01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 21 NİSAN 2020 SALI EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER Hükümet istediği kadar kredi vermediği için suçladığı bankalara “aktif rasyosu” getirip mevzuat yoluyla bu konuda zorlamaya çalışıyor. Bu uygulama, korona salgınının büyüyen ekonomik yükünü karşılayacak kaynak bulunamayınca, finansman yükünün bankalara yıkma girişimi olarak yorumlanıyor. Konuştuğumuz bankacılıkla ilgili bir akademisyen, hükümetin tüm derdinin “mümkün olduğunca düşük faizle, çok sayıda zor durumda olan küçük işletmeye finansman sağlayıp batışlarını önlemek, bu nedenle doğacak siyasi faturayı en aza indirmek” olduğunu söyledi. Bu amaca ulaşmak için devletin imkânlarının sınırlı olduğunun artık iyice anlaşıldığını kaydeden aynı iktisatçı, bunun üzerine çarenin banka kaynaklarının kullanılması olarak görüldüğünü kaydetti. BDDK tarafından uygulamaya konan “aktif rasyosu”nun birçok açıdan sıkıntılı olduğu görülüyor. Her şeyden önce bağımsız bir kurum olması ve bankaların mali yapısını düşünmesi gereken BDDK’nin böyle bir siyasi karar almış olması tartışmalı. Ancak bankacıların çoğu, zaten bu tür ilkelerin çiğnendiğini belirterek daha çok uygulamada çıkacak sıkıntılar üzerinde duruyorlar. Bütçe imkânlarının sınırlı, döviz rezervlerinin yetersiz olduğunu, dışarıdan döviz kaynağının henüz bulunamadığını hatırlatan bir bankacı, bu nedenle hükümetin yine gözünü kendilerine çevirdiğini söyledi. Zaten sıkıntıda olan Kaynak kalmayınca izlenecek yol konusunda kapsayıcı, bütünlüklü bir plana ihtiyaç olduğunu kaydeden iktisatçı, hükümetin tüm çabasını bir an önce dış kaynak bulmaya vermesi gerektiğini belirtti. Bu kadar acil konularda bile hamasi söylem ve ikircikli duruşların ekonomiye güveni azalttığını söyledi. salgının yükü bankalara Tasarrufçu kaybedecek Bankacılar açıkça söyleme çok sayıdaki işletmenin korona salgı seler de, kredileri artırmak için geti nı etkisiyle iyice zora düştüğünü hatır rilen bu rasyoya uyulacağı ama bu latan bankacı, bankaların da kredi ve nun için kredileri artırmak yerine baş rip büyümek isteyeceklerini ama bunu ka çareler aranacağı izlenimini ediniyo rasyonel ölçüde yapmak zorunda olduklarını politikacıların anlaması gerektiğinin altını çizdi. Kamu bankalarının kaynaklarının kredilere aktığını, bu nedenle daha fazla kredi kullandırmaları için sermayelerinin büyütülmesinin tartışıldığını kaydeden başka bir bankacı ise “Bu ruz. Bir bankacı, bu uygulama ile hükümetin kredilerin artırılmasından çok “Hazine’nin daha rahat borçlanmasını sağlayabileceğini” söyledi. Hazine’nin iç borçlanmayı artıracağının anlaşıldığını kaydeden bankacı, bu rasyo ile bankaların batığa gideceğini bildikleri kre krizden çıkışta sağlam kalan bir banka dileri artırmak yerine Hazine kâğıdı al cılık sistemine bu ülkenin ve siyasilerin mayı tercih edeceğini ifade etti. ihtiyacı var. Bunu görerek bankaları za Bu noktada hükümetin odaklandığı yıflatacak adımlardan kaçınmaları bek konunun “düşük faiz” olduğunun orta lenmeli” şeklinde konuştu. ya çıktığını kaydeden başka bir banka İçinde yaşanan sıkıntının makro cı ise aktif rasyosu ile hem mevduatta dengelerin bozulmasından kaynak ki hem de Hazine borçlanmasında fa landığını artık hükümetin kabul etme izlerin düşmesinin beklendiğini söyle si gerektiğini kaydeden başka bir ikti di. Bankaların artık TL mevduatta fa satçı ise “bankaların mali yapılarını bo iz yarışına girmeyeceklerini çünkü fazla zabilecek piyasa dışı zorlayıcı kurallar mevduatın rasyo nedeniyle sıkıntı gö yerine, güven verecek kapsamlı eko rüleceğini kaydeden bankacı, bu ne nomik tedbirlere ihtiyaç bulunduğu”nu denle faizlerin inebileceğini söyledi. Pi söyledi. Salgınla mücadele ve çıkışta yasaların bu hafta Merkez Bankası faiz oranlarında yarım puan indirim beklediğini kaydeden bankacı, bunun da faiz inişinde etkili olacağını söyledi. Bu nedenle riskli olsa bile kredi faiz oranlarını artıramayacaklarını kaydeden bankacı, düşük de olsa Hazine kâğıtlarına yatırarak bankaların rasyoyu tutturmaya çalışacaklarını kaydetti. Bankaların rasyoya uymak için sendikasyon kredilerindeki çevirme oranını mümkün olduğunca yükseltmeye çalışacakları, yurtdışındaki bankalarla yaptıkları swap işlemlerinin bir bölümünü Merkez Bankası’ndaki swap işlemlerine kaydırabilecekleri de belirtildi. Özetle, hükümet zorlayıcı kurallar oluştursa da özel bankalar riskli gördükleri için mümkün olduğunca kredileri artırmaktan çekinmeye devam edecekler. Ama hükümet bu rasyo ile en azından daha rahat borçlanmayı sağlayabilecek. Peki, bunun faturası kime çıkacak derseniz; tasarrufu olanlara çıkacak diyebiliriz. Mevduat sahibi TL tasarrufuna daha düşük faiz almak zorunda kalacak. Hazine tahvili alan tasarrufçunun da getiri oranı düşecek. Önemli olan hususlardan biri de döviz mevduatını tercih eden yatırımcının vereceği karar olacak. Döviz mevduatı hacminde, tasarrufçunun faiz beklentisi olmadığı için, önemli bir gerileme beklenmiyor. Ancak bu tür piyasayı zorlayıcı uygulamaların devam etmesi halinde güven sorununun büyüyeceğini, bunun da döviz mevduatlarında sıkıntı yaratabileceğini unutmamak gerekiyor. Çevreciler ve STK’ler taşınan 30 kamyon mineralin geriye nasıl götürüleceğini tartışıyor Salda nasıl kurtulur? BÜLENT ECEVİT Birinci derece sit alanı olan, çıplak ayakla basılmasının bile sakıncalı olduğu Salda Gölü’nde millet bahçesi inşaatı nedeniyle “Kum” diye taşınan 30 kamyondan fazla canlı organizma olarak kabul edilen Hidromanyezit mineralinin geriye nasıl götürüleceği merak ediliyor. Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Gazi Osman Şakar, konuyla ilgili Yeşilova Kaymakamı Abdülhamit Karaca’nın taşınan malzemenin tekrar yerine nakledileceğini açıkladığını belirtti. Şakar, “Nasıl götürülecek? Yine kamyonlarla mı taşınacak? İş makineleri girerse korunması gereken canlı kabul edilen mineral yapı tekrar bozulup tozlaştırılıp yok edilmiş olacak. Zararın giderilmesi için çok hassas davranılması gerekir. Millet bahçesi projesi acilen iptal edilmeli” dedi. Toprak bilimci ve ekoloji uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı, “Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilmiş ve ekolojik bakımdan çok hassas, olan bir doğal/kırsal arazi ile Salda Gölü kıyısında bu kadar yoğun yapılaşmayı öngören proje ile millet bahçesi adı altındaki girişim yadırganmıştır. Taşınan mineraller kepçelerle en az zarar verecek şekilde alındığı eski göl yatağına götürülmeli” diye konuştu.. ‘Uzaktan sevmek gerek’ Doğa ve Sürdürebilirlik Derneği ile Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, şunları söyledi: “Hidromanyezit yataklarının korunması için Salga Gölü kirletilmemeli. Gölün dünden bugüne gelişinde çok önemli olan ekolojik yapı ve biyolojik çeşitliliği korunmalı. Çökellerin oluştuğu yerde erozyona neden olacak yapılaşma, kum alımı ve hareketlilik kesinlikle olmamalıdır. Bugün Maldivler denilen, dünyanın ender alanlarından olan bembeyaz yapıların kararmaması daha güzel adacıklar oluşturması, turkuvaz su renginin solmaması için Salda Gölü’nü uzaktan sevmek, uzaktan seyretmek gerek. Gelecek kuşaklara da bizim ve dünyanın gördüğü, dinlendiğimiz, huzur bulduğumuz bu gölü görebilsinler.” ‘Proje mahvedecek’ A Platformu (Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu) sözcüsü Hediye Gündüz Salda, Gölüne millet bahçesi yaparken “asla zarar verilmeyecek garantisi” verildiğini hatırlatıp “Salda Gölünü göl yapan, göldeki bakteriler tarafından tüketilen ve beyaz renkli hidromanyezit minarele dönüşerek onların yapı taşlarını oluşturan canlı minerallerin taşınması oluşabilecek en büyük tahribatın başlangıcıdır ve gölü mahvetmektir. Bütün bu yapılan işlemler göstermiştir ki, “Millet Bahçesi Projesi” Gölü mahvedecek ve asla telafisi olmayan zararlar verecek” dedi. l ANTALYA Taşınan malzemenin tekrar yerine nakledileceği açıklandı. Ancak çevreciler ve STK’ler millet bahçesi projesinin iptal edilmesini istiyor. YEŞİLOVA BELEDİYE BAŞKANI VE EŞİ, AYAĞINDAN VURULDU CHP’li başkana saldırı Burdur Yeşilova Belediye Başkanı CHP’li Mümtaz Şenel ve eşi Fatma Şenel, dün sabaha karşı evlerinde silahlı saldırıya uğradı. Dün sabaha karşı saat 04.30 sıralarında gelen kimliği belirsiz kişiler, kapıyı çaldı. Saldırganlar, kapısını açan Mümtaz Şenel ve eşine tabancayla ateş açtı. Mümtaz Şenel’in sağ ve sol ayaklarına 5 el ateş eden şüpheliler, eşini de ayağından vurduktan sonra kaçtı. Ambulansla Yeşilova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Mümtaz Şenel ve eşi, buradaki müdahalelerinin ardından Burdur Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Şenel ameliyata alınırken eşi ile birlikte durumlarının iyi olduğu belirtildi. Saldırının ardından 8 kişi gözaltına alındı. Gazeteci Saygı Öztürk’e ko Şenel nuşan Şenel, saldırganın “Tamam, yeter artık, mesaj anlaşıldı” dedikten sonra olay yerinden uzaklaştığını söyledi. Şenel, belediyeye ait bir otele fuhuş yapıldığı gerekçesiyle tutanak düzenlendiğini ve 30 Mart’ta ruhsatın iptali için kaymakamlıktan yazı geldiğini ve 10 gün önce otelin ruhsatının iptal edilmesi nedeniyle saldırıya uğradığını belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, dün Şenel ile telefonla görüşerek sağlık durumuna ilişkin bilgi aldı. 8 kişi gözaltında Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, saldırıyla ilgili aralarında “çocukların cinsel istismarı, kasten yaralama, adam öldürmeye tam teşebbüs, yağma, SALDA GÖLÜ’NÜ KORUYAN BAŞKAN Başkan Mümtaz Şenel, Salda Gölü’nü korumak için yaptığı çalışmalarıyla tanınmıştı. Şenel, geçen hafta gölün kıyı şeridine iş makinelerinin girmesinin ardından yaptığı açıklamada, yaşanan skandalla ilgili duyumu 15 gün önce aldığını söylemişti. Şenel, “Kumların taşındığı yere bu yapacakları binalarını oturtacaklarmış. Bu dediğimiz yere de yürüyüş yolu yapacaklarmış. İş makineleriyle henüz düzeltme fırsatları olmadı, biz olaya müdahale edince zaten durdu” demişti. l Haber Merkezi uyuşturucu ve tehdit” gibi çok sayıda suç kaydı bulunan şüpheli E.E.’nin bulunduğu 8 kişinin gözaltına alındığı ifade edildi. Açıklamada, “Daha önce gözaltına alınan bir kişi bulunmakta olup, mülkiyeti belediyeye ait S.L. isimli otelin işletmecisi E.E. ile birlikte, 6 şahıs Antalya’da gözaltına alınmışlardır. Otelin ruhsatı, 15 Nisan’da iptal edilmiştir” denildi. l İç Politika Rant hırsından payını alan bölgede 4 arazinin TOKİ’ye devrine yargı ‘dur’ dedi Datça’ya şimdilik iyi Çarşamba 28 Kasım 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN YAĞIŞ VE FIRTINA İzmir, Aydın, Manisa, Balıkesir, Çanakkale, Muğla ve Antalya için kuvvetli yağış, İstanbul için de fırtına uyarısı yapıldı. Yurttaşların dikkatli olması istendi. 170/1 3 0 220/1 4 0 160/7 0 160/1 2 0 160/8 0 110/5 0 70/1 0 120/7 0 160/1 2 0 140/9 0 haber 3 200/1 3 0 20/ 3 0 230/1 6 0 140/7 0 50/ 5 0 120/5 0 140/2 0 80/1 0 130/7 0 70/2 0 TARİHTE BUGÜN 1925: Şapka Kanunu yürürlüğe girdi. 1938: Atatürk’ün vasiyetnamesi açıldı. 2002: Şair ve yazarı Melih Cevdet Anday’ın (87) ölüm yıldönümü. Ataol Behramoğlu Kültür ve Siyaset Öğretmenim… 130/6 0 180/1 0 0 Cumhuriyet, 28 Kasım 2018’deki rant satışını haber yapmıştı. Mahkeme, devir işleminin durdurulmasına oybirliğiyle karar verdi. ‘sAT sAT biTmEdi’ TOKİ’ye devredilen araziler Datça’nın en kıymetli yerinde. Datça’da ihalesiz TOKİ’ye devredilen 4 değerli arazi, yarın satılıyor Datça’nın en kıymetli yerlerinde bulunan 4 arazi, sessiz seda de 6 bin 755 metrekare büyüklüğünde 2 sız Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na konut, park ve yol alanı bu (TOKİ) devredildi. TOKİ bu arazile lunuyor. ri satışa çıkardı. Araziler yarın açık artırmayla satılacak. Bölge sakinle duyuru talebi ri tepkili. CHP Datça ilçe başkan yardımcısı avukat Ali Kurt, arazinin 15 gün içerisinde hazineden TOKİ’ye devredildiğini belirterek “Sata sata bitiremediler. Kamu arsaları haraç mezat...” dedi. TOKİ, aralarında Muğla Datça’nın da bulunduğu 26 ilde 993 bin metrekare HAZAl OcAK TOKİ tarafından geçen günlerde Datça Bele diye Başkanlığı’na da bir yazı yollan dı. Yazıda 4 gayrimenkulün satışa çıka rıldığı anımsatılarak “Açık artırma or ganizasyonunun duyurulabilmesi açı sından belediyenizin uhdesinde bulu büyüklüğünde 87 arsayı satışa çıkar nan billboardlarda, raket, reklam, rek dı. Arsalar “Açık Artırma” yöntemiyle lam panosu gibi mecraların tasarım ve yarın saat 13.30’da TOKİ’nin Ankara Bil baskı maliyetleri tarafımızdan karşılan kent’teki merkezinde ve TOKİ İstanbul mak üzere açık artırma gününe kadar Hizmet Binası’nda gerçekleştirilecek. uygun gördüğünüz sürelerde tahsisi Bu kapsamda Datça Mahallesi’nde 11 ni ve web sitenizde ilgili organizasyo bin metrekare büyüklüğünde 2 konut, nun duyuru yapılmasını talep etmek ‘direneceğiz’ Ali Kurt süreci Cumhuriyet’e şöyle anlattı: “Hazine arazilerinin satış bedellerinin yüzde 30’u ilçe belediyelerine terk ediliyor. Bu araziler 15 gün içinde sessiz sedasız ihalesiz olarak TOKİ’ye devredildi. Devredilir devredilmez arsa olarak satışa çıkarıldı. Arazilerin TOKİ’ye devredilmesi için toplu konut yapılması gerekiyor. Bu araziler Datça’nın en kıymetli yerlerinde. Hepsi imarlı ve arazilerin 2’si deniz manzaralı. Bu arsaların satışından elde edilecek gelirden Datça Belediyesi’ne aktarılması gereken payın gasp edilmesi hukuka aykırıdır. Datçalılar olarak bu soyguna siyasal ve hukuksal yollarla direneceğiz. Datçalının hakkını Datçalılara iade ettire 4 Kasım ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. 2 Birçok başka ülkede ise bu Ataol Behramoğlu tarih UNESCO’nun önerisiyle 5 Ekim va açtı. İlçe beledi olarak kabul edilmiş. 5 Ekim’in nedeni, 1966 yılının 5 yesinin devir işlemi Ekim’inde Paris’te öğretmenlik mKesüleltür ve Siyaset ği ile ilgili önemli bir toplantının olumlu kararlarla sonuçlanması. Bizde 1981’den bu yana kutlan nin iptaline ilişkin makta olan 24 Kasım’ın nedeni ise, Atatürk’e 11 Kasım 1928’de Bakanlar Kurulu kararı ile verilen “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanının 24 hazırladığı dava di Kasım’da yayımlanan “Millet Mektepleri Talimatnamesi” ile resmilik kazanması… HHH lekçesinde söz konu 24 Kasım’da öğrencilerimden, öğretmen arkadaşlarımdan, kimileri öğretmen olan eski öğrencilerimden kutlama mesajları aldım. su arazilerin Datça 1977 ya da 1978’de İstanbul Çağlayan Lisesi’nde, bir davetle yaptığım birkaç ay süreli edebiyat öğretmenliğim, benim ilk ve son lise öğretmenli Bozburun Özel Çev ğimdir. Bu kısacık süreye ve aradan yıllar geçmiş olmasına karşın Çağlayan Lisesi’ndeki öğrencilerimle karşılaştığım re Koruma Alanı’nda oluyor. 1960’lardaki yedek subaylığım sırasında komuta ettiğim takımlardaki erlerden bugün artık yaşını başını al HAZAL OCAK Datça’nın en kıymetli yerlerinde bulunan 4 arazi, ses park ve yol alanı, İskele Mahallesi’nde teyiz” denildi. ceğiz.” bulunduğuna dikkat mış biriyle karşılaşıp da “komutanım” sözcüğünü işittiğimde nasıl gurur duyuyorsam, bugün altmışlı yaşlarının ortalarındaki liseli öğrencilerim karşı sında da benzer bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Çünkü öğretmenöğrenci ilişkisi sü rini kullandı. çekilerek TOKİ’ye reyle sınırlı olmayan, ucu sonsuzluğa açık bir buluşmadır… HHH KDaatçda Mınahallgesi’ündevheazinne mdieyvreodilermeyeceği ifade edildi. Aceleyleyumuşakg’yiyutarak“ört menim” diye telaffuz ettiğimiz “öğret ye ait 11 bin metrekare büyük TOKİ’nin de araziler üzerinde ko menim”sözcüğü,içimizdenkoparca Yalnızca yüzde 45’i cinsel taciz iddiasının ciddiye alınacağına inanıyor sına çıkan, tıpkı anne gibi, baba gibi, güven duygusu veren, kutsallığı olan bir sözcüktür… siz sedasız Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na (TOKİ) devredil ünyada her 5 kadından bi lüğünde 2 konut, park ve yol nut projesi oluşturulmadan 3. ki ri içinde yaşadığı toplum Dda kendini güvende hisset miyor, sadece yüzde 60’ı cinsel taciz alanı, İskeleiRMEamha’lElesci’ündPePdEes6iYlşEileVreEdarAazileri satmasının ka iddialarınınadliveEmniyetmakam Şimdi gerçi üniversite öğretim üyesi olarak öğretmenlikten hocalığa terfi etmiş gibi olsak da ben “öğretmenim” sözünü “hocam”dan çok daha anlamlı ve güzel buluyorum. Zaten sokak konuşmalarında neredeyse herkesin birbirine hocam diye ları tarafından ciddiye alınacağına hitap etmesiyle sıradanlaşan bu söz mesine yargı “dur” dedi. CHP’li Datça Belediyesi’nin devir işleminin iptaline yönelik açtığı da bin 755 metrekare büyüklüğün inanıyor. Yüzde 59’u hukuk sistemi nin psikolojik tacizi suç olarak değerlendireceğini düşünüyor. Kadınların yarısından fazlası, kendisinin de 2 konut, park ve yol alanı veya kendisine yakın birinin taciz kurbanı olduğunu belirtiyor. Oranlar, Avon’un dünya çapında yaptığı araştırmanın sonuçları. “Kadınlar sessiz sedasız TOKİ’ye bedelsiz için Avon Vakfı” tarafından yaptırı lan araştırma 15 ülkede 14 bin 400 kadının katılımıyla ortaya çıktı. nunda belirtilen amaca uygun OdTü KAmPUsU’NdA cüğün yanında “öğretmenim” mücevher gibi ışıldıyor… HHH olmadığına dikkat çekildi. Dilek KAmYONET KAsAsI ÖldüRmüŞTü Öğretmenim, sevgili öğretmenlerim... Hepinizi, bir tekiniz bile dışında kalmaksızın hepinizi, içimde hiç eksilmeyen bir sıcaklıkla, sevgiyle anımsıyor, anıyor, düşünüyorum… çede taşınmazların hazine tara Bana şiir yazmam için armağan ettiği defterin ilk sayfasına “Çalışkan öğrencim Ataol’a büyük umutlarla” diye yazan sevgili ilkokul öğretmenim vada mahkeme, arazilerin TOKİ tarafından satıldığını anımsatarak “Üzerinde yapılaşmaya gidilebilir. Telafisi güç zararlar doğabileceği açıktır” ifadele devredilmişti. TOKİ de bu ara Yüzde 51 Araştırmanın bulgularına göre, fından satılması durumunda ilgi Sıdıka Çörüşlü… Hikmet Uyanık öğretmenim, Kurtuluş İlkokulu’nun değişmez başöğretmeni zihnimizde dünya çapında her beş kadından bi Atatürk’le özdeşleşen Saim öğretme zileri 28 Kasım 2018 tarihinde ri içinde yaşadığı toplumda kendini güvende hissetmezken bu oran Gü ney Afrika’da yüzde 47, Türkiye’de ise yüzde 51’e çıkıyor. Kadınların satışa çıkarmıştı. sadece yüzde 60’ı (Peru’da yüzde 48), cinsel taciz iddialarının ciddiye alınacağına inanırken sadece yüzde li kanuna göre satış bedelinden nimiz… Lisede unutulmaz coğrafya öğretmenimiz Mehmet Emin Abalı, kimya öğretmenimiz Sevim Hanım, biyoloji yüzde 30 oranında belediyeye öğretmenimiz Birsen Hanım, edebiyat öğretmenimiz Hüseyin Bey, müzik öğretmenimiz güzeller güzeli Meral Öğretmen ve bizlerden birkaç yaş bü Datça Belediyesi devir ve sa 58’i (Türkiye’de yüzde 45) hukuk sisteminin taciz kurbanlarını koruyacağına güveniyor. pay verilmesi gerektiği vurgula yük yazık ki yaşamdan çok erken ayrılan sanat tarihi öğretmenimiz Hüsnü Tekin; neredeyse aynı yaşlarda oldu Güven oranlarının daha da dü ğumuz, çok şükür altmış yılı aşkın sü tış işleminin iptali için 2 ayrı da şük olduğu fiziki olmayan taciz tür lerinde; kadınların yüzde 59’u hukuk sistemlerinin psikolojik tacizi suç olarak değerlendireceğine ina ANA YüREĞi nırken, yüzde 55’i ise maddi an dAĞlANdI narak bunun önüne geçebilmek redir yakın dostluğumuz ve aramızdaki öğretmenöğrenci yakınlığı şakayla karışık da olsa bütün sıcaklığıyla sürmekte olan İngilizce öğretmenimiz sevgili Ülker İnce… Üniversitede bize Rusçayı bir anne lamdaki tacizin suç olarak görülmesi gerektiğini düşünüyor. Rusya’da yaşayan kadınların yüzde 27’si ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampusu içerisinde, kaldırımda yürürken yanından geçen kamyonetin kasasının açılan kapağının başına çarpması sonucu yaşamını yitiren İrem Kütük (21), memleketi Konya’da toprağa verildi. Baba Ali Rıza ve anne Saadet gibi öğreten, şimdi doksan yaşlarını da geride bırakmış, çok sevgili Şefika Ortaylı öğretmenimiz… Türkiye’de yüzde 38’i, psikolojik ta Kütük, cami bahçesinde taziyeleri kabul etti. İrem Kütük’ün tabutun üzerine duvak ve me Kalbimdeki yerlerini yaşamım bo cizin suç olarak görülmesi gerekti zuniyet cüppesi örtülürken, cenazede okul arkadaşları gözyaşlarını tutamadı. l DHA yunca koruyan ve yaşadığım sürece ğine inanıyor. l Ekonomi Servisi de koruyacak olduğum bütün o öğret haber için satışın TOKİ tarafından gerçekleştirildi öne sürüldü. ‘Telafisi güç’ Davaya bakan Muğla 2. İdare Mahkemesi, söz konusu arazilerin 3. kişilere satışının yapıldığını belirterek “Üzerinde yapılaşmaya gidilebilecek olması gibi hususlar gözetildiğinde, dava sonuçlanıncaya kadar işlemin uygulamaya devam etmesi halinde telafisi güç zararlar doğabileceği açıktır” ifadelerini kullandı. Mahkeme, 13 Şubat’ta devir işleminini yürütmesinin durdurulmasına oybirliğiyle karar verdi. TOKİ ve Muğla Valiliği’nin karara ilişkin itirazı da oybirliğiyle reddedildi. Belediyenin açtığı satış iptali davası ise sürüyor. Bırakın öpüşmeyi, el sıkışmaya da paydos, yerine bakın ne geliyor... Dünyada birbirini yakından tanıyan insanların karşılaştıklarında yanak yanağa öpüşmeleri, en azından yanak yanağa dokunmaları gelenektir. İki yanak, tek yanak ve üç yanak öpüşme. Rus geleneğinde yoldaşlar arasında dudak dudağa da öpüşüldüğünü, eski dönemin Rus ve Doğu Alman liderlerinde görmüştük (Brejnev Honecker). Bu hararetli öpüşme dünya tarihinde mümtaz yerini almış durumdadır. Bu “olay” üzerine öğrendik ki, sosyalist ülkeler liderleri arasında ağırlıklı olarak üç kez yanaktan, ama özel ilişkili liderler arasında da dudaktan “sosyalist kardeşlik öpücüğü” olarak yaygınmış. “Kardeşlik öpüşmesi”, Wikipedia’da bir Sovyet pulu üzerinde de görülüyor. Aynı kaynakta Fidel Castro’nun, Moskova’yı ziyareti sırasında Brejnev’in dudaklarından kaçmak için uçaktan ağzında Havana purosu ile indiği ileri sürülür. Yeltsin’in de Sovyet hiyerarşisi protokolünde bir “öpüşme kararnamesi” yayımladığını okuyorum başka bir kaynakta. Kim kimi ne amaçla ve nasıl öpecek! Madde madde, çok komik! Arafat ile Humeyni’nin de dudak dudağa öpüşme resimleri var. Her neyse, sanırım bu öpüşme ritüeline korona dünyasında artık veda edilecek. Veba salgını ve kralın emri İngilizler dudak dudağa pek mi hiç mi neyse atık, öpüşmezler. Bunun tarihinin 1439’da ortalığı kırıp geçiren veba salgınına kadar gittiği belirtiliyor. Kral VI. Henry selamlaşmada öpüşme yasağını koymuş ve gelenek olarak sürmüş. Yerini sıkı bir el sıkışmaya bırakmış. Biz de öpüşürüz, kucaklaşırız. Epey bir zamandır da öpüşmeye siyaset bulaştı ve belli bir kesimin kafa tokuşturması biçimine döndü! Taa o zamanlardan koronayı mı görmüşler?! Ama öpüşmelerin daha önce de her yıl çoğu insanı hasta eden ve epey de öldürücü sonuçları olan griplerin yaygınlaşmasında ve bulaşmasında önemli bir rol oynadığını belirtelim. Covid19 artık tüm bu yakın selamlaşmayı bitirecektir, en azından toplumun bir kesiminde. Neden öyle diyorum? Biz kucaklaşmayı, öpüşmeyi seven toplumuz, herhalde bizden kalkmaz. Kanada hükümetinden talimat Peki, el sıkışma ne olacak? Sağa sola tutmaktan bile çekindiğimiz bir zamanda? Önümdeki metin, öpüşmeyi ilk bitiren millet İngilizlerin el sıkışmayı da bitirdiklerini söylüyor. Halk sağlığı kuruluşları bu konuda uyarıyor! Fakat insan insana sıcak temassız olur mu: Yatay yumruklaşma, yumruk çarpma girmiş yerine. Zaten bu yumruk çarpma epey zamandır yayılmaya ve bizde bile kullanılmaya başlanmıştı. Bunun bir başka türü de şuydu: Çak! Fakat bunlar selamlaşma yerine kullanılmıyordu, şimdi yumruk çarpma selamlaşmasına dönüşüyor! Kanada hükümeti, virüsten korunma önlemleri arasında yurttaşlarına şunu tavsiye ediyor: Birbirinizi selamlama şeklinizi değiştirin. Bir el sıkışma, bir öpücük veya birbirine sarılmak yerine, dostane bir el sallama veya dirsek çarpmasını tercih edin. Bu sizi solunum virüslerine çok daha az maruz bırakacaktır. ‘Pandemi kültürü’ Önümdeki güncel bir metinde, mesela bir yıl önce el sıkışmanın reddi, hakaret kabul edilirdi diyor. Haklı! Bizde bu reddiye nerelere varırdı, bir düşünün! İşe araştırmacılar da girdi: Ottawa’daki Carleton Üniversitesi’nden Sheryl Hamilton ve antropolog Neil Gerlach, insan davranış ritüellerindeki değişim hızı artıyor diyor ve “pandemi kültürü”nden bahsediyor! Bu kültür, “yüksek hastalık farkındalığı çağına” özgü; eski gelenek ve alışkanlıkların yerini yenileri alacak. Dirsekleşme veya yumruk çarpmanın pek tutacağına inanmıyor, “dostça bir gülümseme ya da başla derin selamlama”, yani temas etmeden selamlaşmaya geçeceğiz. Bu değişimin kalıcı olması beklenir. Ne eskinin vebası, ne kolerası, ne diğer büyük salgınların değiştirebildiği selamlaşma riteülleri, SARS virüsünden sonra adım adım değişmeye başladı. Yeni korona, buna son noktayı koyacağa benziyor! Covid19, sen nelere kadir olacaksın daha, göreceğiz! Seyahat Acentaları Sorumlu Müdür ve Enformasyon Memurluğu Yabancı Dil Başarı Belgem kaybolmuştur. Hükümsüzdür. Sayı No: 294 Tarih: 25.05.1997 Yabancı Dil: İngilizce MELTEM ÇELENDER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle