23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 30 TEMMUZ 2020 PERŞEMBE Erdoğan’ın 1 Temmuz’da talimatını verdiği sosyal medya düzenlemesi Meclis’te kabul edildi ‘SANSÜR’ YASALAŞTI Meclis’teki görüşmelerde CHP’li Özkoç’un komisyona iade talebi kabul edilmedi. İYİ Partili Türkkan düzenleme ile internetin kafese konduğunu, yurttaşların ifade ve haber alma özgürlüklerine sınır çizildiğini söyledi. AKP ve MHP milletvekillerinin imzası ile Meclis’e sunulan, muhalefetin “sosyal medya sansürü” olarak tanımladığı sosyal medya düzenlemesi, muhalefetin yoğun tepkisine karşın Meclis’te kabul edilerek yasalaştı. Meclis 1 Ekim’e kadar tatil edildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 1 Temmuz’da, “sosyal medyanın düzene sokulması gerektiğini” belirterek sosyal medyaya ilişkin düzenleme yapılacağının sinyallerini vermişti. Kısa sürede hazırlanarak Meclis’e sunulan sosyal medya düzenlemesi, TBMM Adalet Komisyonu’ndaki yaklaşık 13 saatlik görüşmelerin ardından kabul edilmişti. AKP’nin önerisi ile önceki gün genel kurul gündeminde öne alınan düzenleme, dün sabah saatlerine kadar süren görüşmelerin ardından kabul edilerek yasalaştı. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, görüşmeler öncesinde teklifin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu söyleyerek Adalet Komisyonu’na iadesini istedi ancak öneri kabul edilmedi. ‘İnternet kafeste’ Görüşmeler sırasında söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, iktidarın yapılan çirkin paylaşımları fırsata çevirmeye çalıştığını belirterek, “İktidar, Türkiye’de yeni bir rejim inşa etmeye çalışıyor. Copla, polisle, hapisle korkutulan ve özgür düşüncenin kontrol altında tutulduğu bir Türkiye yaratmaya çalışıyor ‘Kademe kademe ceza’ ‘ŞEREFSİZ’ TARTIŞMASI AKP ve HDP milletvekilleri arasında da “şerefsiz” tartışması yaşandı. HDP’li Hüseyin Kaçmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cudi Dağı’nda teröristlere yönelik düzenlediği operasyonlarda yangınlar çıktığını, “iktidarın Kürt düşmanlığı yaptığını” öne sürdü. AKP’li Şahin Tin, “Teröristler yanıyor orada, PKK’lılar yanıyor” derken, AKP’li Oya Eronat ise “Sahtekâr. 8 bin sivili şehit ettiniz. Ahlaksız. Şerefsizsin sen” ifadelerini kullandı. Tartışmanın sürmesi üzerine oturuma ara verildi. TBMM Başkanvekili Nimetullah Erdoğmuş, aranın ardın dan Eronat’a “şerefsiz” ifadesi nedeniyle kınama cezası verilmesini talep etti. AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, Eronat’ın ifadelerinin tutanaklara yanlış geçtiğini, Eronat’ın, “şerefsiz” ifadesini PKK’ye karşı kullandığını iddia etti. Kınama cezası verilmesi, AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile reddedildi. Tartışmalar sırasında AKP ve CHP milletvekilleri de birbirlerinin üzerine yürüdü. HDP milletvekilleri ceza verilmemesine, sıra kapaklarına vurarak tepki gösterdi. Bunun üzerine Erdoğmuş, oturuma ara verdi. lar” dedi. Türkkan, düzenleme ile internetin kafese konduğunu, yurttaşların ifade ve haber alma özgürlüklerine sınır çizildiğini söyledi. Getirilen müeyyidelerin platform sağlayıcıları tarafından kolay kolay uygulanabilecek şeyler olmadığını da belirten Türkkan, “Bunu bizim kadar AK Parti de biliyor. Zaten istedikleri o, uygulayamasınlar ve gitsinler. Bu, Türkiye’nin karanlıklara koşuşunun miladıdır” dedi. ‘Alo Fatih’ geliyor CHP’li Onursal Adıgüzel de “iktidarın her fırsatta ‘tweet’ atan gençlere baskı uygulayarak gazetecileri beş yıl önce attığı ‘tweet’lerden dolayı ifade vermeye çağırarak, muhalefeti susturma çabasıyla sosyal medyayı zapturapt altına almaya çalıştığını” belirtti. Adıgüzel, “Bu teklif, açıkça bir sansür teklifidir. Önce televizyonları sonra gazeteleri yandaş hale getirdiniz; şimdi de sosyal medyanın “Alo Fatih”lerini yaratmaya çalışıyorsunuz” dedi. Düzenleme ile “geçmişin temizleneceğini” söyleyen Adıgüzel, “Bu geçmişi temizlemedeki niyet ne? Ayakkabı kutularını unutturma, yani AKP’nin kirli geçmişini aklama niyeti. FETÖ’yle olan geçmişini aklama; Fethullah Gülen’le AKP’li milletvekillerinin fotoğraflarının internetteki arama motorlarından temizlenme niyeti” tepkisini gösterdi. l ANKARA/Cumhuriyet Teklife göre, internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesine yönelik yasaya, “sosyal ağ sağlayıcı” tanımı eklenirken, internet ortamındaki içeriklere yönelik erişim engellemesinin yanında içerik kaldırma uygulamasına gidilebilecek. Kişilik haklarının ihlali kapsamında erişimin engellenmesi kararı verilirse, kişinin adı arama motorlarında da çıkmayacak. Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurtdışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları yetkili en az 1 kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyecek. Temsilci belirlenmez ise sosyal ağ sağlayıcısına kademe kademe artan ceza uygulanacak. Veriler Türkiye’de tutulacak Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcı, “içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” ile “özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi” kapsamındaki başvurulara en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz yanıt vermezse para cezası uygulanacak. Öte yandan, sosyal ağ sağlayıcısı, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de tutacak. ‘Twitter kabul etmedi’ AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, sosyal medya düzenlemesiyle ilgili olarak Türkiye’de temsilci bulundurma konusunda sadece Twitter’ın olumlu yanıt vermediğini belirterek “Orada bir sıkıntı görülüyor” dedi. HALK TV’YE KARARTMA CEZASI Kaftancıoğlu’ndan iptal başvurusu CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Halk TV’ye verilen 5 günlük karartma cezası kararının iptali talebiyle Ankara İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Mahkemeye sunulan dilekçede “Anayasanın 28. maddesinde düzenlenen haber alma hakkı, 26. maddesinde yer alan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ve bilgiye erişme hakkı kısıtlanmaktadır. Anayasanın 25. maddesinde düzenlenen düşünce ve kanaat hürriyeti doğrudan sınırlanmıştır. RTÜK kamu yararı ile değil siyasi saik ile hareket etmektedir” denildi. Kaftancıoğlu, ayrıca görevlerini kötüye kullandıkları ve halkın haber alma hakkını engelledikleri gerekçesiyle de RTÜK üyeleri hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kaftancıoğlu yaptığı açıklamada, “Basın özgürlüğünü savunan herkes Halk TV’ye ve TELE 1’e sahip çıkmalı. İktidarın RTÜK eliyle gazetecilik yapan kişi ve kurumları cezalandırmasına seyirci kalmayacağız” dedi. l İç Politika TGC YÖNETİM KURULU’NDAN TEPKİ: Gazetecilik, suçları ve suçluları aklama işi değildir Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, son dönemde medyada eli kanlı katillere, suç örgütü üyelerine, her türlü yolsuzluğa karışmış kişilere savunma ve aklanma olanağı verildiğine dikkat çekerek “Bu kesinlikle gazetecilik faaliyeti olarak nitelenemez” açıklaması yaptı. Bu tip yayınların Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne aykırı olduğuna dikkat çekilen açıklamada özetle “Katilleri, suç örgütü üyelerini, yolsuzluk yapanları koruyup kollayanları, onların ardındaki ilişkileri ortaya çıkarmak için bu kişileri sorgulamak gazeteciliktir. Bu tür gazetecilik halkın haber alma özgürlüğüne, gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eder. Bu kişilere serbest kürsü verip, onlara kendilerini savunma ve aklanma olanağı vermek gazetecilik değildir. Gazetecilik suç değildir, suçları ve suçluları aklama yeri hiç değildir. Gazeteci; şiddeti haklı gösterici, özendirici ve savaşı kışkırtıcı yayın yapamaz” denildi. l Haber Merkezi RSF TÜRKİYE TEMSİLCİSİ ÖNDEROĞLU: Bağımsız dijital yayıncılığın sindirilmesine izin vermeyeceğiz AKP’nin hazırladığı toplumun geniş kesimlerinin tepkisini çeken sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifine meslek örgütlerinden de tepki geldi. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu Twitter’dan yaptığı açıklamada “Türkiye’de veri güvenliği ve ifade özgürlüğü her tehdit edildiğinde bağımsız nesnel dijital haberciliği sonuna kadar savunmayı sürdüreceğiz! Keyfi müdahalelerle, eleştirel yayıncılığın sindirilmesine izin vermeyeceğiz. #SosyalMedyayaDokunma” paylaşımını yaptı. l Haber Merkezi Mahkeme, Bildirici’nin tarafsızlığını yitirdiğini iddia etti ‘Yandaş medya’ demek suçmuş Mahkeme, Faruk Bildirici’nin RTÜK üyeliğinin düşürülmesine karşı açtığı davayı reddetti. Mahkeme ret kararında Bildirici’nin “Yandaş medya” ve “RTÜK iktidarın arka bahçesi” diyerek tarafsızlığını yitirdiğini gerekçe gösterdi. Ankara 9. İdare Mahkemesi, Faruk Bildirici’nin Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliğinin düşürülmesine karşı açtığı davayı, açıklamalarında “yandaş medya” ve “RTÜK siyasi iktidarın arka bahçesi gibi” diyerek “tarafsızlığını yitiridği” gerekçesiyle reddetti. Bildirici, kararının bozulması istemiyle İdare Mahkemesi’ne başvurdu. CHP kontenjanından seçilen Bildirici’nin RTÜK üyeliği, RTÜK Baş Bildirici kanı Ebubekir Şahin’in Basın İlan Kurumu ile TÜRKSAT’ta da görev almasının yasalara aykırı olduğunu gündeme getirmesi ve RTÜK’teki AKPMHP kontenjanından gelen üyelerin oylarıyla düşürülmüştü. Bildirici de RTÜK’ün 31 Ekim 2019’da alınan bu kararının iptali için İdare Mahkemesi’ne başvurmuştu. ‘Kanıt, oylarım’ Faruk Bildirici mahkemenin kararının bozulması istemiyle yaptığı is tinaf başvurusunda ise RTÜK’ün TBMM’nin yetkisini gasp ettiğini vurgulayarak “Üst Kurul hem savcı hem hâkim gibi davranmış; savunma dahi almadan cezai nitelikte bir karar vermiştir” dedi. RTÜK Başkanı Şahin’in kin ve garez saikiyle üyeliğini düşürdüğünü ifade eden Bildirici, “RTÜK’ün yasadaki üyelikten çekilmiş sayılma hükmü ile ilgili yönetmelik gibi hiçbir düzenleme yapmamış olduğuna” dikkat çekti Bildirici, mahkeme ka rarında yer alan demeç ve açıklamalarının “bazı medya kuruluşları lehinde bazı medya kuruluşları aleyhine tutum olarak nitelendirilemeyeceğini” savundu. Bildirici, “Tarafsızlığımı yitirdiğim gerekçesine dayanak yapılan üç demeçte de bir kısım özel medya hizmet sağlayıcı kuruluşların kayırılmasını değil, RTÜK yönetiminin bazı özel hizmet sağlayıcı kuruluşlara özel muamele yapmasını ve onların yanlışlarına göz yummasını eleştirmiş, kararlarda siyasetin belirleyici olmamasını istemiştim. Bir Üst Kurul üyesinin, radyo ve televizyon kanallarıyla ilgili olarak tarafsız olup olmadığının kanıtı, Üst Kurul kararlarında kullandığı oylardır. Demeçlerimde adı geçen televizyon kanallarıyla ilgili oylamalarda lehte taraf olmamakla kalmadım, tam tersine gerektiğinde bu kanallar aleyhine de oy kullandım.” l Haber Merkezi Kamu çalışanlarına WhatsApp yasağı Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, kamu kurumlarının bilgi sistemlerinde karşılaşılan güvenlik risklerinin azaltılması amacıyla başlattığı çalışmayı tamamlayarak, “Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi” yayımladı. Rehberde “Yerli ve milli ürün kullanımının teşvik edilmesi”, “Mükerrer çalışmaların ve yatırımların önüne geçilmesi”, “Güvenlik tedbirlerinin üç sevi yeli olacak şekilde derecelendirilmesi”, “Güvenlik tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığının denetlenebilmesi” gibi 12 başlıkta hedefler ortaya konuldu. Kurumsal haberleşme amacıyla WhatsApp ve benzeri yabancı mesajlaşma uygulamaları yerine, sunucuları kurum kontrolünde olan mesajlaşma uygulamalarının kullanılması zorunlu olacak. Kurumun ken dine ait bir haberleşme uygulaması yoksa, mesajlaşma amacıyla sunucuları yurtiçinde bulunan yerli ve milli uygulamalar tercih edilecek. Öte yandan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, yasağa ilişkin gelen tepkilerin ardından açıklamada bulundu. Açıklamada, kişilerin özel yazışmalarına müdahale edilmeyeceği belirtildi. l ANKARA / Cumhuriyet Sosyal Medya Yasası: Gerçeğin sansürü... AKP, bir kez daha TBMM’yi halka karşı kullandı. Önceki gece kabul edilen Sosyal Medya Yasası ile hızla yükselmekte olan evrensel bir iletişim alanına karşı taarruz hazırlıklarının altyapısı oluşturuldu. Öncelikle şunu vurgulayalım; mevcut yasalar sosyal medya aracılığıyla işlenen suçları cezasız bırakmıyor. Erdoğan’a hakaret edildiği gerekçesiyle açılan soruşturmaların çok büyük bölümü sosyal medya hesaplarından. Bunun dışında suç unsurları barındırdığı öne sürülen Twitter hesabı hakkında mahkeme kararı çıkmışsa, bu karar Twitter’ın merkezine gönderiliyor, işleme konuluyor. Türkiye bunda da dünya şampiyonu. 20122019 arasında Twitter yönetimine gönderilen 7 bin 396 kararın 5 bin 487’si Türkiye’den. Bu tüm kararların yüzde 74’ü ediyor. Türkiye’yi Rusya ve Brezilya izliyor. 66 bin içerik çıkartma talebinin 30 bini yani yüzde 46’sı Türkiye’den. Facebook ve Google’da içerik çıkartma talebinde de yine dünyada ilk 10 ülkenin içindeyiz. Uluslararası olmayan sosyal medya alanlarında da yargının “sil” tuşu hep aktif. 2019’da 61 bin siteye erişim engellendi. HHH Yukarıdaki bilgiler şunu söylüyor: AKPMHP oylarıyla çıkarılan yasa suç ve suçlu ile mücadele adı altında gerçekle mücadeleyi hedefliyor. Gerçeği sansürlemek istiyorlar. 10 maddeden oluşan, 1 Ekim 2020’de yürürlüğe girecek olan yasa, günlük bir milyondan fazla erişimi olan sosyal medya sağlayıcılarının Türkiye’de temsilci tayin etmesini, içeriğin yayından çıkarılması ya da ulaşımın engellenmesi istemlerine 48 saat içinde yanıt verilmesini zorunlu kılıyor. Buna uyulmazsa ağır para cezaları ve devamında “bant daraltma” cezası geliyor. Bant daraltma o ağa ulaşımı zorlaştıracağı için fiilen kapatma gibi. Sosyal medyanın temel özelliği hızı. Birkaç saniyelik gecikme bile tercihi değiştirebiliyor ya da kullanım isteğini zayıflatıyor. Sosyal ağların hemen hemen tek gelir kaynağı reklamlar. Ceza maddeleri arasında reklam yasağı da var. Gazetecilikte kullanılan, bugün genel iletişimin tariflerinden biri olan bir söz vardır: Arşiv unutmaz! AKP bu temel ilkeyle de mücadele etmek istiyor. “Unutulma hakkı” diye adlandırdıkları maddeye göre geçmişteki kimi bilgi ve belgeler silinecek, erişim engellenecek. Bu madde FETÖ’yü ayrıştırıp, mücadele edileceklerle mukavele yapılacaklar sarmalında iktidarın geçmişe de düzen verme arayışını akla getiriyor. Anadolu’da “olmuşla ölmüşe çare yok” derler. AKP, olmuşu olmamış gibi gösterebilir miyim diyor! Akıldışı bir arayış... HHH Türkiye’de 62 milyon internet kullanıcısı (nüfusun yüzde 74’ü), 55 milyon sosyal medya kullanıcısı (yüzde 64’ü), 77 milyon cep telefonu kullanıcısı (yüzde 92’si) var. Kişi başı sosyal medyaya ayrılan zaman günde 3 saat. AKP’nin bu alana müdahale girişimi, yenilgisidir. Uluslararası sosyal medya sağlayıcılarının Türkiye’de temsilci tayin etmesi elbette gerekli. Ancak yasa o temsilciyi “sansürü uygulayacak kişi” olarak kullanmayı hedefliyor. AKP, başta “aktroller” olmak üzere her yöntemi kullandı. Özellikle kadınları sosyal medyadan uzaklaştırmak için her şeyi yaptı. “Teknolojiyi en iyi kullanan parti” algısını yükselterek propaganda gücünü artırdı. Ancak “gerçek” bütün bunlardan daha güçlü çıktı. Bunun miladı 26 Haziran 2020’de Erdoğan’ın üniversite sınavına gireceklere yönelik canlı yayın konferansına gençlerin hiç hakaret etmeden sadece “dislike (beğenmedim)” mesajının yüz binleri aşması, “like (beğendim)” mesajının on katına çıkmasıdır. Bugün dünyada her 3 yılda bir bütün bilgiler ikiye katlanıyor. 2010’da 7 yılda birdi. 2030’da bu zaman dilimi 2 aya inecek! Türkiye’de devletin iletişim çağını AKP zihniyeti ile yaşaması hüzün verici... Ancak millet iletişim çağına en azından kullanıcı olarak girdi. Yasayla bunu durdurmaya çalışmak, çöl sıcaklarını engellemek için KHK çıkarmaya benzer! İnce: Özgürlüğün fişini çektiler CHP’li Muharrem İnce, AKP ve MHP’nin oylarıyla Meclis’ten geçen sosyal medya düzenlemesine tepki gösterdi. Twitter hesabından “Sosyal Medyama Dokunma” etiketiyle mesaj paylaşan İnce, “Sosyal medya düzenlemesi için sabaha kadar çalışan Meclis özgürlüklerin fişini çekti. Sorunların konuşulmasını, yazılmasını, paylaşılmasını engellemek o sorunları ortadan kaldırmaz. Ne yaparsan yap elbet yap bir yol bulunur” diye yazdı. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle