24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 3 ŞUBAT 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET HABER CHP, BAŞKENTGAZ’IN KIZILAY ÜZERINDEN ENSAR VAKFI’NA BAĞIŞ YAPMASINI MECLIS’E TAŞIDI ‘GÜVEN KAYBINI ARAŞTIRALIM’ CHP, Kızılay’a yapılan bağışların Ensar Vakfı gibi vakıf ve derneklere aktarılarak vergi kaçırılması girişimleri ile Kızılay’ın yaşadığı güven kaybının araştırılması için TBMM’de komisyon kurulmasını istedi. CHP grup başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından hazırlanan araştırma önergesi, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Önergede; Kızılay’ın halkın büyük desteğini alan kurumlardan biri olduğu ancak 28 Ocak’ta kamuoyuna yansıyan bir belgeden Başkent Doğalgaz’ın Kızılay hesaplarına aktardığı 8 milyon dolarlık bağışın 7 milyon 925 bin dolarlık kısmının yurt inşaatında harcanmak üzere Ensar Vakfı’na aktarıldığının ortaya çıktığı anımsatıldı. “Bu bel geden Kızılay’ın bir yardım kuruluşu olmaktan çıkıp bazı şirketlerin muvazaalı işlemler yoluyla vergi kaçırmalarına fırsat sağlayan bir kurum haline dönüştüğü anlaşılmaktadır” değerlendirmesine yer verilen önergede, Kızılay’ın “yandaş şirketlerden yandaş vakıflara para aktarılmasında paravan olarak kullanılan ve böylece kullanılan bu şirketlerin vergi kaçır malarına yardımcı olan bir kurum haline geldiği kuşkularının ortaya çıktığına” dikkat çekildi. Önergede, Kızılay’ın aldığı bağış ve yardımlar ile bunların kullanılmasına ilişkin işlemlerin araştırılması ve varsa mevzuata aykırılıkların tespit edilerek, gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis araştırması açılması talep edildi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Merkez’de kâr oyunuCHP’li Öztrak, ‘Merkez Bankası’nın yaptığı işlem karşılıksız para basmaktan farksız’ dedi CHPSözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankası’nın (MB) döviz kuru de ğerlemesinin yapıldığı hesaptan kâr ve za rarın izlendiği hesaba 20 milyar TL akta rarak, banka kârının da yüksek gösterildi ği, bu yolla MB’den Hazine’ye 22.8 milyar TL fazladan aktarıldığı iddialarını günde me taşıdı. Öztrak, “yapılan iş lemin karşılıksız para basmak tan farkı olmadığını” belirterek “Kısa vadeli siyasi çıkarlar için MAHMUT LICALI Türkiye’nin uzun dönemde para politikasının güvenilirliğini sarsacak bu tür işlemlerin so nu her zaman hüsran olmuştur” dedi. Öztrak, MB’den Hazine’ye aktarılan dö nem kârıyla ilgili önemli bir iddiada bulun du. Edinilen bilgiye göre, MB Genel Kuru lu bu yılın ocak ayında olağanüstü toplana rak, 35.2 milyar TL’si geçen yıla ait kâr pa yı ve 5.3 milyar TL’si önceki yıldan kalan ihtiyat akçesi olmak üzere toplam 40 mil yar TL’nin üzerinde parayı hissedarlarına dağıttı. Fakat bu paranın 35 milyar TL’lik aslan payını oluşturan kâr payı üzerinde önemli iddialar gündeme geldi. ERKEN SEÇIM Özel: Dünden razıyız, bugünden hazırız CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, erken seçime hazır olduklarını belirterek “Dünden razıyız, bugünden hazırız” dedi. CHP’nin Kırıkkale İl Başkanlığı Olağan Genel Kurulu’na katılan Özel, “Yapılacak seçimlerle bu ülkeyi yönetecek Cumhurbaşkanı ve demokratik parlamenter sistemin, 16 Nisan’da aldığı yarayı ortadan kaldıracak hatta 12 Eylül darbesiyle he saplaşacak, onun tortularını da kazıyacak, Atatürk’ün vasiyetine uygun şekilde muasır medeniyetlerin en iyisini alıp, onu da aşacak geliştirilmiş parlamenter sistemi kuracak Millet Meclisi’ni de o seçimler oluşturacak” ifadelerini kullandı. Özel, CHP’nin, Cumhuriyetin ilanından önce savaş meydanlarında kurulduğunu söyleyerek “Bu parti öyle bir partidir ki seçimler olur, en zor dönemlerde iktidara gelir, iktidarını yapar ve seçimlerle gider. Çünkü kültüründe tek adam rejiminden ülkeyi önce parlamentolu bir yönetime sonra parlamenter demokratik bir sisteme ve çok partili demokratik parlamenter sisteme kavuşturmuştur. CHP’nin her kongresi, ibret niteliğinde, demokratik, barış içerisinde, Türkiye’ye umut veren kongrelerdir” dedi. l Haber Merkezi Alışılmadık hareketler... İddiaya göre MB bilançosunda özellikle 2019 Ekim ayından bu yana alışılmadık hareketler görülüyor. 2019’un son 2.5 aylık döneminde döviz kurunda anlamlı bir değişme olmamasına karşın MB’nin kur farkından kaynaklanan hesap hareketlerinin izlendiği “değerleme” hesabında 20 milyar TL’lik bir düşüş yaşandı. Aynı dönemde MB kârının izlendiği “diğer kalemler” hesabında ise 22.8 milyar TL’lik bir artış gerçekleşti. Bu durum MB’nin “değerleme” hesabında izlenmesi gereken bir paranın “diğer kalemler” hesabına aktarıldığı, bu yolla MB’nin bu yılın başında dağıttığı kârın yüksek gösterildiği yönündeki kuşkuları artırdı. CHP’li Öztrak, “Bu yapılanın karşılıksız para basmaktan farkı yoktur. Kısa vadeli siyasi çıkarlar için Türkiye’nin uzun dönemde para politikasının güvenilirliğini sarsacak bu tür işlemlerin sonu her zaman hüsran olmuştur” dedi. Öte yandan, 2019’da bütçede tahakkuk etmeyen 26.5 milyar TL tutarında bir gelirin de “Hazine nakit hesaplarına gelir olarak kaydedildiğine” dikkat çeken Öztrak, “Bütçede tahakkuk etmeyen bir gelirin nereden ve nasıl tahsil edilerek Hazine nakit dengesine gelir yazıldığı anlaşılamamaktadır” ifadelerini kullandı. l ANKARA ALBAYRAK’A SORDU Öztrak, söz konusu iddiayı TBMM gündemine de taşıdı. Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, şu soruları sordu: “2018 ve 2019 yıllarında Hazine nakit gelirleriyle, Merkezi Yönetim Bütçe gelirleri arasındaki olağanüstü farkın sebebi nedir? 2018 ve 2019’da Merkezi Yönetim Bütçe geliri olarak tahakkuk etmemiş gelirler, Hazine tarafından nereden ve nasıl tahsil edilmiştir? Merkezi yönetim bütçe dengesi ile nakit dengesi arasında geçişi sağlayan ‘Emanet ve Avans hesapları’ 2019’da neden sıfır (0) bakiye vermiştir? 15 Ekim31 Aralık 2019 tarihleri arasında MB’nin net döviz pozisyonu artarken ve dolar kurunda anlamlı bir değişiklik olmamışken MB değerleme hesabında gerçekleşen yaklaşık 20 milyar liralık gerilemenin sebebi nedir? 15 Ekim31 Aralık 2019 tarihleri arasında TCMB’nin kâr ve zarar gelişmelerinin izlendiği ‘Diğer Kalemler Hesabı’ndaki 22.8 milyar liralık artışın sebebi nedir?” İYİ PARTI LIDERI MERAL AKŞENER İZMIR TURUNDA TOHUM TAKAS ŞENLIĞINE KATILDI: Yerli ve millilik Anadolu tohumunu korumakla olur İYİParti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir’de Tohum Takas Şenliği’ne katılarak “Toprak boş kalsın diye teşvik veriliyor ve köylü evinde oturmak zorunda kalıyor. Yerli tohum ölüyor. Tohumu yetiştiremediğimiz bir sistemin içerisine Türkiye itildi. Milli ve yerli istiyorlar ya, asıl milli ve yerlilik Anadolu’nun tohumunu, büyükbaş hayvanını, keçisini, koyununu muhafaza etmekle olur” dedi. Akşener, perşembe günü başladığı İzmir turuna dün de devam etti. Akşener, öncelikle 3 yıl önce PKK’li teröristlerce Bayraklı Adliyesi’ne yönelik düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Fethi Sekin’in adliye binası önündeki anıtını ziyaret ederek çelenk bıraktı. Daha sonra İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı tarafından üçüncüsü İzmir’de düzenlenen Geleceğin Türkiyesi İçin Yerel Yönetimler Çalıştayı’na katıldı. Akşener, Yunan parlamenterin Türk bayrağına yaptığı hakarete tepki olarak sahneye dev bir Türk bayrağı ile çıktı. Burada konuşan Akşener, belediye başkanlarına seslenerek “Bulunduğunuz yerlerde iyi işlere evet kötü işlere hayır diyeceksiniz. Dürüstlüğün ya nında, hırsızlığın karşısında duracaksınız. Çevreye dikkat edeceksiniz, fakir fukaranın yanında duracaksınız. Ülkemizde inanılmaz mağdur edilmiş kesimler var onlarla hemhal olacaksınız. Siz yetmezseniz biz çözeceğiz” dedi. Akşener, yaptığı ilçe ziyaretlerden izlenimlerini aktararak “Merkezdeki ilçelerde de geri kalan ilçelerde de esnaflar elektrik faturasından çok şikâyetçi. Çünkü geçen sene ayda 500 lira ödüyorlarsa bu sene 1200 lira ödüyorlar. İzmir’de ısınma problemi İstanbul veya Ankara’ya oranla daha azdır ama doğalgaz fiyatlarından da şikâyetçi vatandaş” diye konuştu. ‘Yerli tohum ölüyor’ Buradaki programının ardından Akşener, partisinin Çeşme İlçe Başkanlığı’na gitti. Bölge esnafı ile bir araya gelen Akşener, ilçede düzenlenen Tohum Takas Şenliği’ne katıldı. Şenliğin konuşmacıları arasında yer alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi KöyKoop İzmir Birliği Başkanı Neptün Soyer’le de bir süre sohbet eden Akşener, yerli tohumun önemine dikkat çekerek “Yerli tohum ölüyor. Hibrit tohum, genetiği değiştirilmiş tohum, domatesi, biberi, sebzede, buğdayda pek çok şeyi bir defada atılıp bundan başka bir şey üretilmeyen, herhangi bir işe yaramayan, sadece domatesinden faydalandığımız ama ikinci kez domatesten aldığımız tohumu yetiştiremediğimiz bir sistemin içerisine Türkiye itildi. Bundan nasıl çıkabilir? Milli ve yerli istiyorlar ya, asıl milli ve yerlilik Anadolu’nun tohumunu, büyükbaş hayvanını, keçisini, koyununu muhafaza etmekle olur” dedi. Köylüye toprağını ekmemesi, boş bırakması için teşvik verildiğini kaydeden Akşener, “Toprak boş kalsın diye teşvik veriliyor ve köylü evinde oturmak zorunda kalıyor. Bu tohumun ekilmesini, bu tohumun üretilmesini, bu tohumdan üretilen ürünün satın alınmasını sağlamak zorundasınız ama ben inanıyorum, sivil inisiyatifler, inanmış insanlar bu işi başaracaklar. Gerçekten bir sene, iki sene sonra buraya tekrar geldiğimizde farklı şeyler konuşuyor olacağız. Kendimiz yetiştirmek zorundayız. Anadolu’nun tohumlarını yetiştirip yayıp tanıtmak zorundayız” diye konuştu. l İç Politika Sol Partili gençlerden Ensar’a yumurtalı protesto Başkentgaz’ın, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar aktardığının ortaya çıkmasının ardından Sol Parti’li gençler daha önceden de çocuk istismarlarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı’nın Kadıköy Şubesi’nin önünde dün eylem yaptı. Eylemde yapılan açıklamada, “Doğalgaza yapılan zam üstüne zamlarla faturalar cep yakıyor. Anlaşılıyor ki kabaran faturalarımızın nedenlerinden birisi de (gizli) Ensar vergisi. İktidardan ihale alan şirketler halkı soyarak, ihale bedeli olarak paralel vakıflara para aktarıyor ve bunu da Kızılay gibi bir yardım kuruluşunu paravan olarak kullanıp vergiden de kaçarak yapıyorlar. Her yanından pislik akan bu rezil düzene mahkum da razı da değiliz. Birlikte temizleyebiliriz, temizleyeceğiz!” denildi. Açıklamanın ardından gençler, ellerindeki yumurtaları Ensar Vakfı şubesine fırlattı. l Haber Merkezi ELAZIĞ DEPREMİ HDP’nin yardımına el konuldu iddiası Elazığ’da yaşanan depremin ardından, HDP’nin depremzedelere gönderdiği yardımların engellendiği iddiaları sürüyor. Muğla’nın Bodrum ilçesinden depremzedeler için HDP adına otobüsle gönderilen yardım paketlerine, Elazığ girişinde polisler tarafından el konulduğu öne sürüldü. Konuya ilişkin açıklama yapan HDP Elazığ İl Eşbaşkanı Baki Yıldırım, gönderilen yardım paketlerine el konulmasına tepki göstererek, Elazığ’da depremzedelerin yaşadığı mağduriyetin iktidarın siyasi hesaplarından daha önemli olduğunu, depremzedelere yapılan yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda ciddi sorunların yaşandığını kaydetti. l İç Politika HDP EŞ GENEL BAŞKANI TEMELLİ: Diyanet, Saray’ın fetvacısı olmuş HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, dün Şırnak’ta partisinin Cizre ilçe Kongresine katıldı. Burada konuşan Temelli, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı eleştirerek, “Diyanet, Saray’ın fetvacısı olmuş. 1870’lerde yaşamıyoruz. 2020’ye gelmişiz deprem sonucu insanlar ölüyorsa bunun sonucu iktidardır. Ne diyor “Deprem kıyametin alametidir” diyor. Akıllarınca Saray iktidarını kurtaracaklar” dedi. l İç Politika Gerçeklerden kaçarak yaşamak! Gerçeklerden kaçarak yaşarsanız; bedelini gerçekdışına sığınarak ödersiniz. Bu “gerçekdışı sığınakları” çok çeşitlidir. Bilimdışı inançlar, mistik rivayetler, hurafeler insanların gerçeklerden kaçıp sığındıkları kovuklardır. Her şeyi inançlarının çerçevesinde gören “dogmatikler”, kendi aldanışlarını başkalarına da kabul ettirmeye çalışırlar. Elazığ’da yaşanan deprem, bu olgunun turnusol kâğıdı oldu. Turnusol kâğıdı asitle bazı nasıl ayrı renklerde gösterirse, yaşanan deprem de “bilimsel bilgi” sahipleri ile “inanç temelli dogmatikleri” birbirinden ayırdı. Deprem gerçeği Deprem, yerkürenin oluşmuş katmanlarının birbiri üstünde kayarak yerleşmelerinin sonucunda yaşanan doğal bir olgudur. Bu olguyu “afet” yapan ise insan toplumlarının yerleşmelerini bu gerçeğe göre yapmamış olmalarıdır. Bilinen deprem kuşaklarının üzerindeki yerküreye yapılan yapılar, bu gerçeğe göre yapılmak zorundadır. Yapının yerleşeceği zeminin etüdü, yapılacak yapının malzeme seçimi, dayanıklı temeller ve taşıyıcı kolonlar, yapı teknikleri bütünüyle “deprem gerçeği”ne göre hesaplanıp yapılmalıdır. İnsanlar ve toplumlar bu gerçeklere uygun hareket edip yaşamlarını buna göre düzenlerse, işte “bilimsel bilgiye dayalı bilinçli insanlar ve toplumlar” olurlar. Yok, böyle olmaz da, her bulduğu yere “yağmalanacak toprak” gözüyle bakanlar, karar verme sahibi olursa, zemine de aldırmaz, malzemeden de çalar, beton kuleleri yükseltir, satıp kârına bakar. Çürük yapılara “imar affı” çıkarıp izin verenler kimlerdir? “Deprem vergisi” diye para toplayıp “yol yaptık, okul yaptık” diye para kalmamasını savunanlar kimlerdir? “Deprem paraları ne oldu” diye soranları suçlayanlar kimlerdir? Bütün bunlar, bugünün siyasal iktidarıdır. Bütün suçlarını, bütün yanlışlarını, gerçeklerden kaçırıp inanç sığınaklarına saklayanlar da onlardır. Ama din, iktidar sahiplerinin günahlarını saklayacakları sığınak değildir. “Kader”, başına gelenleri yakınmadan kabul etmeleri için rıza göstermenin bekleme salonu değildir. “Önce deveni sağlam kazığa bağlayacaksın, sonra Allah’a emanet edeceksin” denmiştir. Uydurdukları hurafeleri “kutsal din” çerçevesine oturtup tartışılmaz kılmak, öncelikle dine saygısızlıktır. İşte, büyük Atatürk’ün, kutsal kitabın Türkçeye çevrilmesi girişimi, kitabın ne dediğinin anlaşılması, bu hurafecilerin halkı kandırmasının önüne geçmek içindi. Aynı amaçla tekkelerin, zaviyelerin kapatılması İslam dinini bu çıkarcıların elinden kurtarmak içindi. Şimdi, dinci siyasetin elindeki iktidar, bütün bu tarikatları, cemaatleri kendi iktidarına destek vermeleri şartıyla iktidarının ortağı yapıyor. Tarikatlar da, cemaatler de iktidardan aldıkları güçle yürütme organlarına yerleşiyorlar, sağlıkta, eğitimde, güvenlik örgütünde, ordu içinde kadrolaşıyorlar. Elbette, her alanda da kendi inançlarının gereği olan her şeyi yapıyorlar. İşbaşına gelen kadrolar artık “liyakat” değil, “sadakat” ölçütüne göre belirleniyor. Günlük yaşam her alanda dinselleştiriliyor. Adı konmayan “şeriat düzeni” işlevsel olarak yaşama geçiriliyor. Orada burada “çatlak sesler” olarak algılanan sivri çıkışlar, aslında kurulmak istenen şeriat düzeninin ipuçlarıdır. Uyuşmak mı? Uyanmak mı? Bugünün ve yarının mücadele konusu budur. Uyuşmak, uyuşturulmak, uyumak hep aynı kayıtsızlığın dereceleridir. Toplum sanki “çok önemli bir şey yokmuş” gibi uyutulurken, muhalefet de “olağan bir siyasal durum varmış” gibi hareket ediyor. Hayır, hiçbir şey olağan değildir. Türkiye Cumhuriyeti, “bağımsızlaikparlamenter” düzeninden “inanca bağımlıdincitek adam” sistemine geçiriliyor. Eğer bu gidişe razı olursanız yarın ancak “izin verilmiş azınlık yerleşkelerinde” yaşamaya hazırlanın. Eğer bu gidişe karşı çıkıyorsanız, her yerde her haksızlıkla, her yolsuzlukla, her dalavereyle bütün toplumsal gücünüzle mücadele edin. Deprem nasıl gerçek ise geleceğiniz de sizin gerçeğiniz olacaktır. Depreme de, kendi geleceğinize de bugünden hazır olun. Kararınız sizin iradenizdir... İSTGÜVEN’e SAS komandosu müdür Eski Sualtı Savunma (SAS) Komando subayı Deniz Gürhan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) şirketlerinden olan ve İBB ile bağlı kuruluşlara güvenlik hizmeti sunan İstanbul Güvenlik AŞ’ye (İSTGÜVEN) merkez operasyon müdürü oldu. Gürhan 2004 yılında Deniz Harp Okulu’ndan bilgisayar mühendisi ve deniz subayı olarak mezun oldu. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda 12 yıl subay olarak, ulusal ve uluslararası (NATO ve BM) savaş gemilerinde savaş operasyon subayı olarak görev yapan Gürhan, zorunlu hizmetini tamamlayınca istifa etti. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle