23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 23 TEMMUZ 2020 PERŞEMBE AKP, Cumhurbaşkanlığı sistemini öve öve bitiremedi ama ortadaki tablo çok daha farklı Bir de emekçiye sorun! AKP, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin iki yılında yapılanları öve öve bitiremese de gerçek du rum biraz farklı. Son 2 yılda yüzbinler ce işçi işini kaybetti, ücretsiz izne çıka rıldı, daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldı. Bu dönemde işverenlere yapı lan destek ise hız kesme MUSTAFA ÇAKIR di. Asgari ücretin 2002’den bu yana yüzde 134 arttığı açıklandı ama hâlâ açlık sı nırının altında olduğu söy lenmedi. Emeklilere bayramlarda veri len bin lira ikramiyenin yaklaşık 2 yıl dır yerinde saydığı, çok sayıda emekli nin sıfır zamla geçinmek zorunda kal dıkları da görmezden gelindi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi nin 2 yıllık sonuçları açıklandı. Ortaya çıkan tablo, emekçiler için son 2 yılın zorlu geçtiğini gösterdi. Veriler ve orta ya çıkan tablo şöyle: n 3.7 milyon işçi kısa çalışma ödene ği kapsamında ücretinin yüzde 60’ını alabildi. Bu süre içerisinde genel sağlık sigortası primi dışındaki diğer emeklilik prim ödemeleri de donduruldu. n 1.7 milyon işçi ücretsiz izne çıkarıldı. İşçiler şartları taşımadıkları gerekçesiyle işsizlik maaşından yararlanamadı. 1.7 milyon işçi, devlet tarafından işsizlik sigortası fonundan karşılanan aylık 1168 lira geçinmek zorunda kaldı, hâlâ da kalıyor. Hükümet bu süreyi gelecek yılın ortasına kadar bir yıl daha uzatmaya hazırlanıyor. n Son iki yılda işsiz kalanlardan sadece 1.8 milyonu işsizlik maaşından yararlanabildi. n Memur ve işçilerde sendikalaşma oranının yüzde 22’ye yükseldiği açıklandı. Oysa Türkiye’de şu anda 13.8 milyon işçiden sadece 1.9 milyonu sendikalı. Sendikalaşma oranı ise yüzde 13.8’lerde. Memurlardaki yüzde 66.7 oranındaki sendikalaşma oranı ile toplam oran da yüksek gösteriliyor. n AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücretin bugün yüzde 134 artış ile 2 bin 324 liraya çıkarıldığı açıklanıyor. Ancak Türkİş’in açlıkyoksulluk sınırı araştırmasına göre Eylül 2002’de açlık sınırı 348 liraydı. Bugün ise 2 bin 431 lira. Asgari ücret bugün de açlık sınırının altında. Değişen bir şey yok. n Asgari ücretin yıllar sonra ilk kez geçen yıl oybirliği ile kabul edildiği açıklandı. Ancak bu yıl işçi tarafı olan Türkİş, karara katılmadı. n İşçiler, işsizlikle mücadele edip daha düşük ücretlerle geçinmek zorunda kalırken işverenlere destek ise hız kesmedi. Son 2 yılda 1 milyon 650 bin işyerine 79.7 milyar lira destek verildi. İşverenlere sadece asgari ücret için verilen destek 20 milyar lirayı buldu. 1.6 milyon işyeri için toplam 19.7 milyar lira asgari ücret desteği sağlandı. AKP döneminde 18 ayrı sigorta prim teşviki, desteği ve indirimi uygulanarak işverenlere 213 milyar lira devlet katkısı sağlandı. Ayrıca bu desteklerin hemen hemen tamamı da asıl amacı işçilere işsiz kaldıklarında destek sağlamak olan işsizlik sigortası fonundan karşılandı. n Kayıt dışı istihdamın 23 puan dü şürüldüğü açıklandı. Şu anda kayıt dışı istihdam hâlâ yüzde 34.5 seviyelerinde. Üstelik son yıllarda artış da yaşanıyor. 2018 yılında yüzde 33.4’tü. n En düşük emekli aylığının 1500 liraya yükseltildiği açıklandı. Oysa emeklilerin önemli bir bölümünün maaşı 1500 liranın altında. Aradaki fark Hazine tarafından tamamlanıyor. Maaşı bin 500 liradan düşük olup da aradaki fark Hazine tarafından tamamlanan emekliler, aslında zamdan da yararlanıyor. Bu emekliler, bundan sonraki artışlarla maaşları 1500 liraya ulaşana kadar da zamlardan yararlanamayacak. Bu da aslında “sıfır zam” anlamına geliyor. n 5 Şeker ve Kurban Bayramı’nda emeklilere toplam 53.2 milyar lira ikramiye ödendiği açıklandı. Oysa emekliler, 2018 yılından bu yana geçen yaklaşık 2 yıllık süreye ve yaşam koşullarındaki pahalılaşmaya karşın bayramlarda bin lira ikramiye alıyor. Her şeyin fiyatı artıyor ancak bin lira hiç artmıyor. 2 yıldır yerinde sayıyor. l ANKARA LIBYMAGVKU’DREGNUSU: Gerekli adımları atmakta tereddüt etmeyiz Milli Güvenlik Kurulu (MGK) sonrası yayımlanan bildiride, Türkiye’nin Libya halkının yanında yer almayı sürdüreceği belirtilerek, “Libya’da gerekli adımları atmakta tereddüt etmeyiz” denildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan 2 saat 30 dakika süren MGK toplantısının ardından 6 maddelik bildiri yayımlandı. “Türkiye’nin milli birlik ve beraberliği ile bekasını tehdit eden PKK/KCKPYD/YPG, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere, tüm terör örgütlerine karşı yurtiçinde ve yurtdışında başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulduğu” belirtilen bildiride, “Türkiye’nin, sınır ötesindeki terörist unsurlara karşı mücadelesini, uluslararası hukuktan ve ikili antlaşmalardan doğan hakları çerçevesinde sürdüreceği ve komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygılı olduğu” kaydedildi. Bildiride, Türkiye’nin, “her türlü zorbalığa karşı Libya halkının yanında yer almayı sürdüreceği ve gerekli adımları atma hususunda tereddüt etmeyeceği” vurgulandı. Kıbrıs’taki Türk toplumunun haklarını görmezden gelen ülkelerin ve aktörlerin adada barış ve istikrar ortamına zarar verebilecek girişimlerine hiçbir suretle müsaade edilmeyeceğinin altının çizildiği aktarılan bildiride, Türkiye’nin, “Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklanan hak, alaka ve menfaatlerinin korunması konusundaki katı kararlılığın vurgulandığı” kaydedildi. Ermenistan’a kınama Bildiride, “Azerbaycan topraklarındaki gayrimeşru işgalini yıllardır sürdüren Ermenistan’ın barışı bozan ve uluslararası hukuku hiçe sayan YAŞ BUGÜN TOPLANIYOR Yüksek Askerî Şura (YAŞ), Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün toplanacak. Görevdeki süreleri dolan üç kuvvet komutanının şurada temdit edilmesi beklenirken komuta kademesinde değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor. Her yıl ağustos ayı başında toplanan ama bu sene bayram nedeniyle öne çekilen şuranın bir günde tamamlanması öngörülüyor. Şurada ele alınacak konular arasında general ve amirallerin terfi ve atama dosyaları yer alacak. Yaş haddinin yanı sıra görevdeki bekleme süresini henüz doldurmayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in mevcut görevine devam etmesi bekleniyor. Geçen sene görev süreleri birer sene uzatılan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal’ın yanı sıra görev süresini bu sene dolduran Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın durumları ise YAŞ’tan çıkacak en önemli kararlar arasında yer alıyor. TSK komuta kademesinin mevcut yapısını koruması bekleniyor. l Haber Merkezi saldırganlığı” şiddetle kınanırken, “Ermenistan’ın mütecaviz tutumunu sonlandırması ve işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarını terk etmesi gerektiği, Türk milletinin kardeş Azerbaycan’ın haklı davasında alacağı her türlü karara sahip çıkacağı” vurgulandı. l ANKARA/Cumhuriyet İLK NAMAZ IÇIN ÇEKILIŞ! Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kuzeni Cengiz Er’in kurucusu olduğu superhaber.tv isimli internet sitesi, 24 Temmuz’da Ayasofya’da kılınacak namaz için çekiliş kampanyası başlattı. SuperHaber’den yapılan duyuruda, “Yıllarca Ayasofya Camii’nde ilk namaza tanıklık etme hayali mi kurdunuz?.. Bu hayali gerçekleştiriyoruz” denilerek çekilişe katılmak için aranan özellikler şöyle sıralandı: “SuperHaber Twitter hesabını takip etmek. İstanbul dışında ikamet etmek. Twitter mesajını beğenmek ve paylaşmak. (Çekiliş için sahte hesaplar dahil değildir.) 3 arkadaşınızı etiketlemek. Hesabınızın kilitli olmaması.” Öte yandan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, CHP’li Muharrem İnce’yi ve tüm milletvekillerini Ayasofya’da kılınacak namaza davet ettiği, HDP, TİP, DBP’yi ise davet etmediği öğrenildi. l Haber Merkezi Danıştay’a kıdemsiz hâkim! Danıştay tetkik hâkimliğine yapılacak atamalarda 3 yıl süreyle 5 yıllık kıdem şartı aranmayacak Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Kanun teklifinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle Danıştay tetkik hâkimliğine yapılacak atamalarda beş yıllık hizmet süresi şartı aranmayacak. Böylece iktidar, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yargıya aldığı hâkim ve savcıları, 5 yıllık kıdem şartı olmadan Danıştay’da tetkik hâkimi yapabilecek. Yasaya göre duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli yapılması halleri arasına, “yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatının bulunması” hali de eklendi. Ses veya görüntü nakli yoluyla duruşmanın yapılması usulü yeniden düzenlenecek. Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine karar verebilecek. Mahkeme, tarafların rızası olmak kaydıyla, tanığın, bilirkişinin veya uzmanın; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine karar verebilecek. Mahkeme, fiili engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına, yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun uygun görüşünü alarak karar verebilecek. Kanun teklifinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle Danıştay tetkik hâkimliğine yapılacak atamalarda beş yıllık hizmet süresi şartı aranmayacak. Böylece, son yıllarda atanan hâkim ve savcılar, Danıştay’a tetkik hâkim olarak atanabilecek. Tüketici davaları Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yapılan düzenlemeyle tüketici mahkemelerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olacak. Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları halinde tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden, davanın tüketici lehine sonuçlanması halinde arabuluculuk ücreti, davalıdan tahsil edilecek. l ANKARA Dört başı mamur sansür yasası BACŞHKÖPAZGNERVLUE:KPİLİ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’ye getirilen sosyal medya düzenlemesinin dört başı mamur bir sansür yasası olduğunu ifade etti. CHP’li Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Meclis’in kendi gündemine hâkim olmadığını kaydetti. Meclis’in ne zaman kapanacağının bir kişiye bağlı olduğunu belirten Özel, “3 haftadır Meclis’in kapanabileceği söyleniyor. Sürekli tek adamın ve Saray rejiminin dayatmasıyla karşı karşıyayız” diye konuştu. AKP ve MHP’den bu kez sosyal medyayı karartmaya yönelik bir talep olduğunu kaydeden Özel, “Verdikleri teklif ile yaptıkları açıklama arasında dağlar kadar fark var. Bize iletilmiş olan bu teklife bırakın katkı sunmayı, son derece tehlikeli olarak buluyoruz. Dört başı mamur bir sansür yasasıdır” değerlendirmesini yaptı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u eleştiren Özel, “Bu kürsüden Cum hurbaşkanı, Devlet Bahçeli, Şentop’u eleştiriyorum; Anadolu Ajansı haberi geçiyor. Fahrettin Altun’u eleştirince altın makas. Sorumlu olduğu kuruma kendi lehine sansür yaptırıyor” dedi. ‘İstifayı başardı’ Özel; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Tarih Kurumu’nun başına, inadına Atatürk düşmanlarının tarihini araştıran Ahmet Yaramış’ı atadığını kaydetti. Yaramış’ın darbe girişiminde bulunanlardan nedamet getirenlerin affedilmesi yönünde yaptığı açıklamanın tepki çektiğini anımsatan Özel, “Nihayet bir hafta sonra istifa edebildi. Süleyman Soylu’ya göre becerikliymiş. Hiç olmazsa bu istifa etmeyi başardı. Soylu, tek adam rejiminde istifa etmeyi de başaramadı. Bu kişinin atamasından nedamet getiren birisi varsa çıksın konuşsun. Yaptıkları bütün atamalar benzerdir” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Sevilmek değil yaşamak istiyoruz!’ Yüzlerce kadın, çoğu çok genç, gırtlaklarını paralayarak bağırıyor: “Yaşamak İstiyoruz!”, “Artık öldürülmek istemiyoruz!” Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesi’nin birinci maddesi, yaşam hakkı! Ve benim ülkemde meydana toplanmış yüzlerce kadın, “Yaşamak İstiyoruz” diye bağırıyorsa boğazımda bir düğüm, gözümde yaş... Ekmek, su, iş, sevgi değil, yaşamak yahu, yaşamak? Hayatta kalmak! Sokakta yürürken arkandan ayak sesleri duyduğunda korkmamak! Üzerinde bir çift erkek gözü hissettiğinde kalbin sevgiden değil korkudan atıyorsa, bir erkek eli sana sadece vurmak için, boğazını sıkmak, saçından sürüklemek için kalkıyorsa, bunda bir manyaklık yok mu? Her yıl niye daha çok kadın üstelik de kendisini sevdiğini iddia eden bir erkeğin şiddetine maruz kalıyor, ölüyor? Ve buna DEVLET niye seyirci kalıyor? Buna seyirci kalınmasın diye hazırlanmış bir İSTANBUL SÖZLEŞMESİ var diye niye rahatsız oluyor da bizi yönettiklerini iddia edenler, bunun kaldırılması için düğmeye bastı? Niye? Kadınlar daha rahat, daha çok öldürülsün diye mi? Öldüren az cezayla yırtsın diye mi! Niye İzmir? Beşiktaş’tayım. Yüzlerce kadın, maskelerini takmış, sosyal mesafe kurallarına uygun, denizdeki martılar gibi çığlık çığlığa Yaşamak İstiyoruz diye bağırırken kolluk güçleri, pek de görünmeden önlem almış, izliyor. Önceki akşamüstü Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar Pınar Gültekin’in canice katledilmesini protesto için sokaklardaydı. Ve niçin İzmir’deki protestoculara saldırdı polis? Niçin o gencecik kadınları copladı, saçından sürükledi, polis otolarına bindirip gözaltı yaptı? Niçin, niçin, niçin? Nedir polisin, Emniyet’in İzmirli nefreti, nedendir? Adana’da, Ankara’da, İstanbul’da, Muğla’da, her yerde kadınlar, yaşamak istiyoruz diye bağırdıklarında sorun yok da İzmir’de niye var? AKP’ye yeterince oy çıkmıyor diye mi bu şiddet, bu nefret? Pınar Gültekin, 2015 yılında sabaha karşı üçte Twitter’a yazmış Özgecan cinayetinin ardından, “Kız kardeşim gibi canım acıyor, bugün ona, yarın bana” diye. Evet Pınar, seni de koruyamadık, yarın kim acaba? Pınar Gültekin, çalışıp harçlığını çıkardığı parayla Muğla’da üniversite eğitimini tamamlamak üzere olan Siirtli bir genç kadın. Muğla gibi yüz akı bir ilimizin Akyaka gibi dünya güzeli bir ilçesinde oturuyor ve bir caninin öldürmelere doyamadığı cinayetinin faili oluyor! Beklersin ki tam tersi olsun, Muğlalı bir genç kadın Siirt’te bir töre cinayetine kurban gitsin. Kadına karşı şiddet, artık coğrafya tanımıyor, her yerde! Öldürenin çoğu zaman mazereti aynı: “Seviyordum.” Sevdiği için öldürmek? Kadınların yanıtı: Sevilmek değil, yaşamak istiyoruz! Son on yılda kadın cinayetlerinde önlenemez yükselişin nedeni üzerinde duracağına, boşanmalar artmış diye İstanbul Sözleşmesi’nden şikâyet eden tarikata uyup kaldırmaya çalışan AKP iktidarı bilmeli ki asıl cinayetlerin artması, önlenmesi gereken bir ayıptır! İzmir’de protestocu kadınlara inip kalkan coplar, müstakbel canileri teşvik ve tahrik etmiştir! Bu mu istediğiniz? “İstanbul Sözleşmesi” aile birliğini bozuyormuş. O kutsal aile ki koca, karısına tecavüz eden erkek kardeşini korumak, mağduru ortadan kaldırmak için şikâyetçi olmak isteyen karısını öldürdü! O kutsal aile ki kalabalık ev ortamında küçük çocuğa amcası tecavüz etmiş, çocuğun namusu bozuldu diye aile meclisi kararıyla çocuğu öldürdüler! Hepsi mahkeme tutanakları, polis kayıtlarından bildiklerimiz, kim bilir hasır altı edilen daha ne cinayetler vardır? Avcı kursu Tarım ve Orman Bakanlığı, açtığı av ihalelerine tepkiye inat, şimdi de “Avcı kursu” açacakmış. Önce “insan olma” kursu açın! Erkeklerin çoğu, zaten avcı! Elinde silahı, kan kokusu almış birer katil! Avını kovalayacak, kıstıracak, öldürecek, eziyet ederken videosunu çekip paylaşacak ve bundan zevk alacak! Devletin görevi, insanlara canlıları öldürmeyi öğretmek değil, yaşatmayı öğretmek olmalı! Pınar Gültekin, ceylan gibi bir genç kadın, ormanda öldürüldü, öldürmelere doyamayan avcısı tarafından. Devlet avcıya yol mu gösterecek, elini mi tutup engel mi olacak? Kadın cinayetleri siyasaldır dediğimiz zaman anlamazdan geliyorlar bir de! VEFAT Hocamız “Günışığı”mız PROF. DR. İl Han ÖZAY Yokluğunuza alışamayacağız. Aziz hatırası önünde saygı ve minnetle… Nilay Arat, Başak Baysal, Umut Doğu, Ahmet Kalafat Cenk Yaşar Şahin, Aslı Topukcu, Atakan Uzun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle