17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 11 MART 2020 ÇARŞAMBA Ekonomide uygulanan yanlış politikalar, özellikle geleceğin teminatı gençlere darbe vuruyor 4 gençten biri işsiz Aralık 2019’da işsizlik oranı yüzde 13.7’ye yükseldi. İşsiz sayısı ise 92 bin kişi artarak 4 milyon 394 bine çıktı. Gençlerdeki işsizlik oranı ise yüzde 25. Türkiye İstatistik Kurumu’nun “İşgücü İstatistikleri, Aralık 2019” raporu, yaşanan ekonomik krizin işgücü ve istihdamı azaltırken, işsizliği daha da büyüttüğünü ortaya koydu. İşte sayıların ayrıntıları: 4 Ülke genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 Aralık ayında 2018’in aynı ayına göre 92 bin kişi artarak 4 milyon 394 bin kişi oldu. İşsizlik oranı da 0.2 puan artarak yüzde 13.7’ye yükseldi. Bu oran Kasım 2019’da da yüzde 13.3’tü. İşsizlik oranı erkeklerde 0.2 puan azalışla yüzde 12.3’e düşerken, kadınlarda 1.4 puan artarak yüzde 16.8’e çıktı. 4 İstihdamın ana kaynağı olan tarım dışı alanlarda ise işsizlik (tarım dışı) 0.2 artarak yüzde 15.8’e yükseldi. Bu oran erkeklerde yüzde 13.7, kadınlarda yüzde 20.4 olarak hesaplandı. Ne eğitimde ne işte! 4 Her yıl yüz binlerce gencin iş yaşamına katılmayı beklediği Türkiye’de, genç işsizliği ise genel işsizlik oranlarını neredeyse ikiye katlıyor. Aralık 2019’da Aralık 2018’e göre genç işsizlik oranı 0.5 puan artarak yüzde 25’e yükseldi. Bu oran erkeklerde 0.5 puan azalışla yüzde 21.8, kadınlarda 2.4 puan artarak yüzde 30.7 oldu. 4 Gençler açısından daha vahim bir tablo ise “ne eğitimde ne istihdamda” yer alanlarla ilgili. Bir anlamda toplumsal hayattan kopuk yaşayan bu gençlerin oranı 0.5 puan artarak yüzde 25.4’e yükseldi. Bu oran erkeklerde yüzde 17.1 olurken, kadınlarda 0.9 puan artışla yüzde 33.8’a çıktı. İşgücü oranı düştü 4 Aralık 2019’a göre son 1 yılda 15 yaş üzeri nüfus 973 bin kişi artarak 61 milyon 921 bin kişiye çıktı. Buna karşın işgücü sayısı sadece 95 bin kişi artarak 32 milyon 52 bin kişiye çıkarken, işgücüne katılım oranı ise 0.6 puan azalarak yüzde 51.8 oldu. Üstelik bu oran son 5 aydır düşüyor. 4 İstihdam edilenlerin sayısı ise 3 bin kişi artarak 27 milyon 658 bin kişiye çıkarken, istihdam oranı 0.7 puan azalışla yüzde 44.7 oldu. Bu oran da, son 6 aydır düşüyor. Tarımda kayıp çok 4 İstihdama sektörel açıdan bakıldığında ise tarımdan çalışanların 225 bin kişi azalarak 4 milyon 570 bine, inşaatta çalışanların 119 bin kişi azalarak 1 milyon 496 bine düştüğü görülüyor. Sanayide çalışanlar 225 bin kişi artarak 5 milyon 699 bine, hizmetlerdekiler de 122 bin artarak 15 milyon 893 bin kişiye çıktı. İstihdam edilenlerin yüzde 16.5’i tarım, yüzde 20.6’sı sanayi, yüzde 5.4’ü inşaat ve yüzde 57.5’i hizmetlerde çalışıyor. l Ekonomi Servisi ‘GENIŞ TANIMLI’ 8.2 MILYON KIŞI CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, TÜİK’in istihdama katılma oranlarıyla oynayarak işsizlik verilerini manipüle ettiğini söyledi. Manipülasyon olmasaydı işgücüne katılma oranının yüzde 54.9, işsizlik oranının yüzde 17 ve işsiz sayısının 5 milyon 776 bin kişiye çıkacağını belirten Erdoğdu, şöyle konuştu: “Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 8 milyon 172 bin kişi. İktidar ise ne işsizlik, ne artan gıda fiyatları, ne vergideki adaletsizlik ne girdi maliyetlerin artmasına ilişkin çözüm içeren bir çalışma yapıyor.” Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin “İşgücü Piyasası Görünümü: Mart 2020” notunda ise tarım dışı işgücündeki düşüş, son 36 dönemde (Aralık 2016Aralık 2019) onuncu kez gözlendi. İstihdamda azalış ise aynı dönem zarfında onüçüncü kez gerçekleşti. ‘En kalabalık 5. şehir gibiyiz’ Genç İşsizler Platformu’nun yayımladığı “İşsizlik ve İstihdam Raporu, Mart 2019”a göre, 1534 yaş grubunda 2 milyon 609 bin genç işsiz durumda. Platform Sözcüsü Dr. Murat Kubilay, bu yaş grubundaki genç işsiz sayısının İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’dan sonra Türkiye’nin 5. büyük il nüfusunu oluşturacak düzeye çıktığını vurguladı. Yine, işgücü dışında bırakılan üniversite mezunu sayısı son 1 yılda 200 bin kişi arttı. 876 bin üniversite mezunu işsize ek olarak, 1 milyon 39 bin üniversite mezunu iş bulma ümidini kaybetme, eğitime devam etme, ev işleriyle meşgul olma gibi nedenlerle işgücünde yer almıyor ve resmi olarak işsiz sayılmıyor. Ayrıca 1 yıldan fazla süredir iş arayan 1534 yaş arası üniversiteli genç sayısı son 1 yılda 76 binden 230 bine çıktı. Piyasalar diken üstünde Kibar’dan gelişim merkezi Kibar Holding, insan kaynağının öğrenme ve gelişim süreçlerini desteklemek amacıyla merkez kurdu. “Güç Bizde Gelişim Merkezi” adı verilen merkezin yapımı 35 günde tamamlandı. Yaklaşık 300 kişi kapasiteli merkezde, 1 konferans salonu, 3 eğitim salonu ve 2 çalışma sınıfı bulunuyor. Kibar Holding Üst Yöneticisi (CEO) Haluk Kayabaşı, “Yarım asra yaklaşan tarihimizden aldığımız güçle geleceğe yatırım yapmaya devam ediyoruz. İnanıyorum ki sahip olduğumuz bu değerler, bu merkez ve içinde yapılacak çalışmalarla birlikte nesilden nesle aktarılacak” dedi. l Reuters Koç’ta sermaye azaltım kararı Koç Holding bağlı ortaklığı Koç Finansal Hizmetler’in (KFS) sermayesinin 6.4 milyar TL’den 1.5 milyar TL’ye indirilmesi kararının ortakların onayına sunulacağını duyurdu. Koç’tan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, sermaye azaltımı ve temettü ödemelerinden elde edilecek fonların, 5 Şubat’ta kapanışı gerçekleştirilen KFS ve Yapı ve Kredi Bankası pay devirleri sırasında oluşan yükümlülüklerin yerine getirilmesinde kullanılması planlanıyor. l Reuters Torunlar GYO zarar etti Torunlar GYO’nun 2019 net kârı yüzde 33 düşüşle 865.8 milyon liraya geriledi. Şirket, gayrimenkul değer artışı dışarıda bırakıldığında 88 milyon lira zarar etti. Şirketin önceki akşam Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildirdiği 2019 solo finansal sonuçlarına göre, hasılat yüzde 49 düşüşle 987.5 milyon liraya indi. l Reuters İhracat koşullarında 0.7 puanlık bozulma Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, Ocak ayında 51.1 düzeyinde iken, şubatta 50.4’e indi. Endekste eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Şubat ayına ilişkin sonuç, ihracat koşullarında ılımlı bir iyileşmeye işaret etse de, bir önceki aya göre 0.7 puanlık azalış dikkat çekti. İSO’dan yapılan açıklamada, Türk imalat sektörünün en büyük üç pazarı Almanya, İtalya ve Birleşik Krallık’taki üretim artışlarının, ihracat koşullarındaki genel iyileşmeyi desteklediği belirtildi. l Ekonomi Servisi Tapu değeri yüzde 22 arttı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülke genelinde geçen yıl 2 milyon 338 bin gayrimenkul (konut, iş yeri, arsa, tarla) satıldı. Tapuda bu satışlarda 389 milyar liralık değer ibraz edildi. Türkiye’de ortalama bir tapu değeri son 15 yılda 8 kat arttı. Buna göre, Türkiye’de ortalama bir tapu değeri 2004’te yaklaşık 20 bin lira seviyesinde iken, 2019’da 166 bin 382 liraya ulaştı. 2018’e göre ise yüzde 22 artmış oldu. Tapu başına ödenen ortalama rakam, 2017’de 120 bin 844 lira, 2016’da 105 bin 403 lira, 2015’te 99 bin 159 lira, 2014’te 89 bin 100 lira, 2013’te 80 bin 892 lira, 2012’de 67 bin 885 lira, 2011’de ise 58 bin 494 liraydı. Sektör temsilcileri, tapuda düşük vergi ödemek için gerçek bedellerin yansıtılmadığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca çalışmaları başlatılan Taşınmaz Değerleme Sistemi’nin tam olarak uygulamaya geçmesiyle tapuda beyan edilen rakamların çok daha yukarılara çıkacağını söyledi. l AA Virüs ve petrolle krize giren piyasalar, yeni parasal önlemlerle az da olsa rahatladı. Virüsün Türkiye’de olabileceği açıklaması ise endişe yarattı. Koronavirüs tehdidinin ardından, Rusya ile Suudi Arabistan arasında başlayan petrol savaşı sonrası büyük sarsıntı geçiren mali piyasalar, hükümetlerden gelen koordineli destek açıklamalarıyla dün az da olsa sakinleşti. Ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, henüz tespit edilmiş vaka olmasa da, virüsün Türkiye’de olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu açıklamasından hem borsa hem dolar/ TL etkilendi. Krizde yeni aşama Gün içinde 6.09706.17 lira arasında dalgalı hareket eden dolar/ TL günü ise 6.16 düzeyinde tamamladı. BİST 100 Endeksi ise yükselişle açıldıktan sonra 101 bin 062 ile 106 bin 805 puan arasında hareket etti. Günü ise yüzde 2.38 kayıpla tamamladı. Destek açıklamaları, önceki gün yüzde 78’lik kayıplar yaşayan Avrupa borsalarında az da olsa rahatlama yaratsa da gü nü yüzde 1’lik düşüşle kapatmalarına engel olamadı. Brent petrol ise 37 dolara çıktı. Ancak dünya ekonomisindeki bu gelişmeler küresel krizle ilgili farklı bir tartışmayı da yeniden başlattı. Örneğin Dr. Mahfi Eğilmez, 2011’deki üç aşamalı küresel kriz tartışmalarına atıf yaparak, bugün içinde bulunulan durumun beklentilerin çok kötü olduğu bir aşamayı temsil ettiğini vurguladı. Eğilimez’e göre, yıllardan beri Türkiye’de ekonomideki sıkıntılara faiz, swap, kura müdahale, zorunlu karşılıklar gibi geçici araçlarla müdahale ediliyor. Yapısal reform ise çok sınırlı. Eğilmez, “Türkiye ekonomisi de küresel krizin bu aşamasından ciddi biçimde etkilenecek. Türkiye için net olarak olumlu görünen tek gelişme petrol fiyatlarındaki düşüştür” dedi. Türkiye’nin risk primi önceki gün 422 puana çıktıktan sonra dün 370 puana geriledi. l Ekonomi Servisi 47.5 milyarlık İsveç katkısı İsveçli Firmaların Türkiye’de Yarattıkları değer isimli raporda, Türkiye’deki İsveçli firmaların Türk ekonomisine son 5 yılda 47.3 milyar liralık katma değer yaratığı belirtildi. Rapora göre, İsveçli şirketler 2018 itibarıyla Türkiye’deki istihdama 61 bin 900 kişi katkı sağladı. Söz konusu rapor, İsveç Büyükelçiliği, İsveç İstanbul Başkonsolosluğu, İsveç Ticaret ve Yatırım Konseyi Business Sweden ve Türkiye’deki İsveç Ticaret Odası’ndan oluşan bir ekip tarafından hazırlandı. Rapora göre, İsveç menşeli 125’ten fazla şirket Türkiye’de faaliyet gösteriyor. İsveç Ticaret Ataşesi Edin Erkocevic, “İsveçli şirketlerin çalışan sayısı 5 yıllık periyotta yüzde 36 oranında büyüdü. İsveçli şirketler bünyesinde yalnızca ArGe departmanlarında binden fazla profesyonel çalışıyor” dedi. 2018 itibarıyla Türkiye ile İsveç arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 3.1 milyar doları bulunuyor. l Ekonomi Servisi Edin Erkocevic FED, yel değirmenlerine karşı Koronavirüs (covid19) salgını dünya ölçeğinde hızla yayılmasını sürdürmekte. Salgının küresel ekonomiye olan maliyetleri artık gerçek bir olgu olarak tartışılmaya başlandı. Salgının hem arz yönünden üretim zincirlerini, hem de talep yönünden tüketim ve yatırım harcamalarını olumsuz etkileyerek dünya ekonomisinde süregelen durgunluk sürecini daha da belirgin hale getireceği artık açık biçimde gözlenmekte. Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Ticaret Konferansı (UNCTAD), örneğin, Çin’de patlak veren koronavirüsün şimdiye değin dünya ihracatında 50 milyar dolarlık bir kayba neden olduğunu öne sürmekte. UNCTAD araştırmacıları, söz konusu ihracat kayıplarının Avrupa Birliği ülkelerinde 15.6, ABD’de 5.8, Japonya’da 5.2, Kore’de 3.8, Vietnam ve Tayvan’da da 2.6 milyar dolara ulaştığını belgelemekte. UNCTAD’a göre ihracatta yaşanan bu kayıplar, küresel ekonomide imalat sanayii üretimi için gerekli olan ara malı girdilerinin sağlanmasındaki aksaklıklar ve küresel değer zincirlerinde yaşanan tıkanıklıkların doğrudan sonucu. UNCTAD araştırmacılarının sunduğu verilere göre, dünya imalat sanayii üretiminin ortalama olarak yüzde 7’si Çin’den kaynaklanan ara malı ithalatına bağımlı. Ülkeler özelinde bu bağımlılık ABD için yüzde 4, Kore için yüzde 8, Meksika için yüzde 8, Türkiye için ise yüzde 6 olarak verilmekte. Uluslararası kuruluşlar dünya ekonomisinin büyüme tahminini şimdiden aşağı doğru revize etmiş durumdalar. IMF ve Dünya Bankası (IIF), örneğin, 2020’de dünya ekonomisi için büyüme oranı öngörülerini yüzde 0.5 ile 1.0 arasında aşağı çektiler ve geçen sene elde edilen yüzde 2.9’luk büyümenin sürdürülemeyeceğini öne sürdüler. Dünya ekonomisinde yüzde 2.5 büyüme sınırı, doğrudan doğruya durgunluk eşiği olarak kabul ediliyor. HHH Bütün bunlar yaşanırken Amerikan Merkez Bankası (FED) geçen hafta içerisinde beklenmedik bir şekilde politika faizini yüzde 0.50 puan aşağı çekti ve tüm dünyaya neredeyse sınırsız likidite sunmaya hazır olduğunu duyurdu. Hatta daha da ileri giderek 18 Mart’taki toplantısında bir yüzde 0.25 puan daha indirime hazırlandığını muştuladı. Tüm dünyada varlık fiyatlarının çöküntüye uğradığı, küresel borç düzeyinin 260 trilyon dolara (dünya gelirler toplamının yüzde 322’si) ulaştığı bir düzlemde, küresel durgunluğun sadece daha bol kredi ve daha da yoğun borçlanmaya dayalı tüketim üzerinden canlandırılabileceği düşüncesini son derece muğlak ve riskli bir strateji olarak görmek gerekiyor. Nitekim, artık negatif faiz getirisi olan finansal varlıkların 20 trilyon doları aştığı ve finansal sistemin topyekun bir çözülme içinde olduğu anlaşılıyor. Bu anormalliğin bir diğer yansıması ise petrol fiyatlarının seyri ve sonuçları… Normal koşullarda petrol fiyatlarındaki herhangi bir gerileme dünya ekonomisi için bir canlanma olanağı olarak gösterilir iken şimdi dünya finansal sistemi için bir felaket olarak değerlendirilmekte. Bu değerlendirmede finans sisteminin petrol üreticilerine açtığı kredilerin geri dönmeme riski ve petrole dayalı finans (çorbası) ürünlerindeki çöküşün yaratacağı olumsuzluklar tüm dünya için yepyeni bir risk olarak gösteriliyor. Dünya ekonomisi, küresel finans şebekesinin köpükler ve dizginlenemeyen risk iştahı ile dolu spekülatif yatırım maceralarının dengesizliklerini yaşıyor. HHH Son bir söz olarak, küresel yeni düzenin özelliklerini daha tarihsel bir bakış açısıyla değerlendirir ve koronavirüse yol açan yapısal koşulların bir kez daha altını çizersek, yaşananları dünyamızda giderek şiddetlenen eşitsizliğin ve sosyal dışlanmanın kaçınılmaz sonucu olarak görmemiz gerekecektir. Bir kamu hizmeti ve insanlık hakkı olarak sağlanması gereken başta sağlık, eğitim, temiz su ve atık sistemi olmak üzere, birçok sosyal hizmetin özelleştirilerek piyasa sisteminin kar maliyet hesaplarına terk edildiği, yoksullaşmanın sorumsuzca hızlandırıldığı, küresel yoksulların da ya iç savaş ve şiddet ya da göçmen olarak dışlandığı ve gezegenimizin doğal kaynaklarının acımasızca tüketildiği ve kirletildiği bir ortamda koronavirüsün doğal bir sonuç olduğunu görmemek olası mı? Bütün bu gerçekler uyarınca, FED’in parasal genişlemeye ve paranın fiyatını ucuzlatmaya dayalı sanal politikaları sanki yel değirmenlerine karşı savaş açmayı andırıyor. Vodafone müşteri hizmetlerine 3 ödül Müşteri hizmetleri ve satış alanlarında dünyanın en başarılılarını seçen “14. Stevie Satış ve Müşteri Hizmetleri Ödülleri”nden, Vodafone Türkiye 3 ödül aldı. 48 ülkeden 2 bin 600’ü aşkın adayın arasından Vodafone Türkiye, “Müşteri Hizmetlerinde İnovasyon”, “Müşteri Hizmetlerinde En İyi Teknoloji Kullanımı” ve “Yılın Müşteri Hizmetleri” kategorilerinde ödüllendirildi. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Ergun, “Türkiye genelinde 13.4 milyon aktif dijital müşterimizin aylık toplam etkileşimi 472 milyona ulaştı” dedi. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle