17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 31 TEMMUZ 2020 CUMA 30 TEMMUZ PERŞEMBE 43 BİN 236 967 4 MILYON 754 BIN 331 5674 %9,3 15 982 229 BİN 891 561 213 BIN 539 Vakalar arttı yasaklar geldi Köpük partisi ve kol kola horon görüntüleri ile gündeme gelen Rize’de vaka sayıları arttı. Vaka sayısının 220’ye ulaşmasının ardından il pandemi kurulu, Kurban Bayramı’na özel önlemler aldı. Rize Valisi Kemal Çeber, “Bayramda yöremize özgü bir gelenek olan toplu kavurma yemeyi bu bayram yapmayacağız, toplu bayramlaşma geleneğini de kaldıracağız” dedi. l DHA 40’TAN 200’E ÇIKTI Erzurum’da normalleşme süreciyle birlikte koronavirüs vaka sayısında yaşanan artış, tedirginliğe neden oldu. Nedeni ise düğünler ve taziye ziyaretleri. Vali Okay Memiş, 4050 bandından 200’e çıkan vaka sayısını düşürmek için gerekli önlemlerin alındığını kaydetti. l DHA Adıyaman: Tablo değişti Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın mart ayının ikinci yarısından bu yana her akşam kamuoyu ile paylaştığı “Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu” veri başlıkları 29 Temmuz 2020 akşamı değişti. 4 ayı geAdıyaman çen bir süre boyunca tabloda yer alan toplam yoğun bakım hasta sayısı, toplam entübe hasta sayısı parametreleri kaldırıldı, yerlerine hastalarda zatürree oranı (yüzde) ve ağır hasta sayısı eklendi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, bakanlığın günlük koronavirüs tablosunda açıklanan parametrelerde değişiklik yapmasını, Covid19 ile ilgili durumu kendi istediği gibi yansıtma çabası olarak değerlendirdi. l Haber Merkezi Pala’ya destek Uluslararası Avrupa Sağlık Politika ları Birliği (IAHPE), Bur sa Türk Tabipleri Birli ği Covid19 İzleme Gru bu üyesi Prof. Dr. Kayı han Pala hakkında pan demi sürecinde yaptı Pala ğı açıklamalar nedeniy le soruşturma başlatılmasına tep ki gösterdi. IAHPE, Pala hakkında ki her tür işlemin bir an önce durdu rulmasını istedi. IAHPE’nin çağrısının ardından, Fransız Sağlığımız Tehlike de Kolektifi’nden Prof. Pala’ya destek açıklaması geldi. l Haber Merkezi AKP’li Bilen’in testi pozitif AKP milletvekili İsmail Bilen’in Covid19 testi pozitif çıktı. Bilen’in sağlık durumunun iyi olduğu, yakın çevresinin de kontrol altına alındığı öğrenildi. AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu da Covid19’a yakalanmıştı. TBMM’de son yapılan test sonuçlarına göre 6 milletvekilinde daha koronavirüs tespit edilmiş, Meclis’te yeni vakalarla toplam vaka sayısı 11’i milletvekili olmak üzere 43’e yükselmişti. l ANKA Kara: Aşı olun Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Covid19 salgını nedeniyle aşılarını yaptırmaktan çekinenlere uyarılarda bulundu. Kara, “Özellikle çocuklarımıKara zın, gebelerin ve yetişkinlerin bu dönemde de aşılarını aksatmamaları lazım. Covid19’daki bulaşma rakamlarını görüyoruz hep birlikte, Covid19’daki bulaşma bir kişiden 2, kızamık hastalığındaki bu rakam 18. Kızamık virüsü şu anda dünyada çok rahatlıkla dolaşabiliyor” dedi. l Haber Merkezi DİZİ/HABER KAMPTA BAŞARILI OLMAK ÖLÜM KALIM MESELESİNE DÖNÜŞÜYOR Çatışmanın doğuşu Ayrıntıları kâğıt üstünde son derece titizlikle tasarlanan “Hırsızlar Mağarası” deneyinin ilk sonuçları çok geçmeden alındı. İki grubun üyeleri de kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturmuş doğal bir şekilde astlar ve üstler belirlenmişti. Astlar üstlere koşulsuz itaat ederken üstler onlara emir vermekten, hatta zaman zaman sert davranmaktan çekinmez olmuştu. “Ortama uyum sağlama” adı verilen bu ilk aşamanın sonunda artık herkes öteki gruptakilerle tanışmaya hazırdı. Sonrasında “Çatışmanın Doğuşu” adını taşıyan ikinci aşama başlayacaktı; yani öğrenciler tıpkı sıradan izci kamplarında olduğu gibi, çeşitli spor ve eğlence dallarında yarışacaktı. MUZAFFER ŞERİF BAŞOĞLU 114 YAŞINDA CAVLI ÇULFAZ Siyaset Bilimci/Yazar 3 Şaşırtıcı olan şey, istisnasız bütün öğrencilerin öteki grubun mensuplarına düşmanca davranmaya başlaması oldu. Yarışmalar sırasında durum iyice kötüleşti. Bir kere herkes normal hayattakinden çok daha iyi performans gösteriyordu; sanki bu yaz kampında başarılı olmak bir ölümdirim sorunuymuş gibi... İkincisi, karşı gruptakilere zarar vermek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlardı. O kadar ileri gittiler ve tehlike sinyalleri vermeye başladılar ki ikinci aşama hemen iptal edildi ve son aşamaya geçildi. Şerif, daha sonra bu iki grubu bir araya getirdi. Amacı, “gruplar arası çatışmanın rekabet, önyargı ve basmakalıp klişelerle nasıl tetiklendiğini” izlemekti. Gruplar birbirlerinin varlığının farkına varır varmaz gerginlik süreci başladı. Önceleri çeşitli masum oyunlarda rakip iki takım gibi hareket ettiler. Kazananlara ödüller verildi. Ama kısa sürede rekabet düşmanlığa dönüştü. Taraflar aynı yerde yemek yemek istemediler, birbirlerine aşağılayıcı sloganlar atıp şarkılar söylediler, bayraklarını yaktılar, geceleri yatakhanelerini basıp çevreye zarar verdiler. REKABET ORTADAN NASIL KALDIRILDI? Ortak çıkarda buluşma Muzaffer Şerif ve arkadaşları duruma müdahale ettiler ve deneyin üçüncü “dostluk” bölümü başlatıldı: Gerilimi yumuşatma, ortak amaç oluşturma, işbirliği, yardımlaşma gibi. Bu aşama, Muzaffer Şerif’in planlarına göre sakinleşme ve barışın sağlanması aşaması olacaktı. 24 kişilik bir insan topluluğunu, sadece iki gruba ayırmak bile aralarında düşmanlığa yol açıyorsa, bunu düzeltmenin ve o insanları aynı noktada buluşturmanın da bir yolu olmalıydı. Şerif, bu amaçla iki grubun çıkarlarını da ilgilendiren ortak hedefler belirledi. Son aşamada çocuklar yeni bir bölgeye götürüldü ve hepsini ilgilendiren önemli sorunları birlikte çözmeye özendirildiler. Rekabet ortadan kaldırıldı. Tek su kaynağıydı Örneğin Şerif ve yanında görev yapanlar, kampın tek su kaynağını kullanılamaz hale getirdiler. İki taraf da bundan zarar göreceği için muslukları onarmaları gerekti, yoksa susuz kalacaklardı. Öğrenciler bu sorunu kafa kafaya vererek çözmeyi bir süre sonra başardılar. Bir grup için başarı olan şey, öteki için başarısızlık sayılmayınca huzur sağlandı. Hatta işler o derece yoluna girdi ki dönüş yolunda aynı otobüse binmekte bile ısrar ettiler. Muzaffer Şerif, bu büyük deneyle, daha önce oluşturduğu “Gerçekçi Çatışma Kuramı”nı test etti ve doğrulatmış oldu. Bu kuramın “itici gücü” rekabet idi. Çalışma, ayrıca dışarıdan yapılan müdahalelerle “önyargı ve basmakalıp düşüncelerin nasıl beslendiğine de ışık tutuyordu.” “Hırsızlar Mağarası” kampından Şerif’in deneyi, William Golding’in (sağda) “Sineklerin Tanrısı” kitabına konu oldu. Hatta, 1963 tarihli aynı isimli filmi de (üstte) çekilmişti. ? Sineklerin Tanrısı Şerif’ten mi etkilendi Belki tamamen rastlantı olabilir ama William Golding’in çok benzer bir konuyu ele aldığı ünlü romanı Sineklerin Tanrısı, Muzaffer Şerif’in deneyinin kitap olarak yayımlanmasından sonra okur karşısına çıktı. Golding’e göre, insanın doğası kötüydü. Golding’in tersine bilim adamı Muzaffer Şerif iyimser biri. Nefret ve şiddet, toplumlar içinde ve arasında çok güçlü ama buna karşılık işbirliği ve uyum da güçsüz değil. Çatışma, kötülük ve şiddet; insanın doğasında değil, içinde yaşadığı çevrenin yarattığı olumsuz koşullar içinde boy atıyor. Nef ret doğuştan gelmiyor, sonradan öğreniliyor. İşte Marksist materyalist yaklaşımın özü tam da burası. Nobel ödülü aldı 1983 yılında William Golding Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Milyonlarca satılan roman Türkiye de içinde olmak üzere neredeyse bütün dillere çevrildi, okullarda ders kitapları içinde yer aldı. Ne yazık ki, bizce asıl Nobel’i alması gereken insan, Muzaffer Şerif, ülkemizde bile yeterince bilinmiyor. İngiliz New Scientist dergisi, yıllar sonra 2018’de ABD Başkanı Trump’ın, toplumu bölücü kamp laştırıcı politikalarının, dünyada sosyal psikolojinin kurucu babalarından Muzaffer Şerif’in 1950’li yıllarda yaptığı “Hırsızlar Mağarası” (Robbers Cave) deneyi ile doğrudan bağlantısını yazdı. İçi boş bir sosyoloji ve sade suya tirit, bireyi toplumdan, çevresinden soyutlayarak ele alan yerleşik yavan bir bilim anlayışına karşı ömrü mücadele içinde, düşünce namusunu Türkiye’de ve ABD’de titizlikle koruyarak geçmiş, hakkında sayfalarca FBI dosyası olan bir bilim adamından söz ediyoruz. (Sertan Batur, Muzafer Sherif in FBI Files) AYRIMCILIK BAŞLATILDIĞI HIZLA SONA ERDİRİLEBİLİR Mİ? Hırsızlar Mağarası deneyi, sosyal psikolojinin en tartışılan konularından biri olan ayrımcılık ve ötekileştirme sorununun bir toplumda nasıl kolayca tetiklenebileceğini, farklı gruplar arasında düşmanlığın nasıl büyük bir hızla büyütülüp savaşa dönüştürülebileceğini ortaya koyduğu için bilim tarihinde çok önemli kabul ediliyor. Dahası, çözümü de kendi içinde taşıyan bir deney bu. Çünkü Şerif’in de kanıtladığı gibi, ayrımcılık başlatıldığı kadar kolayca da ortadan kaldırılabiliyor, düşmanlık etkisiz hale getirilebiliyor. M uzaffer Şerif, sadece sosyal psikolojinin kurucu önderlerinden birisi değil, aynı zamanda farklı sosyal bilimleri harmanlayarak kuramlarını deneysel yöntemle, kanıta dayalı geliştiren ilk sosyal bilimcilerdendir. ‘Sizin bir Muzaffer Şerif’iniz var’ 19801981yılları arasında merkezi Prag’da olan ve 41 dilde yayımlanan Barış ve Sosyalizm Sorunları dergisinde Türkiye Komünist Partisi temsilcisiydim. Orada dünyanın değişik ülkelerinden deneyimli yoldaşlar şöyle diyorlardı: “Sizin bir Muzaffer Şerif’iniz var. Dünyada sosyal psikoloji biliminin kurucusu. Lenin, yıllar önce ‘halkın nabzını sürekli tutalım, sosyal psikoloji konusunda bilimsel araştırmaları geliştirelim’ diyordu. Biz daha sonra bütün bu girişimleri engelledik, yasakladık. Sizin Muzaffer Şerif’iniz ise ABD’de bu bilimin temellerini attı.” Yaratıcı Marksizm... Muzaffer Şerif, Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldığı 40 yaşına kadar Zeki Baştımar’a bağlı aktif TKP üyesi. Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’ndaki hemen herkes öyle. Şerif, ABD’ye gittikten sonra zaten yasak olan TKP’nin fiilen de üyesi değil; ama beyniyle, dünyaya bakış tarzıyla, yapıtlarıyla ve ABD’de tutucu çevrelere karşı verdiği ardıcıl savaşımla çağının tarihsel materyalisti bir Marksist o. Sosyal psikoloji dalını kurarak sosyal bilim alanının pratiğinde Marksizmi yaratıcı şekilde hayata geçiriyor. TKP’nin yüzüncü yıldönümü Bu yıl Muzaffer Şerif’in de üyesi olduğu Türkiye Komünist Partisi’nin yüzüncü kuruluş yıldönümü. Yüzüncü yıldönümünün ayrımsız bütün sol ve demokratik kuruluşlar arasında düşünsel yakınlaşmayı ilerletme, eylem birliğini geliştirme yolunda önemli bir adım olacağını sanıyorum. Önümüzdeki yıllarda genç sosyal bilimcilerimizin, tarihsel materyalizmin dünya çapındaki öncülerinden Muzaffer Şerif’i daha derin bir merak ve tutkuyla araştıracaklarını umuyorum. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle