25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR avro sterlin FAİZ BORSA 11 23 TEMMUZ 2020 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.8730 0.5 kuruş 7.9400 8.2 kuruş 8.7320 Sabit 10.40 0.18 puan 118.080 38 puan 2757.70 29.80 lira 410.24 3.98 lira Yurttaşın, yılın ilk çeyreğindeki toplam seyahat harcaması 5 yıl geriye gitti Tatil de hayal oldu Covid19’un etkilerinin verilere yansımadığı 2020 OcakMart döneminde 4 milyon 151 bin yurttaş tatile çıkamadı. Çıkabilenlerin harcamaları ise 2019’a göre yüzde 42 düştü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 birinci çeyreğine (ocak mart dönemi) ilişkin açıkladığı “Hanehalkı Yurtiçi Turizm” ve rileri, turizm sek törünün pandemi den önceki veha metini ortaya koy GAMZE BAL du. 2019 OcakMart aralığında 10 milyon 932 bin ki şi seyahate çıkarken bu sayı, 2020 OcakMart döneminde 6 milyon 781 bin kişiye gerile di. Yani Covid19 pandemisinin henüz etkin olmadığı bu dö nemde 4 milyon 151 bin yurt taş tatile çıkamadı. Çıkabilen ler de artan pahalılığın etkisiy le harcamasını kıstı. Yerli tu ristlerin, yurtiçinde yaptıkları seyahat harcamaları 2020’nin birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 41.9 azalarak 4 milyar 61 mil yon 93 bin TL’ye düştü. 5 yıl geriye gitti TÜİK’in son yıllarda açıkladığı birinci çeyrek hanehalkı yurtiçi turizm verileri kıyaslandığında şu sonuçlar dikkat çekiyor: 4 2020 birinci çeyrekteki seyahat başına ortalama harcama, 2019 birinci çeyreğe göre yalnızca 14 lira arttı. 496 liradan 510 liraya yükseldi. 4 2020 OcakMart aralığındaki toplam seyahat harcaması ise 5 yıldan da geriye gitti. Seyahate çıkan yurttaş 2016 OcakMart döneminde 4.2 milyar TL harcarken 2020’nin aynı dönem aralığında 4 milyar liraya geriledi. 4 Söz konusu dönem aralığında seyahate çıkan yurttaş, en çok “spor, eğlence, mücevher, halı ve kilim” alanlarındaki harcamasını kıstı. Bu harcamalar 2019’un birinci çeyreğine göre yüzde 67.9 azaldı. 4 Seyahat öncesi yapılan “giyim, ilaç, çanta, kamera” gibi harcamalar da bir önceki çeyreğe göre yüzde 61.6 azaldı. 4 2020 OcakMart döneminde seyahate çıkanlar 61 milyon 98 bin geceleme sayısı ile en çok “arkadaş veya akraba evinde” kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 7 milyon 502 bin geceleme ile “kendi evi” yer alırken, “otel” 2 milyon 161 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı. 4 2019’un aynı dönem aralığındaki konaklama türlerine göre ise yurttaşın “kendi evi”ndeki geceleme sayısı 10 milyon 987 bin idi. “Otel” ise 5 milyon 945 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer almıştı. İFLAS KAYGISI BÜYÜDÜ Türkiye’de koronavirüs vakalarının henüz yaşanmadığı ocakşubat aylarında dahi düşen yerli turist hareketliliği, pandemiyle birlikte dip seviyeleri gördü. Bu yıl için yabancı turistten umudunu kesen sektör temsilcileri, temmuz ayında yerli turist hareketlilikleriyle birlikte dolulukların yüzde 3035’lere çıkacağını öngörüyordu. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ÇanakkaleKörfez Bölge Temsil Kurulu Başkanı Ahmet Çelik, “Temmuzda en azından yüzde 30 doluluk yakalarız diye düşünüyorduk. Yüzde 510’larda kaldı” dedi. Bölgelerindeki seyahat acentalarının, yüzde 80’inin KGF destekli kredilerden veya teşvik paketlerinden yararlandığı bilgisini veren Çelik, bu kredilerin geri ödenemeyecek olmasının yaratacağı iflas kaygılarını şu sözlerle dile getirdi: “Geçen sene haziranda bir seyahat acentası 10 tur organize ederken bu haziranda bire düştü. Bu çok vahim. Çünkü önümüzde sadece 1.5 ay kaldı. Sonrasında marta kadar işlerimizin olmadığı bir sürece gireceğiz. Bu yüzden kredilerin geri ödenmeye başlayacağı kasım ayında çok ciddi sorunla karşı karşıya kalacağız. Çoğumuz için iflasa kadar gidecek bir süreç başlayacak. Bunun için ödemelerin ya ilk ödeme tarihinden itibaren en az 6 ay ertelenmesini veya ikinci bir teşvik paketinin çıkarılmasını talep ediyoruz.” Fındık kavgası Salgın ve düğünler altını güçlendiriyor Son dönemde altın fiyatlarında başlayan yükseliş sürüyor. Dün, gün içinde altının ons fiyatı 1860 dolar seviyesine ulaşırken, iç piyasada gram altın 410 lirayı gördü. Dünya genelinde Covid19’la ilgili ikinci dalga endişeleri ve aşı belirsizliği, iç piyasada ise ayrıca düğün sezonunun getirdiği talep artışı etkili oluyor. Ünlü Menkul Araştırma Müdürü Murat Akyol şu vurguyu yaptı: “Aşı çalışmalarından somut sonuç çıkması durumunda güvenli liman ihtiyacı daralacağı için altında düzeltme görebiliriz. Ancak gerek faizlerin düşük seyretmesi gerek likidite koşullarının bolluğu ortauzun vadeli görünümü pozitif tutmaya devam ediyor.” Spot altında en yüksek fiyat 1921 dolarla Eylül 2011’de görülmüştü. l Ekonomi Servisi Enflasyon düşmeden faizde indirim yok Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu bugün toplanıyor. Ancak yerli ve yabancı analistler, bu haftaki toplantıda da faizlerde bir değişiklik beklemiyor. Yabancı analistlere göre özellikle enflasyondaki artışla beraber TCMB’nin genişlemeci para politikasına belli bir süre ara vermesi öngörülüyor. Bu durumun, Merkez Bankası’nın genişlemeci para politikasında sona yaklaşıldığı anlamına gelmediği, bankanın enflasyonun seyrine göre faizlerde tekrar indirime gidebileceği belirtiliyor. l Ekonomi Servisi Bitcoin’e güven arttı BtcTurk’ün İstanbul Üniversitesi İstatistik Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği ile yaptığı “Pandemi yılında Türkiye’de Bitcoin’i Anlamak” araştırmasına göre 2019’da yüzde 12.1 olan Bitcoin’e güven, bu yıl yüzde 14.84 oldu. Memnuniyet ise yüzde 7.7’den yüzde 12.2’ye çıktı. Yine araştırmaya göre “online alışverişlerde ödemeyi Bitcoin ile yaptığım oluyor” diyenlerin oranı yüzde 9’dan yüzde 20’ye, “Bitcoin vb. kripto para ile yatırım ve tasarruf yapıyorum” diyenlerin oranı yüzde 12.7’den yüzde 23.23’e yükseldi. BtcTurk CEO’su Özgür Güneri, Bitcoin’e en çok ilgi gösteren illerin Adana ve Diyarbakır olduğunu belirtti. Tarım Bakanlığı ve ihracatçıların açıkladığı tahmini rekolteye tepki gösteren üretici, “Bakan Pakdemirli baronların istediği rakamları açıkladı” diyor. SEFA UYAR Fındık sezonu yine rekolte tartışmalarıyla başladı. Tahmini rekoltenin Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre 660 bin 157 ton, Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ne göre ise 670 bin 285 ton olarak açıklanması üreticiyi kızdırdı. Tekgıdaİş Sendikası Ordu İl Temsilcisi Ali Öner, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından açıklanan tahmini rekoltenin gerçek olmadığını belirterek “Bu rekolteyi yakalamamız mümkün değil. Yüksek rekolte açıklandığı için fiyatlar 10 TL düştü” dedi. Kendisi de fındık üreticisi olan Tekgıdaİş Sendikası Ordu İl Temsilcisi Ali Öner, Pakdemirli’nin tahmini rekolte açıklamasının, “üreticileri şok ettiğini” belirtti. Fındık baronla rının, fındığın fiyatını düşük göstermek için tahmini rekolteyi yüksek açıkladığını kaydeden Öner, “Hasatın 600 bin tonun altında olacağını düşünüyorum” dedi. ‘Fiyat 28.5 TL olmalı’ Öner, korona salgını nedeniyle mevsimlik işçilere izin verilmezse işçi maliyetlerinin katlanacağını öne sürerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çağrı yaptı ve “Bakanın açıkladığı bu rakamı dikkate alma yın. Fiyatlar da maliyetler analiz edilerek açıklansın” dedi. Fındığın fiyatının yakın zamana kadar 26 ile 28 lira bandında olduğunu söyleyen Öner, “Fiyatlar adeta düşürüldü. Fındığın fiyatı 18 liraya kadar indi” dedi. Enflasyon ve işçi maliyetleri ile gübre ve ilaç gibi girdilerde artış olduğuna dikkat çeken Öner, fındık için açıklanacak taban fiyatın 26.5 ile 28.5 lira arasında olmasını beklediklerini söyledi. l ANKARA Türk sanayisi yeni beceri kazanmalı İstanbul Sanayi Odası (İSO) video konferans yöntemiyle aylık toplantısını gerçekleştirdi. “Sanayimizin Bugününe ve Geleceğine Bakış” gündemi ile yapılan toplantıda Başkan Erdal Bahçıvan, pandeminin sanayi sektörü üzerindeki etkisinin gelecek yıl İSO 500 verilerinde görüleceğine dikkat çekti. “Ancak bazı çıkarımlar yaparak geleceği bugünden inşa etmeliyiz” diyen Bahçıvan, şunları söyledi: “Sektörlerimizin katma değer yapısının iyileştirilmesi, küresel talep dinamiklerinde değişimlere uyumun artırılması, yatırım çekiciliğinin güçlendirilmesi, geleceğin mesleklerine, teknolojilerine ve iş yapış şekillerine uyumun hızlandırılması her zamankinden daha kritik. İçinden geçtiğimiz dönem, sanayimizin yeni beceriler kazanmasını da zorunlu kılıyor.” l Ekonomi Servisi En fazla yatırım Türkiye’ye Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), koronavirüs salgınından etkilenen ekonomileri desteklemek için yılın ilk yarısında 5.1 milyar Avro’luk (5.9 milyar dolar) rekor yatırım yaptığını açıkladı. Türkiye 2020’nin ilk yarısında EBRD’nin toplam yatırımlarının beşte birini, yani yaklaşık 1 milyar Avro’sunu alırken Mısır ise 459 milyar Avro ile en çok yatırım alan ikinci ülke oldu. G7’nin en büyük ekonomilerinin çoğunluk hissesini elinde bulundurduğu EBRD, Estonya’dan Mısır’a ve Fas’tan Moğolistan’a kadar yatırım yapmış olduğu 38 ekonominin pandemiden “ağır” etkilendiğini belirtti. EBRD, bugüne kadar, Türkiye’de çeşitli sektörlerde 300’den fazla projeyle özel sektör 12.4 milyar Avro yatırım yaptı. l Reuters Bisiklet lastiğine ithalat soruşturması Ticaret Bakanlığı’nın ithalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin iki ayrı tebliği Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğlerle, yerli lastik üreticisi firmaların başvurusu üzerine Çin, Endonezya, Hindistan, Malezya ve Tayland menşeli motosiklet ve bisiklet lastikleri ile bunların aksam ve parçalarında damping iddialarına karşı nihai gözden geçirme soruşturması açılmasına karar verildi. Papara, Endeavor desteği alacak Lisanslı elektronik para kuruluşu Papara, Endeavor girişimi unvanını aldı. 2016 yılında faaliyetlerine başlayan şirket, kapsamlı finansmana, pazarlara, bilgiye ve uzmanlara erişim desteği alacak. Endeavor Türkiye’nin mayıs ayında düzenlenen yerel seçim panelinde Türkiye adayı olan Papara, 68’inci Endeavor Girişimi seçildi. l Ekonomi Servisi ‘Önce yavaş yavaş, sonra aniden’ “Nasıl iflas ettin?” “İki biçimde. Önce yavaş yavaş, sonra aniden.” (“Güneş de doğar” Hemingway) Liberal demokrasinin iflası olarak faşizm de Türkiye’de de olduğu gibi, önce yavaş yavaş, küçük birikimlerle yükselir, sonra da aniden yerleşir! “Yavaş yavaş” yükselişi tanıyamazsak “aniden” noktasına gelince durdurmak çok zorlaşır. Tehlikeli adımlar ABD’de “süreç olarak faşizmin”, bu “aniden” aşamasına kasım seçimlerinde gelme olasılığı hızla artıyor. Pazartesi yazımda, Trump Başkan olduktan sonra “süreç olarak faşizmin”, somut hukuksal ve kurumsal adımlarla, “yavaş yavaş” ilerleme aşamasını kısaca özetlemiştim. Bu adımlar, Covid19 salgını, “Siyah Yaşamlar Önemlidir” protestoları sırasında hızlandı. Şimdi kasım seçimleri, “aniden” aşamasına geçilebilecek bir eşik oluşturuyor: Trump, hafta sonunda, Fox News’le yaptığı söyleşide ağzındaki baklayı çıkardı. Fox: “Seçim sonuçlarını kabul edecek misiniz?” Trump: “Duruma bakar?” Kimi yorumculara göre bunlar, Trump’tan duyduğumuz en tehlikeli sözlerdi. Bu “en tehlikeli sözlere” aynı derecede tehlikeli eylemler eşlik ediyor. Trump, Bush döneminde terörizme karşı kurulan İç Güvenlik Örgütü’nü, Federal Acil Yönetim Ajansı’nı (FEMA) kendisine bağlı güvenlik güçlerini, toplumsal muhalefete karşı kullanmaya başladı. Örneğin bunlar, “Siyah Yaşamlar Önemlidir” hareketinin doğduğu, Portland’da (Oregon), gözlerine kestirdikleri vatandaşları, hiçbir açıklama yapmadan plakasız arabalara atıp götürüyorlar. Seçimlere “kanun ve düzen” adayı olarak girmeye karar veren Trump, bu plakasız arabaları ve kimlik taşımayan güvenlik güçlerini “Siyah Yaşamlar Önemlidir” hareketinin görüldüğü Chicago, New York, Philadelphia, Detroit, Baltimore gibi kentlere de göndermeye başladı. Bu kentlerin Demokrat Parti’den valileri, Trump’ın tutumunu otoriterlik olarak nitelediler, yasal yollardan direnmeye kararlı olduklarını açıkladılar. The New York Times’da Michelle Goldberg de “Trump’ın Amerikan kentlerini işgali başladı” başlıklı yorumunda, “Protestocular, sokaklardan hiçbir tutuklama emri olmadan derdest edilip götürülüyorlar. Hâlâ buna faşizm demiyor muyuz” diye soruyor, On Tryranny (“Tiranlık Üzerine”) kitabının yazarı Timothy Snyder’in saptamasını aktarıyordu: “Paramiliter güçlere dikkat edin. Lider yanlısı paramiliter güçlerle polis iç içe girmeye başlamışsa demokrasinin sonu gelmiş demektir.” İkinci dönem daha tehlikeli Faşist hareketlerin tarihine, son örneklerine baktığımızda “ikinci dönemin” çok daha tehlikeli sonuçlar yarattığını görüyoruz. Birinci dönemde, iktidara gelmek, ikinci kez seçimleri kazanmak için ittifaklar kuruluyor, tavizler veriliyor, yalanlar söyleniyor. Bu dönemde lider devlet kurumlarını, muhalefetin gücünü, ittifaklarının sınırlarını daha iyi tanıyor, devlet kurumlarını kendine bağlamaya başlıyor; hızlı bir kadrolaşma başlıyor. Basını susturabilecek yasal değişiklikler de çoğu kez, henüz uygulanmaya konmasalar bile, bu dönemde gerçekleşiyor. Ülkenin kültürel iklimi değişmeye başlıyor. Tüm bu değişiklikler, bir anlamda hegemonya inşası, toplumu moleküler düzeyde dönüştürme süreci, liderin ikinci kez seçimleri kazanmasına olanak verecek düzeye kadar ilerleyebilirse ikinci dönemde, faşist dönüşümler hızlanıyor. “Süreç olarak faşizm” bu dönemde, işbirlikçilerinden, yol arkadaşlarından, “yararlı salaklardan”, elini kolunu bağlayan yasalardan, hatta “güçler ayrılığı”nın sınırlayıcı etkisinden kurtulmaya, yasal sınırları aşan keyfi (hareketin/davanın gereksinimlerine uygun) adımlar atmaya başlıyor. ABD’de Trump yönetimi altında “süreç olarak faşizm”in ilerlemesi, işte tam da bu aşamaya geldi. Birinci döneminde bile var olan yasalar, güçler ayrılığı sistemi tarafından denetlenemeyen Trump, ikinci dönemde tamamen denetimden çıkarak “süreç olarak faşizm”i yeni bir aşamaya taşıyacaktır. ABD gerilemekte olan bir hegemonya merkezi. Karşısında çok güçlü, otoriter bir liderlik tarafından yönetilen, gücünü sergilemeye başlamış yeni bir hegemonya adayı var. Şimdi bu resme, faşist liderlerin iktidarlarını konsolide ettikten sonra militarist maceralara girdiklerine ilişkin bilgimizi de ekledik mi, tarihin yönü hakkında daha iyi bir fikir edinebiliriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle