15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: SERPİL ÜNAY 3 2 NİSAN 2020 PERŞEMBE 60/1 5 0 130/2 1 0 40/1 1 0 80/1 1 0 60/1 3 0 30/1 5 0 00/8 0 40/1 7 0 70/1 6 0 70/1 6 0 60/1 5 0 70/1 6 0 30/1 0 0 140/2 1 0 30/1 4 0 00/7 0 10/1 1 0 40/1 4 0 30/1 1 0 50/1 4 0 70/1 3 0 50/1 6 0 Koronavirüs tedavisi gören Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu yaşamını yitirdi Sağlıkta ilk kayıp Bir süredir koronavirüs tedavisi gören Çapa’daki İs ruyacak tedbirlerde aksama olmamasını bir kez daha hatırlatırız. tanbul Üniversitesi Tıp ‘Cemil Hoca’; öğrenci Fakültesi Dahiliye Pro lerinin ve meslektaşla fesörü Dr. Cemil Taşçı rının kalbindeki yerin oğlu (63) dün yaşamı hep boş kalacak” ifade nı yitirdi. Oğlu Onur Taşçıoğlu lerini kullandı. TTB ay Taşçıoğlu, babasının vefatını rıca bugün saat 12.00 Taş “Canım babam Prof. Dr. Ce çıoğlu için saygı duruşu ya mil Taşçıoğlu’nu kaybettik. pacaklarını açıkladı. İÜ İs Hepimizin başı sağ olsun” tanbul Tıp Fakültesi Deka sözleriyle duyurdu. nı Prof. Dr. Tufan Tükek ise Türk Tabipleri Birliği “Hocamız bütün tıp camiası (TBB)Merkez Konseyi de ya nın hayranlıkla izlediği bir yımladığı mesajında “Co isim. Maalesef bir hastadan vid19 salgınında sağlık hiz kapmış olduğu koronavirüs meti sunan hekimler ne ya nedeniyle 15 günlük yoğun zık ki ilk kayıplarını verdi bakım mücadelesi sonlandı” ler. Sağlık çalışanlarını ko dedi. l Haber Merkezi SUŞEHRİ’NDE EN FAZLA 3 KİŞİ YAN YANA YÜRÜYECEK Dördüncü yasak Sivas’ta, Suşehri İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, koronavirüs tedbirleri kapsamında 3’ten fazla kişinin yan yana yürümesini yasakladı. İlçe Hıfzıssıhha Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Suşehri Kaymakamı Hidayet Sarı, İstanbul başta olmak üzere il dışından gelen tüm yurtdaşların evlerinde 14 gün kalması yönünde karar aldıklarını bildirdi. Sivas’a giden özel araçlar için de koltuk kapasitelerinin yarısından fazla yolcu taşımalarının yasaklandığını belirten Sarı, “Özel araçlarda 3 kişi yolculuk yapabilecek. Şehir içi dolmuşların yolcu taşıma faaliyetlerine son verilecek” dedi. Sivas’ın Zara ilçesine bağlı Tuzlagözü köyü karantinaya alındı. Böylece Sivas’ta karantinaya alınan köy sayısı 10’a yükseldi. l AA KARANTINADAKI 20 GÜNDE 21 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ GÖRÜNMEZLER Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre mart ayında erkekler tarafından 29 kadın öldürüldü. Raporda, “Evden çıkmama çağrılarının yapıldığı 11 Mart’tan, 31 Mart’a geçen 20 günlük süreçte ise 21 kadın öldürüldü” denildi. Raporda kadınların 18’inin evinde, 4’ünün işyerinde, 2’sinin arabada, 1’inin arazide, 2’sinin sokak ortasında öldürüldüğü, 2 kadının ise nerede öldürüldüğünün tespit edilemediği belirtildi. 23 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 2’si ekonomik bahaneyle, 4’ü sosyal medya hesabı açması nedeniyle, boşanmak istemek ya da barışma isteğini reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. Platform, koronavirüs günlerinde kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılındığını belirtti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Salgın Evde kal, mama bağışla, su ve güvenilir gıda ver Göksel Öymez Dostunu unutma LEYLA KILIÇ kese iyi gelir” diye konuştu. CHP’li Karabıyık’tan şiddet uyarısı mazeret değil MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık karantinayla birlikte evlerde kadına yönelik şiddet olaylarında artış yaşandığı uyarısında bulundu. Karabıyık, şu önerilerde bulundu: 4 Her ilde şiddete uğrayan kadınların başvurabileceği bir hastane belirlenmeli. 4 “Salgın hastalık döneminde kadınların var olan haklarının askıya alınmadığı” mesajı kamu spotlarıyla sıklıkla tekrar edilmeli. Salgın, kolluk kuvvetleri tarafından şiddet vakaları ile uğraşmamak için mazeret olarak kullanılmamalı. 4 Kadın destek uygulaması KADES tanıtılmalı ve kullanımı teşvik edilmeli. 4 Kadınların güvenliğini ve sağlığını garanti altına alacak protokoller içeren acil durum planları yapılmalı. Kadın sığınma evlerindeki sağlık ve hijyen uygulamaları en üst standartlarda tutulmalı. l ANKARA PENDİK SOKAKTA Türkiye’de alınan koronavirüs önlemlerine karşın Pendik’te vatandaşların sokağa çıkma ısrarı sürüyor. Vatandaşlarda ayrıca eldiven ve maske gibi önlemlerin olmadığı da görüldü. l Haber Merkezi ELEŞTİRİ CEZASI Balıkesir’de aile hekimi Fevzi Turgut, koronavirüs önlemleri kapsamında getirilen esnek çalışma saatlerini uygulamadığı için Sağlık Müdürü’nü eleştirdi. Hakkında soruşturma açılan Fevzi Turgut’un aile hekimliği sözleşmesi askıya alındı. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu duruma tepki gösterdi. l Haber Merkezi Koronavirüs salgını sonrasında yurttaşların büyük bir bölümü evlerine çekildi, işyeri ve lokantaların da kapanmasıyla sokak hayvanları yemek bulmakta güçlük çekiyor. Şehir merkezlerinde ve dağlık bölgelerde hayvanlar için mama bırakan gönüllüler ise tüm yurttaşlara çağrı yaparak hayvan derneklerine destek olmalarını ve kapılarının önüne su ve güvenli yiyecek bırakmalarını istiyor. Cumhuriyet’e konuşan gönüllülerden Tutku Gümüş, salgın ile birlikte şehir merkezlerine de mama bırakmaya başladığını belirterek “Şu an binlerce hayvan açlığa mahkum. Ömrümde ilk defa bu süreçte bir hayvanın yediği mamayı açlıktan kusup tekrar yediğine tanık oldum” dedi. Gümüş, “Şehir merkezindeki yaşayanlar lütfen yemek artıklarını ya da mamaları sokağa bıraksın. Biraz vicdan, biraz umut her Çöp bile yok Ankara’nın Kazan ve Çubuk ilçelerindeki tenha bölgelere mama bırakan Köpekköy Sokaktaki Canlıları Koruma ve Yaşatma Derneği’nden Göksel Öymez de “Kimse sokağa çıkmadığı için ve çoğu işyeri kapalı olduğu için hayvanlar karıştıracak çöp bile bulamıyor. Hayvanların hayatını kurtarmak için lütfen bağış yapın” ifadelerini kullandı. Gıda değil mama stokla Bağışçılar ile mama dağıtan gönüllüleri buluşturan ormanamama. com’un kurucusu Ümit Akyüz de yapılan bağışların azaldığını kaydederek “Kargo şirketleri çalışıyor. İnternet üzerinden de bunu yapabilirsiniz. Şu an marketlerde hayvan ürünlerinin hiç satılmadığını görüyoruz. Gıda yerine biraz da mama stoklayın” çağrısında bulundu. l İSTANBUL Ilıcak Köyü karantina altında, sınır açık Bizi unuttular İLAYDA KAYA CHP Van Başkale İlçe Başkanı Aykut Parlak, Ilıcak Köyü’nün koronavirüs salgını sebebiyle karantina altına alındığını söyleyerek “Ben de Ilıcak Köyü’nde ailemle beraberim ve karantina altındayım. Bizi burada unuttular. İstanbul’dan 100 kişi geldi hiçbiriyle ilgilenilmedi, virüs yayıldı. Burada 65 yaş üstü nüfus çok fazla. Kronik hastalar var. Yaşlı ölümleri artabilir. Sadece 1 gün sağlık çalışanları İstanbul’dan gelenlerin ateşlerini ölçtüler bir daha uğramadılar” dedi. Köyün girişinde askeri aracın bekletildiğini kaydeden Aykut Parlak, “Tüm gençler işten çıkarılmış ve hepsi şu an köydeler. Köye gelen yardımlar ulaştırılmıyor. Ölüme terk edildik. Tedbir adına hiçbir şey yok. Yiyecek desteği bile yok. Burada kıtlık yaşansa ne yapacağız? En azından yetkililerden bir açıklama istiyoruz. Ilıcak’taki vaka durumu nedir? Ölüm var mı söylensin ve tedbir alınsın” diye konuştu. Ilıcak Köyü’nün İran sınırına yakın olduğunu anımsatan Parlak, “Giriş çıkışlar hala sürüyor. O taraftan da risk altındayız” ifadelerini kullandı. Aykut Parlak bölge halkının geçiminin hayvancılık olmasına karşın, insanların hayvanlarını otlatamadığını ve hayvanların telef olmaya başladığını söyledi. İBB: 90 PERSONELIMIZIN TESTI POZITIF İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 90 personelinin koronavirüs testlerinin pozitif çıktığı belirtildi. İBB Sözcüsü Murat Ongun, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İETT, İS Kİ ve İGDAŞ’ın da aralarında olduğu 13 şirketimizde vaka sayısı 64, İBB’de ise 26’dır” dedi. Ongun, test sonucu pozitif çıkan çalışanlarının tedavisinin sürdüğünü söyledi. l Haber Merkezi Aklınız ve gözünüz hazırsa başlayalım Siz de hayret ediyor musunuz? Bazen arkadaşınız, komşunuz, meslektaşınız bile olurlar. İlk sürtüşmenizde bir anda defterlerini açarlar. Hangi tarihte ne kabahat işlemişseniz sayıp dökerler. Şaşırır kalırsınız. Nasıl biriktirmiş diye sorarsınız kendinize. Hayır, özel bir meseleden bahsetmeyeceğim. Aksine, hepimizin önünde yaşanan bir tuhaflıktan söz edeceğim. Zira vaka kimsenin sorgulamadığı derin ipuçları barındırıyor. “İktidar içindeki çete” diyorum ya, işte ona dair delil olma potansiyeli taşıyor. Haberde yok yok Çok uzak değil. Gezi davası kararı 18 Şubat akşamı verildi. Yargı iktidarın hedefindekilere ceza yağdıracak diye beklerken, tüm sanıklar beraat etti. Elbette sonuç malum çeteleri memnun etmedi. Önümde bir haber duruyor. 26 Şubat’ta yayımlanmış görünüyor. Haliyle en çok bir haftada hazırlanmış denebilir. Haberin hedefi muhalefetteki birileri değil. Gezi davasında beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Galip Mehmet Perk. Başlık hükmü çoktan vermiş gibi: “200 FETÖ şüphelisiyle irtibatlı çıktı.” Neler yok ki haberde? Mahkeme Başkanı’nın 2 ayrı telefon hattından FETÖ iltisaklı 200’ü aşkın kişi ile irtibatının olduğu, FETÖ’cü savcı Mehmet Berk ile 14 görüşmesinin olduğu, FETÖ’den ceza alan HSYK’nin eski 2. Daire Başkanı Nesibe Özer ile iletişiminin bulunduğu, KHK ile ihraç edilen ve FETÖ’nün Emniyet’teki mahrem hizmetleri içerisinde faaliyet yürütmekle suçlanan eski İçişleri Bakanlığı çalışanı Ramazan Berk ile HTS kaydının olduğu, Hâkim Galip Mehmet Perk’in amcası H. Perk’in FETÖ üyeliğinden yargılandığı, Öbür amcası E. Perk’in “gayri resmi eğitim verilen bir yurtla ilgili” ifadesine başvurulduğu, Hâkimin gerçek adının Kalo olduğu, sonradan adını değiştirdiği, Hâkim Perk’in Gezi kararından 1520 gün önce Yargıtay ve HSK ziyaretlerinde Gezi sanıklarına ceza vereceğini söylediği… Hâkimin yargıladığı Gezi davası sanıklarına bu kadar suçlama yapılamamıştı! Sanki normalmiş gibi İlginç değil mi? Hükümet medyasında yayılan haber, bir haftalık araştırmacı gazetecilik başarısı gibi görünmüyor. Bana Ergenekon davası mahkeme başkanı Köksal Şengün’ün yaşadıklarını hatırlatıyor. Sanıklar lehine karar veren Şengün hakkında bir anda itibarsızlaştırmaya yönelik haberler yayımlanmıştı. O dönem birlikte olan AKP FETÖ medyasında yer alan haberlerde Şengün’ün özel hayatını hedef alan telefon konuşmaları bile ortalığa dökülmüştü. O günlerde özel yetkili yargıyı eleştiren haberler yaptırıma uğrarken, yargının kendisi de bu haberlere yol vermişti. Sonradan açığa çıktı ki, Köksal Şengün’ün kariyerini bitirmek için ilişkilerde olduğu kişilere uydurma soruşturmalar açılarak Şengün’ün telefonları dinlenmişti. Bunlar da sızdırılmıştı. Hâkim Perk’i tanımıyorum. Belki de suçlamalar doğrudur. Benim ilgilendiğim konu bu değil. Hatta… Haber çıktıktan sonra Yargıtay’daki kaynakla ra sordum. Yargıtay’da Perk’in “Gezi davasında ceza vereceğim” dediğinin konuşulduğunu anlattılar. Tuhaf olan, o gün kimsenin “Bunu önceden açıklamanız doğru değil” dememiş olması. Perk ceza vermeyince yaşanılan sanki normalmiş gibi istihbarata dönüşmesi. Tehdit ya da şantaj yok Bu kadar değil… İstanbul Adliyesi’ndeki kaynaklara, Hâkim Perk’in bir ekip kavgasının içinde olup olmadığını sordum. Belki şaşıracaksınız, ama ben şaşırmadım. Adliye’de Hâkim Perk’in referansının “İstanbul Grubu” denilen ekip olduğu konuşuluyor. Son dönemde Adalet Bakanı ile karşı karşıya gelmesiyle adını duyuran, İstanbul Adliyesi’ni yönettiği söylenen, iktidar içindeki bir hiziple hep yan yana gelen ekip, belli ki, Hâkim Perk’e önce referans oldu. İstediği gibi bir karar vermeyince ise dövmeye karar verdi. Gezi’deki beraat kararının ardından HSK’nin de Hâkim Perk hakkında inceleme başlattığını biliyoruz. Nitekim bahsettiğim haberde de “HSK müfettişleri tarafından yürütülen soruşturmada mahkeme heyetine yönelik ‘şantaj’ ve ‘tehdit’ olup olmadığı mercek altına alındı” ifadeleri yer alıyor. Konuştuğum kaynaklar HSK müfettişlerinin böyle bir bulguya rastlamadığını, bunun devletin zirvesine de iletildiğini söylüyor. Yani sanıklar mahkemeyi tehdit etmemiş. Yargıyı tehdit eden yapılanma Bu kadar değil… Hâkim Perk karardan sonra ne yaptı diye merak ettim. Başkanı olduğu 30. Ağır Ceza Mahkemesi kritik bir davaya daha bakıyordu. O davada Adnan Oktar Grubu yargılanıyordu. Hâkim Perk’in söz konusu davaya katıldığını, mahkemeyi yönetmeye devam ettiğini öğrendim. Yani Perk’e yönelik herhangi bir tasarrufta bulunulmamıştı. Ancak hükümet medyası yazdıklarıyla, Perk’in kararları üzerinde aleyhinde kullanılacak bir şüphe yaratmıştı. Sanırım ne düşündüğümü anladınız. Hâkim Perk hakkında toplanan bilgilere bir haftalık gazetecilik araştırmacısı olarak bakmıyorum. Belli ki yargıda görev yapan kritik isimler ile ilgili devletin içerisinde “dosya biriktiren” bir yapı var. Bu yapı elindeki bilgilerin gölgesini mahkemelerin üzerinde sallandırıyor. Aslında asıl tehdit ve şantajı bu yapılanma yapıyor. Hâkimlerin ya da savcıların “istenmeyen kararları”nda eldekiler ortalığa seriliyor. Mekanizmalar farklı olsa da sistem bir dönem FETÖ’nün yargıyı araç olarak kullanmasını hatırlatıyor. Adalet Bakanı’nın bu tür yapılar için kullandığı “aynı maklubeye kaşık sallayanlar” tespitinin tesadüf olmadığını düşündürüyor. Hâkim Perk’i hedef alanlar o sofradan kalkmış gibi görünüyor. Köksal Şengül’e kurulan kumpası 10 yıl önce yazmıştım. O yazı OdaTV davasında tutuklanma delillerinden biri yapılmıştı. Olup biten ise “bir sonraki dönem”de anlatılmıştı. Görmek ne karmaşık bir eylem. Gözbebeklerimizin büyümesi karanlıktayken görebilmek için yarattığımız refleks olabiliyor. Mağara söylencesindeki gibi insan karanlıktan aydınlığa çıktığı an bile göremeyebiliyor. Görmek; nesnenin aydınlığına, gözün çabasına ve aklın idrakina dayanan bütüncül bir durum aslında. Bazı olayları bu nedenle ancak ardımızda bıraktıktan sonra görebiliyoruz. Aklımız ve gözümüz hazırsa şimdi ihtiyacımız ışık, daha çok ışık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle