16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 NİSAN 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Erdoğan, CHP’li belediyelerin bağış kampanyalarının yasalarda yeri olmadığını ileri sürdü Belediyeler, devlet içinde devlet olurmuş! İçişleri Bakanlığı’nın CHP’li belediyelerin yardım hesabını bloke ettirmesini savunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur, izinsiz yürütülemez” dedi. Erdoğan dün İstanbul’da AKP il başkanlarıyla video konferans sistemi ile görüştü. CHP’li belediyelerin başlattığı bağış kampanyasına değinen Erdoğan, “Kampanya içinde kampanyaya gerek yok. Belediyeler devlet içinde devlet olmaya çalışmamalıdır. Bu bakımdan da bütün bu kampanyalar sadece devletimizin Cumhurbaşkanlığı makamının açıklamış olduğu birimler tarafından yürütülmektedir. Bunların takibi İçişleri Bakanlığı, valiliklerimiz ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir. Burada birçok belediyelerimiz valiliklerimizin izni olmaksızın bu SOYLU, YASAĞINI BU SÖZLERLE SAVUNDU: BAŞKA BIR DEVLET MI OLUŞTURMAK ISTIYORSUNUZ? Tayyip Erdoğan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir televizyon kanalında katıldığı programda, CHP’li belediyelerin bağış toplamasını yasaklayan genelgesini savundu. Soylu, belediyelerin bağış toplamasını yasaklaması ve hesaplarına bloke koymasına ilişkin, “Devlet, vali izin vermeden sen banka numaraları açıklarsan, ‘Ben yardım topluyorum’ dersen, siz başka bir devlet, yeni bir hükümet oluşturmak istiyorsunuz, bu kadar açık ve net” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet tür kampanyalar açacak olurlarsa işte o zaman bu devlet içinde devlet olma mantığıdır ki burada gücü dağıtmış oluruz. Buna da kimsenin hakkı yok, yasalar da buna müsaade etmiyor” dedi. Yurttaşlardan kendi karantinasını uygulamayı isteyen Erdoğan, “Tedbirlere riayet etme konusunda AKP teşkilatlarının ve partimize gönül vermiş tüm kardeşlerimizin örnek ve öncü olması gerekiyor. Sosyal hareketliliği ne kadar azaltır sosyal mesafeyi ne kadar uzatırsak hastalığın yayılma hızını o derece çabuk kırarız. Her bir vatandaşımız kendini gönüllü karantinada tutarsa daha ileri tedbirlere gerek kalmaz. Evde kalma, sosyal mesa feyi koruma, temizlik gibi hususlara dikkat edilmez ve salgın yaygınlaşırsa çok daha sıkı tedbirler kaçınılmaz hale gelir. Şimdilik şehirlerarası ulaşımı kısmen sınırlandırdık. İhtiyaç halinde şehiriçi ulaşımda da benzer yöntemleri devreye sokabiliriz” ifadelerini kullandı. l İç Politika 11 CHP’li başkandan Soylu’nun bağış toplamalarını yasaklayan genelgesine karşı ortak bildiri: Vicdani sorumluluğumuz CHP Genel Merkezi’nden İçişleri Bakanlığı’nın genelgesiyle belediyelerin bağış hesaplarının dondurulması üzerine 11 büyükşehir belediyesine konuyu yargıya taşımaları konusunda talimat gönderildi. CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının ortak bildirisinde, “İnsanlarımız çare beklerken zaman kaybedecek durumda değiliz” denildi. CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı tele konferans yoluyla dün bir görüşme gerçekleştirdi. Edinilen bilgiye göre bağışların toplandığı hesapların dondurulması üzerine izlenecek hukuki işlemlerle ilgili ortak hareket edilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Bu kapsamda genel merkez tarafından hazırlanan izlenecek yargı yoluyla ilgili bir yazı da belediye başkanlarına iletildi. Yazıda; belediye başkanlarının bağış toplama yetkisinin yasalarda açık olduğu, İçişleri Bakanlığı genelgesinin açıkça yasalara aykırı olduğu vurgulanarak konunun ivedilikle yargıya taşınması istendi. Tele konferans yoluyla yapılan görüşmenin ardından ortak bir açıklama yapan 11 büyükşehir belediye başkanı da özetle şunları dile getirdi: n Siyaset dışı davranıyoruz: Çağın bu büyük felaketi karşısında, kamunun tüm kurumları olarak bir araya gelmek ve sorumlu davranmak gibi bir görevimizin olduğunun bilincindeyiz. Bu anlamda siyaset dışı davranmak bizler için bir tercih değil, açık bir mecburiyettir. Söz konusu felaketi durdurmak, işbirliği yapmak, sadece kamu görevi değil, vicdani bir sorumluluktur. n Kampanyamız durduruldu: Belediye başkanları olarak görevimizi yaparken, felaketin büyüklüğü karşısında bütçemizi aşabileceğimizi öngördük. Bu nedenle insanlarımızın, işte böyle günlerde bizi bir kılan, millet kılan, kardeşlik ruhuna güvenerek bağış çağrısı yaptık. Ancak tamamen iyi niyetli ve samimi bu çağrımız karşılık bulmaya başlamışken, bu kampanyamız, ‘Belediyeler bağış alır mı alamaz mı’ tartışmasının sonucu olarak durduruldu. n Mağduriyetler artacak: Belediyelerin bağış kabul etmesi tamamen yasalken, İçişleri Bakanlığı’nın yıllardır belediyelerce yapılan uygulamayı yardım kapsamına sokarak anlaşılması imkânsız bir gerekçeyle engellenmesi, hiçbir fayda sağlamayacak, sadece yardım bekleyen vatandaşlarımızın mağduriyetini artıracaktır. n Kamplaşmaya alet olmayız: Bu hassas durumun siyasi kamplaşma çabalarına alet edilmesini istemiyoruz. Ülkemizin bir an önce bu felaketten kurtulması için kentlerimizde etkilenmiş kim varsa hiç ayrım yapmadan, en küçük hücrelere kadar ulaşıp devletimizin diğer kurumlarıyla birlikte onların mağduriyetini gidermeyi amaçlıyoruz. Şu kara günlerinde arkalarında devleti görmek isteyen mağdurlara yetişmek bizlerin de üzerine düşen borçtur. l ANKARA/Cumhuriyet İBB DAVA AÇTI İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İçişleri Bakanlığı’nın yardım kampanyası için açılan hesaplara bloke koyması üzerine yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtı. İBB Hukuk Müşavirliği tarafından verilen dilekçede “5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinde bağış kabul etmek belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmıştır. Aynı kanunun 59. maddesinde de bağışlar belediyelerin gelirleri arasında gösterilmiştir. 5393 sayılı Kanun’un 38. maddesinde de şartsız bağış kabul etmek belediye başkanının görevleri arasında sayılmıştır. Ayrıca, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 23. maddesinde ise şartlı ve şartsız bağışları kabul etmek ve tasarrufta bulunmak büyükşehir belediyesinin gelirleri arasında gösterilmiştir” denildi. İstanbul Valiliği’nin banka hesaplarına bloke konulmasına ilişkin kararının da hukuka aykırı olduğu kaydedilen dilekçede, kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali de istendi. l İç Politika KILIÇDAROĞLU’NDAN PARTİ TEŞKİLATLARINA TALİMAT: İhtiyaçlar karşılanıyor mu araştırın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya üzerinden bir mesaj yayımladı. “Karantina uygulanan yerlerde, hanelerde bu kişilerin ihtiyaçları nasıl ve kim tarafından karşılanacak? Aslında bu sorunun cevabını Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 83. maddesi vermiş. 83. maddede diyor ki: Karantina uygulanan yerlerde vatandaşların yiyeceği, içeceği, doğalgazı, elektriği, suyu, kirası siyasi iktidar tarafından karşılanır” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, partisinin il ve ilçe başkanları ile bütün belediye meclis üyelerine karantina uygulanan yerleşim bölgelerinde vatandaşın ihtiyaçlarının Umumi Hıfzıssıhha Kanunu kapsamında iktidar tarafından karşılanıp karşılanmadığının araştırılması talimatını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’Lİ SEYİT TORUN: YASALARI EVIRIP ÇEVIRMEYIN CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine tepki gösterdi. Bağışların yasal dayanaklarını anlatan Torun, “Kanunda açıkça tarif edilmiş, ‘Belediye başkanı bağış kabul edebilir’ diyor. Siz diyorsunuz ki ‘hayır yapamazsınız, bunu bir kişi yapar.’ O bir kişi yapsın, itiraz yok ama belediyelerimiz de çözüm üretmek istiyor. Yardım toplamak yalnızca Cumhurbaşkanlığı’nın görevi değil aynı zamanda yerel yönetimlere de bu yetki açık ve net verilmiş” diye konuştu. Torun, “Yasaları evirip çevirerek, önümüze koyarak engellemeyin. Vatandaş yarın mağdur olduğunda hesabını sorar. Siz diyorsanız ki her şeyi ben yaparım bunun sorumluluğunu da tek başına alırsınız” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet KONYA VE GAZİANTEP Yasak, AKP’li belediyelere yok! CHP’li 11 büyükşehir belediyesinin yardım kampanyası için açtığı hesapları bloke eden İçişleri Bakanlığı’nın, AKP’li Konya ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin kampanyalarına ses çıkarmaması tepki çekti. Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Uğur İbrahim Altay, sosyal medya hesabından yardım başlattıklarını duyurdu. “Konya için iyilik vakti” sloganıyla düzenlenen kampanya, “Şimdi ‘Konya İçin İyilik Vakti’ Belediyelerimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımız, Sanayicilerimiz, İşletme sahiplerimiz ‘birlik’ oluyoruz. Konya birlik ve beraberlik içinde gelecek için iyilikte yarışıyor” duyurusuyla açıklandı. Başkan Altay tarafından paylaşılan görselde belediyenin IBAN hesapları da görülüyor. Benzer bir kampanyayı da Gaziantep Büyükşehir Belediyesi başlattı. Kampanyanın eleştirilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kampanyasıyla aynı olduğu görülürken, kampanyanın koli başına 200 TL olması dikkat çekti. l İç Politika ERDOĞAN’A KAMPANYA ELEŞTIRISI Altay: Bağışın adı korona vergisi CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan bağış kampanyası kapsamında pek çok kamu kuruluşunun resmi yazıyla kamu çalışanlarından zorunlu bağış talep ettiğini belirterek, “Bu işin tam adı korona vergisidir” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Saray’ın isteğiyle dini gerekçe yaratamayacağını söyleyen Altay, “Saray’ın dayatmalarına sen dini dayanak ve gerekçe yaratmak için orada değilsin. Bu yanlıştır” dedi. Diyanet İşleri Başkanı’nın Erdoğan’ın sözcüsü gibi çalıştığını kaydeden Altay, “Sayın Başkan’ın uygulamaları kamu vicdanını rahatsız etmektedir” dedi. Gönüllü bağışın zorunlu hale getirildiğini söyleyen Altay, “Bu işin tam adı korona vergisidir. Veren el olursa devlet olur” dedi. Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün zorla bağışa ilişkin yazısını gösteren Altay şöyle konuştu: “Bunun adı eşkıyalıktır; yalakalıktır. Cumhurbaşkanı’na yaranma güdüsüyle işgüzarlıktır. Yargıtay da boş durmamış, (resmi yazıyı göstererek) yardım yapma talimatı vermiş. Yargıtay’a laf söylesek cezaevine gideriz. Ne diyeyim ben şimdi? Kepazeliktir.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP’nin ABD Temsilcisi Özcan: Bağışı yapan hangi kurum? Türken’e 22.8 milyon dolar bağış CHP’nin ABD Temsilcisi Yurter Özcan, can, Türken’e 20142018 yılları araTÜRGEV ve Ensar Vakfı’nın 2014’te sında yapılan toplam bağışın 56 mil ABD’de kurduğu Türken Vakfı’na, 1 yon doları geçtiğini ifade etti. CHP Temmuz 2018 ile 30 Haziran 2019 ta ABD Temsilciliği olarak bir süredir pe rihleri arasında sadece tek bir şahıs/ şini bırakmadıkları New York merkez kurum tarafından 22.8 milyon dolarlık li Türken Vakfı’nın Temmuz 2018Hazi bağış yapıldığını iddia ederek, “Halkın ran 2019 arası finansal raporlarını 31 vergileri New York’ta yurt yapması için Mart 2020 günü ABD Hazine Bakanlı Türken’e mi gönderildi?” diye sordu. ğı Vergi Dairesi’nden (IRS) temin ettik Twitter hesabı üzerinden, Türken lerini duyuran Özcan, “Bu yeni belge Vakfı’nın ABD Hazine Bakanlığı Ver ler ile alakalı bazı sorularımız var: Bu gi Dairesi’nden verdiği mali raporları tarihler arasında Türken Vakfı’na 22.8 paylaşarak açıklama yapan CHP’li Öz milyon dolarlık rekor bağışı hangi ki şi veya kurum yaptı? İddia edildiği gibi Başkentgaz’ın Kızılay’a yaptığı bağışlar Ensar Vakfı üzerinden mi aktarıldı? Eğer bu iddialar doğruysa, neden daha önce bu bağışın miktarı 8 milyon dolar olarak açıklandı? Eğer doğru değilse, ABD Vergi Dairesi kayıtlarında gözükmeyen 8 milyon dolar nerede? Bu bağış Ensar Vakfı tarafından gönderildiyse, ne kadarı Kızılay üzerinden geldi? Halkın vergileri New York’ta yurt yapması için Türken’e mi gönderildi?” diye sordu. l Haber Merkezi Bağışlanmaz kutuplaşma! A KP, salgın konusunda da kutuplaşma yaratmayı başardı. Gerçekten kutlamak gerekir. 18 yılda Türkiye’nin bütün varlıklarını tüketmiş, dışarıdan gelen 1 trilyon dolara karşılık 3 trilyon dolar dışarı vermiş, Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesine bile göz dikmiş, ciddi bir krizle karşılaşınca elde halka verecek bir şey kalmadığını görmüş bir iktidar, bu çıkmazdan başka türlü çıkamazdı. Böyle bir konuda bile ayrımcı siyaset üret… Dışladıkların bunun kabul edilemezliğini haykırsın… Arada gerçekler güme gitsin… Bu yöntemi yıllardır uyguluyorlar. Ötekileştirme olmasa kendileri olmayacak. Zira topluma verebilecekleri bir şey kalmamış. Ancak gerilim, kaos, karmaşa, tartışma, ayrışma verebiliyorlar. Bir kez daha gördük ki iktidarın en organize faaliyeti, yardım ve bağış toplamak. Bu konuda örgütlü, ısrarcı ve takipçi oldukları kadar sorunların çözümünde olsalar, devlet altyapımız sapasağlam olurdu, en azından moral güç yükselirdi. Ama bu durum işlerine gelmiyor. Eğer böyle olursa sorunlar çözümler konuşulacak, eksikler fazlalar göz önüne serilecek. HHH Yukarıda aktardığımız tablonun devamı da şaşırtıcı değil. Herkesin can derdinde olduğu şu günlerde AKP’nin yanıtını aradığı birinci soru şu: Biz bu süreçten nasıl güçlü çıkarız? Hemen hemen bütün olasılıklar, bu soru dikkate alınarak tartışılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın yukarıya taşıdığı verilerde “iyimser tahmin” şöyle: 70 bin ile 100 bin arasında vaka olur, 35 bin arası ölüm yaşanır. Kötümser tahmin ise şöyle: 200300 bin arası vaka olur, 1215 bin ölüm! Şu aşamada kimsenin net bir şey söyleme olanağı yok. Ama şu var: Gidişi iyi görüp önlemleri en etkili şekilde şimdiden almak. 28 Mart günü Bilim Kurulu’nun kimi illerde sokağa çıkma yasağı önerdiği bilgisi var. Buna şu yanıtın verildiğini duyuyoruz: “Sokağa çıkma yasağının en etkin uygulandığı durumda bile, genel çarkın dönmesi için nüfusun yüzde 15’i dışarıda olmak zorunda. Aksi halde çarkı döndüremeyiz.” Bu gerekçe şöyle de okunabilir: Devletin, bir süreliğine bile olsa halka bakacak gücü yok. O nedenle bu öneri kabul görmüyor. Ancak şu tür senaryoları doğrusu aklımızdan bile geçirmiyoruz: Durum biraz daha vahimleşirse olağanüstü hal (OHAL) ilan ederiz, o zaman daha kolay yönetiriz! Böyle bir olasılık, “bırakalım biraz daha yükselsin” gibi bir yaklaşımı akla getirir ki bunu Türkiye’de düşünecek kişi olduğunu sanmıyoruz. HHH Yukarıda altını çizdiğimiz, “iktidar olarak bu süreçten nasıl daha güçlü çıkarım” sorusu sadece ülkesel değil, küresel. Ülkelerinin varlıklarını sermayeye teslim etmiş, onların iktidarı olmuş tüm yönetimler bunun sonuçlarının ortaya çıkmaması için oturduğu yerden kalkmak istemeyecek. Bu elbette tek taraflı bir durum değil. Toplumsal tabanı olan bir başka siyasal güç de, iktidara seçenek olacak. Yaşadığımız sorun bu ikilemi mutlaka dayatacak. Bağış toplayarak kendinizi toplayamazsınız. Tarihte, böylesi büyük salgınlar büyük sonuçlar doğurdu. Tarih, tekerrür etmez, tekemmül eder. Bugünün diliyle tekrar etmez, gelişir. Bu bağlamda benzer toplumsal olaylar, farklı sonuçlar verebilir. Bugünkü değişim de bu çağın gerçekleri ışığında, bu çağın kuşakları ile olacak. Türkiye’de de bunu yaşayacağız. Ne diyor diyalektik? Hiçbir sorun yoktur ki, içinde çözümü de barındırmasın! İYİ PARTILI DERVIŞOĞLU: Kampanyayı uçağınızla açın İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu yaptığı yazılı açıklama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yardım kampanyası çağrısına tepki gösterdi. Dervişoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı, illa da bir kampanya açacaksanız, kapıyı maaşınızla değil, 500 milyon dolarlık Katar uçağıyla açınız. Saray’ına her gün 5 milyon lira harcayabilen bir Cumhurbaşkanı, bu zor günlerde milletinden para istemez, isteyemez” dedi. İçişleri Bakanlığı’nın CHP’li belediyelere bağışları engelleyen genelgesini de eleştiren Dervişoğlu, “Tarih, Millet İttifakı’nın belediyelerini vatandaşının yardımına koşan kurumlar, AKP’yi de buna duvar ören bir iktidar olarak yazacaktır” ifadelerini kullandı. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle