09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 8 EYLÜL 2020 SALI CHP Sözcüsü Öztrak, gündeme taşınan idam tartışmalarına tepki gösterdi ‘Avrupa ile ilişki biter’ CHP Sözcüsü Faik Öztrak, idam tartışmalarının ekonomi gündemini değiştirmek için yapıldığına dikkat çekerek, “FETÖ’nün yurtdışına kaçan elemanlarına örtülü af çıkarma çabasıdır” dedi. Öztrak, MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Öztrak’ın açıklamasından satırbaşları şöyle: 4 Kafa kesen serbest: Saray hükümetine muhalefet edenler hapse atılıyor. Saray’ın emrindeki RTÜK Tele 1’e ceza keserken, Atamızın kabrine hakaret eden müptezel kanala idari para cezası vererek geçiştiriyor. Gazeteciler haber yaptığı için haklarında iddianame bile yokken cezaevine atılıyor. Kafa kesen IŞİD’in Türkiye emiri olduğu söylenen bir şahıs somut delil yok denilerek 10 defa serbest bırakılıyor. Bu ülkede kafa kesenlere layık görülen hukuk, Saray hükümetini eleştiren lere layık görülmüyor. 4 Protokolde tacizci: Devlet protokülünde çocuk tacizcisi din bezirgânları oturuyor. Kamuya ata malarda liyakat değil, bu tacizcilerin referansları geçerli oluyor. Erdoğan hâlâ ses çıkarmadı. AKP yöneticileri tarafından rutin olarak görülüyor heralde ki o yüzden sesi çıkmıyor. 4 Bu ne biçim ray: Erdoğan, “Ekonomimizi yeniden rayına oturttuk” diyor. İşsiz sayınız 10 buçuk milyon olmuş. Doların değeri rekorlar kırıyor. Bu ne biçim bir raymış. Berat Albayrak, “Pandemi olmasaydı 40 milyar dolar turizm geliri gelecekti” diyor. Bu teyzemin bıyıkları olsaydı dayım olurdu gibi bir laf. 4 Kararları Saray’ın kibirlisi alıyor: Salgında alınan kararları Bilim Kurulu almıyorsa, Sağlık Bakanlığı almıyorsa kim alıyor? Saray’ın kibirlisi alıyor demek ki... Sanki kendisi Giresun’da miting yapmamış gibi milletimiz kurallara uymuyor diye suçluyor. AKP’nin devlet erkânı 1500 kişilik düğün yapıyor. Ülkede ceza sadece fakir fukaraya mı işliyor? 4 FETÖ’cüleri aklamak için (idam tartışmalarına ilişkin): Biz sosyal demokrat bir parti olarak idam cezasına karşıyız. Bu ya gündemi değiştirme çabası ya da FETÖ’nün yurtdışına kaçan elemanlarına örtülü af çıkarma çabasıdır. İdam getirilmesi, yurtdışına kaçan FETÖ elemanlarının “ülkenizde idam cezası var” denilerek iade edilmemesi sonucunu getirir. 4 AnkaraNiğde otoyoluna ilişkin: 1 kuruş harcamadan yapıyoruz deyip milletin sırtına yıllar boyu ödenecek döviz çıkıyor. AnkaraNiğde yolunun ücreti 115 lira olacakmış. Bunu vatandaş nasıl ödeyecek? Bunlar diğerleri gibi, Yavuz Selim köprüsü gibi deli dumrul köprüsü olacak. Yola geçiş garantisi verildiğini Erdoğan’ın konuşmasından anlıyoruz. l ANKARA/Cumhuriyet ‘KORKARIM KI BEDELINI AĞIR ÖDEMEZLER’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’e ilişkin de şunları kaydetti: “Son günlerde Doğu Akdeniz ve Ege’de tarihten ibret almadan Türkiye’nin hakkını ve hukukunu hiçe sayarak emrivaki yapmaya çalışanlar da eninde sonunda bu gerçeği kabullenecektir. Kendi vatandaşlarının güvenliğini ve refahını tehlikeye atma pahasına Türkiye’nin karşısına dikilenler için o kadar açık söylüyorum, anı geldiğinde korkarım ki bedelini ağır ödemezler. Kıbrıs, Suriye ve Libya’da iyi bir sınav veremeyen Avrupa ülkelerinin hiç değilse Doğu Akdeniz’de tutarlı bir çizgi izlemelerini umuyoruz.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgınla mücadelede yeni önlemleri açıkladı Ayakta yolcu yasak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, toplu taşımada tüm illerde ayakta yolcu alınmasına müsaade edilmeyeceğini, esnek ve kademeli mesai usullerinin yaygın şekilde tatbikinin sağlanacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı yaklaşık 4 saat 10 dakika sürdü. Toplantı sonrası açıklama yapan Erdoğan, Avrupa ülkelerinin bazılarının salgının yeni dalgası ile boğuştuğunu belirtirken, Türkiye’nin hem sağlık altyapısının gücü hem alınan tedbirler sayesinde oldukça iyi bir noktada bulunduğunu savundu. Erdoğan, şunları kaydetti: Kafelere sıkı denetim “Ancak mevcut durum bizim için kabul edilebilir değil. Vaka ve vefat sayılarındaki kısmi yükselişten derin üzüntü duyuyoruz. Kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı şekilde denetlenecektir. Toplu taşımada tüm illerimizde ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir. Riskli illerde il hıfzıssıhha kurulu kararıyla kapasite sınırlamasına da gidilebilecektir. Esnek ve kademeli mesai usullerinin yaygın şekilde tatbiki sağlanacaktır.” ‘Okulları eğitime açıyoruz’ “Biz Bize Yeteriz” kampanyasında toplanan 2 milyar 76 milyon liranın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanış Bahçeli: Seçim 2023’te, adayımız Erdoğan MHP lideri Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanı ve genel seçimler 2023 yılının haziran ayında, yani zamanında yapılacaktır. Cumhur İttifakı’nın 2023 yılında cumhurbaşkanı adayı bellidir, o muhterem isim de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi. Yazılı açıklama yapan Bahçeli, “Türkiye’nin milli bekasını çok sıcak ve yakın derecede etkileyen dış gelişmeler yaşadığını” belirterek “CHP’nin, HDP’nin, İP’in ve diğer partilerin siyasi polemiklerle vakit geçirmesi Türkiye sevdasından ne kadar mahrum olduklarını esasen tasdik ve teyit etmiştir. Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem milletvekili genel seçimlerine üç yıllık bir sürenin bulunması bu müflis siyaset işportacıları tarafından bir türlü dikka te alınmamaktadır. Sabah akşam Zillet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağıyla ilgili bahis açılmakta, erken seçim zorlaması yapılmaktadır” ifadelerini kullandı. Bahçeli, şunları kaydetti: “Türkiye terörden dış politikaya, ekonomiden salgın hastalığa kadar var oluşyokoluş mücadelesi verirken Yunanistan’ın gizli hafiyesi gibi konuşan, yazan, yorum yapan kim varsa zillet çamuruyla kirlenmiştir” dedi. Bahçeli, Ege ve Doğu Akdeniz’deki gerilim için “Yunanistan’ın muhasım ülkelerin arkasına saklanıp anlaşmadan, konuşmadan ve uzlaşmadan ısrarla kaçması, üstelik haksızlıkların ve hukuksuzlukların gölgesine sığınıp ikbal ve istikbal arayışına çıkması haydutluktur” ifadesinde bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet mayı Teşvik Fonu üzerinden hane başı biner liralık ödemelerle yurttaşlara aktarıldığını söyleyen Erdoğan, okulların açılmasına ilişkin ise “Yeni dönemde eğitim öğretime salgın şartlarını da dikkate alarak hem yüz yüze hem de uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre, okulöncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine göre şehirlerimizde farklılık gösterebilecek” dedi. Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezervine ilişkin de konuşan Erdoğan, “Sakarya doğalgaz rezervi 1.9 milyar varil eşdeğeri olan petrol karşılığıyla dünyada bu yıl keşfedilen ikinci en büyük kaynak. İnşallah Karadeniz’de ve Akdeniz’de yeni müjdelerle bu sevincimizi daha da artıracağız” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilk kez doğrudan milletin iradesiyle köklü bir değişim gerçekleştirildiğini savunan Erdoğan, insan haklarında, hukukta, ticari mevzuatta her kesimden insanın hayatını kolaylaştıracak yeni reformların hazırlıkları içinde olduklarını söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet OdaTV davasının ikinci duruşması için basın meslek örgütleri dayanışma çağrısı yaptı Gazetecilik yargıç karşısında ZEHRA ÖZDİLEK Libya’da şehit olan MİT mensubunun cenaze törenine ilişkin haber yaptıkları için tutuklu bulunan Oda TV Genel Yayın yönetmeni Barış Pehlivan, OdaTV muhabiri Hülya Kılınç ve Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ile ilk duruşmada tahliye edilen OdaTV Haber Müdürü gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, Yeni Yaşam gazetesi yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser yarın ikinci kez hâkim karşısına çıkacaklar. Basın meslek örgütleri duruşma öncesi “gazetecilik yargılanıyor” diyerek yarın 09.00’da adliye önünde buluşma çağrısı yaptı. OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, muhabir Hülya Kılınç ve Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, MİT Kanunu’na muhalefet iddiasıyla 6 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. İlk duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Pehlivan, Kılınç ve Ağırel’in tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti. Terkoğlu, Çelik ve Keser de adli kontrol şartıyla tahliye edilmişlerdi. İkinci kez yargıç karşına çıkacak olan gazeteciler için dava avukatı Hüseyin Ersöz ve basın meslek örgütleri gazetemize konuştu. ‘Dayanaktan yoksun’ n Avukat Hüseyin Ersöz: Tutuklu gazetecilerin yargılanmış olduğu da ‘ÇAĞLAYAN’DA BULUŞUYORUZ’ Haberin Var Mı İnisiyatifi: Meslektaşlarımız sadece gerçeği savundukları, baskılara boyun eğmedikleri için ağır tecrit koşulları altında tutuluyor. Gazeteciler Davası’nın ikinci duruşması 9 Eylül günü Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Bu kumpasa, adaletsizliğe karşı duran, gerçeklerin yanında olan herkesi saat 09.00’da adliye önünde buluşmaya davet ediyoruz. va Türkiye’de ifade hürriyeti ve basın özgürlüğünün ağır baskı ve tehdit altında olduğunu gösteren önemli bir yargılama sürecidir. Bu yargılamada halihazırda Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç’ın tutuklu olması sadece ifade hürriyetinin değil, aynı zamanda bu bağlamda özgürlük hakkının da ağır ihlalini oluşturmaktadır. Şu aşamaya kadar gerek Anayasa Mahkemesi’nde gerek ağır ceza mahkemesinde yaptığımız başvurularda olumlu bir netice elde edilememiştir. Tutukluluk incelemesine katılan mahkeme başkanının tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması yönünde belirtmiş olduğu görüş aslında bu davanın dayanaktan yoksun olduğunu ve yargılama sonunda gazeteciler hakkında beraat kararı gerektiğini açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu davada savcının mütalaasını açıklamasını bekliyoruz. Yargılamanın uzamaması, gazetecilere özgürlüklerinin iade edilmesi ve bera at etmeleri gerekmektedir. Mahkemenin vereceği karar ülkede vatandaşların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerin kullanılması noktasında da ciddi bir mesaj oluşturacaktır. ‘Gazeteciden suçlu yaratılmaya çalışılıyor’ n Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC): Türkiye’de yıllardır toplumu susturmak için gazeteciden suçlu yaratılmaya çalışılıyor. Gazetecilik suç değildir. Halkın bilmesi istenmeyen her haber, terör ya da casusluk faaliyeti olarak gösterilmeye çalışılıyor, topluma gözdağı veriliyor. Bu nedenle Türkiye cezaevlerinde en fazla tutuklu gazeteci bulunan ülkeler arasında yer alıyor. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkını engellemek için gazetecileri tutuklamanın basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne, anayasaya aykırı olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Cezaevindeki 75 meslektaşımızın özgür bırakılmasını istiyoruz. n Basın Konseyi: Tüm sanıklar için beraat kararı verilip bu zulmün bitmesini bekliyoruz. Gazeteciliğin yüz akı olan bu meslektaşlarımız, bir ilçe halkının gözü önünde ve siyasi parti temsilcilerinin davet edildiği cenaze törenini haberleştirdikleri için yargılanıyor. Tutuklanmalarının ise hiçbir haklı nedeni yok. Sevgili Barış Pehlivan’ın cezaevinden gönderdiği mektupta dediği gibi; ifade vermeye kendileri gittiği halde “kaçma şüphesiyle” tutuklular. Dava dosyasına giren tek haberden dolayı yargılama yapıldığı halde “delil karartma” şüphesiyle tutuklular. Suç olmadığı için ceza verilemez ama verilse bile son infaz düzenlemesiyle ‘cezaevinde bir saat dahi kalmayacakları bilindiği halde tutuklular. Bu zulmün artık son bulması gerekiyor. ‘Suç kişiden kişiye değişmez’ n Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS): Bir hukuk devletinde neyin suç olup neyin olmadığı kişiden kişiye değişmez. Hukukta keyfiyet olmaz. Sosyal medyadan canlı paylaşılan, TBMM oturumuna konu olan bir cenazenin haberi nedeniyle gazeteciler hapsedilemez. Hiçbir dayanağı olmayan, somut bir delile dayanmayan bu davanın bir an önce düşürülmesi, tutuklu gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz. Ve Araplar İsrail’e Türkiye’den daha yakın! Uluslararası ilişkilerde üç temel yöntem vardır: 1 Savaşarak sorunu çözmek. 2 Anlaşarak, barışla çözmek. 3 Sorunlarla yan yana yaşamak. Geçmişte üçünü de yaşadık. Türkiye’nin kuruluş temelinde “yurtta barış dünyada barış” ilkesi geçerli oldu. AKP iktidarına kadar buna genel olarak uyuldu. Muhatap ülkeler Türkiye’yi temsil edenlerin sözlerinin bağlayıcılığını kabul ettiler. “Bugün böyle dediler ama yarın başka türlü düşünürler” duygusuna kapılmadılar. Bunun yansıması olarak Türkiye, bölgesinde savaş halindeki ülkelerin tümüyle diyalog kurabilen ender devletlerden biri oldu. İran’la Irak 8 yıl savaştı. Arap ülkeleri saftan safa geçti. Türkiye iki tarafla da diyaloğunu korudu, büyükelçiliğini açık tuttu. İsrail’le Filistin konusunda da öyle oldu. AKP iktidarı döneminde ise her şey birbirine karıştı. Sıfır sorundan sırf soruna... Yurtta barış dünyada barıştan, yurdu karıştır dünyayı karıştıra... Medeniyetler buluşmasından medeniyetler atışmasına... AB’ye girmekten birbirimize girmeye... İhvanı Müsliminden iflası müslimine... HHH Geldiğimiz noktanın özeti, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) İsrail’le yaptığı anlaşma sonrası çıkan tablodur. BAE ile İsrail’in “normalleşme” sürecine girdiği ağustos ortasında resmen duyuruldu. Buna göre; iki ülke arasında karşılıklı seferler başlayacak, ticaret hacmi 50 kata varan oranda artacak, İsrail yeni yerleşim yerleri konusunda tedirgin edici adımlardan sakınacak, iletişim ve enerji başta olmak üzere bölgenin tüm olanakları ortak değerlendirilecek. Anlaşmaya Arap dünyasından büyük bir destek geldi. Suudi Arabistan, Mısır başta olmak üzere memnuniyet açıklamaları yapıldı. Üç ülke tepki gösterdi: Türkiye, İran, Filistin... Bir de Libya’da Sarraj yönetimi... En sert tepki Türkiye’den. Erdoğan, BAE Büyükelçisi’nin çekilebileceğini söyledi. Ya Katar? Anlaşmaya ilişkin açıklaması yok ama İsrail’le Hamas arasında ateşkes ilan edilmesinde arabuluculuk rolü üstlendi. Katar bile arabulucu, bizimki ara bozucu! İsrail bu anlaşmanın benzerinin yakında Sudan ile yapılacağını duyurdu. Onu Suudi Arabistan, Bahreyn, Fas, Umman izleyecek. Bu durumda ortaya şu çıkıyor: Arap ülkelerinin İsrail’le ilişkisi Türkiye’den daha iyi. Sayı olarak da ağırlık olarak da... Tartıyı nereden vurursanız vurun böyle! Saray’a göre BAE zaten PKK, FETÖ destekçisi, onlardan başka şey beklenmez. Libya’da bize saldıran da onlar! 9 milyon nüfuslu, içinde Pakistanlılardan Hintlilere kadar 32 milletten insanı barındıran, Batı’nın Basra Körfezi’nde İran’a karşı oluşturduğu devletlerden biri olan BAE bu kararı elbet tek başına almıyor! Ancak uluslarası ilişkilerde hüner düşmanını değil dostunu artırmak! AKP iktidarının ilk yıllarında şöyle bir yorum yapılsaydı: 2020’lere kadar Arap dünyası ile ilişkilerimiz daha kötüye gidecek. İslamı referans aldığını söyleyen AKP, İslam ülkeleriyle ilişlilerimizi bozacak. Arap ülkeleri İsrail’i Türkiye’ye tercih edecek! Herhalde kargalar gülerdi... Şimdi İsrail Başbakanı Netanyahu’ya bakıp, “neden yahu” diye bağırmadan önce gelinen noktayı aklıselimle analiz etme zamanı... HHH Mısır’da büyükelçimiz yok... Suriye’de büyükelçimiz yok... İsrail’de büyükelçimiz yok... Sıra BAE’de! Efendim bu ülkelerle diyalog zaten perde arkasında sürüyormuş. Neredeeeeeen nereye geldik! Saygın, açık, uluslararası hukuk zemininde ilişkilerden, perde önünde başka perde arkasında başka işlere! İster misiniz yakın gelecekte, Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerini düzletmek için Suudi Arabistan arabulucu olsun! Yavaş: Beni karşılayan koruma korona çıktı Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, “Belediye koronadan kırılıyor” dedi. Belediye meclisi toplantısında konuşan Yavaş “Belediyede alınan önlemlerden dolayı değil. Daha bugün (dün) sabah beni karşılayan koruma, bir saat sonra korona çıktı. Mümkün olduğu kadar çabuk bitirelim meclisi” dedi. Kastamonu’nun CHP’li Araç Belediye Başkanı Satılmış Sarıkaya, eşiyle birlikte yaptırdıkları Covid19 testinin sonucunun pozitif olduğunu açıkladı. Sarıkaya, “Tedavi sürecimiz evde devam edecek. Tüm vatandaşlarımızın tedbiri elden bırakmamasını rica ederim” dedi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle