02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 14 OCAK 2021 PERŞEMBE BOĞAZIÇI ÖĞRENCILERININ PROTESTOLARINA DIĞER ÜNIVERSITELERDEN DESTEK SÜRÜYOR Kampuslarda dayanışma Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) öğrencileri, AKP’li Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasını günlerdir protesto eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek için eylem yaptı. MSGSÜ Öğrenci Dayanışması, Fındıklı kampusunun yanındaki Fındıklı Parkı’nda bir basın açıklaması yaptı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı kampus önünde “Boğaziçi’nden şirket, AKP’nin memurundan rektör olmaz” dövizleri taşıyan öğrenciler, “Yaşasın öğrenci dayanışması” sloganları attı. MSGSÜ’lü öğrenciler adına yapılan açıklamada MSGSÜ Rektörü Handan İnci’nin de atanmış rektör olduğuna vurgu yapılarak, “Melih Bulu’nun atanmasının ardından yayımladığı metinde ne öğrencilerin ne de üniversite bileşenlerinin taleplerine, ihtiyaçlarına cevap veren cümleler bulduk. Bizler kayyım rektör atamalarına, akademiyi ikKURTULUŞ ARI tidarın ve sermayenin keyfine terk eden bütün yaklaşımlara karşı çıkıyoruz. Bütün atanmış rektörlerin derhal istifa etmesini talep ediyoruz. Üniversiteler özerk ve bilimsel kurumlara dönüşene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri olarak da dayanışmamızı sürdüreceğiz” denildi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de Melih Bulu’nun üniversitelerine rektör olarak atanmasının ardından kendilerine okul önündeki eylemlerinde destek veren BİMEKS işçileri ile bir araya geldi. BİMEKS işçilerinin dün Çağlayan Adliyesi önündeki eylemlerine katılan Boğaziçili öğrenciler “BİMEKS işçileri yalnız değildir” pankartı açtı. Boğaziçili öğrenciler, BİMEKS işçilerinin haklı mücadelesinin yanında olduklarını vurgulayarak dayanışma mesajı verdi. GSÜ’den de destek Galatasaray Üniversitesi (GSÜ) öğrencileri de dün üniversite bahçesinde Boğaziçili öğrencilerin yanında olduklarını belirten bir açıklama yaptı. Öğrenciler, “Demokrasiyi rafa kaldıran bu kayyım mekanizmasını reddederek tüm üniversite bileşenlerini dayanışmaya davet ediyoruz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Mahkeme, kararı usul ve şekil yönünden aykırı buldu, İYİ Parti ihraçta ısrarlı Özdağ’ın ihracına iptal SELDA GÜNEYSU Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkında “FETÖ ile ilgili iddiaları” nedeniyle, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın İYİ Parti’den ihraç edilmesine ilişkin kararı iptal etti. Parti yönetimi bu kez Özdağ’ı parti tüzüğünde belirtilen genel idare kurulu (GİK) kararı uyarınca disipline sevk edecek. Özdağ’ın İYİ Parti’den ihracının ardından avukatı Uğur Tarhan, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davada, “disipline sevk kararının usul ve şekil yönünden gerek anayasaya, gerekse Siyasi Partiler Yasası ile parti tüzüğüne aykırı olduğunu” belirtti. Mahkeme, “sevk kararının usul ve şekil yönünden aykırı olduğunu”, davanın kabulüyle Özdağ’ın, parti üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin disiplin kurulu kararının iptaline kesin olarak hükmetti. Karar sonrası Özdağ, sosyal medya hesabından, “Adalet yerini buldu” paylaşımında bulunurken, DHA’ya yaptığı açıklamada da şunları kaydetti: “Mahkemenin doğru karar aldığını düşünüyorum. Biz sadece şekil açısından itiraz etmiştik. Mahkemeler bu konuda meselelerin içeriğine girmiyorlar. Mahkeme şekil açısından bu ihracın tüzüğe aykırı olduğuna karar vererek ihracı iptal etti. Bakın ben, İYİ Parti’nin 20 Eylül’de yaptığı kongreden sonra, 19 Ekim’de, CNN Türk’te, Ahmet Hakan’ın programına çıktım. İYİ Parti’deki gelişmeleri paylaştım. O günden bugüne yapmış olduğum açıklamaların arkasında duruyorum. Hiçbir açıklamamdan dolayı pişman değilim. Bundan sonra da bugüne kadar ne söylediysem, bir siyasetçi olarak, Türk milliyetçisi çizgisinde, onları söylemeye devam edeceğim. Bunu da bir İYİ Parti milletvekili olarak yapmaya devam edeceğim.” Özdağ, kararın “usul ve şekil yönünden alındığı gerekçesiyle” genel merkezin itiraz yolunun bulunmadığına da dikkat çekti. GİK kararıyla sevk Öte yandan Özdağ kararı sonrası İYİ Parti de harekete geçti. Parti yönetimi bu kez Özdağ’ı, genel idare kurulu kararıyla, “kesin ihraç istemiyle” disiplin kuruluna sevk etmeye hazırlanıyor. l ANKARA CHP’DEN İLK YORUM: Nifak tohumu CHP’den, Özdağ’ın ihracına yönelik mahkeme kararına ilk yorum CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’dan geldi. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Altay, “Mahkemenin bu kararı bozması, İYİ Parti içine atılmış bir fitne, fesat, nifak tohumudur” dedi. ACILARINIZI PAYLAŞIYORUZ... Sosyal mesafe hiçe sayıldı AKP’nin Rıza Kayaalp Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen Yozgat il kongresinde yeni tip koronavirüse karşı önlemler hiçe sayıldı. Kongreye katılanların sosyal mesafe kuralına uymadıkları görüldü. l Haber Merkezi ERDOĞAN, SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİNE ÇATTI ‘Ceza kesince kuzu oldular’ Türkiye’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyeleriyle ilk koronavirüs aşılamaları başlarken bu programa katılmayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’da düzenlenen “Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği 2019 Yılı Medya Oscar Ödülleri” töreninde konuştu. Terörle mücadelenin medyanın görevi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bölücü terörün 40 yıldır bitirilememesinde bir dönem yapılan yanlışlar kadar bazı basında terörü meşrulaştırmalar vardır. Lafa gelince özgürlükleri kimseye bırakmayanlar evlatları kaçırılmış annelere bir kez olsun sahip çıkmadılar” dedi. Dijitalleşme konusuna değinen Erdoğan şunları dile getirdi: “Asıl tehlikeli olan sosyal medya tröstlerinin keyfi ve aleni müdahalelerinin artmasıdır. Sözkonusu sosyal medya şirketlerinin verdikleri tepkileri gayet iyi biliyoruz. Tüm hukuki düzenlemeleri, özgürlüklere müdahale yaygarasıyla sabote ettiler. Gezi olaylarından başlayarak bugüne kadar sosyal medya şirketlerinin birçok keyfiliğine maruz kaldık. Özgürlük kılıfı altında yalan haber, hakaret, tehdit, provokasyonların kol gezdiği bir iklime Türkiye’yi terk etmeyeceğiz. Kendilerini hukukun üstünde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz. Şimdi cezalar kesilmeye başlayınKılıçdaroğlu’nu hedef aldı AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin Kırşehir, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas 7. olağan il kongrelerine canlı yayınla bağlandı. 2023 seçimlerine işaret eden Erdoğan, “Cumhur İttifakı, gerek AK Parti, gerek MHP, gerek Büyük Birlik Partisi olarak güçlenerek yarınlara yürüyecektir” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Seçim kişiyi cumhurbaşkanı yapmaz” sözlerine de yanıt veren Erdoğan, “Hayatında karar verici olarak tek bir saniye görev yapmamış, irade ortaya koymamış, SSK’yı batırmış birisi ‘Seçim kişiyi cumhurbaşkanı yapmaz’ diyor. Kendi partilerinde işler, kasetle, tacizle, hırsızlıkla yürüdüğü için milletin tercihiyle bir göreve gelebilmeyi havsalalarına sığdıramıyorlar. Bu kişinin kürsüde ettiği her laf, Allah’ın verdiği havayı boşa tüketmektir. İsraf her konuda olduğu gibi bu konuda da haramdır” diye konuştu. l İç Politika ca onlar da kuzu olmaya başladılar. Batı’da nasıl ödüyorsan burada da ödeyeceksin. Ayrıcalıklarını kaybedenler rahatsız olsalar da bugün daha renkli, demokratik ve çoğulcu medya yapısına sahibiz.” l ANKARA/Cumhuriyet Vefat ve başsağlığı ilanlarınız için yaptığınız ödemenin yüzde 20’sini Cumhuriyet Vakfı Burs Fonu’na aktarıyoruz. Bu fondan, yetenekli, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Yakınlarınızın adı bu burslarla yaşasın. www.cumhuriyetvakfi.org.tr ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74 Destici’den MHP’ye HDP desteği BBP Genel Başkanı Mustafa Destici dün düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede, mezun olan öğrencilerin KYK kredilerine ilişkin önerilerini sunduklarını, 3600 ek göstergeyi ve toplumdaki beklentileri “açık yüreklilikle” dile getirdiklerini söyledi. MHP’nin, HDP’nin kapatılması yönündeki tavrını “doğru bulduklarını” belirten Destici, “Kim terörle arasına mesafe koymuyorsa, terörün sözcülüğünü yapıyorsa, kapatılmalıdır. Türkiye bugüne kadar çok müsamahalı davranmıştır. MHP ile bu konuda aynı görüşte olduğumuzu ifade etmek istiyorum” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet DÖRT PARTİDEN DİYARBAKIR SUR’DA ORTAK TEPKİ: Mehmethan Pasajı’nı rant için mi yıkıyorsunuz? Diyarbakır’da CHP, HDP, DEVA ve Gelecek Partisi il başkanlıkları Sur ilçesinde kamulaştırma sonucu yıkım kararı alınan Mehmethan Pasajı ile ilgili ortak açıklama yaparak, “Burası rant odaklı birilerine peşkeş mi çekilecek” diye sordu. Mehmethan Pasajı önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşan CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, pasajın 2017 yılında hiçbir gerekçe gösterilmeden kamulaştırıldığını belirterek, “Bu bina burada yapılacak hiçbir projeye engel teşkil etmiyor. Esnaf 28 aylık ecri misil bedellerini ödemiş olmasına rağmen elektrik ve suyu kesilerek pasajı boşaltmaya zorlanıyor. Pasaj neden ve hangi gerekçeyle kamulaştırıldı ve yerine ne yapılacak? Burada hangi kamu yararı söz konusu? Yoksa burası rant odaklı birilerine peşkeş mi çekilecek” dedi. Esnafın açlığa mahkum edildiğini vurgulayan Özel, “Esnafın işyerlerinin kendilerine satılmasını veya kiralanmasını talep ederken, yetkililer neden kulaklarını kapatıp duymazlıktan ve görmezlikten geliyor? Yetkililerin bir an önce bu yanlıştan vazgeçip esnafla tekrar anlaşarak kalıcı çözüm bulmaları gerekiyor” diye konuştu. DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen de “Medeni, uygar ülkeler bu tür binaları yaşatmak için uğraşırken, biz bu binaları yıkmanın derdindeyiz. Bu yanlıştan vazgeçilsin” ifadelerini konuştu. l İç Politika Valilik yasakladı, belediye uygulayacak, vatandaş kime kızacak? Yarından itibaren 15 Ocak’ta başınıza ne gelecek biliyor musunuz? Otobüse bineceksiniz ve “akbil”iniz çalışmayacak. Vapura binmek isteyeceksiniz; dıt dıt dıt! Engelleneceksiniz. Tramvay, metrobüs, İBB’nin işlettiği bütün kamu taşıma araçlarında artık siz istenmeyensiniz, yasaklısınız, binemez, kullanamazsınız. Göğsünüzde bir işaretiniz eksik, hani Hitler’in Yahudilere taktığı sarı yıldız gibi bir işaret: Kim olduğunuz bilinsin de itilip kakılın diye! Çünkü siz 65 yaşın üstünde, 20 yaşın altındasınız! Çünkü sizi seviyoruz, koruyoruz ayağına kalabalık etmeyin, ortalıktan çekilin diye izole ediyorlar, sokakta istemiyorlar! Ama siz çalışmak zorundasınız: Otobüsten indirilmek istenen teyze gibi, üç merdiven silmiş, beliniz ağrıyarak, bacaklarınız titreyerek eve dönmektesiniz! Dükkânı açmış, siftah bile yapamamış ama ertesi gün bir umut tekrar gitmektesiniz. Sanayide çırak, dükkânda karın tokluğuna koşturan delikanlısınız, daha 16’sında işe gitmek zorundasınız! Ama evde kalmanız isteniyor, pandemi var; sokağa çıkma yasağınız var! Dinlemediniz, çıktınız, çünkü evde ekmek bekleyen var! İçişleri Bakanı istedi, genelge yayımladı Vali Bey. İstanbul Valiliği’nin kararını kamu ulaşımını gerçekleştiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi uygulamak zorunda. Pandemi başladığından beri merkezi hükümet, yerel yönetimlerin pandemiye katkısını istemek bir yana, engellemiş, ama bu kez emir veriyor: 20 yaş altını ve 65 yaş üstünü kamu ulaşım araçlarına almayacaksın! Sistem buna göre ayarlandı. Kartınızı göstereceksiniz ve dıt dıt dıt, binemeyeceksiniz! Siz hiç otobüsten indirildiniz mi? Kartlar daha engellenmedi ama işgüzar otobüs şoförleri saçı beyaz, beli bükük birini gördü mü, otobüse binemezsin, yasak diyor; otobüs ahalisi de bu sahneyi görmemek için başını çeviriyor, sesini çıkarmıyor! Hukuka aykırı! Şimdi olayı bu kadar dramatize etmemin iki nedeni var: Birincisi yazarımız Ataol Behramoğlu’nun mahkemeye başvurup itiraz ettiği gibi 65 yaş üstüne uygulanan bu tutum insan haklarına aykırıdır, hiçbir hukukta yeri yoktur! Devletin insanları koruma görevi vardır, sokağa çıkma yasağı varsa bu herkes için geçerli olur, şu yaşa bu yaşa değil! Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır, kimseye dil, din, ırk, cins, yaş, vb’den ötürü farklı yasa uygulanamaz! Üstelik ekonomik gerçeklerle uyuşmamaktadır, üstelik uygulanması da zordur; taksiye bindi gitti ne yapacaksın? Sadece ekonomik olarak zordaki halka uygulanacak ve daha da aşağılayıcı bir uygulamadır. Aslında siyasi manevra Otobüsten indirilen, vapura, tramvaya alınmayan; işe, hastaneye, çarşıya gidemeyen vatandaş kime kızacak bu tavırdan ötürü? Belediyeye! İBB’ye, Ekrem İmamoğlu’na! Ekrem Bey, pazarlarda dolaşıp tek tek yaşlıların sırtlarını sıvazlayıp sempati çalışması yaparken otobüsten indirilen 65 yaş üstü büyüklerin bedduasını alacak. İBB istediği kadar valilik genelgesi gereği diye açıklama yapsın, kime duyuracak, kime anlatacak derdini. Tekrar hatırlatıyorum, merkezi hükümet pandemi süresinde sürekli engellediği belediyeyi kamu ulaşımı konusunda genelgeyle zorunlu tutarken siyasi bir manevra peşinde mi? Belediye kolluk kuvveti değildir, 16 milyona hizmet etmekle görevlidir. Kim binecek, kim inecek denetleme görevi yoktur. Biz akbilleri ayarlarız kolaycılığını sağlamakla hata etmiştir ve bu bumerang gibi kendisine geri dönecektir. Valilik vatandaşın ulaşımını engellemek istiyorsa her araca bir polis bindirsin, şoförün görevi mi sen in, sen bin demek? Şuraya yazıyorum, 15 Ocak’tan sonra İmamoğlu’nun adını anan çok olacak. Bu kez hayırla değil. Meşru müdafaa haktır! Kadına şiddet bitmiyor, vahşet hepimizin tüylerini ürpertiyor. Nedense kadının öldürüldüğü olaylarda şüpheli sanıklar kamuoyu baskısı olmadan ne sorgulanıyor ne gözaltına alınıyor ne tutuklanıyor ama kırk yılın başında bir kadın, üstelik feci halde işkence gördükten sonra kendisini öldürmeye gelen adamı meşru müdafaa sonucu öldürdükten, yani kendi hayatını kurtardıktan sonra teslim olduğu halde, adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmıyor! İki çocuğu büyüklerin yanında, kadın fiziki ve psikolojik travma geçirmiş, tedaviye muhtaç, bakılması gerekirken hapiste tutuluyor! Bu adaletin kılıcı hep mi tersten yontuyor? Melek İpek tutuksuz yargılanmalı! Kamuoyunda oluşan kanaat, kadınların korunmadığı, adaletin şiddete yol verdiğidir. Bir genç adam, Kadir Şeker, üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanırken çığlığını duyduğu bir kadına yardım ettiği için katil oldu. Kadını korumak için engellemeye çalıştığı adam boğazını sıktığı için kendini korudu ve o arbedede adam öldü. Sabıkalı, uyuşturucu satıcısı. Kurtarmaya çalıştığı kadın da sonra ifade değiştirdi, o kadın daha sonra uyuşturucu operasyonunda yakalandı. Böyle bir bataklığa düşmüş pırıl pırıl bir genç insana ağır ceza biçilmek isteniyor! Bu mudur adalet? Kadına şiddet niye önlenemiyor, Aleyna’ların katilleri kamuoyu baskısı olmadan ifade vermiyor; kadını korumaya çalışan hapiste çürüyor; kendini korumaya çalışan ölmemek için öldürdü diye hapse atılıyor! Bu mudur adalet, böyle mi önlenecek kadına şiddet? Son bir soru: Halka aşı ne zaman? Biz de aşı olmak istiyoruz! Saray ve yakınlarına BioNTech, bize Çin malı, o da sadece sağlıkçılara mı yetecek? Saray ve çevresi deneme adı altında aşılandı, halka ne zaman sıra gelecek?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle