18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 26 ŞUBAT 2020 ÇARŞAMBA DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA ALTIN CUMHURİYET EKONOMI ALTIN 24 AYAR 6.1390 2.3 kuruş 6.6510 1.6 kuruş 7.9780 0.3 kuruş 11.79 0.10 puan 114.364 425 puan 2192.43 50.6 lira 326.10 7.45 lira Türkİş’i Asgari Ücret Komisyonu’nda temsil eden Nazmi Irgat enflasyon hesabına itiraz etti ‘Yeni asgari ücret eridi’ Türkİş Genel Eğitim Sekreteri Irgat, emekçilerin alım gücünün hızla düştüğünü, taşeronlaşmanın örgütlenmeyi engellediğini vurguladı. AÇLIK SINIRI 2 BİN 257 TL Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçileri temsil eden ta 2 bin 324 liraya çıkarılmıştı. Irgat, asgari ücretin daha şimdiden eridiğini, lıyor. İşverenler böylece devlete olan yükümlülüklerini de yerine getirmiyor. İnsanları oradan ora YOKSULLUK 7 BIN 353 TL Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık bin 353 TL’ye çıktı. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÜRKİŞ) Türkİş Genel Eğitim MUSTAFA kaybolduğunu vurgu ya kaydırıyorlar. Asıl iş Sekreteri, TEKSİF ÇAKIR ladı. Özel sektörde ta yerinin işçisi olması gere gıda harcaması tutarı, bir ay 2020 Şubat açlık ve yoksulluk da 38 lira zamlanarak 2 bin sınırı verilerine göre, bekâr bir Genel Başkanı Naz şeronlaşmanın önüne kirken, taşeron şirke 257 TL’ye yükseldi. Gı çalışanın yaşama maliyeti ise, mi Irgat, ekonomideki kö geçilemediğine, hızla yay tin işçisi olarak göste da harcaması ile bir aylık 47 TL artarak 2 bin 744 tü gidişin en çok çalışan gınlaştığına işaret eden riyorlar.” Irgat, çalı likte giyim, konut (ki TL’ye ulaştı. Mutfak enflasyo ları etkilediğini bildirdi. “TÜİK’in açıkladığı enf lasyon ile gerçek enflasyon arasında fark var. Hesaplamasında değişiklik yapmasına karşın bu böyle” diyen Irgat, şu vurguyu yaptı: “Alım gücü düş Irgat, şöyle devam etti: Denetim yok “Yasaya göre sadece uzmanlık gerektiren işlerde taşeron çalıştırılabilir. Ancak denetim yok. 1 bin kişilik işyerinde 10 17 ta şanların örgütlenemedikleri için de düşük ücretlere mahkum edildiklerini, bunun bir çeşit “kayıt dışı çalışma” olduğuna ra, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise son bir ayda 124 nunda yıllık ortalama artış oranı yüzde 14.90 oldu. Yazılı bir açıklama yayımlayan Türkİş, şu ifadelere ver verdi: “Fiyatlardaki artış, çalışanların geçim şartlarını zorluyor. Son günlerde dövizde görülen artış, benzine yapılan fiyat ayarlamaları enflasyon tü. Açıklanan enflasyon ne taşeron şirket var. İn da vurgu TL arta beklentisini olumsuz etkiliyor.” gerçek enflasyonu yansıt sanlar örgütlenemesin di yaptı. l mıyor.” Asgari ücret ocak ye taşeron şirket çalıştırı ANKARA Nazmi Irgat rak 7 l Ekonomi Servisi ‘İkramiye kesilecek’ iddiaları tepki çekti Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), emekliye ödenen bayram ikramiyelerinin kesilmesi, maaşlarından yeniden sosyal güvenlik destek primi alınmaya başlanması, ilave sağlık kesintisi yapılması gibi düzenlemeler için hazırlık yaptığı yönündeki medyaya yansıyan haberler “ortalığı karıştırdı.” Haberler üzerine SGK Yönetim Kurulu’nda işçileri ve emeklileri temsil eden üyeler de harekete geçti. SGK Yönetim Kurulu üyesi Kazım Ergün, “Verilmiş bir hak neden alınsın? Öyle bir şey olur mu” dedi. Yönetimde işçileri temsil eden SGK Yönetim Kurulu üyesi Salih Kılıç, haberlerin ardından ge nel müdür yardımcısı dahil 3 yöneticiyle görüştüğünü, onların da böyle bir çalışma olmadığını söylediklerini belirtti. Kılıç, şöyle konuştu: “Bize intikal etmiş, sosyal tarafların haberi olmuş herhangi bir şeye rastlamadım. Yönetimde konuşulmadı. Böyle bir şeyi yapmaya girişenler, arzu edenler varsa bu memlekette istikrarsızlığın olduğu dönemde bomba gibi tesir yapar. Emeklinin aldığı maaş ile geçinemediği bir yerde böyle şeylerin konuşuluyor bile olması insanları demoralize eder. Buna A’dan Z’ye herkes itiraz eder.” Böyle çalışma yok Bu tür haberler nedeniyle açıklama yapan Sosyal Güvenlik Kurumu ise böyle bir çalışma olmadığını duyurarak haberleri yalanladı. SGK “Söz konusu haberlerde dile getirilen hususlarla ilgili SGK’dan herhangi bir çalışma istenmediği gibi SGK’nın böyle bir çalışması da bulunmamaktadır” dedi l ANKARA “İhracatın Yıldızları” kapsamında Ege’de 56 ihracatçı şirket ödüllendirildi. ‘Gümrük duvarları yükseldi’ Geçen yıl 13.3 milyar dolar ihracata ulaşan Ege İhracatçı Birlikleri, bu büyüklüğe katkı veren üyelerini “İhracatın Yıldızları” töreniyle önceki akşam ödüllendirdi. Bu amaçla düzenlenen törende konuşan Ege İhracatçılar Birliği Başkanı Jak Eskinazi, bu ülke ihracatına her katkı koyanı canı gönülden tebrik ettiklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Birlik olarak geçen yıl 13 milyar 301 milyon dolarlık ihracat performansı gerçekleştirdik. Bir önceki yıla göre 15 milyon dolar daha az ihracat gerçekleştirmiş olsak da ticaret savaşları nedeniyle yeniden yükselmeye başlayan gümrük duvarları göz önüne alındığında, performansımız kıymet arz ediyor. Ancak; bu tablo, yatay seyri kırabilmek adına geleneksel ihraç pa zarlarımıza ek olarak alternatif pazarlara yönelmemizin gereğini de ortaya koyuyor” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de, “2019 yılında ticaret savaşlarıyla ve pek çok olumsuzlukla mücadele ederek ihracatı arttıran 7 ülke içinde olmayı başaran ihracatçılarımızı ne kadar övsek azdır, yürekten kutluyorum” diye konuştu. l İZMİR T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI’NDAN KURTKÖY SOSYAL GÜVENLİK MERKEZİ GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI DOSYA NO:2017/634 Kurumumuzca haczedilen ve satılmasına karar verilen gayrimenkullerin cinsi, kıymeti ve nitelikleri: TAPU KAYDI: İstanbul İli, Bağcılar ilçesi, Mahmutbey Mahallesi, 1985 ada 18 parselde kayıtlı, 119,27m² yüzölçümlü, 36/119 pay/paydalı, 3.kat, 5 No’lu Bağ.Bölüm, Bağımsız bölüm niteliği Çatı Piyesli Daire, olan 14/36 hisseli ana taşınmaz niteliği “Arsa” niteliğindeki taşınmazdır. İMAR DURUMU: Bağcılar Tapu Sicil Müdürlüğü’nde 10.09.2004 tarih ve BİLA sayılı mimari projesi incelenmiştir. Bağcılar Belediyesinde yapılan imar dosyası incelemesinde 21.06.2001 tarih ve 5658 sayılı yeni yapı ruhsatı görülmüştür. Yapı Kullanma İzin Belgesine rastlanmamıştır.15.09.2008 tasdik tarihli, 1/1000 ölçekli Bağcılar Uygulama İmar Planında bitişik nizam 4 kat yapılaşma şartları ile Konut Alanında kalmaktadır. HALİ HAZIR DURUMU EVSAFI: Satış konusu taşınmaz; İstanbul İli, Bağcılar ilçesi, Mahmutbey Mahallesi, 1985 ada 18 parselde kayıtlı, 100. Yıl Mahallesi, 2141. Sokak, No:6 D:5 üzerinde konumlu taşınmazdır. Taşınmazın bulunduğu bölge yeni ve eski 56 katlı bitişik nizamda inşa edilmiş konut yapıları ve ticari ünitelerden oluşmaktadır. Ulaşım toplu taşıma ve özel araçlarla sağlanabilmektedir. Ana taşınmaz “Arsa” vasıflı olup, söz konusu ana gayrimenkul 119,27 m² yüzölçümlü arsa üzerinde konumlu betonarme binadır. Bodrum + Zemin + 3 Normal + Çatı kattan oluşmaktadır. Katların her birinde 1’er adet mesken olmak üzere 5 bağımsız bölüm bulunmaktadır. Bina girişi zemin kattan ve kuzeydoğu cepheden verilmektedir. Yapının dış cephesi sıva üzeri mozaik taş kaplama ve yer yer plastik dış cephe boyası ile boyalıdır. Binanın dış kapısı çeliktir. Bağcılar Tapu Müdürlüğünde incelenen projesinde satışa konu taşınmaz; projesine göre 3.normal kat ve çatı katta, tek daire olarak konumlu meskendir. 3. normal katta yaklaşık brüt 109 m2 alanda; hol, salon, 3 oda, mutfak, banyo, wc, balkon hacimlerinden oluşmaktadır. Çatı katta ise yaklaşık brüt 30 m2 alanda 1 oda ve duş hacimlerinden oluşmaktadır. Taşınmaz projesine göre toplamda yaklaşık brüt 139 m2 kapalı kullanım alanına sahiptir. K.D.V. Oranı %1’dir. MUHAMMEN BEDELİ: 156.000,00TL.(Yüzellialtıbintürklirası) SATIŞ ŞARTLARI: 1. açık arttırma: 13/03/2020 günü saat: 10:0010:05 arası Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezi ihale salonu Yenişehir mahallesi Kardelen sokak No:10 Pendik/İstanbul adresinde 2. açık arttırma: 20/03/2020 günü saat: 10:0010:05 arası Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezi ihale salonu Yenişehir mahallesi Kardelen sokak No:10 Pendik/İstanbul adresinde yapılacaktır. Gayrimenkul artırma sonunda, üç defa bağırıldıktan sonra en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedeli gayrimenkul için biçilmiş olan değerin %75 olan 117.000,00TL. (Yüzonyedibintürklirası)’’’sini bulmak lazımdır. Şayet amme alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar bu gayrimenkul için temin edilmiş ise, artırma bedelinin, bu suretle rüçhanı olan alacakların tutarından fazlaya çıkması ve yapılacak masrafları karşılaması şarttıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere 20/03/2020 günü aynı yer ve aynı saatte ikinci artırmaya çıkartılacaktır. İkinci artırmada rayiç bedelin % 50’sini bulması lazımdır. Ancak rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Şu kadar ki, birinci arttırmada istekli çıkmaz veya pey sürülmez ise ikinci arttırmada 6183 sayılı yasanın 94. maddesi uygulanacaktır. (İlk arttırmaya girip teminat yatırıp teklif verilmez ise veya ilk arttırmaya katılım olmaz ise ikinci arttırma tekrar %75’ten açılacaktır.) Artırmaya katılacaklardan muhammen bedelin % 7,5’u oranında teminat alınır. Teminat olarak 6183 sayılı Kanunun yasanın 10. maddesinin birinci ve dördüncü bentlerinde sayılanlar (Para, Bankalar ve özel finans kurumları tarafından verilen süresiz teminat mektupları, Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler (Nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas alınır.), Hükümetçe belli edilecek Milli esham ve tahvilat ( Bu esham ve tahvilat, teminatın kabul edilmesine en yakın borsa cetvelleri üzerinden % 15 noksanıyla değerlendirilir.) kabul edilecektir. Satış peşin para ile yapılacak olup, alıcı istediğinde 10 güne kadar mehil verilebilir. Tellaliye harcı, DV, KDV, tahliye masrafları, tapu alım ve satım harcı ve masrafları alıcıya aittir. Gayrimenkulün aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. Gayrimenkulün tahliyesi genel hükümlere göre alıcı tarafından yapılacaktır. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar, teklif ettikleri bedel ile son ihale arasındaki farktan ve diğer zararlardan ayrıca %5 faizden sorumlu olacaklardır. İhale farkı ve faizi ayrıca bir hükme hacet olmaksızın Merkez Müdürlüğümüzce tahsil edilecektir. Bu fark, varsa önce teminat bedelinden alınacaktır. Teminattan meblağ artması halinde ise kuruma irad olarak kaydedilecektir. Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için Müdürlüğümüzde açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği verilir. Satışa iştirak edecekler yanlarında resmi dairelerce kabul edilebilir kimlik belgesi ve katılımın tüzel kişiler adına olması halinde yetki belgesi ibraz edeceklerdir. 6183 sayılı kanunun 108. maddesinde sayılanlar açık arttırmaya katılamazlar. Satış ilan ve şartnamesinde dizgi, baskı ve yazım hatası olması halinde ihale anındaki açıklamalar esas alınır. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2017/634 takip No’lu dosya numarasıyla Müdürlüğümüz Gayrimenkul Satış Komisyonuna başvurmaları gerekmektedir. Satışa katılacak olanların, teminatlarını en geç ihale bitimine kadar komisyona vermeleri gerekmektedir. Satış ilanı ilgililerin (İlgililer tabirine borçlu ve irtifak hakkı sahipleri de dahildir.) adresine gönderilecek olup, adreste tebligat yapılamaması halinde veya adresleri bilinmeyenlerin de yerinde kaim olacağı İLANEN tebliğ olur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1132276) Toplumumuzdaki ayrışma T oplumumuzdaki ayrışma; din, dil, ırk, etnik köken, ekonomik işlev, gelir dağılımındaki pay olarak değil; siyasal davranış olarak Türkiye Cumhuriyeti karşıtları, amorflar, T.C. vatandaşlığını içselleştirenler olarak bölümlendirilebilir. Ayrışmak, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından Sivas Kongresi’nin toplanmasından itibaren başlamış günümüzde de sürmektedir. Bir kitle, ülke bağımsızlık savaşı yaparken dahi, dini sloganlarla, emperyal güçlerin teşvik ve desteği ile iç isyanlar çıkararak bağımsızlığımızı engellemeye çalışmış, savaş sonrasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını benimsememiştir. Ülkemizin Arap ülkelerine benzer bir İslam devletine dönüşmesinin özlemini duymuş, takkiye olarak Türklükten söz etmiş; sürekli olarak emperyal güçlerin istekleri doğrultusunda hareket etmiştir. Çok partili siyasal döneme geçildikten sonra sağcı partilerin oy tabanını oluşturarak amorf, omurgasız olarak nitelendirilebilecek bir grup ile iktidar ortağı olmuş, anayasa değişikliğinden sonra bu grupla ortaklığı bozarak tek başına egemen olmaya yönelmiştir. Ülkede şeklen çağdaş yaşam tarzını benimsemiş, çağdaşlaşmayı Batılılarla ortaklık kurmak şekline algılamış, ulusal değil küreselleşmeden yana olan, emperyal güçlerle birlikte hareket etmeyi ülke yararına gören, eğitim düzeyi ortalamanın üstünde, inanç ve belirli bir fikir taşımayan, ürkek, genelde kendi çıkarlarını kollayan kesim, amorf, omurgasız olarak nitelendirilebilir. Zaman zaman değişik kalıplara şekillere girerek, farklı izlenimler uyandırmakla beraber genelde siyasal İslamla ortak yaşamı sürdürmüştür. Ancak siyasal İslamın tek başına iktidar olma hevesi sonucu ortaklıktan dışlanmıştır. Günümüzde hukuk devleti olmamanın, keyfi yönetimin sakıncalarını, risklerini gören bu grup, yön değiştirmeye, yeni bir şekle girmeye başlamıştır. MHP’nin bu ayrışmadaki yeri, rolü ayrıca irdelenmelidir. Gerçek milliyetçiler emperyalizme karşı olduklarından, emperyal güçler sahte kuklalar üreterek siyaset sahnesine sürerler. ABD’nin Büyük Ortadoğu, daha sonra Kuzey Afrika ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilen GOP olarak da ifade edilen planı; Afrika’nın Kuzey kıyılarından Hazar Denizi’ne uzanan bölgede gerektiğinde siyasal sınırları da değiştirerek ülkeler arasında ekonomik birlik kurmayı daha sonra öngörülen finansal ve ekonomik kurumları oluşturarak bölgede ABD hegemonyasını kurmayı amaçlamaktadır. Birliğin oluşması için ülkelerin ekonomik ve siyasal düzenlerinin de yakınlaşması gerektiğinden; siyasal düzen olarak ılımlı İslam, ekonomik model olarak da dışa açık, dış piyasalara eklemlenmiş bir yapı benimsemiş, uygulama olarak Türkiye pilot ülke olarak seçilmiş. 1980 askeri darbesi ile siyasal İslamın yolu açılmış, kamuya kabul ettirmek için Türk İslam Sentesi formülü ile tatlandırılarak MHP’ye, siyasal İslamı tek başına iktidara getirme yolunu açma görevi verilmiştir. MHP 2002 yılında iktidar ortağı, ekonomik bunalım da dip noktada iken erken seçim ısrarı ile AKP’nin yüzde 34 oyla tek başına iktidara gelmesini sağlamıştır. MHP muhalif parti görüntüsü ile izleyen dönemlerde muhalif oylarını bölmüş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Ekmelettin İhsanoğlu muhalefetin ortak adayı gösterilmesini sağlayarak, Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesini teminat altına almıştır. Nitekim Sayın Erdoğan kayıtlı seçmen oyunun yaklaşık yüzde 37.5’nin oyu ile Cumhurbaşkanı olmuş MHP görevini yerine getirmiştir. 7 Haziran 2015 seçimini AKP yitirince, MHP koalisyona katılmayacağını derhal ilan ederek seçimin yenilenmesi AKP’nin iktidarını sürdürmesi yolunu açmıştır. Sonra da anayasanın fiili durumla bağdaşmadığını ileri sürerek, şaibeli bir referandum sonucu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi alalamasıyla siyasal İslamın egemenliğini sağlamıştır. 2019 seçimi öncesi de Cumhur İttifakı’nı oluşturarak dolaylı gizli desteği fiilen görülür hale getirrerek verilen görevi “başarılı” bir şekilde yerine getirmiş, Suriye sorununda da fiilen ABD projesinin destekçisi olmuştur. Günümüzden yaklaşık 2 bin 100 yıl önce yaşamış Romalı feylesof hatip, siyaset adamı MARCUS TULLIS CICERO’dan yapılan alıntı, gözlemlerimizi özlü olarak anlatarak günümüze ışık tutacak niteliktedir... “Bir millet kendi içinde aptal hatta muhteris olalarla da baş edebilir; fakat içerideki satılmış ve hainlerle yaşayabilmesi imkânsızdır. Sınırları zorlayan düşman, silahlarını ve bayraklarını açıkta taşıdığı için daha az tehlikelidir. Hain ise hain gibi gözükmez, kurbanları ile aynı söyleşi ile konuşur, onlardar yana görülür, onların çehresine bürünerek onların kanıtlarını, uslamalarını kullanarak milletin politik yapısın nüfuz eder. Tüm kapılardan serbestçe geçerek sesini en üst düzey hükümet koridorlarında duyurur milletin ruhunu çörürtür, politik yapıya her türlü hastalığı bulaştırır.” Ülkemizin; genel laflara, sözel milliyetçilere değil, T.C. vatandaşlığını içselleştirmiş, tam savunan bilgili, onurlu, özverili gerçek yurtseverlelere ihtiyacı vardır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle