28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 13 19 MAYIS 2020 SALI Ekonomik krize ilave olan koronavirüs salgını bireysel kredileri daha da artırdı Çok borçluyuz çok Mart 2019’da ortalama 17 bin 650 lira olan bireysel kredi borcu, Mart 2020’de 20 bin 501 liraya yükseldi. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin mart ayı sonu verileri, yurttaşların dikkat çekici bir bireysel kredi borcuyla da karşı karşıya olduğu gösteriyor. Üretim ve tüketimdeki gerilemeye paralel düşen gelirler nedeniyle önümüzdeki aylarda bu borçlar daha çok konuşulacak: n Geçen yılın mart sonunda 546.9 milyar lira olan toplam bireysel kredi borçları, bu yılın aynı döneminde yüzde 21 artarak 659.2 milyar liraya ulaştı. Bu borcun 639.9 milyar lirası bankalara, 22.1 milyar lirası ise diğer finans kuruluşlarına. n Bireysel kredi borcu olanların sayısı da 30 milyon 985 bin kişiden 32 milyon 156 bin kişiye yükseldi. Bu kapsamda Mart 2019’dan Mart 2020’ye geçen sürede kişi başına ortalama bireysel kredi borcu da (riski) 17 bin 650 liradan 20 bin 501 liraya yükseldi. n Bireysel krediler kapsamında konut kredisi borcu 191.9 milyar liradan 218.8 milyar liraya, borçlu kişi sayısı da 2 milyon 469 binden 2 milyon 505 bine çıktı. Kişi başına ortalama konut kredisi miktarı da 77 bin 728 liradan 87 bin 347 liraya yükseldi. Taşıt kredisi düştü n Taşıt kredisi borçları ise 29.5 milyar liradan 25.7 milyar liraya, kişi sayısı da 590 binden 417 bine indi. Kişi başı borç ortalaması ise 50 bin 62 liradan 61 bin 524 liraya çıktı. n İhtiyaç kredisi borçları da 220.4 milyar liradan 298.6 milyar liraya çıkarken, borçlu kişi sayısı 25 mlyon 11 binden 25 milyon 710 bine yükseldi. Kişi başına ortalama borç da 8 bin 813 liradan 11 bin 615 liraya ulaştı. n Ayrıca bireysel kredi kartı borçları 105.1 milyar liradan 116.1 milyar liraya ulaşırken kişi başına ortalama borç 4 bin 200 liradan 4 bin 318 liraya yükseldi. l Ekonomi Servisi ÖZEL SEKTÖRÜN BORCU AZALDI Merkez Bankası (TCMB), Mart 2020 dönemine ait özel sektörün yurtdışından sağladığı kredi borcu gelişmeleri yayımlandı. Buna göre, Mart’ta 2019 sonuna kıyasla özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu 3 milyar dolar azalarak 177.6 milyar dolara, kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) 1.2 milyar dolar gerileyerek 7.8 milyar dolara indi. Uzun vadeli kredi borcuna ilişkin martta 2019 sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 1.1 milyar dolar azalırken, tahvil ihracı şeklindeki borçlanmaları 100 milyon dolar artışla 21.3 milyar dolara yükseldi. l AA Merkez dağıttığı kârını açıklamadı Merkez Bankası (TCMB) koronavirüs nedeniyle 20 Mart’tan düne ertelediği genel kurulunu gerçekleştirdi. Genel kurulda 2019 yılına ilişkin nihai kâr dağıtım kararı, esas mukavelede yapılacak değişiklikler ile denetleme ve banka kurulu seçimleri yapıldı. Genel kurulda 2019 kârının dağıtılması kabul edildi. Dağıtılacak kârın ne kadar olduğu belirtilmedi. TCMB avans olarak 40 milyar TL’yi Hazine’ye aktarmıştı. Yine eski düzenlemelerde halihazırda yer alan “kârın yüzde 20’sinin ihtiyat akçesine ayrılması hükmü çıkarılırken “son yıl kârından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş ihtiyat akçeleri her yıl kâra katılarak dağıtılabilir” hükmü eklendi. l Reuters ABD DAHI 2021 SONUNDA TOPARLANACAK ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, dünyanın yaşadığı salgın sürecini “büyük bir acı ve zorluk zamanı” olarak tanımladı. ABD’de ekonomik toparlanmanın Covid19 aşısına bağlı olabileceğini belirterek “Bu ekonomi toparlanacak. Biraz zaman alabilir. Gelecek yılın sonuna uzayabilir. Gerçekten bilmiyoruz” dedi. “Ekonominin tamamen toparlanması için insanların güvenlerinin tam olarak yerine gelmesi gerekecek” diyen Powell, ülkede pandemi nedeniyle artan işsizliğin de yükselmeye devam edeceğine dikkat çekti. Powell, bu yılın ikinci çeyreğinde ekonomik faaliyetin büyük ölçüde azalacağını dile getirdi. l Ekonomi Servisi Kafesten hani kuş çıkacaktı? Onca uzmanlık uyarılarına kulakları tıkalı Tekadam rejimi iradesinde bize gerçekçi bedellerini asla tam öğrenemeyeceğimiz İstanbul Havaalanı sonunda hizmete açılmıştı.. Uyarısı çok yapılmış ters rüzgâr, eksik pist..derken.. Putin İstanbul’daki kritik Suriye toplantısı için Atatürk Havaalanı’ndan karşılanmak zorunda kalınmıştı. Sabiha Gökçen kaza kurbanı trafiğe kapanmıştı. Dünya çözümlerini, örneklerini bilen uzman yandaşlar bile, İstanbul’un içine düşürüldüğü, hepimiz için bu çok pahalı, ağır bedeller, geri dönüşü olmayan kayıplar gerçeğinde, en verimli, en az zararlı çıkış yolunda; üçlü, bağlantılı alanlar kullanımını önerecek cesareti yakalamışlardı.. Virüs kuşatması altında Başkan Erdoğan, salgının en zorlu günlerine yetiştirilmek üzere Atatürk Havaalanı içinde rekor sürede, en ileri teknoloji donanımlı hastane açılacağını haber verdi. Şehir hastaneleri üzerinden yıllardır yapılmış seçim kampanyalarının üzerine bile muhalefetin itirazı olmadı. Günler geçmemişti ki hangi koşullarda hangi mütahhitlere verilmiş bu çok pahalı inşaat alanının çok değerli iki pistini kırdığı görüldü ki.. Siyasi muhalif liderler anca bu tabloyu eleştiri konusu yapmaktaydılar.. Atatürk Havaalanı’nın var olan yapı stoku içinde, israfsız istenildiği kadar alan olduğunu anlatmaya çabalıyorlardı ki.. Pat diye Erdoğan’ın yeni açıklaması ile dünyanın her yerinden gelecek en varsıl hastalar için çok amaçlı İstanbul hastanesinin açılmakta olduğunun açılış töreni ile yüzleştik. İki gündür sayısız reklamlar, ileri teknolojinin tedavi koşulları üzerinden ana haberler akışları ile özel yayınları izliyoruz.. Hâlâ ihale koşulları, bize dönük gerçek bedelleri üzerinden yapılmış açıklama yok. Elbet kamu hukuku üzerinden değil denetim, bilgilendirme, hakhukuk denetim ağlarından kaçışın yolları bile faili meçhul sayılabilir.. HHH Bu arada, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun kendilerinin erken seçim istemediklerinin, sandıktan çıkmış yönetimlere, Tekadam yönetimine karşı da asla erken seçim istemeyeceklerinin sürekli vurgulanması sonrası, virüs, ekonomik krizin ürkütücü boyutlarında birlikte çözüm arama önerileri, Saray cephesinden daha bir ağır suçlamalara kapı açıyor. Trajik öfkeli tartışma, Kılıçdaroğlu’nun çok daha çarpıcı olması gereken ekonomik krize ilişkin dün açıklanan manifesto üzerinden çok, AK Parti’nin içinden kopan partilerin seçime hazırlıksız yakalanmaları halinde, bir önceki seçimde İYİ Parti’ye yapılmış türden bir demokrasi dayanışması yapılabileceğinin ilanı üzerinden olması.. Gerçek şu ki, virüsle katlanan ekonomik krizin derin yaraları, madde madde sayılmış manifestonun içeriklerinden, gerçek gündem sorunlarından madde madde tartışılacak hal yok. Manifestonun her maddesinin içerik, sonuçları üzerinden yola çıkıldığında, Tekadam rejiminin siyasi yalpalamalarının üzerinden savunulabilecek adımları, savunamayacaklarının yanında devede kulak. Saray siyaseti, bal gibi de özünde, kurtuluş, kuruluş, laik Atatürk devrimciliği üzerinden, Gazi Meclis döneminden günümüze uzanan değerlere, kamu sağlığı, eğitimi, bilimsel kazanımlarla gelinmiş yolda, en çok en değerli sağlıkçılarımızın yaşamsal özverilerinin sonunda elde edilmiş başarıları kendi hanesine yazdırabilmenin derdinde..Zorluklarının öfkesinde. Kılıçdaroğlu’nun “gerekirse demokratik, hakhukuk temelinde, bir seçim için, demokratik ittifak, destek önerisi” AK Parti cephesinde panik, öfkeli saldırgan polemikleri üretiyor.. “FETÖmetre” çalışmaları, Libya, Mısır, İsrail üzerinden ülkemiz çıkarlarına katkıları sorgulanamaz Tümamiral Cihat Yaycı’yı istifaya sürükleyen gelişmeler ise yapbozların, zikzakların çarpıcı aynası..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle