18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 8 ŞUBAT 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN kültür rezona‘Mnseyşahraettrı’ İsyt6iekanlyai “dlsaaCeğra4ıgr0dlidbameinedskıik’nâişdniyeı”ki,i İstiklal Caddesi’nde her zaman en dikkat çekici vitrinlerden biri olmuştur eski Arter, yeni Meşher’in cephesi. Dünyanın dört bir yanından milyonlarca kişinin yürüdüğü cadde de müthiş bir albeni yaratır. İçerideki sergiye girmeye niyeti olmayanlar bile mutlaka dışarıdan sanat eserlerinin foORHUN toğrafını çeker. Vitrin ATMIŞ şu anda tam 100 yıl önce yolu İstanbul’dan geçmiş ünlü bir ressamın not ve resimleriyle karşılıyor caddeyi arşınlayanları. “Alexis Gritchenko İstanbul Yılları” sergisi dün açıldı, 10 Mayıs’a kadar da görülebilecek. Meşher ise açıldığı Eylül 2019’dan bu yana 40 binden fazla izleyiciyle buluştu. Seramikle başladığı sergilerine resimle devam ediyor. Gelecekte de araştırmaya dayalı sergilerin görüleceği belirtiliyor. Meşher Direktörü Bahattin Öztuncay’a ilk olan “Kalıpları Aşınca: Mit, Efsane ve Masallarla Avrupa’dan Çağdaş Seramik” sergisinin etkilerini ve 2020 planlarını sorduk. Öztuncay, 3 Eylül 22 Aralık arasında ziyaretçiyle buluşan sergiyle ilgili, “Hikâye ve söylencelerden ilham alan kil ve seramiğin insanlık tarihindeki izini sürdük. Sempozyum ve çocuklara özel kil atölyesiyle, sergiyle paralel diyaloglara zemin oluşturduk. İlk sergimizde bu kadar olumlu yorum Ebru Esra Satıcı, Bahattin Öztuncay, Şeyda Çetin. almak ve çocuk, genç ve yetişkin tüm izleyicilerde büyük ilgi uyandırmak fazlasıyla iyi bir geri dönüş oldu” dedi. Direktör, “İlk sergimiz ile yüksek bir erişim yakalayarak, kültür sanat sahnesinde bir rezonans elde etmeyi başardık” diye konuştu. ‘Referans noktası’ Meşher’in nasıl bir sergi mekânı olacağını ve dolduracağı boşluğu da anlatan Öztuncay, “Meşher, Osmanlı Türkçesinde ‘sergi mekânı’ anlamına geliyor. Yenilikçi ve özgün yaklaşımımızla, İstiklal Caddesi üzerindeki kültürel bir çekim alanı olmayı hedefliyoruz” dedi. Öztuncay, ortaçağdan günümüze uzanan geniş zaman dilimi içinde çok çeşitli konulardaki programlarıya Meşher’in “bir referans noktası” olacağını vurguladı. ‘4 Fesli Adam’ adlı yapıt. “Alexis Gritchenko İstanbul Yılları” sergisi dün açıldı, 10 Mayıs’a kadar da görülebilecek. Sergide, Ukraynalı sanatçının 19191921 yılları arasında yaşadığı İstanbul’u konu alan eserleri yer alıyor. yıl sonra İstanbul’da Meşher’de yeni yılın ilk sergisi “Alexis Gritchenko İstanbul Yılları” oldu. Sergide, Ukraynalı sanatçının 19191921 yılları arasında yaşadığı İstanbul’u konu alan eserleri yer alıyor. Sanatçının 150’den fazla eseri günlüğünün ışığında, ilk kez bu sergi için bir araya getiriliyor. Gritchenko ilginç bir sanatçı. Bir mülteci de denebilir. Devrimden kaçıp gelen ressam, İstanbul’da Türk ressam ve aydınlarla arkadaş oluyor, evle rinde kalıp, atölyelerinde çalışıyor. Zor zamanlardan da geçiyor, örneğin İbrahim Çallı’nın evinde kalırken “Bolşevik ajanı” söylentileri sonucu evden ayrılmak zorunda kalıyor. İstanbul’a büyük bir hayranlığı var, şehrin dört bir yanını gezip kendi geliştirdiği teknikle (dynamocolor) neredeyse her gün resimler çizip notlar tutuyor. (Bu tuttuğu notlar da “İstanbul’da İki Yıl” başlığıyla Türkçe’ye çevrildi ve Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.) Sanatçı, Ayrıca İstanbul’da daha sonra gittiği Fransa’da İstanbul resimlerinin de yer aldığı bir sergi açıyor. Ardından eserlerinin bir kısmını Fransız, bir kısmını da ABD’li koleksiyonerlere satıyor. Serginin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstlenirken, sergi kapsamını ise danışmanlar Vita Susak ve Ayşenur Güler’in araştırmaları belirledi. Eserler 7 farklı ülkeden ve 20’den fazla müze, arşiv ve koleksiyondan toplanmış. Ukrayna Ulusal Sanat Müzesi’nin koleksiyonundan eserler de var Ömer Koç Koleksiyonu’ndan da. Serginin en dikkat çekici yanlarından biri de her katta bulunan video kayıtları. Çeşitli arşivlerden elde edilen videolar, Gritchenko’nun resimlerinin bir anlamda sağlamasını oluşturuyor. Sergide ilkler de bulunuyor. Bunların belki de en önemlisi Gritchenko’nun 1930’da yayımlanan ve sadece 304 adet basılan, orijinal ismiyle “Deux ans à Constantinople” kitabının Mustafa Kemal Atatürk’ün özel kitap koleksiyonunda bulunması. Kitap sergiye dahil edilen arşiv belgeleri ve yayınları arasında yer alıyor. Bunun için Anıtkabir’den getirtilmiş. Sergilenmek için Anıtkabir’den çıkan ilk eser olduğu belirtiliyor. Giriş katında ziyaretçileri karşılayan Namık Kemal’in Gritchenko portresinin de uzun yıllar kime ait olduğu bilinmiyorken, araştırma sürecinde gün yüzüne çıktığı ifade ediliyor. Robot yönetiminde orkestra Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen bir konserde, orkestrayı robot yönetti. Robot şefin çoksesli bir orkestrayı yönettiği konser, BAE’nin Şarika (Sharjah) kentindeki bir sanat akademisinde yapıldı. Yayıncılar Kooperatifi’nin kitabevi ağı genişliyor Yayıncılar Kooperatifi (YAYKOOP), yayıncılığın sorunlarını ortak çabayla aşma doğrultusundaki ilk adımını 7 Aralık 2019’da atmış, ülke çapına yayacağı temsilcilik/kitabevi ağının ilk halkası olarak İstanbulKadıköy temsilciliğini okurlarla buluşturmuştu. YAYKOOP, şimdi ikinci adımını Diyarbakır’da atıyor. Kooperatifin ortağı Lîs Yayınevi’nin yürütücülüğünü üstlendiği YAYKOOP Diyarbakır Temsilciliği, bugün kapılarını okurlara açıyor. YAYKOOP Diyarbakır Kitabevi’ni ziyaret eden okurlar, kitabevinin geniş bahçesinden ve mutfağından yararlanırken, aynı mekânda faaliyet yürüten Edebiyat Evi’nin etkinliklerini de izleyebilecek. YAYKOOP Diyarbakır Temsilciliği’nde her ay yazarlar ve sanatçılar konuk edilecek, imza günleri, atölyeler, söyleşiler gibi etkinlikler yapılacak. Göçer’e ‘Üstün Başarı’ Ödülü Tekirdağ Rotary Kulübü tarafından geleneksel olarak her yıl düzenlenen “Meslekte Üstün Hizmet Ödülleri” töreninde, Ferhat Göçer’in tek kişlik oyunu “Sabahattin Ali ‘Aldırma Günül’” “Üstün Başarı” ödülüne layık görüldü. Göçer, ödülünü Tekirdağ Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ın elinden aldı. 10 ana hikâyeyle ve bu hikâyelerle bağlantılı 10 şarkıyla sahnelenen “Aldırma Gönül” 9 Şubat Pazar akşamı Ankara’ da MEB Şura Salonu’nda sahnelenecek. CNR Kitap Fuarı başlıyor 7. Uluslararası CNR Kitap Fuarı, 816 Şubat tarihlerinde CNR Expo İstanbul Fuar Merkezi’nde kitapseverlerle buluşacak. Bu yıl “Keşfet” temasıyla düzenlenen fuarın onur konuğu ise yazar Ahmet Ümit olacak. CNR Kitap Fuarı’nda, imza günleri, söyleşi, seminer ve paneller başta olmak üzere 700’ün üzerinde etkinlik yapılacak. Fuarda bu yıl ayrıca kitap bağış kampanyası da düzenlenecek. Fuar boyunca toplanan kitaplar ihtiyacı olan köy okullarına gönderilecek. T E L E V İ Z Y O N Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK YAYIN A K I Ş I [email protected] Ankara Rüzgârı Yeniden Ekranlarda Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın “Ankara Rüzgârı” adlı programı Tele 1’de başlayacak. 2000’li yılların başından itibaren televizyon yorumculuğunun en çok izlenen programlarından olan “Ankara Rüzgârı” her hafta pazar günleri 11.0013.00 saatleri arasında yeni bir konukla izleyicilerinin karşısına çıkacak. Balbay’ın yeniden başlattığı Ankara Rüzgârı’nın ilk konuğu ise eski Dışişleri Bakanı, Atılım Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel olacak. 08.30 İlker Karagöz İle Çalar Saat Hafta Sonu 11.15 Memet Özer İle Mutfakta 12.15 Yasak Elma 14.30 Kadın 16.30 Zümrüdüanka 19.00 Gülbin Tosun İle Fox Ana Haber Hafta Sonu 20.00 Zümrüdüanka 23.30 Kadın 09.00 Hafta Sonu 11.00 Büyüteç 13.00 Haber 13 14:00 Sanat Hayatı 15.00 Mavi Yeşil Akdeniz 16.00 Haber 16.00 17.00 Köyden Köye 18.00 Ege Gündemi 18.30 Ana Haber 19.30 7 Gün 20.30 Derin Mevzu 23.00 Gece Bülteni 00.00 Aşkın Dili Müzik 08.00 Hafta Sonu 10.00 Başkent’te Sağlık 11.00 Çocukça 12.00 Sesle Gelen 12.30 Haber 13.00 Başkent Konserlerinden 14.00 Video Kolik 14.30 Haber 15.00 Yurdun Sesi 16.00 Rengin Adı Karadeniz 16.30 Haber 17.00 Sanatın Adımları 18.00 Sağlıklı Ve Formda Sohbetler 19.00 Gönülden Nağmeler 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Durgun Sular 21.30 Tarihin Bilinmeyen Yüzü 23.00 Atanın Mirası 23.30 Gönül Seslerimiz 08.30 18 Dakika 09.00 Forum Hafta Sonu 12.00 Haber 12 13.00 Haber 13 14.00 Haber Turu 16.00 Haber 16 17.00 Tele Kültür 18.00 Çalışma Yaşamı 19.00 Ana Haber 20.00 Ali Tezel’e Sorun 21.00 Olaylar Ve Nedenler 00.00 Sinema Kuşağı 09.45 Dizel Kardeşler 11.25 Alaska: Son Sınır 13.05 Alaska’yı Mesken Tuttuk 14.45 Kindig Garajı 17.25 İşte Sürat İşte Ses 20.05 Hurda Avcıları 21.00 Tamirat Tadilat : Rüya Arabalar 22.50 Sokak Çılgınları 23.45 Dizel Kardeşler 08.00 Tiyatro Dünyası 08.30 Hülya Koçyiğit İle Film Gibi Hayatlar 09.30 Yabancı Sinema: Annemler Tatilde ( O Ano Em Que Meus Pais Saíram De Férias ) 11.30 Aramızda Müzik Var 12.30 Resim Sevinci: Bob Ross 13.00 Evliya Çelebi 13.30 Nakkaşın Fırçası 14.00 Eskici 14.30 Sinema + 15.30 Koleksiyoner 16.00 Anjelika Akbar İle Sesler 16.30 Tarihin Ruhu 17.00 Konsere Davet 17.30 Bir Resim Bir Hikaye 18.00 Sarayın Lezzetleri 18.30 Kelimeler Ve Şeyler 19.30 Tiyatro Dünyası 20.00 Take That: Lıve Progress (2011) 21.15 Film Önü 21.30 Arakçılar “Shoplifters” 08.15 Olağanüstü Hurda Arabalar 09.00 Hazen Audel İle Düşman Hattında 09.50 Sıra Dışı Bir Kaya 10.40 Siyahi Firavunlar: Batık Hazineler 11.35 Nazi Mega Yapıları: Amerika’nın Savaşı 12.25 Sular Çekilince 15.15 Hazen Audel İle Düşman Hattında 16.05 Sıra Dışı Bir Kaya 17.05 Havaalanı Güvenliği: First Class 18.00 Albert Lin İle Kayıp Şehirler 19.00 Salgın 20.00 Yer Ve Gök Arasında Japonya 21.00 Bear Grylls İle Yabanda 22.00 Gökyüzünden Avrupa 23.00 Bear Grylls İle Yabanda 23.55 Nazi Mega Yapıları: Amerika’nın Savaşı 00.45 İnanilmaz İnsan Makinesi Unutulan yazarlar, şairler 2009 Mayıs sonunda İstanbul’da gerçekleştiren bir toplantının konuşmaları, BESAM tarafından kitaplaştırılmıştı: Unutulan Yazarlarımız Sempozyum Bildirileri 2010. Edebiyatçılarımız, 14 yazarımızın (Celal Sılay, Falih Rıfkı Atay, Hulusi Koray, Sadettin Nüzhet Ergun, Mehmet Seyda, İlhan Tarus, Ömer Bedrettin Uşaklı, Mahmut Yesari, Reşat Ekrem Koçu, Bekir Sıtkı Kunt, Eflatun Cem Güney, Suut Kemal Yetkin, Kemal Bilbaşar, Sadri Ertem) unutulmaya terk edilmesine isyan etmişti. BESAM Başkanı Esen Arslandoğan’ın kıt olanaklara karşın kararlılık ve özveriyle yaşama geçirip yayımlanmasını sağladığı “unutulmak” gerçeğine dikkat çeken, Adnan Binyazar, Doğan Hızlan, M. Şerif Onaran, Eray Canberk, Yusuf Çotuksöken, Nursel Duruel, Ömer Türkeş, Handan İnci’nin bildirileriyle “unutulmak” gerçeğinin çeşitli açılardan ele alındığı ve edebiyat dünyamızın ilgisine sunulduğu kitaptan çok şey öğrenmiştim. Unutulmak yazgı mı? Var olan gerçeği kabullenmek, sonra o gerçekteki yanlışlığı düzeltmek için nelerin nasıl yapılabileceğini araştırmak, ortaya koymak gerekir. Sempozyumdaki ortak görüş, edebiyatın birbirine bağlanan halkalardan oluşan bir bütün olduğuydu. Siyasal nedenlerle yok sayılan, bilinçli olarak unutturulmaya çalışılan yazarlarla ölümünden sonra kitapları yayımlanamayan yazarlar da ne yazık ki unutulmaya terk ediliyordu. Konuşmalarda, unutulmuş yazarlar, şairler geleceğe aktarılmazsa edebiyat tarihinin eksik yazılacağı, toplumumuzun dününün aynasını yansıtan tanıklığının boşa gitmiş olacağı vurgulanmıştı. Çünkü bir toplumun dününü anlamanın en doğru yoluydu edebiyat. Yazıldığı dönemde nelerin nasıl düşünüldüğü, nasıl yaşanıldığı edebiyatta vardı. İnsanların edebiyatla aktarılan düşleri, korkuları, sevinçleri, kederleri, umutları toplumbilim aracılığıyla gündeme getirilerek toplumun önü açılmalıydı. Okura da görev düşüyor Bu görevin asıl sorumlusu olan devlet, devletin kültür ve eğitim organları bu olayı görmezden geliyorsa demek ki iş başkalarına düşüyor. Yazar ve yayıncı örgütleri, yerel yönetimler, yayınevleri, kültür kurumları, meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, “memleket” dernekleri, yazarlar, yazarların mirasçıları, iletişim araçları, dergiler, kitap ekleri, okullar, üniversiteler, öğretmenler, okurlar bu görev paylaşımından üzerlerine düşeni almalılar. Edebiyatçılarımız zamana bırakılsın ama adaletsizliğe terk edilmesin. Edebiyatın parasal olanaklarla değil, adaletli ve vicdanlı bir edebiyat terazisinde tartılması ve geleceğe akmayı başaranlara fırsat verilmesi gerekir. Bu sağlanabilirse, yaşadıkları dönemin toplum gerçekliğini, insan durumlarını yapıtlarında aktaran yazarlar geleceğe aktarılabilir. Yürekli yayınevlerini kutlamak Unutulan yazarların kitaplarının yayımlanması, okurla buluşması için elden gelenin yapılması gerek. Unutulan yazarlarla ilgili çalışmalar yapmak, örneğin doğumölüm yıldönümlerinde onları gündeme getirmek gerek. Literatür’de Köy Enstitülü yazarları, h2o’da İlhan Tarus, Mehmed Kemal, İrfan Yalçın, Eksik Parça’da Zeyyat Selimoğlu, Sulhi Dölek, Can’da Kemal Bilbaşar, Telgrafhane’de Oktay Akbal, Everest’te Bekir Yıldız, Bilge’de Mehmet Seyda, kitaplarını gördükçe içim ısınıyor. Benim görmediklerim de vardır elbette. Gelecek yazılarımda örnekler sunacağım H 6 Şubat günü Türkel Minibaş’ı mezarı başında ve Nihal Kızıl’la birlikte Ayvalık ÇYDD’de İzmir ve Burhaniye’den gelen çağdaş yaşamcıların katıldığı toplantıda andık. Bu akşam Edremit Zeytinli’de Körfez’deki dostlarla “Ülkü Acar Sanat Atölyesi”nin 20. yılını kutlayacağız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle