02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 3 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ HABER/YORUM Geri adım sinyali CHP’nin anahtarı 2526 Temmuz tarihlerinde gerçekleşen Cumhuriyet Halk Partisi 37. Olağan Kurultayı, her zaman ki gibi “anahtar liste” tartışmalarına sahne oldu. Genel başkanlık seçimlerinden çok, parti meclisi üyeliği seçimlerinin önem kazandığı kurultayda, on delegenin imzasını toplayan her parti üyesinin aday olabildiği “çarşaf liste” ile seçime gidildiği halde, genel merkez ve il örgütleri tarafından çıkarılan “anahtar listeler” nedeniyle, “çarşaf liste” anlamını yitirdi. Böylece delegelerin özgür iradesi, delege ağalarının vesayetinin gölgesinde kaldı. Genel Başkan’ın birlikte çalışmayı tercih edeceği kişilerin adlarına yer verdiği bir “anahtar liste” çıkarması belli bir ölçüde anlaşılır bir durumdur. Ancak Genel Başkan’ın “anahtar listesine” ek olarak, Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin ve il başkanlarının “anahtarın anahtarı” ek listeler çıkarmaları, delegelere, “siz şu kişilere oy verin, şu kişilere oy vermeyin” mesajı vermesi, delegeleri bu şekilde baskı altına alması, delegelere emir kulu asker muamelesi yapması, parti içi demokrasiye bir kere daha darbe vurmuştur. Bu karmaşanın sonucunda, liyakat ölçütleri de önemli bir darbe yemiş, nepotizm ve karşılıklı çıkar ilişkileri ön plana çıkmış, parti içindeki birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu zedelenmiştir. HHH Kurultayda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi çıkardığı anahtar listeye ek olarak, “İktidara Yürüyüş Listesi”, “İktidar Yolu Listesi”, “İktidar İnancı Listesi”, “Hedef İktidar Anahtar Listesi” gibi birçok liste dağıtıldı. Bu listelerin ortak özelliği, Bilim Kültür Yönetim Platformu listesinden parti meclisine girecek sekiz aday konusunda aynı isimlere yer vermiş olmalarıdır. Nitekim seçimlerin sonucunda da bu listelerde yer alan söz konusu sekiz aday parti meclisine girmiştir. Bu listelerin bir başka ortak özelliği, bir önceki dönemde parti yönetimine zaman zaman eleştiriler getiren eski parti meclisi üyelerine yer verilmemiş olması, Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde olan ve MYK’de görev alan tüm adayların ise yer almış olmasıdır. Bu da söz konusu listelerin Kılıçdaroğlu’nun onayı ve bilgisi dahilinde dağıtıldığı ve aynı merkez tarafından hazırlandığı kuşkusunu ortaya çıkarmıştır. Türkiye’de siyasetin en büyük sorunlarından birisi, ideolojiden, kavramsallıktan ve kuramsallıktan yoksunluktur. Siyaset bu nedenle büyük ölçüde, kariyer yapma, ego tatmin etme, makam, mevki, koltuk kapma aracına dönüşmüştür. Bu da siyasetin niteliğini olumsuz bir yönde etkilemektedir. Türkiye’deki siyasetçilerin büyük çoğunluğu siyasetin ne olduğunu bilmemektedirler. İdeolojiden, kavramlardan, kuramlardan, ilkelerden uzak popülist yaklaşımlar ve entrikalar, halka siyaset olarak sunulmaktadır. HHH Son yıllarda CHP yönetimindeki en büyük sorunlardan birisi de laiklik konusundaki reflekslerinin zayıflamış olmasıdır. Siyasetin, kamuda kadrolaşmanın ve eğitimin dinselleştiği bir ortamda, Ayasofya üzerinden şeriat ve hilafet çağrılarının yapıldığı bir dönemde, CHP edilgen davranmaktadır. Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazılarında laiklik ilkesinden ve buna bağlı sorunlardan hiç söz etmemesi, kurultayda da bu konunun kısaca geçiştirilmiş olması, büyük bir talihsizlik olmuştur. CHP’nin, sağdaki siyasi partilerle seçim dönemlerinde işbirliği yapması ve ittifak kurması için, temel ilkelerinden vazgeçmesi gibi bir zorunluluk yoktur. CHP kendi ilkelerini koruyarak da bu ittifakları ve işbirliklerini gerçekleştirebilir. Bunun aksini yapması durumunda, kendi tabanında çözülme yaşar, diğer partilerle gerçekleştirdiği işbirliği ve ittifak da hiçbir işe yaramaz. Ayrıca laiklik, sadece CHP Parti Programı’ndaki bir ilke değildir, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasındaki bir ilkedir. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve tüm siyasi partiler bu ilkeye uymakla yükümlüdürler. Bu ilkeye aykırı siyaset yapan herkes anayasal suç işlemektedir. Laiklik, siyasilerin keyfine veya güncel siyasal koşullara göre kabul edilecek veya edilmeyecek bir ilke değildir! Psikoloji bölümünün, açıköğretim fakültelerinde açılmasının ardından yükselen sert tepkilerin üzerine Erdoğan konuyla ilgili rapor istedi İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıköğretim konusu dahil olmak üzere psikoloji eğitimi hakkında ivedi bir rapor hazırlamaları için Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na talimat verdiğini bildirdi. Psikoloji bölümünün, açıköğretim fakültelerinde açılmasına çok sayıda eğitimci ve akademisyen tepki göstermişti. Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Sayın Cumhurbaşkanımız dün çeşitli uzmanları arayarak psikoloji eğitiminin sorunları hakkında bilgi aldı ve açıköğretim konusu dahil olmak üzere psikoloji eği timi hakkında ivedi bir rapor hazırlamaları için Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na talimat verdi” ifadelerini kullandı. İstanbul ve Ankara üniversitelerinin Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde (AUZEF) psikoloji bölümü eğitiminin açıköğretimde yer alması kararı büyük tepki toplamıştı. Türk Psikologlar Derneği (TPD), kararların iptali için dava açtıklarını duyurmuştu. Dernekten yapılan açıklamada, “Açıköğretimde psikoloji lisans programı uygulaması, psikoloji bilimi ve evrensel yükseköğrenim ilkeleri uyarınca mümkün ve kabul edilebilir değildir” de nilmiş, psikologlar bu durumu halk sağlığı için bir tehdit olarak gördüklerini dile getirmişti. Liderlerle bayramlaştı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan bir başka açıklamada ise Erdoğan’ın, Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo ve Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ile telefonda bayramlaştığı bildirildi. Açıklamada, liderlerin karşılıklı olarak Kurban Bayramı tebriğinde bulundu, ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve bölgesel konularda iş birliğinin güçlendirilmesi kararlılığının vurgulandığı belirtildi. l ANKARA / Cumhuriyet Milletvekilleri hakkında TBMM’de 1086 fezleke bulunuyor Meclis’te fezlekeler artıyor TBMM Başkanlığı’na, 26’ncı Yasama Dönemi’nden devreden ve 27’nci Yasama Dönemi’nde gönderilen yasama dokunulmazlığı tezkeresi sayısı 1086’ya ulaştı, bunlardan 66’sı iade edildi. Meclis’e son olarak 29 Haziran’da 2 HDP’li, 2 CHP’li ve 1 İYİ Partili milletvekilinin dokunulmazlık dosyası sunuldu. 5 vekilin, Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi, TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’na sevk edildi. Bununla birlikte 26’ncı Yasama Dönemi’nden devreden ve 27’nci Yasama Dönemi’nde Cumhurbaşkanlığı’nca TBMM Başkanlığı’na gönderilen yasama dokunulmazlığı tezkeresi sayısı 1086’ya ulaştı. HDP’li 54 milletvekilinin 774, CHP’li 95 milletvekilinin 225, AK Parti’li 9 milletvekilinin 11, MHP’li 5 milletvekilinin 9, İYİ Partili 6 milletvekilinin 10 dosyası yer alıyor. Ayrıca Türkiye İşçi Partisi’nden 2 milletvekilinin 7, Demokratik Bölgeler Partisi’nden 1 milletvekilinin 34, bağımsız milletvekillerine ait ise 16 dosya bulunuyor. Bunlardan 66’sı iade edildi. TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda, şu anda 175 milletvekiline ait 1020 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. İade edilen dosyalar arasında 31 Mart yerel seçiminde belediye başkanı seçilen ve milletvekilliği düşürülenler var. Ayrıca 53 dosya ile HDP’li Sezai Temelli ilk sırada yer alıyor. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Tehdit ediliyorum’ diyen asker öldü İzmir’de görev yaptığı cezaevinde yüksekten düşme sonucu yaşamını yitirdiği açıklanan jandarma er Osman Özçalımlı’nın cenazesi memleketi Kars’ta toprağa verildi. Özçalımlı’nın önceki gün akşam babasını arayıp “Tehdit ediliyorum” dedikten sonra sabah saatlerinde ölü bulunduğu iddia edilmişti. Özçalımlı’nın cenazesi, İzmir Adli Tıp Kurumundaki otopsi işlemlerinin ardından memleketi Kars’a götürüldü. Digor ilçesine bağlı Kocaköy köyüne getirilen Özçalimli’nin naaşı, Asri Mezarlık’ta kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 1 SOLDAN SAĞA: 1/ Kuzey Amerika’da yaşayan ve olağanüstü sıçrayışıyla tanınan 1 2 3 4 5 6 78 9 1 KAZAND İ B İ 2 3 bir alabalık cinsi. 2/ Bitkisel ya da hayvansal maddelerin etkili özü... Gümüşbalığının küçüğü. 3/ Kötü, fena... Üç kişiyle oynanan bir iskambil oyunu. 4/ Genellikle sevecen ve hüzünlü bir konu işleyen küçük lirik şiir... Lastik sopa. 2 3 4 5 6 7 UMU T EME T D İ M UKAL A AG TROL S OMA N E Ş A AKUT OH BANAZ AT E 4 5 6 7 5/ Erzurum’un bir ilçesi. 6/ Satranca benzer bir strateji oyunu... 8 9 ALAN ES İ N DEVA İMİ SK 8 Lityum elementinin simgesi... 9 Duvar içinde bırakılan girinti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 7/ Meriç Irmağı’nın bir kolu... 1/ Bataklık su kenarı. 2/ Şaşma belirten bir ünlem. 8/ Başlangıcı belli olmayan za Tümör... Kâğıt ya da zarf üstüne man... Hatay yöresinde içliköfteye basılmış ad ve adres. 9/ “İnsan verilen ad. 3/ Işık akısı birimi... Bir bir misali / Seni eken biçer bir renk. 4/ Köpek... Çiy, şebnem. 5/ gün” (Karacaoğlan) ... Belçika’ya Yağı alındıktan sonra zeytinin ka özgü bir bira cinsi. lan posası. 6/ Hava basıncı birimi... 23 4 5 6789 Eski dilde burun. 7/ Zeki ve yaramaz çocuk... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. 8/ Çekmecelerine çamaşır konulan dolap. 9/ Bir aracı tutmaya yarayan bölüm... Franz Kafka’nın bir romanı. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 3 AĞUSTOS 2020 SAYI: 34631 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:12 05:55 13:15 17:09 20:26 22:01 Ankara 04:02 05:42 13:00 16:52 20:08 21:41 İzmir 04:32 06:08 13:23 17:12 20:27 21:57 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] 15 Temmuz’u bastıranların tasfiyesi Okan Müderrisoğlu, açılışını Erdoğan’ın yaptığı İstanbul’daki MİT Karargâhı üzerinden MİT güzellemesi yaptığı yazısında önemli bir gerçeğe işaret etti: “MİT’i, 15 Temmuz’a giden süreçteki muhtelif toplantıları zamanında ve yeterince fark edememesinin yanında darbe teşebbüsünün öne alınmasını ve sekteye uğratılmasını sağlayan çabasıyla birlikte değerlendirmek gerekiyor” (Sabah, 1 Ağustos 2020). Ancak burada “başarıyı” Hakan Fidan’a yazmak, Hulusi Akar’a büyük haksızlık olur! Aksakallı’nın yanıtlanmayan o sorusu Akar ve Fidan’ın 14 Temmuz programı ilginçtir. 15 Temmuz’da yapılacak Özel Kuvvetler İhtisas Kursu Mezuniyet töreni bir gün önceye çekilmiş ve Genelkurmay başkanları bu törenlere katılmazken Akar, Fidan’la birlikte katılmıştır. Törenden sonraki yemeğin ardından Akar ve Fidan, Yaşar Güler ve Zekai Aksakallı ile küçük bir toplantı yapmış, ardından da Akar ve Fidan 20.30’dan 00.30’a kadar baş başa 4 saat daha konuşmuştur. Akar ayrıldıktan sonra ise Fidan bir yarım saat de Aksakallı ile baş başa görüşmüştür. Ancak bu görüşmeler, Akar ve Fidan TBMM Araştırma Komisyonu’na giderek ifade vermediği ve milletvekillerinin sorularını yanıtlamadığı için hâlâ aydınlatılamadı. Akar’ın yazılı gönderdiği 8 sayfalık ifadesinde ise Müderrisoğlu’nun sadece MİT’e başarı yazdığı o “erkene alma” gerçeğine işaret var: “Tedbirler sayesinde paniğe kapıldılar. Darbe öne çekildi ve akamete uğratıldı” (Türkiye, 31.5.2017). İyi de oldu, darbe bastırıldı! Bastırabilmek için öne çekmek, darbeyi erken doğurtmak elbette bir yöntemdir, itirazımız yok… Ancak “Erken doğurtmaya gerek kalmadan da darbe önlenebilir miydi acaba” diye sormalıyız yine de. Zira o gecenin öne çıkan isimlerinden Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın mahkeme ifadesindeki şu saptaması/sorusu hâlâ yanıt bekliyor: “TSK’de kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz tedbir olarak ‘Personel kışlayı terk etmesin’ emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında, mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz’da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı.” (Hürriyet, 20.3.2017). 600 albayın tasfiyesi Akar’a “Darbeyi açığa çıkaracak o emri neden vermedin” diye sonra Aksakallı, biliyorsunuz son Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) emekli edildi. Sürpriz değildi, zira öncesinde kızağa çekilmişti zaten. Aksakallı’nın emekli edilmesinden daha önemli olanı, son YAŞ’ta 600’den fazla albayın tasfiye edilmesidir. Bilenlerden ve onları tanıyanlardan aldığımız bilgilere göre tasfiye edilenler, ordunun Kemalist subaylarıydı… Bakınız, 15 Temmuz gecesinin en önemli gerçeğidir: Tamam, her siyasi iktidar öyle bir geceden kendine kahramanlık payı çıkarmak ister, ancak darbe gerçekte Erdoğan’ın işaretiyle sokaklara çıkanların tankın egzozuna atlet tıkıştırmasıyla önlenmiş değildir. Tankı durduran tanktır; Türk ordusunun Kemalist subayları darbeyi çatışa çatışa bastırmıştır! İşte YAŞ’ta tasfiye edilen 600 albay, o gece darbeyi bastıranlardandır! Bu nedenle tasfiye edilmelerini sessizce geçiştiremeyiz… 17 yılda dört darbe Tabloyu anlayabilmek için bugüne son 20 yıldan, yani “büyük resimden” bakmalıyız: Türk ordusuna 21. yüzyılda dört darbe yapıldı! 1. Darbe: 4 Temmuz 2003’te ABD Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçirdi! Hedef Türk ordusunun ABD’nin BOP’a teslim alınabilmesiydi. 2. Darbe: ErgenekonBalyoz kumpasları. ABD destekli AKPFETÖ operasyonlarının hedefi, Türk ordusunun Türkiye’nin BOP’a uygun yapısal dönüşümüne itiraz edememesiydi. 3. Darbe: 2. darbe sürecinde ordunun sinir merkezlerine yerleştirilen ve siyasi destek nedeniyle YAŞ’ta tasfiye edilemeyen FETÖ’cüler 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalktılar. Neyse ki Kemalist subaylar bastırabildiler. 4. Darbe: 3. darbeyi “Allah’ın lütfu” gören iktidar, bunu 20 Temmuz’dan itibaren 4. darbe fırsatına çevirdi. TSK’yi önce ikiye böldü; kuvvetleri (Kara, Deniz ve Hava) Savunma Bakanlığı’na, genel komutanlıkları (Jandarma ve Sahil Güvenlik) İçişleri Bakanlığı’na bağladı. Askeri yargıyı, askeri okulları, askeri hastaneleri kapattı. GATA’lar Abdülhamit hastaneleri olarak Sağlık Bakanlığı’na bağlandı. TSK’ye din adı altında tarikatlar sokuldu! YAŞ’ın yapısı değiştirildi; 8 sivil ile 4 asker karar mercii oldu; tayin ve terfilerin siyasileşmesinin önü açıldı, kimin general olacağına adalet, eğitim, hazine bakanları karar verir hale getirildi! İşte 600’den fazla Kemalist subayın tasfiye edilmesi de 4. darbenin son hamlesidir ne yazık ki ve sonuncu mudur, bilemiyoruz… “Cumhuriyet adım adım nasıl yıkılıyor ki” diye soranlar, bu tabloyu iyi incelemeliler öncelikle!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle