17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 11 MART 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR. ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK KÜLTÜR ‘Nasıl anlatayım Hasret’im seni’ Başlığı Garip Şahin’in bir eserinden ödünç aldık. Yazının içeriğini ancak bir ozanın dizeleri tam anlatabilirdi. İlk albümünü yaptığında tanıştığımız Hasret Gültekin’in yaşamını konu alan “HASRETHasret Gültekin Türkü Müzikal”i önceki gece Caddebostan Gösteri Merkezi’nde sahnelendi. Nedir ki 22 yıl dediğin. İki çeyreklik bir ömür bile değil. Ne sığdırabilir ki insan bu kısacık yaşama diye düşünüyorum. Ama sığdıran sığdırıyor işte. Önceki gece 22 yı la çok şey sığdırmış, Hasret Gültekin’in yaşamını anlatan başaralı bir müzikal izledik. “HASRETHasret Gültekin Türkü Müzikal”ini. MIYASE Müzikal sayesinde 22 yıla ILKNUR sığdırdıklarını bir kez daha anımsayınca, 2 Temmuz 1993 günü Madımak’ta katledilmeseydi eğer geri kalan yaşamına kim bilir neler sığdıracağını düşünerek hem de. İlk solo albümünü yaptığında henüz on altı yaşındaydı. Sonra iki solo albüm daha. Başka sanatçılarla yapılan muhabbet albümleri dışında, yönetmenliğini yaptığı Nevroz albümleri ile Kürtçe müzik yasağını delen ilk sanatçı unvanını kazanma. Yine yönetmenliğini üstlendiği Abuzer Karakoç, Âşık Nurşani ve Lütfü Gültekin’in albümlerine yine bağlamasıyla can verme. Bu son üç albümü ilk kez dinleyen birine bağlamaları kim çalmış olabilir diye sorsanız hiç teklemeden “Hasret Gültekin’den başkası olamaz” diye hemen yanıtı verir. Kendi özgü bir tarzı, stili vardı Hasret’in. Günümüz gençliğinin bağlamada çalmak için uğraş verdiği şelpeyi albümlerinde ve konserlerinde ilk icra eden sanatçıydı. Ne garip, şelpeyi öğrendiği ve ilham aldığı Âşık Nesimi Çimen’le 2 Temmuz akşamı Madımak’ta aynı sonu yaşamak. Caddebostan Kültür Merkezi tıklım tıkıştı. İzlemeye gelenlerin çoğu ise Hasret’i yitirdiğimizde ya doğmamış ya da çocuktu. Salonda şöyle bir anket yapılsa kaç gencin adının Hasret olduğunu öğrenecektik. Zira 2 Temmuz Katli amından sonra doğan kız ya da erkek pek çok çocuğa onun adının verildiğini biliyoruz. Devrim Evin’in sanatçıyı canlandırdığı müzikalde duygu seli yaşandı. Sanki daha geçen gün yaşamıştık o meşhum geceyi. Televizyonda ölenlerin ismi sayılırken ilk Hasret’in adını duyduğumuzda evde kopan vaveylanın, sonrasında Nesimi Çimen’in adını duyduğumuzda dizlerimize vuruşumuzun, Ankara Dikmen’e sıra sıra dizili tabutları uğurlayışımızın, Ankara DGM önünde polisin saldırısıyla çocuklarını yitiren ailelerin yerlerde sürüklenişinin üzerinden 27 yıl mı geçmiş? Acılar külleniyor ama unutulmuyor demek ki. Hüzünlü bir yolculuk Ekranda Hasret’in görüntüleri, Hace Anne’nin, kız kardeşleri Nezire ve Güler’in, yeğeni Deniz’in ve tabii ki Hasret’in bugünün kuşağına aktarılmasında en büyük pay sahibi Yeter’in anlatımlarıyla geçmişten bugüne hüzünlü bir yolculuğa çıktık. İlk albümünü yaptığında kendisiyle basında ilk söyleşiyi yapmamız, adının henüz duyulmadığı o günlerde bir sendika gecesinde Açık Hava Tiyatrosu’na davet ettiğimizde söylediği iki türkü sonrasında defalarca bis yapması, Sivas’tan bir bir ay önce Mavi Marmara Müzikholü’nün kulisinde son çalışmalarını konuşmamız ve son kez sarılıp vedalaşmamız, film karesi gibi geçiyor gözümüzün önünden. Berlin’den İstanbul’a... Madımak Katliamı’nın birin ci yılında köyüne gittiğimizde bi zi evinde ağırlayan babaannesi ile babası Süleyman Amca artık ara mızda değillerdi. Yine o yıl Anneler Günü’nde kendisiyle söyleşi yaptığı mız Hace Anne salondaydı. Yine bizi etkileyen güzelliğinden eksilen bir şey yoktu ama yüzünde Hasret ki hüzün ve çizgiler Gültekin’in daha mı bir artmış Madımak tı ne? Oteli’nde Yeğeni Deniz’i katledilmeden önceki son fotoğrafı. yıllar sonra gördük. Beş altı yaşlarındayken babası nın dizinde bağlamanın tellerinde tangır tungur vurarak dayı sını taklit eden çocuk olgun bir deli kanlı olmuştu. “Beni hatırladın mı Mi yase Abla” diye sorduğunda önce afal ladık ama gözler değişmiyordu nihaye tinde. Ve Roni... Hasret’ten bize kalan en büyük yadigâr. Sahnedeki dev per denin finalinde babasının bir ezgisi ni diğer sanatçılarla birlikte okuyordu. Şirin Aktemur’un yazıp yönettiği müzikalde Devrim Evin, Hasret’i başarıyla canlandırdı. Vayy! Yıllar ne çabuk geçmiş. En son havalimanında Yeter’le birlikte kendisini Almanya’ya uğurladığımızda bebek arabasındaydı. Sanatçı dostları da yalnız bırakmamıştı Yeter Gültekin’i bu gecede. Ev arkadaşı ve en yakın dostunu babası Nesimi Çimen’le birlikte yitiren Mazlum Çimen, Hasret’ten sonra müzik piyasasına girip şelpeyi tüm gençliğe belleten ve bağlamayı türkü dinlemeyenlere bile sevdiren Erdal Erzincan, Mercan Erzincan, Nesimi Çimen’in yıllar önce okuduğu “Ruhumda sızı” adlı eserini “Çukur” dizisinde seslendirince paylaşım rekorları kıran Ender Balkır da koşup gelmişlerdi işte. Kayınpederi Ümit Kaftancıoğlu’nu yine gerici ve faşistlerce katledilen CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, stajyer avukatlığına Sivas davası avukatlarından Ali Yaşar’ın yanında başlayan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Berkin Elvan’ın babası Sami ve annesi Gülsüm Elvan, Sezgin Tanrıkulu da müzikali izleyenler arasındaydı. Şirin Aktemur’un yazıp yönettiği müzikalde Devrim Evin, Hasret’i başarıyla canlandırdı. Deniz Türkkan ise ezgileriyle yaşattı Hasret’i. Ufuk Güldü’nün önderliğinde Tiyatro 28 “Hasret” müzikalini ilk olarak Berlin’de sahneledi. Sonrasında Ankara ve önceki gün de Caddebostan’da çıktılar izleyicinin karşısına. Başarılı bir prodüksiyon olmuş “Hasret” müzikali. 4 “Doğa Hepimizin” çocuk tiyatrosu yarın saat 14.00’te Gaziosmanpaşa Kültür ve Sanat Merkezi’nde oynanılacak. Oyun ücretsizdir. 4 Boğaziçi Sesleri konseri 14 Mart saat 20.00’de Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi’nde yapılacak. 4 Ceylan Ertem konseri, bugün saat 20.00’da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi sahnesinde müzikseverlerle buluşacak. Bilet fiyatı 30 TL. 4 Klasik Kemençe İle Şarkılar, Aslıhan Özel ile bugün saat 20.00’de Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesi’nde yapılacak. Etkinlik ücretsizdir. Kadınlara dışarıda, erkeklere evde iş yok Her yıl tekrarlanan Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı araştırması, kadının çalışmasının maddi karşılığı olmadığını ortaya koyuyor. Kadın erkek eşitliğinin olmadığını erkekler de kabul ediyor. YAZGÜLÜ ALDOĞAN Altı yıldır sonuçlarını merakla beklediğim, “Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı” üzerine Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırma sonuçlarına geçmeden araştırmanın yapıldığı nüfus tanıtımında kentli sayısının yüzde 92’ye çıktığını duymak ilk şaşkınlığım! Herkes şehirli olmuş, köy, kasaba kalmamış ki biz tarımsal üretim bekleyelim, tabii ki her şeyi dışarıdan ithal edeceğiz. Tabii bu gelenlerin kentli oldukları anlamına gelmiyor ne yazık ki. Araştırma nüfusunun genel özellikleri yüzde 63’ünün evli, kadınların daha az eğitimli ve ev kadını, erkeklerin de mavi yakalı işçi olması. Yani toplum ortalaması bu. Gelelim araştırmanın çarpıcı sonuçlarına. “Siyasetle ilgilenmiyorum” diyenlerin oranı 5 yılda istikrarlı bir biçimde artmış, erkekler daha milliyetçi olmuş. Haberlerden sıkılmışlar, anlaşılan. Ailenin çocuklarıyla ilgilenme oranı gençlerde artmış, ama çocuğa hâlâ anne bakıyor. “Çocukla hiç ilgilenmiyorum, hatta hiç oyun oynamıyorum” diyen “Baba”ların oranı yüzde 30! Ev işlerine katılımda erkekler dışarıyla olan işleri, kadınlar ev içi işleri yüklenip başka da bir katılım bile beklemiyor. Kadının toplumda yaşadığı en büyük sorun şiddet. “Aile içinde şiddet olabilir” diyenlerin oranının yıllar içinde azalması memnuniyet verici ama hâlâ olur canım diyenler de var. “Ekonomik durum kötüye gidiyor” diyenler kadın erkek yüzde 70’lerin üzerinde, kadınların ya rıya yakını ücret aldığı bir işte çalışmıyor. Yoksa tabii ki evde çalışıyor ama istihdam piyasasında yok. Bir kere çalışmış olanlar da çocuk bakmak için işi bırakmak zorunda kalmış. İş imkânı, çocuk ve ev bakım desteği ve güvenli ortam olsa kadınlar çalışmak istiyor ama olanak yok. Bu da işgücünün yarısından ülke olarak faydalanılmıyor demek. Ve bunun getirdiği sonuçlar. Kadınların yarısının banka hesabı yok, kredi kartı sahibi olanlar yüzde 30 dolayında. Şaşırtıcı sonuçlardan biri, güven konusunda. İnsanımız kime güven duyuyor sizce? Birin ci derece kan bağı olan sırasıyla anne baba, çocuk gibi akrabalarına ve daha az olarak eşine. Aile dışı ise, asker, polis, arkadaştan sonra akrabalar geliyor. Aynı mahallede ve şehirde yaşadıkları insanlara ise hiç güvenmiyorlar. Bu nedenle akşam hava karardıktan sonra çocukların ve kadınların sokakta kalmaları onay görmüyor. Çocuklarına aşıladıkları ve bekledikleri değerler ise ilginç. Sorumluluk sahibi ve dürüst, hatta hoşgörülü olmaları, itaatkâr ve dindar olmalarından daha önce geliyor? Oysa bu profilde beklenen yanıt farklı. Halkımız aslında farkındalıklarını geliştiriyor. Örneğin “Kadın erkek eşitliği var mı” sorusuna toplum yüzde 80 oranında “yok” diyebiliyor. Sorunları saptıyor ama değiştirmek için yeterli enerji ve gücü yok. Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mary Lou’nun paylaştığı araştırma sonuçları elbette bundan çok fazla. Onları da yeri geldikçe tartışmaya devam ederiz. TELEVİZYON Hazırlayan. ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ‘Kazanmanın Yolları’ “Kazanmanın Yolları” adlı begesel bugün saat 17.27’de National Geographic kanalında gösterilecek. Bu bölümde kâğıttan bir uçak yapmayı, cep te lefonunuz için bir projektör yapmayı, hafızanızı geliştirmeyi ve karate hareketleriyle meyve salatası yapmayı öğreneceğiz. (Bölüm 10, Sezon 1 | Bölüm 10) National Geographic 17.27 YAYIN AKIŞI 07.15 İsmail Küçükkaya İle Çalar Saat 10.00 Çağla İle Yeni Bir Gün 12.15 Yasak Elma 14.00 Temizlik Benim İşim 16.00 Zuhal Topal’la Sofrada 19.00 Fatih Portakal İle Fox Ana Haber 20.00 Öğretmen 07.00 Güne Bakış 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 12.30 Söz İstanbul’da 13.00 Haber 13.30 İllerimiz 14.00 Haber 14.30 Ellerin Türküsü 15.30 Dünyadan Haberler 16.00 Güncel 17.30 Yaşayan Tarih 18.00 Ekonomi Haberleri 18.30 Güncel 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Bizim Türküler 22.00 Güncel 23.00 Müzelerin Dili 23.30 Geçmişten Günümüze Demir Yolları 07.00 Güne Başlarken 09.00 Haber Merkezi 12.30 Para Durumu 16.00 Günün İçinden 16.20 Spor 16.35 Dünyanın Haberi 19.00 Akşam Haberleri 19.20 Sporun Not Defteri 20.00 Ana Haber 21.00 Gündem Masası 07.30 Günaydın Türkiye 10.00 Güçlü Kadın 11.00 Medya Mahallesi 13.00 Haber Masası 14.00 Dış Politika 15.00 Haber Masası 16.00 Günün Raporu 17.40 Piyasalar Kapanırken 18.00 Halk Ana Haber 19.30 Mehmet Tezkan 20.00 Halk Ana Haber 21.00 siyaset kültürü 23.00 Ayrıntılar 07.00 Gün Başlıyor 09.30 18 Dakika 11.00 Haber 10 13.00 Kulis 14.00 Haber 13 14.00 Haber 14 15.00 Haber 15 16.00 Haber 16 16.20 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 21.00 Haberin İçinden 23.00 Gün Bitiyor 00.30 18 Dakika 7.30 Günaydın Türkiye 10.00 Televizyon Gazetesi 12.30 Gün Ortası 16.00 Haber 16.00 17.00 Nasıl Yani 18.30 Ana Haber 20.00 Yeni Dünya 21.00 Gündem Özel 23.00 Gece Görüşü 12.00 Tarihin Ruhu 12.30 Hayat Sanat 13.00 Opera Dünyası 13.30 Aykut Köksal İle Mimarlık Söyleşileri 15.30 Bizim Resmimiz 16.00 İhmal Edilebilir Nasihatler 19.00 Evliya Çelebi 19.30 Koleksiyoner 20.00 Günseli Kato İle Miyako’dan Payitahta 20.50 Türkiye Atlası 21.00 Yabancı Sinema: Ben, Daniel Blake 23.00 Edebiyat Söyleşileri 09.55 Yıldızlarla Buluşma 10.50 Otoyol Cehennemi 11.45 Sıra Dışı Bir Kaya 12.40 Bear Grylls ile Yabanda 14.25 Yıldızlarla Buluşma 16.10 Otoyol Cehennemi 17.05 Kazanmanın Yolları 18.00 Yıldızlarla Buluşma 21.00 Korkusuz Balıkçılar. Kuzey Güney’e Karşı 22.00 Petra’nın Gizemleri 23.55 Vahşi Gezegen. Hayatta Kalanlar [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle