19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EĞİTİM 9 2 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA EKONOMİK GÜÇLÜK ÇEKEN VE BURS ARAYAN ÖĞRENCİ SAYISI ARTIYOR Öğrenci destek istiyor EĞİTİM Salgın üniversite öğrencilerini de büyük sıkıntıya soktu. Burs arayışına giren, kitap bile almakta zorlanan gençler, bu yıl daha da çok desteklenme ihtiyacı için de. Annebabası salgın nedeniyle işini kaybeden, ekonomik zorluk içinde olan öğrencilerden vakıf üniversitelerinde öğrenim görenler, eğitim ücretlerine yapılan zamlara büyük tepki duyuyor. Vakıf üniversitelerinde ücretler yıllık 17 bin lira ile 150 bin lira arasında değişiyor. Özellikle bu yıl eğitim ücretlerine yapılan zamlar ekonomik güçlük içindeki öğrencileri ve ailelerini çok zorluyor. Krediler çekiliyor, borçlar alınıyor, kimi zaman da öğrenci okuldan ayrılmak zorunda kalıyor. Doktor, mimar, avukat adayı kimi üniversite öğrencilerinin evlerinde internet bağlantısı ve kendilerine ait bilgisayarları bulunmuyor. Öğrencilerin burs talebinin bu yıl en az yüzde 50 oranında artacağı öngörülüyor. Türk Eğitim Vakfı (TEV) Genel Müdürü Yıldız Günay, burs başvurularının eylül ayı içinde elektronik ortamda alınacağını hatırlatarak, başvuru sayısında artış beklediklerini söyledi. Günay, “Bu nedenle ekonomik şartların zorluğuna ve saha bağışlarımızın (çelenk) azalmasına rağmen temmuz ayı yönetim kurulu toplantımızda bu yıl vereceğimiz burs adedini 500 artırdık. Geçmiş yıllarda yedi bin öğrenciye burs veriyorduk, bu yıl 7 bin 500 öğrenciye vereceğiz” dedi. Yüzde 50 artacak Vakıf 19 Yönetim Kurulu Başkanı Alper Bilan, gençlerin salgın nedeni ile çok zor durumda olduklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Hem devlet hem de destek ile özel okullarda okuyanlar sıkıntılarını dile getirip bize talepte bulunuyor. Bizlere yardımcı olan işadamları da bu durumdan etkilendi ve süreç bir zincir ve halkalar halinde birbirine bağlı. 4550 bin TL isteyen özel okullar ellerini taşın altına koymalı diye düşünüyorum. Sadece bu dönem değil her zaman ekonomik açıdan çok zor durumda olan öğrenciler var. Bu sene müracaatlar ekim ayında başlıyor ama şunu öngörebiliriz: burs talebi bu yıl en az yüzde 50 artacaktır.’’ TEKNOLOJİK YARDIM ÖNCELİK OLMALI 21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı (YE ları yaşadı? Ne tür ihtiyaçları var? KÜV) Başkanı Işın Özde Geçen yıl uyguladı mir, vakfın burslarına iliş ğımız “Çağın Dilini Öğ kin sorularımızı şöyle ya reniyorum” ve pande nıtladı: mi sırasında hayata ge u Bu yıl bursa ihtiyaç çirdiğimiz “Doğaya Say duyan öğrenci sayısı gı’’ projeleri kapsamın arttı mı sizce? Öğrenci da çalışırken gördük ki lerden size ulaşan istek doktor, mimar, öğret ler neler? men, avukat gibi mes Bursiyerlerimiz ağırlıklı leklerin adayı olan bur olarak Anadolu’dan oku siyerlerimizin çoğunun mak için İstanbul’a gelen kendine ait bir bilgisa başarılı ancak dezavan Işın Özdemir tajlı öğrencilerden oluştu yarı yok. Evlerinde internet bağlı değil. Uzak ğu için şu anda en büyük tan eğitimin amacına sıkıntıları burslarının devam edip et ulaşabilmesi için öncelikle öğrencile meyeceği konusu. Ekonomik koşul re teknolojik destek sağlanması ge ların ağırlaşması ve önümüzdeki eği rekiyor. tim yılının belirsizliği nedeniyle kaygı u Bu yıl kaç üniversite öğrenci durumu artan gençler belki de her za sine burs vereceksiniz? Başvurular mankinden daha çok desteklenmeye ne zaman başlayacak? Sayıyı artır ihtiyaç duymakta. Ayrıca bu yıl aka mayı düşünüyor musunuz? demik kitap desteği için başvuran öğ Geçen yıl şartlı burslarımızla birlik renci sayımızda artış var. te bursiyer sayımız 842 olarak ger u Özellikle dezavantajlı öğrenci çekleşti. Mezun ettiğimiz bursiyerleri ler uzaktan eğitimde hangi sorun mizin kontenjanını doldurmayı ve ye ni kaynaklara ulaşabildiğimiz ölçüde sayımızı artırmayı hedefliyoruz. Başvurularımız ekim ayı içinde olacak. Web sitemizden ve sosyal medya hesaplarımızdan duyuracağız. u Üniversiteler bu yıl hem uzaktan hem yüz yüze eğitim verecek. Yeni modele ilşkin değerlendirmeniz ve önerileriniz var mı? Pandeminin seyri bu eğitim yılının geleceğini belirleyecek. Bu sıkıntılı sürecin yeni olanakları gündeme taşıyacağını umuyorum. Örneğin sınıflarımız çok kalabalıktı. Bu vesile ile sınıflarımızın mevcudu azaltılarak nitelikli öğrenmeyi destekler hale dönüştürülebilir. Öğrencilerin dijital becerileri edinmeleri için yaş ortalması oldukça yüksekti. Eğer öğrencilere gereken destek sağlanabilirse bu yaş birdenbire düşebilir. Bu da dünya ile entegre olmamız için için bize tarihi bir fırsat sunabilir. Aslında kaynaklarımızdan ne kadar eğitime pay ayırırsak o kadar güçlü olacağımız yeni bir dönem geliyor. Geleceğimizi eğitim belirleyecek ve bunda hepimizin bir payı olacak. ÖZEL OKUL VELİLERİ PLATFORMU ÜCRETLERE İLİŞKİN AÇIKLAMA YAPTI: Yüzde 50 indirim yapılmalı SÜPER OKURLAR KITAPLA BULUŞTU Türkiye Yayıncılar Birliği öncülüğünde başlatılan Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma (OKUYAY) Platformu’nun destek verdiği “Süper Okurlar” projesi başlıyor. Nöbetçi Kütüphane tarafından Adana’da gerçekleştilen proje kapsamında kitap okumaları yapılacak. Programa katılan her okur 3 ay boyun ca, kendi yaş grubu için özel olarak seçilmiş 25 kitabı okuyarak kitaplarla ilgili değerlendirme sorularını cevaplayacak ve ‘’süper’’ görevlerini tamamlamaya çalışacak. Kitapları her hafta Nöbetçi Kütüphane’den ödünç alan çocukların kütüphane kültürüyle tanışması ve kütüphane kullanımlarının yaygınlaşması da hedefleniyor. Müzik başlıyor! Barış İçin Müzik Vakfı öğrencileri küçük gruplar halinde kademeli olarak eğitime başlıyor. Vakıf binasını ve programları yeni sürece uyumlu olarak düzenlediklerini belirten vakıf yetkilileri, bu dönem eğitimlere katılacak yeni çocuklar için hazırlıklara devam ettiklerini söyledi. Kurulduğundan bu yana mümkün olduğunca fazla çocuğun klasik müzikle buluşması için çalışan vakfın, kasım ayında 15. yılı kutlanacak. Barış İçin Müzik Vakfı, eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmayan binlerce çocuğa müzik eğitim verdi. Özel okul velileri, eğitim ücretlerine yüzde 50 oranında indirim yapılmasını istiyor. Özel Okul Velileri Platformu tarafından yapılan açıklamada, “Salgın döneminde kısa çalışma ödeneğinden faydalanan, gaz, elektrik, su, kırtasiye gibi giderleri azalan; vergi, stopaj ve destek kredisi avantajlarından faydalanan özel okullara uygulanacak KDV indiriminin, biz velilerin yüz yüze eğitimle aynı kalite, yetkinlik ve olanaklara sahip olması mümkün olmayan uzaktan eğitime dair uygulanmasını talep ettiğimiz indirimle bir ilişkisi olamaz” denildi. Kalite aynı değil Açıklama şöyle: “Veliler olarak talebimiz, özel okullara KDV avantajı sağlanması değil, uzaktan eğitime yüzde 50 indirim uygulanmasıdır. Özel okulların devletimizin yapacağı bu indirimi kendilerinin bir lütfu ve indirimi gibi sunmaları kabul edilemez. Böyle bir indirimin velilerimizin haklı ve ortak talebi olan uzaktan eğitime indirim ve geçen yılın uzaktan eğitim dönemine dair indirim ve iade taleplerine yönelik bir adım olamayacağı açıktır. Bu nedenle tekrar belirtmek istiyoruz ki; yüze eğitim koşulları tümüyle oluşmadan yüz yüze eğitim kararı asla verilmemelidir. Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimle aynı kalite, yetkinlik ve olanaklara sahip olmadığı eğitim uzmanlarınca da dile getirilmektedir. Bu nedenle, uzaktan eğitime yüz yüze eğitim ücreti ödenmesi haksızlığına son verilmelidir.’’ Dereleri değil, rantçıları ıslah edin! AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yanına sel felaketinin büyümesinde payı olanları da alarak Giresun Dereli’de halkın karşısına çıktı. Salgın, Erdoğan’ın geçtiği yerlere uğramıyor olmalı ki, Dereli buluşması seçim mitingi gibiydi. Daha 30 Ağustos Zafer Bayramı için getirilen kısıtlamaların tartışması bitmeden böyle bir toplantı düzenlemek çok bilgilendirici oldu! Giresun’dan tüm Türkiye’deki gelişmeleri yakından izleyen emekçi öğretmen yazar kardeşimiz Hilmi Taşkın mitingi izlerken ne görsün; felaketin katlanmasına neden olan kum ocaklarının sahipleri, taşeronları, akrabaları Erdoğan’ın yanında! Erdoğan, etrafındaki bu kişilerle birlikte şöyle diyordu: “Tüm dereleri ıslah edeceğiz!” Sadece bu cümle bile can, mal ve doğa kaybına neden olan felaketten gram ders alınmadığını gösteriyor! Aslında dere bağır bağır bağırıyor: Su yatağını vermez, er geç geri alır. Bunu görün artık! Hal böyleyken Erdoğan bağırıyor: “Islahsa ıslah, inşaysa inşa!” Devam ediyor: “Bir daha böyle felaket yaşanmayacak!” Dere aşağıdan bağırıyor: Bana mı dedin? HHH Oysa asıl ıslah edilmesi gereken insan! Asıl ıslah edilmesi gereken rantçılar! Hilmi Öğretmen’in dediği gibi, bu felaketin soruşturması yapılmadan, soruşturulması gereken kişilerle halka “bir daha olmayacak” demek, kime hizmet? Önce dere ağzındaki evlerden başlayalım sonra derelere gelelim... Şehir merkezinde bir ayakkabı tamir atölyesi açmanız için 5 yerden izin alıp sağlık raporu çıkarmanız gerekiyor. O şehri inşa eden müteahhit olmak istiyorsanız ne diploma gerekiyor ne izin! Türkiye’deki müteahhit sayısı tüm Avrupa’nın 10 katı; 460 bin! Almanya’daki müteahhit sayısı ise 3 bin 500! Sadece üç bin beş yüz! Sağında başka sıfır yok! Hemen altını çizelim; Türkiye iyi müteahhitler de yetiştiren bir ülke. Dünyadaki en büyük 250 müteahhitlik firmasından 44’ü Türk. Dünyanın pek çok ülkesinde iş alıyorlar. Ne var ki, müteahhitliğin bir yasası, yasadan geçtik uygulanabilir bir kuralı yok! Karadeniz’in derelerinden büyük kentlerin tepelerine kadar Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren müteahhitler böyle de iktidarlar farklı mı? Değil elbet... Örneğin bölünmüş yol ihaleleri “herkes para kazansın” diye 3040’ar kilometre ayrılarak ihale edildi. Kimi ilçelerde kasapbakkal bir araya geldi, müteahhitlik şirketi kurup yol ihalesine girdi! Pek çok belediyenin de bu düzene uyduğunu görüyoruz. Dün emlak deyince ilk akla gelen uzman sevgili Salim Taşçı’yla konuşuyoruz; 2010 yılındaki bir olayı anımsattı... 1999 Marmara depremi sonrası, Adapazarı Akyazı’da bir fay hattı bulunuyor. Uzmanlar 150 metre genişliğinde bir alanda inşaatın yasaklanması uyarısı yapıyor. Afet İşleri Genel Müdürlüğü uyarıyı dikkate alıyor. Ancak Akyazı Belediye Meclisi bu genişliği fazla buluyor, 20 metreye indiriyor! Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı DHA muhabirine şu demeci veriyor: “Uygulama Akyazı’ya özgü değildir!” HHH Karadeniz’e dönersek... Bu güzelim bölgemizde 120 bin dere var. Yıllar önce Bülent Ecevit’le Ordu’nun Mesudiye ilçesine helikopterle giderken altımızdaki manzarayı unutamıyorum. Karadeniz, deniz kıyısı değil, dağlar, dereler, vadiler... O pınarların doğuşu, az ötede başka pınara katılışı... Sonra dere oluşu... Şimdi bu derelere hidroelektrik santralları (HES) yapılıyor. Son facianın bir nedeni HES’lerin kapağını açması. Öyle ki, kapağı bir daha kapatamamışlar. Araya kütükler sıkışmış. Çocukluğu Sinop’ta geçmiş, jeoloji, hidrojeoloji mühendisi Prof. Dr. İlyas Yılmazer, dünkü sohbetimizde derelerden daha öfkeli bir ses tonuyla anlatıyordu: “HES’ler doğanın katilidir. Bozduğunu yeniden yerine koyamazsınız. Yüzlerce yıl önce Torricelli’nin buluşları var. Borunun bir ucuna koyduğunuz sıvı öbür tarafında da aynı yüksekliğe çıkar. Bugün buna dayalı olarak yüzey sularından değil, yerin altına yapılan tünelden yine suyun gücüyle elektrik üretiyorlar. İnsanlık bu yöntemi 6 bin yıl önce uyguladı... Bütün mesele fiziğe, matematiğe kulak vermek, cahillere değil!” Eyyy Erdoğan, Bakın yaylaları gördünüz, siz de pişman oldunuz. Hiç değilse bundan sonra çevrenizdeki rantçılara değil, bilime kulak verin!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle