09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 27 EYLÜL 2020 PAZAR Fransa’yla gerilim sürerken ortak hava savunma sistemi üretimi için Türkiye iknaya çalışıyor SAMP/T’de belirsizlik Türkiye, Doğu Akdeniz konusunda Yunanistan’a verdiği destek nedeniyle gerilim yaşadığı Fransa’dan, 2018’de imzalanan Yüzeyden Havaya Füze Platformu (SAMP/T) hava savunma sisteminin ortak üretimi anlaşması konusunda adım bekliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la Doğu AkHÜSEYIN HAYATSEVER deniz gerilimini konuştuğu son telefon görüşmesinde, SAMP/T’nin ortak üretim projesinin sürdürülmesi talebinde bulunması, Fransa’nın bu konuda hâlâ ikna edilemediğini ortaya koydu. Türkiye, S400 hava savunma sisteminin alımı için Rusya ile 2017 sonunda anlaşma imzalarken, aynı dönemde Fransızİtalyan ortaklıS400’LER OPERASYONEL HALE GELMEDI Türkiye’de halihazırda NATO dayanışması kapsamında İncirlik’te konuşlu İspanya’ya ait Patriot füze sistemi dışında etkin kullanımda olan uzun menzilli yüksek irtifa hava savunma sistemi bulunmuyor. NATO dayanışması kapsamında Kahramanmaraş’ta konuşlu olan SAMP/T bataryası da Barış Pınarı Harekâtı sonrası İtalya tarafından geri çekilmişti. Türkiye’nin “hava savunması için acil ihtiyaç” diyerek Rusya’dan aldığı ve ABD’nin kullanılması durumunda yaptırım tehdidinde bulunduğu S400 hava savunma sisteminin bu yıl nisan ayında planlanan operasyonel hale getirilmesi, “koronavirüs salgını” gerekçe gösterilerek ertelenmişti. l ANKARA ğı Eurosam’ın ürettiği SAMP/T sistemini temel alan bir savunma sisteminin, Türkiye’nin ortaklığıyla üretilmesi için adım atmıştı. İlk olarak Fransa, İtalya ve Türkiye’nin savunma bakanları, 8 Kasım 2017’de, NATO sistemleriyle uyumlu ortak hava savunma sistemi üretimi için niyet beyanı imzalamış, bunun ardından 5 Ocak 2018’de Erdoğan ve Macron, Paris’te bu konuda bir anlaşma imzalayarak Eurosam’ın Türk savunma sanayii şirketleri ASELSAN ve ROKETSAN’la SAMP/T hava savunma sisteminin geliştirilerek ortak üretimini kararlaştırmışlardı. Barış Pınarı’na tavır Ancak Türkiye’nin terör örgütü PKK’nin Suriye kolu YPG’ye Ekim 2019’da düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı’ndan sonra Fransa’nın SAMP/T’nin ortak üretimine yönelik tavrı tamamen değişti. Fransa, projeyi resmen durdurmasa da yürüyen projeyle ilgili bilgi paylaşımını durdurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Macron ile 22 Eylül’de yaptığı telefon görüşmesine ilişkin Amerikan Bloomberg ajansında çıkan haber, Doğu Akdeniz’de yükselen gerilimde karşılıklı sert açıklamalara karşın Türkiye’nin, SAMP/T’nin ortak üretimi için Fransa’yı ikna etme çabasının sürdüğünü ortaya koydu. Türk ve Fransız Cumhurbaşkanlığı yetkililerine dayandırılan ve taraflardan bir yalanlama gelmeyen haberde, Erdoğan’ın Macron’dan projenin sürdürülmesi talebinde bulunduğu, Macron’un ise bu projede ilerleme aşamasına geçilmeden önce Türkiye’nin Suriye’deki hedeflerini netleştirmesi gerektiğini söylediği belirtildi. Sinan Adıyaman, 72. Büyük Kongre’de Türk Tabipleri Birliği Başkanlığı’na veda etti: Sürem doldu ama buradayım Türk Tabipleri Birliği (TTB) 72. Büyük Kongresi’nin ilk günü Ankara’da, Bilkent Üniversitesi Kongre Merkezi’nde yapıldı. Sağlık emekçilerinin haklarından İstanbul Sözleşmesi’ne pek çok konuda vurgu yapılan kongrede konuşan TTB Başkanı Sinan Adıyaman, “Covid19 pandemisinin yaşandığı bir ülkede, başta hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının sözü, sesi, çığlığı olmayı başardığımızı umuyorum. Görev sürem doldu ama buradayım. Yanı başınızda ve omuz başınızda olmaya devam edeceğim” dedi. TTB, kongrede, İstanbul Sözleşmesi’ne destek vermek için kongre divanını kadınlardan oluşturdu. Divan başkanlığına İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip seçildi. Kongrenin yapıldığı alana ise üzerinde “Salgınlara ve savaşlara karşı mücadeleye devam” yazılı afişler ile salgında yaşamını yitiren sağlıkçıların fotoğrafları ve siyah kurdeleler asıldı. Kongre, salgınla mücadele sırasında yaşamını yitiren sağlık emekçileri için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan TTB Başkanı Adıyaman, TTB olarak kamusal sorumlulukları doğrultusunda Covid19 mücadelesindeki eksikleri, yetersizlikleri ve hataları dile getirdiklerini belirterek “Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğu ve koordinasyonunda sürecin tüm bileşenlerinin katılımıyla ve şeffaf olarak hayata geçirilmesi gerektiğini defalarca vurguladık. Salgın sürecinin ne yazık ki iyi yönetilemediğini salgınla mücadelede adım atılırken bilimsel yöntemlerle hareket edilmediğini bunun da vaka ve ölüm sayılarının yeniden artmasına neden olduğunu gördük. Salgın alanında yaşanılan tüm sorunlara ve sağlık çalışanlarının, sağlık haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı mücadelemiz devam edecek” dedi. ‘Yine aynı tehdit’ Adıyaman’ın ardından konuşan TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz, 2 yıllık faaliyet raporunu sundu. 12 Eylül darbesiyle sivil toplum örgütlerinin kapandığını anımsatan Yılmaz, “Bundan 40 yıl sonra örgütümüze yine aynı tehdit yapılıyor. Hem de Covid19 ve 100’ün üzerinde sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiği bir ortamda” diye konuştu. Sağlık çalışanlara yönelik şiddete karşı birçok eylem ve açıklama yaptıklarını söyleyen Yılmaz, “TTB, genç hekimlere iyi hal belgesi veriyor. Şu tabloya bakın ki 2019’da 1042 arkadaşımız TTB’den yurtdışında asistanlık yapmak, çalışmak için belge istemiş. Yaklaşık dört tıp fakültesi mezununu, sıradan bir olaymış gibi yurtdışına gönderiyoruz ve onlar bizden belge istiyor. Eylül ayı itibarıyla yaklaşık 700 arkadaşımız yurtdışında çalışmak için belge istiyor” bilgisini paylaştı. Kongrenin ilk gününün sonunda anı fotoğrafı çektiren kadın hekimler, “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” çağrısı yaptı. Kongrenin ikinci günü ise bugün, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası önündeki öğrenci kantininde yapılacak. Burada merkez organları için ve TTB Başkanlığı için seçim yapılacak. Mevcut başkan Sinan Adıyaman, TTB’nin tüzüğü gereği başkanlığa aday olmayacak. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan, dereceye giren yarışmacılara ödüllerini verdi. Erdoğan, TEKNOFEST 2020’ye katıldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Gaziantep’te düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST 2020) etkinliğine katıldı. Ödül töreninde konuşan Erdoğan, “Yapay zekâdan siber güvenliğe kadar her alanda çığır açacak yenilikler işte burada tohumlanacak. Daha düne kadar insanlı veya insansız hava araçları alanında esamesi okunmayan bir ülke durumundaydık. Bugün ise hedeflerine yönelen bir avuç insan sayesinde aynı alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdik. İnşallah benzer başarıyı otomobilde ve uçan arabalarda yakalayacağız. Gençler, hayallerinizde ısrarcı olursanız geleceğin teknolojilerinin ‘Türk malı’ damgasıyla tasarlanıp üretileceğine inanıyorum” dedi. Erdoğan daha sonra Gaziantep’te 300 fabrikanın toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’nin özel sektörle ilgili açıklamalarını da isim vermeden eleştirerek “Her kim şirketlere el koymaktan bahsediyorsa; onun amacı ülkemizin yeniden bataklığa saplanmasıdır. Türkiye’nin kalkınmasını savunan kimse özel sektöre düşmanlık yapmaz” ifadelerini kullandı. Kalabalığa çay attı Erdoğan, Şehitkamil’de halkla bir araya geldi. Konuşmasının ardından Erdoğan koronavirüs tedbirlere uymayan kalabalığa çay fırlattı l İç Politika Taşcı, Halk TV’ye ilişkin ‘mahkeme karar verdi’ açıklamasının doğru olmadığını söyledi Karartma hukuka aykırı Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV’ye verilen 5 günlük “karartma cezasınının yürütmesini durduran mahkeme kararının iptal edildiğini” duyurdu. Kurumun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Halk TV’nin bu gecenin sonundan itibaren 5 gün boyunca karartılacağı belirtilerek “Ayrıca karara muhalif kalan bazı RTÜK üyelerinin açtığı davaları da mahkeme reddetmiştir” ifadelerine yer verildi. Açıklamanın gerçeği yansıtmadığını belirten RTÜK üyesi İlhan Taşcı, “Halk TV ekranının karartılması kararına karşı açtığımız davada Ankara 3. İdare Mahkemesi oybirliğiyle yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Ankara 16. İdare Mahkemesi ise kararı gerekçesiz şekilde kaldırmıştır. Henüz davanın esası hakkında bir hüküm kurulmamışken RTÜK’ün dava sonuçlanmış gibi açıklamada bulunması kamuoyunu yanıltmakta ve yanlış bir algı oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı. Ekran karartma kararını, “Türkiye’nin saygınlığına gölge düşürecek niteliktedir” sözleriyle yorumlayan Taşcı, “Temennimiz davayı esastan görüşecek olan mahkemenin, 83 milyon yurttaşın haber alma hakkını ve anayasal güvence altındaki basın özgürlüğünü dikkate almasıdır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’Lİ ÖZEL’DEN ABD TEMSİLCİLER MECLİSİ BAŞKANI PELOSI’YE TEPKİ: Uluslararası nezaket sınırları aşılmıştır ÇERÇİOĞLU’NA HAKARET YAVAŞ VE KARALAR AKP’LI YAVUZ’U KINADI Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na yönelik AKP Aydın Milletvekili Metin Yavuz’un kullandığı ifadelere bir tepki de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’dan geldi. Yavaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu’na kadın kimliği üzerinden yöneltilen nezaketsiz ve saygısız ifadeleri şiddetle kınıyorum. Kadınlara karşı cinsiyetçi yaklaşımdan beslenen tüm eylemlerin karşısında duracak, daima eşit ve adil bir yaşamı savunacağız” ifadelerine yer verdi. Karalar da “Aydın Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu’na AKP milletvekili Metin Yavuz’un sözleri terbiyesizliktir, ahlaksızlıktır. Bu şahıs, çirkin sözleriyle tüm ülkenin vicdanını yaralamıştır. Hiçbir kurum böyle kişileri içinde barındırmamalıdır” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, dün CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Türkiye’yi “kötü örnek” olarak gösteren açıklamalarını eleştirerek “ABD’nin iç siyasi çekişmelerinde Türkiye’nin bir siyasi hesaplaşmanın argümanı olarak kullanılıyor olmasından son derece rahatsızız. Türkiye’ye husumet duyan bir dil ve bilinçaltıyla söylenmiş bir sözdür. Uluslararası nezaket sınırları aşılmıştır. Türkiye ve ana muhalefet partisi olarak büyük üzüntü duyuyoruz ve ABD’ye rahatsızlığımızı iletiyoruz. Ayrıca bunların hepsi Türkiye’nin dış politika yürütmesi açısından değerlendirilmesi gereken ve Türkiye kamuoyuna da Dışişleri Bakanı ve ülkeyi yöneten Tayyip Erdoğan tarafından hesabının verilmesi gereken durumlardır. Bu nasıl iyi ilişkilerdir ki Türkiye, ABD’de iç siyaset malzemesidir ve şamar oğlanına dönmüştür? Kabul etmek mümkün değildir” dedi. ‘Saldırgan siyaset’ Özel, HDP’li yöneticilerin gözaltına alınmasına ilişkin de “AKP ve MHP’nin yetkilileri tarafından son derece saldırgan üslupla siyasete alet edilen bu operasyonu eleştiren herkese saldırılıyor. İktidar partisine yakın medya grupları, akıl almaz bir biçimde fotomontaj resimlerle saldırıp terörle partimizi ve şahsımı ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bu küstahlığın, hadsizliğin, terbiyesizliğin hesabı kanun önünde sorulur” diye konuştu. Halk TV ekranlarının 5 gün süreyle karartılacağını da anımsatan Özel, “Az sayıda sözünü söyleyebilen, muhalefete yer veren televizyon kanallarına ve gazetelere karşı türlü sindirme operasyonları yapılıyor. Halk TV susturulamaz, özgür basın susturulamaz” dedi. l İç Politika ABD’ye demokrasi öğretmenin zamanı geldi! Eyy Amerika’nın bilmem ne meclisi başkanı, Türkiye demeden önce ağzını iyice çalkala, ondan sonra konuş. Sen kim oluyorsun da Türkiye’yi otokrat ilan ediyorsun? Bisikletimize atlayıp gelmeyelim oraya... Sana öyle bir demokrasi tarifi yaparız ki cehaletinle yüz yüze gelir saklanacak yer ararsın. Üstüne bir de milli irade dersi veririz, diplomalarını yırtarsın. Siz iki meclisinizi bir araya getirip karar alıncaya kadar, biz üç tane kanun hükmünde kararname yayımlar, ilk yayımladığımızı iki defa değiştirir, üstüne devrim yazarız. Yok denetim, olmadı veto, sizin demokrasi su kaynatıyor, farkında değilsiniz. Temsilciler mi teslimciler mi ne meclisi başkanıysan, sana nazik davranmamızın nedeni hoşgörüye verdiğimiz önemdir. Yoksa şimdiye çoktan ağzının payını verdiğimiz gibi hakkında soruşturma da başlatırdık. Sen bizi Trump’a sor, ne kadar çok kararlı olduğumuzu bilir. O kadar çok karar veririz ki hangisi hangisinden önceydi, sonuç ne oldu, üç gün sonra anlarsın. HHH Yeri geldi sana biraz demokrasi dersi verelim. Ne olmuş, benim mektup arkadaşım Trump, “Seçimi kaybedersem gitmeyebilirim” dediyse! Demokrasilerde halka hatasını düzeltme hakkı vermek diye bir kavramdan haberin var mı senin? Olmaz tabii... İyi dinle, burası çok önemli; baktın seçim sonuçları istediğin gibi gelmiyor. Başkanlığı kaybetme olasılığın var. Ne yapacaksın? Kaderim buymuş, kazanan gelsin mi diyeceksin? Olur mu öyle şey? Var mı öyle kaderine boyun eğmek? Biz tarih boyunca boyun eğmemiş bir milletiz. O yüzden seçim sonuçlarına da yerine göre boyun eğmemek gerekir. Halkın hatasını düzeltmesini sağlamak demokrasinin en önemli inceliğidir. Bunun anlamı halka daha çok önem vermektir. Siz “bir kere sorulur, sonuç neyse o olur” diyorsunuz, biz art arda iki kere, olmadı üç kere sormak lazım diyoruz. Şimdi zerre kadar varsa elini vicdanına koy, cevap ver: Hangimiz daha demokrat? Metroda dayak yemedin, kadın cinayetine kurban gitmedin diye senin dilin çok uzadı... Şimdi akıllı ol, Trump’a şöyle yüklen: Türkiye kadar demokrat olamadın! Bunu yaparsan kazançlı da çıkarsın; bak bir sürü lobi şirketi var, biz onlara arada bir para da aktarıyoruz, demokrasiden sebeplensinler diye... Anladın di mi? Sana düşünce özgürlüğünü de öğretmek lazım... Türkiye’deki düşünce özgürlüğü dünyada yok. İstediğin her şeyi söylüyorsun. Kimse engellemiyor. Sadece bedeli var! O da üç yıl, beş yıl, bilemedin yedisekiz yıl hapis olur... Eğer bu özgürlüğü iktidarı eleştirmek için kullanırsan yukarıdaki bedeller var ama övmek için kullanırsan nimetleri de var. HHH Bak Nensi, Velev ki kasım ayındaki seçimde Amerikan halkı faka bastı, hata yaptı başkanı değiştirdi... Velev ki demokrat bir başkan geldi... Ne yapacak? Amerikan çıkarları neyi gerektiriyor ona bakacak... O gün gelsin, o başkanın istediklerinin iki katını vermezsek namerdiz! Siz bizi ne sandınız beee... Biz bu işlerde yük olmaya değil, yük almaya geliriz. Yeni başkan bir bakacak, mevcut yönetimden istediği her şeyi almış, üstüne de bir mektup almış: “Başka bir arzunuz var mı?” Ne yapacak haaa? Var mı ulan bizden iyisi? Biz var ya biz; kurtla bir olur kuzuyu yeriz, koyunla bir olur kuzuya ağlarız... Sana kendini düzeltmen için üç gün süre... Bu demokratlığımızı da unutma! CHP’Lİ KAFTANCIOĞLU: Dolandırıcılara karşı suç duyurusunda bulunacağım CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ismini kullanarak yurttaşlardan bağış ya da satış karşılığı para talep eden dolandırıcılarla ilgili suç duyurusunda bulunacağını duyurdu. Kaftancıoğlu, “Son günlerde vatandaşlarımızı arayarak ya da kapısını çalarak ismimi referans gösteren ve kitap satışı yaptığını söyleyen dolandırıcılar olduğunu üzülerek öğrendim. İsmimi kullanarak sizden bağış ya da satış karşılığı para talep edenlere asla itibar etmeyiniz ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bildiriniz. Bilgi için chpistanbul@chpistanbul. org.tr’ye mail atabilirsiniz. Dolandırıcılar hakkında suç duyurusunda bulunacağımı kamuoyunun bilgisine sunarım” dedi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle