21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 11 TEMMUZ 2020 CUMARTESİ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/YORUM Kız Adından Baraj Olmaz Çankırı’nın Kurşunlu ilçesinde, 17 Aralık 2017’de bir baraj temeli atmıştı AKP’li Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu. Şu anda o barajın ve de temelinin yerinde yeller esiyor. Ama adı değişti. Eski adı “Kızlaryolu Barajı”ydı. Erkekleryolu olsa tamam da, kızların adından baraj mı olurmuş? Hem de reisin saray devletinde… Saray, olmayan baraja ad biçmiş, “Devrez Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya Barajı olsun” buyurmuş. Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, emri yerine getirmiş, 3 yıl önce temeli atılmış, bir gram su tutmamış, tek torba çimento atılmamış baraj için övgüler düzmüş: “İnşallah yeni isminin bu baraja hız kazandırmasını temenni ediyoruz.” Baraja, ismi ile hız kazandıracak Hasan Zuhuri Sarıkaya kimdir derseniz? Suudi Arabistan Kral Abdülaziz Üniversitesi eski öğretim üyesi. Büyük reisin, İstanbul reisliği döneminde İSKİ Yönetim Kurulu üyesi, başbakanlığı döneminde de Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı… Baraj, kız adından kurtuldu ya, artık murdar olmaz… Kahraman Bakan Salgın nedeniyle turizmi kurtarma adına tatil kredisi çıkarıyorlar. Türkiye’de aşağı yukarı 9 bin 500 sertifikalı seyahat acentası, firması var. Bunların arasından yalnızca 9 firma, tatil kredisi kapsamına alınıyor. Bunlardan biri de ulusal kahraman Mustafa Necati’nin adını kendi evinden söküp, Atatürk’e “firavun” diyen adamın adını veren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a ait turizm acentesi… Bakan Bey, gemisini kurtaran kaptan olduğu için günümüzün kahramanlarından sayılıyor. PVC’li Kale Görmemişlik, kültürsüzlük ve de cehalet bu ülkeyi tüm değerleri ile birlikte çürütüyor. CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır gündeme taşıdı: Yaklaşık 1500 bin yıllık Anamur Kalesi’ne plastik, PVC’den pencere takmışlar. Bir doğa harikası olan CennetCehennem Mağarası’na da asansör koymuşlar… Düşünün, bu kafa, Ayasofya’yı müze olmaktan çıkarırsa, oraya neler yapmaz! Sahteyi Nereden Biliyor? Dünyada iki büyük müzayede evi var: Christie’s ve Sotheby’s. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih tablosunu, onlardan birinden, Sotheby’s’tan aldı. CHP’nin sağdan gelen milletvekilli İlhan Kesici diyor ki: “Bu resim sahte!” Nereden biliyor İlhan Kesici? Alınan tablonun 15. yüzyılda yapıldığı söyleniyor. 1800’lü yılların ortasına değin fabrikasyon boya yok. İlhan Kesici, resmin boya analizini mi yapmış? O dönemde resimler bez tuval ya da Mona Lisa’da olduğu gibi ahşap tabaka üzerine yapılıyor. İlhan Kesici, tabakanın ne zaman kesildiğine ya da tuval bezinin ne zaman dokunduğuna ilişkin radyo karbon analizini mi yapmış? İlhan Kesici, resmin ekspertiz raporlarını ve sicil kayıtlarını görmüş mü? Ve son soru: İstanbul Belediyesi AKP’nin elindeyken tarikat vakıflarına aktarılan kamyon dolusu paraları hiç gündeme getirmeyen İlhan Kesici, bir sanat yapıtı almış olan CHP’li belediyeyi eleştirmeyi niye üstüne vazife ediniyor? Anlamış değiliz… 11 TEMMUZ 2020 SAYI: 34608 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:39 05:35 13:15 17:13 20:44 22:31 Ankara 03:31 05:23 12:59 16:56 20:26 22:09 İzmir 04:04 05:50 13:22 17:15 20:44 22:23 ABD, Doğu Akdeniz’de gerilimi daha da tırmandırıyor. Önceki gün, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle (GKRY) güvenlik ilişkilerini geliştireceğini, ordusuna askeri eğitim vereceğini ve kaynak sağlayacağını açıkladı. Anımsatalım: ABD, GKRY’ne 1987’den beri uyguladığı silah ambargosunu, 2019’da kaldırmıştı. Belirtelim, Kıbrıs Türklerini yok sayan Avrupa Birliği’nin, antlaşmalara aykırı biçimde, tüm adayı temsilen ve Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla üye yaptığı GKRY’nin Rusya’yla da ilişkileri güçlü. ABD nasıl izah ederse etsin, bu adımlarının öncelikli hedefinin Türkiye olduğu açık. Suriye, Libya ve Kıbrıs Adası çevresindeki enerji zenginliğiyle son dönemde öne çıkan Akdeniz’de, dengeler hassas, ittifaklar çeşitli. Rusya ve Çin’in de ağırlığı artıyor. Türkiye ise enerji sondajları ve Libya’daki kimi doğru hamlelere karşın, Suriye’de ilk düğmeyi yanlış iliklemenin ağır sonuçlarıyla karşılaşıyor. Libya ve Doğu Akdeniz’de, geniş bir cepheye karşı mücadele ediyor. Bu da Irak ve Suriye’de yapılan hataları, Libya’da da tekrarlama ihtimalini barındırıyor. Özellikle de ABD’yi, Suriye ve Libya’da daha etkili biçimde görme arzusu nedeniyle. Peki, neydi bu hatalar? Hafızamızı tazeleyelim… Birincisi, Suriye’de Esad’ın gücünü küçümsemek, Rusya’nın verdiği desteğin boyutunu anlamamak, İran’ı hafife almak hataydı. Rusya’nın başka konularda ve başka bölgelerde Türkiye ile karşı karşıya gelebileceğini görmemek, büyük hataydı. Nitekim Rusya, tı. Türkiye’nin ise sadece Suriye’yle değil, genel ola rak komşuları ve Arap dün yasıyla ilişkileri zarar gör dü. Üstelik, Arap dünyası nı, İslam âlemini iyi tanıdı ğını, onlarla yakın ilişkilere ABD, Güney Kıbrıs’tan kime sahip olduğunu dillendiren bir iktidar döneminde. Beşincisi, iktidar, iç siyasette her ne kadar İsrail karşıtı söylemi öne çıkarsa da, mesaj veriyor? Arap dünyasında İsrail’e karşı en çok mücadele eden devlet olan Suriye’nin iç savaşla Libya’da, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı cephede. İkincisi, komşu ülkelerin güvenliğinin, Türkiye’nin güvenliği için yaşamsal olduğu anlaşılmadı. Suriye’de iç savaş çıkmadan önce, sayıları 5 milyonu bulan sığınmacı sorunumuz yoktu. ABD ve Rusya, Suriye’de sınır komşumuz değillerdi. PKK PYDYPG terör örgütü dahil olmak üzere, Suriye’den ülkemize yönelen terör tehdidi, sıfırlanmasa bile, düşük düzeydeydi. Suriye topraklarında, ABD destekli PKK PYDYPG terör örgütünün denetiminde bir bölge bulunmuyordu. Üçüncüsü, siyasi hedeflerin ve müttefiklerin yanlışlığı, Mehmetçiğin büyük fedakârlık ve kahramanlıkla kazandığı askeri başarılardan, arzulanan siyasi kazanımın elde edilmesini zorlaştırdı. Askeri harekâtların başarısına koşut siyasi başarı gelmedi. perişan olması, en çok İsrail’i sevindirdi. Türkiye’nin Suriye sınırındaki araziyi mayınlardan temizleme işini bir İsrail firmasına vermek isteyen, o dönem CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı itiraz sonucu bu adımı atamayan iktidarın, İsrail karşıtı söylemleri ile uygulamaları arasındaki fark, bir kez daha görüldü. Altıncısı, Türkiye, Irak’ta, 2014’te, Musul Başkonsolosluğu’nun, IŞİD terör örgütü tarafından basılmasını, başkonsolos dahil 49 kişinin rehin alınmasını engelleyemedi. Suriye’de, IŞİD terör örgütünün tehdidi nedeniyle, 2015’te, Türk toprağı olduğu antlaşmalarla kabul edilen Süleyman Şah Türbesi’ni, Türkiye içine taşıdı. Askeri harekât başarılıydı. Ama Suriye içindeki Türk toprağından çıkmak, kazanım, algı ve itibar açısından, siyasi düzlemde iyi olmadı.    Söylem ve eylemler arasında uçurum var Sonuçta, ilk hedefin yanlış saptanması, ilk adımın hatalı atılması, geniş bir cephede sorunları Dördüncüsü, Rusya ve İran’ın, çoğalttı, boyutlandırdı, ağırlaştır Suriye üzerinde zaten çok yük dı. Hasımlar da bu durumdan ya sek olan nüfuzları daha da art rarlanıyor. FETÖ’den kırmızı bültenle aranan hâkim yakalandı 26 HSK ÜYESINE UZAKLAŞTIRMA FETÖ ile örgüt mensubiyetleri ve irtibatları konusunda delillere ulaşıldığı tespit edilen 26 hâkim ve savcı HSK tarafından görevlerinden uzaklaştırıldı. Görevden uzaklaştırılan hâkim ve savcıların, haklarında düzenlenecek müfettiş raporu sonrası meslekten ihraç edilip edilmeyeceklerine karar verileceği belirtildi. Öte yandan 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından HSK tarafından 4 binin üzerinde hâkim ve savcı hakkında, FETÖ/PDY ile irtibatları nedeniyle işlem yapıldığı ve bu kişilerin ihraç edildiği öğrenildi. l DHA Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin gördüğü “OdaTV’ye kumpas” ile ilgili dava kapsamında hakkında kırmızı bülten bulunan eski İstanbul hâkimi Menekşe Uyar, Ankara’da yakalandı. Ankara Pursaklar’da yakalanan Uyar, OdaTV soruşturması ve davasında şüphelilere FETÖ tarafından kurulan kumpasa ilişkin Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin yargıladığı 33 eski hâkim ve savcı arasında bulunuyor. Sanıkları “görevi kötüye kullanmak” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçlarından yargılayan daire, 16 Ekim 2019’da Uyar ile Ergenekon soruşturmasını yürüten firari eski savcı Zekeriya Öz’ün de olduğu 13 kişi hakkında yokluğunda tutuklama kararı çıkarmış ve kırmızı bülten talebinde bulunulmasını kararlaştırmıştı. Öte yandan, Uyar hakkında “Balyoz Planı” davasına ilişkin FETÖ kapsamında da İstanbul’da iddianame düzenlenmişti. Toplam 50 eski hâkim ve savcı hakkında düzenlenen iddianamede, Uyar için “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “görevi kötüye kullanma”, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından 10 yıldan 27 yıla kadar, “anayasayı ihlal” suçundan da ağırlaştırılmış müebbet cezası talep edilmişti. Sanıklar, suç tarihinde birinci sınıf hâkim ve savcı olduğu için yargılamaları Yargıtay’da yapılacak. l ANKARA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Un, süt, yumurtayla yapılarak ufak ve yuvarlak taneler biçiminde kurutulmuş hamur... Gürcistan’ın plaka kodu. 2/ Osmanlılarda sivil rütbelerden biri... Boynuzunun biri kırık hayvan. 3/ Yakasız, iliksiz ve kolları bolca bir tür kısa ceket... Yemin. 4/ Tarla, bahçe ya da mandıra kapısı. 5/ Bir ilimiz... Bulgur, biber, soğan, domates ve maydanozla yapılarak çiğ yenen bir yiyecek. 6/ Selenyum elementinin simgesi... Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş... Argoda esrar. 7/ Dar ve kalınca tahta... Japonya’da Buda rahibelerine verilen ad. 8/ İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla... Ağaçtan yapılmış gürz ya da top. 9/ Her yiyeceği canı çeken... Tavana yakın küçük pencere. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Avustralya’da yaşayan keseli 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 PARAPARA 1 2 3 4 EREZ SERA L AGAR MA L V APALOSA 2 3 5 AH İ M İ R L 4 6 Z I PKA ABA 5 7 8 ER UZO EM BANADURA 6 9 KOÇAN S E K 7 bir 8 hayvan... Germanyum elementinin simgesi. 2/ Muğla’nın bir 9 ilçesi... Sırtta taşınan yük. 3/ Köpeğin arka ayakları üzerinde ayağa kalkması... 19671971 yılları arasında İstanbul’da yayımlanan sosyalist dergi. 4/ Hayvan ağılı. 5/ Erkek hizmetçi... Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan ucu sivri takoz. 6/ Tavlada “üç” sayısı... Eski Türk güreşlerinden biri... Bilgisiz, kültürsüz kimse. 7/ Osmanlılar döneminde ulema sınıfının giydiği bir tür üstlük... Gözleri görmeyen. 8/ Kuşaktan kuşağa geçen kalıtımsal öğe... Bir tür kalın ve ağır çizme. 9/ Asalak... Duvar içindeki kapaksız küçük dolap. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Amerikan devletinde çözülme işaretleri Dünyayı ilgilendiren kimi önemli olaylarda ABD Dışişleri ile Pentagon’un ayrı düştüğü görülmüştür zaman zaman. Diplomatlar ile askerlerin olaya farklı bakışını oluşturan pek çok etken vardır kuşkusuz; askeri endüstrinin mi diğer endüstrilerden birinin mi çıkarlarının esas olacağından başlayarak mesleki bakış açısı oluşturan profesyonelliklerine kadar… Ancak her durumda, Beyaz Saray’ın birinden yana taraf olmasıyla görüş netleşir ve kısa sürede bir “Amerikan politikası” oluşurdu… Ancak şimdilerde farklı bir durum yaşanıyor: Diplomatlar da kendi içinde bölünmüş durumda, askerler de… Hatta istihbarat örgütleri de… Amerikan istihbaratının komplosu New York Times, bir ABD istihbarat yetkilisine dayandırarak çok önemli bir iddia ortaya attı: Rus istihbaratı, Afganistan’daki ABD askerlerini ve koalisyon güçlerini öldürmesi için Taliban militanlarına para teklif etmişti (27.6.2020). Bu iddia, ABD devleti içinde her kafadan farklı bir sesin çıktığı “RusyaTaliban ilişkisi” tartışmasını doğurdu: Örneğin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Rusya’yı Taliban’a silah satmakla suçladı (1.7.2020). Örneğin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Rusya’nın Afganistan’da Taliban’a ABD askerlerini öldürmesi için para teklif ettiği iddiası nedeniyle Rusya’ya “acilen yaptırım uygulanması” çağrısı yaptı (2.7.2020). Örneğin Pentagon, Rusya’nın Taliban’ı desteklediğine dair bir rapor açıkladı: “Rusya, bu grup üzerindeki nüfuzunu güçlendirmek, Batı’nın askeri varlığını sınırlamak ve IŞİD ile mücadele operasyonlarını teşvik etmek için Taliban’ı siyasi olarak destekledi, ancak Rusya (bununla) bağlantısını açıkça reddediyor” (2.7.2020). Pentagon’da bölünme Ancak Pentagon’un bu raporuna rağmen, ordu içinden farklı açıklamalar geldi. Örneğin ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Org. Kenneth F. McKenzie, Rusya’nın Taliban’a ABD askerlerini öldürmesi için para teklif ettiği iddiası konusunda ikna olmadığını açıkladı (9.7.2020). Associated Press ve ABC News’e demeç veren McKenzie, Rusya’nın Taliban’a para verdiğine dair istihbarat ile Afganistan’daki ABD askerlerinin ölümü arasında “nedensonuç bağlantısı” bulamadığını söyledi. Konu, ABD Kongresi’nde de gündeme geldi. Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi’nde ABD Genelkurmay Başkanı Org. Mike Milley ile birlikte bilgi veren ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Rusya’nın ABD askerlerine saldırması için Taliban’a ödediği iddia edilen “ödül” hakkında hiçbir rapor almadığını belirtti (9.7.2020). Beyaz Saray’dan istihbarata suçlama Beyaz Saray ise ABD istihbaratının New York Times üzerinden gündeme getirdiği iddiaya karşı çıktı. ABD Başkanı Donald Trump, New York Times’ın haberinin yalan olduğunu savundu ve gazeteyi “sahte haber üzerinden kiralık katillik” yapmakla suçladı. Ve Trump, gazeteden iddianın sahibi olan ABD istihbarat yetkilisinin kim olduğunu açıklamasını istedi (28.6.2020). Ardından Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien yazılı bir açıklama yaptı: “ABD halkının güvenine gizli bilgileri sızdırarak ihanet eden yetkililerin eylemleri, ulusal güvenliğimizi tehlikeye atmaktadır” (30.6.2020). Konu üzerine CIA Direktörü Gina Haspel de bir açıklama yapmak zorunda kaldı: “Bilgi sızıntıları, kuruluşlar arasındaki önemli bilgi toplama, değerlendirme ve suç isnat etme çalışmalarına gölge düşürmekte ve bu çalışmaları sekteye uğratmaktadır” (30.6.2020). Konuyla ilgili istihbarat açıklamalarını değerlendiren Trump, Fox Business televizyonuna şu değerlendirmeyi yaptı: “Duyduğuma göre, ki iyi duyuyorum, istihbaratta birçok kişi, bunun hiçbir zaman olmadığını düşünüyor. Bunun basın ve demokratların yalanı olduğunu düşünüyorum” (1.7.2020). ABD hegemonyası zayıflarken… Moskova’nın bu komployu yalanladığını ve her düzeyde yanıt verdiğini belirtmekle yetinelim. Zira bizi asıl ilgilendiren, Amerikan devletindeki bu çözülme görüntüsüdür… ABD hegemonyası zayıfladıkça, emperyalist devlet içeride de dışarıda da çözülme işaretleri vermektedir. Salgın dönemi boyunca Beyaz Saray ile valileri ve belediye başkanlarını karşı karşıya getiren kökten ayrımlar, hatta Trump’ın valilere karşı halkı neredeyse silahlı isyana teşvik etmesi, merkezi hükümet ile federal yönetimler arasındaki çelişkiler ve en sonunda ABD’nin köleciliğinin bir yansıması olarak süren “beyazcılığına” karşı siyah öfkenin patlaması… Kısacası işaretler çok ve ABD’nin çözülmesi, dünyanın yararınadır!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle