25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 29 KASIM 2020 PAZAR YORUM/HABER Tarih 22 Kasım 2020. Saat 10.30 suları. Yer, Doğu Akdeniz. Arkas Denizcilik’e ait Türk bandıralı Roseline A yük gemisi, Libya açıklarında Alman donanmasının Hamburg firkateyni tarafından durduruluyor. Askeri helikopterin güverteye sallandırdığı halattan Alman deniz komandoları iniyor. Gösterişli hareketlerle Roseline A’yı teslim alıp saatlerce tutuyorlar. Bu bir baskın. Roseline A’nın tüm belgeleri, konşimentoları tamam, sigortası var, yükü yasal. Gökyüzünde ceviz kabuğu kadar küçük balıkçı kayıklarını bile saptayabilen uydular var. Roseline A, İstanbul Limanı’ndan demir aldığından beri izleniyor. Bu bir baskın, evet. Deniz hukukunu hiçe sayan, ticari gemilerin uluslararası sulardaki dokunulmazlığını alenen çiğneyen, mafyalaşmış devletlerin kaçakçı gemilerine yapılan türden bir baskın. Irini harekâtı dahilinde, Roseline A’da didik didik kaçak silah arıyor Alman askerleri. Olmadığını bilmiyorlar mı? Tabii ki biliyorlar. Zaten Hamburg firkateynine Türk gemisine baskın emrini veren de salt Almanya değil. BM’nin Libya’ya silah ambargosunu denetlemekle görevlendirdiği AB misyonu Irini harekâtına İtalya, Fransa, Yunanistan, Almanya, Polonya ve Lüksemburg katılıyor. Herkes üye, bazıları daha üye Onlar da NATO üyesi, Türkiye de. Türkiye ile bu ülkelerden bazıları, Libya’daki çıkar çatışmasının taraflaÜfürükten büyükelçiler Bir devletin saygınlığını, içeride de dışarıda da temsilcileri sağlar. Her iki sorunun da cevabı, aynı kapıya çıkar: Türkiye’de ulusun devlete saygısını Bana elçini söyle, sana bizzat yok eden temsilciler, uluslararası saygınlığıülkeni söyleyeyim... nı da ortadan kaldırmıştır. Ulusal saygıdan mahrum Egemen Bağış’ı dış rı. Ama Roseline A ticari yük gemisine savaşta da geçerli uluslararası deniz hukukuna aykırı olarak yapılan baskın, Libya’daki husumeti aşıyor. Düşmanın da sayılanı ve sayılmayanı vardır. Türkiye’ye saygın bir düşman bile değil, Somali gibi korsan devlet muamelesi yapılıyor. Daha doğrusu, ülkemizin artık sayılmadığı ilan ediliyor. Türkiye’yi aşağılamayı amaçlayan bu baskın, ülkemize yönelik daha vahim, daha saygısız müdahalelerin işaret fişeği de olabilir. Diyelim ki hepsi düşmanımız. Zaten aynı cenah, Çanakkale’de de düşmandı, Kurtuluş Savaşı’nda da. Ölümüne çarpıştılar Türklerle. Ama saymamazlık edemediler! Saygı duymak zorunda kaldılar. Çünkü Türkiye, yoksulluğu, inadı, inancı, sivili, neferi, ülküsü, ordusu ve komutanlarıyla yenilirken de saygındı, yenilgiye başkaldırıp yenerken de... Nasıl oldu da yitirdi uluslararası saytemsilciliğine büyükelçi atayan Türkiye, uluslararası saygı beklentisi içinde olmamalıdır. Keza Dişli sülalesinden Şaban Bey, Kavakçı sülalesinden Merve, Sayan sülalesinden Ayşe Hanım vb. gibilerinin büyükelçi sıfatıyla temsil ettikleri bir devletin, zaten saygınlık aradığı da söylenemez! Ülkemiz, 1950’lerden sonra çoğu yolsuz, epeycesi görgüsüz, seçildikleri makamı ailesi ve yakınlarının yemlenmesi için kullanan, zaten makam hırslarından başka hiçbir ülküsü olmayan politikacılar tarafından yönetildi. Ama Dışişleri Bakanlığı, on sekiz yıl öncesine kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin en donanımlı, bilgili, görgülü insanlarının seçilerek alındığı, çok başarılı diplomatların yetiştiği bir kurumdu. Diplomatlarımız öylesine inançlı ve başarılıydılar ki Atatürk’ten sonraki hiçbir devlet başkanına aynı saygıyı duymayan ve Türkiye’yi küçümsemeye eğilimli yabancı misyonlar, onlardan gınlığını? “üçüncü sınıf ülkenin birinci sınıf diploKorsan devlet muamelesi görmeyi ger matları” diye söz ederdi. çekten hak ediyor mu? Hepsi sarsılmaz yurtseverlerdi ve Türkiye’yi canlarını dişlerine takarak, akılla, zekâyla, donanımla en başarılı biçimde savundular, pek zor durumdan, tuzaktan kurtardılar. ASALA otuz beş diplomatımızı öldürdü, ama sağ kalanları yıldıramadı. Umudumuz Kartal İmam Hatip İktidar sarhoşu ayak takımının, salt onlara baktıklarında kendilerinin asla sahip olamayacağı bilgiyi, donanımı, zarafet ve soyluluğu gördükleri için, kıskançlık ifadesi “monşer” lakabıyla andıkları büyükelçiler, Türkiye’nin uluslararası saygınlığıydı. Bazılarını şahsen tanımak onuruna eriştim: Şükrü Elekdağ, Onur Öymen, Tanşuğ Bleda, Orhan Güvenen, Uluç Özülker, Sina Baydur, Gürcan Türkoğlu, Sönmez Köksal... Elbette ki hâlâ görevde olan birkaç saygın diplomatımız, başarılı büyükelçimiz var. Ama çoğu gitti, her gidenle birlikte Türkiye’nin de dünyadaki saygınlığı eksildi. Şimdi ülkemiz imamlarının Okusford’u sayılan Kartal İmam Hatip’ten büyükelçiler çıkmasını umutla bekliyoruz ki “monşer”lerden boşalan saygınlık kotasını doldursunlar. Bir umudumuz da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şoförlüğünden AKP milletvekilliğine, oradan da Dışişleri Komisyonu üyeliğine yükselen Ahmet Hamdi Çamlı’nın ya büyükelçi ya da Dışişleri Bakanı atanması. Sizce de çok yakışmaz mı? Ne demişler? Bana elçini söyle, sana Roseline A nasıl basıldı, söyleyeyim. IŞİD operasyonu: 22 kişi gözaltında Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince kent merkezi ve Sorgun ilçesinde terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyon düzenlendi. Biri Sorgun ilçesinde olmak üzere 20 adrese düzenlenen operasyonda, IŞİD terör örgütü ile bağlantısı olduğu tespit edilen Irak uyruklu 22 şüpheli yakalandı. l AA ‘Batum imamı’ Denizli’de yakalandı FETÖ’nün sözde “Batum imamı” ve “Gürcistan eğitim sorumlusu” olduğu öne sürülen C.D. (47) Denizli’de yakalandı. C.D. gözaltına alınırken evde yapılan aramada çok sayıda dijital materyal bulundu. Tabure içine gizlenmiş halde 40 bin dolar ile 5 bin lira ele geçirildi. Şüphelinin Gürcistan’da ruhsatı iptal edilen FETÖ ile bağlantılı Özel Demirel Koleji’nde 2000 ile 2011 yılları arasında öğretmenlik ve idarecilik yaptığı belirtildi. C.D., çıkarıldığı sulh ceza hâkimliğince tutuklandı. l AA FETÖ’den yargılanan üç kişi sınırda yakalandı Milli Savunma Bakanlığı (MSB), yasadışı yollarla Yunanistan’a geçmeye çalışan 3 FETÖ mensubunun sınırda yakalandığını bildirdi. Açıklamada, “Meriç İlçe Jandarma Komutanlığı’na teslim edilen 3 kişinin FETÖ terör örgütü mensubu olmaktan yargılandıkları belirlendi” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet İçişleri Bakanlığı: 42 ilde 641 kişi gözaltına alındı İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, PKK/KCK terör örgütü üyeleri ve destekçilerine yönelik önceki gün ve dün başsavcılıklarla koordineli 42 ilde planlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda 641 kişi gözaltına alındı. Aramalarda, çok sayıda silah ile örgütsel doküman ve dijital materyallere el konuldu. l ANKARA/Cumhuriyet Eminiz ne “maça kızı”nı tanıyor, ne de “pis yedili” buluyor. Ama siyaseten, açık poker Sayın Emir, hem cömert hem tokgözlü. Reyiz’e Boeing 7478’in yüzde oynamaya bayılıyor. 100’ünü hediye etmişti. İktidarının ilk döneminde açıklamıştı: “Tayyare Tayyip” diye korka kor“Benim görevim Türkiye’yi pazarka sormuştuk: lamaktır!” “Hediye ama ne diye?” Deniz Baykal da çok içerlemişti: (7.10.2018 Cumhuriyet) Reyiz’e cennet yolu... “Pazarlamanın meşru payı komisyondur. Ülker pazarlarken koH Tank Palet Fabrikası, İstinyePark misyon alıyordu. Şimdi Türkiye’yi vesaire vesaire. pazarlarken komisyonu ne oluyor?” (19.10.2005) Tövbe... H Çıraklık dönemiydi. Ustalık da geriBu sözü padişahlar için de söyleyen çıkmaz. Zira buraları insanlık adına yüz kızartıcı yerler de olsa, kökleri Osmanlı’ya Kanal İstanbul çevresinde Arap şeyhliği kuracak genişlikte araziler de satın almıştı. Ama Allah’ı var. Hepsi parasıyla. Ama bizim tayyare hediye.. de kaldı. dayanan birer milli ve yerli kurumsal H Artık üstatlık zamanı: miras. Kanal çevresindeki araziler çok gü“Ben öldüğümde, arkamdan ‘Ülkemin Farkında değil, belki de kapatılması rültü koparmadı. Belli ki damat Berat’ın milli varlıklarını sattırdı!’ dedirtmem!” için ayak sürümek bundan. da aynı çevrede arazi satın almasına ve Elbette böyle bir şey demedi. Keşke diyebilseydi. Ama aynen şöyle demişti: “Ben öldüğümde arkamdan ‘karı sattırıyordu’ dedirtmem!” (26.5.2005 Hürriyet) H İlk meşru “umumhane” Sultan II. Mahmut döneminde hizmete girmişti. (1812) İzinsiz açılanlar zaman içinde artmaya başladı. oralarda bir yanlışlığa izin vermeyeceğine güveniliyordu. Ama damat ortalıkta yok. Durumu belli ki içgüveysinden hallice. Milletvekili bile değil artık. İnşallah duası kabul olur. KayınpedeEstağfurullah. Tövbe tövbe! Ulu Hakan II. Abdülhamit de (Kerha ri at izini it izinden ayırır da sonu hayırH ne Talimatnamesi1884) ile bu “hanele lara tebdil eder. İstanbul Belediyesi başkan adayı re” kurumsallık ve yaygınlık kazandırdı. H iken genelevleri kapatma sözü vermişti. Sözü AKP dönemine bağlayıp nokKatar ile bitirelim. Seçildi. Uzun süre geçti. Genelevler faalden de faaldi. En büyük patronu vergi rekorları kırıyordu. Reyiz “mazeretini” şöyle açıkladı: “Kapatma yetkisi bende değil, valininmiş!” talayalım: “Türkiye’deki hayat kadını sayısı 150 bin dolayındadır. Vesika alabilmek için de 40 bin kadının da resmi makamlara başvurusu vardır. (A.Ü.Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Dünyanın en zengin 10 ülkesinden biri. Nüfusu 2.4 milyon. Ama halkının sadece yüzde 10’u Katar asıllı. Kalan 90’ı Hint, Pakistan gibi Uzakdoğu asılılı göçmenler. Borsanın yüzde 10’unu satın almaBendeniz de o günlerde şöyle yaz Akbay’ın 2016 yılı araştırması)” ları belki de Katar asıllıların yüzdesi yümıştım: Özet: zünden. “Belediye başkanı oldu. İnşallah va“Torbada ekmek” gerçeğimize paraH li de olur.!” lel bir de “kuyrukta hayat kadını” realiİmzaladığımız 10 anlaşma ile yeni Dileğim ve duam, demek ki fazla temiz mevcuttur. Cumhur müttefiklericandan, yürektenmiş.. ne duyurulur. Valiliği falan pas geçip başbakan oldu. Nokta. stratejik ortağımız Katar oldu. El Sani, parayı bastırıp birkaç yıl önce de Ege Denizi’ndeki Oksia Adası ile Cumhurbaşkan oldu. Reyiz oldu. Genelevler hâlâ faal. H H Covid19 korkumuz tavan yapmış durumda.. 5 küçük adacığı Yunanistan’dan toplam 8.4 milyon Avro’ya satın aldı. T.C. Merkez Bankası “swap” (değiş Kendisi için her şey söyleniyor. SöyAma Borsa İstanbul’un yüzde 10’u tokuş) işlemlerine ağırlık verecekmiş. leyenlere davalar açılıyor. Sadece ge Katar’a gitti diye cümleten hasta olduk. Reyiz, vatan için bir fedakârlık yapçen yıl yüz binden fazla soruşturma Bu yüzde 10, Baykal’ın işaret ettiği sa.. Uçaklarından bazıları ile Marmaaçıldı. Dava açılanların sayısı ise on “komisyonu” çağrıştırdığı için belki de. ris ve Van Gölü kıyısındaki köşklerini binleri buluyor. Ama aralarında kimse çıkıp da tövbe tövbe “karı sattırıyor!” demedi. Çünkü kimsenin aklına gelmedi. Gelmez de... Ama o yüzde 10’luk dilim zaten yabancıların, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nındı. (EBRD) Geçen yıl Varlık Fonu’na geri satmıştı. “kardeşim” dediği El Sani’nin Ege’deki adaları ile “swap” etse. Üste alacağımız para ile de aşı açığımızı bizim Almancı karıkoca vatandaşlarımızın aşıları ile kapatsak. Korkudan değil. Ayıp, suç ve gerçek Katar’ın parası da bol, Reyiz nezdinReyiz belki tekrar iktidar olamaz ama dışı olduğu için gelmez. deki itibarı da. cennetlik olur. 29 KASIM 2020 SAYI: 34749 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:30 08:01 12:57 15:22 17:44 19:09 Ankara 06:13 07:42 12:42 15:10 17:32 18:55 İzmir 06:34 08:01 13:05 15:37 17:59 19:20 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Kuru fasulyenin kilosu 30 lira, vaka sayısı 30 bin Artık ölü yıkanan gasilhanelerin önündeki yan yana dizilen tabutların sayısı artıp belediye otobüsleriyle tabutlar üçer dörder mezarlıklara taşınınca, mezarlıklarda yer kalmayınca, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı, günlerce, aylarca vatandaşlarına açıkça yalan söyledikten sonra nihayet korona gerçeğinin ülkemizdeki vahim tablosunu açıklamak zorunda kaldı. Bu zorunlulukta kendileri kabul etmese de TTB’nin, terörist damgasını yemeyi göze alarak yaEn baba ekonomist. yımladığı gerçek rakamların, önlem alın çağrılarının etkisi oldu. Artık yalan saklanamaz hale geldi. Şimdi birkaç ay önce, özellikle yaz aylarında Türk halkına sanki virüs ülkeyi terk etmiş gibi gösterilerek Ayasofya tiyatrosu oynandı, Cumhurbaşkanı Rize’de vatandaşa keyif çayı attı, özellikle büyük oteller, havası zaten ölümcül olan AVM’ler açıldı. Kucak kucağa düğünlere izin verildi. Virüs ülkeyi terk etti yalanına inanan özellikle gençler parti vermeye başladı, esnaf ahalisi dükkânların önünde neredeyse rakılı muhabbet yapacak duruma geldi. Okullar açıldı, paralar toplandı ama ne olduysa online denilen ne olduğu hem öğrenciler hem öğretmenler için meçhul bir eğitim başladı. Veliler verdikleri parayla kaldılar. Kredi faizleri düşürüldü ve halkımız sanki bedava gibi ev aldı, araba aldı ama görüldü ki işler kesat yakında bankalar zaten ev zenginiydiler daha da zengin olacaklar. Bu arada kuru fasulyenin kilosu 30 lira oldu. Ekonomimiz uçuyor diye bu alanda da sürekli yalan söyleyen bakanlara, yetkililere en güzel cevabı kuru fasulye verdi. Dostlarım, geçenlerde piyaz yapmak için satın aldığım fasulyenin kilosunun 30 lira olduğunu görünce olduğum yerde donup kaldım. Kuru fasulye bulgur pilavıyla birlikte bizim milli yemeğimizdir, ben de hemen bulgur fiyatına baktım, o da 12 lira olmuş. Mercimek ucuzdur dedim, o da 17 lira olmuş. Durum böyle olunca hadi dedim şu balıkçıları, kasapları bir dolaşayım. O da ne? İstavritin kilosu 40, hamsinin kilosu 35. Hem de pazarda. “Arkadaşlar ne oluyor” diye sordum, “Balık yok abla” dediler, ben de “Nasıl olur? Yanı başımızdaki Yunanistan balık kaynıyor?” Bir yandan balık ayıklayan bir yandan da bana laf yetiştiren delikanlı cevabı yapıştırdı: “Ülkene hoş geldin abla.” Meraklıyım ya, biraz yeni tanrı Google’a girdim, durum şu, bilgilendireyim: Yunanistan’da balıkçılar için 25 metre kuralı var, çünkü daha aşağısında balık yumurtaları ve yavru balıklar var. Onları avlamak yasak. Bizde bu 24 metre 40 olarak belirlenmiş, sonuç da balık yok. Kısaca yoksul halkımızın en temel gıdası hamsi bile ateş pahasına. Kasaplara da şöyle bir baktım, pek çoğu keyifsiz, insanlar en çok bir kilo kıyma alıyorlarmış. Bir yandan korona bir yandan sürekli artan yiyecek, içecek fiyatları. Bir de hepsi korona uzmanı sözüm ona bilim adamları, “İyi beslenin, CD vitaminlerini mutlaka alın” demiyorlar mı? Arkadaş, en etkili C vitamininin parasını söyleyeyim: 135 lira. Bu ülkede kaç kişi dolar her arttığında fiyatı artan koruyucu vitaminleri alabilir? Hiç olmazsa insanlarla dalga geçmeyin! Bu arada korona mesela İstanbul’da hangi semtlerde yoğun, haritaya baktım. Ekmek parası için sabahın erken saatlerinde toplu taşıma araçlarıyla işlerine gidenlerin, hasta hasta inşaatlarda çalışmak zorunda kalanların yaşadığı semtler. Nasıl da umutlanmıştık bu korona herkesi eşitler diye, o bile zenginlerden yana, yoksullar ölsün! Ben kuru fasulyeye taktım ya, hesapladım bir kilo kuru fasulye, etsiz dört kişilik bir ailenin tek öğünü, insanlar ne yapıyor, nasıl besleniyor diye kafa yorarken yıllar önce bir röportaj için gittiğim Alibeyköy’de kapısını çaldığım ev aklıma geldi. Bana çay ve börek ikram etmişlerdi. Böreğin içinde çeşni olarak kıyılmış hamur parçaları vardı. Epey şaşırmıştım, şimdilerde kıyılmış hamur parçaları da kalmamıştır. Bu arada sadece yeşillik alarak 100 liraya yakın para vermişim ya, homur homur söylenerek mahallenin kahvesine gidiyorum. Kahve kapalı, orada tanıdığım hem okuyup hem çalışan iki üniversite öğrencisi kızımız var. Yeni kapanan kahvenin önünde oturmuş, incecik ağlıyorlar. Yurt parasını ödeyemedikleri için yurttan çıkışları yapılmış ve çalıştıkları kahve ne yazık ki kapanmış. Yanlarına gittiğimde pek çok arkadaşlarının aynı durumda olduğunu söylediler. Tek çare, taşradaki evlerine gidip online eğitim görmek. Sonra ne olacak? İşte bu sorunun yanıtı yok. Durum budur. Bu arada evlerinde hiçbir geçim sıkıntısı çekmeden oturan kişilerin “ay aman sıkıldım” demeleri pek bir gıcığıma gidiyor, onlara diyorum ki elli yıl önce toplama kampında yaşanan korkunç durumu anlatan belgeselleri izleyin ve korona hastası olup ekmek parası için işe gitmek zorunda olan bir emekçiyi düşünün ve biraz ayılıp bayılmayın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle