22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 30 TEMMUZ 2020 PERŞEMBE HABER/YORUM Güvenlik stratejisi nasıl oluşturulmalı? Birkaç yıldır “gerçeküstü” bir siyasal iklim içindeyiz: Meclis kürsüsünden, miting alanlarından, ekranlardan, köşelerden kılıçlarını çeken çekene... Suriye’de Esad’ı devirme hedefi ne ki? Libya’da Hafter’i indirmeler; Doğu Akdeniz’de İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs, Yunanistan, Lübnan ittifakını dağıtmalar; Libya’da Mısır ordusunu yenmeler; Ege’de Yunanistan’a diz çöktürmeler; Kafkasya’da Ermenistan’a had bildirmeler; Körfez’de Katar’ı korumalar; Afrika’da üs ve askeri açılımlar... Duruma göre Libya nedeniyle Rusya’ya ayar vermeler; duruma göre “Eyy Amerika, eyy Avrupa” demeler... Bu siyasal iklime toplumun kendini kaptırmasında Diriliş türü dizilerin, Ayasofya’yı sanki İngiliz işgalinden kurtarmış gibi propaganda yapılmasının, hemen her gün Osmanlı tarihi ile övünmenin, bir köprülü kavşağı bile sanki Batı’ya rağmen açıyormuş gibi yapmanın ne derece etkisi var, incelenmeli... AKP’nin oluşturduğu sanal dünya Tüm bu süreçte şunları söyledik: Esad’ı devirme hedefi yanlıştır, Ankara Şam’la anlaşmalı. Libya anlaşmasının sonuç vermesi için Doğu Akdeniz’de başka ülkelerle de deniz sınırı anlaşması yapmaya çalışılmalı; örneğin İsrail’le, örneğin Mısır’la... Doğu Akdeniz’deki ittifakı bölecek diplomatik hamleler üzerinde durulmalı... “Rusya’yla anlaşıp bunu ABD’yle pazarlıkta kullanma” yanlışı bırakılmalı... “Ankara, Trablusgarp’a asker göndermek yerine Şam ve Kahire’ye diplomat göndermeli” dedik özetle... Ayasofya açılışında kendini yeniçeri gibi hisseden aktakım ise ekranlardan, köşelerden bizlere “muhtıra” verdi: Önce diplomasi diyen bizler, Türkiye’nin büyük gücünü göremiyorduk; ABD ve Rusya’yı birbirine karşı kullanan o kökleri Abdülhamit’te olan Erdoğan taktiklerini anlayamıyorduk; AB ülkelerine had bildiren o kökleri Kanuni’de olan Erdoğan siyasetlerini kavrayamıyorduk! Kuşkusuz tam bir sanal dünyaydı bu elbette... AKP diplomasiye çark etti Önemle belirtelim: Sınırı hesaba katılmadan arkasına sığınılan kaba güç, uluslararası ilişkilerde bir getiri sağlamaz fakat başta itibar olmak üzere çok şey kaybettirir! Şimdi de öyle oldu. Sürdürülen “kaba güç” siyaseti, yerini birden diplomasiye dönme eğilimine bıraktı! Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Erdoğan’ın Güvenlik ve Dış Politikalar Başdanışmanı İbrahim Kalın, “önce diplomasi” mesajı verdi, Almanya’nın AB dönem başkanlığında diplomasiye ve müzakerelere öncelik vereceklerini ilan etti ve Erdoğan’ın şu kararını duyurdu: “Madem müzakereler devam edecek bir görelim önümüzü, bir müddet bekletelim.” (CNN Türk, 28.7.2020) Ne olmuş oldu yani? Yunanistan’a silah gösterirken, masaya oturmayı kabul etmiş oldular! Böylece Türkiye’ye itibar kaybettirdiler ama daha önemlisi Türkiye’nin askeri kapasitesini caydırıcı olarak kullanabilmesini sulandırdılar! Ki bunun olumsuz sonuçlarını yakın zamanda göreceğiz... AKP’nin Atlantikçiliği İbrahim Kalın’ın açıklamasıyla “önce diplomasiye” dönülmesi sorunları çözmüyor kuşkusuz. Çünkü Türkiye’nin güvenlik stratejisinin oluşturulmasındaki temel yanlışlık sürüyor. Şöyle ki, Ankara güvenlik stratejisi oluşturabilme işinin daha başlangıcında yanlış yapıyor; Türkiye’nin güvenliğine baş tehdidin nereden geldiğini doğru saptayamıyor! İki gün önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar çeşitli başkentlere ilan eder gibi Türkiye’nin “güvenlik politikaları” açısından üç mesaj verdi: 1) “Türkiye ve ABD’nin geçmişte birçok kez yaptığı gibi daha olumlu bir yola gireceğine inancımız tamdır.” 2) “NATO Türkiye’nin güvenliğinin merkezindedir.” 3) “AB’ye üyelik bizim stratejik bir hedefimiz olmaya devam ediyor.” Baş tehdidi saptayamama sorunu Türkiye’nin güvenliğine tehdit ABD’den gelirken, Washington Türkiye’yi güneyinden yani Irak ve Suriye’nin kuzeyinden tehdit ederken, Washington Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den karşıt cephe inşa ederek tehdit ederken, Washington Türkiye’yi “ekonomi sopasıyla” tehdit ederken, Washington Türkiye’yi “şu silahı vermem, verdiğim şu silahı da kullanamazsın” diye tehdit ederken, Washington Karadeniz’e girme hedefiyle Türkiye’yi bölgesinde Rusya’yla karşı karşıya getirmeye çalışırken, Washington “Ermeni soykırımı” sopasıyla Türkiye’yi sürekli baskı altında tutarken, Washington Kıbrıs’ta Türkiye’nin tam karşısında yer alırken, Ankara hâlâ ABD’yle “ortak çalışma” peşinde olursa, Türkiye’yi gözeten bir güvenlik stratejisi oluşturmak zaten mümkün olmaz! Tehdidi doğru belirlemeyen, doğru strateji kuramaz. Doğru strateji kurulmadığında da tehdide göre dostdüşman ve ara güç ayırımı yapma, dostları çoğaltıp düşmanları azaltma taktikleri uygulanamaz. Tehdidin kaynağı yanlış belirlendikten sonra ister kaba güç gösterin, ister masaya oturun, sonuç değişmez... Türkiye’nin en önemli sorunu budur... 30 TEMMUZ 2020 SAYI: 34627 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:06 05:51 13:16 17:10 20:30 22:08 Ankara 03:56 05:38 13:00 16:53 20:12 21:47 İzmir 04:26 06:05 13:23 17:14 20:31 22:03 Acayip bir evrene atılmış yaşıyoruz! Şansımız şu ki, dünyanın gelmiş geçmiş en müthiş beyinlerinden birinin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde dünyadaki misafirliğimizi geçiriyoruz, bu çok büyük bir gurur! Peki, neden bir asır geçtikten sonra kendimizi sürekli olarak ilkel bir gerilim içinde buluyoruz? İçinde bulunduğumuz coğrafyada şeriatçılarla, etnik bölücülerle, liboşlarla mücadele etmeye alışmışız; peki, Atatürk’ün partisinin içinde yaşadığımız bu akıl almaz dışlamalar nasıl izah edilebilir? Kılıçdaroğlu, kimleri memnun edecek PM’yi kurdu? Kılıçdaroğlu, CHP geniş bir seçmen tabanına açılsın diye partiyi deneme tahtası yaptı. Etnik siyaset yapanlar, ılımlı İslamcılar, eski Refah Partililer, 2. Cumhuriyetçiler, 10 Aralıkçılar, Atatürk’e alerji duyanlar... Bildiğiniz diğer isimlere yenileri eklenmeye devam ediyor. Bu profiller bizi nereye sürüklüyor? Ekmeleddin İhsanoğlu veya Abdullah Gül’e! Peki, Kılıçdaroğlu tarafından tasarlanan CHP listesinde kimlerin adı geçmiyor ve geçemez? Onur Öymen, Haluk Pekşen, Hüsnü Bozkurt gibi Atatürkçülüğü ile bilinen isimlerin... Her yöne doğru açılan Sayın Kılıçdaroğlu, gazetecilere, aydınlara, sanatçılara açılmayı (dostum Necdet Saraç hariç) aklına dahi getiremiyor! Mesela Ümit Zileli, Sinan Meydan, Uğur Dündar, Tevfik Kızgınkaya, Suay Karaman... Benzer isimleri tabii ki almıyor, çünkü ilginçtir ki Atatürkçülüğü tescilli, Cumhuriyetçi insan istemiyor. Kılıçdaroğlu’nun seçim hedefi “Aman mütedeyyin seçmenleri mutlu edelim. Babacan, Gül ve Davutoğlu’nu mutlu edelim. Eh, yurtdışında da zaten CHP’nin fazla ulusalcı Kemalist bir çizgiye kaymasını istemiyorlar, onları da mutlu edelim.” Peki, iyi de, Atatürkçüleri, solcuları kim mutlu edecek Sayın Kılıçdaroğlu? karşı çıkmasını, kürsüyü adeta yumruğuyla dağıtmasını değil mi? Ne gezer! Varsa yoksa “Aman mütedeyyin seçmenler etkilenmesin, kapatalım geçer” mantığı ile topa girmemek... Seçim zaferi nedir, Şahsen, kedilerimin ne değildir? Bakın, bir siyasi parti başkanı olmayı yeğlerim! lideri kaybettiği zaman gider rakibini alkışlar, destek sözü verir. Bunlar güzel “CHP’li olmanın mutluluğu onlara yeter de artar bile!” Eminim böyle düşünüyorsunuz... Unuttuğunuz küçük bir detay var, ittifaklar döneminde bile seçmenlerinin üçte ikisi, temsiliyetine hiç önem vermediğiniz bu temel gruptan geliyor! Bu çok ağır bir çelişki. Lütfen üşenmeyin, kadın dernekleri ile konuşun, Atatürkçü Düşünce Derneği ile çağdaş eğitim vakıf ve dernekleri ile konuşun, Atatürkçü önemli gazetecilerle, yazarlarla, tarihçilerle konuşun. Yaptığınızı alkışlayan yüzde bir insan çıkarsa, ben bu yazıyı yırtmaya hazırım! ve gerekli hareketlerdir. Ne yazık ki, CHP’de düzen öyle kurulmuş ki, Kılıçdaroğlu yarattığı bu kabul edilemez ve yüz kızartan metotla, sağlığı elverdiği sürece bu kurultayları yarışmadan kazanacak. Neden mi? Gayet basit: Birbirini tamamlayan, ikisi de antidemokratik, birincisi gayri hukuki, ikincisi gayri etik iki gerekçeden dolayı! 2003’ten beri CHP genel başkan seçimleri gayri hukukidir, tüzüğe aykırıdır, tüzük net olarak genel başkan seçimlerinin “gizli oy açık tasnifle” yapılacağını ifade eder. Halbuki o yıl, Baykalcılar iktidarın ellerinden kaydığını gördükleri için, seçim günü ‘Kılıçdaroğlu muhalefeti yok etmiş’ zorla yaptırdıkları bir tüzük değişikliği ile gerekli imza sayısını dört misline çıkarıp bir de dünyada görülmemiş Ülkemizde bu büyük bir başarı şekilde o değişikliği, sonuçlanmasına olarak gösteriliyor! Üstü kapalı veya birkaç saat kalmış olan kurultayda açık olarak Kılıçdaroğlu’na alkış alkış uygulamaya koydular. Ayrıca bundan alkış! Rakiplerini konuşturmaması ve çok daha mantıksız ve partiyi tüzük yarışa gerek kalmadan kazanması bir inkârına götüren başka bir hamle daha başarı ise o zaman gerçekten tebrik yaptılar: Genel başkan adaylarından etmek lazım! Kılıçdaroğlu, Baykal’ın birine imza veren bir delegenin, diğer parti içi muhaliflere göz açtırmama adaylara imza verememesinin iki konusundaki taktiklerini geliştirerek sonucu var. Birincisi, mesela delege, çok daha başarılı formüller üretmiş, üç genel başkan adayını dinleyip ama aynı Kılıçdaroğlu, Baykal’ın onlardan hangisinin programı aklına laikliğe, Cumhuriyete, Atatürk’e yatarsa, ona oyunu vermek gibi bir sahip çıkan ödünsüz tavrından seçenek rahatlığını artık yaşayamıyor. hiçbir şey almamış. Size bir örnek... İkincisi ise artık genel başkanlığa aday Kurultaydan birkaç gün önce kendini gösterme imzası ile genel başkanlık için bilmez bir Diyanet İşleri Başkanı, oy kullanmak aynı anlama getirilmiş Atatürk’e düpedüz lanet okudu. Ne oluyor, yani isimler açık olarak kendi beklersiniz? Kurultayda CHP Genel imzalarıyla bir adayı önerirken, bu aynı Başkanı’nın, Atatürk’e yapılan bu zamanda adeta oya dönüşüyor ve artık seviyesiz hakarete en sert şekilde genel başkan resmen fiili olarak açık oyla seçilmiş oluyor, ki bu da ağır bir tüzük ihlalidir. Gelelim işin kabul edilemez, gayri etik yönüne: Farz edelim, başkan olarak tüm güç elinizde... Belediye başkan adayları, milletvekili adayları veya ililçe başkanlarının hepsini siz seçiyorsunuz, bölgelerde kayıtlı tüm üyelerin oyu ile seçilmiyor. MYK toplantılarında, arkadaşlarınıza bir konuşma yapıp listeyi önlerine koyuyorsunuz! Sonra da sıra genel başkan seçimine geldiği zaman, sizin il ve ilçe başkanlığına, milletvekilliğe, belediye başkanlığına atadığınız kişiler, onların güçleri ile kontrol ettikleri delegeler ve yarattığınız tek odaklı sistem sayesinde onların genel başkan adayı olarak ilan edilip yarışmaya gerek kalmadan da kurultaydan başkan olarak çıkıyorsunuz! Sen benim sırtımı kaşı ben de senin sırtını kaşıyayım! Yaşanan bu. Ayrıca tesadüfe bakın ki, delegelere, siz veya seçtiğiniz parti meclisi adayları dışında hiç kimseye öneri imzası verilmemesi telkin ediliyor ve eli kolu bağlı delegeler değerli adaylardan ne İlhan Cihaner’e, ne Tolga Yarman’a ne de Aytuğ Atıcı’ya destek veremiyor. Her şey Baykal döneminden de daha kötüye giden bir parti içi demokratik çöküşe işaret ediyor. Sıfat ve paye dağıttığım delegeler ve onların kontrol ettiği arkadaşları, bana bir seçim zaferi getireceklerse, gerçekten ömür boyu ben böyle bir utanç yaşamayayım da, evimde küçük kedilerimin sevimli oylarıyla, onların başkanı seçileyim, 10 bin kere tercih ederim! Bu kurultay, CHP’ye hiç yakışmadı ve bu istikamet isterse Kılıçdaroğlu’nu on kere daha başkan seçtirsin, heyecan, saygınlık ve kitleleri sürükleme kapasitesi taşımıyor. İçinden izleyemediğimiz kurultaya lütfettikleri şekilde son anda girip bütün bu gerçekleri 8 dakikaya sığdırarak herkese anlattığımda, yapılamayan genel başkan yarışı zaten bitmiş ve adaylar “adaylık konuşmaları”nı yapamadan evlerine dönmüştü. Bakan Hulusi Akar, ‘Kaygıları ele almaya hazırız’ dedi ABD’ye S400 mesajı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TürkiyeABD ilişkileriyle ilgili “Türkiye ve ABD’nin geçmişte birçok kez yaptığı gibi daha olumlu bir yola gireceğine inancımız tamdır” dedi. Akar, S400 alımı nedeniyle ABD’nin Türkiye’yi F35 programından çıkarmasıyla ilgili “F35 teknolojisinin güvenliği, ABD için olduğu kadar Türkiye için de önemlidir. ABD’nin teknik anlamda S400 ve F35’lerin uyumluluğu konusundaki herhangi bir kaygısını ele almaya hazırız” diye konuştu. Hulusi Akar, ABD’nin başkenti Washington’da bulunan düşünce kuruluşu Turkish Heritage Organization (Türk Miras Vakfı) tarafından video konferansla düzenlenen “Türkiye’nin milli savunma stratejisi ve bölgedeki son gelişmeler” başlıklı panelde konuştu. ‘Öncelik verilmeli’ Türkiye ve ABD’nin aralarındaki görüş farklılıklarına ve ilişkilerindeki iniş çıkışlara rağmen birçok zorluğun üstesinden geldiği ni söyleyen Akar, “Koronavirüs salgını, TürkiyeABD ittifakı ve ortaklığının her zamankinden daha hayati önemli olduğunu bir kez daha gösterdi” dedi. Rusya’dan alınan S400’ler nedeniyle ABD Kongresi’nden gelen Türkiye’ye yaptırım çağrılarıyla ilgili de konuşan Akar, “Tehdit dili ve yaptırımların, müttefikler arasındaki farklılıklara işaret etmek için uygun yollar olmadığına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye ve ABD ilişkilerinde birçok fırsat alanı olduğunu dile getiren Akar, “Coğrafya kaderdir derler. Bizim durumumuzda bölgenin kaderi de Türkiye’ye bağlıdır. ABD’nin bunu fark edip küresel sorunlarla başa çıkmada Türkiye’ye başlıca bölgesel ortak olarak öncelik vermesi gerektiğine inanıyorum” dedi. Türkiye’nin Libya’daki temel hedefinin, tüm Libyalıların katılımıyla sağlanacak bir siyasi bir çözüm ve kalıcı bir ateşkes olduğunu belirten Akar, “Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya, Fransa ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkeler siyasi çözümü desteklediklerini iddia ediyor ancak ne yazık ki Hafter’e silah ve aske ri ekipman sağlamayı sürdürüyor. Bu dış destek, Libya’daki barış ve istikrarın önündeki en büyük engeldir” diye konuştu. ‘NATO’ya bağlıyız’ Türkiye’nin NATO müttefiki bir ülke olarak 70 yıla yakın bir zamandır AvrupaAtlantik güvenliğine çok önemli katkılar sağladığını söyleyen Akar, “NATO, Türkiye’nin güvenliğinin merkezindedir, Türkiye de NATO’nun. Türkiye, NATO’nun misyon ve operasyonlarına katkı sunan ilk beş ülke, NATO’ya finansal açıdan katkı sunan ilk sekiz ülke arasında yer alıyor. NATO’ya bağlılığımız sağlamdır ve üzerimize düşen sorumluluğu almaya devam edeceğiz” diye konuştu. Öte yandan Akar dün Milli Savunma Bakanlığı’nda düzenlenen törende personelle bayramlaştı. Bayramlaşma programına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları ve bakan yardımcılarının yanı sıra şehit yakınları ve gazileri de katıldı. l ANKARA/Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Eski başkanın yeğenleri silahla belediyeyi bastı YSK kararı ile görevden alınan AKP’li eski Ceylanpınar Belediye Başkanı Abdullah Aksak’ın yeğenlerinin silahlarla belediye binasını basarak, encümen kararı ile seçilen AKP’li belediye başkanı Feyyaz Soylu’yu darp ettiği iddia edildi. Belediye bahçesine zırhlı araçlarla gelen polis, Aksak’ın 3 akrabasını gözaltına aldı. Yaşananların ardından Ceylanpınar’a giden Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Soylu’nun darp edildiğine yönelik iddiaların doğru olmadığını ifade etti. Baskının hangi gerekçe ile yapıldığı ise öğrenilemedi. l Haber Merkezi Yıldırım 4 Munzur Kutu Operasyonu başladı İçişleri Bakanlığı, terör örgütü PKK’ye yönelik Tunceli İl Jandarma Komutanlığı’nca 1006 personelin katılımıyla yürütülen “Yıldırım 4 Munzur Kutu Operasyonu”nu başlattı. Yıldırım operasyonları kapsamında bugüne kadar 8 teröristin etkisiz hale getirildiği belirtilen açıklamada, 1 Ocak’tan bugüne kadar teslim olan terörist sayısının 117’yi bulduğu açıklandı. l ANKARA/Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Denizler 1 Ö R D Ü B E K K de büyük 2 Z A N A V A T A derinliklere inebilen, insanlı dalış aracı. 2/ Küçük çocukları kor 3 4 5 6 7 GAM R İ BA T ÜRAT N İ KA V AC İ P L AM EBAB İ L TA N İ NA AŞUR kutmak için 8 K A A R A K A uydurulmuş 9 M A A Ş İ Y A N yaratık... Oy. 3/ Lütesyum elementinin simgesi... Trabzon’un bir ilçesi. 4/ Gri rengin çeşitli tonlarını kullanarak yapılan ve oyulmuş kabartma izlenimi uyandıran resim... Yabancı. 5/ Tavlada “üç” sayısı... Kahveci tepsisi. 6/ Hiçbir üretici çalışmada bu lunmadan, yalnızca mülkünün geliriyle yaşayan kimse. 7/ Bir işi yerine getirme... Şöhret. 8/ Hitit... Leylak rengi, açık mor. 9/ Bir renk... Kullanım amacına her yönüyle uygun olan, kullanışlı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dört telli bağlama. 2/ Asya’da bir ır mak... Yeryuvarlağının yıl içinde Güneş’e en uzak olduğu nokta. 3/ Tantal elementi nin simgesi... “Güzel sever diye ederler / Benim Hak’tan gayrı sevdiğim mi var” (Ka racaoğlan) 4/ İzin, onay... Kalın bükülmüş sicim. 5/ Belirli bir düzene göre dizilme durumu... Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmek te kullanılan araç. 6/ Madagaskar’da yaşa yan, sincaba benzer bir maymun cinsi... Bir nota. 7/ Küçük su kanalı... Hamur tahtası. 8/ “Tükenmeyen mal mı verdi / Nem alacak benim” (Türkü)... Dört Halife’nin sonun cusu. 9/ Yapmacıklı bir şekilde gülmek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle