24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER CEREN ÖZDEMIR Adı müzik atölyesine verildi Ordu’da cezaevi firarisi Özgür Arduç tarafından öldürülen Ceren Özdemir’in adı, Adana’da açılan bir müzik atölyesine verildi. Adana’nın Çukurova ilçesindeki Bülent Ecevit Sanat Parkı’na yapılan müzik atölyesine Özdemir’in büstü de yerleştirildi. Park içerisinde düzenlenen açılış töreninde konuşan Ceren Özdemir’in babası Yılmaz Özdemir, kızının hedeflerini yazdığı kâğıdı okudu. Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin de, sanatla uğraşan toplumların şiddetten uzak durduğunu düşündüğünü belirterek “İçinde bulunduğumuz parkın amacı da bu” diye konuştu. l İç Politika MALATYA Bekçiler görevde: Üçü de yaralı Malatya’da bir kişiye müdahale etmeye çalışan üç bekçi yaralandı. Bekçilerden biri görev arkadaşının tabancasından çıkan kurşunla yaralandı Üç mahalle bekçisi alkollü olduğu iddia edilen şüphelisi şahıs Suat U. ile iletişim kurmaya çalıştı. Bu esnada şüpheli şahıs Suat U., bıçakla bekçilere mukavemet gösterdi. Yaşanan arbedede, bekçilerden birinin havaya ateş açması sonucu seken kurşunlardan biri bekçilerden Sedat K’nin başını sıyırırken diğer iki bekçi Gökhan P. ile Yusuf S. aldıkları bıçak darbeleri sonucunda yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edilirken, aldığı 5 bıçak darbesi sonucunda ağır yaralanan bekçi Yunus S., Turgut Özal Tıp Fakültesi’ne diğer yaralı iki bekçi ise Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. l İHA EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ 34 ŞUBAT 2020 SALI 190/10 0 140/6 0 50/3 0 180/12 0 160/5 0 50/ 1 0 00/5 0 140/5 0 170/9 0 100/3 0 120/3 0 180/10 0 70/5 0 180/10 0 100/4 0 30/3 0 90/5 0 180/6 0 70/4 0 180/1 1 0 120/7 0 120/4 0 TARİHTE BUGÜN 1923: 20 Kasım 1922’de başlayan Lozan Konferansı, Batılı başdelegelerin uzlaşmaz tutumları nedeniyle kesildi. 1947: Hatay’da yer adlarının Türkçeleştirilmesi kararlaştırıldı. 2000: Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Yunanistan’a gitti. Cem, 40 yıl sonra Yunanistan’a resmi ziyaret gerçekleştiren ilk Türk Dışişleri Bakanı oldu. 24 yaşındaki Nazlı Sinem’in babası, sanık Can Paksoy Yargıyıhakkında dilekçe verdi: etkileme çabası SEYHAN AVŞAR ye teşebbüs” suç Beyoğlu’nda 2010 yılında Boston Üniversitesi mezunu larından savcılığa şikâyet dilekçesi sundu. İstanbul 24 yaşındaki Nazlı Sinem Cumhuriyet Erköseoğlu’nun apartman Başsavcılığı’na su boşluğuna düşerek yaşa nulan şikâyet di mını kaybetmesine ilişkin lekçesinde duruş davada, Paksoy Holding’in ma savcısı Barış veliahtlarından Can Paksoy’a ceza isteyen du Erköseoğlu Kurt’un görevini yerine getirmiş ol ruşma savcısı hakkında sanık masının suç unsuru gibi göste avukatlarının suç duyurusun rildiğine dikkat çekildi. Hâkim da bulunmasının ardından ye veya savcıların görev suçu işle ni bir gelişme yaşandı. Maktul yip işlemedikleri konusundaki Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun soruşturmaların Hâkimler ve babası Ergun Erköseoğlu, sanık Savcılar Kurulu’nca yapıldığı Can Paksoy hakkında “iftira” nın aktarıldığı dilekçede, “Da ve “adil yargılamayı etkileme ha önce Türk hukukunda eşi ne ve benzerine rastlanmayan ve iyi niyetten yoksun olduğu her haliyle açık olan böyle bir girişimin altında yatan temel saik, hiç şüphesizdir ki İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi sayın başkan ve üyelerini baskı altına alarak lehinde karar verilmesini sağlamaktır. Sayın mahkemeyi hukuki ve psikolojik bir baskı altına alarak adil bir yargılamanın yapılmasını engellemektedir” denildi. Dilekçede şüpheli Can Paksoy hakkında “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve Ergun Erköseoğlu’na yönelik “iftira” suçundan iddianame düzenlenerek cezalandırılması talep edildi. l İSTANBUL ÇADIRDA DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI Elazığ’daki depremde evleri hasar gören Fatma Soysal, 2 çocuğu ile birlikte Kültür Park içinde kurulan çadırkente yerleşti. Çadır kentte kalan aileden Muhammed 8 yaşına girdi. Muhammed’in doğum günü olduğunu bir etkinlikte öğrenen kadın jandarma personeli ise çadırda doğum günü sürprizi yaptı. Oğlunun 8 yaşına girdiğini belirten anne Fatma Soysal, “Muhammed mutlu oldu, biz de çok mutlu olduk. Sonsuz teşekkürler” dedi. l İHA ŞIDDET UYGULAYAN EŞ CEZAEVINDE Kelepçeyi kırdı Aydın’ın Didim ilçesinde, 3 yıl önce boşandığı Zeliha Erdemir’e (32) şiddet uygulayıp tehdit ettiği gerekçesiyle mah keme kararıyla 3 aylığına takılan elekt ronik kelepçeyi kırdığı belirlenen Murat Cem K. (36) hakkın da, “devlet malına za rar verme” suçundan işlem başlatıldı. Murat Cem K., daha önce es ki eşine uyguladığı şid det gerekçesiyle açılan davalar kapsamında tutuklanıp cezaevine gönderildi. l DHA Murat Cem K KARAMAN’I ÖLDÜREN ILAÇ RAPORU DAVA DOSYASINDA: DÜZEYI ÖLÜMCÜL Anestezi teknikeri Ayşe Karaman’ın kanında bulunan ilaçlarla ilgili Adli Tıp Kurumu raporu, dava dosyasına girdi. Raporda, Karaman’ın kanında tespit edilen F. ve P. adlı ilaçların uyuşturucu madde özelliğinin bulunduğu, “saptanan F’nin kan düzeyinin öldürücü olduğu”, “F.” adlı ilacın “kırmızı reçeteyle verilmesi gereken ilaçlardan olduğu”, “P.” adlı ilacın ise “uyuşturucu etkisi nedeniyle suiistimal edilebileceği” vurgulandı. Karaman ailesinin avukatı Tevfik Tolga Beyendi, “Olay yerinde P. adlı ilacı içeren enjektör ve ampuller bulunmakla birlikte, F. adlı ilacı içeren herhangi bir enjektör yahut ampul bulunamamış olması, delillerin karartılmış olduğunu ortaya koymaktadır” dedi. Anestezi teknikeri Ayşe Karaman, 29 Temmuz’da, doktor Özgür Tarhan’ın evinde ölü bulunmuş, Tarhan hakkında dava açılmıştı. l ANKARA / Cumhuriyet geldi: “Durmadan ko nuşan bir adam dinlemediğim hal de, / belki sarhoş ama sıkıntısını an latan / anlataca Kılıçdaroğlu’nun ğı birini arayan bu tekne üzerinde; / vergilerden, karı demokrasi sından, ülkesinden şikâyetleri.” Şiirin yoldaşları adı “Ionion Gemisinde”. “(***) HHH Amerikalının ülke CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun birlikte demokrasi mücadelesi yapmak istediği Murat Belge, Metin Gülbay ile Murat Özen’in ortak kitabında (Geleceğin Solu, Solun Geleceği) (*) bakın ne güzel tanımlıyor kendisini: sini sevmemesinin birkaç nedeni var: Vergiler, karısı falan. Peki, Murat Belge’nin Türkiye’den nefret etmesinin nedeni ne? Murat Belge, Francis Fukuyama’dan aldığı ilhamla, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ulus devlet olmasından şikâyetçi. Oysa bu Fukuyama maymun iştahlı bir adam, Dev HHH “Ulus devletin paradoksu hep söylerim ben hem büyük geliyor hem küçük geliyor. Büyük geliyor, çünkü insanın psikolojik sıcaklık duyabilme kapasitesi vardı. Mesela; ben, Türkiye’nin büyük bir kısmını görmedim. Gördüğüm bazı yerlerini de pek beğendiğimi söyleyemem. Herhalde Yozgat’ta yaşamak istemezdim. Erzurum’da yaşamak istemezdim. Ama Floransa’yı çok seviyorum. Barselona’yı çok seviyorum, buralarda yaşayabilirdim. Bir kere bugünün dünyasında görme imkânım filan var. Eskiden, falan memlekette yaşıyorsan onun dışına pek çıkmazdın, gezmezdin. Tersi pek istisnai bir şeydi. Ama ben İstanbulluyum. İstanbul benim için anlamlı, önemli bir şehir. Bunu çok genişletmeye kalktın mı yani Kars’a kadar benim vatanım falan diye. Bu biraz insanın psikolojisini aşan bir şey. Bir ideolojik şırıngayla insan hisseder bunu. Ve tabii bunu temsil eden Türk bayrağı, İstiklal Marşı vb. şeylerle aslında bir ideoloji olarak insanlara empoze ediliyor. Ve tabii bütün bu ideolojik kompozisyonlar gibi bir tehdit dozu da taşıyor. Yani ‘bayrağa yeterince heyecan göstermezsen, sen iyi bir va let İnşası (Remzi Kitabevi) adlı kitabında ulus devlet düşmanlığından vazgeçti; “ulus inşası”nı tavsiye etmeye başladı. Ama Murat Bey kendine sadık. (!) HHH Yukarıya alıntıladığım yerde şu cümlenin öncesini de okuyun: “Bu biraz insanın psikolojisini aşan bir şey. Bir ideolojik şırıngayla insan hisseder bunu. Ve tabii bunu temsil eden Türk bayrağı, İstiklal Marşı vb. şeylerle aslında bir ideoloji olarak insanlara empoze ediliyor. Ve tabii bütün bu ideolojik kompozisyonlar gibi bir tehdit dozu da taşıyor. Yani ‘bayrağa yeterince heyecan göstermezsen, sen iyi bir vatandaş değilsin’ şırıngalaması oldu mu yanında, insanlar bununla götürüyorlar. Ama şimdi, dünya değiştikçe bütün bunlar bir hayli eskidi.” Murat Belge’nin “Bu” dediği şey “Vatan” kavramı (identité). İnsana ideoloji sıvısı damardan verilmezse “Vatan” diye, bayrak ve ulusal marş ile duygulanmazmış... Olabilir! Ama Türkiye’de yapılan şırıngalama Fransa’da, İtalya’da yok mu? Sıkıysa bayraklarını yırtıp ayaklarının altına al, adamın kemiklerini kırarlar. Bizimki hayal görüp zırvalıyor: “Dünya değiştikçe bütün bunlar bir hayli eskiyor” imiş... tandaş değilsin’ şırıngalaması Hemen söylemeliyim: Murat oldu mu yanında, insanlar bu Bey’in söyledikleri düşünce ve nunla götürüyorlar. Ama şimdi, dünya değiştikçe bütün bunlar duygu özgürlüğü kontenjanına girer. Ama bu duygu ve düşün bir hayli eskidi.” (**) celeri açıklayarak bunları aşa HHH ğılarsan en enternasyonalistler Günlerden 25 Ağustos le bile külah değiştirmek zorun 1978, şimdilerde biti kanlan da kalırsın. mış milletin pek düşkün oldu HHH ğu Santorini’den başka bir Kik İsteyen istediği şekilde inti lades adası olan Paros’a gi har edebilir! İnsan dediğin de den Ionion adlı gemideyiz. Ül kimi zaman kurban, kimi za ker, sallanan gemide koltu man tanık, kimi zaman sanık ğa kıvrılmış uyumaya çalışıyor. olur. Görüntü de çok önemli Ben salonun ucundaki bara gi dir. Ziyafet sofralarınınki özel dip içki içiyorum. Biraz son likle... Yoldaşın giderken seni ra söylene söylene bir  Ameri de götürür! kalı geliyor bara. Bana döne   rek “Vergiden nefret ediyo (*) Yeni Alan Yayıncılık rum, Amerika’dan nefret edi (**) Işık Kansu, Yurt Kemiri yorum, kahrolsun Amerika!” cileri, Telgrafhane Yay. S.51 diyor. Bunun üzerine içkimi alıp (***) Elmanın Tarihi (1981) Ülker’in yanına gittim. İlhamdır, adlı kitapta. PROF. Minimum 7.2 ve DR. NACI GÖRÜR: 10 yıl içinde Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremi 3 ay önceden tahmin eden yerbilimi ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabı üzerinden Marmara Denizi’nde olması beklenen büyük depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Görür, beklenen büyük Marmara depreminin Kumburgaz kolunda ve minimum 7.2 büyüklüğünde olabileceğini belirtti. Görür son olarak Twitter adresindeki paylaşımında, Kuzey Ana dolu Fayı (KAF) ile Doğu Anadolu Fayı’nın (DAF) Türkiye’de deprem üreten en önemli iki fay zonu olduğunu anımsatarak şunları yazdı: “KAF’ın depremleri doğudan batıya taşıma alışkanlığı vardır. 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla bu kabuk 30 yıl içinde kırılacak. İlk 20 sene içerisinde olmadığına göre son 10 yıllık periyotta deprem olma olasılığı yüzde 50’den fazlaya çıktı.” l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle