yere serdi. Onlar yerde debelenirken gür ve sert bir sesle kaymakama: Görevlerini yapmayanların sonu bu olacaktır, bunu unutmayın ve siz de böyle davranın, deyip atını sürdü. Bekir Sami, 3 Haziran 1919 sabahı Anadolu ihtilalinin ilk kurbanlarının kanlarını Alaşehir’de dökmüştü.” kalandı. F Tipi Cezaevi’ne kondu. Ergenekon kumpasından ikinci bir müebbet aldı ama ikinci müebbet cezası halen kesinleşmedi. Dava sürerken ‘beni kullandılar’ dedi ama itirafçı olup da ayrıntılarını anlatmadı.” Belli ki bana gönderdiği faks ile Osman Yıldırım, kendisine “Osmanım” demeyecek ama “anlat bakalım” diyecek savcısını beklediği mesajı veriyordu. Aydın nasıl ölür Peki, ihtilalin bir aklı, bir ruhu var mı? Yüzbaşı Selahattin’in tanıklığı onun yanıtını da veriyor. Bekir Sami Bey, Hükümet Konağı’nı “hayatımı zor kurtardım” diyerek Yunan komitacılara teslim eden bürokrata şöyle konuşuyor: “Arkadaş! Bir er gibi ölmek köylünün ve cahilin ödevidir. Aydın bir kişi, bir kitlenin Yüzbaşı Selahattin’in vatanı içinde emir ve kumandayla ölmez. O, inancının ve görevinin emrettiği yerde tek başıMektuplar bitti. Yüzbaşı Selahattin’in na ölür. Aydın ölümü, bir muharebe baRomanı’nı okumaya başladım. Yıllardır çe şarısı için değil; bir inancın, bir fikrin toşitli sorunlar nedeniyle basılamayan tarihi humunu atmak için olur.” belgenin, 17. baskısı Cumhuriyet Kitapları Harbiye’deki devresi orduya 463 subay vearacılığıyla okuyucuyla buluştu. ren, harpten sonra hayatta 53 arkadaşı kalan İlhan Selçuk; dostu Cengiz’in babası Selahattin’in romanını Uğur Mumcu’yu anolan Selahattin Yurtoğlu’nun 15 cilt tutan dığımız gün, yani dün bitirdim. “Aydın cinahatıralarını almış, belgesel romana dönüş yetleri, beden değil, fikir cinayetleridir” dertürmüştü. Anılarını toplamasının gerekçesi ken gözümün önünden geçenlere bakıyoni Yüzbaşı Selahattin şöyle anlatıyordu: rum: Cumhuriyet’in “y”si, ülkeye elbirliğiy“Yakın tarihi okuduğunuz zaman anlaya le kurulan kumpas, aydınlara saplanan şacaksınız ki yüz yıl sonra bilinmediği için aynı rapnel parçaları, cenazeleri devlet töreniyle biçimde tekrar edilmiş ve aynı felaketi doğur kaldırılan “keşke Yunan kazansaydıcı” İsmuştur. Kafasını yormamış, dünü aramamış lamcı yazarlar, elimdeki “özür dilerim” noinsanlar, bu zahmete katlanamadıklarından, tu, bir de hatırlayamadıklarımız... bazen hayatlarını kaybetmişlerdir.” Keşke daha çok Selahattinimiz olsaydı, Yüzbaşı Selahattin’in anıları yüz yıl önce keşke! BOLU İL JANDARMA ALAY KOMUTANI ALBAY ERSEVER ‘Ocağa’ albay ziyareti Bolu İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ömer Ersever, Bolu Ülkü Ocakları’nı ziyaret edip ocak başkanına hediye verdi. Albay Ömer Ersever, geçen hafta ildeki Ülkü Ocakları’na ziyarette bulundu. Ersever’in, daha önce kendisine ‘hayırlı olsun’ ziyaretinde bulunduğu için Ocak Başkanı İsmail Akgül’ü ziyaret ettiği belirtildi. Çok sayıda yurttaş ziyarete sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. Ziyarete ilişkin Bolu Ülkü Ocakları’nın internet sitesinde fotoğraflar yayımlanırken “Ocak yöneticilerimizle hasbihal eden, Jandarma Alay Komutanımız, ocak Albay Ersever, Akgül’e hediye verdi. yöneticilerimize ve teşkilatlarımıza çalışmalarında başarılar diledi” denildi. Fotoğraflarda, Alay Komutanı Ersever’in Akgül’e üzerinde “Bolu İl Jandarma Komutanlığı” yazılı bir torba içinde hediye verdiği de görülüyor. Yurttaşlar tepkili Jandarma komutanından ülkü ocağına hediyeli ‘iadei ziyaret’ tepkilere neden oldu. Çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, jandarma komutanının siyasi bir partinin temsilcisi konumundaki ülkü ocağını ziyaretine ilişkin görüntüleri paylaşarak, “O üniforma üzerinde olduğu müddetçe bu tür ziyaretlerin yapılması uygun değildir. Derhal görevden alınmalıdır. Albay politize olmuştur. Acilen ihraç edilmelidir. Orduya, yargıya, mahkemeye, okula siyaset girerse devlet çöker” şeklinde yorumlandı. l İç Politika Gaffar Okkan mezarı başında anıldı Diyarbakır’da uğradığı saldırıda beraberindeki 5 silah arkadaşıyla şehit olan Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan, katledilişinin 20’nci yılında dün Sakarya’nın Hendek ilçesindeki mezarı başında anıldı. Şehidin kabri başında düzenlenen törene, ablası Sabahat Arslan, kız kardeşi Gülsüm Özgen’in yanı sıra İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, İl Jandarma Komutanı Albay Aydın Kutlu, Hendek Kaymakamı Halil İbrahim Acır, Hendek Belediye Başkanı Turgut Babaoğlu ve siyasi partilerin temsilcileri ile yurttaşlar katıldı. Kaymakam Acır törende yaptığı konuşmada, Okkan’ın şehit edilişinin üzerinden 20 yıl geçmesine karşın unutulmadığını kaydetti. İl Emniyet Müdürü Kaya da “Müdürümüz kalbimizde yaşayacak. Ondan aldığımız bayrağı dalgalandırmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. l İç Politika İSMAIL CEM UNUTULMADI Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem ölümünün 14. yılında dün Zincirlikuyu’daki mezarı başında anıldı. Anma törenine CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, il başkan yardımcıları, Şişli İlçe Başkanı Oya Akman, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve partililer katıldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise törene çelenk gönderdi. Kaftancıoğlu ve beraberindekiler, Cem’in mezarına karanfil bıraktı, dua okudu. Çakıcı konvoyunda ‘AKP’ PLAKASI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit eden organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın, il ziyaretlerindeki konvoyunda, “AKP” plakalı bir aracın bulunduğu görüntüler dikkat çekti. Gazeteci Özlem Gürses’in sosyal medya hesabından paylaştığı görüntüde, Çakıcı’nın lüks araçlardan oluşan konvoyunda “AKP” plakalı Audi model bir aracın bulunduğu görüldü. Gürses, Tiktok‘ta paylaşılmış olan videoyu Twitter hesabından “Alaattin Çakıcı’nın il ziyaretlerinde kullandığı araç konvoyu.. kendileri paylaşıyorlar, açık bilgi” diyerek paylaştı. Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Konya ve Kayseri’ye il ziyaretleri yapan Çakıcı’nın danışmanı Ferhat Aydoğan, İç Anadolu turunun ardından Çakıcı’nın Bodrum’a gittiğini söyledi. l Haber Merkezi VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Çok sevgili sınıf arkadaşımız ALİ BEKİL’İ kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tanrı’dan rahmet kederli ailesine başsağlığı dileriz. İ.Ü. İKTİSAT FAKÜLTESİ 71 MEZUNLARI İBB’ye insan kaynakları ödülü İstanbul Büyükşehir Belediyesi, insan kaynakları alanında çalışmalar yürüten Association for Talent Development (ATD) tarafından ‘The BEST’ (En İyi) ödülüne layık görüldü. Aynı zamanda küresel otorite olarak da bilinen ATD tarafından bu ödüle layık görülmenin önemine vurgu yapan İnsan Kaynakları ve Organizasyondan Sorumlu Başkan Danışmanı Yiğit Oğuz Duman, “Çalışanlarının gelişimine büyük yatırımlar yapan şirketlerin olduğu yarışta; özellikle pandemi döneminde, kısıtlı bütçeyle çok sayıda çalışanımıza ulaştırdığımız eğitim ve gelişim konusundaki ilham veren çalışmalarımızla ipi göğüsleyen biz olduk. Türkiye’yi uluslararası arenada temsil etmenin haklı gururunu yaşıyoruz” dedi. Türkiye’de daha önce İş Bankası, Danone Türkiye, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası, Yapı Kredi, Garanti Bankası, Turkcell, Denizbank, TEB, Teknosa ve Migros gibi şirketler bu ödülü kazanan kurumlar arasında yer almıştı. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle