23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN 94 ŞUBAT 2020 SALI SGK adli muayene ücretini istedi ZEHRA ÖZDİLEK Ankara’da 3 yıldan bu yana “işimi istiyorum” eylemi yapan, polis tarafından göz kemiği kırılan ve yüzlerce kez gözaltına alınan Nazan Bozkurt’tan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), gözaltındayken götürüldüğü adli muayenelerin ücretini istedi. Ayrıca Bozkurt’un işe iade talebine ilişkin OHAL Komisyonu başvurusu da reddedildi. Bozkurt, “Ben keyfimden hastaneye gitmedim. Hem işten haksızca attılar, hem hem yargı yolunu kapattılar hem işimizi geri isterken her gün anayasal hakkımızı gasp ediyorlar, üstüne de adli muayene ücretini bizden istiyorlar” diye Bozkurt, “Ben keyfimden hastaneye gitmedim ya da hastalandığım için değil. İşlem adli muayene” dedi. rek yaşananlara tepki gösterdi. zışmalar neticesi herhangi bir Çankaya Nüfus kayda ulaşılamamıştır. Ancak Müdürlüğü’nde çalışırken 23 maruz kaldığınız ‘adli vaka’ ola Ocak 2017’deki KHK’yle göre yı sonucunda doğan kurum za vinden çıkarılan Bozkurt, kendisi rarının tanzimi için tarafımızca gibi ihraç edilmiş arkadaşlarıyla açılacak rücuan alacak davası “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle na...” ifadelerine yer verdi. Yüksel Caddesi’nde eylem yapıyor. SGK, Bozkurt’a geçen gün Nazan Bozkurt ‘İşten atıldım’ lerde gönderdiği yazıda, “17.03.2017 Bozkurt, toplam istenen paranın ne ve 19.01.2020 tarihlerine kadar devam kadar olduğunun SGK tarafından gönde eden maruz kaldığınız ‘Adli vaka’ olayı ile rilen yazıda belirtilmediğini dile getirerek ilgili olarak adli makamlarla yapılan ya “Önce yazıya cevap vermem gerekiyor muş. Yoksa bilmem kaç asgari ücret kadar ceza ödeyecekmişim. Yaklaşık 2 bin kez gözaltına alındım. Emniyet SGK’ye bu işlemlerin ne olduğunu söylememiş. Kendileri gözaltına alıyor. SGK Emniyet’e sormuş. Emniyet de ‘Biz gözaltına aldık, bunlar da adli muayeneleri’ dememiş. İşlem adli muayene. Ben keyfimden hastaneye gitmedim ya da hastalandığım için falan değil. Hem işten haksızca attılar, hem hem yargı yolunu kapattılar hem işimizi geri isterken her gün anayasal hakkımızı gasp ediyorlar ve bunu da işkenceyle yapıyorlar, hem para cezası kesiyor hem dava açıyor, üstüne de adli muayene ücretini bizden istiyorlar” dedi. l İSTANBUL Berkin ‘tali kusurlu’Jandarma raporunda kendi ölümünde ‘güvenliğine özen göstermedi’ denildi Asli kusurlu bulunan polis memurundan isim kullanılmadan “kolu sarılı sanık olduğu iddia edilen kişi” olarak söz edildi. Gezi direnişinde Okmeydanı’nda polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu 269 gün boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın (14) öldürülmesine ilişkin görüSEYHAN len davada mahkeme heAVŞAR yeti sanık polisin kusurunun araştırılması için İzmir’in Foça ilçesinde bulunan Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’ndan rapor istedi. Raporu tamamlayan jandarma, Berkin Elvan’ın “yasadışı eylemlerde bulunan gösterici grubun olduğu alanda bulunarak kendi güvenliği ile ilgili gerekli özeni göstermediği için” tali kusurlu olduğunu öne sürdü. Raporda asli kusurlu bulunan polis memurundan isim kullanılmadan “kolu sarılı sanık olduğu iddia edilen kişi” olarak söz edilmesi dikkat çekti. ‘Gaz tüfeği öldürücü değil’ Raporda, Berkin Elvan’ın barışçıl gösteri yapmayan grubun bulunduğu alanda yaralandığı aktarılarak Elvan’ın cebinden 11 adet torpil çıktığı, bu durumun ise Elvan’ın gösterici grupla hareket ettiğinin göstergesi olduğu öne sürüldü. Elvan’ın gösterici grubun olduğu alanda bulunarak kendi güvenliğiyle ilgili gerekli özeni göstermediği de raporda iddia edilerek Elvan tali kusurlu bulundu. Berkin Elvan’ın öldürülmesinin üzerinden hastanede tutulan üst araması tutanaklarında Berkin Elvan’ın cebinden önce 1, sonra 4, daha sonra 7 adet torpil çıktığı yazılmış, tutanakların değiştirildiği AILEDEN TEPKI ‘MASUMIYETI SORGULAMAK UTANÇTIR’ Berkin Elvan’ın ailesi yazılı bir açıklama yaparak bilirkişi raporuna tepki gösterdi. Açıklamada, “Bilirkişiler, yaptıkları incelemelerde sanığın kusurunu araştırmak yerine Berkin’i suçlu çıkarma çabasındalar. Ne bilirkişi raporlarında yazdığı gibi Gezi Parkı eylemleri yasadışı, ne de Berkin kusurlu. Başından vurularak öldürülmüş 14 yaşında bir çocuğun masumiyetini sorgulamak bir utançtır. Davada sona yaklaşırken adalete olan inancımızı korumak istiyoruz ancak Gezi Parkı davasında mahkemenin Ali İsmail Korkmaz’ın katilini mağdur sayması bizim davamız da da aynı adaletsizliğin yaşanacağı endişesini doğuruyor. Adalet talebimizi sonuna kadar haykıracağız. Suçlular özgürce sokakta dolaştıkça hiç kimse güvende değil. Bir çocuğun katilinin hesap vermesi geride kalan tüm çocukların geleceğinin teminatı” ifadelerine yer verildi. IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Berkin Elvan ortaya çıkmıştı. Bilirkişi raporunda gaz tüfeğinin toplumsal olaylarda grubun dağılması ve etkisiz hale getirilmesi için kullanıldığını ve öldürücü silahlar kategorisinde olmadığı öne sürüldü. Raporda gaz fişeklerinden belirlenen alanlara doğru atış yapıldığı, istikrarlı olmadığı ve her atışın namludan çıktıktan sonra farklılık gösterdiği iddia edilerek “Gaz tüfekleri ve gaz fişeklerinin kullanılmasın da kasıtlı olarak hedefin vurulmak istenilen noktasına nişan alınarak atış yapılsa dahi isabet ettirme olasılığı düşüktür” denildi. Sanığın ismi verilmedi Sanığın hangi irade ile hareket ettiğine dair dosya kapsamında bir beyan ve belgenin olmadığının belirtildiği raporda olay anına ilişkin görüntülerde yer alan kolu sarılı sanık olduğu iddia edilen kolluk görevlisinin asli kusurlu olduğu öne sürüldü. Raporda sanık polisin ismi verilmezken kendisinden “kolu sarılı sanık olduğu iddia edilen kişi” denilerek bahsedildi. l İSTANBUL KARARA İTİRAZ EDECEK Şahin’e 37 gün hapis cezası ZEHRA ÖZDİLEK Kalitesiz beton ürettiğini tespit etti ği bir beton firması nın sahibinin kendisi ne kestiği cezaları ge rekçe göstererek ismi ni KHK listelerine yaz dırdığı ileri sürülen mi mar Alev Şahin’e valilik emrine uymadığı Alev Şahin için 37 gün hapis ce zası verildi. Şahin, “Anayasal hakkımı kul lanıyorum” dedi. Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlü ğü’ndeki görevinden 6 Ocak 2017 tarih li 679 sayılı KHK ile atılmasının ardından Düzce’nin en işlek caddesinde oturma ey lemine başlayan mimar Şahin valilik yasa ğına karşın oturma eylemini sürdürüyor. Valilik emrine uymadığı gerekçesiyle Düz ce 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne açılan davanın 4. celsesi görüldü. Şahin işine iade edilmek için 3 yıldır oturma eylemi yaptığını belirterek eylemi ne devam edeceğini söyledi. Şahin, “Ka rarın hukuksuz olduğunu, somut daya naktan yoksun olduğunu, valiliğin keyfili ğini reddettiğim için pek çok AYM kararı olmasına rağmen cezalandırmak istendi ğimi düşünüyorum” dedi. Şahin karara iti raz edecek. l İSTANBUL AyrımcılıkSivas katliamı hükümlüsünün serbest bırakılmasına tepki tartışması Ahmet Turan Kılıç Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sivas katliamı davasının hükümlüsü 86 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç’ın cezasını kaldırması “ayrımcılık” tartışması yarattı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Öztürk Türkdoğan, cezaevlerinde benzer durumda yaklaşık 500 mahkumun “ağır hasta” olduğunu belirterek Adli Tıp Kurumu’nun bunlarla ilgili “tek başına kalamaz” raporu vermediğini kaydetti. Türkdoğan, 2007’den beri sürekli olarak ağır hasta listesi hazırlayıp Adalet Bakanlığı’na gönderdiklerini kaydetti. “Ayrımsız” olarak bu mahkumların tahliyesini istediklerini belirten Türkdoğan, İnfaz Yasası’nın 25. maddesinde değişiklik yapıldığını ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların tahliye edilmesinin önüne geçildiğini kaydetti. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde bazı mahkumların affedildiğini anımsatan Türkdoğan, Erdoğan döneminde sadece “adli mahkumların cezalarının kaldırıldığını, siyasi mahkumların ise dışında tutulduğunu” kaydetti. l ANKARA / Cumhuriyet ‘ÖZGÜRLÜK BAHŞEDİLİYOR’ Ankara Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada da “İnsan yakan bir caninin yanında taraf alan her siyasetin insanlığın da karşısında pozisyon olduğunu hatırlatırız” denildi. Açıklamada, şöyle denildi: “Aradan 27 yıl geçmesine rağmen tavizsiz bir devlet politikasıyla adalet alenen tecelli ettirilmiyor. Dahası, katliamın faillerinden Ahmet Turan’ın cezası Cumhurbaşkanı tarafından affediliyor; kısıtlanması gereken özgürlüğü, ulusal bir gösteriyle gözlerimizin önünde kendisine bahşediliyor. Cezaevlerinde çok sayıda ağır hasta tutuklu ve hükümlü varken özellikle Sivas katliamı hükümlüsünün affedilmesi, kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğunu ortaya koymaktadır.” ‘CUMHURBAŞKANLIĞINIZI KABUL ETMIYORUM’ İhtarname çekmek istedi gözaltına alındı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seçim döneminde sarf ettiği sözleri nedeniyle ihtarname göndermek isteyen Nuri Başkapan isimli yurttaş hakkında “Cumhurbaşkanına hakaretten” işlem başlatıldı. Gazete Duvar’ın haberine göre, İstanbul’da yaşayan Başkapan, Erdoğan’a göndermek istediği ihtarnamede, “tarafsız bir cumhurbaşkanı gibi davranmadığını” ileri sürdü. Erdoğan’ın, seçim döneminde sık sık kullandığı, “İllet, zillet...” gibi sözleri kabul etmediğini ifade eden Başkapan bunları yazıya dökerek Erdoğan’a, “Cumhurbaşkanlığınızı tanımıyor ve kabul etmiyorum” dedi. Noter polis çağırdı Noter ise bu ihtarnameyi Erdoğan’a gönderemeyeceklerini Başkapan’a iletti. Başkapan “O zaman bana bunu yazıyla bildirin” deyince noter, polis çağırdı. Başkapan’ı Sarıyer Polis Karakolu’na götürüldü. Emniyet’e götürülen Başkapan hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaretten” işlem başlatıldı. Serbest bırakılan Başkapan, “Bu ihtarnameyi işleme koyacak, işini korkmadan yapacak bir noter arıyorum” dedi. l Haber Merkezi Suriye gerçeği: Her  operasyon yenisini doğurdu! Haftaya İdlib’den gelen şehit haberiyle başladık. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bölgede uzun süredir askerlerimizin güvenliğini de tehdit eden gelişmeler vardı. İdlib Suriye’nin düğüm noktası oldu. Önümüzdeki günlerde buradan gelecek haberler Suriye’deki iç savaşın bundan sonraki seyri konusunda da ipucu verecek. Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş ne yazık ki AKP iktidarının öngördüğü şekilde seyretmedi. Türkiye 2016 yılında, kendi güvenliği için bu ülkeye operasyon düzenlemek durumunda kaldı. 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı operasyonu başladığında şu saptamayı yapmıştık: Dileğimiz, isteğimiz elbette çevremizde Türkiye’yi tehdit eden terör örgütlerinin olmaması. Böyle bir durumda Türkiye gereğini yapar. Ancak bu tür operasyonlarla kalıcı sonuç almak çok zordur. Bu operasyon büyük olasılıkla yeni bir operasyonu gerektirecektir.  Fırat Kalkanı operasyonu 7 ay sürdü. 29 Mart 2017’de sonuçlandı. Sonra ne oldu? 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı adıyla yeni bir operasyon başlatıldı. Bu operasyon da 24 Haziran 2018’de sonuçlandı. Aradan bir yıl geçti, yeni bir operasyon gerekti; 9 Ekim 2019’da Barış Pınarı başladı. 17 Ekim’e kadar süren bu operasyon sonrasında hem ABD hem de Rusya ile “mutabakat” imzalandı. Bunlar da bölgeye barış gelmesine, Türkiye’nin güvenlik kaygılarının sona ermesine yetmedi. Zira, başta ABD ve Rusya olmak üzere bölgeyle ilgili herkesin başka hedefleri var. HHH Her üç operasyon sonrasında yapılan açıklamalara göre, hedefe ulaşıldı, herkes dize getirildi. ABD bir tarafa Rusya öteki tarafa yatırıldı.  Sonuç? İdlib’den gelen haberlere göre, Şam yönetimi tüm Suriye’de varlığını kabul ettirmek için askerlerimize saldırı dahil her türlü yöntemi kullanıyor.  Soralım: Şam yönetimi Rusya’nın bilgisi dışında adım atabilir mi? Mümkün değil... O zaman hedef ne? Yaklaşık bir ay kadar önce Ankara’ya ulaşan bilgilere göre, Putin, Esad’a şunu söyledi: İdlib’de de hâkimiyeti kur, burada bir daha Türkiye’nin adını duymayacağım bir dönem başlasın. Son yaşanan gelişmeler, Rusya’nın Şam yönetimine böyle bir hedef göstermiş olabileceğini gösteriyor. Rusya bunu neden yapıyor? Güney komşumuz olarak Rusya, Suriye’de kontrolü dışında başka bir güç istemiyor. Erdoğan ile Putin’in arası çok iyi olsa bile Suriye başka iş! Bu gelişmeler ABD açısından ne anlama geliyor? Türkiye ile Rusya’nın arasını açacak her gelişme ABD için iyidir! HHH Konunun uluslararası boyutu deştikçe başkalaşır. Bizi doğrudan ilgilendiren boyuta gelirsek... Şehit haberlerinin özellikle sosyal medyadaki yansımasının bir boyutu da şu: “Suriye’den kaçıp Türkiye’ye sığınanlar hayatlarını rahatça sürdürürken bizim askerlerimiz şehit düşüyor.” Bu çok tehlikeli bir fay hattı! Ne kadar şiddetli bir sosyal deprem yaratacağını kestiremezsiniz. Aylardır yeri geldikçe endişeyle paylaştığımız şu saptama bir kez daha gündeme oturuyor: Bir gün Suriye sorunu bitecek, ama Türkiye’nin Suriyeliler sorunu bitmeyecek. İktidar, saldırıya misliyle cevap verildiğini açıkladı. Türkiye’nin güvenliği için atılması gereken her adım elbette atılmalı. Ancak Suriye’de başından beri yapılan yanlış hesap bizi bu noktalara getirdi. Bunu göz ardı edip salt içeriyi sakinleştireceği düşünülen adımlar atmak bizi yeni çıkmazlara sokabilir. 5 milyonu aşkın Suriyeliye ek olarak İdlib’den gelenlerin de olacağı tartışılırken hiç değilse bundan sonrası için “aman dikkat” diyoruz. Gerçekçi yol haritası çok yalın: Sınırdaşlarımızla aramıza başka güç sokmamak! Akıllı tahtayı kullanan Yıldırım, bazı öğrencilerden yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi aldı. Binali Yıldırım adına okul açılışı yapıldı Tuzla’da bulunan ve yapımı Yıldırım ailesi tarafından üstlenilen Binali Yıldırım ilkokulu ve anaokulunun açılışı törenle yapıldı. Törene Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, AKP İzmir milletvekili Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı. Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yarıyıl tatili sonrası yeniden okullara giden öğrencilere başarı diledi. Binali Yıldırım’ın kızı Büşra Yıldırım Köylübay, okulun açılmasıyla Yıldırım ailesinin bir hayalinin gerçekleştiğini ifade etti. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle