15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 29 KASIM 2020 PAZAR İLKER BAŞBUĞ 26. Genelkurmay Başkanı 26. GENELKURMAY BAŞKANI İLKER BAŞBUĞ YAZDI... J TürkAmerikan oeBiden,20Ocak2021’de Amerika Birleşik Devletleri’nin 46. başkanı olarak göreve başlayacak. Biden, ABD başkanları arasında oldukça ilginç özelliklere sahip biri olarak Beyaz Saray’a girecek. Özelliklere gelince şunları sıralayabiliriz: ilişkilerinin geleceği Birincisi,Biden’ın78yaşında başkanlığa başlaması. Biden, göreve en yaşlı olarak başlayan başkan olacak. İkincisi, Biden’ın bugüne kadar gelen başkanlar arasında en fazla oy alarak seçilmiş olması. Biden, 79 milyon seçmenin oyunu aldı. Üçüncüsü, Biden’ın Başkan F. Roosevelt’ten sonra belki de en zor şartlarda başkanlığa başlayacak olması. Bu özelliklerden çıkarılacak ilk sonuç ise şu olabilir: Demokrat Partililer, Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak ortaya çıkanlardan ki aralarında genç adaylar da vardı en yaşlısını tercih etti. Demokratların bu kararı, ABD’nin karşı karşıya kaldığı zorluklar karşısında “tecrübe”ye öncelik verildiğini göstermektedir. 1942 doğumlu Biden, ABD Senatosu’nda 36 yıl senatörlüğün yanında 8 yıl da Obama’nın başkan yardımcılığını yaptı. 44 yıla yakın kazandığı siyasal tecrübe ile herhalde bugünün koşulları altında en uygun kişiydi. BIDEN’IN DIŞ POLITIKA ÇIZGISI Biden’ın siyasi kariyerine bakılınca onun sahip olduğu nitelikler ise şöyle ifade edilebilir: Siyasal olarak ortada olan bir siyasetçidir. Yani ne tam soldadır ne de tam sağdadır. Siyasette, kurumların varlığına ve güçlü kurumlara sahip olunmasını savunmaktadır. En zor şartlarda bile “uzmanların” tavsiyelerini dikkate almaya, tarafları dinleyerek “konsensus” ile karar almaya çalışmaktadır. Dış politikada “ittifakların” önemli olduğu görüşündedir. Biden’dan kimse devrimci dönüBiden’ın dış politika uygulamasında takip edeceği ana çizgiler ise muhtemelen şöyle olacaktır: Çin, ABD’nin dış politikasında birinci öncelikli konu olmaya devam edecektir. Çin’i dengelemede ABD, Hindistan ile olan ilişkilerine ağırlık vermeye çalışacaktır. Güney Çin Denizi, ABDÇin güvenlik ilişkilerinde odak noktasını oluşturacaktır. Biden, Çin’e karşı yürüteceği politikada Japonya ile de sıkı işbirliği yapacaktır. Çin, Biden’ın seçilmesinden memnun olmuştur. Çin, Trump’ın ani politik çıkışlarla Çin ile Tayvan’ı bir savaş ortamına getireceğinden çekiniyordu. Biden’ın ise hem dikkatli olacağına ve hem de onun ne yapabileceğinin tahmin edilebileceğine inanılıyor. Biden yönetiminde ABDAB ilişkileri daha olumlu havaya girecektir. ABD’nin Paris İklim Anlaşması’na geri döneceği, Dünya Ticaret Organizasyonu’nu destekleyeceği ve İran’la olan ilişkileri yeniden ele alacağı beklenmektedir. İran’ın nükleer silah üretimini kontrol kolay olmayacaktır. Muhtemelen Biden, İran’a yönelik bazı yaptırımları kaldırarak İran’la görüşmeleri sürdürmek ve bir anlaşmaya varmaya çalışacaktır. Biden, NATO’yu destekleyen politikalar uygularken üye ülkelerin GDP’lerinin yüzde ikisini savunmaya harcamalarını isteyecektir. Biden’ın İsrail’deki ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’ten Tel Aviv’e geri alması ise beklenmemelidir. ABDRusya ilişkilerine gelince Trump dönemine göre ilişkilerin soğuk ve mesafeli olacağı söylenebilir. Başkanlar Türkiye’ye karşı şümlerbeklememelidir. Bunlara çözüm bulmalı Bu özelliklere sahip Biden’ın çözüm bulmak zorunda olduğu öncetavır almaktan kaçınır likli sorunlar nelerdir? Beyaz Saray’a gelmeden önce Biden’ın ilgilendiği ilk konu, Covid19 ile mücadele olmuştur. ABD, Covid19 ile mücadelede baB şarısız olmuştur. Bu arada, işin ilginç bir noktası da eğer dünya Coiden döneminde TürkAmerikan ilişkileri Suriye’de Fırat’ın doğusunda oluşan PKK yutu Hazine Bakanlığı tarafından tayin edinasıl olacaktır? bağlantılı YPG/PYD yapılanmasına ABD’nin lecektir. Her halükârda zaten kırılgan olan vid19 sorununu yaşamasaydı, Öncelikle bazı noktaların iyi anlaşılma verdiği maddi ve siyasal destek ile Halk Türk ekonomisinin, bu şekilde oluşacak Trump’ın seçimi rahatlıkla kaza sı gerekir: Bankası’na ilişkin ABD mahkemesinde de bir karardan ciddi şekilde etkileneceği binacak olmasıydı. Birincisi, TürkAmerikan ilişkilerinin geç vam eden yargılamanın nasıl sonuçlanaca linmelidir. Türk ekonomisinin bu yıl yüzde Biden’ın “Oval Ofis”e girdiği an ikinci öncelikle ele alması gereken konu ise elbette ekonomik durum olacak. 2020 yılında ABD’nin ekonomik büyüme hızının eksi yüzde 4.6 olması beklenmektedir. Yani küçülme. Daha da kötüsü aynı süreçte Çin ekonomisinin yüzde 1.8 büyüyeceği hesaplanmaktadır. Biden’ın asıl karşılaşacağı sorun ise ABD toplumunun siyasal olarak tarihinde olmadığı şekilde “bölünmüşlüğü” yani “kutuplaştırılmış” olmasıdır. Bu konuda Biden’ın işi gerçekten zordur. Trump, uyguladığı “kutuplaştırımişine bakıldığında, Türkiye’nin ABD ile yaşadığı sorunların kaynağında, ABD başkanlarından ziyade ABD Kongresi’nin olduğu görülür. ABD’nin ulusal çıkarları çerçevesinde hareket etmek zorunluluğunda olan başkanlar, mümkün olduğunca Türkiye’ye karşı tavır almaktan kaçınırlar. Çünkü Türkiye, bulunduğu coğrafya nedeni ile stratejik değere sahip bir ülkedir. Hiçbir başkan, Türkiye’yi kaybetmenin bedelini yüklenmeyi istemez. Bunun en canlı örneği Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Türkiye’ye uygulanan silah ambargosu sürecinde görülebilir. 19 Eylül 1974’te ABD Senatosu’nda ve 24 Eylül’de de Temsilciler Meclisi’nde “Türkiye’ye Yapılan Silah Satışlarının ve Verilen Askeri Kredilerin Donğı gelmektedir. Karşı çıkışın iki nedeni ABD Kongresi, S400 konusunda çok keskin bir çizgiye sahiptir. Trump, Türkiye’yi F35 projesinden uzaklaştırarak Kongre’nin tepkisini azaltmaya ve kontrol etmeye çalışmıştır. ABD’nin özellikle Kongre’nin S400 konusuna karşı çıkmasının iki nedeni bulunmaktadır: Birinci neden, Rusya’nın özellikle Avrupa üzerindeki etkisinin kırılmasına yöneliktir. Rus firmaları kara listeye alınmıştır. Bu firmalardan alışveriş yapan ülkelere karşı CAATSA diye isimlendirilen yaptırımlar uygulanmaktadır. ABD Kongresi, Türkiye’ye karşı bazı yaptırımlar uygulanmasını Başkan 3.9 küçüleceği de dikkate alınırsa sorunun ciddiyeti daha iyi anlaşılır. TürkAmerikan ilişkilerini sadece bugün değil, orta ve uzun vadede de etkileyecek konu, Suriye’nin kuzeyinde PKK bağlantılı YPG/PYD tarafından oluşturulan siyasi, idari ve güvenlik yapılanmasıdır. Bu oluşan durum Türkiye açısından bir “beka” sorunudur. Biden yönetiminin de Trump döneminde YPG/PYD konusunda uygulanan politikayı devam ettireceği değerlendirilmektedir. Bu durumda Türkiye, bu konunun neden bir “beka” sorunu olarak görüldüğünü ve Suriye’de bulunmasının nedeninin, Suriye’nin kuzeyinde oluşan YPG/PYD yapılanması ile ilgili olduğunu kararlılıkla net olarak ortaya koymalı ve anlatmalıdır. cı” ve “popülist” politikalarla ABD durulması” kararı alınmışSonuç olarak yakın zatoplumunu bölmekte oldukça ba tı. Başkan Ford, 15 Ekim’de manda TürkAmerikan ilişşarılı olmuştur. Kongre’nin aldığı bu kararı kilerinin geleceğini tayin İki seçimin farkı veto etmişti. 16 Ekim’de Temsilciler edecek öncelikli konular, S400 sorununa ilişkin ge2016 seçim sonuçları ile 2020 Meclisi bu sefer silah amlişmeler ile Halk Bankası seçim sonuçları karşılaştırıldığında şöyle bir sonuç çıkmaktadır: 2020 seçimlerine katılan seçmen sayısında ciddi bir artış olmuştur. Trump, 2016 seçimlerine göre çok ciddi oy kaybı yaşamamıştır. Trump, 73 milyon seçmenin oyunu almayı başarabilmiştir. Trump’ın kutuplaştırıcı siyaseti, “beyaz üstünlüğü” ve “ırkçı yaklaşımlara” dayanmaktadır. Trump, bu seçimde beyaz seçmenlerin yüzde 57’sinin oyunu almayı başarmıştır. Tüm erkekler bargosu kararını kabul etti. Başkan Ford, bu kararı da veto etti. Ancak Kongre kararlıydı. Kongre, bu sefer başkanın 5 Şubat’a kadar silah ambargosunu başlatması kararını aldı. Kongre’ye direnemeyen Başkan Ford, 30 Aralık 1974’te bu kararları onaylayarak yasalaştırdı. Ve Türkiye’ye uygulanan silah ambargosu 26 Eylül 1978’e kadar yürürlükte kaldı. İkinci nokta ise ABD Kongresi’ndeki Türkiye aleyhtarlığının neredeyse Antony Blinken hakkında ABD mahkemesinin vereceği karar olacaktır. Asıl sorun ise Suriye’de oluşan YPG/PYD yapılanmasıdır. Biden’ın ve muhtemelen Dışişleri Bakanlığı’na getirilecek Antony Blinken’ın siyasi görüşleri ve dış politika uygulamalarına ilişkin değerlendirmeleri bilinmektedir. Türkiye ile farklı düşündükleri konular vardır. Ancak önemli olan nokta, Biden ve Blinken, Türkiye’yi arasındaki oyları ise 2016’ya göre 1974’ten sonra en ciddi boyutlara gelmiş Trump’tan istemiştir. Trump başkanlık yet iyi tanıyan ve Türkiye’nin öneminin farkın2.2 milyon artmıştır. Trump, zen olmasıdır. Demokrat Partililerin Türkiye’ye kisinin kullanılarak yaptırımların uygulan da olan kişilerdir. ginlerden aldığı desteği de yükseltmiştir. Esas ilginç ve anlaşıldaha mesafeli olduğu bir gerçektir. Senatör masını ileri bir tarihe bırakmıştır. Biden’ın Türkiye aleyhine hazırlanan bazı İkinci neden ise S400’lerin aktive edileÖnce kongrede etkinlik maz olan nokta ise “ırkçı” yakkararlarda önemli rol oynadığı da bilinmek rek kullanılması durumunda F35 uçaklarıBu nedenle Türkiye, öncelikle ABD laşımları destekleyen ve “beyaz tedir. Demokratlar, 222 temsilci ile Temsil nın “görünmezlik” konusunun test edilebil Kongresi’nde oluşan Türkiye aleyhtarlığını üstünlüğü”nü açıkça savunan Trump’ın AfrikalıAmerikalı, AsyalıAmerikalı ve Latinlerden aldığı oy oranının da artmış olmasıdır. Genç seçmenlerden ve üniversite mezunlarından fazla oy alamayan Trump’ın her şeye rağmen bu seçimde çok başarısız olmadığı, ABD toplumunun büyük kısmından ciddi destek aldığı ortadadır. Bu şartlar çerçevesinde Biden’ın toplumdaki bu bölünmüşlüğü ve kutuplaşmayı azaltması pek de kolay görünmemektedir. ciler Meclisi’nde sahip oldukları çoğunluğu korudu. Senato’da ise şu anda Demokratların 48 koltuğuna karşı, Cumhuriyetçilerin 50 koltuğa sahip olduğu görülmektedir. Ocak ayında Georgia eyaletinde iki koltuk için seçim yapılacak. Eğer Demokratlar bu iki koltuğu kazanırsa bu, Türkiye için pek de iyi bir haber olmaz. Çünkü Trump, Temsilciler Meclisi’nin Türkiye aleyhine aldığı kararları, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato’da durdurmuştu. Önümüzdeki süreçte TürkAmerikan ilişkilerinde sorunlar yaratabilecek öncelikli konuların başında, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S400’lerin aktive edilmesi, me olasılığının olmasıdır. Zaten bu neden de Türkiye’nin F35 projesinden çıkarılmasının asıl nedeni olmuştur. S400 konusu, Biden’ın Türkiye ile ilgili karşı karşıya kalacağı öncelikli sorunlardan birisi olacaktır. Türkiye’ye S400’ler nedeniyle yaptırımlar uygulanırsa benzer yaptırımların Rusya’dan gelişmiş silah sistemleri alan Hindistan, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan ve Katar’a karşı da uygulanması gerekmektedir. Bu, Türkiye açısından bir avantajdır. Halk Bankası’na ilişkin ABD yargısının ne karar vereceği bilinmemektedir. Mahkeme, ceza verilmesine karar verirse cezanın boazaltmak üzere Kongre üzerindeki faaliyetlerini etkinlikle artırmak zorundadır. Böylece Kongre’nin başkan üzerinde oluşturacağı baskı azaltılabilir. ABD Kongresi üyelerine Türkiye’nin görüşleri ve haklılığı açıklıkla anlatırken Türkiye aleyhine alınacak kararların Türkiye’yi zora sokabileceği, ancak Türkiye’nin bazı çıkış yollarını bulabileceği, fakat Türkiye’yi kaybeden ABD’nin karşı karşıya kalacağı sorunlar ve zararların çok daha fazla ve telafi edilemeyecek boyutlarda olduğu ortaya konulmalıdır. Bu arada Türkiye’nin dostane ilişkilerde bulunduğu ülke sayısını artırması da elbette Türkiye’nin elini güçlendirir. Bu Katar’ın lokomotifi ABD’dir! AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Katar Emiri Al Sani arasındaki Türkiye’nin zenginliklerinin Katar’la paylaşma anlaşması çok su kaldıracak. Son sözümüzü başta söyleyelim: Katar’ın attığı her büyük adımın arkasında ABD ve çevresi vardır. Bunu görmek için iyi araştırmacı olmaya, perde gerisi bilgiler almaya gerek yok. Açık kaynaklardaki haberleri bir araya getirmek yeterli. Katar’da Sani ailesi yönetimde, on yıllardır emirler gelir gider, hepsinin uzun adının sonunda Sani vardır. Tıpkı Suudi Arabistan’da Suud ailesinin, Kuveyt’te Sabah ailesinin, Bahreyn’de Halifa ailesinin, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) Zayed ailesinin olduğu gibi. ABD tüm dünyada demokrasi istiyor ama bu ülkeleri pek seviyor. ABD, özellikle bu bölgede iş yapacağı ülkenin karar mekanizmalarını istemiyor, bir kişiyle muhatap olup işi bitirmek istiyor. Bütün mesele Türkiye’yi de bu yapıya benzetmekti! HHH Katar’ı sütuna yatırırsak: ABD’nin bölgedeki en büyük üssü burada. 2019’da daha da büyütme kararı alındı. 22 Ağustos 2019’daki Washington Post’un haberine göre “iyileştirme” adı altındaki büyütme için 1.8 milyar dolar harcandı. Parayı da Katar ödedi. ABD bu üssü, “Katar’ı daha iyi korumak için” formülüyle büyüttü. ABD’nin üs komutanı Tuğgeneral Tulley, bu üssün önemi için “Bölgedeki 5 sorunu kapsıyor; Afganistan, İran, DAEŞ, Suriye’nin kuzeyi, Yemen” diyor. Başta Suriye olmak üzere ABD’nin bölge politikaları Türkiye’nin yararına ters. Bunlarda Katar, ya ABD tarafını tutuyor ya tarafsız kalmaya özen gösteriyor. El Cezire dünya çapında etki gücü olan, Arapçanın yanında İngilizce yayın yapan, zaman zaman Arap ülkelerinin yönetimine ayar veren bir yayın organı. Bunun merkezi de ABD üssünün bulunduğu kentte, Katar’ın başkenti Doha’da. Genel yayın yönetmeninin soyadını söylemeye gerek yok: Sani! Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklarla ilgili uluslararası örgütlenmelerde Katar hep Türkiye’nin karşısında, ABD ile beraber. Salt bu bölge için oluşturulan, Türkiye’nin dışlandığı gaz forumunda da yer alıyor. Erdoğan’la Sani’nin başlıca ortak noktaları İhvan hareketini yani Müslüman Kardeşler’i desteklemiş olmaları. HHH Katar, ABD açısından İran’a karşı Hürmüz Boğazı’nı kontrol etmenin de önemli bir aracı. İsrail’in BAE ile başlayıp devam eden normalleşme anlaşmalarına yakın gelecekte Katar da katılabilir. Erdoğan’ın açıkladığı anlaşma, Türkiye’nin de yukarıdaki yelpaze içinde bir ülke olmasına doğru atılan adımların büyük olanlarından. Altını çizelim: Bir ülke kalkınmak için yabancı sermayeyi de kullanabilir. Bunun pek çok örneğinden biri Karabük Demir Çelik’tir. Atatürk uzun ön çalışmalar, temaslar sonunda dönemin iyi teknolojisinin İngiltere’de olduğuna karar verdi; 2.5 milyon sterlinlik kredi anlaşmasıyla hâlâ ayakta olan bu tesisin kurulmasına 1936’da başlandı. 1939’da İnönü tarafından açıldı. Katar’la yapılan anlaşma Türkiye’yi hangi teknolojiyle tanıştıracak? Hangi alanda üretimin artmasını sağlayacak? Hangi alanda dünya ile yarışı güçlendirecek? Hiçbiri... Tam tersine adı üstünde varlıklara ortak olmaya yönelik. Bilinmeyen başka ortak var mı, o da malum konu! Üstelik bir maddelik “su politikaları” anlaşması var ki... Bu, ayrı yazı konusu. GÖKÇEN’DEN STK ÇAĞRISI ‘Tedbirler alınmalı’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, dernek, STK, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, birlik ve kooperatif etkinlikleri ve genel kurullarının 3 ay daha ertelenmesinin ardından “Sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını sürdürebilmeleri için gerekli tedbirler bir an önce alınmalı” çağrısında bulundu. Salgın koşulları gereğince tedbirlerin kaçınılmaz olduğunu ancak hak ve özgürlüklerin sınırlandığı bu dönemde STK’lerin etkili bir şekilde çalışabilmesini demokrasi açısından önemli bulduklarını belirten Gökçen, “İktidarın pandemi koşullarına uymadığı toplantı, kongre ve mitinglere tanık olduk. Bu çelişki bir an önce giderilmeli ve kurallar ölçülü bir şekilde uygulanmalı” dedi. l ANKARA İstanbul’da anaokullarına uzaktan eğitim kararı İstanbul’da resmi anaokulları, kreşler ve uygulama sınıflarında uzaktan eğitime geçilme kararı verildi. MEB, önceki gün, koronavirüs salgınının ilgili yerleşim yerindeki seyrine bağlı olarak, 4 Ocak’a kadar il veya ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından, okul öncesi eğitim kurumlarında uzaktan eğitim kararı alınabileceğini bildirdi. Vali Yardımcısı Niyazi Erten başkanlığında toplanan İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nde alınan karara göre İstanbul’da 01.12.202004.01.2021 arasında resmi anaokulu ve anasınıfları ile uygulama sınıflarında eğitim faaliyetleri uzaktan sürdürülecek. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle