02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER MEB ile protokolü Danıştay tarafından durdurulan TÜGVA, diplomat adaylarını eğitecek 9 14 OCAK 2021 PERŞEMBE TÜGVA’cı diplomatlar HDP üzerinden hesaplaşma… YÖNTEM GELIŞTIRIYORLAR FETÖ durmuyor SERTAÇ EŞ Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK), FETÖ’ye yönelik sürdürülen operasyonların sonuçları aylar sonra basına sızıyor. Özellikle halen üst rütbeli isimlerin yakalanması dikkat çekiyor. TSK bir yandan asli görevi için geniş coğrafyada çaba gösterirken, bir yandan da yeni sızmalara karşı tüm dikkatini yoğunlaştırmış durumda. Çünkü, FETÖ durmuyor. Eski kaynaklarımızı yokladığımızda edindiğimiz veriler bu gerçeği ortaya koyuyor. Ulaştığımız bilgileri şöyle toparlayabiliriz: TSK’de tugay düzeyindeki her birlikte FETÖ’yle mücadele, izleme ve önlem alma konusunda bir birim oluşturulmuş. Oluşturulan bu birim en ufak veriyi bile atlamıyor. Örnek bir olay şöyle anlatılıyor: Bir birlikte oluşturulan bu birimin komutanının bilgisayarına sızma oluyor. Komutan araştırma yapınca bilgi işlemdeki bir astsubay, “Komutanım ben kontrol amaçlı bilgisayarınıza girdim” yanıtı veriyor. Komutan durumu geçiştirmiyor, “Bu arkadaşı da araştıralım, en ince ayrıntısına kadar gidelim” diyor. Araştırma sonucunda astsubay ordudan ihraç ediliyor. Bu kurumda kalan, kendini saklayabilmiş personele yönelik örnek. Yeni sızmalar FETÖ, darbe girişimi sonrasında tüm dünyaya deşifre edildi. Edindiğimiz bilgilere göre örgüt geri çekilmiyor. TSK’de tespit edilen, mevcut personelden örgütle ilgili “geçmişi olmayan” kişilere kanca atılmaya çalışıldığı yönünde. TSK, mücadeleyi yalnızca subayastsubay düzeyinde yürütmüyor, uzman er, onbaşı ve uzman çavuşlar konusunda da aynı hassasiyet gösteriliyor. Sızma girişimlerinden bir kısmı da kurumun yeni personel alımlarında yaşanıyor. FETÖ bu noktada da “geçmişi olmayan” insanlar üzerinden şansını deniyor. Yani vazgeçmiyor. Ancak güvenlik kurumları da bu noktada vazgeçmiyor. Şüpheli şahısların ailesinin geçmişine varana kadar, 1980 öncesi dönem verileri de araştırma kapsamına alınıyor. Ayrıca darbe girişimi öncesinde Bank Asya’ya destek için çekilen döviz kredilerinin hepsinin bankaya yatırılmadığı, bugünler düşünülerek kaynak olarak ayrıldığı konusu üzerinde de duruluyor. Bir noktaya dikkat edilmeli. Darbe girişimini, TSK içine sızmış FETÖ’cüler yaptığı için doğal olarak tüm dikkatler halen bu kurum üzerinde. Ancak diğer devlet yapılanması ve toplumun tümü FETÖ konusunda aynı ciddiyetle yürüyor mu? Sonuçta TSK de bu toplumun bir kurumu ve her türlü insan kaynağını bu toplumdan alacak. İş sadece TSK’ye bırakılmamalı, herkes savsaklamadan en ufak belirtiyi ciddiye almalı. SSB’de rüşvet iddiası ‘Bilinen şahıslar’a OPERASYON Bd“yydtkktapBdBğsaiyikoıSüdaAinueçllnr,ayuaıeliiıaiioğkırklnueiğiynnlrçnisonny.şemnanıdğbleducaımya.dSiiırylane.lckyaauuaeli.naaodaaıoşbvoseanoşnknSlörpslşvaklköieuaunnpsadnrdiaünşıçuvieuenrn,lahneeuöbvdaiapaııüeanlnvkmsenkjılur”ulhnn”urnıahrmmlçeeataı.,maeseynaeyrıttveensSnisfkşa,larnaoetksmomediayldlkadodslieajırskrukmzrsreoivaageiinel.risdaruiitloiğedluanas.kSüuladinndbömüaheknkrdniMltğavdsosiülaaziuertrubğıörimubvetmıltaeş,adzİöprpzalTüiüreduuainiılenyeaermrllyadd’yslgemnridiimülrüağrnhroikdueiüSvrikmaiıisapnlileuaülcreyaabkğiledegtdslg.eıkglaraşrnnealreieeryeüımeGuorimvimgyrioarlgmrülronnbimğleaneioideylöiıpnrişeieihknldimidluartıeirtarşzaeeieüktsineemi.sisiBnyhattk.arblr,irrdyrımmguiiielaaBeaianrlg“,mklatklöeiilepşbrsrdtaTıraeeodreooynşnriikdmlgıüşürlaszieilrlölnıiaşeaşndiloe,rdi.ıe.uunnaik.SEFA UYAR Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), “gelecekte diplomasi alanında çalışmayı hedefleyen gençlere” diplomat eğitimi vereceğini açıkladı. Kuzey Makedonya’da gerçekleştirilecek eğitimin ödülü ise “Türkiye’de staj imkânı” olarak duyuruldu. Eğitimin, Kuzey Makedonya’daki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Türkiye Maarif Vakfı okulunun kampusunda düzenleneceğinin belirtilmesi dikkat çekti. Bilal Erdoğan’ın YİK üyesi olduğu TÜGVA bünyesinde faaliyet gösteren Genç Diplomat Akademisi, “gelecekte siyaset ve diplomasi alanında çalışmayı hedefleyen gençlere” yönelik programlar düzenliyor. Programa katılan ve eğitim alanlar, programın sonunda Ankara’da bakanlık ve kurumları ziyaret ediyor. Katılımcılara bu kapsamda sertifika da verilirken programın “imkân ve ödülleri” arasında ise “yurtışında ve yurtiçinde yetkili kurumlarda staj olanağı” yer alıyor. TÜGVA, bu kapsamda, Kuzey Makedonya’da faaliyet gösteren Türk Gençlik Kulubü (TGK) ile birlikte Kuzey Makedonya’daki gençlere diplomasi eğitimi vereceklerini duyurdu. “Kuzey Makedonya genç diplomat adaylarını bekliyor” başlığı ile yapılan duyuruda, programın yalnızca Kuzey Makedonya’da yaşaMEB’DEN SONRA SIRA ÜNIVERSITELERDE TÜGVA’nın, MEB ile “değerler eğitimi” ve “öğrenci kulüpleri” kapsamlı protokolü, Danıştay tarafından imam hatip liseleri hariç olmak üzere durdurulmuştu. Protokolün Danıştay’a takılmasının ardından TÜGVA, bu kez üniversitelere el attı. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) ile TÜGVA arasında “sosyal sorumluluk projelerini, eğitim faaliyetlerini, sportif etkinlikleri, bilimsel, kültürel ve sanatsal alanda yapılacak tüm çalışmaları” kapsayan işbirliği protokolü imzalandı. yanlar için olduğu kaydedildi. Türkiye’de staj vurgusu “Alanlarında uzman, profesör, akademisyen, büyükelçi ve bürokratların, iş hayatında karşılaşılabilecek durumlara dair kişisel deneyim ve tecrübelerini paylaşmalarının amaçlandığı” aktarılan programın 613 Mart tarihleri arasında gerçekleştirileceği belirtildi. Duyurunun “ders programı” ve “ödüller” başlıklarında, programa katılanlara “Türkiye’de staj imkânı” sunulacağının vurgulanması dikkat çekti. “Ders programı” başlığı altında “katılanların hem sertifika sahibi olacağı hem de Türkiye’de staj imkânına sahip olacağı” belirtilirken, ödüller başlığında ise “Program sonunda dereceye giren ilk 3 kişiye, ödül olarak Türkiye’de staj imkânı sunulacaktır” denildi. MEB’e bağlı kampusta olacak Programın Kuzey Makedonya’da Kalkandelen Maarif Okulları kampusunda gerçekleştirileceğinin belirtilmesi de dikkat çekti. Söz konusu okul, yurtdışında FETÖ okullarını devralan ve açtığı okullar ile o ülkenin müfredatı kapsamında eğitim veren MEB’e bağlı faaliyet gösteren Türkiye Maarif Vakfı’na ait. Dışişleri bağlantısı Öte yandan, TÜGVA’nın “Genç Diplomat Akademisi”nin, Dışişleri Bakanlığı’na bağlı “Diplomasi Akademisi” ile benzerliği de dikkat çekiyor. Akademi tarafından ilk kez düzenlenen eğitimde, katılımcılar, Dışişleri Bakanlığı, SETA ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı gibi yerleri ziyaret etmiş, Saray’da Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan tarafından karşılanmış ve sertifikaları yine Doğan tarafından verilmişti. Akademinin daha sonraki eğitimlerinde de devlet kurumlarına ziyaretler devam etmişti. Akademinin 2018’deki eğitiminde programı tamamlayanlara ise sertifikalarını Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Prof. Dr. Mesut Özcan sunmuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Lübnan’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Saad Hariri’yle hafta sonu İstanbul’da bir araya gelmişti. CHP’li Coşkunoğlu’ndan ErdoğanHariri görüşmesine tepki: Telekom’u sormadı HÜSEYİN HAYATSEVER Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da Saad Hariri’yle yaptığı görüşme, Türk Telekom’un satış sürecini ve Türk Telekom’u alan Hariri ailesinin sahibi olduğu şirketin milyarlarca dolar batık kredi Türkiye’yi terk etmesini yeniden gündeme getirdi. Türk Telekom’un satış sürecini yakından takip eden eski CHP milletvekili Osman Coşkunoğlu, ErdoğanHariri görüşmesiyle ilgili “Cumhurbaşkanı, Telekom’u alıp borcunu ödemeden bırakıp giden Hariri’den hak sormak yerine onunla görüşmeyi tercih etti” değerlendirmesini yaptı. ErdoğanHariri görüşmesiyle yeniden gündeme gelen Türk Telekom’un satışı sürecinde “vurgun” olarak nitelendirilen gelişmeler yaşanmıştı. Suudi bağlantılı Lübnanlı Hariri ailesine ait Oger Telekom, 2005’te Türk Telekom’u satın almış, devlete olan borcunu aldığı kredilerle kapatan şirket, 10 yıl üst üste kâr etmesine karşın Türk bankalarından aldığı kredileri ödememiş, 2018 yılında 13 yılın ardından milyarlarca dolar batık kredi bırakarak Türkiye’yi terk etmişti. Türk Telekom’daki Oger Telekom’a ait hisseler, batık kredilerin sahibi üç Türk bankasının kurduğu şirkete devredilmişti. O dönem Oger şirketinin başında Saad Hariri bulunurken Türk Telekom’un satışının ardından yönetim kurulu başkanlığını Saad Hariri’nin amcası Muhammed Hariri yürütmüştü. ‘İşlerine gelen alıcıydı’ Türk Telekom’un satış sürecini yakından takip eden eski CHP milletvekili Osman Coşkunoğlu, konuyla ilgili Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada “AKP, 2002’de iktidara geldiğinde Türk Hava Yolları’nı (THY) ve Türk Telekom’u özelleştireceğini söylemişti. Türk Telekom’u sattılar ama THY’yi özelleştirmediler. Ben bu soruyu o dönem Meclis’te defalarca sordum, tutanaklarda var. O dönem ‘Neden Türk Telekom’u satabildiniz de THY’yi özelleştiremediniz? Çünkü işinize gelen bir alıcı bulamadınız’ dedim, buna çıkıp da cevap veremediler. THY satılmadı, fakat sivil havacılık gelişti, THY de büyüdü. Ama Türk Telekom’da böyle bir şey olmadı. ‘THY’yi işinize gelen bir alıcı bulamadığınız için satmadınız’ demiştim. Bu da şu demektir; Hariri işlerine gelen bir alıcıydı” dedi. ‘Hukuki süreç işletilmedi’ Hariri ailesine ait Oger Telekom şirketinin Türk Telekom’un satış sürecinde aldığı kredileri ödememesi hakkında hukuki süreç işletilmediğine dikkat çeken Coşkunoğlu, “Hariri, Telekom’u aldı, sonra kredileri ödeyemiyorum deyip bırakıp gitti. Bu aslında hukuki bir müeyyidesi olması gerekirdi, hukuki sürecin işletilmesini gerektirirdi, bu yapılmadı” diye konuştu. Turkcell: Krediyi şirketimiz kullanmadı Turkcell, Ziraat Bankası’nın Çukurova Grubu’na Virgin Adaları üzerinden verdiği 1 milyar 636 milyon dolarlık krediyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Söz konusu kredi şirketimiz tarafından kullanılmamış olup, ilgili kredi sözleşmesine doğrudan ya da dolaylı şekilde taraflığımız da bulunmamaktadır. Dolayısıyla kredinin şirketimiz finansallarına bir etkisi yoktur” denildi. Konuyla ilgili daha önce açıklama yapan Ziraat Bankası, söz konusu kredinin “Çukurova Grubu’na, Turkcell İletişim AŞ’deki dolaylı hissedarlığı münasebeti ile Türk ortaklığının devam edebilmesi amacıyla tesis edildiğini” belirtmişti. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu da gazetemizde yayımlanan “Virgin bombası yeni boyut kazandı” başlıklı haberle ilgili açıklama yaptı. Söz konusu kredinin Çukurova Grubu tarafından kulanıldığını belirten Aksu, Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Aydın’ın aynı zamanda Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü görevini yürütmesinin bir sır olmadığını, kendisinin ve Aydın’ın kredi kullanıldırıldığı tarihte Turkcell’de görev yapmadığını belirtti. l Haber Merkezi Erdoğan’la Bahçeli arasındaki görüşmenin gergin geçtiği, iki tarafın masadaki sorunların çözümü konusunda neredeyse taban tabana zıt görüşler ortaya koyduğu, kamuoyuna yapılan açıklamalardan anlaşılıyor. En çok su yüzüne çıkan HDP… Bahçeli ısrarla HDP’nin kapatılmasını istiyor. Erdoğan buna karşı olduğunu etrafındakilere söyletiyor. MHP lideri AKP’ye yaptığı çağrıların sonuç vermemesi üzerine bu kez Yargıtay’a yüklendi, bir an önce kapatma davası açmasını istedi. Yargıtay’ın da böyle bir dava açmaya niyetli olmadığı, ancak Erdoğan’ın bastırması halinde harekete geçebileceği söyleniyor. Bahçeli, bu gelişmelerin ardından CHP ile İYİ Parti’ye yüklendi, bu iki partinin HDP’nin kapatılmasına karşı olduğuna gönderme yapıp suçu ve suçluyu övdüğünü, bunun yardım ve yataklığa kadar gideceğini söyledi! CHP ve İYİ Parti iktidar değil, mahkeme değil, Yargıtay’a talimat verme gücünde değil! Bu yetkilerin kimde olduğu belli. HHH HDP’nin dünden bugüne değişen bir politikası yok. O zaman Bahçeli niçin ısrarcı? Açıklanan neden, Kobani iddianamesi, HDP’nin terör örgütü ile bağlantılı olması. Ancak siyasetin genel seyri, başka nedenlerin de devrede olduğunu, Cumhur İttifakı’nın geleceği konusunda MHP’nin tavrını koyduğunu gösteriyor. Acaba şöyle bir tablo mu söz konusu: Bahçeli, Erdoğan’ın arayışlar içinde olduğunu gördü. Bu arayışların sınırının olmadığını, yüzde 50 artı 1 için herkesi ittifaka katmaya hazır olduğunu gördü. 2010’ların açılımını anımsatacak adımlara da sıcak baktığını gördü. Böyle bir adımı baştan kesmek için harekete geçti! AKP’nin kamuoyuna yansımayan temasları Bahçeli’ye elbette ulaşıyordur. MHP’nin bu konundaki rahatsızlığı 23 Haziran 2019’da yenilenen İstanbul seçimlerine kadar dayanıyor. Önce Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mektup gündeme düştü. Munzur Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Öcalan’dan 20 Haziran 2019’da mektup getirmişti. Öcalan, HDP’nin İstanbul seçimlerinde tarafsız kalmasını istiyordu. Bundan verim alınamayınca TRT, 22 Haziran’da Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’la röportaj yapmıştı. Bütün mesele Kürt kökenli seçmenin Ekrem İmamoğlu’na oy vermemesini sağlamaktı. Kuzey Irak’ta yaşayan Osman Öcalan da demokratik hakkını kullanmış, TRT’ye bu yönde demeç vermişti. O günlerde MHP’nin bundan duyduğu “rahatsızlığı” CHP’ye koz vermemek için içine attığı konuşulmuştu. Ancak iktidarın Osman Öcalan ilgisinin bir seçimlik olmadığı anlaşılıyor. Osman Öcalan 20 Aralık 2020’de, “Cumhurbaşkanı’nın bir danışmanı geldi, uzun uzun konuştuk” dedi. AKP sözcüsü Ömer Çelik, konuyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Yorum dışı bir konu!” HHH Osman Öcalan’ın uluslararası alanda da kullanıma açık bir kişi olduğu biliniyor. Abdullah Öcalan’la aralarının iyi olmadığı da Kuzey Irak kaynaklı yorumlar arasında. Osman Öcalan’ın kırmızı bültenle mi kırmızı halıyla mı arandığı belli değil! Eğer buradan siyaset üretilecekse Türkiye’nin terörle mücadele birikimine yazık! Sonuç olarak gündemdeki konu Türkiye’nin iç barışıdır. Kapatılsınkapatılmasın diye tartışılan parti, yasal gereklilikleri yerine getirmiş, 6 milyon oy almıştır. Kitabın ortası burasıdır. İktidar bir kez daha önümüzdeki nesilleri önümüzdeki seçimlere kurban ediyor. AKP’nin soruna bakışı ne yazık ki hep seçime endeksli oldu! Muhsin Yazıcıoğlu dosyası Gülen’in talimatıyla kapatıldı İstanbul’da saklandığı hücre evinde yakalandıktan sonra Gaziantep’te tutuklanan FETÖ’nün “Gaziantep avukatlar imamı” Kamil B. hakkında yürütülen soruşturma kapsamında etkin pişmanlıktan yararlanarak ifade verdi. Kamil B., ifadesinde 25 Mart 2009’da düşen helikopterde 6 kişi ile birlikte hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu dosyasının üstünün FETÖ lideri Fetullah Gülen’in talimatıyla kapatıldığını söyledi. Kamil B., “Elazığ avukatlar imamı Abdullah Ö’ye bağlı avukat Mustafa A’nın helikopterdeki malzemeleri söken askerlerin avukatlığını üstlenmesinden dolayı örgüt içinde sıkıntılar yaşandığını, Gülen’in bu durumun örgütü çok büyük sıkıntıya sokacağını söylediğini ve bu duruma çok kızdığını, konunun hemen kapatılması talimatı verdiğini” anlattı. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle