25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 27 EYLÜL 2020 PAZAR HABER Özel tiyatro desteği başka firmalara da dağıtıldı, duayen sanatçılar görmezden gelindi Destek skandala dönüştü Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 12 milyon TL’lik desteğinden akaryakıt, gıda, inşaat ve ayakkabı boyası şirketleri yararlandı. Bazı firmaların son başvuru tarihinden 2 hafta önce kurulması ise dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koronavirüs salgını nedeniyle olumsuz etkilenen özel tiyatrolara yapılacak 12 milyon TL’lik destek kapsamında şu ana kadar bundan yararlanan 198 kurum arasında akaryakıt, gıda, inşaat ve ayakkabı boyası şirketi gibi tiyatroyla ilişkili olmayan şirketlerin yer aldığı ortaya çıktı. Bazı firmaların son başvuru tarihinden 2 hafta önce kurulması ise MAHMUT LICALI dikkat çekti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, söz konusu durumun bir “skandal olduğunu” belirterek “Sanat camiasına yönelik destekler, gerçek tiyatrocular için kullanılmalıdır” açıklamasında bulundu. Koronavirüs salgını dolayısıyla aylarca kapalı kalarak ekonomik anlamda zor durumda olan özel tiyatrolar için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı 12 milyon TL tutarındaki fondan yararlanan firmalar, tartışma yarattı. Bakanlığın destek alacağını açıkladığı 328 özel tiyatro kapsamında destek dağıtılan 198 kurum içerisinde “Petrol Ürünleri Otomotiv İnşaat Taahhüt Ticaret Sanayi Limited Şirketi”, “Teknik Debi Mühendislik İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi” ve “Trakya Kapaklı Kuyumculuk Emlak İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Limited Şirketi” gibi tiyatrolarla ilgili olmayan sektörler yer aldı. Duayenlere verilmedi CHP’li Gamze Akkuş İlgezdi, 198 kurumu inceleyerek özel tiyatrolarla hiçbir ilgisi olmayan ancak özel tiyatrolar için ayrılan destek fonundan yararlanan sektörleri belirledi. İlgezdi, bu kapsamda özel tiyatrolara destek fonundan tiyatrolarla ilgili olmayan 23 farklı sektörden firmanın da yararlandığını tespit etti. İlgezdi, destekler için son başvuru tarihi olan 15 Temmuz 2020 tarihinden birkaç hafta önce kurulan bazı şirketlere söz konusu teşvikler aktarılırken, herkes tarafından bilinen duayen tiyatro sahnelerine ve sanat emekçilerine hiçbir destek verilmediğini dile getirdi. İlgezdi, salgın nedeniyle sahneye çıkamayan birçok tiyatronun, “Borcu yoktur” yazısı alamadığı için başvuru dahi yapamadığını belirterek “Ferhan Şensoy, Yasemin Yalçın, Genco Erkal, Metin Zakoğlu, Apartman Sahne, Moda Sahnesi, Oyun Atölyesi, Kadıköy Emek Tiyatrosu, DOT, Baba Sahne, Oyun Sandalı ve Kumbaracı50 gibi tiyatroların hiçbiri destek alamadı. Sanatçılar arasında senden benden ayrımı yapılması kabul edilemez. Tüm tiyatrolar borcu yoktur yazısı zorunluluğu olmadan başvuru yapabilmeli, başvuru yapan tüm tiyatroculara destek olunmalı” dedi. İlgezdi, konuyu soru önergesiyle TBMM gündemine de taşıdı. l ANKARA Kuran kursunda şiddet CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, sosyal medya hesabından Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesindeki Bedirefendi Kuran Kursu’nda bir çocuğun kemerle darp edildiğine ilişkin görüntüleri paylaştı. Öztunç, “Diyanet İşleri Başkanı bunun hesabını sor” çağrısı yaptı. Açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, soruşturma talimatı verdiğini belirtti. Adli ve idari soruşturma açıldığını belirten Elbistan Kaymakamlığı’ndan yapılan açıklamada ise “Görüntülerin Kuran kursumuzda yatılı olarak kalan 10 ve 15 yaşlarındaki iki öğrenciye ait olduğu anlaşılmıştır” denildi. Kaymakamlığın açıklamasına tepki gösteren CHP’li Öztunç, “Soruşturma hikâye demek ki. Kimi koruyorsunuz?” dedi. l Haber Merkezi Metrobüste namaz kıldı İstanbul’da dün sabah metrobüste seyahat eden bir kişi, hareket halindeki araçta bir anda bağırarak ezan okumaya başladı. Metrobüste çok sayıda yolcu olmasına aldırış etmeden ezan okuyan kişi, daha sonra yere serdiği seccade üzerinde namaz kılmaya başladı. Yolcuların şaşkınlıkla karşıladığı olay, aynı metrobüste seyahat eden başka bir kişi tarafından kameraya kaydedilerek sosyal medyada paylaşıldı. Görüntülerde yolcuların panik halinde kaçmaya çalıştığı görüldü. l İSTANBUL/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ESKİ ADALET BAKANI TÜRK, KOBANİ OPERASYONUNU DEĞERLENDİRDİ: Talimat izlenimi yaratıyor Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2014’teki Kobani olaylarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınanların Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde işlemlerinin sürdüğü bildirildi. Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ise operasyona ilişkin “Eğer gerçekten bir suç işlenmişse mutlaka üzerine gidilmesi gerekir. Ama bu, zamanında yapılmalıdır. Henüz deliller tazeyken, tanıklar henüz olayı anlatabilecek durumdayken soruşturma yapmak gerekir. 6 yıl geçtikten sonra Kobani olaylarının yargı önüne çıkarılması, insana ‘Şimdiye kadar nerede kaldınız’ sorusunu sordurtuyor” dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da tutuklu bulunduğu, 2014’te Kobani olaylarındaki eylemlere ilişkin soruşturması kapsamında 82 zanlı hakkında gözaltı kararı çıkarılmasının ardından 7 ilde operasyon düzenlenmişti. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, dün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, soruşturmanın “siyasi” olduğunu ifade ederek “Bu, demokrasiye vurulan bir hançerdir” dedi. Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de soruşturmaya ilişkin Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, aradan geçen zamanda delillerin çoktan toplanmış olması gerektiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Bu zaman içinde deliller korundu mu, yeterince saklanabildi mi? Neden bu kadar beklendi? Yargının süratle işlemesi gerekir. Adil yargılama unsurlarından biri de budur. Ama buna uyulmadı. Bu, son zamanlarda HDP’ye yönelik bir tavrın sonucu olarak görünüyor. HDP’yi sistemin dışına atmak, HDP’li politikacıları çalışamaz hale getirmek, Türkiye’nin siyasal dengeleri bakımından doğru olan bir şey değil. Türkiye’de yasal koşullara uygun çalışan siyasal akımları korumak, siyasal sistemin dışına itmemek zorundayız. Türkiye’nin bütünlüğünün korunması ancak böyle olur. Bunun tersini yaptığınız zaman bütünleştirici değil, ayrıştırıcı politika izlemiş olursunuz. Yargının da 6 yıl sonra bu olayın üzerine gitmesi doğrudan doğruya yargının kendi inisiyatifi olarak yapılmış bir işlem gibi görünmüyor. Cumhuriyet savcılığının harekete geçmesini etkileyen faktör, yargı süreci değil, yukarıdan gelen talimat izlenimi yaratıyor.” ‘Mağdur yaratılmamalı’ Eski İzmir Barosu Başkanı avukat Aydın Özcan ise soruşturmaların uzun sürmesinin normal, ancak “6 yıl uzatılmasının tartışmalı” olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Soruşturma gizli yürütüldüğü için dosyayı da göremiyoruz. Bir soruşturmanın 6 yıl sürmesi, hayatın normal akışına uygun olmayan bir durum. Ancak yeni deliller elde edilmiş, bu deliller ışığında soruşturma yenilenmiş olabilir. Soruşturmayı genişletecek yeni ne var, bilmiyoruz. Esasında yapılacak yargılamanın adil olması, hukukun evrensel normlarının uygulanabilir olması önemlidir. Eğer siyasi gelecek hesapları yapılarak bu soruşturma yapılıyorsa bu çok yanlış bir şey olur. Özellikle siyasi iktidardan etkilenmeyecek şekilde bir yargılamanın yürütülmesi, siyasi mağdurlar yaratılmaması esastır. Fakat devletin aleyhine işlenen suçlar söz konusu olduğunda, gerekli hassasiyetin gösterilmesi de önceliğimiz olmalıdır. Burada suç varsa, bir dava açılır, yargılama yapılır.” Bu arada polisin oluşturduğu dosyaya, olaylarda yaşamını yitiren 37 kişinin adli tıp raporları, olay yeri tutanakları, tanık ifadeleri, bilirkişi ve itfaiye raporları ile olayların meydana geldiği 35 il 96 ilçe emniyetinden alınan raporlar da eklendi. Ankara Terör Suçları Savcılığı olayların yaşandığı illerden eksik delillerin bulunması ve dosyaya girmesine yönelik çalışma sağladı. PKK/KCK silahlı terör örgütünün güdümünde bulunan ajanslar ve basın yayın organlarının Kobani olaylarıyla ilgili yayınları soruşturma evrakına konuldu. Öte yandan Kars’taki HDP’li milletvekilleri ile bazı partililer, gözaltına alınan Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’e destek yürüyüşü düzenledi. Eylemde, “Ayhan Başkan yalnız değildir” sloganı atıldı. l ANKARA/Cumhuriyet CUMARTESİ ANNELERİ’NIN 809. EYLEMİ Umut kapısını hep açık bıraktık ÜNLÜ, EMNİYETTE ANLATTIKLARINI AÇIKLADI ‘Selefi yapılanması küçük görülmemeli’ Gözaltında kaybedilen yakınları için adalet arayan Cumartesi Anneleri, 809’uncusunu dün internet üzerinden düzenledikleri eylemlerinde 5 Eylül 1993’te Mardin’de gözaltında kaybedilen Yahya Yakut’un akıbetini sordu. Yahya Yakut’un oğlu Rıdvan Yakut babasından 27 yıldır haber alamadıklarını belirterek “Ama biz hakikat ve adalet savaşımızı hiç bırakmadık. Umudun kapısını hep açık bıraktık” dedi. Bu haftaki basın açıklamasını Sinem Asya Esengen okudu. Adalete ulaşmak için mücadele ettiklerini belirten Esengen, “Ancak adalet mekanizmasının hayata geçmesini engelleyen mevcut sistem yüzünden sonuç alamıyoruz” dedi. Yahya Yakut’un Midyat Otogarı’nda Konya otobüsünü beklerken silahlı, sivil giyimli, özel harekât timlerinin yanına geldiğini anımsatan Esengen, “Kimlik kontrolü sonrası ‘İfade vermek için bizimle geleceksin’ denildi. Gözaltı olayı otogarda bulunan çok sayıda kişinin gözleri önünde gerçekleşti. Yahya Yakut’tan bir daha haber alınamadı” dedi. Esengen, Yakut’un kaybedilmesine ilişkin bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirtti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Selefi derneklerinin silahlandığını, istenmesi halinde savcılığa isim verebileceğini söyleyen ve kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, “Bir abimiz bazı bilgiler verdi: Ben onun bilgisini aksettirdim. O da bana ‘devlet de bu bilgileri biliyor’ dedi” diye konuştu. Ünlü’nün, 2 bin selefi derneğinin silahlandığını ve savcılığa 150 dernek ismi verebileceğini söylemesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Önceki gün Emniyet’te ifade veren Ünlü’nün isim vermediği belirtildi. Dün akşam katıldığı televizyon yayınında, ifade vermediğini, emniyetin bilgisine başvurduğunu söyleyen Ünlü, “3 saat kadar oturduk. 5 tane dosya götürdüm, her biri 34 sayfadan ibaret” dedi. Kendisine yöneltilen sorulara ilişkin ise “TV’deki konuşmam çözülmüş, ‘Batman’dan kimleri kastediyorsun’ denildi. Batman ve Adıyaman üzerinde duruldu. 2 bin dernek lafı soruldu. ‘Bana bunu dernek lafıyla söylemiştir bir abimiz’, ben orada da onu söyledim, böyle bir abimiz var diye. Devlette memuriyeti olmamakla birlikte bu işleri bilen biri bu abimiz. Bazı bilgiler verdi: İşte ‘selefiler çok artıyor’ dedi, ben onun bilgisini aksettirdim. O da bana ‘devlet de bu bilgileri biliyor’ dedi” diye konuştu. Ünlü, bu yapıların izlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Selefi temayülünü küçük görmemek lazım. Dernek demiyorum, yapılanma diyorum. Bir derneğin, 81 ilde mescidi var. Biz devlete ‘Burada selefi yapılanma var’ diyoruz. Bunlar İŞİD’e eleman mı devşiriyor, silahları var mı? Bu devletin işidir, biz ne biliriz. Bu listeyi kimden alacaklarının adını soyadını verdim. 150’nin fazlası da çıkabilir, eksiği çıkmaz” dedi. l Haber Merkezi Müflis iktidarın HDP operasyonu, İYİ Parti, operasyon ajandası     Birden akıllarına 6 yıl sonra 68 Ekim 2014 Kobani olayları geldi ve operasyona başladılar. Tam iktidarın azınlığa düştüğü ve seçimi kaybedeceğini gördüğü zaman diliminde... Kobani derken, orada kafa kesici IŞİD aklımıza gelmeli, AKP iktidarı eylülde IŞİD’in Kobani’yi ele geçireceği beklentisi içindeyken PKK Suriye kolu ve ABD’nin büyük desteğiyle IŞİD bölgeden çıkarıldı ama Kobani olaylarının Türkiye’de yansıması da kanlı oldu. 68 Ekim 2014 arası gösterilerde insanlar öldü, öldürüldü, yağmalar yaşandı. Unutmadan: O sırada Başbakan RTE hükümeti ile PKK arasında HDP’liler aracılığıyla barış süreci masası çalışıyordu. 68 Ekim arası gösterilere çağrı yapan HDP’liler ise şiddet olaylarına karşı çıkan açıklamalar yapıyordu. 68 Ekim büyük bir vandalizmdir, olayların içinde PKK’lilerin de olması mümkündür! Aradan geçmiş 6 yıl Bu kısa anımsatmalardan sonra geçmişte yargılanmaların ve beraatların olduğu Kobani olaylarından sorumlu tutularak şimdi 82 kişinin gözaltına alınmasının anlamı nedir? Tamamen siyasi operasyon olduğunun altını çizelim. Türkiye, iktidarın siyasi operasyonlar ülkesi oldu. Başlıca silahı da yargı. Yargı ile defter dürüyor, sonuçta düremese bile siyasal büyük olaylar yaratıyor, bu yolla muhalefeti durmadan taciz edip düşmanlıklar, yeni cepheler oluşturuyor. Özetle muhalefeti dağıtmaya yönelik operasyonların önemli bir aşamasındayız. İktidar seçimlere yönelik bir ajanda oluşturdu. Bu ajandanın ilk maddelerini yürürlüğe koydu. Bunu açıklayacağım, ama bir özet verirsek: Kobani tutuklamaları gündem değiştirmek değildir; bizzat gündem oluşturmak ve siyasal seçimseçmen ve parti mühendisliği olayıdır; halk nezdinde bugün azınlığa düşen, yarın seçim olsa kaybedecek bir iktidarın seçmen tercihlerini etkilemek, karşısında oluşan muhalefet blokunu parçalamak ve buradan iktidarı için yarar çıkarmak amacına yöneliktir. Neyin peşindeler? Soru bu. Yani ana hedef ne, kim? Başarısızlığın dibine vurmuş ve eline geçen ekonomik fırsatları har vurup harman savurmuş, tüm devlet olanaklarını adamlarına, şirketlerine peşkeş çekmiş, köprüyolhastane tüm yatırımlarını Türkiye’nin geleceği üzerine altından zor kalkınacak bir yük olarak bindirmiş bir iktidar, operasyonlarla kendine bir çıkış yolu açmaya çalışıyor. İYİ Parti başlıca hedefleri. Millet İttifakı’nı dağıtmayı planlıyorlar. İYİ Parti’yi çökertme veya ittifaklarına katma girişimi var. Bu operasyon aslında Ayasofya açılışı ile başladı. RTE, İYİ Parti’yi yerli ve milli ilan etti! Hatta, parlamenter sisteme dönüş önerisinin Meclis’te tartışılabileceğini belirterek bir de sanal dal uzattı. Bahçeli yuvaya dön çağrısı yaptı... HDP ile uzaktan da olsa İYİ Parti arasında sabah kahvaltısı diyaloğu, Millet İttifakı’na HDP’nin seçimlerde kendi çıkarları doğrultusunda gönüllü desteği (özellikle yerel seçimleri AKP’nin kaybetmesinde etkili oldu), İYİ Parti seçmenini partisinden uzaklaştırmayı gündeme getirdi. Şimdi HDP’den bir “Kobani canavarı” yaratmaya giriştiler. Millet İttifakı’nda yer alma! İki başarı istiyorlar: Millet İttifakı içindeki İYİ Parti içini parçalamak, partiyi dağıtmak veya kendi saflarına çekmek... Bu amaçla operasyonu parti içinde de yürüttükleri açık. Hiçbir şekilde İYİ Parti, HDP’nin dışarıdan destek olduğu Millet İttifakı içinde yer almamalı! Bunu ne kadar kararlılıkla uygulayabilecekler, bekleyelim. Kobani operasyonunun diğer yönü de Kürtlerin yasal siyasi örgütlenmelerini dağıtmak. Örgütsüz bırakmak. Kazandıkları halde yerel yönetimlerin hiçbirinde HDP’yi bırakmamak. Kaybettikleri illeri, ilçeleri, beldeleri bizzat AKP’nin yönetimine devretmek. Bunu gerçekleştirmiş durumdalar. Kanunsuz. AKP’nin ne demokrasiyle ne seçim ve sonuçlarıyla ilgisi var, kazandıklarında demokrat görünümlü, sandığa ve millet iradesine sözde saygılı; kaybettiklerini gördükleri anda ise sandığı tekmeleyen, iradeyi hiçe sayan, diktatörce, iktidarını sürdürmek için de her türlü girişimde bulunabilecek bir operasyonel yönetim... HHH Nereye uzanabilir? İleride muhalefetteki tüm liderlere ve partilere yönelik maddeler var mı ajandalarında? İYİ Parti içinde amaçlarına ulaşabilirler mi, operasyon geri teper mi, erken seçimi hedefliyorlar mı... Yarınki yazının konuları...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle