28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 19 MAYIS 2020 SALI Alay eder gibi SİBEL BAHÇETEPE Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 23 Mart’ta yaptığı açıklamada, salgın sürecinde büyük özveriyle görev yapan sağlık çalışanlarına üç ay boyunca tavandan performans ödemesi yapılacağını duyurmuştu. Ancak maaşlara yansıtılan ek ödemeler arasındaki adaletsizlik sağlık çalışanlarının tepkisine yol açtı. Maaşlarına 1 ile 5 kuruş arasında ek ödeme yatırılmasına isyan eden üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde çalışan sağlık emekçileri yarın saat 12.30’da “Bir dakikalık alkış” eylemi yapacak. BANA BIR KURUŞ IZINDEKINE 500 TL İstanbul ÜniversitesiCerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Has tanesi Acil servis röntgen sorumlusu olarak çalışan Hey bet Aslanoğlu, “Ek ödeme dedikleri bu Aslanoğlu ay benim maaşıma 00.1 kuruş yattı. Sağlık çalışanlarının ödemeleri arasında adaletsizlikler var, bir standart yok. Ek ödemenin neye göre yapıldığını bilmiyoruz. Pandemi süresi boyunca acilde çalıştım ve ça lışmaya devam ediyorum, yani kovidin merkezindeyim. Bize ek ödeme yat mıyor ama hiç Kovid görmemiş, izin de olan kişiye bile 500 lira fark yatabi liyor” dedi. Aslanoğlu, çarşamba günü ek ödeme alamayan ya da çok düşük alan çalışanların başhekimliğe dilekçe vereceğini, gelen yanıta göre de huku ki yollara başvuracaklarını kaydetti. Sağlıkçılar 1 ile 5 kuruş arasındaki ek ödemeye isyan etti YARIN 12.30’DA ALKIŞLI EYLEM CTF Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Sekreteri olarak ça tanelerde de benzer sorunların yaşandığını duyuyoruz. Sağ lışan SES Aksaray Şube Eşbaş lık emekçilerinin talebi üç ay sü kanı Özkan Gökbayrak da 5 ku recek adaletsiz ek ödeme değil, ruşluk ek ödeme aldığını belir insanca yaşam için temel ücret terek “Pandemi sürecinde her artışıdır. Yoğun bakımda yalnız gün işe gittim, odamızı pande ca hemşire ya da doktorlar ça mi ile mücadele eden doktor Gökbayrak lışmıyor, orada temizlik perso lar ile paylaştık. Ama 00.5 liralık neli, hasta bakıcı da var. Eşit şe ödeme aldım. Çarşamba günü 12.30’da kilde bu ücretlerin verilmesinden ya CTF önünde alkışlı 1 dakikalık eylem ya na olduk çünkü aynı yükü taşıyan sağ pacağız. SES, bütün hastanelerde ken lık çalışanlarıyız. Alkış değil, çalışanla di bünyesinde alkış eylemi gerçekleş rın haklarının verilmesini talep ediyo tirecek. Sağlık Bakanlığı’na bağlı has ruz” diye konuştu. ‘SÖZÜNÜZÜ TUTUN’ Sağlık çalışan ları ek ödeme adaletsizliğine tepkilerini ve taleplerini sosyal medyada açtıkları #Eködemeyalanı, #sö İstanbul Tabip Odası Asistan ve Genç Uzman Hekimler Komisyonu temsilcisi Dr. Fikret Çalıkoğlu, ek ödeme adeletsizliğine “Aynı pandemiyle mücadele eden, aynı virüse karşı hayatını tehlikeye atarak çalı masında, pandemi sürecindeki başarıda önemli katkıları olan asistan hekimlerin ek ödemeleri arasında uçurum olduğunu belirtilerek “Covid19 pandemisi nedeniyle, pandemi hastanesi kapsamında yer alan zünüzütutun, şan, ancak kurum farklılığı ne 3. basamak üniversite ve eği #üniversite deniyle eşit ücret alamayan tim araştırma hastanelerinde lereşitlikisti asistan hekimler arasındaki bu görevli, tüm asistanların ek yor başlıklarını eşitsizlik kabul edilemez” diye ödemelerinin tavandan, ive etiketleyerek tepki gösterdi. Türkiye Asistan dilikle yapılmasını istiyoruz” duyuruyor. Doktorlar Platformu ise açıkla çağrısında bulunuldu. ERDOĞAN: EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SONLANDI Bayramda 81 ilde sokağa çıkma yasağı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koronavirüse karşı önlemler kapsamında Ramazan Bayramı’nda 4 gün sokağa çıkma yasağı olacağını ve 15 ildeki seyahat kısıtlamasının 15 gün daha uzatıldığını duyurdu. Erdoğan, ayrıca bu yılki eğitim öğretim döneminin sona erdiğini, yeni eğitim öğretim yılının eylülde başlayacağını açıkladı. İstanbul’daki Huber Köşkü’nde dün düzenlenen kabine toplantısı sonrası konuşan Erdoğan, Türkiye’nin yıllarca sınırlarını dışarıya tamamen kapatıp günlük hayatı durdurup salgının bitişini bekleyemeyeceklerini belirterek “Normalleşmeyi adım adım hayata geçiriyoruz. Hayatımızı salgın gerçeğine göre yeniden düzenlemeliyiz. Maske, mesafe ve temizlik üçlüsü artık hayatımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelecektir” dedi. 5.5 milyon dar gelirli vatandaşa biner lira nakit desteği sağladıklarını söyleyen Erdoğan, “Yine kısa çalışma, işsizlik ödeneği ve nakit desteğiyle 4.5 milyonu aşkın vatandaşımıza 6 milyar lira kaynak aktardık. Böylece son 2 ayda 10 milyon vatandaşımıza 11.5 milyar lira karşılıksız nakit desteği verdik” diye konuştu. Erdoğan’ın açıkladığı yeni adımlar şunlar: 4 gün sokak yasağı l Arife gününden bayramın son gününe kadar, 23242526 Mayıs tarihlerinde 81 ilin tamamında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak. l Bayramın birinci günü olan 24 Mayıs Pazar günü saat 14.00 ile 20.00 saatleri arasında 65 yaş üstü yurttaşlar sokağa çıkabilecek. Bu hafta çarşamba ve cuma günleri, 20 yaş altındaki çocuklar yine aynı saatlerde sokağa çıkacak. 60 bin mahkuma izin l 15 ilde şehirler arası seyahat kısıtlaması 15 gün uzatıldı. l Cezaevlerindeki kapalı görüşler, belirli sınırlandırmalarla haziranda yeniden başlayacak. İnfaz pake 18 MAYIS PAZARTESİ 25 BİN 141 1158 31 1615 1 MILYON 650 BIN 135 150 BIN 593 4 BIN 171 903 463 111 BIN 577 tiyle izne çıkan 60 bin mahkumun mayıs sonunda dolan izin süreleri 2 ay daha uzatıldı. Camiler 29 Mayıs’ta l 29 Mayıs Cuma günü cuma namazıyla birlikte valilik ve müftülüklerce belirlenen şartlara uygun olan camiler ibadete açılacak. Bir süre sadece öğlen ve ikindi namazları cemaatle kurallar içerisinde kılınacak. Diğer vakitlerde bireysel ibadet uygulaması sürecek. Kreşler 15 Haziran’da l Kreşler ve bakımevleri 15 Haziran’da faaliyete geçecek. l MEB’e bağlı okulların eğitim öğretim yılı sona erdi. Yeni eğitim öğretim yılı önümüzdeki eylül ayında başlayacak. Bakanlığın yaz aylarındaki kurs ve benzeri faaliyetleriyse devam edecek. Uzaktan eğitim 19 Haziran’a dek sürecek Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan eğitimin 2019 2020 eğitim öğretim yılının son günü olan 19 Haziran Cuma gününe kadar devam edeceğini açıkladı. l Haber Merkezi ‘Covid19 meslek hastalığı sayılmalı’ Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Gürsel Özer, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere birçok ülkenin sağlık çalışanları için Covid19’u “meslek hastalığı” olarak tanımladığını anımsatarak “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da toplum sağlığı için savaşan sağlık çalışanlarımızın özlük hakla rını korumaya yönelik bu çabayı destekleyeceğine inanıyor ve bu konuda devletimizden gerekli girişimi yaparak Covid19’u meslek hastalığı olarak tanımlamasını istiyoruz” dedi. SGK Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 7 Mayıs’ta hastalığın meslek hastalığı olmadığına karar vermişti. l Haber Merkezi KOCA: SALGINI 3 AY ÖTELEDIK Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Dünya Sağlık Örgütü’nün en üst karar alma organı olan ve dün başlayan 73. Dünya Sağlık Asamblesi’nde konuştu. Koca, “Türkiye, aldığı tedbirlerle hastalığın sınırlarından girmesini 3 ay ötelemeyi başarmış ve bu sürede sağlık sistemini salgına hazır hale getirmiştir” dedi. Üç Silahşörler Yazar Alexandre Dumas’nın (Père) Üç Silahşörler adlı romanı birkaç kez aynı adla sinemaya aktarıldı, uyarlandı. Benim en sevdiğim yapım George Sidney’in 1948 yılında yönettiği filmdir. 1950’lerin başında Mersin’de Güneş Sineması’nda gördüğüm filmin oyuncuları Gene Kelly (d’Artagnan), Van Heflin (Athos) Gig Young (Porthos) Robert Coote (Aramis) Vincent Price (Richelieu), June Allyson (Constance Bonacieux), Lana Turner (Milady, Kontes de Winter) idi. D’Artagnan rolünde Gene Kelly’yi, Athos’u oynayan Van Heflin’i, masum sevgili June Allyson’u, kötü kadın Lana Turner’i hiç unutamam. Mahallede çocuklar tahta kılıçlarla Üç Silahşörcülük oynardık. Aslında dört olan silahşörler gibi tahta kılıçlarımızı havada birleştirip “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” diye bağırdık. Arkadaşlar birliği, arkadaşlar arası dayanışma ruhunun simgesiydi bu haykırış. Sadık ve vefakâr dostlar! Eşitlik, kardeşlik, dayanışma simgesi. Bilmezdik ama toplumculuk kokardı. HHH Korona günlerini, öncesini ve sonrasını düşünürken aklıma geldi film. Herkes dünyanın bütün ülkelerinde şimdi ne olacak diye düşünüyor. “Hepimizin birimiz” için olduğu, ama o “bir”in “hepimiz için” olmadığı günlerden geliyorduk, o günleri yaşıyorduk. Oysa “hepimiz hepimiz için” olması gereken günleri yaşamaktaydık, yaşıyoruz. “Hepimiz hepimiz için” yani kamusal üretim ve ekonomi; hepimiz için ve ihtiyaca göre tüketim düzeni. Bu satırları 1950’lerde, hatta 1960’larda yazıp yayımlayacak olsam, savcılar fark etmese bile “milliyetçi muhazakâr” müzevir yazarlar polise ihbar ederlerdi. Tıpkı Yılmaz Pütün’ün (Güney) başına geldiği gibi. Yılmaz, Onüç adlı derginin Ekim 1955 sayısında Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri isimli öykü yayımlamış; Toprak adlı dergide İlhan Egemen Darendelioğlu adlı bir müseccel bir komünist avcısı (!) ihbar etmiş ve Yılmaz “komünizm propagandası yapmak” suçundan dolayı hapse girmişti. O yıllarda mahkum olmuş ve yıllarca hapis yatmış şair ve yazarların dava dosyalarını bu lup okuyabilseniz, solun 1920’lerden 2000’lere kadar yaşadığı zulmün boyutlarını anlamakta güçlük çekersiniz. Günümüzün gazetecileri aynı zulmün hedefi oluyorlar. Yılmaz’ın o öyküsünün müsvettesini ilkin ben ve Nihat Ziyalan okumuştuk. Yılmaz’ın Gençlik Öyküleri’ni bulup okursanız, böyle komünizm propagandası mı olur diye gülmekten çatlarsınız. HHH 1950’li yıllarda ben “miras”ın saçmalığına, haksızlığına inanıyordum. Miras insanlar arası eşitsizliğin kaynağıdır. Örneğin dört kişiyiz, fırıncıda dört ekmek var. Aramızdan biri miras yedi, parayı bastırıp dört ekmeğin üçünü alıyor; geriye kalan bir ekmek üç kişiye kalıyor. Koronavirüs tufanı bu düzeni değiştirebilecek mi? Gücü yetecek mi? Bu düzen değişmez ise gerisi havacıva! Yeni bir komünizm macerası mı istiyorum? Hayır, bu mümkün değil! Çünkü insanlar bir komünist düzeni yönetecek, onun koşullarına yaşayacak kadar insan, adam ve uygar olamadılar. Çoğunluk merdivenin “Rab bana, hep bana” basamağında duruyor. HHH “İnsan ve kamu için ekonomi” düzeyine gelmek için birkaç bin fırın ekmek yemek gerekecek. ABD’ye, Çin’e, Avrupa’ya bakıyorum: Sanayi, tabakhaneye şey yetiştirircesine, virüs mirüs, mesafe nesafe dinlemeden üretime geçmek için üretim kölesi emekçilere işbaşı borozanı çalmaktalar. Neden? Ekonomi çökmesinmiş!!! İyi de virüs dalgası bitene kadar üretim yapmasanız olmaz mı? Valla benim şair aklım olur diyor: İşveren, sanayiciler kasalarındaki anlamsız birikintileri, hükümetler hazinelerindeki savaş, silah ve benzeri cenabetlikler için ayrılmış akçeleri emekçilere ve esnafa ayırabilirler. Bu süre içinde lokanta, kahve, berber gibi esnafa da destekleme yapılır. Daha sonra kahveler, lokantalar açılır ve sonunda hiçbir tehlike kalmayınca yeryüzü hayatı tekrar başlar. Böylesine bir nadas hayatı kaç yıl sürer bunu hesabını toplumcu iktisatçılar çok iyi yapabilirler. Tarım ve hayvancılığa bağlı üretim düzeni sürse; insanlar otomobillerini, televizyon ve beyaz eşya denen aletlerini beş yıl yenilemeseler; insanlar giysi ve ayakkabılarını her yıl, her ay değiştirmeseler dünya yıkılır mı? Yıkılmaz! İnsanlar aç ve çıplak kalır mı? Kalmaz! İnsani ekonomi çöker mi? Çökmez! Tüketim ekonomisi çöker mi? Çöker! Çöker ama insanlık da kurtulur! HHH Hepimiz “biri” için ekonomi anlayışı çöker, çökmeli zaten! Hepimiz hepimiz için ekonomisi yelken açar. Üç Silahşörler o zaman da okunur, o zaman da seyredilir!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle