21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 31 TEMMUZ 2020 CUMA HABER Cami yalanı Ayasofya’nın tümüyle camiye çevrilmesinin tepkileri ve tartışmaları sürüyor. Cami bir süre daha siyasetin odağı olacak gibi görünüyor. Camiyi siyasetin göbeğine, siyaseti caminin göbeğine oturtmak AKP’nin klasik yöntemi. Tabii bu yöntemi yalanla karıştırarak uyguluyorlar. Bu konuda klasik yalanlardan biri de “Atatürk ve İnönü, camileri kapattı, depo yaptı, eğlence yeri, hela yaptı” söylemidir. Tarihçi Sinan Meydan, iki ciltlik “Cumhuriyet Yalanları” kitabının son bölümünde, bu yalanı belgeleriyle çürütüyor. Sinan Meydan, bu yalanı çıkaranın Mehmet Şevket Eygi olduğunu vurguladıktan sonra Cumhuriyetin cami politikasına değiniyor. 1927 yılında, ülkenin din adamı ve cami ihtiyacını karşılamak üzere, ne kadar cami olduğunu saptamak için sayım yapılmış ve 14 bin 425 olan okul sayısının iki katı olmak üzere 28 bin 705 cami olduğu görülmüş, bunun üzerine ihtiyaç fazlası ve harap durumda olan camiler sınıflandırılmış, daha sonra cami ve mescitlerin sınıflandırılması hakkında nizamname çıkarılmış ve buna dayanarak 19261960 arasında, ihtiyaç fazlası 494 cami, 722 mescit arsası satılmıştır. Üstelik bu satışların hepsi CHP döneminde değil, bir bölümü de 1950’den sonra DP iktidarında yapılmıştır. İşte “camiler kapatıldı” söyleminin ardındaki gerçek budur. HHH Camilerin depo yapıldığı söylemine gelince: İkinci Dünya Savaşı’nın Almanya’nın Türkiye sınırına gelip dayandığı, Berlin’in Türkiye’ye saldırmasının beklendiği günlerde Cumhurbaşkanı İnönü, Almanların bir savaş halinde camileri bombalamayacağını düşünerek, İstanbul’daki saraylarda ve müzelerde bulunan padişah tahtını, Hazreti Muhammed’in sancağı, kılıcı hırkai saadetini, Osman’ın kanlı Kuranıkerimini, Atatürk’ün Samsun’a çıktığı tahta iskeleyi bütünüyle 48 vagonda toplamış ve Alman uçaklarının menzili dışındaki Niğde’de üç camide koruma altına aldırmış, bunların çevresine süngülü nöbet çiler diktirmiştir. İşte işin esası budur. İnönü’nün camileri ahır yaptığı iddialarına da bakalım: İnönü, Kurtuluş Savaşı sırasında, Batı Cephesi Komutanı olarak, I.ve II. Ordular ile bunlara bağlı karargâhların barındırılması için, Akşehir Konya ve civarındaki camileri kullanmış, aynı yönteme II. Dünya Savaşı sırasında da başvurmuştu. İşte camilerin amacı dışında kullanılmaları hikâyesinin aslı budur. Camilerin otel olarak kullanılması konusuna da Sinan Meydan açıklık getiriyor kitabında ve bu yönteme Osmanlı döneminde de rastlandığını, 93 Savaşı sırasında İstanbul’a göçenlerin barındırılmaları için kentin büyük camilerinin ibadete kapatılması örneğini veriyor. Salt aydınlanmacı laik Cumhuriyet ile hesaplaşmak için Atatürk ve İnönü’nün cami düşmanı olduklarını, camileri kışla, ahır ve depo olarak kullandıkları çarpıtmasını ileri sürenler, Osmanlı döneminde İstanbul camilerinin göçmenler için kullanılması, Adnan Menderes’in İstanbul’un imarı sırasında, birçok camiyi yıktırmasına hiç değinmiyorlar, Semavi Eyice’nin Menderes’i kimi camileri projelerin selameti açısından elzem olmadığı halde keyfi olarak yıktırdığı gerekçesiyle eleştirdiğini bilmezden geliyorlar. HHH Atatürk ve İnönü hakkındaki bu ithamlar görüldüğü gibi yalandan ibarettir. Kurtuluş Savaşı’nda zaferin hemen ertesinde yapılan ilk bakanlar kurulu toplantısında Yunanların yakıp yıktıkları camileri gündeme getiren Mustafa Kemal, “Bunları yenilemek görevimizdir, hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim” demiştir. Eskişehir Mihalıççık Camii’ni kendi parasıyla yaptıran Atatürk, Selimiye’nin tamiri için para ayrılmasını emretmiş, yurtiçinde daha birçok cami yaptırdıktan başka, Tokyo Camii’ni de yaptırtmış, Paris Camii’ne sürekli para yardımı yapmıştır. Sinan Meydan’ın kitabında, bu gerçekleri etraflıca görüp, camiyi bahane ederek, nasıl alçakça yalanlara başvurduklarını anlayabilirsiniz. ‘Karanlık döneme geçiyoruz’ ZEHRA ÖZDİLEK Sosyal medya ile ilgili Meclis’ten geçirilen yasa, Türkiye’de temsilci bulundurmayan sosyal ağ sağlayıcılarına 40 milyon liraya kadar idari para cezası, reklam yasağı gibi yaptırımlar içeriyor. AKP ve MHP ortaklığıyla kabul edilen yasanın nasıl uygulanacağına ve hak kayıplarının olup olmayacağına dair siber haklar uzmanı Yaman Akdeniz ve bilişim hukukçusu avukat Gökhan Ahi ile konuştuk. YAMAN AKDENİZ: Geçmişi aklamak için kullanılacak Bu yasanın artısı yok. Türkiye’de internetin, sosyal medyanın gelişmesi açısından karanlık bir döneme geçiyoruz. Zaten Türkiye’de internetle ilgili fazlasıyla kısıtlama ve yaptırım uygulanıyordu. Biz 10 gün önce ifade özgürlüğü derneği adına hazırladığımız “engelli web” rapo runu yayımladık. Bu raporda 2019 sonu itibarıyla 408 binden fazla web sitesinin erişime engellendiği, 130 binden fazla haber ve sosyal medya içeriğini yazdık. Haberler sadece erişime engellenmeyecek, kurumlara gönderilen kararlarda ayAkdeniz rıca bu haberlerin kaldırılması talep edilecek. Daha önce böyle bir yaptırım yoktu. Bu çok ağır bir yaptırım. Çünkü bu kararlar sulh ceza hâkimleri tarafından yargılama yapılmadan veriliyor. Benim görüşüm, haberleri yayından kaldırma ve silme yaptırımı hükümetin kendi geçmişini aklamak için kullanılacak. İkinci konu ise sosyal medya platformlarının Türkiye’de temsilcilik açmaya zorlanması. Temsilcilik açmazlarsa eğer bu da sorun, çünkü bu defa da Türkiye ciddi para cezaları uygulayacak. gökhan AHİ: Yargısal denetim yok Binlerce site erişime kapalı. Sebebi sulh ceza hâkimliklerinin özellikle ka mu düzeni, milli güvenlik ve siyasi ikti dar talebi doğrultusunda karar verme ye çok istekli olması. Ne yazık ki sulh ce za hâkimlikleri bireyin özel hayatının giz liliğine, kişilik haklarına yönelik karar ver mede çok istekli değil. Asıl olay, iktidarın istemediği içe rikleri kolaylıkla kaldırması na yol açmaktır. Bunu zaten sulh ceza hâkimlikleriyle yap tırıyorlar. Burada dikkat çek mek istediğim nokta, sulh ce za hâkimliklerine yargısal de netim yok. Bu merci dışında Ahi gidilebilecek tek yer Anayasa Mahkemesi. Burada da sonuç almak 5 yılı buluyor. Bize Almanya örneğini veriyorlar. Ama bu, Almanya’da da sıkıntılı bir konu. Ora da sosyal medya platformlarının ofis aç mak gibi zorunlulukları yok, sadece 48 saat içinde kişilerin taleplerine olumlu ya da olumsuz cevap vermek zorunda. Bizde öyle bir zorunluluk yok, üstüne temsilcilik açma zorunluluğu var. Google, Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya platform larının Türkiye’de temsilcilik açacaklarını düşünmüyorum. Kaboğlu: Anayasaya aykırı “Sosyal medya düzenlemesi bilişim karşısında sanal kalacak” diyen Kaboğlu, düzenlemenin, anayasanın temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına ilişkin hükmüne açıkça aykırı olduğunu dile getirdi. Sosyal medya düzenlemesinin kabul edilmesinin ardından CHP, yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya hazırlanırken anayasa uzmanı ve CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, sosyal medya düzenlemesiyle ilgili değerlendirme notu hazırladı. Kaboğlu, düzenlemenin sosyal medyaya sınırlamalar getirdiğini ve veri güvenliğini de ihlal ettiğine dikkat çekti. Kaboğlu, “Tekelleşme ve partizanlık yüzünden görsel ve iletişim araçlarına giriş hakkı bulunmayan yurttaşlar için sosyal medya mecrası, yeri doldurulmaz bir işlevdir” diye konuştu. Görünmez kılmak... Düşünce ve ifade özgürlüğünün tama men yitirildiğini ifade eden Kaboğlu, “Açık rejimlerde ahlaki sorun daha azdır, etik değerler daha yüksektir. Ama otoriter re jimler, totaliter rejimlere doğru kaydıkça toplumda ahlakilik sorunu artar ve ahlaki çöküntü başlar” değer lendirmesinde bulundu. AKP’nin bu çöküntüyü görünmez kılmak iste diğini kaydeden Kaboğ lu, şunları söyledi: “Öngörülen sınırlama ve yasaklar, demokratik toplumu, hak ve özgür lüklerin güvence ölçü Kaboğlu tü olarak tanıyan anayasa madde 13’e aykı rıdır. Yasal düzenleme meşru olarak gö rülse de amaç ve araç arasında adil bir denge bulunmadığından ölçülü değildir. Düzenleme, anayasanın birçok madde sine olduğu kadar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de birçok hükmüne aykırı lık içermektedir. Görsel ve işitsel iletişim özgürlüğü, iktidar güdümü ve denetimin de olduğu için sosyal medya, yurttaşların başlıca bilgilenme mecrası. Bu nedenle, geniş kitleler için demokratik toplum, sos yal medyaya sıkışmış durumda. Anayasanın demokratik devlet özelliği, Cumhurbaşkanlığı ve hükümet ile bakan lar kurulu yetkilerinin parti genel başkanı nın şahsında birleşmiş olması nedeniyle, uygulama, demokrasiden hayli uzak. Sa nal medyaya sıkıştırılmış özgürlük alanını daha da daraltmayı amaçlayan 7253 sayı lı yasanın kendisinin de yapılış tarzı ve bi lişim teknolojisindeki ilerlemeler karşısın da sanal kalması muhtemel.” l ANKARA / Cumhuriyet Son sığınak! Mihr Sınır Tanımayan Gazeteciler Almanya Temsilcisi: Bağımsız gazetecilik alanı daha da daralıyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) Almanya temsilcisi Christian Mihr, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya yasasıyla ülkede kalan son eleştirel sesleri de susturmak istediğini ileri sürdü. DW Türkçe’ye konuşan Mihr, “Türkiye’de bağımsız gazeteciliğe yönelik alan her geçen gün daha da daralıyor. Ülkede basın özgürlüğünün yoğun bir şekilde sınırlandırılması yeni bir şey değil. Özellikle 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası birçok medya mensubu gözaltına alındı ve adil olmayan yargılamalarla uzun yıllar hapis cezalarına mahkum edildi. Ne var ki sosyal medya, Türkiye’deki eleştirel gazetecilerin son sığınağıydı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyaseten zayıflamış durumda. Türkiye’de 37 milyonun üzerinde Facebook ve 16 milyon da Twitter kullanıcısı bulunuyor. Kendini eleştirenleri susturmak için şimdi de uluslararası sosyal medya platformlarını kontrolü altına almak istiyor” dedi. Sansüre dikkat çekti Sosyal medyanın kontrolüyle siyasi protestoların bastırılmasının hedeflendiğini ileri süren Mihr, sosyal medyanın kontrol altına alınmasının amacının, artan siyasi huzursuzluğu bastırmak olduğu ve bu baskılamanın özellikle de Türkiye gibi toplumun kutuplaştığı bir ülkede bağımsız bilgiye erişimi engelleyeceğini vurguladı. Mihr, yasa değişikliğinin internet haberciliğine yönelik sansürün arttığı bir dönemde yapılmasına dikkat çekti. l Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle