21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 31 TEMMUZ 2020 CUMA ‘Atatürk’ü savunmak suçsa suçluyuz’ İbrahimKalın Lanet okuyan Erbaş’ı dava eden ADD ve HKP’ye karşı dava SARP SAĞKAL Manevi İlkeli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (MilDiyanet Sen) ile Hukuk Adalet ve Kardeşlik Derneği (HAKDER), Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’e lanet okumasını yargıya taşıyan Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) ve Atatürkçü Düşünce Derneği’ne (ADD) karşı suç duyurusunda bulundu. ADD Genel Başkanı Hüseyin Altınışık, “Atatürk’e, onun devrim ve ilkelerine sahip çıkmak suç ise biz bu suçu her gün, her saat seve seve işleyeceğiz. Hiç kimse bizi kuruluş amaçlarımızı yerine getiriyor diye suçlayamaz. Çünkü, anayasal çerçevede, anayasal sistemde bizim değerlerimiz güvence altına alınmıştır” dedi. HAKDER Genel Başkanı Bülent Demir, HKP ve yönetici Erbaş leri hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla karşı suç duyurusunda bulundu. MilDiyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül de Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve ADD yetkilileri hakkında “Türkiye Cumhuriyeti kurumunu aşağılamak”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. ADD Başkanı Hüseyin Altınışık, “Derneğimizin kuruluş amaçları arasında, Atatürk’ün manevi şahsiyetini korumak, Cumhuriyetin kazanımlarına NECATİ SAVAŞ Hüseyin Altınışık Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın lanet okuyan ko nuşması kamuoyundan büyük tepki çekmişti. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), İYİ Par ti milletvekili Aytun Çıray, CHP’li Muharrem İnce, eski CHP milletvekili Şahin Mengü, barolar ve birçok yurttaş Erbaş hakkın da suç duyurusunda bulunmuştu. ve ilkelerine sahip çıkmak vardır. Bizler, tamamen yasal ve hukuka uygun olarak görevlerimizi yapıyoruz” dedi. ‘İsim vermese de adres belli’ “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ayasofya’da yaptığı konuşmadan toplumumuzun geniş bir kesimi rahatsız oldu” diyen Altınışık, “İsim vermese de konuşmanın adresi bellidir. Çünkü, Ali Erbaş’ın uygulamaları ortadadır” ifadelerini kullandı. Erbaş’ın eski uygulamalarını anımsatan Al tınışık, “‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyebilen Atatürk düşmanı bir zatı ziyaret ederken Atatürk’ün adını tüm hutbelerden çıkarmıştır. 10 Kasım’da bir Fatiha’yı bile çok görmüştür. Anayasa ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş yasasına aykırı davranışlar sergilemiştir. Bizler, elbette ki bu aykırılıklara karşı durmak zorundayız. Sorumluluğumuz bu. Bu sorumluluğu yerine getiriyoruz diye ‘halkı kin ve nefrete sevk’ ettiğimiz gibi zorlama yaklaşımlar ve ithamlar gülünçtür, komiktir ve dayanaksızdır” diye konuştu. “Atatürk, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlık nedenidir. Varlık nedenine sahip çıkmak ne zamandan beri suç olmaktadır” diye soran Altınışık, şunları kaydetti: “Her ne kadar inkâr edilse de bugün hilafet çağrılarını yapanlar, hilafet devletini kurmak istemektedir. Birilerinin siyaseten bunu reddetmesi gerçeği değiştirmez.” l ANKARA Kalın: Başkalarının hikâyelerini anlattılar Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Atatürk’e okunan lanet ve hilafet çağrıları gündemdeyken sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Kalın, “Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Türkiye Cumhuriyeti’nin şanlı tarihini bir masal gibi görenler sözlerine çok dikkat etmeli” ifadelerini kullandı. ‘Erbaş’ı da alın’ Kalın’a bir tepki de İYİ Partili Aytun Çıray’dan geldi. Kalın’ı etiketleyerek paylaşımda bulunan Çıray, “Yeni bir devlet planı! İşsizlik, Türk parasının hali, Suriye’deki şehitlerimizin hesabını soramamak, S400’e verdiğimiz paralar, ‘Bakara makara’, Trump’ın papazı, 15 Temmuz hain kalkışması, 5 müteahhit, silahlandırılan adalar, Atatürk’e lanet okuyan Diyanet İşleri Başkanı’nı da masal kitabınıza alın” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet kurbanlar kesiyor ve hâlâ kendi yarattığınız tanrının sizi sevme sini bekliyorsunuz. Aslında siz kendinizi sevmi yorsunuz. Gerçeklerle yüzleşmemek için tüm suçlarınızı tanrılara ait Kötü bayramlar hikâyelere yüklüyorsunuz. Hadi şimdi gidin... bir hayvan alın. Onun gözlerini sıkıca bağlayın. Hani mitolojik hikâyede gökten inen bir koç, kurtuluşudur ya o an kurban edilmekte olan bir çocuğun... O çocuk kurtulmadı. Sizi kandırdılar. Siz çocuklarınızı kurtarmak adına ardı ardına kurbanlar keserken onlar çocuklarınızı yine hep çaldılar. Savaşlara kurban verdiniz çocuklarınızı. İktidar hırslarına kurban verdiniz. Sömürü sistemine kurban verdiniz. Paraya kurban verdiniz. O yüzden çocuklarınıza hiçbir çağda daha güzel ve güvenli bir hayat veremediniz. Aslında artık siz de biliyorsunuz. Yoksullar da yılda en az bir kere et yiyebilsin diye kurban kesmeniz ve etini onlara dağıtmanız bu dünyanın daha iyi bir yer olmasını sağlamayacak. Günah dediğiniz kötülükleriniz, o kestiğiniz kurbanlarla bağışlanmayacak. Nüfusunun dörtte birinin açlık sınırının altında yaşadığı... Yarısından fazlasının zar zor geçindiği... Geri kalanının her an yoksul kalma tehdidiyle sisteme tutunma refleksleri geliştirdiği... Ve sayılı zenginin dünya malını savaşlarla, borsalarla, kara para trafikleriyle ele geçirdiği bu sistemde... Olan bitene sessiz kaldığınız ve hatta olan bitenin gönüllü bir destekçisi olduğunuz sürece... Sizin de çocuklarınızın da hayatı daima tehlikede. Şu anda dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturan 1.3 milyar insanın açlık sınırının altında yaşadığı bir dünyada nefes alıyorsunuz. Ve üzerinde büyük bir Müslüman nüfusun da yaşadığı Afrika kıtasında bebeklerin açlıktan ölüyor olmasını hâlâ yadırgamıyorsunuz. Onların objektiflere son nefeslerini verir gibi canhıraş dikilmiş koca gözlerine baka baka bayramlar kutluyor, Bir kuzu olsun o kurban, bir koyun, bir oğlak, bir keçi... Deve kesin isterseniz, kes kes bitmesin eti. Ritüellerle kesin kestiğinizi. Kesenin ağzını açın, hayvanın gözünü bağlayın ve kanını nasıl akıtacağınızı hatırlamak için defalarca kutsal kitaplara bakın. Çocuklarınız seyretsin bu yaptığınızı. Alınlarında kurban kanı. Kötülüğünüzü ve şuursuzluğunuzu onlara devredin. Çağlardan çağlara neyi neden aktardığınızı ve neye neden inandığınızı hiç sorgulamadan... Tanrılar sizden ne istiyor siz tanrılardan ne istiyorsunuz... umurunuzda olmadan. Aslen kendinizden memnun olmadığınızı ve günahlarınızdan arınmak için nafile kan akıttığınızı, o kanı akıtırken ve o eti dağıtırken daha büyük günahlara imza attığınızı yine fark etmeyin. Bir hayvanın canını alarak ve etini yoksullara dağıtarak affettirmeye çalıştığınız günahlarınızı işlemeye iştahla devam edin. İnsan her çağda ve her coğrafyada aynı hataya düşer. Sözde, en çok değer verdiği şeyi tanrısına kurban eder. Ve ondan daha değerli karşılıklar bekler. Tanrının ona verdiklerinden ya da tanrının ona vermesini istediklerinden vazgeçmeyen... ve tanrıdan devamlı bir şeyler isteyen... bu istekler denizinde hileli değerler belirleyen insan... Kurban fikriyle kan akıtma fikrini birbirine dolayarak onayladığı vahşetini kutsallık kılıfına sarıp sarmalayarak dokunulmazlık rafına yerleştirir. Ve hiç sorgulamaz, en çok değer verdiği şey gerçekten değerli midir? HHH Şu anda bu ülkede ve bu dünyada yaşanan savaşlara, açlıklara, adaletsizliklere ses çıkarmayan ve çıkarı için kötülüğün çarkına göz göre göre su taşıyan herkese kötü bayramlar. Bayramın tüm nsanlığa mutluluk, huzur ve barış dolu sağlıklı günler get rmes n d ler m. Kurba Bayramımız kutl olsu Muh tt n BÖCEK Antalya Büyükşeh r Beled ye Başkanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle