22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 2 NİSAN 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN KÜLTÜR SABAHATTIN ALI KATLEDILELI 72 YIL OLDU... Zor günlere ‘aldırma gönül’ SARP SAĞKAL Şair ve yazar Sabahattin Ali, 72 yıl önce bugün katledildi. Kuyucaklı Yusuf’tan Kürk Mantolu Madonna’ya düzyazıda Türk romancılığının en önemli eserlerini veren Ali, sadece yazdıklarıyla değil, yaşadıklarıyla da unutulmaz oldu. Kısacık ömründen geriye ölümsüz şiirler bırakan Ali, zor günler yaşayanlara da “Başın öne eğilmesin / Eldırma gönül aldırma” diye seslendi... Babası asker olan Sabahattin Ali, “savaş” ve “acı” kavramlarıyla daha çocuk yaştayken tanıştı. Balkan Savaşı’dan sonra babasının askerlikten ayrılmasıyla Edremit’e yerleşen aile, 1. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla Çanakkale’ye gitmek zorunda kaldı. Tarihin en kanlı savaşlarından birine 8 yaşında tanık oldu. Resimli Ay ve Nâzım Hikmet Çanakkale Savaşı’ndan sonra aile İzmir’e yerleşti. Ancak savaş peşlerini bırakmadı ve onlar yerleştikten kısa bir süre sonra Yunan İzmir’i işgal etti. İşgal yıllarında eğitimine başlayan Sabahattin Ali, Balıkesir Öğretmen Okulu’na gitti. İlk şiirlerini ve öykülerini burada kaleme alan Ali, yük Sebahattin Ali 72 yıl önce bugün Kırklareli’nde ormanlık bir alanda katledilmişti. seköğrenimine İstanbul’da devam etti ve 1928’de Almanya’ya giderek dil eğitimi aldı. Türkiye’ye döndüğünde Zekeriya ve Sabiha Sertel’in çıkardığı Resimli Ay dergisine başvuran Ali, burada kuzeni Nâzım Hikmet’le tanıştı ve kendine yeni bir edebi kimlik kazandı. O güne kadar romantizm akımının etkisinde olan Ali, Nâzım Hikmet’le realizmi tanıdı ve onun etkisiyle “Kuyucaklı Yusuf”u kaleme aldı. Resimli Ay döneminden sonra öğ ‘Onu yetmiş yedi millet okuyor’ retmenliğe başlayan Ali, “komünist propagandadan” tutuklandı ve 3 ay hapis yattı. Çıktıktan sonra “Memleketten Haber” başlıklı şiiri yüzünden tekrar hapse giren Ali, Sinop Cezaevi’ne gönderildi. Burada gördükleriyle “Bir Şaka”, “Kanal”, “Bir Firar”, “Katil Osman” ve “Çaydanlık” gibi hikâyeleri yazan Ali, unutulmaz “Başın öne eğilmesin” dizelerini de yine Sinop Cezaevi’nde kaleme aldı. l ANKARA Hapis yıllarından sonra Aliye Hanım’la evlenip Ankara’ya yerleşen Ali, bundan sonraki süreçte “İçimizdeki Şeytan” gibi eserleri verdi. Aziz Nesin’le “Markopaşa”yı çıkardı. Baskı ve tehditlerle boğuşan yazar, tekrar tutuklanabileceği düşüncesiyle yurtdışına kaçmak istedi. Ancak kaçmak için anlaştığı eski subay Ali Ertekin tarafından sopayla dövülerek öldürüldü. Cansız bedenini ise bir çoban buldu. Ali’nin bulunduğu yere “Sabahattin Ali Çatağı” adı verildi. Öldükten sonra hikâyeleri Rusça’ya çevrilen ve dünya çapında okunan yazar için Nâzım Hikmet şunları söyledi: “Sabahattin Ali’yi, Puşkin’in ve Lenin’in dili sayesinde yalnız Ruslar değil, yetmiş yedi millet okuyor. Yetmiş yedi millet Sabahattin Ali’nin halkını, Türkiye halkını ve onun dilini seviyor. Çünkü Sabahattin, Türkiye halkının ve Türkçenin en namuslu, en yurtsever, en istidatlı evlatlarından biridir.” ‘Barış Gelini’ film oluyor İtalya’dan barış ve sevgi mesajı vermek için yola çıktıktan sonra Türkiye’de erkek cinayetine kurban giden “Barış Gelini” Pippa Bacca’nın hikâyesi film oluyor. İtalyan yönetmen Simone Manetti’nin yorumuyla Pippa’nın kamerasındaki gerçekleri de kapsayan bir film yapıldı. Film, Serpil Altın Film’in Türkiye’deki lisans haklarını almasıyla ilerleyen aylarda “Barış Gelini: Pippa Bacca” ismiyle Türk seyircisi ile buluşacak. Lütfi Özkök belgeseli yayında İstanbul Modern’de “Lütfi Özkök: Portreler” sergisinde sanatseverlerle buluşan buluşan “Fil Fil Gibi Evdeki Şair. Gibi Evdeki Şair” adlı belgesel, müzenin YouTube kanalı ve web sitesi üzerinden yayımlanıyor. Yönetmenliğini Özkök’ün torunu Anna Juhlin’in üstlendiği 2010 İsveç yapımı belgesel, geçmiş ile bugüne ait kareler, Stockholm ve İstanbul’da çekilmiş görüşmeler ve farklı seslerle tonlar arasında geziniyor. 2011 yılında Stockholm Tempo Belgesel Festivali’nde Yeni Belgesel Ödülü’nü alan yapım, yönetmen ile dedesinin şiir, fotoğraf ve nostalji üzerine düşüncelerini de bir araya getiriyor. TIYATRO EMEKÇILERI ZOR DURUMDA MUSTAFA ÇAKIR Koronavirüs salgını sigortasız, yevmiye usulü çalışmanın yaygın olduğu tiyatro emekçilerini de zor durumda bıraktı. CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, hükümetten tiyatro emekçilerine acil destek istedi. Girgin, koronavirüs salgını nedeniyle perdelerini indiren tiyatro emekçilerinin büyük sıkıntı içerisinde olduklarını söyledi. Girgin, “Tiyatro cami ası, dekorcusundan kostümcüsüne, senaryo yazarından yönetmenine ve oyuncusuna kadar on binlerce işçiden oluşan büyük bir ailedir. Bu ailenin en önemli sorunlarından biri sigortasız, yevmiye usulü çalışmanın yaygın olması, işsizlik oranının 5 bin kişiyi çoktan aşmış olmasıdır” dedi. Özel tiyatroların düşük bütçelerle ayakta kalmaya çalışan kurumlar olduklarını dile getiren Girgin, “Yaşanan salgınla birlikte tiyatrocular iyice mağ dur oldu. Turneler iptal, oyunlar iptal, hayatını sadece tiyatro oyunuyla idame ettiren tv projelerinde hiç yer almamış oyuncular dardadır.” diye konuştu. Özel tiyatro emekçilerinin sorunlarını Meclis gündemine de taşıyan Girgin, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi de verdi. Girgin, “Acil bir destekleme politikasını hayata geçirmeyi düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltti. l ANKARA Kaya’nın koronavirüsü saklandı iddiası Dizi ve sinema oyuncusu Turhan Kaya, önceki gün 69 yaşında hayatını kaybetti. 10 gün boyunca yoğun bakımda tedavi gören Kaya’nın ailesinin ölüm nedenini öğrenemediği kaydedildi. Kaya’nın tüm koronavirüs belirtilerini gösterdiği ve sabahın erken saatlerinde apar topar koronavirüs dolayısıyla açılan mezarlıklara, önlem alınarak defnedildiği belirtildi. Ünlü oyuncunun ilk olarak rahatsızlanarak hastaneye gittiği, burada yapılan korona testinin negatif çıktığı ve Kaya’nın evine gönderildiği ifade edildi. Daha sonra tekrar rahatsızlanan Kaya’nın kaldırıldığı Sultan Hamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdiği öğrenildi. Bu durum açıklanan koronavirüs hasta sayılarının şeffaflığıyla ilgili soru işaretle ri yarattı. Bir diğer iddia ise Kaya’nın virüsü hastanede kaptığına yönelik. Kaya, bugüne kadar “Kurşun Yarası”, “Çemberimde Gül Oya”, “Binbir Gece”, “Doktorlar”, “Kurtlar Vadisi Pusu” gibi birçok dizide rol almıştı. Andrew Jack koronavirüsten yaşamını yitirdi Daha önce koronavirüs testi pozitif çıkan İngiliz oyuncu tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.Star Wars’ta Major Caluan Ematt karakterine hayat veren Andrew Jack’in eşi Avustralya’da karantinada olduğundan Jack’in son anlarında yanında yer alamadı. Eşi, Twitter’dan, “Bugün bir adamı kaybettik. Andrew Jack’e iki gün önce koronavirüs teşhisi konuldu” notunu yazdı. ‘KARANTINADAN NOTLAR’ Moda alanındaki çalışmalarıyla tanınan fotoğrafçı ve yönetmen Osman Özel, yeni koronavirüs salgını sırasında kaldığı resmi karantinadan gözlemlerini OMM Odunpazarı Modern Müze Editoryal Direktörü Büşra Erkara’ya anlattı. Paris’ten İstanbul’a 17 Mart’ta vardığından beri, Başakşehir’deki bir yurtta, devlet tarafından belirlenmiş şartlarla resmi karantinada olan Özel’in içinde bu lunduğu izolasyonu belgeleyen fotoğrafları üze rinden yeni dünya düzenini sorguladığı karantina günlüğü OMM Journal’dan (https://omm.art/tr/ ommoloji) okunabilir. Osman Özel’in karantinadan çektiği fotoğraflardan oluşan seçki @ommxart Ins tagram hesabında 28 Mart Cumartesi gü nünden itibaren yayımlanmaya başladı ve Fotoğrafçının karantinadan çektiği video paylaşımlar günaşırı devam edecek. çalışması ise yine OMM Instagram hesa bından sanatseverlere sunulacak. Bu filmi görenler vardır kuşkusuz. 1990 2012 arası gösterime giren beş komedi filmi… Konusu çok yalın: Anne babasıyla arası iyi olmayan 11 yaşındaki Kevin (Macaulay Culkin) kendine verilen ceza yüzünden geceyi evin çatı katında geçirir. Ertesi sabah da anne babası tatile çıkar. Yolda çocuklarını evde unuttuklarının farkına varırlar! Kevin ise evde tek başına kalmaktan mutludur. Keyfini iki hırsızla karşı karşıya kalması kaçırır, ürker. Ama korkusuzdur. Zeki çocuk, hırsızlara öylesine komik tuzaklar kurar ki, hem eğlenir hem de onlara dünyayı dar eder. Şimdilerde hepimiz bir anlamda evde tek başınayız! Ama ben kendimi evde tek başına saymıyorum. Çünkü ev halkının dışında, her sabah Türkiye’yle, dünyayla aynı gökyüzüyle; değişen gündemle sarmaş dolaşım da ondan! Şöyle: Sabah kahvaltıyla, Cumhuriyet’i okumakla, yanı sıra FOX TV’de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat haber programını, konuklarını dinlemekle başlıyor günüm. Ardından Halk TV’yi açıyorum, Medya Mahallesi’nde Ayşenur Arslan’ı ve konuklarını dinlemeye geçiyorum. Bunlar beni çeşitli yerlerde dolaştırıyor, çeşitli kişilerle tanıştırıyor, bana epeyce gündem de yaratıyor. Hızla geçiyor zaman. Doğallıkla gün içinde gelen gi den telefonlar, sosyal medya okumaları, paylaşımlar soluk al dırıyor biraz. Saatler hızla ilerliyor, akşam oluyor. Bu arada akşam yemeği Evde tek başına! ni de aradan çıkarıyoruz ki, TELE 1’de Emre Kongar’ı ve Merdan Yanardağ’ı 18 Dakika programı Eğer günlerden cumartesi pazar nı rahatça izleyelim diye. Gerçek sa, Halk TV’de Cüneyt Akman’ı, En muhalefetin sesi oluyorlar. Yanlışları ver Aysever’i, Fatih Ertürk’ü, Şim sergiliyorlar. Hayranlıkla dinliyorum. diki Zaman’da Gürkan Hacır’ı, Bu programı da izleyince, ne mi olu Erol Mütercimler’i, Barış yor? Yarkadaş’ı, İsmail Saymaz’ı, Elfin Evde tek başıma olmadığımı anlıyo Tataroğlu’nu, Ombudsman’da İdris rum! Ne evde, ne de ülkede… Akyüz’ü; TELE 1’de Namık Koçak’ı izliyorum, konulara, konuklara dikkat kesiliyorum. Son günlerde Dr. Serdar Savaş’ın tüm programların yıldı Ayrıca umudumuzu, gücümüzü, geleceğimizi hep koruduğumuzu, koruyacağımızı anlıyorum. zı olduğunu görüyorum. Derken televizyona ara veriyorum. Kitap okuma not alma yazı yazma En çok okunan yazar: Sabahattin Ali edimine dönük işlemlere başlıyorum Önceki günlerde “Türkiye Sabahat ki, öğle yemeği arasında ancak akıp tin Ali okuyor” (Cumhuriyet, 16 Ocak giden zamanın farkına varıyorum. 2020) diye yazmıştım. Türk Kütüp Akşam saat 19.00 olunca da yine haneciler Derneği Başkanı Ali Fuat FOX TV’de bu kez Fatih Portakal ile Kartal, geçen günlerde Kütüphane FOX Ana Haber programına odaklanı ler Haftası nedeniyle “2019 yılında en yorum. Portakal, yorumlarıyla da iz çok ödünç alınan” kitapları açıkladı. leyiciyi sarsıyor. Uyuklayan izleyiciye Yetişkinler için olanların ilk ikisi Reşat sanki bir avuç soğuk su serpiyor, onu Nuri Güntekin’in Çalıkuşu, Sabahat kendine getiriyor. tin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna ki taplarıymış. Ama tercih edilen 23 kitap içinde Sabahattin Ali’nin ikinci kitabı Kuyucaklı Yusuf da olunca “en çok ödünç kitabı alınan yazar” Sabahattin Ali oldu. (Bugün onu ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum.) Ödünç alınan kitapların sayıları şöyle: Çalıkuşu: 10 bin 879, Kürk Mantolu Madonna: 9 bin 729, Kuyucaklı Yusuf: 7 bin 663. Bu durumda Sabahattin Ali’nin iki kitabını ödünç alan okur sayısı ise 17 bin 662. 83 milyonluk Türkiye’de övünülecek sayılar değil elbette. Ama ne yazık ki 1200’e yakın halk kütüphanesinin 2 milyonu aşkın üyesi, 20 milyonu aşkın kitabı bulunuyor! Evde tek başına elbette gazetesiz, dergisiz, kitapsız, televizyonsuz kolay geçmez. O zaman hiç kimse evde tek başına değildir! Ayrıca sizin de mahallenizle, ailenizle, dostlarınızla ilgili WhatsApp grupları varsa, iki dakikada bir mesaj geliyorsa, yalnız değilsiniz demektir. Hele de halk kütüphaneleri “ödünç kitap” hizmeti veriyorsa, internetle kitaba ulaşmak kolaysa, kitap en yakın arkadaşınız olur. Ayrıca korona belasından kurtulmak için öncelikle gönüllü olarak evde tek başına kalmaktan başka çare de yoktur. Evde tek başınıza kalın, kitap okumanın tadını çıkarın! Amerikan PEN’inden Trump’a dava Dünya istatistiklerine bakınca salgının en hızla ilerlediği ülkelerden biri olmamızı... Devletin yoksul ya da emekçi vatandaşlara yardım yerine, yardım dilendiği, Lübnan, Irak, Sri Lanka, Senegal gibi ülkeler safına katıldığımızı... Hükümetin CHP’li belediyelerin bağış kampanyalarını durdurması, bağışı bloke etmesini... Ve daha nice çelişkiyi hazmettiyseniz... Uluslararası PEN (Poets, Novelists, Essayists) Yazarlar Birliği’nin son bir haftadaki iki çıkışından söz edeceğim. Amerika PEN’i Trump’a dava açtı. Uluslararası PEN, Türk hükümetine çağrıda bulundu. Yazar örgütleri sadece edebiyatı değil, insanı ve vicdanı da kollamak zorunda. Türk hükümetine çağrı Yüz yıla yaklaşan tarihiyle, dünya üzerindeki 170 kadar merkeziyle en yaygın ve etkili yazar örgütlerinden olan Uluslararası PEN Yazarlar Birliği, dün Türk hükümetine bir çağrı yaptı. “Türk hükümetinin, dünyayı tehdit eden COVID19 salgını günlerinde, 100 bin kişiyi cezaevlerinden çıkaracak bir yasa tasarısı hazırladığını memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz” diye başlıyor çağrı. Hapishanelerdeki koşullar ve yoğunluk (300 bin hapsolmuş insan, artı on binlerce görevli) üzerine odaklandıktan sonra duydukları endişelerle devam ediyor. Onların endişeleri bizim endişelerimizden farklı değil: Nitekim daha geçen hafta PEN Türkiye olarak biz de 50 kadar sivil toplum örgütü benzer taleplerle TBMM Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı’na hapishaneler ve infaz yasasıyla ilgili çağrıda bulunmuştuk. Henüz iddianamesi bile yazılmamış olanlar; beraat ettiği halde son anda icat edilen suçlamalarla içeride tutulanlar; tüm hasta, hamile ve çocuklu tutuklular; mahkeme sırası bekleyenler, siyasi tutuklu ve hükümlüler... Tümü infaz yasasından yararlanmalı. Uluslararası PEN, çağrısında, gazetecilerin, yazarların, insan hakları savunucularının, eleştiri ve düşünce özgürlüğü haklarını kullananların affa dahil edilmesini istiyor... Yurtdışından gelen bu gibi talepleri okurken, İçişleri Bakanı’nın “feminizm, düşünce özgürlüğü, insan hakları” gibi kavramlara sarılanları “vatan haini” diye nitelemesini unutamıyorum. Gazetecilik ölüm kalım meselesi ABD PEN Merkezi Başkanı’ndan geçen hafta aldığım mektup, “Sonunda başardık. Amerika PEN tarihinde bir ilk yaşıyoruz” diye başlıyordu. “Bu ölüm kalım döneminde halkın doğru bilgi edinme hakkı bağlamında basın özgürlüğü daha da büyük önem taşıyor. Engellemeye çalışan Başkan Trump anayasayı çiğnemektedir. Trump’ın aleyhine dava açıyoruz” dedikten sonra özetle “Eleştirel haberler engellenemez, cezaya tehditlere tabi olamaz” deniyordu. “PEN Amerika’nın, Başkan Donald Trump’a, gazetecilerin Beyaz Saray’dan tehditler ya da misillemelerle karşı karşıya kalmaksızın, eleştirel haberler yazması hakkını doğrulamak için açtığı davanın devamına izin veren bir mahkeme kararı aldığını bildiriyoruz. (...) Bu davayı açmayı ilk düşündüğümüzde kuşku duyanlar vardı. Kimi PEN Amerika’nın başarıp başaramayacağını bilemiyordu ve örgütün daha önce hiç böyle bir şey yapmadığını belirttiler. Ama Trump Beyaz Sarayı’nın gazetecileri sindirme ve onlara gözdağı verme yolundaki amansız kampanyası, bizi harekete geçmeye itti. Biz de birinci sınıf bir hukuk ekibi topladık, sizi, üyelerimizi ve destekçilerimiz bir araya getirdik ve iftiharla davayı açtık. Şimdi bir sağlık faciasının sancıları içindeyken, liderlerimizi sorumlu tutan olgulara dayalı gazetecilik, bir ölümkalım meselesi oldu. Mahkemenin bu haftaki kararıyla başkana, zorbalıkla basını susturmanın anayasal haklarımızı ve onun görev yeminini ihlal ettiği duyurulmuş oldu.” Duyduk duymadık demeyin: Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla... Dua Lipa’dan yeni albüm Dua Lipa, yeni albümü Future Nostalgia’yı yayımladı. Genç şarkıcının yeni albümü müzikseverleri dönemsel bir dans pistine davet ediyor. Nisan ayında çıkması planlanan Future Nostalgia, hem albümün internete sızması hem de Covid19 salgını nedeniyle iki hafta erken müzikseverlerle buluştu. Albümle birlikte duyurulan ve nisan sonu olarak öngörülen dünya turnesi ise ileriki bir tarihe ertelendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle