26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 2 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA İSO Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi ağustosta 54.3 puana geriledi Sanayicide TL korkusu İmalat sanayiindeki satın alma yöneticileri, TL’deki değer kaybının, girdi maliyetlerinin keskin bir şekilde ve hızlanarak artmasına yol açtığını düşünüyor. Türkiye’deki imalat sanayiinin performansını ortaya koyan önemli göstergelerden olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketinin ağustos ayı sonuçları, sanayicilerin son birkaç aydır yakaladıkları olumlu havayı sürdürdüklerini, ancak TL’deki değer kaybı ve enflasyonun moral bozduğunu ortaya koydu. Açıklanan verilere göre, temmuzda 56.9 puan olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI, ağustos ayında 54.3’e düştü. Her ne kadar eşik değer olan 50 puanın üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde iyileşmeye işaret etse de salgının en yoğun yaşandığı nisan ayında 33.4’e düştükten sonra yükselmeye başlayan endeks ağustos ayıyla yeniden gerilemeye başladı. Bu düşüşle ilgili olarak İSO açıklamasındaki şu vurgu dikkati çekti: Maliyetler arttı “Girdilerin direkt olarak üretimdeki artışı desteklemek için kullanılması nedeniyle girdi stoklarındaki artış çok hafif düzeyde gerçekleşti. Para birimindeki değer kaybı, ay içerisinde girdi maliyetlerinin keskin bir şekilde ve hızlanarak artmasına yol açtı. Enflasyon oranı Ekim 2018’den beri en yüksek düzeye çıktı. Buna bağlı olarak firmalar satış fiyatlarında son 23 ayın en hızlı artışını gerçekleştirdi.” Sonuçları yorumlayan IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harke de şunları söyledi: “İmalatçılar, önceki ay gözlenen güçlü büyüme temposunu ağustosta da büyük ölçüde sürdürebildi. Son PMI verileri, Covid19 kaynaklı kriz döneminde yaşanan üretim daralmasının ardından sektörün toparlanmaya devam ettiğini ortaya koydu. Ağustosta firmaların istihdam yaratmayı sürdürmesi, üretim artışının devam etmesine yardımcı oldu. Enflasyonist baskıların yükseldiğine ilişkin sinyaller ise dikkat çekti.” Sipariş etkiledi Yine rapora göre, yeni siparişlerde son 2.5 yılın en yüksek oranlı artışlarından biri gerçekleşti. Toplam yeni siparişlere göre yavaş olmakla birlikte yeni ihracat siparişleri de arttı. Üretim artışı, temmuzda son 9 yılın en yüksek hızında gerçekleştikten sonra bir miktar yavaşlamakla birlikte güçlü seyrini korudu. Üretim gereksinimlerindeki yükseliş, istihdamın üst üste üç ay artmasını sağladı ve istihdam yaratma hızı ağustos ayında da hızlı seyretti. l Ekonomi Servisi Perakendecinin üzerinden ‘tsunami geçti.’ İkinci dalga korkusu sürüyor AVM’ler kapanabilir ŞEHRİBAN KIRAÇ Yurtiçi ve yurtdışında 50’nin üzerinde AVM’ye proje, konsept geliştirme, kiralama ve yönetim hizmeti veren KDM Alışveriş Merkezleri Kiralama ve Yönetim Danışmanlık’ın kurucusu Murat İzci, Türkiye’de pandemide ikinci dalgaya hiç kimsenin hazır olmadığına işaret ederek, AVM’ler ve içindeki mağazalarda kapanmaların olduğunu söyledi. İzci, Adana’da bir AVM’nin kapandığını vurgulayarak, buranın gelecekte üniversite ya da başka bir yapıda yoluna devam edebileceğini aktardı. Salgında birinci dalganın daha tam geçmediğini, ikinci dalganın daha zor olacağını vurgulayan İzci, “Üzerimizden bir tsunami geçti, şu anda hasar tespiti yapıyoruz. Yeni planlanan AVM’ler kendilerini pandemiye göre adapte etmek zorundalar, mevcutlar da kiracılarını elde tutmak için çabalayacaklar. Perakendeci yeni AVM’ye girmekte, yeni lokasyon açmakta hiç iştahlı değil. Çok karamsar tablo çiziyorlar, mevcudu muhafaza etmeye çalışıyorlar” diye konuştu. Bu dönemin çok para kazanma dönemi olmadığını aktaran İzci, “Pera kendeci ile AVM yatırımcısının işbirliği yapma dönemi. AVM yatırımcısı sürekli kötü fabrikatör gibi gösteriliyor. Şu anda çoğu AVM’de kira indirimleri sürüyor ve çoğunda ciro bazlı kiralama var” dedi. Bu dönemde her markanın kendi stratejisini geliştirdiğini, bir gelecek görmeyen mağazaların kapandığını anlatan Murat İzci, “Geçen yıl 50 mağaza açan bir abi şu anda 30 kapattım diyor” ifadesini kullandı. Toparlanma zor İzledikleri AVM’lerde şu anda ticaret hacminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70’i geçtiğini ifade eden İzci’ye göre ikinci bir dalga gelmezse yılsonuna normalleşir ama gelirse sektörün toparlanması zor. Yeni planlanan AVM’ler kendilerini pandemiye göre adapte etmek durumunda. AVM yatırımlarının ge ri dönüşü pandemi ile birlikte en az yüzde 20 oranında ötelendi. Turist cirosu sıfırlandı Sektör için en önemli katkılardan birinin turist girişleri olduğunu, ne redeyse yüzde 30 alışverişin turist ten geldiğini anımsatan İzci, “Bizim takip ettiğimiz bilgilerde 1 turist 10 vatandaşımız kadar alışveriş yapı yordu. Bu da ortalamada peraken decilerin yüzde 1015 cirosunun tu ristlerden geldiği anlamına geliyor. Şimdi turist kanalı kesildi. Bu gün gerçekleştiremediğimiz turist cirosunu hariç tutar sanız ve salgın kontrol al tına alınırsa geçen yılın ci rolarını yıl sonunda görebi leceğimiz umudunu taşıyo rum” diye konuştu. Öte yandan İzci, Tür kiye’de şu anda 434 AVM bulunduğu nu, bu alana 58 milyar dolar yatı rım olduğunu ve 520 bin kişinin istihdam edil diğini, 65 ilde Murat İzci AVM olduğunu vurguladı. Elif Düşmez Tek Karadeniz’de gaz ‘Özel sektör etkin olmalı’ Türkiye’nin Karadeniz’de bulduğu doğalgaz kapsamında değerlendirme yapan Deloitte Enerji, Doğal Kaynaklar ve Endüstri Ürünleri Lideri Elif Düşmez Tek, tüketicilerin sosyal mekanizmalarıyla desteklenmesi, özel sektörün doğalgaz tedariki ve ticaretinde etkinliğinin artırılması gibi adımlarla, bu fırsatın en efektif şekilde kullanabileceğini belirtti. Bu gazın yıllık katkısının 2.5 milyar dolar olabileceğini belirten Tek, ayrıca bu ölçekte bir yatırımın hayata geçmesi için öngörülen yatırımın ise 46 milyar dolar arasında değiştiğini anlattı. l Ekonomi Servisi 2020 ikinci çeyrekte tarımdaki büyümeyi girdi maliyetleri sekteye uğrattı TARIMA MALİYET ENGELİ Maden ihracatçısı zorda 2020 hedefleri saptı Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, “2020’ye büyük umutlarla girdik. Ancak Covid19 hedefleri revize ettirmek zorunda bıraktı” dedi. 2020 OcakHaziran döneminde ülke genelindeki maden ihracatının yüzde 15 azalarak 1.5 milyar dolara indiğini söyleyen Kaya, “Doğaltaş ihracatına baktığımızda ise OcakHaziran 2020 döneminde yüzde 16’lık bir kayıpla 730 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik. Blok doğaltaş ihracatımız ise bu dönemde Çin pazarındaki talep düşüklüğü nedeniyle yüzde 35 kayıpla 261 milyon dolara indi” diye konuştu. Kaya, şöyle devam etti: “Tüm dünya ülkelerine yapılan maden ihracatının düşmesi, şirketlerin devlete, piyasaya, istihdam ettiği personele (doğrudan 150 bin kişi, dolaylı olarak 2 milyon kişiye) karşı yükümlülüklerini yerine getirmekte büyük sorunlar yaşamasına neden oldu. Öte yandan özellikle KOBİ niteliğindeki şirketler üretim ve tahsilat süreçlerinde telafisi zor sıkıntılar yaşamaya başlamışlardır.” l Ekonomi Servisi Yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 9.9 küçülürken, tarım sektörü yüzde 4 büyüdü. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarımdaki büyümenin geçen yıla göre azaldığını, geçen yılın aynı döneminde tarımın yüzde 4.6 büyüdüğüne dikkat çekti. Yılın ikinci çeyreğinin tarım sektöründe birçok ürünün üretim zamanı olduğunu anımsatan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise “Bu dönemde girdi fiyatlarının yükselmesi tarımsal üretimi olumsuz etkiledi. Girdi fiyatları bu kadar yüksek olmasaydı belki daha yüksek büyüme oranına ulaşacaktık” dedi. Su içmez, “Önemli olan bu büyümenin sürekliliğinin sağlanması” diye konuştu. Pahalılık kapıda Öte yandan, Türkiye’nin limon ihtiyacının önemli bir bölümünü tek başına karşılayan Adana’da ‘mayer’ cinsi erkenci limonda hasat başladı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Bu sene tek limon değil, bütün narenciye ürünlerinde fiyatlar verim düşük olduğu için yüksek olacak” dedi. Ancak bu artıştan çiftçinin para kazanamayacağına dikkat çeken Doğan, “Keşke ağaçlarda limon olsaydı da fiyatlar 1 buçuk 2 liraya gitseydi” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Milli gelirin normal halleri Türkiye’nin milli geliri 2020’nin ikinci çeyreğinde bir yıl öncesine oranla yüzde 9.9 azaldı. Milli gelirin ana sektörlerinden sanayideki gerileme yüzde 16.5; artık medyatik bir drama malzemesi haline dönüştürülmüş olan inşaat sektöründeki gerileme ise yüzde 2.7 olarak gerçekleşti. Verilere göre büyüme gösteren sektörler tarım (yüzde 4.0); bilgi ve iletişim (yüzde 11.0) ve finans ve sigortacılık (yüzde 27.8) oldu. Sanayide gözlenen daralma, sektöre yönelik aylık üretim istatistiklerinin seyrinden bekleniyordu. Sanayi sektörleri nisan ayında yüzde 31.4, imalat sanayiinde ise yüzde 33.2 daralma göstermiş idi. Sanayi sektörlerindeki gerileme, ara mallarında yüzde 27.8; yatırım mallarında yüzde 42.5; dayanıklı tüketim mallarında da yüzde 49.3’e ulaşmıştı. Pandemi krizinin öncesi ve olası sonrasıyla yaşanmakta olanlar Türkiye ekonomisinin neoliberal dönem boyunca sergilemiş olduğu normal hallerini izlemektedir. Köşemizin sınırları dahilinde vurgulayalım. İstihdamsız büyüme Türkiye’nin de aralarında bulunduğu kalkınmakta olan (yükselen piyasalar diye de anılan) ekonomiler, istihdamsız büyüme ücretsiz büyüme gitgelleri arasına sıkışmış görünümdeydi. Türkiye de bu gitgeller düzensizliğinde, istihdam yaratmakta yetersiz kalan bir üretim deseni sergilemektedir. TÜİK tarafından paylaşılan mevsimsel etkilerden arındırılmış istihdam verileri 2018’den bu yana toplam istihdamın daralma içinde olduğunu dile getirmektedir. Türkiye ekonomisi dört çeyrek boyunca gerilemekte olduğu 2018 sonrası dönemde istihdamda da daralmalar yaşamış; buna karşın 2019’da milli gelirde gözlenen toparlanma işgücü piyasalarına yansımamıştır. Milli gelir 2019 sonunda yüzde 6.4, 2020’nin ilk çeyreğinde yüzde 4.1 büyüme göstermesine karşın, istihdam daralmaya devam etmiş idi (sırasıyla yüzde 0.6 ve yüzde 5.1). Aşağıdaki şekilde, çeyrek dönemler itibarıyla milli gelir ve istihdamda yıllık değişim oranları sergilenmektedir. İstihdamın seyri üretim sürecinden bağımsız, kendi başına bambaşka gerçeklerle yüz yüze görünümdedir. Bu tespit, Türkiye’nin sergilemekte olduğu milli gelir büyümesinin yapısal özelliklerinin sonucudur. Kaynak: TÜİK, Ulusal Hesaplar ve Hanehalkı İşgücü İstatistikleri Para sermayesine dayalı spekülatif büyüme Türkiye’nin büyüme karakteristiği parasal genişlemeye (kredi arzına) dayalı sanal bir büyümedir. Örneğin, söz konusu dönemde (2019 sonrası) para arzı (M1) yüzde 143 (neredeyse 2 misli) artış göstermiş; dengesiz de olsa, sürdürülemez de olsa, ucuz kredi ile borçlanmaya dayalı tüketim, bu sahte cennetin altın anahtarını oluşturmuştur (12 Ağustos tarihli yazımız). Teknolojik dönüşümlerde ve işgücü verimliliğinde kazanımlar yaratmaktan uzak bu sanal dünya, döngüsel olarak istihdamsız / ücretsiz büyüme çevrimlerine sıkışıp kalmıştır. Yayımlanan verilerin ilginç bir detayı, milli gelirin harcama bileşenleri arasında bugüne değin en önemli katkı yaratmış olan kamu tüketim harcamalarının artık tükenmiş görünümüdür. Yüzde 0.6 daralan kamu tüketimi yanında, özel tüketim yüzde 8.6; sabit sermaye yatırımları da yüzde 6.1 gerileyerek para piyasasında genişlemeye dayalı beklentilerin de tıkanışını belgelemiştir. Bir başka gözlem ise uluslararası piyasalarda Cumhuriyet tarihinin en rekabetçi döviz kurunu gerçekleştirmiş olduğumuz iddiasına karşın, ihracatımızda gözlediğimiz yüzde 35.3’lük gerilemedir. Ulusal paranın ucuzlamasına bağlı olası ihracat beklentilerinin yanıltıcı olduğunu; reel üretkenlik kazanımlarıyla desteklenmeyen bu sürecin sadece yoksullaştırıcı büyüme anlamına geleceğini ise 19 Ağustos tarihli yazımızda zaten vurgulamış idik.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle