17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL 5 11 MART 2020 ÇARŞAMBA CHP lideri Kılıçdaroğlu, OdaTV operasyonu ve gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin konuştu ‘Erdoğan düğmeye bastı’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik hakarete yanıt vermediğini ancak Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un aynı ifadeleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için kullanmasına tepki gösterildiğini belirterek, “Gereksiz bir kavganın parlamentoya hiçbir kazanç sağlamayacağını ifade etmek isterim” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında özetle şunları dile getirdi: Hakaretini kabul etmiyorum: Parlamentonun çatısı altında yapılan bütün konuşmalarda, mutlak sorumsuzluk vardır. Ama bu her konuşanın, canının istediği gibi konuşması, önüne gelen herkese hakaret etmesi anlamına gelmez. Sayın Erdoğan’ın, burada söylenmesi mümkün olmayan, terbiyemin izin vermediği belli cümleleri kullanarak bana hakaret etmesini asla ka bul etmiyorum. Kendisine de hiçbir cevap vermedim. Parlamentoda kavga istemiyoruz: Grup Başkanvekilimiz onun kullandığı cümlelerin aynısını kullandı. Kızıyorlar neden böyle söylüyorsun diye... İyi de asıl öbürüne kızmak lazım. Biz parlamentoda kavga istemiyoruz. Gereksiz bir kavganın parlamentoya hiçbir kazanç sağlamayacağını ifade etmek isterim. 26 Şubat’ta düğmeye bastı: Medya üzerinde olağanüstü baskı var. Namuslu gazeteciler kendi medyalarını oluşturdular. OdaTV güçlü bir internet sitesi. “Bunu nasıl susturacağız” diye düşünüyorlar. Erdoğan 26 Şubat’ta düğmeye basıyor. OdaTV’yle ilgili soru soruyorlar. “Ben bunun suç duyurusunu şu anda yapıyorum” diyor. Libya’dan 3 şehidimizin haberini veren Erdoğan. Defnedilmesi sosyal medyada yer aldı. Bir gazeteci arkadaşımız bunu haber yaptı. Arkasından Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser hapisteler. Gizli hiçbir şey yok. Her şey açık. Her şey biliniyor. Bu ülkenin onurusunuz: Buradan o gazeteci arkadaşlarıma sesleniyorum. Sizler bu ülkenin onurusunuz. Hiçbir gücün önünde diz çökmeyen gazetecilersiniz. Gazeteciliğin hakkını veriyorsunuz. Gazeteciliğin hakkını verdiğiniz için bir sivil darbe döneminde bedel ödetiyorlar ama ödenen bedel Türkiye’nin aydınlığa çıkma bedelidir. Savcıların talimat aldıklarını biliyorum ama bir vicdan kırıntısı kalmışsa süratle iddianameleri hazırlayın ve gönderin. Bugün hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukukunun yaşandığı bir dönemdeyiz. l ANKARA/Cumhuriyet SARAY’IN ‘KUZU’SU CHP lideri Kılıçdaroğlu grup konuşmasında gazetemizin dünkü manşetinde yer alan “Saray’ın kuzusu” ifadelerini kullanarak şunları kaydetti: “Birilerine her türlü cefayı çektirirsiniz, yasalara aykırı olarak evini basar, gözaltına aldırır ve tutuklarsanız ama Burhan Kuzu’ya bir şey yapmaz. Çünkü o Saray’ın kuzusu. Telefon eder kaçakçıyı bırakın der, bırakırlar. Yalnızca Burhan Kuzu mu? Erdoğan’ın avukatları var. Ama Barış Terkoğlu’na gelince yakalayın. Niçin? Düzgün adam. Diz çökmüyor. İstediğiniz kadar atın, asla dürüst hiçbir gazeteci egemen güçlerin karşısında diz çökmeyecektir. AKŞENER’DEN ERDOĞAN’A ‘Bu milleti utandırdın’ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kapısında beklemesine ilişkin “Bu büyük milleti yine utandırdın Sayın Erdoğan. Yazıklar olsun!” dedi. Akşener, partisinin grup toplantısında özetle şunları söyledi: Yazıklar olsun! Rusya’ya giderken, milletçe senden tek bir beklentimiz vardı: O da vatanı için canını ortaya koyan Mehmetçik kadar, cesur ve onurlu olmandı. Sense gittin, o cesaretin, o onurun onda birini masa başında gösteremedin. Gittin, kapılarda bekletilmeye razı olup üstüne bir de “Kabul edildiğiniz” için teşekkür ettin. Sayın Erdoğan; hani itibardan tasarruf olmazdı? Koca bir milletin itibarının ayaklar altına alınmasına nasıl müsaade ettin? Bu büyük milleti yine utandırdın Sayın Erdoğan. Yazıklar olsun. Siyasileri niye davet ettiniz?: Libya’daki şehitlerimiz üzerinden, FETÖ’cüleri sevindirecek operasyonlara imza atıyorlar. Libya’da şehit olan istihbaratçımızın cenazesini bahane edip FETÖ’nün ilk hedefi olmuş gazetecileri yeniden hapse gönderiyorlar. Madem Libya’daki unsurlarımız bu kadar gizliydi, Sayın Erdoğan dünyanın gözü önünde, “Milli İstihbaratımız Libya’da görev yapıyor” diye neden açık etti? l ANKARA / Cumhuriyet MHP LİDERİ BAHÇELİ: Kasıtlı kayıtsa hepimize hakarettir MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Rus devlet televizyonunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve heyetinin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kapısında bekleme anlarını kronometreyle kayda alıp yayımlamasına tepki gösterdi. Bahçeli, “Türkiye Cumhurbaşkanı’na hakaret hepimize hakarettir” dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, özetle şunları kaydetti: Pişman ederiz: Moskova zirvesinin Türkiye açısından mühim sonuçları olacaktır. Bir defa, ülke sınırları terör ve rejim saldırılarına karşı daha güvenli hale gelecektir. Rusya Devlet Başkanı’nın, 27 Şubat’ta, “Türk askerlerinin yerlerini bilmediklerini” söylemesi kuyruklu yalana bir yalan daha eklemektir. Bundan sonra ateşkese uyulursa ne âlâ, uyulmazsa kaldığımız yerden tekrar başlar, vatan mücadelesini gittiği yere kadar taşırız. Küstahlık, terbiyesizlik: Medyaya düşen bir videonun da peşine düştüler. İddia odur ki, Rus devlet televizyonu, Cumhurbaşkanı’yla birlikte heyetinin Putin’in kapısında bekleme anlarını kronometreyle kayda alıp yayımlamış, bu da gündem olmuştur. Eğer Rusya yönetimi bunu kasıtlı bir şekilde kayda aldırıp sonra da servis ettirmişse bunun tanımı şüphesiz küstahlıktır, terbiyesizliktir, saygısızlıktır. Türkiye Cumhurbaşkanı’na hakaret hepimize hakarettir. l ANKARA/Cumhuriyet Kazan’ın cenazesi Hacı Bayram Veli Camii’nden kaldırıldı. Eski Adalet Bakanı, Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi Erdoğan, Gül, Davutoğlu Kazan’ın cenazesindeydi Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren eski adalet bakanlarından Şevket Kazan, Ankara’da düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze töreninde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP’den istifa edip Gelecek Partisi’ni kuran eski Başbakan Ahmet Davutoğlu bir araya geldi. Çoklu organ yetmezliği nedeniyle Ankara’da tedavi gördüğü hastanede 86 yaşında yaşamını yitiren Kazan için, Hacı Bayram Veli Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğ lu, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, eski Başbakan Davutoğlu, eski bakanlar, bürokratlar ve yurttaşlar katıldı. Kazan, cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Katliamcıları ziyaret etmişti Şevket Kazan, 1933 yılında Sakarya’da doğdu. 1971’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Aynı yıl Necmettin Erbakan’ın kurduğu Milli Nizam Partisi’ne katıldı. 1973 yılında Milli Selamet Partisi’nden (MSP) Kocaeli milletvekili seçildi. CHP ile MSP koalisyonunda 26 Ocak 1974’te kurulan 37’nci hükümette Adalet Bakanlığı yapan Kazan, Süleyman Demirel’in başbakanlığındaki 39’uncu hükümette 19761977 yıllarında Çalışma Bakanı olarak görev aldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra bir yıl tutuklu kalan Kazan, 1985 yılında beraat etti. 1991 yılında Refah Partisi’nden milletvekili seçilen Kazan, 1996’da kurulan 54’üncü hükümette Adalet Bakanlığı görevini yürüttü. Kazan bakan olduğu dönemde, Sivas Katliamı sanıklarını cezaevinde ziyaret etmiş avukatlığını yapmak istemişti. Ancak milletvekili olduğu için talebi reddedilmişti. Kazan 1996’da Adalet Bakanlığı görevindeyken cezaevlerinde yapılan ve 12 kişinin öldüğü ölüm oruçları için “Kantinden yemek stoklamışlar. Gizli gizli yiyorlar, numara yapıyorlar” demişti. Kazan’ın 1997’de “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemiyle ilgili sarf ettiği “Mum söndü oynuyorlar” sözü de büyük tepki çekmişti. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan kapalı İdlib oturumunda yaşanan ‘bakan krizi’ni anlattı Cumhurbaşkanı ifşa etti! EMİNE KAPLAN Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlarken TBMM Genel Kurulu’nda 3 Mart’ta Suriye ile ilgili yapılan kapalı oturumda yaşanan bir olayı ifşa etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İlk kez 20 Temmuz sivil darbesinden sonra ordunun emir ve komuta zinciri yoktur arkadaşlar. Genelkurmay Başkanı’nın hiçbir yetkisi yoktur. Hiçbir kuvvet komutanı, Genelkurmay Başkanı’na bağlı değildir. Yaşanan perişanlık, devlet aklının kaybolma perişanlığıdır” sözleriyle ilgili değerlendirmesi sorulan Erdoğan, önce “Bay Kemal bir defa ne Milli Savunma Bakanlığımızı tanıyor ne TSK’yi tanıyor. Buralardan cahil kalmış birisi” dedikten sonra şu açıklamayı yaptı: “Düşünün, bu ülkenin bakanının parlamentoya girmesini engelleme gayretlerine varıncaya kadar edep dışı hareketler yapıyor. Niçin geliyor o bakanlar oraya? Parlamentoyu bilgilendirmek için geliyor. Parlamentoyu bilgilendirmek için gelen bakanlara ‘Neden geldi bunlar’ diyecek kadar ileri gidiyor. Bu kadar hadsizlik olabilir mi? Daha sonra Meclis Başkanımızın tekrar daveti ile arkadaşlarımız içeri giriyor. Neymiş, milletvekili değilmiş! Vekil değiller ama mevcut gelişmeler sebebiyle parlamentoyu bilgilendirmek için buraya geliyorlar. Bu işin bir boyutu.” Erdoğan’ın sözünü ettiği olayın, genel kuruldaki kapalı oturumun hemen başında TBMM İçtüzüğü’ndeki boşluktan kaynaklanan bir tartışma üzerine yaşandığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, kapalı oturuma geçildikten sonra kapalı oturum önergesi okunmadan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu genel kurula davet etti. Bu davete muhalefet partilerinin “işlem tamamlanmadan yürütme temsilcilerinin kapalı oturuma giremeyeceği” itirazı üzerine Şentop, Meclis bürokratlarına da danışarak Oktay ve bakanları genel kurul salonundan çıkardı. Bu duruma Oktay’ın tepki gösterdiği, kapalı oturumun sonlarına doğru sataşma gerekçesiyle kürsüden yaptığı açıklamada bu durumu kayda geçirdiği kaydedildi. l ANKARA Cirit ve Güngör’den Erdoğan’a veda ziyareti Yaş haddinden 23 Mart’ta emekliye ayrılacak Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ile Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrı ayrı veda ziyaretinde bulundu. Beştepe’deki görüşmeler, basına kapalı gerçekleştirildi. Cirit ayrıca, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a da veda ziyaretinde bulundu. l ANKARA Tuba Vural Çokal ve 5 başkan AKP’ye katılacak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bugün yapacağı grup toplantısında, 5 belediye başkanı ile birlikte bir süre önce İYİ Parti’den istifa eden Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal’ın AKP’ye katılacağı öğrenildi. Ayrıca, Erdoğan, bugün, Babacan’ın tanıtım toplantısını yapacağı saatlerde partisinin il başkanlarına seslenecek. l ANKARA Barış Terkoğlu kimdir? Ve o kimdir? 5N1K, bir problem çözerken ya da bilgi toplarken doğruya ulaşmak için verilecek cevapları temel alacağınız soruları formüle eder. Ve sadece gazeteciler değil polisler, hukukçular, araştırmacılar da bir meselenin aslını öğrenmek istediklerinde bu soru şablonuna başvururlar. Tabii ki gerçekten gerçeğin peşindeyseler. Çünkü gerçek hikâyeye ancak sorgulayıcı ve objektif aklın peşine düşülerek ulaşılabilir. Örneğin Barış Terkoğlu özelinde, genele de uyarlanabilecek soruları sıralayalım. Önce “Ne” diye soralım. Mesela bu olan biten nedir? Demokrasi midir? Adalet midir? Korku mudur? Tehdit midir? Barış Terkoğlu kimsenin görmediği neyi görmüş, kimsenin söylemediği neyi söylemiştir? Asıl tutuklanma sebebi nedir? Bu gazeteci, bugüne kadar neyi araştırmış, ne yazmıştır? Onun yazdıklarına iktidar daha önce ne tepki vermiştir? Okur ne tepki vermiştir? Sonra “Ne zaman” diye soralım. İlk ne zaman tanıdık biz onu? Ne zaman yazdı o haberleri, o kitapları? Ne zaman anladık o kitaplarda, o haberlerde yazılanların doğru olduğunu? İlk ne zaman yargılandı? İlk zaman aklandı? Ve tekrar ne zaman yargılanıyor? Ne zaman tekrar aklanır? Anca ne zaman bu suçlamalardan da kurtulur? Ve en önemli soru, “Neden?”. Neden yazıyor Barış Terkoğlu? Neden gazetecilik yapıyor? Neden tutuklanıyor? Neden yargılanıyor? Neden meslektaşları onun yanında? Neden okur ona güveniyor? Ve neden iktidar ondan böylesine nefret ediyor? Sonra bir de “Nerede” sorusu var. Tüm bunlar nerede, tam nerede olup bitiyor? Tarihin neresinde? Coğrafyanın neresinde? Aklın neresinde? Vicdanın neresinde? Adaletin neresinde? Ve “N” ile başlayan son soru; Nasıl oluyor da hukuk iktidarın hizmetine girebiliyor? Nasıl oluyor da iktidar dilediğini, dilediği gibi ve dilediği kadar hapiste tutuyor? Nasıl oluyor da hukuk insanlığa değil despotluğa hizmet edebiliyor. Hem de defalarca? Ve “Kim?” diyelim. Barış Terkoğlu kimdir? Ya da birlikte çalıştığı ve hapse atıldığı gazeteci Barış Pehlivan kimdir? Hapisteki diğer rehin gazeteciler, siyasetçiler, sivil toplumcular, öğrenciler, sanatçılar kimdir? Okuru kimdir? Ona güvenenler, yazdıklarının doğru olduğunu düşünenler, onu iyi bir gazeteci olarak bilenler kimdir? Biz kimiz? Bu ülkede adaletten ve özgürlükten yana olanlar ama susanlar, konuşmaya, sokağa çıkmaya, itiraz etmeye, direnmeye korkutulanlar? Başkalarının başlarına geleni sanki çok yakında kendi başlarına da gelmeyecekmiş gibi seyredenler? Güvenli bir alan hâlâ var zannedenler? Ve o kim? Barış’ın ve diğerlerinin içeride olmasına yol açan sistemi kuran... Savaşlara, iç karışıklıklara, felaketlere kapı açan... Dindarı dinsize, cahili eğitimliye, erkeği kadına, yandaşı muhalife düşman etmekte beis görmeyen... Din işlerini devlet işlerine alet ede ede ülkeyi bu hale getiren... Ve kendi ülkesinin anayasasındaki tarafsızlık ilkesini resmen çiğnemek suretiyle partili bir başkan olmayı sürdüren... O kim? CHP’Lİ KADIN VEKİLLER: İtirazımız var CHP milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç, Candan Yüceer, Selin Sayek Böke, Gülizar Biçer Karaca, Gamze Taşçıer, Sibel Özdemir, Lale Karabıyık ve Gamze Akkuş İlgezdi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nda ortak metin okudu. “Tüm kadınlar adına söyleyecek sözümüz var” denilen metinde, “Eşitliği yok sayan zihniyetinize, siyasi çıkarlarınıza göre verdiğiniz hükümlerinize itirazımız var. Emeğimizin sömürülmesine, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine itirazımız var. Her gün en az bir kız kardeşimizi hayattan kopartmanıza itirazımız var. Durdurmadığınız şiddeti, erkeklik ve hamaset söylemleriyle meşrulaştırmanıza isyanımız var. Ve bilin ki, şiddetsiz, savaşsız, özgür ve eşit bir dünyayı size rağmen var edecek kadınlar var. Biz varız” denildi. l ANKARA Ali Babacan genel başkanlığa seçildi Ali Babacan’ın 3 aydır ertelediği Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) için kuruluş dilekçesi pazartesi günü verilmişti. Babacan, dün kurucular kurulu ile yaptığı ilk toplantıda genel başkan seçildi. Bugün partinin amblemi, program ve tüzüğünün tanıtımını yapacak Babacan, kurucular kurulu heyetiyle saat 12.00’de Anıtkabir’i ziyaret edecek. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle