22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL 5 21 ŞUBAT 2020 CUMA AKP’de, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili kadın ve erkek vekiller arasında derin görüş ayrılığı var AKP’de kadın isyanı Enazüççocuk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden gözden geçirilmesi için çalışma yapılacağına ilişkin açıklaması, AKP içinde bu konuda erkek ve ka dın vekiller arasında yaşanan derin görüş ayrılığını ortaya çıkardı. Daha önce bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşerek EMINE sözleşmenin eleştirildiği giKAPLAN bi olmadığını belirten kadın vekiller, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanlış bilgilendirildiğini dile getiriyor. AKP’li bir kadın yönetici, “İstanbul Sözleşmesi’nde sıkıntı yok, sorun yasaların uygulamasından kaynaklanıyor. Sözleşmeyi eleştirenler istiyorlar ki kadın hiçbir varlık göstermesin, dövülsünler, sövülsünler” diye konuştu. İslamcı kesimlerin eşcinselliği teşvik ettiği, aile yapısını bozduğu, boşanmaları artırdığı gerekçesiyle eleştirdikleri İstanbul Sözleşmesi ve sözleşmeye dayalı olarak çıkarılan kadına şiddetin önlenmesine ilişkin 6284 sayılı yasa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden gözden geçireceğiz” açıklamasının ardından tekrar tartışmaya açıldı. AKP içinde Türkiye’nin hiçbir çekince koymadan 2011 yılında AKP’li kadın vekiller, partideki bazı erkek yöneticilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a İstanbul Sözleşmesi konusunda yanlış bilgi verdiğini savunarak “İstanbul Sözleşmesi’nde sıkıntı yok, sorun uygulamada, hâkimler eğitilmeli” dedi. imzaladığı, 2012 yılında TBMM’den geçen ve 2014 yılında yürürlüğe giren sözleşmeyle ilgili nasıl bir adım atılacağı merak edilirken; bazı AKP yöneticileri, sözleşmenin bazı maddelerine çekince eklenmesine ilişkin TBMM’ye bir teklif getirilebileceği, 6284 sayılı yasanın eleştiri konusu olan evden uzaklaştırma ve yalnızca beyana dayalı şiddet tespitiyle ilgili maddelerin değiştirilebileceğini dile getiriyor. Kadın vekiller tepkili AKP’deki kadın yöneticiler ve vekiller ise sözleşmenin ve yasanın tartışmaya açılmasına tepki gösteriyor. Bu konuda erkek ve kadın vekiller arasında görüş ayrılığı yaşanıyor. Geçen yıl bir MKYK toplantısında, sözleşmeyle ilgili eleştirilerin gündeme gelmesi üzerine kadın üyeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştirilerin haksız olduğunu anlatmışlardı. Bir kadın yönetici, sözleşme ve 6284 sayılı yasayla ilgili organize bir kampanya yürütüldüğünü ve olumsuz bir algı oluş turulmaya çalışıldığına dikkat çekerek “Sorun sözleşme ve yasadan değil uygulamadan, aile mahkemesi hâkimlerinin yasayı yanlış yorumlamasından kaynaklanıyor. Adalet Bakanlığı’nın hâkimleri eğitmesi gerekiyor” diye konuştu. Bir gazetenin kamuoyu algısı yaratmak için haberler yaptığına, manşetler attığına dikkat çeken ayın yönetici, “Neymiş 3 milyon erkek, sözleşme ve yasadan dolayı evinden ayrıymış, mahkemeler uzaklaştırma kararı vermiş. Tamamıyla yalan, uyduruyorlar. Bu sene uzaklaştırma kararı verilenlerin sayısı sadece 69 bin” görüşünü dile getirdi. Sözleşmenin eşcinsel evliliğe olanak verdiği iddiasının da tümüyle yalan olduğuna dikkat çeken kadın yönetici, “Böyle bir şey yok. Ya sözleşmeyi okumamışlar ya da uyduruyorlar” diye konuştu. Partideki erkek yönetici ve milletvekillerinin bu konuda özel bir gayret içinde olduğunu vurgulayan AKP’li kadın yönetici, “Kadın vekillerimizin bu konudaki kanaati belli. Daha önce de yine er kek yöneticiler bu konuyu gündeme getirmiş ve Cumhurbaşkanı’yla görüşmemiz sonucunda bir anlayış birliğine varmıştık. Ancak görünen o ki dışarıda yürütülen kampanyayla birlikte bazıları hariç erkek yönetici ve vekillerimiz de özel bir gayret içinde ve Cumhurbaşkanı’na yanlış bilgi veriyor” görüşünü ifade etti. AKP’li kadın yönetici ve vekiller, konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek istiyor. ‘Şiddet yoksa polis gelmez’ Bazı kadın vekiller de, sözleşme karşıtı kampanyayı yürütenlerin kadının hiçbir varlık göstermesini istemediğine dikkat çekerek “Kadın onlara göre dövülebilir, sövülebilir. Evinde karına vurmazsan, şiddet uygulamazsan kapını kim çalabilir, polisin gelmesine gerek olur mu? Nafakada da benzer bir kampanya yürütülüyor. ‘Aman öldük bittik’ diye ortalığı birbirine katıyorlar. Nafakayla ilgili ortalamaya bakıldığı zaman 300350 TL gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Sırf bunu kadına vermemek için sanki ömür boyu ve yüksek miktarlarda nafaka ödeniyomuş gibi bir algı yaratıyorlar” görüşünü dile getirdi. l ANKARA Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü’nün ve yardımcılarının geliri dudak uçuklattı Kendilerini ‘kalkındırdılar’ CHP milletvekili Bulut, genel müdür Öztop’un aylık gelirinin 139 bin lira, genel müdür yardımcılarının da 73 bin lira olduğu iddialarını Bakan Albayrak’a sordu. SENA YAŞAR CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop’un aylık gelirinin 139 bin lira, genel müdür yardımcılarının da 73 bin lira olduğu iddialarına dikkat çekerek bilgi istedi. CHP’li Bulut, önergesinde, “Asgari ücretin 2 bin 324 lira olduğu ülkemizde açlık, geçim sıkıntısı ve borçlar nedeniyle intiharlar çığ gibi büyürken, sermayesinin yüzde 99.08’i kamuya yani T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü’nün aylık gelirinin 139 bin lira, genel müdür yardımcılarının da 73 bin lira olduğu iddia edilmektedir. Bu rakamların 2020 zamlarından önceki tutarlar olduğu öne sürülmektedir. Yaklaşık 35 fiili hizmet yılı sonrasında emekli olmak zorunda kalan uzman personelin maaşının ortalama ayda 3 bin 300 lira olduğu bankada genel müdür, uzman personelin tam 42 katı aylık gelir elde etmektedir” dedi. Bulut, geçen yıl yasayla faaliyetleri ve kurumsal yapısı yeniden düzenlenen Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın, genel müdürlüğünü, 45 yıllık kurum kültürü ve bilgi birikimini de “berhava” ederek Ankara’dan İstanbul’a taşıdığına da dikkat çekti. Bu sırada çok sayıda yetişmiş personelin başka kamu kurum ve kuruluşlarına atanırken bir grup personelin de emekli edildiğine işaret eden Bulut, ayrıca bankanın isminde/ticari unvanında “Türkiye” ibaresi olmasına karşın, bankanın yeni logosundan ve internet sayfasından “Türkiye” ibaresinin kaldırıldığını belirtti. Bulut, önergesinde, Bakan Albayrak’a şu soruları yöneltti: ‘Türkiye neden çıktı’ “Misyon ve vizyonunda ‘Türkiye’nin bankası olmak’ ifadesini kullanan bankanın, logosundan ‘Türkiye’ kelimesi neden ve kim ya da kimler tarafından çıkarmıştır? Genel müdürlük taşınırken kaç personel emekli edilmiş, kaçı başka kurumlara gönderilmiştir? Genel müdürün aylık gelirinin 139 bin lira, genel müdür yardımcılarının da 73 bin lira olduğu iddiası doğru mudur? Doğruysa rakamları kim belirlenmektedir? Türkiye’deki diğer kamu bankalarının genel müdür ve yardımcıları ne kadar maaş almaktadır? Genel müdürün, uzman personelin tam 42 katı maaş alması hakkaniyetli midir?” l ANKARA CHP’Lİ ALTAY’DAN ‘SOROS’ SORUSU ‘Millet Kütüphanesi’ açıldı Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetlinin katılımıyla açıldı. Kütüphane ile “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nin tamama erdirildiğini belirten Erdoğan, “Kütüphanemiz daha inşa aşamasında yurtiçinden ve yurtdışından 134 farklı dilde kitap akışı ile zenginleşmiş, çok farklı disiplinlerden 4 milyon adet basılı esere kavuşmuştur. Ayrı ca 120 milyon makale ve rapor yanında, 550 bin ekitap ile gerçekten önemli bir seviyeye ulaşmıştır. İnşallah bu kitap seferberliğini daha da genişletecek, en kısa sürede 5 milyonu da aşan bir hacme kavuşacağız” dedi. Erdoğan, kütüphanede ilim meclislerinin toplanacağı bir mekân inşa edildiğini, araştırmak, okumak, yazmak ve ders çalışmak için geleceklere 24 saat çay, kahve, simit ve kek gibi tüm hizmetlerin ücretsiz sunulacağını söyledi. Erdoğan, kütüphaneye kitap bağışı çağrısında da bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet DEĞİŞTİRİLEN ‘UKOME’ YÖNETMELİĞİ CHP Danıştay’a taşıyor CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) yapısını değiştirerek, 3 bakanlığın daha UKOME bünyesine dahil edilmesini sağlayan yönetmeliği Danıştay’a götüreceklerini açıkladı. Erdoğdu yazılı açıklamasında, Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle İBB UKOME’nin yapısının değiştirildiğini, 3 bakanlı ğın daha UKOME bünyesine dahil edilerek üye sayısının hükümet lehine 27’ye çıkarıldığını belirtti. Erdoğdu, bu yönetmelikle anayasa ve yasaların ilgili maddelerinin iptal edildiğini ve belediyelere kısmi bir kayyım atandığını kaydetti. Bunun hukuk tanımamazlık anlamına geldiğini belirten Erdoğdu, “Amaçları büyükşehir belediye başkanlarımızı çalışamaz hale getirmek, başarısız kılmaktır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Soros Erdoğan ‘Bu neyin ayağı?’ CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Osman Kavala hakkında “Soros’un Türkiye ayağı” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003 yılında Davos’ta George Soros’la toplantı yaptığı fotoğrafı göstererek “Peki, bu neyin ayağı? Kavala Soros’un ayağı ise olur olmaz bu neyin ayağı? Bunu merak ediyorum” diye konuştu. CHP’li Altay, TBMM’de yaptığı basın toplantısında “Yargı kararları artık insanları ürküten noktaya geldi. Bir ülkede hukukun üstünlüğü ortadan kalkıyorsa o ülkede demokrasiden bahsedemeyiz” dedi. Altay, hâkimlerin büyük bir kısmının siyasi davalarda “Ben nasıl bir karar verirsem Erdoğan’ın öfkesine maruz kalmam” endişesi taşıdığını kaydetti. Altay, Erdoğan’ın “manevra tahliye” açıklamasının, Türkiye’de yargı bağımsızlığının sona erdiğinin açık bir kanıtı olduğunu kaydetti. Mahkemelerin artık yargılama yapmadığını, Saray’ın verdiği infazı yerine getirdiğini dile getiren Altay, “Erdoğan cübbesiz baş yargıç olarak Türkiye’de 10 bine yakın yargı camiasına hükmünü tebliğ ediyor. Adliyeler hükmü tebellüğ eden kurum haline geldi” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li Koç, Dışişleri Komisyonu’nda THY’nin muhalif gazete sansürünü gündeme taşıdı ‘Tüm gazeteleri bulundurmak zorundasınız’ CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, Türk Hava Yolları’nın (THY) aralarında gazetemizin de olduğu muhalif gazetelere uyguladığı sansürün çok çirkin olduğunu belirterek “THY bir kamu ortaklığı, bütün gazeteleri belli oranda bulundurmak zorundasınız” diye konuştu. TBMM Dışişleri Komisyonu’nda önceki gün Türkiye ile Guatemala Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Yasa Teklifi ele alındı. Teklifin görüşmelerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürü Bahri Kesici de katıldı. Görüşmelerde söz alan CHP’li Koç, uçuşlarda çok katı bir sansür uygulandığını ifade etti. Cumhuriyet, BirGün, Sözcü ve Evrensel’e sansüre işaret eden Koç, THY’nin bir kamu ortaklığı olduğunu belirterek şunları dile getirdi: “THY özel şirket olsa beğenmeyen binmez ama kamu ortaklığıdır; ya gazeteyi parayla satarsınız ya da yurtdışı hizmetlerinde bedava sunuyorsanız, bütün gazeteleri orada belli bir oranda bulundurmak zorundasınız. Bu çok çirkin bir olay. Tersini düşünün: Devir değişir, ‘Sabah gazetesi, Akşam gazetesi, Hürriyet gazetesi, Akit gazetesi, Yeni Şafak gazetesi asla buraya giremez’ diye bir karar alınır; böyle bir şey olursa bunu eleştirecek olanların başında yine ben geleceğim. Bunu size de söyledim, korkmamamız gerekiyor.” l ANKARA/Cumhuriyet Siyasi davaların kritik sonuçlarından... Sigaranın kronik zararlarına kadar her türlü meseleyle yakından ilgilenen ve anayasa ne derse desin taraflı olmaktan gocunmayan bir cumhurbaşkanının... Aklına geldikçe herkesten “en az üç çocuk” istediği bu ülkede... Ne yapın edin etrafınızdaki, ailenize ait olmayan, sizin imkânlarınızdan uzak yaşayan ve hayatı karartılan en az üç çocuğu kurtarın. İmkânlarınız dahilinde. Bir şekilde. Mesela; En yakınınızdaki imkânı kısıtlı üç çocuğa adaletten, özgürlüklerden, devrimlerden, bilimden, felsefeden, tarihten bahseden kitaplar alın. Ki dinle devlet işlerini karman çorman eden politikacıların ne kadar tehlikeli olabileceğini anlayabilecek iradeye erkenden sahip olabilsinler. Devlet okullarında aldıkları kasıtlı eğitimin onları nasıl bir insan olmaya zorladığının ayrımına varabilsinler. Bu zorlamanın karşısında durmanın farklı yolları olabileceğini görsünler. Düşünsünler... Okudukları şeyler üzerine ve yaşadıkları şeyler üzerine. Derinlemesine. “Kindar ve dindar” bir nesil yetiştirmenin peşinde olan iktidarın kendileri üzerlerinden oynadığı büyük oyunu, kendi bilinçli tercihleriyle bozabilecek gücü içlerinde hissetsinler. Mesela; En yakınınızdaki imkânı kısıtlı üç çocuğa önce aşktan, vicdandan, hayallerden ve umutlardan bahseden muhteşem filmler seyrettirin. Sonra da onları savaşın kötülüklerini anlatan, insanın insana yapabildiklerini gösteren, insanı kendi gafleti ve kötücül halleriyle yüzleştiren en sert filmlere götürün. Sinemanın aynasında hem insanlığın hikâyesini görsünler hem de kendi başlarına gelenleri, gelebilecekleri sezsinler. Hayatın iktidarlar tarafından perdelenen gerçek yüzüyle sinema perdesinde erkenden yüzleşsinler. Bu yüzleşmelerden yola çıkarak başka bir dünyanın da mümkün olabileceğini cesurca düşlesinler. Mesela; En yakınınızdaki imkânı kısıtlı üç çocuğu doğup büyüdükleri yerden çok farklı yerlere tatillere gönderin. Yol nedir erkenden öğrensinler. Gidebilmenin cesaretini içlerinde hissetsinler. Başka yerler, başka insanlar, başka hayatlar olduğunu görsünler. Kendi dünyalarına uzaktan bakabilme şansına erkenden erişsinler. Yolculuklardan öğrenilebilecek ne varsa öğretin o üç çocuğa. Hapsoldukları yoksunluklarla dolu dünyalarda içlerine dönerek küçülmesinler; Özgürce aşabildikleri uçsuz bucaksız yollarda zenginleşerek büyüsünler. Hiçbirini yapamıyorsanız... En yakınınızdaki imkânı kısıtlı üç çocuğu alın karşınıza oturtun. Tercihlerden bahsedin onlara. Seçimlerden. Kendi neslinizin bugüne kadar yaptığı doğru ve yanlış şeylerden. Yanılgılarınızı ve zaaflarınızı anlatın onlara. Katlandıklarınızı ve görmezden geldiklerinizi. Bunların sonuçlarını anlatın. Her şeyi dürüstçe anlatın en yakınınızdaki imkânı kısıtlı üç çocuğa... Ki; Kader diye bir şey olmadığını erkenden fark etsinler. Neye ne zaman isyan etmeleri gerektiğini sezsinler. Sizin düştüğünüz tuzaklara düşmesinler. HHH Cumhurbaşkanının dediklerine hiç kulak asmayın. Parmak hesabıyla çocuk doğurmayın. Halihazırda doğmuş, ailenizden olmayan, imkânı kısıtlı en az üç çocuğun karartılmış yoluna ışık olun. Yeşim Meltem Şişli’ye 9 yıla kadar ceza talebi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İSMEK’in eski bölge sorumlusu, kadınlara hakaret ettiği iddia edilen eski İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli hakkında iddianame hazırlandı. Şişli’nin “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nce dün kabul edilen iddianamede Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı katılımcı olarak yer aldı. Hakkında suç duyurusu bulunan Hayat Boyu Öğrenme Müdürü Erkan Duyar’ın da dosyası ayrılarak İstanbul Valiliği’nden soruşturma izni talep edildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle