17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: EZGİ KARDEŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 7 [email protected] 9 MART 2020 PAZARTESİ Beyrut, ödeme güçlüğü çektiği döviz tahvilleri için yapılandırma talep edecek Lübnan borç krizinde Kısırdöngü aşılamıyor NALAN YAZGAN Lübnan’da yaklaşık beş aydır devam eden gösteriler, son günlerde yine ivme kazandı. Hassan Diyab başbakanlığındaki yeni hükümetin, finansal krizden çıkabilmek için ülkenin acil ihtiyacı olan dış desteği bulamaması, umutsuzluk ve öfkenin artmasına sebep oldu. Ekonomik ve sosyal açıdan zaten zor durumda olan Lübnan’ın sorunlarına bir de koronavirüs eklendi. Zaten dolar kıtlığı ve Lübnan Lirası’nın hızla değer kaybetmesinden dolayı ithalatın zorunlu azalmasından sağlık ve ilaç sektörü de nasibini almıştı. Bu nedenle kimi uzmanlar, şimdiye dek ölümcül seviyeye ulaşmayan virüs kaynaklı olası salgının, yeterli miktarda tıbbi malzeme tedarik edilememesinden dolayı çok çabuk yayılabileceği ve hastaların gerekli tedaviden yoksun kalacağı uyarısını yapıyor. Başbakan Hassan Diyab, geçen hafta yaptığı bir konuşmada Lübnan devletinin zayıf ve vatandaşlarını koruyamayacak durumda olduğunu söyledi. İstifa açıklamasını andıran bu son konuşma, hükümetin radikal bazı reformlarla ülkeyi darboğazdan çıkarabileceğini düşünenleri bile umutsuzluğa itti. Zaten öfkeli olan halk yine sokaklara döküldü. Halbuki Diyab hükümeti daha yeni zar zor güvenoyu alarak göreve başlamıştı. Destek arayışı Cumhurbaşkanlığı Sarayı ise son günlerde yoğun trafiğe sahne oluyor. Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Bankalar Birliği Başkanı ve Diyab’la görüşerek mevcut durumun iyileşmesi için gerekli adımları netleştirmeye çalışıyor. Diyab’ın başbakanlığındaki yeni hükümette yer almayan İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velit Canbolat da IMF destekli bir programın finansal desteğin tek yolu olduğunu savunuyor. Canbolat, Reuters’a verdiği demeçte, “Ne Araplar ne de Amerikalılar, hatta Fransızlar IMF’nin koordinasyonu olmadan bize yardım etmeye hazır” diyor. Diyab, bu hafta Arap ülkeleri turuna çıkarak destek isteyecek. 1 Amerikan Doları 1500 Lübnan lirası ederken artık 1 Amerikan Doları 2700 Lübnan Lirası ediyor. İmalat sanayi üretiminin son derece sınırlı olduğu, hemen hemen her şeyi ithal eden Lübnan’da, Lübnan Lirası’nın zayıflaması ve döviz rezervlerinin giderek azalmasi temel ihtiyaçların temininde zorluk çıkarmaya başladı bile. Lübnan’ın dış finansal destek bulamadan ekonomik krizin üstesinden gelmesinin imkânsız olduğu artık açık. Bu süreç uzadıkça yeni hükümete ve finansal sisteme duyulan güven azalacak ve böylece Lübnan’ın uluslararası arenada yardım bulabilme olasılığı düşecek. Bakalım, Lübnan bu kısırdöngüden kurtulabilecek mi?.. l BEYRUT Sermaye girişlerinin yavaşladığı, devletin yolsuzlukla anıldığı ve kötü yönetim nedeniyle kitlesel protestoların yaşandığı Lüb nan şimdi de finansal krizle kar şı karşıya kaldı. Tarihinde ilk kez borçlarını zamanında ödeyemeye rek temerrüde düşen Lübnan’ın ya kın dönem vadeler için ödeme ya pamayacağı belirtildi. Bunun, fark lı din ve mezheplere dayalı siya si bölünmeler açısından oldukça kı rılgan bir yapıya sahip Lübnan eko nomisinin 19751990 yıllarındaki iç savaştan bu yana yaşadığı en bü yük kriz olduğu belirtiliyor. Döviz rezervlerinin “kritik ve teh likeli” bir seviyeye ulaştığını açıkla yan Başbakan Hassan Diyab, “dün yanın en borçlu ülkesi olma yolun da ilerlediklerini” söyledi. Ülkesi nin kamu borcunun 90 milyar dola rı aştığını, bir başka deyişle, gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık yüz de 170’ine ulaştığını vurgulayarak ödeme güçlerinin olmadığını, yeni den yapılandırma için çalışacakla rını ifade etti. Hükümete yakın kay naklar yeniden yapılandırılması is tenen toplam 31 milyar dolarlık tahvil borcu olduğunu belirtiyor. Devletin en çok bankalara borç lu olduğu kaydediliyor. Ekono mi Bakanı Raoul Nehme, Lübnan’ın döviz borcu nu yeniden yapılandır ma müzakerelerinin dokuz aydan fazla sür Diyab Ağır vergilere karşı protestolarla sarsılan Lübnan’da siyasi kaos ve ekonomik darboğaz derinleşiyor. Ülkede yeni kurulan hükümetin lideri Diyab, “Dünyanın en borçlusu olma yolundayız” dedi. Hükümetin WhatsApp gibi iletişim ağlarına vergi getirmesi üzerine başlayan barışçıl protestolar, kimi zaman polisin sert müdahalesine sahne oluyor. memesi gerektiğini söylerken tahvil sahipleriyle görüşmelerin iki hafta içinde başlaması bekleniyor. Hizbullah IMF’ye karşı Kaynaklar hükümetin borçların yeniden yapılandırılması için bir çizelgesinin bulunmadığını ve yabancı alacaklılarla yapılan görüşmelerin zaman alacağını ileri sürerken pek çok analist ise Lübnan’ın IMF aracılığıyla mali destek bulabileceğini kaydediyor. Ancak ülkede önemli bir siyasi güç olan Hizbullah, bir halk ayaklanmasına yol açacağı gerekçesiyle IMF ile ortak bir programa karşı çıkıyor. Lübnan’da ekonomik kriz ve hükümetin vergi politikalarına karşı düzenlenen gösteriler üzerine Saad Hariri başbakanlığındaki 30 üyeli Ulusal Birlik Hükümeti 29 Ekim 2019’da istifa etmişti. Hariri’nin yeniden başbakanlık görevine yanaşmaması üzerine Hizbullah örgütü ve siyasi müttefikleri, eski Eğitim Bakanı Hassan Diyab’ın başbakanlığında 20 üyeli yeni hükümetin kurulmasını sağlamıştı. ‘ÖLDÜRME, SINIRLARI AÇ!’ Suriye’nin İdlib vilayetinde yükselen gerilimde Ankara’nın, Batı’ya geçmek isteyen sığınmacılar için açık kapı politikası uygulamaya başlamasının ardından sınır bölgelerinde kendini yeniden gösteren göçmen dramına karşı Avrupa’da toplumsal tepkiler artıyor. Almanya’nın Hamburg kentinde önceki gün binlerce kişi, Avrupa Birliği (AB) sınırlarının sığınmacılara açılması için gösteri düzenledi. Hamburg Seebrücke İnisiyatifi tarafından organize edilen gösteride, eylemciler İçişleri Bakanlı ğı önünde bir araya gelerek yürüyüş düzenledi. “Avrupa öldürme, sınırlarını aç” yazılı pankart açılan gösteride protestocular, TürkiyeYunanistan sınırındaki ara bölgede sığınmacılar için oluşturulacağı iddia edilen kamplara karşı çıktı. ‘Almanya’da yer var’ Bir konuşmacı, “Yunanistan sınırında boğulan, aşağılanan, işkence gören ve artık öldürülmeye başlanan sığınmacılar için Almanya’da yer olduğunu biliyoruz” ifadesini kullandı. Sığınmacılar için geçen hafta da Yunanistan’ın başkenti Atina’da kitlesel bir gösteri düzenlenmiş ve “Yunanlar ve yabancılar birlikte çalışabiliriz”, “Kale Avrupa’ya hayır” ve “Faşizme ölüm” yazılı pankartlar taşınmıştı. Sığınmacıların Suriye’de “güvenli bölge” adı verilen bir alana yerleştirilmesi planına destek isteyen Ankara yönetimi, çağrılarına yanıt alamayınca sınırları açmış, göçmenler Yunan polisinin ölümcül müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştı. T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/592 Esas KARAR NO: 2020/17 Davacılar ibrahim idlebi, manaf idlebi, rama idlebi, randah ıdlebi, yaren idlebi aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM:1Davanın KABULÜ ile; İstanbulİli, Bakırköy İlçesi, Zuhuratbaba Mah. C.No:74, H.No:2605, BSN 1’de nüfusa kayıtlı, 08/07/1968 doğ. lu 57811654052 T.C. kimlik numaralı MANAF İDLEBİ’nin, İDLEBİ olan soyadının KADIOĞLU olarak, DEĞİŞTİRİLMESİNE ve nüfusa bu şekilde kayıt ve tesciline, 2Davacı eşolanRandahIDLEBİhakkında hüküm kurulmasınayerolmadığına, 3a)İstanbulİli, Bakırköy İlçesi, Zuhuratbaba Mah. C.No:74, H.No:2605, BSN;3’de nüfusa kayıtlı, 01/09/1994 doğ.lu 56683691622 T.C. kimlik numaralı İBRAHİM İDLEBİ’nin, İDLEBİ olan soyadının KADIOĞLU olarak, DEĞİŞTİRİLMESİNE ve nüfusa bu şekilde kayıt ve tesciline, b)İstanbulİli, Bakırköy İlçesi, Zuhuratbaba Mah. C.No:74, H.No:2605, BSN:4’de nüfusa kayıtlı, 01/09/1996 doğ.lu 56680691786 T.C. kimlik numaralı RAMA İDLEBİ’nin, İDLEBİ olan soyadının KADIOĞLU olarak, DEĞİŞTİRİLMESİNE ve nüfusa bu şekilde kayıt ve tesciline, c)İstanbulİli, Bakırköy İlçesi, Zuhuratbaba Mah. C.No:74, H.No:2605, BSN 5’de nüfusa kayıtlı, 01/03/1999 doğ.lu 56677691850 T.C. kimlik numaralı YAREN İDLEBİ’nin, İDLEBİ olan soyadının KADIOĞLU olarak, DEĞİŞTİRİLMESİNE ve nüfusa bu şekilde kayıt ve tesciline, karar verilmiştir.ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1146884) T.C. İSTANBUL 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/308 KARAR NO: 2019/274 Davacı RECEP TAYYİP BAŞ aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM:Yukarıda açıklanna nedenlerle;Davanın KABULÜNE;Kastamonu ili Araç ilçesi, Değirmençay köyü, cilt no: 46 Hane No:25 Bsn: 12’de nüfusa kayıtlı İsmail ve Cemile oğlu, 31/08/1999 Karabük doğumlu, 53257199270 T.C. Kimlik numaralı “RECEP TAYYİP BAŞ” ın “RECEP TAYYİP” olarak nüfusa kayıtlı isminin “RECEP” olarak değiştirilmesine,Kararın gazetede ilanına,Karar verildiği ilanen tebliğ olunur.03/02/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1146898) T.C. KORKUTELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2016/309 Esas Konu: İlanen tebligat Davacılar, MEDİNE DOĞAN, MEHMET DOĞAN, RAMAZAN DOĞAN ileDavalılar, AHMET SADIK KÖROĞLU, ALİ HÜSAME KÖROĞLU, AYŞE HERÇİÇEK, FATMA GEVREKOĞLU, GÜLSÜM TULUM, HAVVA TULUM, İSMAİL KÖROĞLU, İZZET KÖROĞLU, KADRİYE ALTINKAYA, MURAT DOĞAN, MUSA KAZIM KÖROĞLU, RAZİYE KÖROĞLU KİLLAZ, ŞABAN DOĞAN, ÜLKİYE AKAR, VELİ KÖROĞLU arasında mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Zilyetliğe Dayalı) davası nedeniyle; Davacı dava dilekçesinde belirtmiş olduğu, dava konusu Antalya ili, Korkuteli İlçesi, Çayıryer mevki, 978 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar Medine Doğan, Mehmet Doğan, Ramazan Doğan adına tescili talep edilmekle, davalı İsmail Köroğlu’na duruşmanın atılı bulunduğu, 16/07/2020 günü saat 09:20’de Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda hazır bulunması veya bir vekil tarafınızdan temsil edilmeniz, edilmediğiniz takdirde tahkikat ve yargılamaya yokluğunuzdadevam edileceği ve hüküm verileceği, dava dilekçesi ve duruşma günü ve saatti tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 03/03/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1146996) T.C. BATMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/180 KARAR NO: 2019/1095 Davacı DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından davalılar Ahmet Öner, Ayşe Orhan vs,. aleyhine mahkememizde açılan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; verilen 31.12.2019 tarih ve 2017/180 esas 2019/1095 sayılı karar ile davacı DSİ. Vekili tarafından ve bir kısım davalılar Bayram Talayhan vs. Vekili Av. Mahmut Tanrıseventarafından verilen istinaf dilekçeleri, adresi tespit edilemeyen ve kendisine tebliğat yapılamayan davalılardan 23483709208 TC. Kimlik numaralı Ayşe Orhan’ a ilanen tebliğine karar verilmiş olup, Adı geçenin ilan tarihinden itibaren iki hafta içersinde gerekçeli kararı istinaf edebileceği, yada istinaf dilekçelerine karşı cevap verebileceği hususu ilan olunur. 05/03/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1147209) Paris Belediye Başkanlığı için bir kez daha yarışacak olan Anne Hidalgo (solda), merkez sağ tandanslı Cumhuriyetçilerin adayı Rachida Dati ile. Kadınlar Paris için yarışacak Fransa’da 15 ve 22 Mart’ta iki turlu yapılacak yerel seçimlerde Paris belediye başkanlığı için üç kadın aday yarışacak. Seçimler, mevcut belediye başkanı İspanyol kökenli Anne Hidalgo, eski Adalet Bakanı Fas kökenli Rachida Dati ve eski Sağlık Bakanı Agnes Buzyn’nin yarışına sahne olacak. Yeşiller ile komünistlerin desteğiyle Sosyalist Parti’den başkan seçilen Hidalgo’nun seçimin en iddialı ismi olduğu yorumu yapılıyor. Muhafazakâr Dati ise Hidalgo’nun ardından ikinci sırada bulunuyor. 2001’den beri belediye başkan yardımcılığı yapan Hidalgo, İspanya’nın Endülüs bölgesinde bulunan San Fernando’da 1959’da, elektrikçi bir baba ile terzi bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Başkanlığı sırasında Paris’te otomobil kullanımını azaltmak başta olmak üzere birçok projesiyle gündem oldu. Göçmen kökenli Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy kabinesinde Adalet Bakanı olarak yer alan Rachida Dati de Faslı bir göçmen aileye mensup. 1965 yılında Lyon’un kuzeyindeki sanayi kenti SaintRemy’de doğan Dati’nin adı yolsuzluk iddialarına da karıştı. Emmanuel Macron’un kabinesinde Sağlık Bakanlığı yapan tıp doktoru Agnes Buzyn de Polonya kökenli bir göçmen. Suudi Arabistan’da ‘yeni tutuklamalar’ Suudi Arabistan’da Kral Selman bin Abdülaziz’in kardeşi Prens Ahmed bin Abdulaziz’in tutuklanmasının ardından kraliyet ailesinden en az 20 kişinin daha veliaht prens Muhammed bin Salman’a “darbe girişiminde” bulunduğu iddiasıyla tutuklandığı ileri sürüldü. Tutuklananlar arasında Prens Ahmed’in oğlu Prens Nayef bin Ahmed bin Abdülaziz ile daha önce tutuklanan eski Veliaht Prens Muhammed bin Nayef’in üvey kardeşi Navaf’ın da olduğu belirtildi. Middle East Eye haber portalının iddiasına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın, tutuklattırdığı diğer prensleri kendisine darbe girişiminde bulunmak için aralarında ABD’lilerin de olduğu yabancı güçlerle görüşmekle suçladığı savunuldu. Tutuklama emrinin altında Kral Selman’ın da imzasının olduğu öne sürüldü. Eski Veliaht Prens Nayef’in ise çevresine kraliyet ödeneklerinin kesilmesinden yakındığı belirtilen haberde, tutuklamaların ardından Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın kraliyet ailesindeki diğer prenslerden Twitter’dan kendisine sadakatleri konusunda paylaşımda bulunmalarını istediği ve üç prensin sosyal medyada bu emri yerine getirdiği iddia edildi. Suriye’de katliam gibi kaza İç savaşın 9 yıldır sürdüğü Suriye, önceki gün de katliam gibi bir trafik kazasıyla sarsıldı. ŞamHumus karayolunda freni patlayan tankerin 2 yolcu otobüsü ve 15 özel araca çarptığı kazada 32 kişinin hayatını kaybettiği, 77 kişinin de yaralandığı bildirildi. Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’ya konuşan Suriye İçişleri Bakanı Muhammed Halid Rahmun, ölü sayısının artmasından endişe edildiğini belirtti. Kazaya karışan bir otobüste, başkent Şam yakınlarındaki kutsal yerleri ziyaret eden Şii hacıların bulunduğu kaydedildi. Pinochet’nin ajanlarına 20 yıl ceza Güney Amerika ülkesi Şili’nin kanlı diktatörlük döneminde işlenen insanlık suçlarıyla hesaplaşması devam ediyor. Ülkeyi 1973’ten 1990’a kadar dikta rejimi ile yöneten darbeci general Augusto Pinochet döneminde gizli serviste çalışan 31 polis hakkında, kayıp iki muhalif film yapımcısına ilişkin devam eden davada 20’şer yıla kadar hapis cezası verildi. Kasım 1974’te Devrimci Sol Hareket örgütü üyesi Carmen Bueno ve Jorge Muller’in kaçırılması olayına karıştıkları tespit edilen kişilerden bazıları diğer insan hakları ihlalleri nedeniyle hapiste bulunuyordu. Pinochet yönetimi en az 3 bin 200 muhalifin öldürülmesi, 1192 kişinin kaybolması ve on binlerce kişinin tutuklanması ve işkence görmesi olaylarının sorumlusu olarak gösteriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle