Katalog

KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 21 ŞUBAT 2020 CUMA Nostalji kokulu fuar İstanbul Sanat ve Antika Fuarı, 12 bin 500 kişiyle açılışını yaptı. Fuara İBB ORHUN ATMIŞ Başkanı İmamoğlu da katıldı İstanbul yeni bir sanat fuarına daha ev sahipliği yapıyor. Üstelik fuarda insanı nostalji kokusuyla karşılayan bir de antika bölümü bulunuyor. İstanbul Sanat ve Antika Fuarı, önceki gün VIP açılış kokteyli ile kapılarını açtı. İlk gün fuarı ziyaret eden 12 bin 500 kişi arasında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da vardı. Açılışta devlet sanatçısı Gülsin Onay da bir piyano resitali verdi. Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde açılan fuarda Türk resim ve heykel sanatından Paris ekolüne, “14 Kuşağı”ndan “d” Grubu’na ve 1800’lü yıllardan günümüze kadar gelmiş birçok sanat eseri ve antika obje bulunuyor. Fuarın seçici kurul başkanlığını Halilhan Dostal üstleniyor. ‘5 gün yetersiz’ Açılışta karşılaştığımız Halilhan Dostal, 5 gün sürenin böyle bir fuar için yetersiz olduğunu söyledi. Bu sene kongre merke zinin takviminin yoğunluğu nedeniyle böyle olduğunu dile getiren Dostal, seneye daha uzun olması için çalışacaklarını da dile getirdi. Kendisinin de vurguladığı üzere sırf antika bölümünde en az yarım gününüzü geçirebilirsiniz. İki nostaljik Rolls Royce arabadan hayvan heykellerine, eski sandıklardan avizelere, vazolara ve halılara detaylarda kaybolmanız işten bile değil. Diğer tarafta sanat galerisi İMOGA’ya ayrılmış bölüm ilgi çekerken özel koleksiyonlarda birçok ünlü ressamın eserleri fuardaki yerini almış durumda. Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de fuarı zevkle gezdiğini ifade etti. Eşi seramik sanatçısı Ayten Akbayram’ın yanında olmak için D’Art Galeri standının başında bekleyen Edip Akbayram, “İlk günde yalnız bırakmamak adına eşimin yanındayım. Fuarın ilk gününün güzelliğini sanatın içinde yaşıyoruz” diye konuştu. Fuarda satış da yapılıyor. ‘Çok kıymetli sanatçılar burada’ Eşi Dilek İmamoğlu ile açılışa katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sanatın olduğu her yerde keyif aldığını dile getirerek “İstanbul’un, dünyanın en güzel sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmasını temenni ediyorum. Bu şehirde sanatla buluşmak, sanatçının hak ettiği noktada olmasını hissettirmek bizim gibi yöneticilerin sorumluluğu. Yaklaşık 15 bin m2’lik alanda değerli galeriler, kurumlar, firmalar fuara eşlik ediyor. Çok kıymetli sanatçılar burada, geçmişten bugüne sa nat izlerini dünyaya bırakmış sanatçıların eserleri de burada yer alıyor. Demos Fuarcılığı tebrik ediyorum. İstanbul’un birçok yerinde sanatla ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Sizleri İstanbul’da çok güzel süprizlerle buluşturmak niyetindeyiz. Bu şehir tarihin derinliklerinden bugüne kadar taşıdığı muazzam bir kültüre ve deneyime sahip. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve başarılar diliyorum” dedi. İmamoğlu çifti stantları tek tek gezerek eserleri yakından inceledi. 39. İSTANBUL FILM FESTIVALI 7 kategoride ödül verilecek 39. İstanbul Film Festivali 1021 Nisan tarihleri arasında yapılacak. Festivalin Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılacak kapanış ve ödül gecesi’nde uluslararası yarışmanın, sinemada İnsan Hakları Yarışması, Türkiye Sineması bölümü kapsamında Ulusal Yarışma, Ulusal Belgesel Yarışması, Ulusal Kısa Film Yarışması, Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü ve Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) Ödülleri’ni kazananlar açıklanacak. Geçen yıllarda yarışma jürisi tarafından belirlenen Sinemada İnsan Hakları Ödülü, bu yıl ilk defa izleyiciler tarafından belirlenecek. Ödül, insan hakları konusunda kamuoyunda duyarlılık ve bilinç uyandıran, bu konunun öneminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunan bir filme veriliyor. SİYAD Onur ve Emek Ödülleri açıklandı Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) bu yılki Emek ve Onur Ödülleri ile kısa film, belgesel ve fantastik film dallarındaki adaylarını açıkladı. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), 52. SİYAD Türkiye Sineması Ödül Töreni’nde Onur Ödülleri’nin oyuncu Zuhal Olcay ile belgesel sinemacı Thomas Balkenhol’a, Emek Ödülleri’nin ise İZ TV kurucusu Coşkun Aral ile Prof. Sami Şekeroğlu Sinema TV Merkezi’ne emek vermiş Sinema Televizyon Bölümü mezun ve öğrencilerine verilecek. En İyi Film başta olmak üzere diğer dallardaki adaylar geçen ay açıklanmıştı. 2019 Türkiye sinemasının toplam 16 kategoride SİYAD üyelerinin oylarıyla belirlenecek olan en iyileri, 26 Mart’ta Cemal Reşit Rey salonunda yapılacak törende açıklanacak. Zuhal Olcay Strazburg Filarmoni ayakta alkışlandı... GÜLÇİN GÜLAN Alman şef Claus Peter Flor yönetimindeki Strazburg Filarmoni Orkestrası’nın, 19 Şubat’ta CRR Konser Salonu’nda verdiği konseri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Strazburg Belediye Başkanı Ro land Ries, Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği Kültürel etkinlik ve işbirliği müsteşarı JeanJac ques Victor ve İstanbul Başkon solosu Bertrand Buchwalter ile birlikte izleyip ayakta alkışladı İBB Başkanı İmamoğlu ve Ries genç piyanist Kantorow ve şef Flor’u sahnede kutladılar. lar. Konser Ries’ın iadei ziyare tine de vesile oldu. mel eşliğinde seslendirdiği C. SaintSa larından İstanbul’da ilk kez konser ve Strazburg’dan gelen delegas ens, “5. Piyano Konçertosu” ile yetene ren Strazburg Filarmoni Orkestrası, de yon, İstanbul’da yaşayan çok sayı ğini sergileyen genç piyanist, bis par neyimli şef Claus Peter Flor yönetimin da Fransızın da izlediği konserin so çası olarak çaldığı Stravinsky “Ateşku de C. M. von Weber’in “Der Freischütz” listi “Uluslararası Çaykovski Yarışma şu” piyano düzenlemesi ile de büyük al Operası Uvertürü A. Dvorak (1841 sı’’ birincisi Fransız piyanist Alexand kış aldı. Fransa’nın virtüözitesi yüksek 1904) Senfoni No. 8 eserlerini büyük re Kantorow’du. Orkestranın mükem üyelerden oluşan en önemli orkestra ustalıkla çaldılar. Duygu Demirel, Gürcan Keltek ve Onur Saylak. Onur Saylak’tan genç yeteneklere destek… 11. Uluslararası Lions Kısa Film Yarışması’nın basın toplantısı oyuncu, yönetmen Onur Saylak’ın da aralarında yer aldığı yönetmenler eşliğinde yapıldı. Festivalin hedefi, yurtdışında ülkemizi tanıtmanın yanı sıra, hızla gelişmekte olan sinema sektörüne yeni ve genç yeteneklerin katılımını sağlamak. Sivil toplum kuruluşu olarak sanatı ve sanatçıyı destekleyen Lions Derneği, genç yeteneklerin eserlerini uluslararası platformda sergilemelerine olanak sağlıyor. Onur Saylak, Mahmut Fazıl Coşkun, Gürcan Keltek, Burak Göral, Prof. Dr. Simten Gündeş, Duygu Demirel ve Zeynep Dadak’ın jüri olduğu kısa film yarışması, 9 Nisan’da TİM Show Center’da yapılacak. Fuarın iptali sanatı doğurdu İspanya’nın Barselona kenti sıra dışı bir Mona Lisa portresine ev sahipliği yapıyor. İspanya’nın Barselona kentinde yapılması planlanan uluslararası mobil teknoloji fuarı koronavirüs sal gını sebebiyle iptal edilince devreye sanatçılar girdi. Barselona’daki Katalan hükümet binasının duvarına “Maskeli Mona Lisa resmi” çizildi. “Tvboy” adlı İtalyan sanatçının eseri “Mobil dünya virüsü” adını taşıyor. Duvar resminde elindeki cep telefonu ile selfie çeker şekilde resmedilen Mona Lisa’nın yüzünde de maske yer alı yor. Hükümet duvarına çizilen eser ülke de yoğun ilgi görüyor. Kimi vatandaşlar fuarın iptal edilmesinin hata olduğunu belirtirken moronavirüs karşı alınan önlemler için yetkililere hak verenler de var. Salgın konusunda çok fazla paylaşım yapıldığını belirten sanatçı ise cep telefonlarının da bir nevi virüs olduğunu yorumunu yaptı. ‘Göbeklitepe’ opera sahnesinde prömiyer yaptı Göbeklitepe, Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye taşındı. “Göbeklitepe Mabedin Hüznü” isimli eserin prömiyeri Ankara’da yapıldı. Devlet Opera ve Balesi’nin yeni sezondaki en iddialı eserlerinden biri olan Göbeklitepe Operası için, DOB Genel Müdürü Tenor Murat Karahan, balet Tan Sağtürk, koreograf Volkan Ersoy gibi isimleri bir araya geldi. Dünya prömiyeri gerçekleştirilen Göbeklitepe Operası’nın rejisör koltuğunda Gürçil Çeliktaş oturuyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium’da “Göbeklitepe Operası”nı izledi. Köy Enstitüleri Cumhuriyet döneminin en etkin okullarından biri olan Köy Enstitüleri 1937 yılında kuruldu. Demokrat Parti 1950’de iktidara gelir gelmez yoksul halk çocuklarına eğitim kapısını aralayan bu okulları 1954 yılında öğretmen okullarına dönüştürerek eğitimdeki iyi bir gelişmeyi köstekledi. Anadolu’nun en uzak köylerinin bile öğretmen gereksinimini karşılayan Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı bu yıl 83’üncü yılı kutlanacaktı. Ama aydınlığa açılımın söz konusu olduğu her dönemde boşluğu duyulan Enstitüler gündemin başına oturtulmuştur. Üç örnek! Ölümünü, köklü düşünceleriyle diri kılan Uğur Mumcu, şu saptamasıyla bugün de aramızda! “Kemalizmin bağımsız toplum, özgür yurttaş yaratma amacı terk edilerek, İkinci Dünya Savaşı sonrasının gelişmeleri ile de biçimsel demokrasiye doğru eğilimler arttı. Bu devrenin en önemli ve ilginç olayı 1937’de Köy Enstitülerinin kurulmasıydı. Köy Enstitüleri, tüketici eğitimden üretici eğitime geçilerek toplumun yeni baştan örgütlenmesini amaçlayan bir ‘kansız ve sessiz’ devrimdi. Bu girişim egemen çevrelerin baskısı ile önlendi ve Enstitüler kapatıldı.” Yaşam süreçlerle sınırlıdır. Düşüncenin süreci ise sonsuzluktur. Yazar Alper Akçam, Çankaya Belediyesi ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’nce düzenlenen bir etkinlikle, “Köy Enstitüleri Forumu”nun gerçekleştirileceğini belirtirken, aydınlatıcı iletisiyle “Hasanoğlan Eğitim ve Üretim Üniversitesi”nin temelinin atılma sürecinin başlatıldığını duyuruyor. Bir atılım haberi de 21 Kasım 2019’da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi: “İstanbul’da çeşitli bölgelerde, 5 adet Köy Enstitüsü kuracağız. Her bir Köy Enstitüsü, en az 1000 dönüm alanda olacaktır. Her yaştan insan, burada eğitim alarak 1 senede mezun olacaktır.” Bu, bozulan eğitimimizin düzene gireceğini gösteriyor. Ömür Kurt 2017 Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı’nın “yılın çocuk kitabı” ödülünü “Yaban Ördeği Ailesinin Göç Yolculuğu” adlı dosyasıyla kazanan genç yazar Ömür Kurt’un, Köy Enstitülerini konu edinen Karaca ve Mucizeler Köyü adlı (Doğan Egmont) çocuk romanı, yazın dünyamızda önemli bir gelişme sayılmalı. Bugüne değin, nice yazar, seçtikleri ilgi çekici konuları, estetik düzeyi yüksek dilleriyle çocuğun kişiliğini geliştirecek romanlar, öyküler yazmıştır. Kurt, Karaca ve Mucizeler Köyü adlı romanıyla konu seçimiyle, üslubuyla bu geleneği sürdürüyor. Sanırım bu, düzeyi düşük kuru anlatımlı, daha çok yabancılara özenilerek kargacık burgacık adlarla özgün kılınmak istenen yapıtların önünü bir ölçüde de olsa kesecektir. Mucizeler Köyü Ömür Kurt, ödüle değer bulunan Yaban Ördeği Ailesinin Göç Yolculuğu romanında kuşlardaki örgütlenmeyi konu seçerek bunun gelişmiş örneklerinden birini vermişti. Karaca ve Mucizeler Köyü’nde de Köy Enstitülerini örnek göstererek, konuyu, öğretmeninden yöneticisine toplumsal sorumluluk bilinci üzerinde yoğunlaştırıyor. Karaca ve Mucizeler Köyü, üretmenin bir yaşam biçimi olduğu, yaparak öğrenmenin yetenekleri geliştirerek insanı yaratıcı kıldığı, emeğin, bozkırı bile çiçeklendirecek denli etkili olduğunu savunuyor. O dönemleri yaşamamış olsa da, Köy Enstitüsü denen bu “eğitim mucizesi”ni aklın ışığında gerçeğe dönüştürerek tanıtıyor. Anlatının temel aracı dildir. Dile, üretilen kavramlarla işlerlik kazandırılır. Bu bağlamda sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek yerli yerinde kullanmak anlatının temel amacıdır. Kurt’un romanları, içeriği, yarattığı dil düzeyiyle çocuk yazınımıza bir armağan sayılmalı. İFSAK Kısa Film Festivali’ne geri sayım 26. İFSAK Ulusal Kısa Film Festivali 25 Şubat 1 Mart tarihleri arasında İFSAK ve SaintePulchérie Fransız Lisesi salonlarında izleyici ile buluşacak. İFSAK 40. Ulusal Kısa Film Ve Belgesel Yarışması’nda ön elemeyi geçen filmlerin yanı sıra Selanik Uluslararası Kısa Film Festivali ve İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali seçkileri de programda yer alacak. Ayrıca 2012 yılında yitirdiğimiz yönetmen Seyfi Teoman anısına bir söyleşi yapılacak. Ayrıca, yönetmen Yeşim Ustaoğlu söyleşisi 1 Mart’ta yapılacak.