22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 26 ŞUBAT 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN KÜLTÜR Truva Sergisi niçin GEefsrçaTenrekuVvae, protesto edildi? SERFIRAZ ERGUN/ KONUK YAZAR Antik Yunan’ın en bilinen halk ozanı Homerus’un epik şiiri İlyada’sında ve Romalı şair Virjil’in Aeneid’inde anlattığı, on yıl süren Truva Savaşı ile ilgili büyük bir sergi, Londra’nın 270 yıllık müzesi British Museum’da devam ediyor. Sergiye milyonlarca dolar yatırarak sponsor olan BP Petrol Şirketi. Chauser’den Shakespeare’e defalarca yazılan, Elizabeth Taylor’dan Brad Pitt’e başrol oyuncularıyla Hollywood filmleri çekilen Truva ile ilgili sergiyi geçen hafta eylemciler bastı. Tam 4 metre yüksekliğindeki bir tahta Truva atını getirip British Museum’un kapısına sabahın 7.30’unda dayadılar. Tahta atın içinden fırlayan eski Yunan askeri kıyafeti giymiş 10 kadar eylemci British Museum’a verdikleri dilekçede “Bu atın yapılabilmesi için yüzlerce kişi para yardımında bulundu. İklim krizinin bu kadar derin yaşandığı bir dönemde siz nasıl olur da dünyanın en fazla fosil yakıtı çıkaran bir petrol şirketinin desteğini alarak bir sergi açarsınız” diye sordular. Hatta ne oldu biliyor musunuz? British Museum çalışanları da eylemcilere destek verdi. Bir aşk hikâyesi Truva’nın öyküsü kısaca şöyle: Zeus’un düzenlediği, Teselya Kralı ölümlü Peleus ve Su Tanrıçası Thetis’in düğününde, Eris, üzerinde “en güzel kadına” yazan bir altın elma fırlatır. Athena, Afrodit ve Hera altın elmayı paylaşamaz. Zeus, Truva Kralı Paris’in karar vermesini ister. Paris’in tercihiyle elma Afrodit’e kalır çünkü “en güzel” olmanın rüşveti olarak Afrodit, Paris’e dünyanın en güzel kadınının aşkını vaat etmiştir. Oysa vaat edilen sevgili Helen, Sparta Kralı Melelaos’la evlidir. Ama Paris gerçekten âşık olmuştur evli mevli umursamaz ve Helen’i Ege Denizi’ni geçerek Truva’ya kaçırır. Böylece mitolojiye göre, Melelaos’un karısı Helen’i, Truvalı Paris’in kaçırması ile on yıl sürecek olan Truva Savaşları başlar. Sonunda Yunanlıların akıllı bir stratejisi Truva Kenti’nin düşmesine neden olacaktır. Yunanlılar içlerine en değerli savaşçılarını sakladıkları tahtadan büyük bir at yaparlar ve Truva kralına bu atı Sergide yer alan Aşil’in heykeli. tanrılara armağan edilmek üzere getirdilerini söylerler, kentin içine girdiklerinde tahta attan dışarı çıkarlar ve kentin kapılarını Yunan askerlerine açarak savaşın kazanılmasını sağlarlar. Hektor karşılaştığı Aşil tarafından öldürülür, Aşil ise Truva Prensi Paris tarafından topuğundan vurularak hayatını kaybeder. Gerçek farklı British Museum sergide bu savaşın kendisinden sonra gelecek savaşlara örnek olduğu, Odysse’nin kurnazlığı, Aşil’in Hektor’un cenazesini babası Kral Priam’dan kaçırması dolayısıyla gaddarlığı, Helen’in güzelliği veya baştan çıkarıcılığı ve kışkırtıcılığı, Truva askerlerinin kahramanlığı, yani Truva Savaşı’nın ileriye dönük bir örnek teşil ettiği sonucuna varmış. Aşil ve Hektor’un yıllar boyu savaşan askerlere rol model olması, Hektor’un arkasında genç bir eş ve bebek bırakmasına neden olan savaşın acımasızlığı hatta kahramanlığın bile aydınlık ve karanlık yüzlerinin olduğunu, attığınız her adım da hissederek ilerliyor Priam’ın sarayından çık sunuz. Yani sergi size ma. Yani Schliemann bul bunları düşündürerek duklarını yurtdışına ka gezdiriyor. çırdı ve hatta takıları eşi Uzun yüzyıllar Truva ne verdi. Çünkü bu sergi kentinin ve savaşının de eşinin takmış takıştır gerçekten var olup ol mış fotoğraflarını da görü madığı da kesin olarak yoruz. Truva’dan kaçırdık bilinmiyordu. larını Schliemann ölümün Heinrich Schliemann den önce Berlin’deki ulu isimli bir Alman işada sal müzeye bağışladı. An mı Homeros’un İlyada cak Ruslar 2. Dünya Savaşı Destanı’ndaki bilgiler sırasında bunları alıp Puş den yola çıkarak Tru kin Müzesi’ne götürdü. va kentinin konumunu tespit etti. Çanakkale yakınlarındaki Hisarlık Tepesi’nde Sergide, Schliemann’ın karısı Yunanlı Sophia’nın Truva’dan çıkarılmış takılarla fotoğrafları yer alıyor. Yıllardır işlenegelmiş bir konunun, Truva Savaşı’nın, British Museum’da sergilenmesini neden beğen kazılar yaptı. Kaz diğim konusuna gelince... dıkları duvarlar Truva Savaşı’nın öyküsünü metinler Truva’ya aitti. 1873’te bu iş adamıson den değil, sergilenen 300’e yakın obje, radan olma arkeolog, Kral Priam’ın sa resim, heykel, harita üzerindeki resim rayını bulduğuna inandı. Schliemann’ın ler ve görüntülerden öğreniyor, o ob Yunanlı karısı Sophia’nın başında taşı jelerden Truva Savaşı’nın kronolojisi dığı Anadolu’da gördüğümüz başlıkla ni takip ediyoruz. Sadece sergilenen rın benzeri, iki yanından örgüler salla eserler değil, serginin sunuluşu da iz nan Truva hazinelerine ait altın taç da leyiciyi mutlu ediyor. TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK YAYIN AKIŞI 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 12.30 Söz İstanbul’da 13.00 Haber 13.30 İllerimiz 14.00 Haber 14.30 Ellerin Türküsü 15.30 Dünyadan Haberler 16.00 Güncel 17.30 Yaşayan Tarih 18.00 Ekonomi Haberleri 18.30 Güncel 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Bizim Türküler 22.00 Güncel 23.00 Müzelerin Dili 23.30 Geçmişten Günümüze Demir Yolları 07.00 Güne Başlarken 09.00 Haber Merkezi 09.25 NTV Ekonomi Geri Sayım 12.35 NTV Ekonomi Piyasa Ekranı 13.00 Öğle Bülteni 14.25 Spor 14.35 NTV Ekonomi Finans Kafe 16.35 Dünyanın Haberi 17.00 Günün İçinden 17.35 Gece Gündüz 18.00 Günün İçinden 19.00 Akşam Haberleri 19.20 Sporun Not Defteri 20.00 Ana Haber 21.00 Siyasi İşler 23.00 Gece Bülteni 10.00 Haber 10 11.00 Kulis 13.00 Haber 13 14.00 Gün Ortası 16.00 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 21.00 Türkiye’nin Geleceği 23.00 Gün Bitiyor 00.30 18 Dakika 07.15 İsmail Küçükkaya İle Çalar Saat 10.00 Çağla İle Yeni Bir Gün 12.15 Sizi Böyle Alalım 14.00 Temizlik Benim İşim 16.00 Zuhal Topal’la Sofrada 19.00 Fatih Portakal İle Fox Ana Haber 20.00 Yaparsın Aşkım 00.15 Yasak Elma 11.00 Yörünge: Dünyanın Olağanüstü Yolculuğu 12.00 Tarihin Ruhu 12.30 Hayat Sanat 15.30 Bizim Resmimiz 16.00 İhmal Edilebilir Nasihatler 18.30 Resim Sevinci : Bob Ross 19.00 Evliya Çelebi 19.30 Koleksiyoner 20.00 Günseli Kato İle Miyako’dan Payitahta 21.00 Yabancı Sinema : Turist 10.35 Alaska: Son Sınır 13.05 Alaska’yı Mesken Tuttuk 14.45 Nasıl Yapılmış? 16.30 Altın Peşinde 18.15 İşte Sürat İşte Ses 19.10 Tamirat Tadilat 20.05 Hurda Avcıları 21.00 Alaska: Son Sınır 21.55 Alaska’yı Mesken Tuttuk 22.50 Sokak Çılgınları 23.45 Dizel Kardeşler 24.30 Kindig Garajı 11.45 Sıra Dışı Bir Kaya 12.40 Bear Grylls ile Yabanda 13.35 Araba SOS Özel. 7 Günde 1 Araba 14.25 Yıldızlarla Buluşma 16.10 Tersane 17.05 Sistemi Kandır 17.27 Sistemi Kandır 18.00 Yıldızlarla Buluşma 20.00 Activate 21.00 Korkusuz Balıkçılar: Kuzey Güney’e Karşı 22.00 Albert Lin ile İncil’in Gizemleri 23.00 Sınır 23.55 Notre Dame Felaketi [email protected] Vedat Günyol ödüllerle anılıyor Ödül, Hürriyet Yaşar’ın Kartal Belediyesi’nin, çevirmen, eleştirmen, öğretmen, yayıncı ve yazar Vedat Günyol anısına bu yıl 4.’sünü düzenlediği Vedat Günyol Deneme Ödülü’nde dereceye giren eserler, Kartal Hasan Âli Yücel Kültür Merkezi’ndeki basın toplantısıyla açıklandı. 60 yazarın eserinin değerlendirildiği yarışmada Hürriyet Yaşar, “Söz Yazıları” adlı kitabıyla birincilik ödülünü kazandı. Kartal Belediyesi’nin Türkiye Yazarlar Sendikası, Cumhuriyet gazetesi, Kırmızı Kedi Yayınevi ve İstanbul Atatürk Lisesi Mezunları Vakfı ile birlikte düzenlediği yarışmada seçici kurul, ayrıca iki jüri ödülü verdi. “İmgelemİmgeİmgelem” adlı eseri ile Yaşar Özmen, Seçici Kurul Özel Ödülü’ne layık görülürken, “Sonra Hayat” adlı eseri ile Onur Çalı, Vedat Günyol, Genç Deneme Yazarı ödülünü almaya hak kazandı. Öte yandan 1 Mart Pazar günü saat 13.00’te Kartal Hasan Âli Yücel Kültür Merkezi’nde “Dünden Bugüne Vedat Günyol” sergisi açılacak. Derin ve eğlenceli Davulda Jason Brown, kontrbasta Luke Sellick. Monty Alexander Trio, Cemal Reşit Rey’de konser verdi. Salon yarıdan fazla dolu, bu oran önceki döneme göre iyi. Güleç yüzlü Monty Baba salınarak çıktığı sahneden, iki eli havada Türkçe sesleniyor: “Merhaba.” MURAT BEŞER Yıllar var CRR’ye gitmiyorum, çağdışı programı ilgimi çekmediğinden. Ancak belediyenin el değiştirmesinin etkileri buraya kadar uzanınca (bir avuç arkadaş kendimize taktığımız isimle) “Caz Mafyası” olarak 24 Şubat akşamı Monty Alexander Trio konseriyle yeni bir sayfa açtık. Fuayede küçük bir grup, aralarında Ankara’nın en kuvvetli müzik dükkânı Shades’in sahibi Süleyman da var. Tutkulu, sadık ve bilge adam Süleyman; Monty’yi yurtdışında defalarca izlemiş, ama kalkıp yine gelmiş. Monty Baba, 2012 yılında 19. İstanbul Caz Festivali’ne gelecek, Esma Sultan’da çalacaktı, ancak rahatsızlanınca programda yerini Bob Marley’nin klavyecisi Tyrone Downie almıştı. Onu ilk kez izlemek demek ki bu akşama nasipmiş. Salon yarıdan fazla dolu, bu oran önceki döneme göre iyi. Güleç yüzlü Monty Baba salınarak çıktığı sahneden, iki eli havada Türkçe sesleniyor: “Merhaba.” Isınma hareketi babından oyun oynarcasına bir giri şin ardından, saz arkadaşlarını tanıtıyor; davulda Jason Brown, kontrbasta Luke Sellick. Hepsi siyah takım elbiseli, içinde beyaz gömlek; hepsi bir örnek, Baba’nın ceketi daha parlak. Davul solosu esnasında piyanosunun başından kalkarak adamının önünde hazır ol da duruyor Baba. Son derece mütevazı, bir o kadar da cana yakın ve espritüel; ne de olsa Jamaikalı. “Marcus Garvey” çalarken duruyor, el çırpıyor. Parça içinde parça çalıyor, aradan kısa bir süre “So, What” duyuluyor. Parça sonunda Türkçe “Teşekkür ederim” diyor. “Hope”... parçanın adını Türkçe söylemeyi de ihmal etmiyor: “Umut.” Melodiler birer inci tanesi gibi dökülüyor elinden. Adamları onu hayranlıkla ve yüzlerinden eksilmeyen gülümsemeyle izliyor, çıkardığı inlemeye benzer seslerle solo çalarken. Baba tıpkı kendi gibi çalıyor; karakterini eksiksiz yansıtıyor. Ak saçları ve babacan görüntüsüyle Lucescu’yu anımsatıyor. Müziğindeki ani değişimler izleyiciyi diri tutuyor. Melodi ile solo arasındaki tempo değişiklikleri alabildiğine kıvrak. Tempo tu tarak, kalça sallayarak eşlik edebileceğiniz yorumlar bunlar, son derece keyifli. Arkada makine gibi işleyen sağlam bir ritim bölümü, koşar adım gidiyor. Bir çocuk piyesinin müziğini çağrıştırırcasına basit ve masum. Modernist estetiğinin zengin ve akıcı çizgileri içinde Jamaika ritimlerine dalıyor. Müzik yaparken kendini kaybediyor ama izleyiciyi eğlenceden mahrum bırakmadan yapıyor bu işi. Bir ara “Caravan”ın ana melodisi duyulunca seyirci el çırparak eşlik ediyor. Solo piyano derinliği, onun Oscar Peterson ile aynı geleneğe bağlı olduğunu hissettiriyor. Repertuvarın olmazsa olmazı “No Woman No Cry.” Monk’un “Bersha Swing”ini armonika ile çalıyor. Sonny Rollins parçası “Saint Thomas” ile 90 dakikayı tamamlıyor. Bisi de kısa bir kalipso melodisiyle bitiriyor: “Banana Boat Song.” Matematik dersinin eğlenceli olabileceğini ispatlayan öğretmen gibi Baba. Yaptığı iş, onlarca yıl boyunca geliştirdiği özgün bir tarz. Onlar günümüzde sahne alan standart caz piyano üçlülerinin en iyilerinden. Teşekkürler Monty Baba, merhaba CRR... ([email protected]) ‘İmdat Fişeği’ İstanbul’a da geldi Yurttaşları, politikacıları ve medyayı göçmenlerin siyasal ve sosyal durumu konusunda harekete geçirmeyi amaçlayan, Paloma Fernández Sobrino’nun tasarlayıp, L’âge De La Tortue Derneği’nin koordine ettiği, sanatsal proje “İmdat Fişeği” Fransa ve Belçika’ dan sonra 29 Şubat’ta, İstanbul’da gerçekleşecek. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından Erasmus projeleri kapsamında desteklenen projeye Fransa, Belçika, Portekiz, İspanya, İtalya ve Türkiye katılıyor. Sobrino’nun 2017’de mektup derlemesi olarak yaptığı, Göçmenler Ansiklopedisi’ni, her ülkede farklı bir yönetmenin arzu ettiği şekilde sergilediğini belirten İstanbul gösterilerini yöneten Ayşe Garcin, Türkiye projesini anlattı. “İki gösterimiz olacak, ilki Galatasaray Üniversitesi Boğaz Kafeterya önünde, saat 11.15’te performans gösterimi Hacivat ve Karagöz’le başlıyor. Onları, Ortadoğu’nun simgesel figürleri oldukları için konuyu daha iyi yansıtacağına inanarak seçtim. Mizahla iyi ve kötü birçok şeyi dillendirmek mümkün olacak. Yüzü olmayan kuklalar kullanıyoruz! Mültecileri bütün dünyanın kukla gibi kullanmasına bir atıf bu. İkinci gösterimiz Fransız Kültür Merkezi’nde aynı gün saat 19.00’da. Oda, oda gezip değişik atmosferlerde, değişik mektupların ortamına giriliyor ve katılım sağlanıyor. Gösteriler diğer ülkelerde kamuoyuna açık mekânda yapılıyordu, biz de Beşiktaş Meydanı’nda yapmak istedik ama Türkiye’nin günü gününe uymayan bir günde mi var. Ve tepkiyi de tahmin edemediğimizden kamusal alana çıkamadık. Diğer ülkelerden farklı olarak yine bizde sadece göçmenler değil Erasmus öğrencileri de var. Oyunda Fransız, Türk öğrenci ve Suriyeli, İranlı, Afgan oyuncularımız olacak. Arıca tüm süreci takip eden, Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi, Göç Araştırmaları Derneği’nin kurucusu sosyolog Didem Danış izleyecek. Projede Cengiz Özek, gölge tiyatro sanatçısı, Karagöz ve Hacivat için, Anna Karayorgi, Kuklacı, büyük bir özveriyle çalıştılar. Ulaş Tosun, YönetmenBelgesel filmi Afganistanbul’u kullanmamıza izin verdi. Müziklerde Ebru Başkut çok emek verdi. Hepsi gönüllü çalıştılar.” Gösteriler 13 yaş üzeri, kayıt olan herkese açık ve ücretsiz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle