09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 22 EYLÜL 2020 SALI Merkez Bankası PPK’nin yeni faiz kararı öncesi Türk Lirası’ndaki yangın sürüyor Dolar rekora doymuyor Hem iç hem dış piyasalardaki gerilimin etkisiyle dolar 7.64 lirayı görerek yeni zirveler peşinde koşmaya devam ediyor. Avro ise 9 lirasının sınırına dayandı Küresel piyasalarda riskten kaçış eğilimi belirginleşirken, 24 Eylül’de Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) açıklayacağı yeni faiz kararı öncesinde, dün mali piyasalarda büyük hareketlilik yaşandı. Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere, ekonomi yönetimin “her şey yolunda” açıklamalarına karşın dolar dün 7.64 liraya ulaşarak zirve seviyesini bir kez daha yeniledi. Avro da 9 liraya çok yaklaşarak rekora göz kıptı. Dün dolar/TL 7.57137.6408 aralığında, Avro/TL 8.95128.9767 aralığında işlem gördü. Borsa ise yüzde 2.25 düştü. TCMB PPK’nin yeni faiz kararının TL’nin seyri açısından belirleyici olacağı öngörülüyor. Reuters’ın 17 kurumun tahminleriyle yaptığı ankette medyan beklenti politika faizinin yüzde 8.25’te sabit tutulacağına işaret ediyor. 14 katılımcı bu görüşte. Faizi sabit tutmasına karşın sıkılaştırma adımlarına fonlama kompozisyonunu farklılaştırarak devam etmesi bekleniyor. ‘Yüzde 12 ile kapatır’ Goldman Sachs’ın yeni raporunda ise Türkiye’nin politika faizinde yılı yüzde 12’de tamamlayabileceği, 2021 yılının ilk yarısı sonuna kadar da yüzde 14’e çıkacağı öngörüldü. Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas takası (CDS) primi ise 500550 baz puan arasındaki seyrini sürüyor. 5 yıllık CDS Moody’s not indirimi ardından dalgalanıp 500 puana doğru düşüşten sonra yeniden yükselişe geçti. CDS dün 554 seviyesine kadar çıktı. Piyasalarda Yunanistan ve Avrupa Birliği ile Akdeniz’deki gerilim de yakından izlenen gelişmeler arasında yerini koruyor. Bu hafta açıklanması beklenen yaptırımlar yakından izleniyor. l Ekonomi Servisi D Prof. Dr. Konukman, yeni OVP’deki gecikmenin nedenlerine dikkati çekti ‘Kuru hesaplayamıyorlar’ MUSTAFA ÇAKIR Başta dolar olmak üzere döviz kurları her gün yeni rekor kırarken, yeni orta vadeli program (OVP) ile orta vadeli mali plan (OVMP), iktidar tarafından hâlâ açıklanmadı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Prof. Dr. Aziz Konukman, “Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yine yasa ihlal edildi. Gecikmeden anlaşılıyor ki siyasi iktidar ortalama dolar kuru hesabını yapamıyor” diye konuştu. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası’na göre OVP’nin en geç eylül ayının ilk haftası sonuna, OVMP’nin de eylül ayının 15’ine kadar yayımlanması gerektiğine dikkati çeken Konukman, şöyle devam etti: Öngörüler çöktü “Yasadışı bir uygulama. Ayrıca bu şu demek: Önümüzdeki 3 yıllık yol haritası şu anda yok. Şöyle bir problem de var: Eskisi geçerliliğini iktisaden yitirmişti. Öngörülerin hiçbirisi tutmadı. En basitinden OECD Türkiye için 2.9 küçülme Aziz Konukman öngörüyor. IMF yüzde 5 küçülme öngörüyor. O da iyimser senaryoda. Oysa OVP (Hükümet Yeni Ekonomi Programı (YEP) olarak da adlandırıyor) yüzde 5’lik büyüme öngörüyordu. Bu öngörüler çöktü.” OVP’nin, piyasa aktörlerinin kurun ne olacağını görmeleri açısından da önemli olduğuna atıf yapan Konukman, programın 2021, 2022 ve 2023 yıllarını öngören bir belge olmasına karşın 2020 için de gerçekleşme tahminlerini verdiğine dikkati çekti. Konukman’ın verdiği bilgiye göre, ortalama dolar kuru gerçekleşme tahmini “örtük” şekilde OVP’de yer alıyor. Hesap milli gelirin TL ve dolar cinsinden değerinin verilmesi sayesinde bulunuyor. Ortalama dolar kur bu sayede hesaplanabiliyor. l ANKARA TÜİK, ‘YURTDIŞI ÜRETICI FIYAT ENDEKSI’NIN AĞUSTOS AYI SONUÇLARINI AÇIKLADI İhracatçının enflasyonu uçtu 376 BIN BAŞVURU En çok şikâyet cep telefonuna Tüketici hakem heyetlerine bu yıl ağustos sonu itibarıyla 375 bin 739 başvuru yapıldı. 311 bin 873’ü ise incelenerek karara bağlanırken yaklaşık yüzde 60’ı tüketici lehine sonuçlandı. En çok şikâyet 33 bin 427 başvuru ile cep telefonu ilişkin konularda yapıldı. Bunu sırasıyla 25 bin 882 ile ayakkabı, 19 bin 507 ile kredi kartı üyelik ücreti, 18 bin 707 ile internet aboneliği, 14 bin 344 ile kredi tahsis ücreti izledi. Sektör bazında ise 8 ayda en çok başvuru 167 bin 914 ile perakende ticaret sektöründe görüldü. 2019’un 8 aylık döneminde eDevlet üzerinden 83 bin 598 elektronik başvuru yapılmışken, bu yılın aynı döneminde 188 bin 215’i buldu. l AA TÜİK AÇIKLADI Güven endeksinde işsizlik olmayacak TÜİK, bundan sonra tüketici güven endeksini hesaplarken, işsiz sayısı beklentisi ile tasarruf etme ihtimali beklentisini dahil etmeyecek. Bunun yerine “Geçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu, Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi, Gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi, Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi” verilerini alacak. Değişikliğin, Avrupa Komisyonu tavsiyesiyle yapıldığı ileri sürüldü. GIDERLER 10 YILDA 4 KATINA ÇIKTI Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) işbirliğiyle yapılan “Sektör Bilançoları 2019” araştırmasına göre, firmaların faaliyet giderlerinin alt kalemi olan pazarlama, satış ve dağıtım giderleri harcamaları son 10 yılda sürekli arttı. Firmaların pazarlama, satış ve dağıtım giderleri 2010’da 83.3 milyar lira, 2011’de 101 milyar lira, 2012’de 114.9 milyar lira, 2013’te 129.5 milyar lira, 2014’te 148.3 milyar lira, 2015’te 159.3 milyar lira, 2016’da 185.9 milyar lira, 2017’de 228.1 milyar lira, 2018’de 280.2 milyar lira ve geçen yıl 327.4 milyar lira olarak kayıtlara geçti. Böylelikle firmaların 20102019 döneminde pazarlama, satış ve dağıtım giderleri harcamaları 4 katına çıktı. Söz konusu kalemde harcanan toplam tutar 10 yılda 1 trilyon 758 milyar lira olarak hesaplandı. Öte yandan, TÜİK’in “Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, Temmuz 2020” raporu, üretici maliyetlerinin artmaya devam ettiğini ortaya koydu. Buna göre, TarımGFE 2020 Temmuz’da bir önceki aya göre yüzde 0.61, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6.74 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 8.53 yükseldi. l Ekonomi Servisi Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Yurtdışı Üretici Fiyat Endeksi, Ağustos 2020” raporu, İhracatçıların üretim maliyetlerinin ağustos ayıyla birlikte dikkat çekici şekilde arttığını gösterdi. Buna göre, YDÜFE (2010=100) 2020 yılı ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 7.46, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 25.98 ve bir önceki yılın aynı ayına (yıllık) göre yüzde 30.23 artış gösterdi. Ara malı sıkıntılı 12 aylık ortalamada artış da yüzde 9.95 oldu. Oysa yıllık YDÜFE temmuz ayında yüzde 19.49’du. Sanayinin iki sektöründeki aylık fiyat hareketlerine bakıldığında, artışın madencilik ve taşocakçılığında yüze 10.26, imalatta yüzde 7.41 olduğu görülüyor. Ana sanayi gruplarındaki aylık artış da ara malında yüzde 7.52, dayanıklı tüketim malında yüzde 6.62, dayanıksız tüketim malında yüzde 6.89, enerjide yüzde 3.76, sermaye malında yüzde 8.33 oldu. Ayrıca imalat sanayisi açısından en yüksek oranlı aylık artış yüzde 8.96 ile motorlu kara taşıtları, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) sektöründe yaşandı. Yıllıkta ise yüzde 41.73 ile tütün ilk sırada yer alıyor. l Ekonomi Servisi Bankacılıkta yeni dönem: Islak imza kalkıyor Müşteri olma süresi 10 dakikaya inecek. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), ıslak imzaya gerek kalmadan dijital ortamda banka hesabı açılabilmesine imkân tanıyan bir düzenlemeye hazırlanıyor. Düzenleme yürürlüğe girdikten sonra uzaktan kimlik tespiti mümkün olacak. Uzaktan kimlik doğrulamasıyla hem müşteri olunabilecek hem de mevcut müşteriler bankacılık işlemlerini yapabilecek. Yani kişinin banka çalışanı ile fiziksel olarak aynı ortamda bulunmasına gerek olmadan, çevrim içi olarak görüntülü görüşmesi ve birbiriyle iletişim kurması ile sağlanmış olacak. Görüntülü görüşme şifrelenmiş güvenli iletişim ile gerçekleştirilecek. Düzenleme çalışmasının 2021’e kadar tamamlanması öngörülüyor. l Ekonomi Servisi Ruhi Su’yu anma.. Pazar günü, aramızdan ayrılışının 32. yıldönümünde ana akım medyadan sesini duymak beklentimiz olamazdı.. Sesini, müziğini, devrimci kimliği ile onurlu duruşunu, yaşamöyküsünü bilenler, özleyenler için sosyal medyadan yapılmış etkinliklere bir göz gezdirdim.. Umduğumdan eksiği değil, fazlası var gibi geldi.. Hani uzmanları bilgiç bilgiç, bulaş, virüsün, dünya ölçeğinde insanlığı çarptığı ölçeklerle doğru orantılı olarak, insanlığa dönüş özlemleri, arayışları, yollarını bulmada da itici güç, rol oynayacağını öne sürüp duruyorlar ya.. Sanal ortamdaki Ruhi Su’yu gerçek kimliği, sanatçı gücü, insanlığa dönük katkıları, uğrunda ödenmiş bedelleri ile tanımış, yeni kuşaklarla paylaşmaya gönüllü öylesine çok renkli, duyarlı; Ruhi Su’yu kendi sanatçı duyarlılıkları ile özümsemiş insanların emek, katkılarıyla ortaya konmuş öylesine çok etkinliğin örnekleriyle yüzleştim ki.. Dostlar KorosuGenco Erkal’ın ortak emekleri en başta, geçmişten bugünden bana göre en renkli birkaçını özlem giderme, duygularımı besleme adına paylaşmaya kalkışsam günlerce ekran karşısında kalmam gerektiğini kavradım.. Sanatın gücü ile, toplumsal sorumluluğun bileşkesinde, insanlığa dönük emek, bedellerin asla boşta kalmayacağı gerçeğine tanıklık.. Kulağımda, Ruhi Su’nun en zorlu koşullarda acıyı aşan gülüşünün sesini çınlatır gibiydi.. En son telefonda canlı canlı, artık kendisine yaramayacağını bile bile, onurlu bir duruş, inatla vazgeçmeyişinin başarısının yansıması olarak duymuştum.. Yıllarca vermedikleri pasaportu gelmişti.. En son Uğur Mumcu ve Mustafa Ekmekçi çok uğraşmışlardı. Kendisi için onur belgesi değerindeydi. O tarihlerde yurtiçinde yapılamayan kanser tedavisi için aslında çok geç olsa da pasaportu kimselere yalvarmadan, onur, hak belgesi olarak gelmişti.. “İnanamıyorum..” diyerek acılı, bir o kadar onurlu, sevinçli paylaşıyordu.. Berlin’den siyasetten dava arkadaşı, Berlin Nükleer Tıp Hastanesi’nin dönemin başhekimi Dr. Ali Savaşer’in sesi de kulaklarımda; “Bizdeki teknoloji yeri belirlenemeyen kanser hücrelerinin yakalanması, ameliyatla kurtarılması için yeterli..” deyişi de.. Çok geç kalınmıştı. Sağlığı toparlanmaya, yolculuğa izin vermedi.. Aramızdan ayrıldığı günlerde Kurtuluş Savaşı Destanı’nın uzunçaları çıkmıştı.. HHH Behice Boran’ın öldüğü, cenazesinin çok büyük bir kalabalıkla, Şişli Camisi’nden kaldırılıp Zincirlikuyu’ya uzun saatler süren yürüyüşle kaldırıldığı günün akşamı, Mehmet Ali Aybar’ın sendikacı başkanlardan kuruculuk da yapmış arkadaşlarının hepsi bir arada, evinde verdiği yemekteydik.. Dışarıdan siyaseten sola bakışta ciddi ton farkları olsa da herkesin katıldığı cenaze töreni sonrası buluşmada, duygusal ortam Ruhi Su’nun yeni çıkan uzunçalarını “Kurtuluş Savaşı Destanı”nın dinlenmesini, paylaşılmasını getirmişti.. Yine de masada sert tartışma ve Aybar’a dönük sevgi odaklı, kızgın çıkışlar yapılıyordu. Çünkü kalp krizi geçirmiş, hastanede yataklı tedavi gören hasta idi. Boran’ın cenazesine katılmak için kaçmış, töreni baştan sona yürümüştü. En can dostları siyasi yol ayırımlarını da bahane ederek, canını tehdit altına atmasına kızıp duruyorlardı. İçlerinden bir sendika başkanı dayanamayıp, Boran’ın parti içi kavgada Aybar’a yaptıklarını kızgınlıkla hatırlatıyordu ki.. Masada yanımda oturan ev sahibi Aybar, en duygusal haliyle Ruhi Su’nun sesiyle, Destanı dinliyorken, öfke içinde ayağa fırladı. Güçlü yumruğu ile masaya vurunca, çorba tabağı, bıçaklar, kaşıklar fırladı.. “Deli misiniz, divane misiniz, aramızdaki siyasi kavgalar başka, Boran’ın benim en eski can dostlarımdan olması başka, nasıl kaçmam; cenazesine katılmam..” türünden cümlelerle söyleniyordu. Öbür yanında oturan dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu da benim gibi yerinden kıpırdayamamıştı.. HHH Son aylar içinde, geçmişte hiç duymadığım yaşamının acılı, bir o kadar onurlu, zorlu günlerini daha öğrenmiştim.. Aslında Turhan Selçuk’un pek çok özel insanımız için geçerli olan ağır işkencelerin gerçeğini öğrenme derdindeydim. Günümüzde yaşayan yakın çevrelerden hiç kimse, 12 Mart döneminin ünlü pazar günü sokağa çıkma yasağında evinden alınıp ağır işkenceden geçtiği bilinen Turhan Selçuk’a soru soramamıştı. Dönemin raconunda özel anlatılmamışsa, işkencelerin boyutları saygı gereği sorgulanmazdı. Bir gözünü gözlük kırılması ile kaybettiği, kaburgalarının kırıldığı, akciğerine zarın yapıştığı ağır işkencenin varlığı bilinirdi.. Tanıklıklar sayfası için ayrıntı gerekince, Cumhuriyet okurları ile paylaştığım üzere, evinde sakladığı, kızı Aslı’nın, duyumumuzla bulup çıkardığı kendi özel arşivi ve ülke, dünya medyasında da yayımlanmış tanıklıklarına, el yazısı notlarına, dönem fotoğraflarına ulaşmıştık. İşkencelerin şiddet boyutları kadar, bilemediğim pek çok yeni tanıklıklar acı yeni sürprizler oldu.. Ruhi Su’nun 1951’li yıllarda, DP dönemindeki ünlü TKP avı, işkenceleri içinde Ruhi Su’nun eşi Sıdıka Su ile birlikte yaşadıklarının en azından genelini duymuştum. 12 Mart’ta Turhan Selçuk’un yanı başında bir kez daha çok ağır işkencelerden geçmiş olması, daha ağır bir sürpriz oldu.. Hele de 1951’in deneyimi ile Turhan Selçuk’un kulağına fısıldaması, “Ne yaptın, soruya cevap verdin, canın daha çok yanacak” demesi öyle yenilir yutulur bir şey değildi.. Bu güzel insanlar, sadece üstün sanat yetenekleriyle, ürünleri, devrimci duruşlarıyla değil, acılarıyla da yaşamın her alanına dönük insancıl dersleriyle de büyüyorlar..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle