16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN 5 11 NİSAN 2020 CUMARTESİ CHP Sözcüsü Öztrak, büyükşehirlerde genel karantina uygulanmasını istedi: Virüsü çalışanlar yayıyor CHP Sözcüsü Faik Öztrak, koronavirüs salgınına karşı başta İstanbul ve salgınının hızla yayıldığı kritik şehirlerde genel bir karantina ve izolasyon uygulanması gerektiğini ifade etti. Öztrak, AKP’nin adaletsiz infaz düzenlemesini çıkarmak için gözünün döndüğünü belirterek “Bu yasa Anayasa Mahkemesi’nden dönecek” dedi. CHP Sözcüsü Öztrak, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi: n Yetersiz tedbir: Ülkemizde hastalığın merkez üssü İstanbul. Büyükşehirlerimize girişçıkışların sınırlanması doğrudur. Ancak yeterli değildir. Ülkeyi yönetenler, gelir haritası ile salgın haritasını üst üste koyup bir baksınlar. Arada çok yüksek bir korelasyon görecekler. “Evde Kal Türkiye” diye slogan atarak salgın kontrol altına alınamıyorsa nedenleri işte bu eksikliklerde aranmalıdır. n Çalışanlar enfekte: Çalışma çağındaki nüfusumuz enfekte olmuş durumda. Sağlık Bakanı hastalığın en çok 2065 yaş grubunda görüldüğünü açıkladı. 65 yaş üzeri ve 20 yaş altı nüfusu evde tutuyoruz. Bu tedbir doğru ancak yeterli değil. 2065 yaş arası çalışan insanlarımız akşam olduğunda nereye dönüyor? Hastalık diğer aile bireylerine de bulaşıyor. Taksit taksit alınan tedbirler, sürecin uzamasına neden oluyor. TBMM’DEKİ İNFAZ YASASI GÖRÜŞMELERİ GAZETEMIZIN HABERIYLE TEKLIFE TEPKI CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, infaz yasa teklifinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda, düzenlemeye, gazetemiz Cumhuriyet’in “Af, iktidarın çocuklarına” başlığıyla tepki gösterdi. Genel kurulda teklifin önceki günkü görüşmelerinde CHP’li Bayraktutan, kürsüden gazetemiz Cumhuriyet’i göstererek şunları söyledi: “Bakın, buraya Cumhuriyet gazetesini getirdim. Cumhuriyet gazetesinin bir manşeti var değerli arkadaşlarım. Cumhuriyet gazetesi demiş ki: ‘Af iktidarın iyi çocuklarına’ Bundan daha çarpıcı olarak bu teklif anlatılamazdı. Yani bu afta düşünceaçıkladı diye, ‘tweet’ Uğur Bayraktutan attı diye, bununla alakalı haber yaptı diye insanlarla alakalı, gazetecilerle alakalı düzenlemeler getiriyorsunuz. Bunun haricinde en alakasız bir suç mekanizması haline dönüşmüş kişileri kalkıp sokaklardan dışarı bırakıyorsunuz.” l ANKARA / Cumhuriyet Süreç ne kadar uzarsa bunun faturası da o kadar büyük oluyor. n Genel karantina uygulayın: Gelin İstanbul başta olmak üzere, salgının hızla yayıldığı kritik sanayi ve ticaret şehirlerimizde, Bilim Kurulu’nun görüşlerine uyun. Genel bir karantina ve izolasyon uygulayın. Faaliyeti zorunlu, stratejik mal ve hizmet üreten sektörlerimiz, gerekli sağlık protokollerini uygulayarak üretimini sürdürsün. n Ücretsiz izin mevzuata giri yor: Ücretsiz izin emekçiyi açlığa mahkum edecek. Mevzuatımız da tek taraflı “ücretsiz izne çıkar ma” diye bir uygulama yok. Bu düzenlemeyle ücretsiz izin mev zuata giriyor. n Siyasi fırsatçılık: Cumhur İt tifakı, muhalefetin ve saygın hu kukçuların hiçbir önerisini dikkate almadan, sayısal çoğunluğuna yaslanarak bu infaz düzenlemesini çıkarmaktadır. Örneğin rüşvet yiyen de rüşvetin haberini yapan da 6 yıl ceza alıyor. Ama bu düzenlemeyle rüşvet yiyen hapisten çıkıyor, rüşvetin haberini yapan gazeteci ise 3,5 yıl daha hapiste kalıyor. Korona salgını, “Erdoğan muhalifi” veya “Erdoğan sever” diye adres sormuyor. Muhalifleri, gazetecileri, fikir insanlarını içeride tutarken; hırlıyı hırsızı serbest bırakırsanız bunun adı siyasi fırsatçılık olur. n İktidarın gözü dönmüş: (AKP ve MHP’nin infaz için TBMM’yi hafta sonu da çalıştırma kararı alması üzerine) Adaletsiz ve Türkiye’de otokrasiyi daha da güçlendirecek olması nedeniyle üzerinde çok düşünülmesi gereken ve mutabakat aranması gereken bir yasa. Ortada bir virüs tehlikesi var fakat onu dahi düşünmüyor. Gözü dönmüş bir vaziyette bu yasayı çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Bu yasa Anayasa Mahkemesi’nden dönecek. Döndüğünde ne hale geleceği belli olmayan bir yasayı neden bu kadar çıkarmak için ısrar ediyorsunuz. İktidarı, muhalefeti bir araya gelip ortak aklı çalıştırarak Türkiye’nin ihtiyacı olan infaz yasasını çıkarma imkânını heder etmeyelim. l ANKARA / Cumhuriyet İBB Başkanı İmamoğlu, barajların doluluk oranının yüzde 70’in üzerine çıktığını söyledi ‘Bu yıl su sorunu olmayacak’ İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu dün bir televizyon kanalında canlı yayına katılarak soruları yanıtladı. Sokağa çıkma yasağı konusunda ısrarlı olmaya devam ettiklerini söyleyen İmamoğlu, “Geciken her gün, riski artıran bir durum. Bilim insanlarımızın aktarımlarından dolayı şöyle 23 haftalık bir tecridin, gerçekten İstanbulumuza büyük bir katkı sunacağını tekrar ediyorum” diye konuştu. İstanbul’daki barajların doluluk oranı ile ilgili soruya da İmamoğlu, “Son yağışlarla, ilk defa yüzde 70’in üstüne çıkan bir baraj doluluğumuz var. 2020 yılı içerisinde veya sonuna kadar, hiçbir şekilde bir su sıkıntımız yok. Yine de suyu tasarruflu şekilde kullanılmasında fayda var” yanıtını verdi. Bu arada İBB, metro istasyonlarından sonra Metrobüs hatlarında da termal kamera ile tarama sistemine geçti. Uzunçayır, Zincirlikuyu, Mecidiyeköy, Şirinevler ve Avcılar istasyonlarına kurulan termal kameralarla istasyonlara giriş yapan yolcuların ateşleri ölçülmeye başlandı. 23 Nisan evlerde kutlanacak İBB 23 Nisan programını da açıkladı. Salgın nedeniyle bu yıl evlerde kutlanacak olan etkinlikler 21 Nisan’da başlayacak, 23 Nisan’da sona erecek. Çocuklar için dijital ortamda şarkı, fotoğraf yarışmaları, film gösterimleri, söyleşiler, konserler yapılacak. Etkinlikler İBB Kültür Daire Başkanlığı’nın sosyal medya hesaplarından izlenebilecek. “Hadi Bize Anlat” projesi ile çocuklar, hayallerindeki 23 Nisan’ı videoya alarak 13 Nisan’a kadar [email protected] adresine gönderebilecek. Evlerinde internet bulunmayan çocuklara ise hediye setleri dağıtılacak. 23 Nisan günü de akşam saat 20.00’de herkes cam ve balkonlarından İstiklal Marşı’nı okuyacak. l İç Politika GIDA IHALESI YAPILDI İBB, salgın nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşamaya başlayan İstanbullulara dağıtılacak 500 bin gıda kolisi için ihaleye çıktı. İBB TV’nin canlı yayınında yapılan ihaleyi Metro Gross Market; birinci kısım koli için 3 milyon 474 bin TL, ikinci kısım için 14 milyon 89 bin 500 TL, üçüncü kısım için 36 milyon 492 bin TL teklif vererek kazandı. 5 günlük yasal bekleme süresinin ardından firma sözleşmeye çağırılacak. CHP LİDERİ ÖĞRENCİLERLE VİDEO KONFERANS YAPTI ‘Sosyal devlete ihtiyaç ortaya çıkacak’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencilerinin oluşturduğu Genç Aydınlar Platformu üyeleri ile video konferansla görüştü. Görüşmede gündeme gelen Kanal İstanbul’la ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “Kriz fırsatçılığı yapılıyor, Kanal İstanbul dolayısıyla biz ona Damat İstanbul diyoruz bir ihale yapıldı. O ihalenin de hele hele bu süreçte doğru olmadığını, böyle bir fırsatçılığın Türkiye’nin çıkarları ile de bağdaşmadığını ifade ettik” dedi. Koronavirüs salgınından sonra otoriter rejimlerin ya da sosyal devletin güçleneceğine ilişkin görüşlerin tartışıldığını da ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sosyal devlete olan ihtiyaç çok daha net bir şekilde ortaya çıkacak” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li Torun’dan belediyelerin yardımını engelleyen hükümete tepki Yoksulun çorbasını bırakın! CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, parti genel merkezinde yaptığı açıklamada, bazı CHP’li belediyelerin koronavirüs salgınından önce başlattığı ve devam eden sıcak yemek hizmeti için kullanılan aşevi bağış hesaplarının da bloke edildiğini belirtti. Muratpaşa, Odunpazarı ve Eskişehir Büyükşehir belediyeleri tarafından salgından önce de yapılan sıcak yemek hizmetinin en gellendiğine işaret eden Torun, “İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın içtiği bir tas çorbada mı gözünüz var ” diye sordu. “Korona siyasi parti ayrımı mı yapıyor” diye soran Torun şöyle devam etti: Bu partizanlıktan bir an önce vazgeçin. Lütfen bizim de belediyelerimizin hizmet etmesinin önünü açın. Her türlü katkıyı engellediniz. Genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere aktarılan payın bu dönem içinen az yüzde 50 artırılması lazım. Nisan ayında kesinti yapmıyoruz denildi. Ama bu kesintiler mayıs ayından itibaren gerçekleşecek. Kesintiler mutlaka belediyelerimize iade edilmeli. Ayrıca belediyelerin taşıma hizmetlerindeki KDV oranı düşürülmeli. Bu anlamda özellikle sudan alınan KDV de yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmeli” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet HDP’Lİ GÜNAY’DAN SALGIN UYARISI: Cezaevlerinde adı konmamış katliam olur HDP Sözcüsü Ebru Günay dün partisinin sosyal medya hesapları aracılığıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İnfaz erteleme yasası ile ilgili konuşan ve cezaevlerindeki tutukluların salgın nedeniyle bırakılmalırını isteyen Günay, “Cezaevleri salgın karşısında en korunmasız yerler. Dolayısıyla cezaevleri, başta risk grupları, hasta ve yaşlı mahpuslar, bütün mahpuslar olmak üzere salgın tehlikesi nedeniyle boşaltılmalı. Salgına rağmen cezaevlerini boşaltmayıp ‘içeride kalsınlar’ demek adı konmamış bir katliamdır ve sorumlusu da AKP’dir” dedi. AKP’nin çıkarmaya çalıştığı yasanın kendi yandaşlarını ve mafya babalarını kurtarma yasası olduğunu kaydeden Günay, “Bu siyasi bir aymazlık, ayrımcılık ve fırsatçılıktır. Bu bizler açısından kabul edilemezdir. Mafya babalarının, çetelerin, yolsuzluk yapanların serbest bırakıldığı, Figen Yüksekdağ’ın, Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın, gazetecilerin, avukatların cezaevinde kaldığı düzenlemeyi kabul etmiyoruz” diye konuştu. l İç Politika CHP’Lİ GÜRSEL TEKİN: Çocuk işçi ordusu iktidarı utandırmıyor CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, TÜİK’in açıkladığı çocuk işçi rakamları hakkında açıklama yaptı. Salgın döneminde en çok çocukların etkilendiğini belirten Tekin, “Öyle güçlü bir ülke düşünün ki çocuklarının yarısına yakını kötü koşullarda ve ağır işlerde çalışıyor, çoğu okul yüzü görmemiş. Öyle bir büyük ve güçlü Türkiye düşünün ki ekonomisinde en büyük pay sahibi sektörlerin tekerlerini çocuklar döndürüyor. Hizmet sektöründe 328 bin, tarım sektöründe en az 221 bin, imalat sektöründe 174 bin çocuk çalışıyor. Türkiye’nin çocuk işçi ordusu birçok Avrupa ülkesi nüfusunu aşıyor ama iktidarın yüzünü kızartmıyor. İktidar faturayı aileye kesiyor. Güçlü Türkiye, ekmek bulamayan çocukların sırtlarında mı yükselecek” dedi. l İç Politika Sizden adisi yok! Günlük konuşmalarımızda ne çok kullanırız “adi” sözcüğünü. Birine kızdığımızda “Senden adisi yok” deriz mesela. Bir eylemi, bir işi yapma kararlılığımızı belirtmek için de “Yapmazsam adiyim” demeyenimiz var mıdır acaba? Türkçede bazen hakaret olarak, bazen de bir malın, metanın vasatlığını belirtmek için kullanırız bu sözcüğü. Bir de suçluları tanımlamak için. Ceza ve tutukevlerindeki suçluları “siyasi” ya da “adi suçlu” diye ayırırız. Siyasi suçluların kim olduğu malum. Peki, “adi suçlular” kim? Hırsızlar, dolandırıcılar, tecavüzcüler, kalpazanlar, katiller, yağmacılar, taksirle ölüme yol açanlar vs. Siyasi suçlular Osmanlı’dan beri her dönem mahpus damlarının kıdemlileri olagelmiştir. Darbe dönemlerinde sayıları katlanarak artar, ülke normalleşince çıkarılan af ya da infaz düzenleme yasaları ile azalır, hatta tümüyle biterdi. Bilinirdi ki darbe dönemlerinde hukuk işlemez, darbeyi yapan cuntaya aykırı düşünceye sahip herkes “vatan haini” ya da “terör suçlusu”dur. O nedenle darbenin siyasi iklimi ortadan kalkınca siyasi tutuklu ve hükümlüleri serbest bırakmak için af ya da infaz yasası çıkarılırdı. Aslında siyasi suçlardan tutuklu ya da hükümlüler için çıkarılan bu aftan “Anayasanın eşitlik ilkesi gereği” adi suçlular da yararlanırdı doğal olarak. Geçen günlerde yeni bir infaz düzenleme yasası parlamentoda görüşülmeye başlandı. Aslında bir “örtülü af” niteliğinde olan bu yasadan bu kez “Adi suçlular” yararlanıyor. Siyasi suçlular ya da düşüncelerini yaydığı için cezalandırılanlar ise terörle ve devlete karşı işlenmiş suç kapsamında tutulduklarından bu örtülü aftan yararlanamayacak. Soma’daki maden ocağında daha fazla kâr elde etmek için alınması gereken önlemleri almayarak 301 madencinin ölümüne yol açan şirketin sahipleri çıkacak mesela. Ama yazdıkları haberler yüzünden meslektaşlarımız Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik ve Aydın Keser gibi meslektaşlarımız cezaevinde kalacaklar. Adana Aladağ’da Süleymancıların yurdunda kalan yoksul aile çocuklarının üstüne kapılar kilitlendiği için yangında can vermelerine yol açan yurt yöneticileri çıkacak, haklarında beraat kararı verilmesine, AİHM’nin “hak ihlali var” dediği Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, hile yolu ile başka davalardan tutuklama kararı verildiği için yatmaya devam edecekler. Hatay’da Gezi olayları sırasında Abdullah Cömert’i gaz fişeğiyle öldüren polis çıkacak, beraat kararı verildiği gün mahkeme heyeti apar topar lağvedilen ve akşamında yeniden tutuklanan Av. Erkan Bolaç ile Çağdaş Hukukçular Derneği’ne mensup avukatlar, eski milletvekili İdris Balüken, Mahmut Alınak, sevgili dostum sanatçı Yılmaz Çelik, Grup Yorum üyeleri ve gizli tanık ifadesiyle tutuklanan CHP İl Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyesi Nazım Şafak Korkmaz af kapsamı dışında tutulacak. Her canlı cezaevini tadacak Bu infaz indirimi yasası ne için çıkarılmıştı? Koronavirüs nedeniyle fazla dolu olan cezaevlerini biraz boşaltmak için. Ama pakete eklenen bir madde ile basit suçlardan kısa süreli hapis cezası alanlar da artık cezaevine girecek. Özellikle sosyal medyada muhalif görüş açıklayanlar ya da iktidarın uygulamalarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını eleştirenlere açılan soruşturma ve davalar sonucunda verilen cezaların büyük bir kısmı artık cezaevlerinde geçirilecek. Amaç, adi suçlular çıksın, iktidarı söz ve eylemleriyle rahatsız edenler kalsın. İktidarın nazarında siyasi suçlular ve basın mensupları adilerden daha adi. Şimdi bu su suçtan yatanlar da kalkıp “Kalp kalbe karşıdır” diyebilir ama biz olguyu yazıyoruz. Adi suç demişken, 12 Eylül’de mahpus damını tadan yazarlarımızdan Ali Sirmen, Hüseyin Baş ve Ataol Behramoğlu’nun arasında geçen bir olayı anlatarak bitirelim bari. Barış Derneği Davası’ndan tutuklanan bu üç yazarımız Bayrampaşa’da aynı koğuşta kalıyorlar. Hüseyin Baş ve Ali Sirmen’in mizah ve dostlarına takılma konusundaki ünlerini dostları bilir. Koğuşta da Ataol Behramoğlu’na fazlaca takılmaları üzerinde bir gün Ataol Behramoğlu, şakacıktan küsmüş gibi yapar ve söylenir. Aaa yetti ama ben gidiyorum arkadaş. Hüseyin Baş sorar: Nereye Ataol? Adilerin koğuşuna gidiyorum. Şimdi dilekçe vereceğim. Hüseyin Baş’ın Ataol Behramoğlu’na yanıtı: Boşuna uğraşma Ataol, bizden adisini bulamazsın. Hükümet de düşünce suçlularından adisini bulamamış anlaşılan. Not: Bu vesile ile sevgili Ali Ağabey’e geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, geçen ay Hatay Restoran’da kavilleştiğimiz gibi Izmir seyahatini gerçekleştirmek için bir an önce sağlığına kavuşmasını ve tabii seyahat yasağının tez zamanda kalkmasını diliyorum. SOSYAL MEDYA DENETİMİNE TEPKİ Yıldız: Sansürün toplumda karşılığı yok Google’de uzun yıllar yöneticilik ve danışmanlık yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi İYİ Parti Meclis Üyesi Dr. Taylan Yıldız, koronavirüs salgınına karşı torba yasa ile gündeme gelen sosyal medya denetimine tepki gösterek, “Sansür uygulamalarının başta gençler olmak üzere toplumumuzda bir karşılığı olmadığını artık herkesin anlaması gerek” dedi. Yıldız yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi: “Böyle bir zamanda, kimsenin haberi olmadan, daha demokratik ve daha özgür bir Türkiye’nin otokratikleşmesine olanak tanıyabilecek düzenlemenin, böyle bir torba yasa içine konulmasını anlayabilmiş değilim. Hem bu tas lağın sunuluş biçimine, hem de ülkemizdeki uygulamalara bakıldığında çok sayıda siyasi söylem içeren ifadelerin kişilik hakları ihlali kapsamında değerlendirildiğine şahit oluyoruz. Çoğunlukla da alınan kararların, kullanıcıların fikir ve ifade özgürlüğünü kısıtlayacak şekilde olduğunu görüyoruz” dedi. Sosyal medyada fikir özgürlüğü ve insanların mahremiyetine yapılan kişisel saldırıları önleme işinin mutabakat gerektiren bir denge süreci olduğunu kaydeden Yıldız, “Düzenleme yapılacaksa bile demokrasinin gereklerine uyarak, siyasi partilerin, özel sektörün, akademisyenlerin görüşleri alınarak yapılmalı” ifadelerini kullandı. l İç Politika Yükseköğretimde yeni düzenlemeler komisyondan geçti Koronavirüs salgını nedeniyle yapılamayan eğitimlerin telafisi ve yükseköğretimde yeni düzenlemeleri içeren kanun teklifi, TBMM Mili Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda kabul edildi. Komisyonda kabul edilen teklife göre, yılda iki kez yapılabilen doçentlik başvuru sayısı artırılarak bekleme süresi azaltılacak. Açıköğretim öğrencileri, katkı payı veya öğrenim ücretini ödemesi ve her dönem başında kaydını ye nilemesi şartıyla öğrencilik haklarından yararlanacak. Üst üste dört dönem bu şartları sağlamayanların ilişiği kesilecek. Vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarının mali hakları, devlet üniversitelerinde çalışan emsalleriyle eşitlenecek. Faaliyet izni geçici durdurulan vakıf üniversitelerinin, eğitimöğretim için mülkiyetinde yeterli taşınmazı bulunmadığının tespiti halinde, faaliyet izni kaldırılacak. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle