09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 18 EYLÜL 2020 CUMA BAHÇELI’NIN AÇIKLAMALARINA TEPKI YAĞDI. TBB, YANIT VERMEYECEK Gündem değiştirme TTB Başkanı Prof. Dr. Adıyaman, “Biz işimize bakıyoruz, halk sağlığı ve hekimlerin, sağlık çalışanlarının sağlığı ile ilgili yaptığımız çalışmalara devam SIBEL edeceğiz” BAHÇETEPE dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “ihanet şebekesi” olarak nitelendirdiği Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) kapatılması ve yöneticileri hakkında adli işlem başlatılması çağrısında bulunmasına meslek örgütleri, eski tabip odası başkanları, hekimler ve siyasilerden tepki yağdı. “TTB’nin yanındayız” diyen meslek örgütleri, Bahçeli’nin açıklamalarının iktidarın politikalarından bağımsız olmadığına dikkat çekerek “Gündem değiştirme çabaları var çünkü artık salgını yönetemiyorlar. Kendilerine biat eden, kendileri gibi düşünen odalar yaratma çabasıdır bu. Toplumsal muhalefete yönelik bu saldırıları kabul etmeyeceğiz” vurgusu yapıldı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Bahçeli’ye yanıt vermeyeceklerini ve bu yönde karar aldıklarını belirterek “Bu konuda Bahçeli’nin açıklamalarına ilişkin en ufak bir şey söylemeyeceğiz, kesin kararlıyız. 11 kişilik yönetim kurulumuz da açıklama yapmayacak. Biz açıklamamızı yaptık, biz işimize bakıyoruz, halk sağlığı ile ve hekimlerin, sağlık ça KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER ARADI MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) hedef almasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman’ı arayarak özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür etti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Adıyaman’ı telefonla aradı. Akşener, TTB Başkanı’nın şahsında tüm sağlık çalışanlarına fedakârca mücadeleleri dolayısıyla teşekkür etti. Açıklamaya tepki gösteren HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan yaptığı açıklamada, “Salgınla mücadelede işbirliği içinde olunması gereken, halk sağlığının güvencesi olan ve sadece doğruları söyleyen TTB’ye yönelik haksız iddialara ve ithamlara karşı, hekimlerin ve gerçeklerin yanında durmaya devam edeceğiz” dedi. Bahçeli’ye tepki gösteren İYİ Parti Mili Güvenlik Politikaları Başkanı Aytun Çıray ise şu mesajı paylaştı: “Bu, mevcut rejimin nasıl tuhaf, tamamen ucube bir mahiyete büründüğünün ve Türk milletinin sağlık alanındaki genel iyiliğine ve çıkarlarına zarar verdiğinin ibretlik bir kanıtı. Tek adam rejiminin bırakın bulaşıcı hastalıkla mücadele edememesini, adeta salgını teşvik eden kararlarını ve ortaya çıkardığı sonuçları açıklayan TTB’den rahatsız olmaları gayet normal. Belli ki “ucube rejim”i tahkim etmek için Türkiye Barolar Birliği’nden sonra sıra TTB’ye gelmiştir.” l ANKARA/Cumhuriyet lışanlarının sağlığı ile ilgili yaptığımız çalışmalara devam edeceğiz, bizim öyle bir gündemimiz yok. İşimize bakıyoruz. Onun dışında bir gündemimiz yok” dedi. Meslek örgütleri, hekimler ve siyasilerin açıklamaları ise şöyle: Prof. Dr. Pınar Saip (İstanbul Tabip Odası Başkanı): Kendisi bir hekim değil, konu ile ilgili açıklama yapıyor. Biz aslında çok muhatap almak istemiyoruz. Sonuçta hastanelerde çalışanlar hekimler ve süreçle ilgili konuyu konunun dışındaki birinin bilmesine imkân yok. Bu sürecin nasıl yönetildiği ile ilgili konuları tabii ki biz hekimler ve hekim örgütleri bilebilir. ‘Bu tür saldırı hiç olmadı’ Prof. Dr. Özdemir Aktan (Eski TTB Başkanı): TTB’nin eylemi hayatını kaybeden sağ lık çalışanlarına bir anma eylemi. Burada da yönetimin, sağlık çalışanlarına yeterli ilgiyi göstermediği ve onları korumak konusunda yetersiz kaldığı konusunda bir uyarıdır. Buna kızacak, tepki gösterecek durum yok. Bu, kurt ve kuzunun hikâyesi gibi akan suyun üst tarafındaki kurt, alt tarafındaki kuzuya ‘sen benim suyumu bulandırıyorsun, seni yiyeceğim’ demesine benziyor... Bu TTB’ye ne ilk ne son saldırı olacaktır, işin içinde gündem değiştirme çabası olduğunu da sezinliyorum. 12 Eylül döneminde tüm derneklerle birlikte kapatıldı ve 1.5 yıl kadar kapalı kaldı. Ama bu tür direkt bir saldırı hiç olmadı. Prof. Dr. Kayıhan Pala (TTB Covid19 İzleme Kurulu üyesi): TTB, pandeminin başlangıcından bu yana bu sürecin birlikte yürütülmesine ilişkin görüşlerini açıklıyor, gördüğü ak saklıkları Sağlık Bakanlığı’na bildirerek, yüzlerce soru sorarak yanıt bekliyor. Bakanlık yanıt bekleyen sorular konusunda açıklama yapılabilmiş değil. Bu yetmezlik durumu AKPMHP blokunda bir sıkıntı yaratmış olabilir ama bunun çözümü meslek örgütünü kapatmak ile ilgili demeç vermek değil, bu sorunların çözülmesi için pandemiye karşı daha güçlü yanıt verilebilmesi için bütün toplum olarak neler yapabileceğimizin masaya yatırılması ve katılıma açık şekilde bu sürecin yönetilmesinin sağlanmasıdır. Bu süreçte 91 sağlık çalışanı da maalesef yaşamını yitirdi. Gönül Erden (SES Eşbaşkanı): Bu açıklama bugüne kadarki mevcut AKPMHP politikalarından bağımsız değil. Geçen aylarda barolara müdahale ederek çoklu baro sistemini Meclis’ten geçiren zihniyetten, mantıktan da bağımsız değil. Kendilerine biat eden, kendileri gibi düşünen odalar yaratma çabasıdır bu. TTB’de bugüne kadar bu uyarılarını, bilgilendirmelerini yapmıştır, temel görevlerinden biridir. Toplumsal muhalefete yönelik bu saldırıları kabul etmeyeceğiz, TTB’nin yanındayız. Gündem değiştirme çabaları var çünkü artık salgını yönetemiyorlar. Dr. Mustafa Adıgüzel (CHP Ordu Milletvekili): Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir siyasetin, tıp biliminin ve onun en üst organı üzerine tahakküm kurmaya çalışmasına başka bir zaman şahit olmadık. Bahçeli’nin abuk sabuk açıklamalarına çok kez şahit olduk. “Virüsü tanımazlar ahkâm keserler” diyor ama bu konuda konuşanların tamamı hekim. Sıra meslek İktidarın “çoklu baro sistemini” örgütlerinde dayatabileceği konuşuluyor. SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türk Tabipleri Birliği derhal kapatılmalıdır” sözleriyle birlikte, siyaset kulislerinde, “yeni yasama dönemiyle birlikte meslek odalarıyla ilgili bir düzenlemenin de Meclis’e gelebileceği” tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bir dönem meslek odalarının başındaki “Türk” ifadesinin kaldırılacağına yönelik açıklamasıyla birlikte, iktidar cephesinde yeni yasama yılında aynı “çoklu baro” sisteminde olduğu gibi meslek örgütlerinin yapısını da ilgilendiren bir düzenlemenin “gelmesi gerektiği” de konuşuluyor. Buna göre, aynı “çoklu baro” sisteminde olduğu gibi meslek odalarının da üye yapıları ve seçim sistemlerinin değişmesi gündeme gelebilecek. İktidar, uzun süredir meslek örgütleriyle ilgili bir çalışma yürütüyordu. Hatta Meclis’ten “çoklu baro” sisteminin kabul edilmesiyle birlikte, AKP MYK’de de meslek odalarıyla ilgili bir düzenleme yapılması gerektiği tartışılmıştı. Edinilen bilgiye gö re, meslek odalarıyla ilgili yeniden “nispi seçim” üzerinde durulabilecek. Nispi temsil sisteminde, her oda veya grup, “aldıkları oy oranlarına göre” üye çıkarabiliyor. Aynı “çoklu baro” sisteminde olduğu gibi bir odanın delege sayısının düşmesi söz konusu olabilecek. ‘Sekteye uğratabilir’ Salgın sürecinde her geçen gün vakalar artarken, iktidarın özellikle TTB gibi kurumlar üzerinde bir düzenleme yapmasının “salgınla mücadeleyi sekteye uğratabileceği” görüşleri AKP içinde de tartışılsa da partinin önceki çalışmaları da “odalar ve birliğin organında yer alan üyeleri ve personeli ile ilgili suç teşkil eden hareketlerden dolayı cezalandırılması” üzerinde de durabilecekleri ifade ediliyor. Buna göre, birlik üyelerinin “kamu görevlisi gibi cezalandırılması” da yeniden tartışılıyor. İktidarın yeni yasama döneminde Meclis gündemine getirip getirmemeyi tartıştığı düzenlemenin içinde “meslek odalarının başındaki Türk ifadesinin de kaldırılabileceği” ifade ediliyor. l ANKARA ERDOĞAN, ŞEHİT YAKINI VE GAZİLERE BERAT VERDİ Macron’a ‘kifayetsiz mühteris’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve KKTC’nin uluslararası hukuktan doğan meşru haklarını sonuna kadar savunduklarını belirterek bölgede “tehdit dilinin işe yaramadığını kaydetti. Erdoğan, “Akdeniz’deki en uzun kıyı şeridine sahip ülkemizi birilerinin sahillerimize hapsetmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin şantaja ve haydutluğa boyun eğmeyeceği, artık konunun tüm muhatapları tarafından anlaşılmıştır” dedi. Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron için “kifayetsiz mühteris” ifadelerini kullandı. Video konferans yöntemiyle düzenlenen 140. AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, “tek parti” dönemini “faşizm” olarak nitelendirdi. Daha sonra Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Töreni’nde konuşan Erdoğan, yeni güvenlik konsepti çerçeve sinde teröristleri inlerinde bulduklarını ve imha ettiklerini anlattı. Erdoğan, “Bir dönem teröristlerin barındığı dağlarda bugün artık ceylanlar geziyor. Yazarların, aydınların, siyasetçilerin teröristlere canlı kalkan olduğu eski Türkiye artık tamamen geride kalmıştır” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan şunları kaydetti: “Türkiye Suriye’den çekilirse, Suriye bir anda huzura, özgürlüğe mi kavuşur? Oradaki tezgâhı görmezden gelirsek, Kuzey Irak tüm teröristlerden mi temizlenir? Türkiye yaşananlara sırtını dönerse Libya’da darbeciler köşelerine mi çekilir? Mesela Türkiye her şeyden vazgeçerse Fransa başındaki kifayetsiz muhterisin yol açtığı savrulmalardan kurtulup sağ duyulu bir siyasete mi yönelir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sınırları içinde aklı başında olup da ‘evet’ cevabı verebilecek kimseyi görmedim, duymadım, tanımıyorum.” TUNCEL’E YENI BAYDEMIR HAKKINDA BIR CEZA IADE TALEBI Diyarbakır 10’uncu Asliye Ceza Mahkemesi, eski DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel hakkında 2016 yılında yaptığı bir konuşmada geçen “Recep Tayip Erdoğan kadın ve Kürt düşmanıdır” sözleri nedeniyle, Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. l Haber Merkezi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yurtdışında bulunan ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla hakkında soruşturma yürütülen eski HDP milletvekili Osman Baydemir’in iadesi ve kırmızı bülten çıkarılması için talepname hazırladı. Savcılıkça hazırlanan talepnamenin, Adalet Bakanlığı’na gönderildiği öğrenildi. l AA Dışarıda bir salgın var; peki içeride ne var? Akademisyenlerinizi süründürdüler. Sustunuz. Politikacılarınızı ezip geçtiler. Sesiniz çıkmadı. Gazetecilerinizi yok ettiler. Seyrettiniz. Hukukçularınızı yaktılar. Katlandınız. Sanatçılarınızı uçurumlardan attılar. Umursamadınız. Şimdi doktorlarınızı yok etmeye çalışıyorlar. Bir salgınla değil de sanki toplumun maddi manevi sağlığına hizmet eden kim varsa, ne varsa ona karşı savaşıyorlar. Bir düşünün... Şu salgın zamanında bile zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan ve önceliğinde asla halkın mağduriyetleri olmayan iktidarlar... Hangi dinamiklerle nasıl hâlâ iktidar hayali kurabiliyorlar? Çünkü unuttunuz... Hızla unuttunuz. Yoksulluk ve çaresizlik yüzünden; Her an vagonların önüne atlayıp ölmeye kalkışabilecek insanlarla birlikte metroya biniyorsunuz. Kendisini sulara attı atacak insanlarla birlikte köprüden geçiyorsunuz. Cebinde ateşiyle dolaşan ve bedenini meydanlarda yakmaya hazırlanan insanlarla aynı caddelerde yürüyorsunuz. Annesinin kucağında, çöpten çıkarılmış bir mısır koçanını kemiren dilenci bir çocuğun hemen yanı başında, pembe tütü giydirdiği küçük kızına itinayla midye dolma yediren kadına boş gözlerle bakıp geçiyorsunuz. Kırılmış kaldırım taşlarının parçalarını bir puzzle gibi yerine yerleştiren evsiz kadının imdat çağrılarıyla dolu deliliğini görmezden geliyorsunuz. Şehrin farklı köşelerine dağılmış kara çarşaflı genç kızların, başına oturdukları türlü çöplerle dolu büyük siyah poşetleri parçalayıp gülüşerek içinden yiyecek ayıklamasının yeni bir dilenme modeli olduğunu düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Sokakta yerde yatan, ölmüş mü, sızmış mı, uyumuş mu anlayamadığınız insanların sayısının arttığını fark etmemek için gözlerinizi sıkı sıkı kapatıyorsunuz. Henüz salgının yol açtığı şu ağır çıkışsızlıklar yokken, sadece olağanlaşmış bir yoksulluktan, kendisi intihar ederken ailesini de yok etmeye kalkışan insanları çoktan unuttunuz. Yoksulluğun bu ülkede biri leri için kader olduğuna kendinizi ikna ettiğiniz anda... Başınıza gelebilecek her şeye de ikna oldunuz. Camileri açan ve okulları kapatan... Metroya bindiğinizde başınızı öne eğip telefonunuza bakmayın. Bakışlarınızı duvarlardaki ekranlara kilitlemeyin. Gözünüzü boşluğa ya da tavana ya da ayaklarınıza dikmeyin. Etrafınıza bakın. Dikkatlice bakın. Kaldırım diplerine büzüşmüş tiner kokan küçücük çocukların üzerine basmamak için attığınız adımların sertleştikçe sertleştiğini; İstemsizce sıktığınız yumruklar yüzünden tırnaklarınız avuçlarınızı deldiğini; Camileri açan, okulları kapatan, kendisine miting alanları açıp, ülkedeki sanat alanlarını daraltan... Sadece işçisini, memurunu, öğretmenini, avukatını, çiftçisini, madencisini, gencini, yaşlısını, yoksulunu, engellisini, hastasını değil... Doktorunu bile adamdan saymayan bir iktidar dilinin ölçüsüzlüğüne emanet ettiğiniz canınızı sıkması gereken gerçekleri fark edin. Halkını düşünmeyen bu iktidarın, içi tilkilerle dolu kafasına göre yönettiği bir ülkede hem kişisel tarihinizin hem de içinde bulunduğunuz toplumun siyasi tarihinin en gafil günlerini yaşıyorsunuz. Belki bugün de salgından sağ çıktığınızı sanıyorsunuz ama felaketi fırsata çevirmeye çalışan hadsiz bir iktidar yüzünden tehlikeli bir girdabın içine batıyorsunuz. Sorun kendinize Sorumluluklarının önceliğinde mağduriyet giderme olmayan ve kendisini eleştiren herkesi topun ağzında tutan bir iktidar aslında neye yarar, kime yarar? Ve böylesine olağanüstü bir dönemde nasıl olur da ülke, aslen toplumun en kıymetlisi olması gereken doktorlarından oluk oluk kanar? Türk Tabipleri Birliği’ne dil uzatacak kadar aymaz olan politikacılar bu ülkede hangi cüretle hâlâ ortalardalar? ... Tamam. Dışarıda tehlikeli bir salgın var. Ama şu an içeride ondan daha korkunç şeyler var. Leyla Güven gözaltına alındı Milletvekilliği düşürülen Leyla Güven, önceki gün Hakkâri’de HDP il binası önünde “Kendimizi savunuyoruz” kampanyasıyla ilgili açıklama yaptı. Daha sonra eve giderken yolda gözaltına alındı. Yaptığı konuşmadan dolayı “halkı kin ve nefrete sürükleme” suçlamasıyla adliyeye sevk edilen Güven, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. l Haber Merkezi ACI KAYBIMIZ Biricik Annemiz, Emekli Gazeteci, Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği ve Belçika Türk Kadınlar Birliği kurucularından, Güzel İnsan LEYLA TEKER PAMUKÇU 16 Eylül 2020 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Cenazesi 19 Eylül 2020 Cumartesi günü Ankara Cebeci Asri Mezarlığı İsmet Oğultürk Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından aynı yerde toprağa verilecektir. Onu çok ama çok özleyeceğiz. Çocukları: TEOMAN, LEVENT VE AİLELERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle