18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 26 ŞUBAT 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER İntihar, geri çekilme ve yeni dayanışma Yokluktan, açlıktan, borçtan, işsizlikten kaynaklı intihar haberleri sıklaştı. Bu intiharları açıklarken iki yaklaşım öne çıkıyor. Birisi, intihar edenlerin psikolojik durumundaki bozukluğa daha fazla vurgu yapan; bireyi neden olarak gören açıklama tarzı. Daha çok iktidar kadroları bu açıklamaya yaslanıyor. Diğeri ise intiharların arkasındaki sosyal yaraya vurgu yapan açıklama biçimleri. Genel olarak muhalif kesimlerde de bu vurgu öne çıkıyor. Birini diğerinin karşısına koymadan, ama bireyseli, içinde yaşadığı toplumsal koşullardan soyutlamadan anlamak gerekiyor. İntihar olgusunun sadece bireyin psikolojisiyle açıklanamayacağı düşüncesi yeni değil. Bunu, sosyoloji alanında Durkheim’ın yaklaşımına kadar geri götürebiliriz. Burada anahtar kavram anomi. Toplumu bir arada tutan değer, norm ve kuralların aşınmaya başlaması; yeni sosyal koşullarla eskinin mutabakatı arasındaki uyumun çözülmesi özetle. Bu noktada Durkheim’ın anomiye dair yaklaşımını eleştirel şekilde ilerleten Amerikalı sosyolog Merton’un kavramlarından, güncel örneklerle beslemek şartıyla yararlanabiliriz. Merton, “toplumsal açıdan belirlenen hedeflerle bu hedeflere ulaşmaya dönük araçlar arasındaki uyum/ uyumsuzluk üzerinden bakmayı” öneriyordu. Bu mantıklı. Örneğin her kapitalist toplumda malların, hizmetlerin, makam ve mevkilerin sınırlı sayıda sahibi var. Bu kesimler toplumun geri kalanına, çeşitli araçlarla (örneğin çok çalışarak ya da iyi eğitim alarak, kurallara uyarak vs.) bu katlara ulaşılabileceğini söylüyorlar. Toplum bu hedeflere ve kendisine sunulan araçlara rıza gösteriyorsa; “bana sunulan hedeflere bana verilen araçlarla ulaşabilirim” diyorsa, bu “Uyumlu” davranış oluyor. Genellikle en yaygın davranış kalıbı da bu. Fakat diyelim ki toplumda bir kesim, hedefleri benimsemekle birlikte, kendisine sunulan araçlarda mutabık değil. Örneğin servet sahibi olmak istiyor ama “çok çalışma” yoluyla değil, mafya örgütlenmesiyle, haraç keserek, tefecilik yoluna saparak veya bir yolunu bulup ihalelere, kamu kaynaklarına çöreklenerek. Başka bir örnek verelim: Diyelim ki kişi kendisine sunulan yükselme, statü atlama hedeflerini kabul ediyor ama bu hedefe iyi eğitimle, emekle değil, sahip olduğu ilişki ağlarıyla, tarikat bağlarıyla, torpille gelmenin yolunu arıyor. Yani amaçları sahiplenip araçları değiştiriyor. Bu da “Yenilikçi” davranış, ikinci kalıp. Yenilikçiliği, yeni araçlar yaratmasından geliyor. Üçüncü davranışa Ritüelizm diyor Merton; Emre Kongar Hocamız, Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği kitabında bunu Şekilcilik olarak çevirmiş, en doğrusu. Burada artık, “âdet yerini bulsun” tutumu hâkim. Çünkü Şekilcilik’te kişi hedeflere inancını yitirse de, kendisine sunulan kuralları ve araçları benimsemeyi sürdürüyor. Buna yine güncel bir örnek vereyim. “Çok çalış, çok iyi eğitim al; mutlaka istediğin yerlere gelirsin” hedefine büyük oranda inanmayan, bunun mümkün olmayacağını düşünen gençlerin sayısı günümüzde epey fazla; ama buna rağmen üniversiteye giden genç sayısı da aynı oranda artıyor. “İşsiz kalacağımı ya da istediğim yerlere gelemeyeceğimi bilsem de üniversite okuyorum” diyenlerin çoğalması, Şekilci davranış kalıbının yaygınlaşmasına işaret. İntihardan itiraza Dördüncü davranış kalıbı Geri Çekilme. Bu noktadaki kişi hem kendisine sunulan hedefleri hem de bu hedeflere ulaştıracağı söylenen araçları reddediyor. Bunu “tümden inancını yitirme” olarak da görebiliriz. Gerçek anlamda yabancılaşma ve çözülme bu kalıp içinde büyüyor. Biraz daha genişleteyim: Toplumdan kaçma, yenilgi hissi, yaygınlaşan umutsuzluk, sessizleşme, çeşitli bağımlılık biçimlerine yönelme bu davranış kalıbında yayılıyor. İntihar davranışını da “Geri Çekilme” içinde konumlandırabiliriz. Bir çözülmenin açık işareti. İşin kötüsü “Geri Çekilme”, bugün Türkiye’de yaygınlaşan bir hissiyata denk düşüyor. Merton’un sınıflandırmasına göre son davranış kalıbı ise “İsyan/İtiraz”. Burada da kişiler tıpkı Geri Çekilme’de olduğu gibi hedefleri de araçları da reddediyor; ancak bu kez sadece reddetme durumu yok; çözülen kültürel/toplumsal hedeflerin ve araçların yerine yeni hedefler ve yeni araçlar geçirme, yeni bir toplumsal düzen inşa etme mücadelesi de yürüyor. Yeni bir dayanışma modeli, yeni bir asabiye inşası görevi bu aşamayla gelişiyor. Bu tablo üstünden ülkemizin bugününe bakalım: “Uyum” davranışı hep vardı ama ikinci, üçüncü ve dördüncü davranış biçiminin, yani toplumsal çözülme işaretlerinin son zamanlarda öne çıkmaya başladığı çok açık. Asıl mesele, eskinin hedef ve araç mutabakatı çözülürken bireyleri yalnızlığa, çaresizliğe, intihara iten “geri çekilme” davranışı yerine yeni ve gerçekten halkçı bir dayanışma, yeni bir toplumsal düzen önerecek İtiraz kalıbını bulmakta sanırım. Bugün mikro ölçekten başlayarak ekonomik, sosyal alanda öncü dayanışma modelleri inşa etmek bu yüzden de ayrıca önem kazanıyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu, hâkimlerin Erdoğan’ın talimatıyla hareket ettiğini söyledi: Saray’ın köleleri CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tek bir Mehmetçiğin tırnağının bütün Suriye ve Libya’dan daha değerli olduğunu be Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın Kanal İstanbul bölgesinden arazi aldığı haberimize gelen erişim yasağını ve erişim yasağına getirilen erişim yasağını gündeme taşıdı. lirterek, “Ülkeyi ateşe atıyorlar. İdlib güzergâhında yer kapatmış. Tapu var bilgi vermiyorlar? Ne oluyor bu sanki Türkiye toprağı” dedi. Türk or mı var; ada, pafta, parsel hepsi doğ İdlib’de, ne oluyor bu Libya’da? Son dusunun Saray’ın ordusu olmadığı ru. Kimse yalanlayamıyor. Yayımlıyor ra bize demokrasiden söz ediyorlar. nı ve savaş kararını alma yetkisinin Cumhuriyet gazetesi, sonra hemen İhsan Sabri Çağlayangil’in Ortado TBMM’de olduğunu kaydeden Kılıç yayın yasağı getirdik. Niçin? Kimse ğu politikası ile ilgili söylediği şu söz daroğlu, “Niye gelip Meclis’e bilgi ver öğrenmesin. Erişim yasağı getiriliyor. çok önemlidir: “Ortadoğu’da önem miyorlar? Ne oluyor bu İdlib’de, ne Bunun üzerine gazete erişim yasa li bir yemeğe davetli olduğunuz hal oluyor bu Libya’da” diye sordu. Kılıç ğı getirildi diye haber yapılıyor. Buna de isminiz listede yoksa, bir de menü daroğlu, partisinin grup toplantısında da yasak getiriliyor. Bunlar hâkim mi ye bakın, orada olabilir.” Egemen güç Kılıçdaroğlu özetle şunları dile getirdi: Saray’ın köleleri mi? Bu kararı veren lerin menüsü olarak orada duruyor. n Hâkimler Savcılar Alçak Kuru ler hâkim değil, Saray’ın köleleridir. lu: Osman Kavala olayından söz n Ordu Saray’ın ordusu ediyorum. Mahkeme beraat kararı veriyor. Odasındaki tüm eşyaları da MUHABIRIMIZ IFADE VERECEK değildir: Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün Suriye’den ğıtıyor, tahliye edileceğim diye. Cezae Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul daha değerlidir. Tek bir Mehmet vi aracındayken Er güzergâhında arazi aldığına ilişkin ha çiğimizin tırnağı doğan konuşuyor, berimize erişim engeli getirilmişti. Habe bütün Libya’dan yargıya gözdağı veriyor; “Sen onu nasıl beraat ettirmeye kalkarsın” diyor. Kimsin sen ya, kim ri duyuran muhabirimiz Hazal Ocak, hakkın daha değerlidir. da da “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Muhabirimiz Ocak, bugün Çağlayan Adliyesi’ne gi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin derek soruşturma kapsamında İs ordusu, Saray’ın tanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ordusu değildir. sin sen? Cezaevi aracı Basın Bürosu’na ifade Egemen güçler ate içinde, daha önce tutuklu verecek. şi kendileri tutmaz luğu kaldırılan başka dava lar, maşa kullanırlar. dan dolayı harekete geçildi cezae Türkiye’yi egemen güçlerin ma vi aracından tekrar hapishaneye götü şası haline getirmek kadar bu ülkeye rüldü. Bu mudur adalet, insanlık, hak, yapılacak başka bir ihanet yoktur. İki hukuk. Hâkimler ve Savcılar Yük egemen güç arasında pinpon topu gi sek Kurulu hemen toplanıyor. Pardon bi gidip gelirsin. Hâkimler ve Savcılar Alçak Kurulu di n Niye Meclis’e bilgi vermiyor?: yelim artık. Hemen beraat veren yar İdlib için “Savaş diyebilirim” diyor. gıç hakkında soruşturma açılıyor Anayasanın maddesini okuyorum: n Damat İstanbul: Bir Damat İs “Savaş hali ilanına izin verme yetki tanbul olayı var. Kanal İstanbul si TBMM’nindir.” Niye gelip Meclis’e Erdoğan’ın bunlardan haberi var mı? n Gözün Suriye toprağında mı? Ül keyi ateşe atıyorlar. İdlib sanki Türkiye toprağı... Efendim, “Suriye hükümeti geri çekilecek, ben oraya geleceğim.” Adamın kendi toprağı kardeşim. Ha sen şunu söylüyorsan: “Ben Suriye’ye gireceğim, çıkmayacağım, İdlib’i, Halep’i, Şam’ı da alacağım” diyorsan, onu çık söyle. Onu söylüyorsan Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz etmeyeceksin. Bana misakı milli sınırlarından söz ediyor. Senin gözün Suriye toprağında var mı yok mu? Bunu çık söyle. n Kefenle karşılayanları gönder: Erdoğan geçen günlerde miting yapıyor, Libya’dan şehitlerimizin geldiğini söylüyor. Şöyle söylüyor: “Tabii birkaç tane şehidimiz var...” Onları bir eşya gibi görmek, tane gibi ifade etmek kadar insanlık ayıbı başka bir şey yoktur. Daha önce de aynı Erdoğan şehitler için “kelle” ifadesini kullanmıştı. “Şehitler tepesi boş kalmayacak” diyor. Beyefendi şehitler tepesi boş kalmayacaksa çocukların var, seni kefenle kar şılayan gençler vardı, onları gönder oraya, niye göndermiyorsun? n Bahçeli’ye armağan ediyorum: Büyükelçilik namuslu ve şerefli insanların yapması gereken bir görevdir. Ama ayakkabı kutusunda rüşvet alan adamı büyükelçi tayin ederseniz namuslu ve şerefli kavramını kirletirsiniz. Şimdi Viyana Büyükelçisi atandı. Bir ülkücü kardeşimizin ölümü ile ilgili uzun yıllar aranıyordu, kırmızı bültenle arandı, vatandaşlıktan çıktı. Sözde Ermeni soykırımının tanınması için büyük mücadeleler verdi. O da şimdi büyükelçi. Bu büyükelçiyi de Sayın Bahçeli’ye armağan ediyorum. n Saman ithalatı devletin belgesinde: Erdoğan, “Türkiye saman ithal etmedi” diye bir açıklama yaptı. (Belge göstererek) Bu gümrük giriş beyannamesi... İzmir Gümrük Müdürlüğü, 19 Şubat 2020... Ticari tanımı: Saman. Benim değil, devletin belgesi. Erdoğan’a sormak isterim: Kim yalan söylüyor? Kılıçdaroğlu araştırır, bulur diye hiç düşünmedin mi? l ANKARA/Cumhuriyet İBB BAŞKANI İMAMOĞLU’NDAN GALATA KULESİ İHALESİ AÇIKLAMASI: İmamoğlu Bizimle görüşmekten Ekremİmamoğlu “Hemşeri Dernekleri Çalıştayı”nın kapanış konuşma sını yaptı. İmamoğ lu “Hemşeri der kaygı duymasınlar neklerinin, bütün İstanbul’da siyaset üstü birer kurum olduklarını mutlaka ispat etme liyiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet’in duyurduğu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un İBB işletmesindeki Galata Kulesi’nin ihaleye çıkarılacağı yönündeki açıklamalarına karşılık, “İstanbul ile ilgili bir karar alacaklarsa, turizme katkı sunacaklarsa, en büyük paydaşları İBB’dir. Yani bizimle görüşmekten, konuşmaktan kaygı duymasınlar” dedi. İmamoğlu ilçe ziyaretleri kapsamında 32. ziyareti Kağıthane Belediyesi’ne yaptı. Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin ile makam odasında bir süre görüşen İmamoğlu, önümüzdeki süreçte neyer yapılabileceğini konuştuklarını söyledi. İmamoğlu öğleden sonra ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) “26. Meslekte İz Bırakanlar Toplantısı” kapsamında düzenlediği, “Yaşar Kemal’i Anıyoruz” başlıklı panel öncesi Basın Müzesi’ni gezdi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un Galata Kulesi’nin ihaleye çıkarılacağı yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine “Sayın Bakan İstanbul ile ilgili sanırım sekizinci açıklamasını yaptı. Bu durum üzücü. Farklı alanlarda veya farklı mekânlarla ilgili de açıklamaları oldu. Benim tavsiyem şu: İstanbul ile ilgili bir karar alacaklarsa, turizme katkı sunacaklarsa, en büyük paydaşları İBB’dir. Bizimle gö rüşmekten, konuşmaktan kaygı duymasınlar” dedi. Haydarpaşa Garı ihalesinin mahkeme kararının sorulması üzerine de İmamoğlu, “Mahkeme kararı henüz çıkmadı. Hukukun bu büyük yanlışı düzelteceğini düşünüyorum” yanıtını verdi. Ekrem İmamoğlu, daha sonra Yenikapı Etkinlik Alanı’nda yaklaşık 1600 kişinin katılımıyla gerçekleşen “Hemşeri Dernekleri Çalıştayı”nın kapanış konuşmasını yaptı. İmamoğlu, “İstanbul’u hep birlikte yöneteceğiz. ‘Ben yaptım, oldu’ demeyeceğiz. Hep birlikte başarıp, hep birlikte karar verme mekanizmasını hayata sokacağız.‘Hep beraber başardık’ diyebilmeliyiz” dedi. l İç Politika CHP’NİN TAVRI BEKLENİYOR İYİ Parti’de ittifak hamleleri masada SELDA GÜNEYSU Milletvekillerinin art arda istifasıyla gündeme gelen İYİ Parti, HDP’den başta CHP olmak üzere tüm partilere yapılan “demokrasi ittifakı çağrısının partiye zarar vermemesi için” ittifak hamlelerini masaya yatırıyor. Partinin CHP ile yaptığı işbirliğinin devam edip etmeyeceğinin “CHP’nin tavrına göre şekilleneceği” belirtilirken, İYİ Parti’li kurmaylar, “CHP’nin HDP’nin çağrısına ‘olumlu’ yanıt vermesi durumunda, İYİ Parti Millet İttifakı bileşenleri içinde yer almaz, alamaz” yorumlarını yapıyor. K Yerel seçimlerde, iktidar bloğundan CHP’ye gelen “HDP ile gizli işbirliği yaptığına” yönelik iddialar, İYİ Parti’yi “milliyetçi muhafazakâr seçmen” bazında “zor durumda” bırakırken, partinin bileşeni olduğu Millet İttifakı’nın “CHP’ye yönelik bu söylemlerle zedelendiği, CHP’nin de buna net bir yanıt vermesi gerektiğine” dikkat çekiliyor. İYİ Parti’nin tabana “HDP ile ittifakımız yok” açıklamasını yaptığı ancak tabanın “CHP’ye yönelik bu söylemlerden ötürü İYİ Parti yönetimine de artık tepkili olduğu” ifade ediliyor. CHP’nin HDP ile “yakınlaşmasının sürmesi durumunda İYİ Parti’nin tabanın sesini dinleyeceği, gerekirse Millet İttifakı bloğunda yer almayacağı” belirtilirken, bunun “İYİ Parti’yi, Cumhur İttifakı’na yaklaştıracağına” da dikkat çekiliyor. Ancak İYİ Parti’nin olası “Cumhur İttifakı bileşeninde yer alması için bazı kırmızı çizgilerin olduğu, bunların başında da partinin güçlendirilmiş parlamenter sistem tavrının geldiğine” dikkat çekiliyor. l ANKARA AKP MİLLETVEKİLİ POSACI Çiftçiye ‘harp var’ tepkisi! AKP Aydın Milletvekili Rıza Posacı, tarım çalıştayında mazot ve gübre des teği isteyen çiftçilere kızarak, “Memleket te harp var” dedi. Aydın’da yerel Ses ga zetesinde yer alan habere göre, AKP İn cirliova İlçe Teşkilatı tara fından, tarım çalıştayı yapıl dı. Çalıştaya AKP milletvekil leri Metin Yavuz, Rıza Posa cı, İncirliova Belediye Başka nı Aytekin Kaya ile çok sa yıda çiftçi katıldı. Çiftçilerin mazot ve gübre desteği beklediğini ifade etmesi üzerine Rıza Posacı Posacı, “Memlekette harp var, ortalık yer yerinden oynuyor. Size el insaf diyorum. Az sabırlı olun, memleket bizim, çiftçi bi zim. 35 gün geç kalma ile feveran yap mayın” diye konuştu. l İç Politika BAKANLIĞA DEVREDİLDİ AKP’li Bursa’ya var, İBB’ye yok! İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin metro inşaatları için bulduğu yurtdışı kredilere Hazine onayı verilmezken, AKP’li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait EmekYHTŞehir Hastanesi Metro Uzatma Hattı Projesi, Cumhurbaşkanlığı kararıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devredildi. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2 yıl önce durdurulan metro hatlarını harekete geçirmek için başlattıkları çalışmalar kapsamında kredi buldukları 3 hat için Hazine’den onay alamadıklarını açıklamıştı. l ANKARA/ Cumhuriyet SOYER’DEN MUHTARLARA: Sizi asla yalnız bırakmayacağız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in merkeze uzak ilçelerde ki muhtarlarla toplantıları sürüyor. So yer Urla Yerel Hizmetler binasında Ur lalı 37 muhtarla bir araya geldi. Toplantıda sahil, park, bahçe ve mezarlık düzenle meleri, ulaşım, altyapı, halı saha ve sosyal tesis taleple ri öne çıktı. Ulaşımla ilgili ta lepler üzerine Soyer, Urla’da İztaşıt uygulaması için ge rekli hazırlıkların başlayacağını söyledi. Soyer muhtarla Tunç Soyer ra, “Hiç unutmayın, sizi asla yalnız bırak mayacağız. Türkiye’de ne olursa olsun biz sonuna kadar sizin yanınızdayız. Dertleri nizi çözmek için de elimizden ne geliyorsa yapacağız” diye seslendi. l İZMİR AĞBABA’DAN İNCE’YE YANIT ‘Tek adaydan doğal bir şey yok’ CHP genel başkan yardımcıları Veli Ağbaba, Muharrem İnce’nin, “partisinin il kongrelerine genelde tek adayla gitmesi” yönündeki eleştirisine ilişkin “Tek aday olarak seçime girmesinden başka doğal bir şey yok” dedi. TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağbaba, “Türkiye’nin şu ana kadar yetiştirmiş olduğu en demokrat, parti içi demokrasiyi sağlayan bir insan sayacaksak en başta Kemal Kılıçdaroğlu’nu sayarız. Kılıçdaroğlu sayesinde birçok arkadaşımız konuşuyor. Bu da parti içi demokrasinin en önemli göstergesi. Bizim hiçbir kongremizde tek aday dayatması olmadı” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, HDP kongresi üzerinden eleştirileri olduğu anımsatılan Ağbaba, “Biz, demokrasi ittifakını savunuyoruz. Gizlediğimiz hiçbir şey yok” dedi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle