23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 21 TEMMUZ 2020 SALI HABER Yargıdan ‘sakal’ kararı Memurun, “Atatürk devrim ve ilkelerine uygun kılık kıyafette” olması için çıkarılan yönetmelik delindi Bir dakika, yoksa MUSTAFA ÇAKIR Mahkeme, kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı olarak işyerine sakallı ve kravatsız gelen MemurSen üyesi memurun eylemini, “sendikal faaliyet” kabul etti. Kurumun memura verdiği “uyarı” cezası iptal edildi. Kurum tarafından memurun denetim faaliyetlerinde yetersizliğibaşarısızlığına ilişkin başka bir somut iddia ve gerekçe de ileri sürülemediğine işaret eden mahkeme, memurun kıyafetiyle denetim görevi arasında herhangi bir bağlantı bulunmadığını, aksine bir durumun sendikal haklara, eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olacağını savundu. Memura, hem yönetmeliğe aykırı davrandığı hem de “kurumun mükellefe karşı temsili noktasında gerekli tertibi sağla madığı” gerekçesiyle dış denetim görevi verilmedi. Aynı mahkeme, bu kararı da iptal etti. Karar, istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle alındı. İdare mahkemesinin bu kararının üst mahkemeler tarafından da kabul görmesi durumunda eğer sendika kararı da varsa memurların sakal tıraşı olmadan ve kravatsız olarak işyerine gelmesi Mahkeme, yönetmeliğe aykırı olmasına karşın sendika kararı olduğu gerekçesiyle “sakallı ve kravatsız” memura onay verdi. Karar, memurun sakal tıraşı olmadan ve kravatsız olarak işyerine gelmesinin önünü açacak. nin önü açılacak. Kamu çalışanlarının işye rindeki kılık ve kıyafetleri “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik” ile düzenleniyor. Birinci maddede, “Bu yönetmelik, kamu personelinin Atatürk devrim ve ilkelerine uygun, uygar, aşırılığa kaçmayacak şekilde sade bir kılık ve kıyafette olmalarını, kı lık ve kıyafette birlik ve bütünlük içinde bulunmalarını sağlamayı amaçlamaktadır” hükmü yer alıyor. Yönetmelikte, kamu çalışanları için “Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez” hükümleri yer alıyor. MemurSen ve bağlı sendikalar, yönetmeliğin değişti rilmesi için yıllardır “serbest kıyafet eylemi” yapıyor. Dava konusu son olayda, İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nin kararına göre süreç şöyle işledi: Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü’nde şef olarak görev yapan MemurSen’e bağlı Ulaştırma MemurSen İstanbul 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu üyesi Murat Okur, üyesi olduğu sendikanın aldığı “serbest kıyafet eylemi” kararı doğrultusunda işyerine sakal tıraşı olmadan ve kravatsız gelmeye başladı. Bunun üzerine memur hakkında soruşturma başlatıldı. Memura, “belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak” fiilini işlediği gerekçesiyle uyarma cezası verildi. Memur cezanın iptali istemiyle dava açtı. l ANKARA T.C. TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Aşağıda kamulaştırmaya ilişkin özet bilgileri belirtilen taşınmaz Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmış olup, mahkememizde 4650 Sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. Maddesine göre bedel tespiti, tescil davası açılmıştır. Tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde İdari yargıda iptal veya Adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltme davası açılabileceği, açılacak davalarda husumetin KARAYOLLARI Genel Müdürlüğü’ne yöneltilmesi, 30 gün içerisinde idari yargıda iptal davası açtığınızı veya yürütmeyi durdurma kararı aldığınızı belgelendirmediğiniz takdirde Kamulaştırma kesinleşecek olup, mahkememizde tespit edilen bedel üzerinden daimi irtifak hakkı KARAYOLLARI Genel Müdürlüğü adına tapuya tescil edilcektir. Mahkememizce tespit edilecek Kamulaştırma bedeli adınıza T.HALK BANKASI Tekirdağ Şubesi’ne yatırılacaktır. Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizi tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize yazılı olarak bildirmeniz gerekmektedir. İlgililere 4650 Sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereğince ilan olunur. 15/07/2020 İLİ: TEKİRDAĞ İLÇESİ: SÜLEYMANPAŞA Dosya Esas No 2020/196 2020/197 Mahalle Kayı Gündüzlü 2020/198 Gündüzlü 2020/199 Gündüzlü 2020/200 Gündüzlü 2020/201 Kayı 2020/202 Gündüzlü Ada Parsel 1112 201 818 70 644 132 819 Malik Adnan Kırkaya Kamil Güven Zeki Güven Gamze Namuk Recep Üstün Ayhan Özcan Aysun Gül Nurgin Özcan Mustafa Kemal Yarapsan Mustafa Yüksel Yarapsan Ayhan Kadıoğlu Ahmet Üstün Baba Adı Kenan İbrahim İbrahim Şerif Rüstem Hamdi Hamdi Latif Rıfkı Kamulaştırılacak Alan irtifak hakkı m2 658,97 m2 3.102,42 m2 2.348,56 m2 5.357,90 m2 2.067,38 m2 Rıfkı Salih Orhan 566,79 m2 Hasan 914,42 m2 2020/203 Kayı 2020/204 Kayı 1118 1104 Alim Taşkın Zeki Liman Hasan Rahim 863,99 m2 1.589,55 m2 2020/205 Kayı 1114 Kamil Eral Önal Mehmet 829,75 m2 2020/206 Kayı 116 Nihal Yavuzçiftçi Feyzi İsmail Yavuzçiftçi Kazım Mehmet Yavuzçiftçi Kazım 5.630,63 m2 2020/207 Kayı 1043 Nazif Atlar Ayşe Karaman Hatice Denizer Hüsniye Güz Nazmi Atlar Sabiha Atlar Seher Sever Murat Murat Murat Murat Murat Murat Murat 965,69 m2 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1193115) EĞİTİM İŞ’ten DANIŞTAY’A ELEŞTİRİ: Hukuk sadece Ayasofya için mi işledi? SARP SAĞKAL Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ayasofya’nın statüsünü müzeden camiye çeviren kararı kısa sürede uygulamasına karşın diğer konularda aynı hassasiyeti göstermediği ortaya çıktı. Danıştay’ın, Öğrenci Andı’nı kaldıran yönetmelik hükmününün iptali 2 yıldır uygulanmazken Danıştay kararına karşın okul müdürü atamalarında sözlü sınav uygulaması da sürüyor. Durumu değerlendiren Eğitim İş Merkez Yönetim Kurulu üyesi Maksut Balmuk, “Yargıyı dolanan Erdoğan’dan yargıya sarılan Erdoğan’a geldik” diye konuştu. Balmuk, “Atamalarda görüldüğü gibi AKP, yargıyı arkadan dolanmaya çalışıyordu, şimdi gelinen noktada ise yargı kararı uygulanıyor” dedi. Ayasofya konusunda davalı olan tarafın Cum hurbaşkanlığı olduğuna dikkat çeken Balmuk, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Ayasofya davasında davayı kaybeden taraftı. Davayı kazanan bir dernekti. Ama siyasi kazananı Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak görülmekte olup ayakta al kışlayanların, Cumhurbaşkanı’nın kararına methiyeler düzenlerin ne kadar samimi olduklarını ve ne kadar siyasi rant kazanacaklarını zaman gösterecek” ifadelerini kullandı. Temyize gider mi? Sonraki süreçte olacaklara da değinen Balmuk, “Bundan sonra acaba yargıdan karar çıkarıp mı kamuyu yönetecekler” sorusunu yöneltti. “İdare normalde kendisine dava açılınca temyize gider” diyen Balmuk, cumhurbaşkanlığı kararıyla caminin yeniden ibadete açılma imkânı olduğunu anımsatarak “Acaba Ayasofya kararı ile ilgili temyize gidecekler mi?” dedi. l ANKARA Atatürkçü Düşünce Derneği: Lozan karşıtlığı bir bildiği mi var? A dam, darbeye karışmış olsa bile Fethullahçı terör örgütü mensuplarının affedilmesini toplumsal barış namına diliyor; ne zaman, tam 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde. Kim? Daha resmi ataması bile yapılmadan, Atatürk’ün, yeni Cumhuriyetin ve millet olarak var oluşun bir temel unsuru olarak kurduğu Türk Tarih Kurumu’nun başkanlık koltuğuna oturtulan. Adını bile anmak istemem, ama gerekli olur hatırlamam için diye yazayım, Ahmet Yaramış (akademik unvana sahip üstelik). Konuşmasını dinleyin, haberini okuyun, ne bir dil sürçmesi var ne “yanlışlıkla, karışmamış diyecektim” biçimindeki tevilin inandırıcılığı. Tane tane üstüne basa basa karışmış diyen bir kişi. Daha sonra “Çok pişmanım, karışmamış diyecekken karışmış dedim, Cumhurbaşkanımız isterse istifa ederim” diyor ve Metehan Demir’in dün sabah Habertürk’te söylediği gibi daha büyük bir gaf yaparak Cumhurbaşkanı’nı da adeta söylediklerine bulaştırıyor. Sanki Cumhurbaşkanı bu sözleri onaylarmış gibi, istifasını istemezmiş gibi!!! Bir dakika, yoksa?! Ama bir dakika, bu sözleri söyleyen kişi hâlâ neden, zaten asla oturmaması gereken o koltukta oturuyor? Neden, hemen istifasını vermiyor ve Cumhurbaşkanı isterse... diyor? Neden Cumhurbaşkanı bana ne söylüyorsun, gereği neyse yap demiyor veya hemen görevden almıyor? Neden Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Şu an böyle bir talep yok, ancak Başkan Bey’in bu değerlendirmeyi yapıp kendisinin bir muhasebe yapmasında fayda var” diyor? Her şeyden önemlisi, Yaramış Bey neye güvenerek, hangi cesaretle bu sözleri söylüyor? Bir dakika! Yaramış yalnız değil, Abdurrahman Dilipak isimli yazar da ona destek çıkmıyor ve “affetmek erdemdir” demiyor mu? Ve daha benzer sesler çıkmıyor mu? ‘Müslüman da olsa bizdendir’ Mesele bu. Siyasal ve köktendinci İslam cemaatlerinin hepsi hem birbirine sahip çıkıyor, hem birbirlerini “yiyorlar”. Zaten, zaten terör örgütü niteliğini daha önce de potansiyel olarak içinde barındıran FETÖ ile AKP’nin yol arkadaşlığı uzun süre devam etmedi mi? Bir yandan “ortak düşman” “bizlere” karşı alabildiğine savaşırken, 2008’den itibaren Balyoz, Ergenekon davalarını sahiplenen, OdaTV gazetecilerini, Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabıyla FETÖ’cülerin ipliğini pazara çıkaran devletin Emniyet müdürü Hanefi Avcı’yı hapishanelerde sürüm sürüm süründürenler, aynı ortak iktidar yapısı değil miydi? Ahmet Şık’ın FETÖ’yü anlattığı “OOO Kitap Dokunan Yanar”ını yayımlanmadan toplatan ve yasaklayan FETÖ AKP iktidar değil miydi; o dönemin başbakanı “Bazı kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir” diyerek FETÖ’nün devlet içindeki yapılanmasını koruyan ve kitabın yasaklanmasını onaylayan? ‘Alınları secdeye değiyor’ Yani demek istediğim şu: FETÖ’nün devlet içindeki varlığı ve iktidar sevdalığı ağır bir şekilde cezalandırıldığına ve umutları kılıçla kesildiğine göre, artık tehlike olmaktan çıktılar ve alınları da secdeye değdiği için yeniden kucaklanabilirler... Tabii bu kucaklama herkese değil, ayıklanacaklar... Önemli olan devlet içinde uslu durmaları ve FETÖ gibi iktidara talip olmamaları, hele liderle bilek güreşine kalkışmamaları! Nedim Şener, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Ali Köse’nin “Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor” uyarısına destek çıkıyor, devlet bürokrasisi içinde kadro savaşına dikkat çekiyor. Peki, bunları oraya dolduranlar kim, CHP’liler mi? T.C. AKÇAABAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas: 2020/222 Davacı , MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ile Davalılar, AHMET CELAL KANBER, AYDIN KANBER, AYTEN ÖZLÜ, OSMAN NURİ KANBER, RAHİME KANBER arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu gereğince aşağıda dökümü yazılan taşınmazların MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’nın 01/12/2014 tarih ve 5861321 sayılı kararı ile kamulaştırma işlemi yapılacaktır. İlan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası, adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltme davası açabilecekleri, husumetin MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’na yöneltilmesi gerektiği, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, açtıkları dava ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmazın davacı kurumadına tescil edileceği, mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli hak sahipleri adına Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Akçaabat Şubesine yatırılacağı, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinin ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği, aşağıda belirtilen davanın duruşmasında mahkememizde hazır bulunmaları veya kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri, temsil ettirmedikleri takdirde duruşmanın yokluklarında devam edileceği, 2942 Sayılı Yasanın 4650 sayılı yasa ile değişik 10. maddesi gereği ilan olunur. 2020/222 Esas sayılı dosyası Duruşma tarihi: 03/11/2020 Duruşma saati:10:30 Ada Parsel Ada Parsel no Kamulaştırılan alan Trabzon İli 249 ada 147 parsel 249 ada 147 parsel Akçaabat İlçesi sayılı (680,88 m²) sayılı 71,28 m² Özlüler Mahallesi 249 ada 149 parsel 249 ada 149 parsel sayılı (322,62 m²) sayılı 30,99 m² Taşınmazın Malikleri ve Esas Numarası 1Ahmet Celal KANBER 2Aydın KANBER 3Ayten ÖZLÜ 4Osman Nuri KANBER 5Rahime KANBER Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1193340) Sevr yandaşlığıdır Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Lozan Antlaşması’nın 97. yıldönümü nedeniyle “Lozan karşıtlığı, Sevr yandaşlığıdır. Atatürk’ün kurduğu milli devletin tasfiyesidir. Bu emperyal oyunlara karşı herkesi dikkatli olmaya, yurttaşlık sorumluluğu ile yasal ve demokratik yollarla mücadeleye çağırıyoruz” açıklamasında bulundu. Dernek, 24 Temmuz’da Anıtkabir’e ziyarette bulunacaklarını açıkladı. ADD, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın yıldönümü nedeniyle yazılı açık lamada bulundu. Lozan’ın Türkiye’nin tam bağımsız, demokratik, laik bir devlet olmasını sağlayan temellerden biri olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Lozan karşıtlığı, Sevr yandaşlığıdır. Bölünmek, parçalanmak ve emperyalizme yem olmaktır. Atatürk’ün kurduğu ulus devlet modelinin, çağdaş kazanımların ve Cumhuriyetin niteliklerinin tasfiye edilmesidir. Hilafetin ve saltanatın geri getirilmek istenmesidir. Millilik yerine ümmetçiliktir. Çoklu hukuk sistemini benimsemektir” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet GAZETE VE DERGİ OKURU DÜŞTÜ Ali Köse’ye cemaatler saldırıyor Cemaatlerin devlet içinde işleri ne? Nemalanmak, Hazine’ye hortum döşemek... Bunların “sivil din işleri” ile ne ilgileri var? Din üzerinde parasal imparatorluk kuranların faaliyetlerine devletçe destek neden? İktidar sahiplerinin salt gönül bağlılıkları mı, yoksa bu cemaatlerin halkı örgütleyerek siyasi yapıya oy desteği devşirmeleri mi veya her iki nedenle mi ilişkileri var? İktidar bunlara neden sahip çıkıyor? Devlet bürokrasisi bunlar arasında neden parselleniyor? Amerikalı ilaç şirketinin rüşvet verdiği Sağlık Bakanlığı’ndaki bürokratlar kim? Bunlar neden korunuyor? Nedamet getirdiler, Tanrı olsa onları affederdi, biz de affediyoruz sonucuyla karşılaşırsak, şaşırmayacağım. İskilipli Atıf Hoca gibi İngiliz düşmanla işbirliği kesinleşen adamların destekçileri, Türk Tarih Kurumu koltuğuna oturtulduğuna ve onlar da “FETÖ affedilsin” dediğine göre, bilmediğimiz daha neler var, neler. Tirajlar yüzde 8 azaldı Türkiye’de yayınlanan gazete ve dergilerin sayısı ve tirajları, 2019 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 8 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, bu dönemde gazete ve dergi sayısı 5 bin 485’e ge riledi ve bu yayınların yüzde 57.4’ünü dergiler oluşturdu. Aynı dönemde gazete ve dergilerin tirajı da yüzde 8 azalarak 1 milyar 259 milyona geriledi ve bunun yüzde 94.2’sini gazeteler oluşturdu. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle