17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 21 NİSAN 2020 SALI EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: MEHMET AMAN olaylar ve görüşler Cuma namazı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başlattığı her hafta bir ilde “temsili Cuma namazı“ uygulamasının dini gerekçesi ve dayanağı bilinmiyor. temsili mi siyasi mi? GANİ AŞIK E. Müftü / CHP Kayseri Mv. COVID19 belası yerküreyi dize getirdi ve insanoğlunu Azrail ile eşdeğer korku yaratan pençesine aldı. Bu yıkıcı ve yakıcı canavarla cansiperane verilen mücadelede insanlığın ve devletlerin elindeki tek silah tıp, yani bilimdir. Bu savaşımın öncü kahramanları da canları pahasına, tam bir adanmışlık duygusu ile çalışan, çırpınan tabipler ve tüm sağlık çalışanlarıdır, onlara selam, minnet ve şükranlar... Uygarlığa açılan yegâne ana arter olan laik eğitimin ve kurallara yüksek bir bilinç ve disiplin ruhu ile uymakta çağdaş toplumların önemi, belirsizlik, kuşku ve vehimlerle dolu bu karanlık süreçte daha iyi anlaşılmaktadır. Hassas bir süreç Üretim ciddi biçimde aksıyor, talep daralıyor, devletin vergi gelirleri düşüyor, ticaret, sanayi ve ihracat derin bir krizle boğuşuyor, virüsten de beter işsizlik toplumu kasıp kavuruyor. Çaresizlik içindeki geniş halk kesimleri devletten maddi destek bekliyor. Özetle milli tarihimizin çok zor bir dönemecindeyiz. İnsanlık ve Türkiye, elbette bu virüs belasının üstesinden gelecektir de ödenecek bedellerin katlanılabilir düzeyde olup olmayacağı bir soru işaretidir. Toplumu derinden etkileyen böyle bir süreçte kişilerden kurumlara, hele de siyasilere, özellikle de Sayın Cumhurbaşkanına büyük sorumluluklar düşmektedir. Şöyle ki, Sayın Erdoğan’ın, konuşma üslubunu ve yönetim tarzını, ayrıca olaylara bakışını güncellemesi gerekiyor. Anadolu coğrafyasında ve devletin hükümranlığı altında yaşayan herkesin kardeşliği ve yazgı birliği, ulusal bütünlüğümüzün saydamlaşmış halidir. Bir fağfur kâse gibi zarif olan ve yurttaşların eşitliği bilincinin sevgi ikliminde billurlaşan bu yapı asla örselenmemelidir. Siyasi yaşamı boyunca yapageldiği, “halkın din duygularını belli amaçlar için okşama” alışkanlığını, oturduğu devletin en yüksek koltuğunda “devlet adamlığı” adına artık gözden geçirmelidir. “Ülkemize virüs Batı’dan geldi” çıkışı, bir umre istismarıdır ve dayanağı da yoktur. Kaldı ki hiç kimse, sünnet hükmünde bir ibadet olan umrenin kendisini, yapılışını ve yapanları eleştirmiyor, eleştirilemez de. Yakınmalar, yeterli önlem alınmamış olmasına yöneliktir. Yemine sadakat Kendilerinin başkanlığında yapılan COVID19 toplantısına, ilgili tüm meslek kuruluşlarının katılımını sağlamak, olayın vahameti açısından bir zorunluluktu, bundan kaçınıldı. Başta ana muhalefet, Meclis’te temsil edilen partilerin tamamının bu yaşamsal toplantıya davet edilmesi de, anayasanın cumhurbaşkanlarına yüklediği tarafsızlık zorunluluğu yanında, Meclis’te edilen yemine sadakat açısından da bağlayıcı olmasına karşın bu da yapılmadı. AKP Genel Başkanı gibi değil, köklü gelenekleri olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başı gibi davranmak, özellikle de bu zaman diliminde Sayın Erdoğan’a daha çok yakışırdı. CHP’li büyükşehir belediyelerinin, bu zor dönemde olanakları ölçüsünde halkın yanında olma çabalarının “Devlet içinde devlet olmaz” zorlama gerekçesi ile kösteklenmesi, kamu vicdanında rahatsızlık yaratmıştır. Sıkıntı içindeki insanların şefkatle kucaklanmasının, “Devlet içinde devlet olmak”la ne ilgisi olabilir? Kaldı ki belediyeler insan odaklı kurumlardır. Kaba partizanlık Sayın Yavaş’tan, Sayın İmamoğlu’na, İzmir’den Hatay’a uzanan coğrafyada CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının kendilerine oy vermeyen kesimlerle bile kurdukları duygu bağı, gönül ve iletişim ağı, iktidarı rahatsız etmek bir yana dursun memnun etmelidir. Hem içinde bulunduğumuz üç ayların ve 24 Nisan’da başlayacak ramazan ayının hoşgörüyü, sevgiyi, paylaşma ve dayanışmayı önceleyen manevi iklimi hem de COVID19 karabasanının zorunlu kıldığı toplumun ve kurumların kenetlenme ihtiyacı, hemen herkesin ama özellikle de devlet gücünü elinde bulunduran iktidarın sorumluluğundadır. Ama ne var ki AKP, Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerinin kendi dönemlerindeki hak ve gelirlerini belediyeler el değiştirdiği için kısıtlıyor, CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının halka hizmet adına dile getirdikleri taleplerini göz ardı ediyor, üstelik koronavirüs ile mücadele için açtıkları bağış hesaplarını bloke ediyor. Yapılan bu kaba partizanlık, iktidarın “birlikbütünlük” çağrılarının temelsiz ve samimiyetsizliğini göstermesinden öteye, zamanın ruhu ile de çelişiyor. Kibrin tevazu ile nefretin sevgi ile saplantıların önyargısızlıkla, iticiliğin çekicilikle, gönül kırmanın gönül yapmakla ve dışlayıcılığın kapsayıcılıkla yer değiştirmesi gerektiği günlerdeyiz. Siyasetten büyüktür Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başlattığı her hafta bir ilde “temsili cuma namazı“ uygulamasının dini gerekçesi ve dayanağı bilinmiyor. Diyanet’in kendi yayınları da dahil, ilgili bütün kaynaklarda, cuma namazının sahih olmasının (geçerliliğinin) koşullarından birisi de “cuma namazı kılınan caminin herkese açık olmasıdır”. İcra edileceği halka duyurulan dini etkinlikte bu şart da mevcut olmadığına göre, sormak durumundayız: cuma namazı temsili mi, yoksa siyasi mi? Maun suresi (Kuran 107)’nin tanımladığı “İşleri güçleri gösteriştir” kapsamında mı? Maalesef, gerektiğinde siyasete malzeme amaçlı bu zorlama ritüel, kendisine özgü ve özel bir kutsiyet taşıyan cuma namazının özüne, ruhuna, hikmet ve rahmetine gölge düşürür, vebali de ağırdır. Cuma namazı, siyasetten büyüktür, onun dışında ve üstündedir. Mehmet Haberal koronavirüs için ne diyor? Mehmet Haberal sadece çok başarılı bir operatör doktor ve bir üniversite ile ona bağlı birçok hastane kuran bir hekim ve bir eğitimci değil, gelişmekte olan bir toplumda organ nakli için büyük bir toplumsal, kültürel ve yasal dönüşümü gerçekleştirebilmiş olan gerçek bir devrimcidir. Bilimsel düşünceyi ve davranışı, bilimsel yaklaşımı, kimliğinin, kişiliğinin bir parçası haline getirmiş, bütün yaşamında, bilimin yol göstericiliğinden yararlanarak bu başarıların altına imzasını atmıştır. Haberal’ın kimliğinin, kişiliğinin ayrılmaz bir parçası daha vardır: Tam bir Atatürk Milliyetçisi, tam bir Cumhuriyet ve Demokrasi âşığıdır. Varlığını, Atatürk Cumhuriyeti’nin köylü çocuklara tanıdığı olanaklara borçlu olduğunu düşünür. Bu nedenle de hayatını bu Cumhuriyet’e, Atatürk’e, yurduna, milletine adamıştır. Yüreği, insan sevgisi ve vatan aşkıyla yanar. Üstelik inanılmaz bir biçimde, bu deha düzeyindeki zekâ, bu başarılı insan ödüllendirileceğine, çapsız politikacılar tarafından cezalandırılmış, haksız, hukuksuz ve adaletsiz bir biçimde dört yılı aşkın süreyle hapse atılmıştır. Ama yine inanılmaz bir biçimde, hiç küsmeden, hiç umutsuzluğa kapılmadan, hapisteyken bile sürdürdüğü ulusal ve uluslararası hizmetlerine, hapisten çıkınca daha büyük bir aşkla devam etmektedir. HHH Haberal’ın en önemli özelliği, elini ve beynini koordine ederek yaptığı ameliyatlardaki başarısıyla kanıtladığı mikro düzeydeki yeteneğine ek olarak... Herhangi bir sorunu en genel düzeyde, bütün değişkenleri hesaba katarak çözümleme ve çözüm üretme yöntemiyle toplumda başardığı devrimci değişimlerle kanıtladığı makro analiz yeteneğidir. Bu nedenle koronavirüs pandemisi konusunda konuşulacak kişilerin başında gelir. Geçen gün uzun uzun sohbet ettik. Özetle koronavirüs konusunda Başkent hastanelerinde ve üniversitede her türlü teşhis, tedavi ve aşı konularında araştırmalar, çalışmalar yaptıklarını belirttikten sonra: “Bu virüs salgını ne ilk, ne de son olacak. Çünkü iki temel sebebi var: 1) İnsanların yoğun kalabalıklar halinde iç içe, bir arada yaşamalarını gerektiren metropolleşme. 2) Metropolleşmenin getirdiği ranta dayalı yağma sonucu ortaya çıkan betonlaşma nedeniyle doğanın tahribi ve doğal yaşamdan uzaklaşmak.” Haberal’ın kafasında çözüm de son derece açık seçik: “İnsanların iç içe, üst üste, doğadan uzak, betona gömülmüş kentsel yaşamdan, doğaya, doğal yaşama, kırsal alanlara, köye, doğayla iç içe olan yaşama geri dönmek gerek” diyor. Ve elbette tarımın desteklenmesini bu sürecin ilk adımı olarak öneriyor. HHH İŞTE KORONAVİRÜS MÜCADELESİNDE EN DEVRİMCİ GÖRÜŞ: DOĞAYA DÖNÜŞ. BU ÇAĞRIYA KULAK VERMEK GEREK! Õ%6$%+!,+Û4!0/+5$Û9% #5(52Û9%4+Û4!0,!2).$!"¢9¢+Û.$Û2Û 45.00 TL 27.00 TL 18.00 TL 10.80 TL 18.00 TL 10.80 TL 20.37 TL 12.22 TL 18.52 TL 11.11 TL 18.52 TL 7.41 TL 16.00 TL 9.60 TL 13.89 TL 5.56 35.00 TL 21.00 TL 11.11 TL 3.33 TL 25.00 TL 15.00 TL 41.67 TL 25.00 TL 23.15 TL 13.89 TL 35.00 TL 21.00 TL 30.00 TL 18.00 TL 23.15 TL 13.89 TL 45.00 TL 27.00 TL 18.52 TL 11.11 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle