25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 13 ŞUBAT 2020 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.0410 1.4 kuruş 6.5870 1.3 kuruş 7.8500 2.6 kuruş 11.01 0.09 puan 120.049 251 puan Gelir garantili büyük yapişletdevret projelerini inşa eden veya işletenler, sürekli para arayışı içinde 2046.79 95 kuruş 304.25 7 kuruş YİD’lerde satış dalgası Osmangazi Köprüsü ve Gebzeİzmir otoyolunu işleten Otoyol Yatırım’da hisse satışı için JP Morgan yetkilendirildi. Miktar henüz belli değil. Yatırım tanıtımları yapılırken “bütçeden para çıkmayacak” denilen yapişletdevret (YİD) projeleriyle ilgili her gün yeni sorunlar ortaya çıkıyor. Özellikle köprü ve otoyollar için kulllanılan model gelir garantileriyle yurttaşın bütçesine ek yük getirirken önemli finansman sorunlarına da yol açıyor. Bunun son örneği, Osmangazi Köprüsü’nü de içeren Gebzeİzmir otoyolunda ortaya çıktı. Reuters’ın haberine göre, Gebzeİzmir otoyolunun işletmesini üstlenen Otoyol Yatırım AŞ’de potansiyel hisse satışı için uluslararası yatırım bankası JP Morgan danışman olarak yetkilendirildi. Bu projenin inşaatını ve işletmesini Nurol, Özaltın, Makyol, Astaldi ve Göçay ortaklığı üstlenmişti. Yetkilendirmeyle ilgili bilgi veren bir kaynak, “Ne kadarlık bir hisse satışı olacağı, alıcılara, fiyata ve ilgiye bağlı olarak değişir” dedi. Bu projenin toplam yatırım bedeli 7.3 milyar dolar. Bunun 5 milyar doları için kredi alındı. Borç yapılandırma Hatırlanacağı gibi bu projede de yaklaşık yüzde 19 payı bulunan İtalyan Astaldi, İtalyan inşaat sektöründeki gerilemeden etkilenerek konkordato ilan etmiş, bu kapsamda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ndeki yüzde 33 hissesini Türk ortağına satmak için anlaşmıştı. Yine geçen aralık ayında, 6 Çin şirketinin oluşturdukları fonla Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun yüzde 51’ini satın alacağı basına yansımıştı. Konsorsiyum üyelerinin ortaklık için 688.5 milyon dolar harcayacağı açıklanmıştı. Öte yandan, Cengiz, Kalyon, MAPA ve Limak ortaklığındaki İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA’nın 5.7 milyar Avro’luk borçlarını yapılandırmak için Çinli ve Arap sermayedarlarla görüştüğü ortaya çıktı. ‘Türk firmaların mali yapıları bozuldu’ YİD projelerindeki bu tür arayışları yorumlayan Prof. Dr. Aziz Konukman, “Gelir garantileri nedeniyle bunlar ‘ballı yatırımlar’. Projelerden neden çekildiklerini anlamak zor. Modelin yanlışlığı daha iyi ortaya çıktı” dedi. Prof. Dr. Veysel Ulusoy ise Türkiye’deki düşük büyümeye ve duran yatırımlara dikkat çekerek şu vurguyu yap tı: “Geçtiğimiz dönemde Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunlar nedeniyle özellikle Türk firmalarının mali yapıları önemli ölçüde bozuldu. Bu tür projelerdeki gelirleri uzun vadeli. Yeni yatırımlar, işler de olmadığı için hem artan TL maliyetleri karşılamak hem yeni finansman bulmak için hisse satışı gibi yollar başvuruyorlar.” Ulusoy, ayrı ca bu ortaklıklardaki özellikle Türk menşeili firmaların Kanal İstanbul projesine hazırlık için de bu yola başvurmuş olabileceğini düşünüyor. Öte yandan, kamu özel ortaklığıyla inşa edilen ve yine gelir garantisi verilen şehir hastaneleri de, önümüzdeki yıllarda bütçeye önemli bir yük haline gelecek. l Ekonomi Servisi ‘AtlasGlobal iflas yolunda’ Türkiye’nin köklü havayolu şirketlerinden olan ve uzun süredir maddi sıkıntılarla boğuşan AtlasGlobal’in, iflasını açıklamaya hazırlandığı iddia edildi. Airport Haber’in aktardığına göre, AtlasGlobal’de personel ile toplantı yapıldığı ve artık işe gelmemelerinin tebliğ edildiği öğrenildi. Şirketin tüm uçuş operasyonlarını durdurduğu belirtildi. AtlasGlobal, 2016 yılından itibaren başlayan ekonomik dalgalanma ve İstanbul Havalimanı’ndaki artan maliyetler nedeniyle 26 Kasım 2019 tarihinde uçuşlarını durdurduğunu açıklamıştı. Daha sonra kısmen yeniden başlattı. Fas’tan BİM’e tedarik uyarısı Fas Ticaret Bakanlığı, ülkesindeki BİM şubelerinde satılan malların en az yarısını ülke içinden tedarik etmesini talep etti. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda BİM mağazalarının kapatılabileceği uyarısında bulunuldu. Fas Ticaret Bakanı Moulay Hafid Elalamy, BİM hakkında “Türkiye’nin desteğiyle Fas’a yatırım yapıyorlar, mağaza açtıkları yerlerde 60 dükkân kapanıyor” dedi. BİM Finans Üst Yöneticisi Haluk Dortluoğlu ise halihazırda ürünlerinin yüzde 85’ini Fas’taki yerel üreticilerden tedarik ettiklerini, bu yüzden de bu uyarının operasyonlarını etkilemeyeceğini söyledi. l Ekonomi Servisi Varlık Fonu’na hisse devri Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank, Türkiye Varlık Fonu koordinasyonunda, Platform Ortak Kartlı Sistemler AŞ’nin ortaklık ve sermaye yapısında değişikliğe gidilmesi kararı alındığı bildirilerek devir sürecinin başladığı duyuruldu. Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank tarafından KAP’a yapılan açıklamada, söz konusu bankaların ortaklığında eylülde 21 milyon TL sermaye ile Platform Ortak Kartlı Sistemler AŞ’nin kurulduğu anımsatıldı. Açıklamada, “Türkiye Varlık Fonu’na hisse devir süreci başlatılmış olup PTT AŞ tarafından yetkili mercilerden gerekli izinler alındıktan sonra hisse devir süreci başlatılacaktır” denildi. l AA ‘İHALE’ YINE DELINDI Yıllık süt üretimi düştü Artan hayvancılık maliyetlerini karşılayamayan besicinin süt hayvanlarını kesime göndermesiyle üretimde görülen düşüş sürüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre, toplanan inek sütü miktarı 2019 OcakAralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4.7 azaldı. Aynı dönem aralığında içme sütü üretimi yüzde 7.3 azalarak 1 milyon 540 bin tona gerilerken, yoğurt üretimi de yüzde 1.5 azalarak 1 milyon 181 bin tona düştü. Kaymak üretimi yüzde 21.7, tereyağı üretimi yüzde 12.1 artarken, inek peyniri yüzde 6, koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri yüzde 16 azaldı. l Ekonomi Servisi 2019’DA TÜKETIM AZALDI Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu (TAMPF) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, “2019’da ağırlıklı olarak gıda ekseninde tutunan bir talep vardı. Yılın genelinde tüketim derinliğinin azaldığını gördük” dedi. TAMPFNielsen Perakende Endeksi’ne göre, 2019 Aralık’ta perakende sektörünün toplam cirosu 2018’e göre yüzde 5 arttı. Özpamukçu, “Ayrıca toplam perakendedeki çalışan sayısı değişimi ise yüzde 5 oldu” diye konuştu. l Ekonomi Servisi AKP döneminde genişletilen “istisnalar” ile “delik deşik” edilen Kamu İhale Yasası, bu kez Merkez Bankası için esnetildi. MUSTAFA ÇAKIR Devletin mal ve hizmet alımını belli kurallara bağlayan, ancak özellikle AKP döneminde istisnaları sürekli genişletilen Kamu İhale Yasası (KİK), bir kez daha değiştirildi. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Merkez Bankası’nın (TCMB) yapacağı bazı mal, hizmet alımları ile yapım işleri KİK kapsamı dışına çıkarıldı. Karara göre, “Güvenlikle ilişkili olduğuna veya gizlilik içinde yürütülmesi gerektiğine Cumhurbaşkanı veya TCMB ile ilgilendirilen bakan tarafından karar verilen alımlar” bu kapsamda olacak. Ayrıca bankanın, “Mevzuat gereğince sözleşmenin yürütülmesi sırasında özel güvenlik önlemleri alınması gereken veya devlet güvenliğine ilişkin temel menfaatların korunmasını gerektiren hallerle” ilgili olan alımlarında da KİK uygulanmayacak. Alımlarda, “pazarlık” ya da “belli istekliler arasında iha le” usullerinden birisi uygulanacak. Pazarlık da yok Hangi usulün seçileceğine ise TCMB karar verecek. Pazarlık usulü, ilan yapılmaksızın davet edilen isteklilerin teklif verebildiği usul. Tekliflerin alınması, teklif bedelleri üzerinden açık eksiltme yoluyla pazarlık yapılması ve tekliflerin değerlendirilmesinin ardından ihale sonuçlandırılacak. Yapım işi ihalelerinde, ihale yetkisinin onayı ile açık eksiltme yoluyla pazarlık yapılmayabilecek. Ancak banka ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi istekli ile banka menfaatı gereği fiyat görüşmesi için ek oturum yapabilecek. Uzmanlık veya ileri teknoloji gerektiren işlerin ihalesi ise “belli istekliler arasında ihale usulü” ile gerçekleştirilecek. TCMB, davet edilecek gerçek ve tüzel kişilerin belirlenmesinde yararlanmak üzere akreditasyon sistemi oluşturabilecek. İhtiyaç görülmesi halinde, alt yüklenici (taşeron) çalıştırılmasına izin verilebilecek. l ANKARA Wang Yanmin Murat Erkan Yeni cepte satış hedefi 1 milyon Çinli teknoloji şirketi Huawei ve Turkcell’in yaptığı işbirliği kapsamında, Huawei cep telefonlarında 30’a yakın Turkcell uygulaması yer alacak. Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, nisan başında mağaza ve internet kanalları aracılığıyla Huawei Mobil Servis destekli akıllı telefon satışlarına başlayacaklarını bildirdi. Erkan, bu telefon satışlarının 2021’de 1 milyon adetin üzerine çıkmasını hedeflediklerini kaydetti. Huawei Tüketici Elektroniği Grubu Global Başkan Yardımcısı Wang Yanmin ise “HMS ile hem tüketiciler hem de geliştiriciler için yeni bir mobil dünya yaratmayı amaçlıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi TSPB: Uzun vadeli yatırım gelmeli Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı Alp Keler, “Ülkeye gelen yatırımların kısa vadeli olduğunu gözlemliyoruz. Uzun vadeli yatırımlara ihtiyaç var. Sektörün 2020’de bu konuda çalışması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Zor geçen 2018’in ardından 2019’un dengelenme yılı olduğunu belirten Keler, 2020’den umutlu olduklarını dile getirdi. Düşen enflasyon ve faiz oranlarıyla birlikte geçen sene ser maye piyasalarında yatırımcıların arttığını belirten Keler, bu yıl birkaç büyük halka arz beklediklerini kaydetti. 2018 sonunda 57 milyar TL olan yatırım fonlarının 2019 sonunda yüzde 124 büyümeyle 127.4 milyar TL’ye yükseldiğini aktaran Keler, “2019’da özel sektör borçlanma araçları stoku da yüzde 29 büyüyerek 143 milyar TL’den 185 milyar TL’ye çıktı” diye konuştu. Keler, şöyle devam etti: “Kurumsal yatırımcı portföyü yüzde 64 büyüdü, pay senetleri pi yasa değerinin mil li gelirdeki payı nın yüzde 19’dan yüzde 25’e yük seldi. Pay piyasa sında işlem yapan aktif yatırımcı sayısının ise 336 binden 489 bine çıktı.” l Ekono mi Ser visi Alp Keler İDLIB GERGINLIĞI DOMATESI VURDU Rusya, kota dolduğu için domatesleri almadı. TIR’lardaki domatesler bozulmak üzere. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türk ihracatçıların Rusya’ya domates sevkıyatında zorluklarla karşılaştığını söyledi. “İlişkiler İdlib nedeniyle bozuluyor” diyen Gürdoğan, “Rusya ile olan ilişkimiz, Suriye’de özellikle de İdlib’de olanlar nedeniyle bü yük bir baskı altında” dedi. Sputnik’e konuşan Gürdo ğan, şöyle devam etti: “İhracatçılar Rusya’dan domates sevkıyatı için ek kota talep etti. Ancak henüz bir cevap alamadıkları gibi gönderdikleri mal da geri döndü. Umarım Rusya ve Türkiye yönetimleri aklıselim davranabilir.” Amerika’da faşizm Eğer faşizmi bir “şey”, olarak değil de lider, parti, hareket, söylem, devlet biçimi unsurlarını kapsayan bir süreç olarak düşünebilirsek, ABD basınında “Cuma gecesi katliamı” olarak adlandırılan olayın, sıradan bir işten çıkarma olmadığını görebiliriz. ‘Cuma gecesi katliamı’ Trump, Kongre’de kendi partisinin oylarıyla aklandıktan sonra, geçen cuma gecesi, bir grup üst düzey personelin işine son verdi. Trump’ın Ulusal Güvenlik Konseyi personelinden, Yarbay A. Vindman’ın, UKG’nin hukuk personelinden etik uzmanı ikiz kardeşinin, Avrupa Birliği Temsilcisi G. Sondland’ın işten atılmalarının nedeni, çağrıldıkları için ve yasa gereği, Meclis Komisyonu’nda ifade vermiş olmalarıydı. Bu “yemin altında” verilen ifadeler, Trump’ın Ukrayna ile ilgili anlatıklarıyla uyuşmuyordu. Trump’ın UKG’den daha önce kovduğu Feranda Cutz’a göre mesaj açıktı: “Yasa, ahlakdışı bir uygulamaya şahit olsanız bile konuşamayacaksınız.” Esas olan, önceki FBI Direktörü James Comey’in Trump’la yaptığı ilk konuşmada öğrendiği gibi Başkan’a sadakattir. Comey’in yerine geçici olarak atanan Andy McCabe’de görevi alırken “seçimde kime oy vermiştin” sorusuyla karşılaşmış. Trump, İstihbarat Kurumları Başmüfettişi Michael Atkinson’u da Ukrayna ile ilgili ihbarı, görevini yaparak meclise gönderdiği için görevinden almaya hazırlanıyormuş. Bunları, “başkan güvenmediği insanlarla çalışmak istemiyor” diyerek geçiştirmek olanaksız. Trump’ın başkanlığa geldiğinden bu yana, sistemli biçimde devletin yürütme ve güvenlik organlarını, ekonomi ve güvenlik bürokrasisini, yargıyı kendisine bağlayacak adımlar attığını görüyoruz. Böylece hem yargıya müdahale ederek taraftarlarının cezalarını azalttırabiliyor hem de Amerikan devletinin güçler ayrılığı, dengeleme ve denetleme organları etkisizleşiyor. ABD basınında, özellikle içişleri ve dışişleri bakanlıklarının, geleneksel deneyimli bürokratlar tasfiye edilerek Trump’a sadık olanlarla doldurularak “içlerinin boşaltıldığı” sık sık vurgulanıyor. Demokrasiler Nasıl Ölür (How Democracies die 2019) kitabının yazarlarına göre “tüm bunlar, genellikle, seçim sonuçlarını yürütmeyi politize etme yoluyla istismar ederek iktidarını pekiştirmeyi amaçlayan otokratların yöntemleridir”. Eğer bu kadarla kalsaydı, bunları, hırslı, ahlaksız, ırkçı, milliyetçi, kronik yalancı bir politikacının sıradan bir otoriterleşme eğilimi olarak açıklayabilirdik. Ancak iki gelişme başka bir şeye işaret ediyor. Sertleşen dil, şekillenen toplumsal hareket Trump’ın dili rakiplerine yönelik ağır sözlerle, hakaretlerle ihbarcıların idam edilmesine ilişkin önerilerle, sık sık tekrarlanan kitlesel toplantılarla birlikte giderek sertleşiyor. ABD tarihinin en başarılı başkanı olduğunu iddia ediyor, rakiplerini değersizleştirmenin ötesinde şeytanlaştırıyor. Eğer hızla büyümekte olan, şiddet eğilimli, hatta terörist refleksler sergileyen bir kitle tabanı olmasaydı, “bu hezeyanlar yaklaşan başkanlık seçimlerinin gerginliğidir” der geçebilirdik. Ancak Amerikan sağının “Beyaz üstünlüğü örgütleri”, “silah hakkını savunma birliğinin” düzenlemeye başladığı geniş katılımlı silahlı mitingler, kadın düşmanı ve terörist “Incels” (kendi arzuları dışında bekârlar) hareketi, ekolojik krize yabancı unsurları temizleyerek nüfusu azaltma yoluyla uyum sağlamayı planlayan soykırımcı “ekofaşistler” ve iki yıl önce devletten derin bilgiler sızdırma iddiasıyla başlayan bir hesaptan yayılan, “demokratlar pedofildir”, “kürtajla alınmış çocukları yiyorlar”, Trump aslında duruma hâkimdir, yakında hepsini yok edecek gibi acayip komplo teorileri üreterek on binlerce takipçi edinen “QAnon” gruplarının, Trump mitinglerine katılarak internetten gerçek yaşama geçmeye başlaması, Trump’un bir QAnon tweet’ini 80 milyon takipçisiyle paylaşması farklı bir şeye işaret ediyor. Tüm bu gruplar, QAnon yazılı şapkalar tişörtler giyen insanlar, Trump toplantılarında, toplantıların kenarındaki çadırlarda buluşuyorlar. Böylece Trump’ın oy tabanı, çok tehlikeli bir harekete dönüşmeye başlıyor. Muhafazakâr Parti tümüyle Trump’a teslim olurken “süreç olarak faşizmin” birçok bileşeni bir araya gelmeye başlıyor. KISA... KISA... l İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ocak ayı yolcu sayısı yüzde 6 artışla 2.9 milyonu aştı. Dış hat yolcu sayısı ise yüzde 24 arttı. l Unilever’in, Lipton ve Pucca çay markalarını 6 milyar Avro’ya satması bekleniyor. l Uluslararası kredi derecelendirme şirketi S&P Global, Avro Bölgesi ve Birleşik Krallık ekonomik büyümelerinin, koronavirüs salgını nedeniyle 2020 yılında yüzde 0.1 ile yüzde 0.2 dolayında negatif olarak etkilenebiceği uyarısı yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle