09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 15 16 EYLÜL 2020 ÇARŞAMBA Yaşamını yitiren Ebru Timtik ile Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Ezgi Çakır’a verilen cezanın bozulmasına hükmedildi Yargıtay, Timtik kararını bozdu Avukat Ebru Timtik'in cezası ölümünden sonra bozuldu. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) davasında Genel Başkan Selçuk Kozağaçlı ile ölüm orucu eyleminin ardından yaşamını yitiren Ebru Timtik, Barkın Timtik, Ezgi Çakır hakkındaki verilen cezanın bozulmasına hükmetti. Kararda, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ölüm orucu eyleminin ardından yaşamını yitiren Ebru Timtik, Barkın Timtik, Ezgi Çakır hakkındaki verilen cezanın bozulmasına hükmedildi. 10 yıl 15 ay hapis cezasına çarptırılan Kozağaçlı, 18 yıl hapis cezası alan Barkın Timtik bozma kararı olmasına karşın, tahliye talepleri reddedildiği için hapisten çıkamayacak. 13 yıl 6 ay hapis cezası alan Ebru Timtik’in cezası yaşamını yitirdiği gerekçesiyle bozma kararı verildi. Cezası bozulan sanıklardan Ezgi Çakır ise tutuksuz yargılanıyordu. Tahliyeyi yerel mahkeme belirleyecek. Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Ezgi Çakır’ın tahliyesini yerel mahkemeler belirleyecek. 208 günlük ölüm orucu eylemini noktalayan Aytaç Ünsal ile ÇHD’li avukatlar Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı, Şükriye Erden, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Ayşegül Çağatay, Yağmur Ereren, Didem Baydar Ünsal, Yaprak Türkmen, Ahmet Mandacı ve Zehra Özdemir hakkında ise yerel mahkeme ile istinafın verdiği kararlar onandı. Ne olmuştu? ÇHD davasındaki avukatların, “örgüt üyeliği ve örgüte yardım” suçlarından 3 yıldan 18 yıla kadar hapisleri istenmişti. l ANKARA/Cumhuriyet İzmir Barosu Başkanı Yücel, iktidarın çoklu baro girişiminin tutmadığını söyledi ‘Bağımsızlıktan taviz vermeyiz’ MEHMET İNMEZ İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir’de de “çoklu baro” kurma giri şimlerinin başladığını ancak siyasi baskı ne olursa olsun, yönlendirme nereden gelir se gelsin hiçbir avukatın bu na teessür edece ğine inanmadığını söyledi. İkinci bir baronun kurulma MEHMET İNMEZ sına ihtimal vermediğini belirten Yücel, çoklu ba ro tutmayınca baro seçimle rini karıştırmak için avukat ların baskı altında tutulduğu nu belirtti. İzmir’de ikinci bir baro kurulur mu? İzmir demokrasiye, Cumhu riyet değerlerine sonuna ka dar sahip çıkan bir kent. De mokrasi karşıtı, baroları ik tidara bağımlı kılacak davra nışlara, avukatların ve baro ların bağımsızlığını ortadan kaldıracak yaklaşımlara İz mir izin vermez. İzmir’in ken te yansıyan ruhu aynı zaman da avukatlara da mevcuttur. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, avukatların bağımsız bir meslek olduğunu, emir ve talimatla yürütülemeyeceği ni bilen insanlardır. Meslek lerine sonuna kadar sahip çı karlar. Bu anlamda İzmir’de siyasi baskı ne olursa olsun, yönlendirme nereden gelir se gelsin hiçbir meslektaşı mızın buna teessür edeceği ne inanmıyorum. İzmir ikti dar yalakası bir baroya asla izin vermez. Kaç kişi toplayabildiler? İktidar partisine yakın olan ya da iktidar partisinin siyasi görüşüne yakın olan meslek taşlarıma da soruyorum. On ların bile yaklaşımı şu: “Be nim barom İzmir Barosu. Ben Yücel ralel baro için başvuru yapan Baro Başkanı Yücel, “Siyasi iktidar neredeyse hükümsüz kalacak bir kanun çıkardı ve bunu da yeni fark ediyor. Mevcut başkan adaylarının lar daha sonra siyasi partinin genel başkanından gelişmeleri aktardıklarını ve emir ve talimat aldıklarını söyledi karşısına TBB’nin yeni aday çıkarması ler. Emir ve talimatla baro yü konusunda telefonlarla müdahale ettiğini, teşvik ettiğini, desteklediğini biliyoruz” dedi. rütülmez. O yüzden bunun bir karşılığı yok. Ankara’da 18 bin meslektaşımız var. An kara’daki sayı 250300. Top hiçbir yere gitmem. Ben baromla çalışmaktan memnunum.” Paralel baro bir ihtiyaç değildi. Bunun doğal olarak İzmir’deki çalışmaların neden sonuç vermediği, ikinci bir baronun TBB’nin bile İzmir için bir link açamadığını gösteren en önemli olgudur diye düşünüyorum. Peki, Ankara ve İstanbul? Siyasi iktidar neredeyse hükümsüz kalacak bir kanun çıkardı ve bunu da yeni fark ediyor. 48 bin üyesi olan ve Türkiye’de en ka yaşanan şeyin nasıl tehlikeler yaratacağını avukatlarda bir karşılık gösteren bir yaklaşım. Hep “AK Barolar ya lumda ve avukat camiasında paralel baroların bir karşılığı yok çünkü doğru bir yaklaşım değil. Zaman bizim ne ratmak istiyorlar, ik kadar haklı olduğumu tidara yakın barolar yaratmak istiyorlar” demiştik. O zaman siyasi iktidar, yandaş medya bize şiddetle karşı çıkmıştı. Özellikle hareketi yürü zu gösterdi. Şim İzmir Barosu’na di kamuda çalı kayıtlı 9 bin 612 şan avukatlara avukat bulunuyor. 2 bin baskı yapıyor imza toplamaları halinde en az 4 baro kurabilecek. Şu ana kadar yapılan resmi bir başvuru yok ancak eski AKP’li milletvekili avukat Ali Aşlık öncülüğünde çalışmalar yürütülüyor. lar. İşleriyle tehdit ediyorlar. Daha evvel bunu sendikalarla ilgili yaşadık. Aynı tenlerin kimlikle baskı bugün para labalık avukata sahip İstan rinden yola çıktığınız lel baro için gündeme bul Barosu’nda henüz eki da ne kadar haklı olduğumu geliyor. bi toplayabilmiş değiller. Şu zu gösteriyor. Biz söyleseydik İkinci bir baro için 2 bin an 1250 civarında bir rakam. taraflı davranıyorsunuz diye kişiyi bulamazlarsa, baş Bu da avukatların uyandığını, bilirlerdi ama Ankara’da pa ka bir formül deneyebilir ler mi? Şu anda paralel baroyla ilgi li net bir çalışmaları yok. Seçimlere müdahale konusunda tam gaz devam ediyorlar. Mevcut başkan adaylarının karşısına TBB’nin yeni aday çıkarması konusunda telefonlarla müdahale ettiğini, teşvik ettiğini, desteklediğini biliyoruz. Şu anki yönetimleri değiştirmek istiyorlar çünkü Barolar Birliği’nin bu yapısının süremeyeceğini, bunun için de “ne kadar değiştirsek kardır” anlayışıyla hareket ediyorlar. KHK’liler örneği Cumhurbaşkanı Erdoğan, “terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olanlar avukatlar var” dedi. Katılıyor musunuz? Hukukla ve mantıkla yaklaşımı olmayan bir söylemdir. Çünkü avukatlık kanununda avukatlığa giriş ve çıkmada kurallar belirlenmiştir. Bir mahkumiyet söz konusu olursa, bu mahkumiyet hangi suçtan olursa olsun 2 yıldan fazla ise o kişi avukatlık yapamaz. Bazı suçlarda mahkumiyet 2 yıldan az olsa bile avukatlık yapması mümkün değil. Bütün bunlar varken kanunda böyle bir şeyi gündeme getirmek aynen KHK’lerde uyguladıkları gibi sebep, gerekçe, dayanak göstermeden bir mahkeme kararına ihtiyaç duymadan avukatları baskı altına almaktır. “Bizim istediğimiz gibi düşünmüyorsanız avukatlık yaptırmayız” demekten başka bir anlam taşımıyor. Tek tip avukatlık yaratılmaya çalışılıyor. Reddetmeyen, teslim olan bir avukatlık yaratılmaya çalışılıyor. Unuttukları bir şey var o da avukatlık mesleğinin tarihi, ruhu, tarihi buna izin vermez. l İZMİR CEMİL KIRBAYIR DOSYASI ‘Zamanaşımına izin verilmesin’ Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın dosyasına ilişkin Kırbayır ailesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) “Yargıtay, Cemil Kırbayır dosyasında hukuki sürecin insan hakları ve evrensel hukuk değerleri ışığında ilerlemesini sağlama konusunda sorumluluğunu yerine getirmeli. Yargıtay’ın “kanun yararına bozma” kararı vermesi halinde dosyanın zamanaşımından kapatılması mümkün hale gelecek. TBMM’yi Kırbayır raporuna sahip çıkarak takipçisi olmaya çağırıyoruz” açıklaması yaptı. TBMM rapor hazırladı Cemil Kırbayır, 13 Eylül 1980’de Ardahan’ın Okçu köyündeki evinden güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybedildi. 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ın talimatıyla TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bir alt komisyon kurulması kararı aldı. Komisyonun hazırladığı 350 sayfalık raporun sonuç bölümünde “Komisyonumuz; Kırbayır’ın gözaltında iken işkence gördüğüne, bu işkence sonucunda hayatını kaybettiğine ve cesedinin ölümüne sebebiyet veren sorgulamaları yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığına inanmaktadır” yazıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Er Özçalımlı’nin cezaevinde şüpheli ölümüyle ilgili ifadeler ortaya çıktı Tanıklardan çelişkili ifadeler ZEHRA ÖZDİLEK Acemi askerliğini Çanakkale’de yaptıktan sonra İzmir Aliağa Kapalı Cezaevi’ne usta birliğine gelen ve şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Jandarma Er Osman Özçalımlı için dosya kapsamında alınan ifadeler ortaya çıktı. Tanık ifadelerinde Özçalımlı ile aynı acemi birliğinde olan B.K., “İçine kapanıktı ama bir problemi yoktu” derken o gece tabur komutanlığında görevli bölük çavuşu M.G. ve koğuş sorumlusu O.T. çelişkili ifadeler verdi. İzmir Aliağa Kapalı Cezaevi’nde usta birliğinde henüz 5 günlük askerken 1 Ağustos sabahı saat 05.00 civarında ölü bulunan er Osman Özçalımlı’nin yüksekten düşme sonucu hayatını kaybettiği belirtilmişti. Babası Ahmet Özçalimli ise oğlunun ölmeden bir gün önce kendisini aradığını ve tehdit edildiğini söylediğini iddia etmişti. Özçalimli’nin asker arkadaşlarının ifadesi Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yü Er Özçalimli rütülen soruşturma dosyasına girdi.   ‘Uykuda sayıkladı’ Tanık Jandarma Tabur Komutanlığında bölük çavuşu M.G., saat 01.15 civarında koğuşçunun yanına geldiğini belirterek “Osman uyurken ‘Ben hırsız değilim ben terörist değilim’ diye sayıkladığını söyledi. Gidip Osman’ı uyandırdım. Yarım saat kadar birlikte siga ra içtik, sohbet ettik ama Osman bana yine bir şey anlatmadı. Saat 01.45 gibi Osman’ı yatağına yatırdım. Saat 02.15 gibi koğuşa 15/ 20 metre uzaklıktaki silahlıktan sesler duydum. Osman’ın odasına gittim. Osman ayakta koğuş kapısının hemen önünde uyurgezer vaziyette yine aynı şekilde sayıklıyordu. Osman’ı dürterek kendisine getirdim ve yatağına yatırdım. Saat 04.55 sıralarında koğuşu kontrol ettiğimde Osman uyuyordu. Saat 05.20 sıralarında haberi aldım” dedi. O gece koğuşçu olarak görev yapan O. T. ise saat 01.15 sıralarında 02.00 nöbeti için askerleri uyandırmaya gittiğini belirterek “Osman yatağından kalkıp ben çıkarken yanıma geldi. Bana ‘Ben hırsız değilim bana hep bu şekilde bakıyorlar. Çanakkale’den fazladan diş fırçası getirdim, onlar benim kimseden almadım’ dedi. Ben de böyle olunca Osman’ı aldım çavuş M.G.’nin yanına götürdüm” dedi. M.G.’nin ifadesinin ilgili kısmına karşılık olarak O.T., “Ben Osman’ı ya tağında sayıklarken bulmadım. Osman odaya girdiğimde uyuyordu. Ben çıkarken bir anda kalkıp yanıma geldi ve belirttiğim sözleri söyledi. Ben M.G’ye gidip ‘Osman uykusunda sayıklıyor’ demedim. Saat 03.15 sıralarında koğuşları tekrar gezdim Osman yatağında yatıyordu. Ben bir daha odaya girmedim. Saat 05.0005.20 saatleri arasında odalarda nöbetçileri uyandırıyordum. Bu zaman diliminde yere düşme sesi duymadım” ifadelerini kullandı. ‘Problemi yoktu’ Er olarak görev yapan B.K. ise Özçalımlı’yı acemi birliğinden tanıdığını belirterek, “İçine kapanıktı ama bir problemi yoktu. Bir hafta kadar önce buraya usta birliğine geldik. Birkaç gün sonra kulaklık çalınması muhabbeti oldu. Bu olaydan sonra Osman bize iki diş fırçam var, bana hırsız derler mi diye kendi kendine konuşmaya başladı” dedi. İfadesi alınan tanıkların tümü yere düşme sesi duymadıklarınısöyledi. l İSTANBUL YARGITAY ONURSAL DAİRE BAŞKANI Naci Ünver yaşamını yitirdi Ünver Yargıtay 8. Ceza Dairesi Onursal Başkanlarından Naci Ünver, önceki gün yaşamını yitirdi. Bir süredir Alzehimer tedavisi gören Ünver, dün Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Yargıtay’da “mafyaya karşı katı tavrıyla” bilinen Ünver, çok sayıda tarihi demokratik karara imza atmıştı. Bergama’da siyanürle altın çıkarılmasına tepki gösterenlerin mahkumiyet kararını bozan Ünver, “Bu demokratik bir karardır” diyerek içtihat oluşturmuştu. Ünver, Meclis’te pankart açılmasına demokratik tepki çerçevesinde ceza verilmemesini sağlamıştı. Ünver, Susurluk dosyasını ve Tayyip Erdoğan’ın 3 Kasım 2002’deki seçimlere girememe kararını onayan başkan olarak da biliniyordu. Hukukçu kimliğinin yanı sıra şiir, roman ve öykü de yazan Ünver’in çok sayıda edebi kitabı ve hukuk kitapları da bulunuyor. l ANKARA/Cumhuriyet ANKET YAPILDI ‘Suriyeliler geri dönsün’ 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün düzenlediği “Geçici Koruma Altındaki (GKA) Suriyelilere Yönelik Türkiye’deki Toplumsal Bakış Bilgi Anketi” sonuçlandı. İnternet üzerinden anonim bir şekilde yapılan ankete 2 bin 321 kişi katıldı. Türk halkı GKA Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeleri konusunda, yüzde 89.4 ile ‘kesinlikle dönmeli’, yüzde 1.9 ile ‘kesinlikle dönmemeli”, yüzde 3.6 ile ‘fark etmez’ dedi. Enstitü Başkanı Emekli SG Kur. Alb. Mehmet Zeki Bodur, ankete katılanların yüzde 78.8’inin Suriyelilerin, kendisi ve ailesinin maddi durumunu olumsuz etkilediği, yüzde 78’inin de Suriyelilerin ülkelerine ‘ivedilikle’ dönmesini istediği yanıtını verdiğini belirtti. SURİYELİ ARAŞTIRMASI ‘Dönelim ama nasıl?’ BÜLENT ECEVİT Kalkınma Atölyesi, Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yaşayan Suriyeli göçebe ve yarı göçebe topluluklar ile Adana Ovası’nda yaşayan Suriyeli gezici tarım işçilerinin durum ve ihtiyaç analizlerini belirlemeye yönelik yaptığı araştırmanın raporunu yayımladı. Bürge Akbulut, Ertan Karabıyık, Seda Akço ve Selin Ayaeş tarafından hazırlanan raporda, çocukların vakitlerini güvenli ve hijyenik olmayan ortamlarda geçirdikleri vurgusu yapıldı. Hurda toplayıp satan bir Suriyeli göçebenin, “Evimizi özlüyoruz. Biz de dönmeyi istiyoruz ama nasıl?” yakınmasına da yer verildi. Rapordaki başlıklar şöyle: Eğitim: Okulöncesi eğitime devam eden çocuğa rastlanmamış, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların ise çok azının okula devam ettiği görülmüştür. Sağlık: Görece en rahat sağlık hizmetine ulaştıkları gözlemlenmiştir. İstihdam ve gelir durumu: Geçim kaynakları arasında seyyar satıcılık, müzisyenlik, ayakkabı boyacılığı, katı atık toplayıcılığı gibi günlük işler ve gezici tarım işçiliği yer almaktadır. Yaşam: Çoğunluk tek göz odada veya çadırda, toprak veya beton zemin üzerinde, çok kısıtlı mobilya vb. olanaklarla yaşamaktadır. İçme, kullanma suyu ile tuvalet imkanları kısıtlı. l ANTALYA SENDIKA.ORG KARARI AYM ikinci kez ‘ihlal’ dedi Anayasa Mahkemesi (AYM), sendi ka.org’un ve ardıl sitelerin 62 kez erişime engellenmesiyle ilgili ikinci bir ihlal kararı daha verdi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) 25 Temmuz 2015’te getirdiği ilk erişim engeli kararını 11 Mart 2020’de görüşen AYM, sendika.org’un ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetmesinin ardından bu kez 17 bireysel başvuruyu birleştirerek karara bağladı. AYM, bir kez daha sitenin ifade ve basın özgürlüğünün ihlali edildiğine hükmetti. AYM, karar örneğini erişim yasaklarının kaldırılması için sulh ceza hâkimliğine gönderecek. İlk ihlal kararı 6 aydır uygulanmazken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve yerel mahkeme siteye uygulanan erişim engeli hâlâ kaldırmadı. BTK ve sulh ceza hâkimlikleri yoluyla siteye 62 kez sansür geldi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle