09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 30 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA DOLAR AVRO STERLIN FAİZ BORSA EKONOMİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.8500 6.6 kuruş 9.2090 12.8 kuruş 10.1120 3.9 kuruş 13.24 0.1 puan 1.123 2.08 puan 3211.46 58.89 lira 476.19 7.59 lira Yerli, milli ve elbette bizim arkadaş! YvBeearrkilliaevnneA3ml.b5iallayiyrblaıakkn’ışdnirrkoaelrktiihandaplaeaşsıtiyromnıuş, Darphane’nin rekabetsiz bir ihaleyle, Türkiye’de tütün ve alkollü ürünlere yapıştırılan bandrolleri üretme hakkını verdiği DNS İnovasyon Sistemleri ve Teknoloji Anonim Şirketi, Saray’a yabancı değilmiş! Bundan sadece 3,5 ay önce kurulan şirketin sahibi Halil İbrahim Danışmaz’ın, Hazine GAMZE ve Maliye Bakanı Berat BAL Albayrak’la arkadaş olduğu ortaya çıktı. Danışmaz’ın, Berat Albayrak’a Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sırasında ABD’den düzenli olarak bilgi gönderdiği öne sürülmüştü. Adrese teslim yapıldığı öne sürülen ihaledeki süreci, önceki gün Sözcü gazetesindeki haberinde Erdoğan Süzer anlatmıştı. Buna göre, hükümet, 12 Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane’nin sigara ve içki bandrolleri üretimini rakipsiz bir ihaleyle alan ve üstelik ihaleden sadece 3,5 ay önce kurulmuş olan DNS AŞ’nin patronu Halil İbrahim Danışmaz, Bakan Berat Albayrak’ın arkadaşı çıktı! yıldır İsviçreli Sicpa tarafından üretilen bandrollerin ‘yerli ve milli olarak üretilmesi’ için, görevi Ocak 2020’de Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’ne verdi ve bu alandaki ihaleleri de iptal etti. Bandrollerin basımı böylece kamuya geçti. Herkes yeni bandrolleri devletin üretmesini beklerken, çıkarılan düzenlemelerle önce Darphane Matbaası Kamu İhale Kanunu dışına çıkarıldı. Ardından da işi üçüncü firmalara yaptırabilme yetkisi verildi. Bu yetkinin ardından, Türkiye’de mayıs ayında DNS İnovasyon Sistemleri ve Teknoloji Anonim Şirketi kuruldu. Bandrollerin basım yetkisi de Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadan düzenlenen bir ihaleyle, Halil İbrahim Danışmaz’ın sahibi olduğu bu şirkete verildi. Darphane bu açıklamayı 11 Eylül’de yaptı. Hemen ardından da şirketin ürettiği bandrollere yüzde 100 ile yüzde 400 arasında zam yapıldı. İddiaya göre bu sayede firmaya 30 milyon dolar civarında bir nakit destek sağlandı. Kuruluşundan 3,5 ay sonra devletin en önemli kurumlarından birinden rakipsiz ihaleye katılan ve daha önceki üretici Sicpa’nın Darphane’ye devredilen tesislerinde üretime büyük bir avantajla başlayan DNS’nin sahibi Halil İbrahim Danışmaz’ın adı internette pek çok belgede Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la birlikte anılıyor. RedHack’in ele geçirdiği Berat Albayrak’ın mail adresinden çıkan belgelerden birinde, FBI’ın, Berat Albayrak’a bilgi veren Halil İbrahim Danışmaz’ı ‘Türkiye için ajanlık yaptığı iddiasıyla’ sorguya çektiği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Albayrak’ın sağ kolu olarak nitelenen Turkish Heritage Vakfı eski Başkanı Halil İbrahim Danışmaz’ın Amerika’da faaliyet gösteren kişi ve kurumlar hakkında ‘düzenli bilgi gönderdiği’ iddia edilmişti. Vakfın “internet sayfasına göre en büyük destekçileri THY, Emlak Konut, Kalyon Holding olduğu belirtilmişti. HASTANELERİN İlaç firmalarına borcu ödenecek Kamu ve üniversite hastanelerinin ilaç ve tıbbi cihaz firmalarına borçları yapılandırılmış olarak ödenecek. Kaynakların verdiği bilgiye göre, ödemeler İskonto seçeneğini kabul edip başvuran firmalara yapılacak. Yapılandırılmış ödeme seçeneğini kabul eden tıbbi cihaz firmalarının alacakları yüzde 25 İskonto ile ödenecek. İlaç firmalarına ise Sağlık Bakanlığı hastanelerinin borçları yüzde 6, üniversite hastanelerinin borçları ise yüzde 18 İskonto ile ödenecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile sektör temsilcileri firmaların alacaklarının ödenmesi konusunda bir süredir görüşmeler yürütüyordu. Maliye Bakanlığı konuya ilişkin bir yorum yapmadı. Sektör temsilcilerinden edinilen bilgiye göre, hastanelerin firmalara 19 milyar lira civarı borcu söz konusu. l Reuters KÂĞIT PARA AZALACAK Kripto parada Türk damgası Kripto paranın altın çağını yaşadığı son dönemde Türk coini BTCBAM, 2018’de dünyanın en iyi kripto para değişim platformu seçilen, dünyanın en yüksek cirolu ilk 10 kripto para alım satım platformundan biri olan COINSBIT’e girdi. Dünyanın sayılı kripto borsaları arasında gösterilen COINSBIT’te de listelenen BTCBAM, 21 Eylül’den itibaren Coinsbit’ten alımsatım işlemlerine başlayacak. Toplam 21 milyon adet üretilecek olan BTCBAM’ın sahibi BITTUREX Kripto Para Alım Satım Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Alkan, “Birçok ülkenin finansal açıdan zor süreçler geçireceği önümüzdeki dönemde, kağıt paranın varlığı giderek azalacak, para tamamen dijital hal alacak ve olası kıtlık durumunda para her zamankinden daha fazla değerli bir hal alacak” dedi. l Ekonomi Servisi AVRUPA ÜLKELERINE Kilim’den 44 ülkeye ihraç Kilim Mobilya Uyku Grubu’nun son ortopedik yatağı “Kilim Design” görücüye çıktı. Kilim Mobilya ArGe ekibi tarafından geliştirilen yeni ürünün, 5 bölge paket yay sistemi aracılığıyla vücudun farklı ağırlık bölgelerine doğrudan ortopedik destek sağladığı belirtildi. Şirketten yapılan açıklamaya göre bu ürün, yalnızca iç piyasada satışa sunulmayacak. İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Özbekistan gibi 44 farklı ülkeye de ihraç edilecek. l Ekonomi Servisi Üç büyük ilde 35 bin esnaf ve sanatkâr kapısına kilit vurdu Esnaf kepenk kapatıyor MUSTAFA ÇAKIR Türkiye’de üç büyük ilde son 1.5 yıldır kapanan esnaf sayısı 35 bine yaklaştı. Kredi kullanan, ödeme zamanı geldiği için de dara düşen esnaf, hükümetten acil çözüm beklerken, Ticaret Bakanlığı ise “esnaf ve sanatkârların uğradıkları zararların telafi edilmesi için çalışma yapıldığını” belirtmekle yetindi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, HDP Hakkâri Milletvekili Sait Dede’nin soru önergesine verdiği yanıtta, çeşitli kentlerdeki esnaf ve sanatkârlara ilişkin son tescil ve terkin sayılarını paylaştı. Yanıta göre 1 Ocak 2019 ile 31 Ağustos 2020 tarihleri arasında 3 büyük ildeki durum şöyle oldu: “İstanbul’da bu sürede 68 bin 393 esnaf işyeri açtı. Buna karşın rüşme ve değerlendirmelerin devam 14 bin 778 terkin işlemi gerçekleş ettiğini bildirdi. ti. Ankara’da 27 bin 524 yeni işyeri Pekcan, “Bakanlığımızca, esnaf kuruldu. 8 bin 807 işyeri kave sanatkârların bu kapsampandı. Açılan işyerine göre en fazla kapanan işyeri ise İzmir’de gerçekTicaret Bakanlığı da uğramış oldukları zararların telafi edilebilmesi için ulusal ve bölleşti. 30 bin 880 tesverilerine gesel düzeyde yapıcil, 11 bin 278 terkin işlemi yapıldı. Bu süre içerisinde sadece 3 büyük kentte kapısına göre açılan işyerlerine karşın en fazla kapanma labilecekler üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Bununla birlikte, esnaf ve kilit vurulan, esnaf ve sanatkâr işyeri sayısı 35 bine yaklaştı. İzmir’de gerçekleşti. sanatkârlarımızca bakanlığımıza muhtelif iletişim kanalları vasıtaPekcan yanıtında salgının sıyla iletilen talep ve öneseyrinin bakanlık tarafından dikriler titizlikle değerlendirilkatle takip edildiğini, ticari faaliyet mekte ve içerdikleri hususlar itilerde yaşanan olumsuzluklara iliş bariyle ilgilisi olan diğer kurum ve kin bakanlık ve sektör bazında ilgi kuruluşlar ile de paylaşılmaktadır” li meslek kuruluşları arasındaki gö diye konuştu. l ANKARA Kamu özel ortaklığı ile inşa edilen şehir hastanelerinde finansman sıkıntıları artıyor Etlik’te borç yeniden yapılandı İnşaatı 7 yıl önce başlayan ancak bitirilemeyen Etlik Şehir Hastanesi’nde borçlar yeniden yapılandırıldı. İtalyan Astaldi ve Türkerler ortaklığının yürüttüğü Etlik Şehir Hastanesi projesinde, bankalar ve finans kurumlarıyla sürdürülen görüşmeler sonuçlandı ve yaklaşık 1.1 milyar Avro’luk borç yeniden yapılandırıldı. Kamuözel ortaklığı (Public Private Partnership) ile inşa edilmekte olan Etlik’te uzun süredir sıkıntı yaşanıyordu. İnşaat, işçilere ve taşaron firmalara ödemelerin yapılamadığı haberleriyle gündemdeydi. Reuters’in haberine göre soruna çözüm için adım atıldı. Türkiye genelinde büyük şehirlerdeki hastanelere geçen yıllarda 650 milyon Avro yatırım yapan EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) yapılandırmaya yönelik anlaşmanın imzalandığını teyit etti. Konuya yakın üç kaynağın verdiği bilgiye göre iki hafta önce anlaşma imzalanırken, anlaşmada 3’ü özel Türk bankası olmak üzere 13 banka ve finans kurumu bulunuyor. Astaldi ve Türkerler’in yürüttüğü projenin inşaatı 2013 yılında başlamıştı. Kaynaklar finansman sıkıntılarından dolayı bir ara inşaatı durdurulan projenin yapılandırma ile birlikte şu anda tekrar devam ettiğini belirtti. Yapılandırma hakkında bilgi veren aynı kaynak birkaç şehir hastanesinde de yapılandırma görüşmelerinin devam ettiğini belirterek, sıkıntıda olan kamuözel ortaklığı projelerinin (Public Private Partnership) olduğunu ve yakında buralarda da yapılandırmaların sonuçlanmasını beklediğini söyledi. Konuya yakın bir diğer kaynak ise “Bu PPP şehir hastanelerinde, önümüzdeki aylarda diğer tamamlanmasını beklediğimiz yapılandırmaların sadece ilki” dedi. l Ekonomi Servisi Yönetimden kaynaklanan kriz Ekonomik büyümenin durağanlaşması, büyüme hızının birbirini izleyen üçer aylık dönemler itibarıyla eksiye düşmesi, işsizlik oranının yükselmesi, üretken yatırımların azalması hali kriz olarak nitelendirilmektedir. Bu tanım çerçevesinde ülkemizde yaşanan kriz, salt ekonomik nedenlerden değil, makro ve mikro düzeyde yapılan yönetim hatalarından kaynaklanmakta, şiddetlenmektedir. Dış borcu yüksek, dış ödemelerde denge sağlayamamış, ithalatı, enerji, sermaye malları gibi stratejik girdilerden oluşan, rezervleri yetersiz ekonomilerin krize yuvarlanmaması için risk yönetimi önemlidir. Ülkemizde riskleri azaltıcı, dengeleyici risk yönetimi yapılmadığı gibi, politik, kişisel kaygılarla yapılan hatalarla riskler artırılmaktadır. Makro düzeyde bu hataların tipik örneği TCMB’nin faiz oranındaki düzenlemeleridir. Klasik iktisat öğretisinde, neoliberal yaklaşımda faiz, dengelemede önemli bir araç olarak görülür. Faizin indirilmesiyle, bireylerin, hanehalkının getirisi azaldığı için daha az tasarruf edecekleri, tüketim harcamalarını artıracakları beklenir. Girişimcilerin yatırımlarını artırmalarıyla da ekonominin canlanacağı öngörülür. 2007 8 krizi sonrası gelişmiş ekonomilerde merkez bankalarının faiz oranında sıfıra yakın indirimleri, neoliberal yaklaşımın öngörüsünün gerçekçi olmadığını kanıtlamıştır. Faiz oranlarındaki indirime karşın, tüketim harcamaları artmadığı gibi, üretken yatırımlarda da artış olmamış, ekonomiler deflasyona sürüklenmek tehlikesinden de kurtulamamışlardır. Faiz, tüketim ve yatırım harcamalarını etkilememekle beraber, tasarrufların kullanımını etkilemekte, yönlendirmektedir. Geliri azalan birikim sahipleri, gelir beklentisiyle daha riskli işlemlere yönelmekte, gölge bankacılık gelişmekte, borsalarda fiyat balonları oluşmakta, sonuçta finansal istikrarı sağlamak da zorlaşmaktadır Gelişmiş ekonomiler yüzde 2 düzeyinde enflasyon yaratabilmek için faizleri indirirken, TCMB enflasyonu düşürmek için faiz indirim sürecini başlatmıştır. Enflasyon hızlanır, cari işlemler açığı büyürken faiz indirmenin olumsuz sonuçlar doğuracağı öngörülmüştür. Faiz indirimi ile TL mevduat sahipleri, bir yandan gelir azalması, diğer yandan servet kaybına uğramaları yolunda cezalandırılmış, birikimlerin yabancı varlıklara, döviz ve altına yönelmesi adeta teşvik edilmiş, yurtdışına sermaye çıkışı hızlandırılmış, cari açık yanı sıra finans hesabının da açık vermesi sonucu resmi döviz rezervi azalmıştır. Bu gelişmeler sonucu, ülkenin cari işlemler açığı büyümüş, kredi notu düşmüş, uluslararası piyasalarda risk göstergesi olan kredi temerrüt primi (CDStcredit default swap) yükselmiş, dış borçlanma zorlaştığı gibi daha da pahalı hale gelmiştir. Yapılan hatalar herhalde yeterli görülmediğinden, bankalar üzerine baskı yapılarak kredi genişlemesi zorlanmıştır. Banka kredilerinde genişleme enflasyonist baskı yarattığı gibi, bankaların kredi risklerini artırmış, mali yapılarını bozmuş, makro ekonomik bir risk oluşturmuş, doğal olarak bankaların kredi notunu da düşürmüştür. TCMB gecikmeli de olsa ekonomik gidişin vahametini görerek politika faizini yükseltmek gereğini duymuştur. Sonuçta faizler yükselme sürecine girdiğine göre, faiz indirimi macerasına girişmenin maliyeti yüksek olmuştur. Her alanda, zirveye ulaşıldığında iniş, dibe inildiğinde de yükseliş başlar. Ekonomide dibe inildiği, en kötünün geride kaldığı, ekonominin pik yapmaya başladığı savı da kuşkuludur. Bankalarda tahsili gecikmiş alacakların ne kadar arttığı, özel kesim firmalarının finansal yapılarının ne düzeyde bozulduğu, borsada fiyat balonu oluşup oluşmadığı, değerlendirmelere henüz yansımamıştır. Ayrıca, yurtdışına faiz ve kâr payı transferinin artması, turizm gelirlerinin azalması sonucu, cari işlemler açığının büyümesi, TCMB’nin rezerv azalışının sürmesi de ekonomide en kötünün henüz yaşanmadığının göstergeleridir. Kriz, yönetim hatalarından doğmakta, şiddetlenmektedir. Kamuda siyasal ve kişisel beklentilerle yapılan hatalar yanı sıra, özel sektörde de kozmatik, gösterişçi yönetim anlayışı, kısa sürede kârı ençoklamak amacı, hatalı kararlara ve uygulamalara yol açmaktadır. Ekonomide kriz göstergeleri görülmeye başladığında, basiretli, sağduyulu yönetim anlayışıyla kredi, kur, faiz, faaliyet risklerinin azaltılması gerekirken, kısa sürede kârlı gözükmek tutkusu, özel sektörün de bankaların da hazırlıksız olarak krize katılmalarına yol açmıştır. Sorun yönetim hatalarından kaynaklanmakta, ağırlaşmakta, en önemli riski de yönetim riski oluşturmaktadır. Mevcut yönetim kadrolarıyla, palyatif önlemlerle sorunun kısa sürede çözülmesi beklenmemelidir. Sorun, gerekli niteliklere sahip yöneticilerle, kapsamlı bir istikrar programı hazırlanmasıyla çözülebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle