19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA Av yasağının kalkmasıyla İzmir’in Güzelbahçe ilçesinden demir alan balıkçılar gece boyu sürdürdükleri çalışmalar sonunda sezonun ilk gününü bereketli bir avla tamamladı. Balıkçılar yakalanan balıkları güverteye çekti. l AA Balıkçılar av sezonundan umutlu Palamut 10 lira, sardalya tonlarca 5Nisan’da başlayan av yasağının sona ermesiyle birlikte Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde balıkçılar, 31 Ağustos’u 1 Eylül’e bağlayan gece saat 24.00’ü gösterdiğinde “Vira Bismillah” diyerek sezonu açtı. Balıkçılar, bu yıl palamuttan umutlu. n İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gürpınar Balık Hali’nde yeni sezonun açılışına katıldı. Haldeki mezata katılan İmamoğlu, avdan dönen ilk balıkçıdan balık aldı. n ÇANAKKALELI balıkçılar geceden 25 ton sardalya ile döndü. n SAMSUN’da bolca avlanan palamudun tanesi 10 liradan satışa sunuldu. n İZMIR Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Su Ürünleri Hali’nde yapılan açılış törenine katıldı. Soyer, “Vira Bismillah” diyerek bereketli bir sezon temennisinde bulundu. Açılış sonrası, Vali Yavuz Selim Köşger, Tunç Soyer Su Ürünleri Hali’nde balıkçı tezgâhlarını gezdi. l Haber Merkezi Bakanlığın taslak projesine tepki: Burdur Gölü, atık su havuzu olmasın 4.4 METRELİK TİMSAH Avustralya’nın kuzeyinde turistlerin uğrak yeri Flora Nehri’nde 4.4 metre uzunluğunda ve 350 kilogram ağırlığında bir timsah bulundu. Yaban hayat korucuları tarafından yakalanan timsah, koruma programına alındı. Sputnik News’teki haberde 3 yıl önce bu yerin yakınındaki Katherine Nehri’nde 4.7 metre uzunluğunda bir timsahın yakalandığına dikkat çekildi. l Cumhuriyet SONUÇLARI 21 22 28 32 47 50 6 BİLEN: 15 milyon 776 bin 696 TL (Devretti) 5 BİLEN: 19.739.90’ar TL 4 BİLEN: 540.15’er TL 3 BİLEN: 28.90’ar TL 2 BİLEN: 3.15’er TL Herkese Bilim Teknoloji dergisinin katkılarıyla hazırlanmıştır KORONAVİRÜS KISITLAMALARI YERBILIMCILERE YARADI Bilim insanları, Covid19 karantinalarının sağladığı sessizlik sayesinde doğadaki zayıf sinyalleri algılayabildi. Bu da gelecekte yaşanması beklenen depremler üzerine yapılan çalışmalar açısından kritik öneme sahip. Sismik sessizlik Dünya, karantinalar sayesinde yüzde 50 daha sessizdi Derleyen: BATUHAN SARICAN Salgında sosyal hayatı kısıtlamaya yönelik önlemler sırasında sismik gürültü küresel çapta yarı yarıya azaldı. Bu da şüphesiz bilime yaradı. Bilim insanları, genellikle insan faaliyetleri yüzünden “boğulan” gizli doğal sinyalleri tespit etmek için nadir bir sessizliğe sahip oldu. Araştırmacılar, imkânları el verdikçe deprem ve volkan gibi doğal kaynaklardan gelen sismik dalgaları ölçmeye çalışıyor. Ancak insan faaliyetlerinin merkezinde yer alan kamyon, araba, fabrika ve hatta alışveriş merkezlerinden yayılan yüksek frekanslı sismik dalgalar, buna engel oluyor. Bu da çoğu bilim insanına, doğal sinyalleri tespit etmekte zorluk yaşatıyor. İnsan kaynaklı gürültüyü, teknoloji aracılığıyla yapay olarak silmeye çalışıyordu. Ders kitaplarına girecek Ancak son zamanlarda, şüphesiz ki korona kaynaklı kısıtlamalar sebebiyle sismik gürültü alışılmadık derecede azalıyor. Bilim insanları, buna “antropause” diyor. Science dergisinde yayımlanan çalışmanın başyazarı Paula Koelemeijer, “Şimdi daha sessizse, sismik risk analizlerimizi geliştirecek daha küçük sinyallerden bazılarını alabiliriz” ifadelerini kullanıyor. Bu önemli. Çünkü daha küçük depremleri izleyebilmek, bilim insanlarının daha büyük, da ha tehlikeli depremleri anlamalarına ve fayların nasıl hareket ettiğini izlemelerine yardımcı olabiliyor. Örneğin, 4 Temmuz’da Meksika’nın Petatlan kentinde 5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğinde 380 kilometre uzaklıktaki bir istasyon, depremi ham verilerden tespit edebildi. Normalde, bu istasyon gürültüyü filtrelemeden bu küçük depremi kaçırırdı. Çalışmaya katılmayan bir volkanolog olan Auckland Üniversitesi’nden Jan Lindsay, “Bu, sismik izleme ve ortam gürültüsü tespiti alanlarında önemli bir makale olacak” diyor. 2020 için “sismik gürültünün sessiz dönemi” tanımlaması yapan Lindsay, bunun muhtemelen gelecekteki yerbilimi öğrencilerinin ders kitaplarında yer alacak bir dönem olacağını belirtiyor. https://eos.org/articles/theseismichushofthecoronavirus VOLKANİK DEPREMLERİ ORTAYA ÇIKARABİLİR Sismik gürültü, küresel düzeyde mart ayından mayıs ayına kadar olan koronavirüs kısıtlamaları sırasında ortalama yüzde 50 oranında düştü. Ölçüm, tüm sismik sinyalleri içermenin yanında, bilim insanları, sismik gürültüdeki değişiklikleri, Google ve Apple’ın hareketlilik verileriyle karşılaştırarak düşüşü insan etkinliği azalışına bağlıyor. Gürültüdeki düşüş, yere göre değişiklik gösteriyordu: Belçika’nın Brüksel kentinde yüzde 33; Sri Lanka’da yüzde 50; New York’taki Central Park’ta yüzde10 azaldı. Kırsal bölgeler de daha sessizleşti; Namibya, Rundu’daki bir istasyondaki gürültü seviyesi yüzde 25 civarında düştü. Söz konusu çalışma için 185 sismik istasyondan veri toplandı. GFZ Alman Yerbilimleri Araştırma Merkezi’nden Carolin Böse, “Dünyanın dört bir yanındaki sismologlar, artık bu çalışmada sunulan verileri iyi kullanma ve sismik kayıtlarda gizli sinyaller arama şansına sahipler” diyor. Bu gizli sinyallerden biri de Auckland, Yeni Zelanda’daki volkanik titreme olabilir. Buradaki volkanik alandan etkilenen bölgede 1.5 milyon insan yaşıyor. Lindsay’e göre, sokağa çıkma kısıtlamalarından önce ve sonrasındaki sismik gürültüyü karşılaştırmak, bilim insanlarının volkanik depremleri ortaya çıkarmasına yardımcı olabilmesi açısından önem taşıyor. “Bu, teorik olarak, gelecekteki bir patlamaya kadar kritik olacak bir ekstra uyarı süresi sağlayabilir” diyor Lindsay. Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği yöneticisi Hasan Türkel, gölün kuruyan kısımlarının kanalizasyon atıklarıyla dolduğunu söyledi. Başkan yardımcısı Süleyman Faki ise konunun peşini bırakmayacaklarını vurguladı. BÜLENT ECEVİT Burdur Gölü’nün kurtulması için Tarım ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan taslak projeye, “Burdur Gölü’nü bir atık su havuzuna dönüştürecek” diye tepki gösterildi. Projede, göle su kaynağı olabilecek yeraltı ve yerüstü bir besleyici olmadığı, Isparta’nın ve Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinin kanalizasyon atıklarının arıtılıp göle aktarılması gibi önerilere yer verildi. Burdur ve Isparta Süleyman Demirel Organize Sanayi bölgelerinin atıklarının da arıtıldıktan sonra gölü beslemesi için kullanılıp kullanılamayacağının da incelenebileceği vurgulandı. Taslakta ayrıca Burdur Gölü’nün üzerinin güneş enerjisi panelleri ile örtülerek buharlaşmanın önüne geçilmesi konularında yapılan çalışmalar ve hazırlanan projelere dair bilgiler yer alıyor. “Burdur Gölü’nü kanalizasyon atıkları mı kurtaracak” diyerek proje hakkında kaygılarını dile getiren Burdurlular, konunun bilimsel olarak ele alınıp halka anlatılmasını istediler. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, “Gölün atık su havuzuna dönüştürülmesini doğru bulmuyoruz. Asıl yapılması gereken taze su kaynakları ile beslenmesidir” dedi. Koronavirüs salgını sorunları katladı 67 bin çocuk açlık yüzünden ölebilir Sahra Altı Afrika’da yeni tip koronavirüsün hayat koşullarını daha da zorlaştırması nedeniyle 67 bin çocuğun açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. Uluslararası sivil toplum örgütü Save the Children’dan yapılan açıklamada, önlem alınmazsa ve acil müdahale edilmezse yıl sonuna kadar 67 bin çocuğun yetersiz beslenmeden ötürü hayatını kaybedebileceği belirtildi. Sahra Altı Afrika’da görülen sel felaketleri, çekirge istilaları ve artan gı da fiyatlarından ötürü gıda güvenliğinin kaybolduğuna değinilen açıklamada, Covid19’un mevcut koşulların daha da kötüleşmesine yol açtığı ifade edildi. l AA Sosyalleşme, çocukluk travmasının izlerini silmiyor Stres katlanıyor Çocukluk travmalarının yetişkin sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin sosyalleşme ile ortadan kalkabileceği görüşü yaygın olsa da babunlar üzerinden yapılan yeni bir çalışma aksini işaret ediyor. Proceedings of the National Academy of Sciences’taki çalışmaya göre, yaşamların ilk döneminde travma yaşayan babunlar, yetişkinlikte güçlü sosyal ilişkilere sahip olsalar bile travma yaşamamış akranlarına kıyasla daha yüksek seviyede stres hormonuna sahipler. Bir çocukluk travması yaşamış babunların stres hormonu seviyelerinin travma geçirmeyen bir babundan yaklaşık yüzde 9 daha yüksek olduğunu görüldü. İki veya daha fazla travma yaşamış olanlarda ise stres hormonu seviyeleri yüzde 14 daha yüksekti. Çocukluk travmaları, yetişkin sosyal ilişkileri ve glukokortikoid hormonu yoğunluğu arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmada, Notre Dame Üniversitesi, Duke Üniversitesi ve Princeton Üniversitesi’nin ortaklaşa yürüttüğü, Kenya’da 1971 yılın Babunlar üzerinde yapılan araştırmada 6 çocukluk travması belirlendi. dan itibaren babunların gözlemlendiği başka bir çalışmanın verilerinden yararlanıldı. Çalışmada babunlara yönelik altı çocukluk travması belirlendi: Kuraklık sırasında doğmak, yüksek nüfus yoğunluğuna sahip bir grupta yaşamak, annelerini erken yaşta kaybetmek, sosyal hiyerarşide düşük seviyedeki bir anneden doğmak, kaynaklar ve anne ilgisi için rekabet edilen yakın yaşta bir kardeşe sahip olmak ve gruptan dışlanmış bir anneden doğmak. Elde edilen bulgular, babunlarda çocukluk travmasının sosyal bağlar kurma becerisine önemli bir etkisinin olmadığını ancak yetişkinlik döneminde sosyalleşmenin olumlu etkilerinin çocukluk travmasının olumsuz etkilerinden çok daha küçük olduğunu ortaya koydu. news.umich.edu 10 MADDEDE DİJİTAL KÜLTÜR TANOL TÜRKOĞLU Facebook’tan içerik sildiren 10 ülke n Pakistan (7960 adet) n Meksika (6946) n Rusya (2958) n Brezilya (2252) n Almanya (2182) n Hindistan (2091) n Tayland (1461) n Türkiye (1135) n İtalya (1043) n Sri Lanka (862) Kaynak: IFOD, EngelliWeb 2019 Raporu Ortaçağdan gelen reçete Bir araştırma ekibi Ortaçağa ait bir kitapta (Bald’s Leechbook) bir göz merheminin reçetesini buldu. İlaç, Staphylococcus aureus gibi hasta edici bakterileri öldürüyor, hatta bakteriyel biyofilmler üzerinde bile etkili. Binlerce yıllık göz merhemi sadece sarmısak, soğan, şarap ve sığır safrasından oluşuyor. Bu maddeler ayrı ayrı hemen hemen hiç etkili olmazken bir araya geldiklerinde inanılmaz derecede etkili oluyorlar. Günümüz de antibiyotikler git gide daha etkisiz hale geliyor, çünkü bakteriler direnç kazandı. Salmonella’nın bazı kökleri, hastane mikrobu Staphylococcus aureus (MRSA) veya Acinetobacter baumanii gibi mikroplar hemen hemen tüm antibiyotiklere karşı dirençli hale geldiler. Bu mikroplar biyofilmler oluşturduklarında ise bunlarla savaşmak daha da zorlaşıyor. Dünya genelindeki araştırmacılar bu yüzden bu tür dirençli bakterilerle mücadele edebilecek maddeler arıyor. Bazı insanlar, AIDS’e neden olan HIV enfeksiyonlarından kendi kendilerine iyileşebilir. NADİR BİR VAKA Bağışıklık ilk kez HIV’i yendi HIV ile enfekte kişilerin, yapılan kemik iliği nakli sonucunda vücutlarındaki virüs seviyelerinin tespit edilemeyen düzeylere düşmesi tarihte iki kere olmuştu. Ancak şimdi yeni bir gelişme var. Bir insan ilk kez dışarıdan yardım almadan HIV’i vücudundan temizlemiş olabilir. Doğruysa, bu enfeksiyona sahip birinin kendi kendine tedavisinin bilinen ilk örneği olacak. Araştırmacıların Nature’da yayımladığı bulguya göre, EC2 olarak bilinen bir hastadan alınan 1.5 milyardan fazla hücrenin analizi, bunların hiçbirinde işlevsel HIV kopyası göstermedi. İkinci bir kişi EC1’de analiz edilen 1 milyardan fazla kan hücresinde ise HIV’in yalnızca bir işlevsel kopyasına rastlandı. Bu kopya, aslında bir tür yüksek güvenlikli cezaevi sayılabilecek bir genetik hapishanesinde sıkıştırılmıştı. Bu genetik kilitlenme, virüsü doğal olarak kontrol edebilmenin anahtarı olabilir. İki kişi, “seçkin kontrolörler” olarak bilinen nadir bir grubun parçası, yani antiretroviral ilaçlar olmadan çok düşük veya tespit edilemeyen HIV seviyelerini koruyabilirler. Kaliforniya Üniversitesi’nden virolog Joseph Wong, seçkin kontrolörlerin yaklaşık dörtte birinin, temel bağışıklık sistemi genlerinde virüsü idare etmelerine yardımcı olabilecek genetik varyantlara sahip olduğunu söylüyor. www.sciencenews.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle