24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 13 ŞUBAT 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na ‘siyasi ayak’ yanıtı verdi ‘FETÖ’cü sen ve ekibin’ Kılıçdaroğlu’nun ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ ilan ettiği AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan da CHP liderini ‘siyasi ayak’ ilan etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisini “FETÖ’nün siyasi ayağı” ilan eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Bu ülkede FETÖ’nün en önemli siyasi ayağı bizatihi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve ekibidir” yanıtını verdi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. “FETÖ’nün siyasi ayağı Tayyip Erdoğan’dır” diyen Kılıçdaroğlu’na yanıt veren Erdoğan, Tolstoy’un, “Birine çamur atmadan önce düşün ve sakın unutma, önce senin ellerin kirlenecektir” sözünü anımsatarak “Kılıçdaroğlu, bize çamur atmaya çalışırken elinde çamurla yakalanmıştır. Çünkü bu ülkede FETÖ’nün en önemli siyasi ayağı bizatihi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve ekibidir” dedi. FETÖ’nün faaliyetlerinin ülkedeki tüm siyasi iktidarlar tarafından ihtiyatlı ve aynı zamanda müsamahakâr bir şekilde takip edildi. CHP iktidarları, darbe yönetimleri ve cunta rejimleri zamanında bile FETÖ’nün aynı müsamahayı görmeyi sürdürdüğünü ileri süren Erdoğan, kendilerinin FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan sonra bu yapıya karşı mücadele ettiklerini, bu yapıyı suç örgütü ilan eden MGK kararının altında kendisinin imzasının olduğunu söyledi. O dönem kendisinin “özel hayat değil genel genel” diye nitelendirdiği kaset kumpasıyla Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa getirildiğini ileri süren Erdoğan, “Seni oraya getiren FETÖ, ne konuşuyorsun? Sayın Baykal’a kurulan kaset kumpasının savcısı FETÖ’den ihraç edildiği halde Kılıçdaroğlu’nun bunun hiç sözünü ettiğini duydunuz mu” diye konuştu. CHP’nin 7 Şubat MİT krizi sonrası getirilen düzenlemeye “kişiye özel düzenleme yapılamaz” diyerek FETÖ ağzıyla karşı çıktığını, dershanelerin kapatılmasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığını kaydeden Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun her sözü ve ey ‘Çocuğum aç’ dedi, susturuldu AKP grup toplantısında Erdoğan’ın konuşması sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla ilgili videonun barkovizyona yansıtılmasından saniyeler önce oluşan sessizliği fırsat bilen bir yurttaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi. İşsiz olduğunu söyleyen yurttaş, “Sayın Cumhurbaşkanım, 15 Temmuz’a katıldım diye beni işimden gücümden ettiler. Çoluğum çocuğum aç. Bana yardım edin. Mahkeme kararını tanıyın” dedi. Erdoğan’ın duymazdan geldiği yurttaş, salondaki görevlilerce susturuldu. Görevlinin yurttaşın yanına gittiği sırada kameranın açısı değişti ve Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla ilgili video barkovizyona yansıtıldı. l Haber Merkezi leminin FETÖ medyasında manşet olduğunu söyledi. Bu işin asıl dönüm noktasının 1725 Aralık süreci olduğunu kaydeden Erdoğan, CHP grup toplantılarında aylar boyunca FETÖ mensuplarının montaj ve iftira kasetlerinin dinletildiğini ifade etti. MİT TIR’ları haberleriyle ilgili olarak Cumhuriyet gazetesini de hedef alan Erdoğan, “Şimdi genel yayın yönetmeni nerede? Beş küsur yıla mahkum olan bu adam şu anda Almanya’da. Onunla beraber ajanlık yapan CHP’nin milletvekili cezaevine girdi, bir müddet yattı, şimdi nerede? CHP’de ve parlamentoda. Kim siyasi ayak” diye konuştu. ‘Yatak odasına girmiş’ Milletvekillerine bir video izleten Erdoğan, “Buyurun kendi adamı söylüyor. ‘Genel Başkan’ın talimatıyla Zaman gazetesine gittim’ diyor. 6 danışman FETÖ’cü çıktı. Urla Belediye Başkanı malum FETÖ’cü çıktı ve şu anda içeride. Nereye bakarsan bak, FETÖ’nün siyasi ayağı tamamen Bay Kemal’in yatak odasına girmiş, haberi yok” dedi. Kılıçdaroğlu’na “kontrollü darbe” nitelemesini FETÖ’nün söylettiğini, adalet yürüyüşünü FETÖ’cüler için yaptığı Tayyip Erdoğan nı ileri süren Erdoğan, CHP yönetiminin, sadece 15 Temmuz’u itibarsızlaştırma çabası ile darbe girişiminin ardından FETÖ’yü devletten ve toplum hayatından tasfiyeye yönelik her adımı engelleme çabasının, örgütün siyasi ayağı olduğunun en büyük delili olduğunu ileri sürdü. İsim vermeden Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a yönelik de açıklamalar yapan Erdoğan, “Buradan soruyorum, malum Genelkurmay Başkanı, bir diğer şu anda tabii öldü Genelkurmay Başkanı. Her ikisinin de Genelkurmay Başkanlığı döneminde çıksınlar şunu söylesinler, ‘Biz şu kadar FETÖ’cü subayı ordudan ihraç ettik.’ Bu görev kimin? Benim görevim değil, sizin görevinizdi. Niye ihraç etmediniz? Kimi aldatıyorsunuz” dedi. İhraç edilen askerlerin çoğu zaman FETÖ’cü değil Nurcuların içerisinden Kurdoğlu takımının olduğunu kaydeden Erdoğan, “Biz onlara bile imza atmadık. Peki FETÖ’cüleri niye ihraç etmediniz? Çıkıp sağda solda ‘Ben başbakana şunu söyledim, bunu söyledim’. Yalan söylüyorsun. Askeri istihbarat vardı, askeri istihbaratla bunları niye çıkarmadınız” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Dinçer, ‘rafa kaldırıldığını’ itiraf etmişti Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmalarıyla ilgili 2004 tarihli MGK kararına atıfta bulunarak “FETÖ’yü suç örgütü ilan eden o MGK kararının altında imzası olan benim” dedi. Buna karşın, o dönem Başbakanlık Müsteşarı olan Ömer Dinçer, 2015’te yayımlanan “Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor” adlı kitabında bu kararın hiçbir zaman uygulanmadığını ve “Rafa kaldırıldığını” itiraf etmişti. Dinçer, kitabında bu MGK kararıyla ilgili “Tavsiye kararı Başbakanlığa bildirildikten sonra konuyu Başbakanımıza açtım ve gelen yazıyı ‘dosyasına’ kaldırmaya karar verdik. Bu karar metni Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Konudan MGK toplantısına katılan bakanlar dışında kimsenin haberi olmadı ve onları endişeye sevk edecek bir sonucun doğmamasına özen gösterildi. Bütün toplumsal ve siyasi riski hükümet adına Sayın Başbakanımız (Erdoğan), hukuki riski ise ben üstlenmiştim” ifadelerini kullandı. İSMAIL HAKKI PEKIN: MİT Müsteşarı, ‘Başına iş alırsın’ dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hiçbir FETÖ’cüyü tespit edemediniz” diye eleştirdiği eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin “TSK’deki FETÖ’cüleri belirlemek için ayrı bir teşkilat kurmayı önerdim, dönemin MİT Başkanı, ‘Başınıza iş alırsınız’ dedi” ifadelerini kullandı. Katıldığı bir radyo programında dün konuşan Pekin, 2007 yılında yaptığı FETÖ sunumuna Erdoğan’ın kızdığını belirterek “Sayın Cumhurbaşkanı daha önce ‘Bunları burada konuşmayalım, MGK’de konuşuruz’ demiş. Biz sunumu tekrarlayınca bana dönüp ‘Bu işleri sen yapıyorsun demeye getiriyorsunuz’ dedi. Çok büyük bir alınganlık oldu” diye konuştu. ABD’de ordu içinde teşkilatların olduğunu ve bu öneriyi dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a sunduğunu aktaran Pekin, “İlker Paşa Sayın Başbakana söyledi. Sonrasında o zamanki MİT Müsteşarı Emre Taner bana, ‘Başınıza iş açmayın. Biz yaparız’ dedi ve o iş öyle kaldı” dedi. l Haber Merkezi GÜL, ERDOĞAN’I SAVUNDU ‘Partisi bile destek vermedi’ Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla suçlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi. Yargı Reformu Stratejisi’nin bir parçası olan “Hâkim ve Savcı Yardımcılığı”na ilişkin Hâkimevi’nde bir çalıştay düzenlendi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, “Kılıçdaroğlu’nun, FETÖ’yü devletin kurumlarına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soktuğu iddiası var. Nasıl değerlendirirsiniz” sorusu üzerine şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanımız ailesiyle birlikte o gece canını ortaya koymuştur. FETÖ ile mücadele ederken adeta partide ve hükümeti bile ‘ya bu kadar da abartmak doğru mudur’ gibi belki de gerekli desteği alamadığı halde tek başına mücadele etmiş bir liderdir.” Öte yandan Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberde, Gül’ün hükümetin Erdoğan’ı yalnız bıraktığına yönelik sözlerini sansürledi. l ANKARA/Cumhuriyet Özel’den, ‘Darbe başarılı olsaydı kimler göreve gelecekti’ diye soran Bahçeli’ye ‘O listeyi Erdoğan’a sor’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin siyasi ayak listesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sorması gerektiğini belirterek “Örgütün iç yazışmaları çözülmüş, her şey biliniyor ama bir şey kayıp: Darbe başarılı olsaydı kim hangi göreve gelecekti? Onu emin olun Bahçeli’ye açıklamayan biz değiliz. Bizde olsa bugün açıklarız. Ama Bahçeli’ye açıklanmayan ve açıklayabilme imkânı olmayan Erdoğan’dır” diye konuştu. CHP’li Özel, TBMM’de yaptığı basın toplantısında; AKP grup toplantısının, “Bir gün erteleyelim, dinleyelim hazırlanalım” denilerek yapıldığını ifade etti. Özel, Erdoğan’ın toplantıda Enis Berberoğlu ve Eren Erdem’i hedef gösterdiğini ifade etti. Erdoğan’ın Berberoğlu’nu casuslukla suçladığını kaydeden Özel, “Sayın Berberoğlu o iddialardan yargılandı ve beraat etti. Sizin kontrolünüzdeki savcılar da artık suçlamıyorlar. O bir algı operasyonuydu” dedi. Eren Erdem hakkındaki dosyanın Yargıtay’da olduğunu kaydeden Özel, Erdoğan’ın açıkça yargıya talimat verdiğini dile getirdi. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, “Yurtta sulh konseyinin listesinde kimler varsa onlar siyasi ayaktır” dediğini anımsatan Özel, “Doğru. Bu liste Erdoğan’dadır. Bu örgütün iç yazışma programı deşifre edilmiş, içindeki yazışmalar ele geçirilmiştir. Her şey biliniyor ama bir şey kayıp: Darbe başarılı olsaydı kim hangi göreve gelecekti? Onu emin olun Bahçeli’ye açıklamayan biz değiliz. Bizde olsa bugün açıklarız. Ama Bahçeli’ye açıklanmayan ve açıklayabilme imkânı olmayan Erdoğan’dır. O listeyi oradan sorsunlar, oradan baksınlar” diye konuştu. Bahçeli’nin “Kılıçdaroğlu’na görev düşer miydi” dediğini de anımsatan Özel, şunları dile getirdi: “Sayın Bahçeli herkes aklını başına alsın düşünsün. O darbe dinci bir darbe, o darbe dini kendine göre yorumlayan, insanları kandıran bir meczubun darbesi... O darbe başarılı olsaydı Humeyni gibi bir uçakla gelecekti. Emin olun Kılıçdaroğlu’na eğer idam düşmeseydi, yine Hamzakoy düşerdi. Merak etmeyin Sayın Bahçeli, en beter de biz olurduk. Biz CHP olarak darbelerde genel başkanları hapse atılmış, il başkanları işkencelerden geçirilmiş bir siyasi hareket olarak en ağır bedeli de biz orada öderdik.” Özel, anımsatılması gereken başka bir konunun ise Bahçeli’nin darbe gecesi saat 01.38’de basın kuruluşlarına geçtiği metin olduğunu söyledi. Özel, “Metinde, hiçbir darbeyi tasvip etmediğini yazar. Ama ‘Sokağa çağrılar vatandaşla orduyu karşı karşıya getirme potansiyelinde olan bir yanlıştır. Hiçbir ülkücü sokağa çıkmayacak ve bu kavganın bir tarafı olmayacaktır’ ifadeleri de hâlâ MHP’nin internet sitesinde Bahçeli’nin açıklaması olarak durmaktadır” diye konuştu. ‘Belge rafa kalktı’ FETÖ’ye karşı önlem alınması önerisi yapılan MGK kararının gereğinin yapılmadığını kaydeden Özel, dönemin başbakanlık müsteşarının hiçbir işlem yapılmadığını açıkladığını anımsattı. Özel, “Darbeyi darbe olarak nitelendiriyoruz. Önceden haber alındığını, gereğinin yapılmadığını ve OHAL’le bunun fırsata çevrildiğini söylemek başka bir şey” dedi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın örgütün operasyonlara hazırlandığı sırada Fethullah Gülen’e giderek “Örgüt olma, Özgür Özel cemaat ol” diye uyardığı yönünde 2014 yılına ait haberleri gösteren Özel, “MİT bunu görüyor. Bundan bilgi sahibi olunduğu ortada” dedi. Erdoğan’ın eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a da “Senin döneminde kaç FETÖ’cü ihraç oldu” diye sorduğunu kaydeden Özel, “Başbuğ döneminde 32 kişi ihraç edildi. Başbuğ’dan sonra kaç tane oldu? Necdet Özel zamanında kaç tane oldu? Cevap veriyorum: Sıfır. Kahraman Hulusi Akar döneminde kaç tane ihraç oldu? Cevap veriyorum: Sıfır” dedi. Özel, Erdoğan’ın konuşmasında, “Kılıçdaroğlu’nun yatak odasına kadar FETÖ girdi” ifadesine tepki göstererek “Bir siyasi parti liderinin bir başka siyasi partinin liderini söyleyip ‘Yatak odasına kadar girmişler’ lafını duymaktan utandık, söylemekten nasıl utanmadı bilmiyorum. CHP çıksa bu lafı söylese, bu Meclis tarihinin en büyük kavgalarını yaşar. Ama bu lafı bu ülkenin başındaki kişi siyasi muhatabına edebiliyor” diye konuştu. Erdoğan’ın yaverlerinin de FETÖ’cü çıktığını kaydeden Özel, “Danışmanlar yüzünden bizim yatak odamıza girilmiş oluyorsa, cümlenin devamını ben nasıl getireyim? Senin arkandaki 7 yaverin 6’sı FETÖ’cü çıktı” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Burhan Kuzu BAŞSAVCILIK AÇIKLADI: Kuzu dosyası ‘Özel Büro’da SEYHAN AVŞAR İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’nin dönemin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun nüfuzunu kullanarak yargıya baskı yaptığı iddialarına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sessizliğini bozdu. Başsavcılık yetkilileri Kuzu hakkındaki soruşturmanın Özel Soruşturma Bürosu tarafından yürütüldüğünü açıkladı. HSK’den gelen dosyanın Zindaşti’nin kızı ve şoförünün öldürülmesi olayının azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanarak beraat eden Orhan Ünğan’ın şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma dosyasıyla birleştirildiği de öğrenildi. Ünğan’ın 18 Kasım 2019’de Özel Soruşturma Bürosu’na Kuzu’nun yargılamaya müdahalede bulunarak Zindaşti’nin tahliye edilmesini sağladığı yönünde ifade verdiği öğrenildi. Uyuşturucu ticareti yaptığı ileri sürülen ve hakkında “adam öldürmek”, “cinayete azmettirmek”, “FETÖ üyeliği” suçlamaları da bulunan İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti, 19 Ekim 2018 akşamı tartışmalı bir şekilde 3 adamı ile birlikte tahliye edildi. Savcılık Zindaşti’nin tahliyesine itiraz etti. Hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Zindaşti’nin tahliyesinin arkasındaki ismin Burhan Kuzu olduğu iddia edildi. İddiaları, “Kendisini tanımam” diyerek reddeden Burhan Kuzu’nun Zindaşti bağlantısını Cumhuriyet, yemek yerken çekilmiş fotoğrafını yayımlayarak ortaya çıkarmıştı. Zindaşti’nin tahliyesine ilişkin soruşturma başlatan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) görevlendirdiği müfettişlere ifade veren cumhuriyet savcısı Ercan Devrim ile hâkimler Özkan Gürel ve Ersin Öztürk, “Sürekli arıyordu. İran ile ilişkiler için serbest kalmalı diye” diyerek Kuzu’nun Zindaşti’nin tahliyesi için yaptığı baskıları detaylarıyla anlatmıştı. Cumhuriyet’in dünkü “Kuzu’ların Sessizliği” sürmanşetinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sessizliğini bozarak Kuzu ile ilgili soruşturma başladığını doğruladı. Özel Soruşturma Bürosu’nca yürütülen soruşturma kapsamında Kuzu’nun ilerleyen günlerde ifadeye çağrılabileceği öğrenildi. l İSTANBUL HABERİMİZE TEPKİ GÖSTERDİ Burhan Kuzu gazetemize saldırdı FETÖ lideri Fethullah Gülen ve FETÖ üyesi Ergenekon kumpas davasının firari savcısı Zekeriya Öz’ün “gizli tanığı”, uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’yle yemek yerken fotoğrafları ortaya çıkan Prof. Burhan Kuzu, yargıya baskı yaptığı iddialarını haberleştiren gazetemizi hedef aldı. Cumhuriyet’i “FETÖ’nün yayın organı” olmakla suçlayan Kuzu, Halk TV’de konuyu gündeme getiren gazetecilere de “tetikçi” dedi. Dünkü haberimizin ardından Twitter hesabından açıklama yapan Kuzu, “Ben bir bilim adamı ve hukukçuyum. Savcılık ifadeye çağırırsa koşa koşa giderim.Tekrar ediyorum, hiçbir hâkime baskı yapmadım. Cumhuriyet gazetesi, FETÖ’nün yayın organıdır” ifadelerini kullandı. Kuzu, Halk TV’de Gürkan Hacır’ın sunduğu programda Zindaşti iddialarını gündeme getiren gazeteciler İsmail Saymaz ve Barış Yarkadaş’ı da “tetikçi” olmakla suçladı. Kuzu, sosyal medya hasabından, “İsmail Saymaz ve Barış Yarkadaş, sizin yaptığınızın adı gazetecilik değil tetikçiliktir. Zindaşti konusu, şahsıma karşı yürütülen ve AK Parti’ye zarar vermek istenen bir FETÖ kumpasıdır. Hiçbir hâkimi arayıp baskı kurmadım. Ortada bir mahkeme kararı mı var? Yargısız infaz yapmayın” mesajını paylaştı. İsmail Saymaz, savcı ve hâkimlerin HSK müffettişlerine verdiği, “Kuzu telefonla arayarak Zindaşti’nin tahliye edilmesi için telkinde bulundu” ifadelerini paylaşarak yanıt verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet BEŞTAŞ’TAN SORU ÖNERGESİ HDP, Meclis gündemine taşıdı HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’nin tahliyesini Meclis gündemine taşıdı. Beştaş, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Zindaşti’nin tahliyesine ilişkin soruşturma başlatan HSK’nin görevlendirdiği müfettişlere ifade veren cumhuriyet savcısı E. D. ile hâkimler Ö. G. ve E.Ö. Burhan Kuzu’yu kastederek ‘Sürekli arıyordu. İran ile ilişkiler için serbest kalmalı diye’ şeklindeki ifadeleri ise son derece çarpıcıdır” dedi. Beştaş, önergede, “Zindaşti’nin kaçışında devlet kurumlarının dahli tespit edilmiş midir? Tahliye kararı hangi gerekçeye dayandırılmıştır? Burhan Kuzu hakkında yargıyı baskı altına alması dolayısıyla ayrıca dava açılması gündemde midir? Kuzu ile Zindaşti arasındaki bağlantılar araştırılmış mıdır? Burhan Kuzu ifadeye çağrılacak mıdır? Kuzu’nun tavrı yargı bağımsızlığını açıkça zedelemiyor mu” sorularını yönetti. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle